Kitaplardan Hoşunuza Giden Alıntılar

"...Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem belki mâkul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız..."

Ruh Adam - Hüseyin Nihâl Atsız
 
Korku'yu başlı başına bir silah olarak kullanmayı Cengiz icat etmemiş olsa da sistematik olarak ilk kullanan imparator oldu, modern zamanlarda atom bombasının yarattığı korku da ayrı bir silah olabilmiştir; yaşıyoruz. General Clausewitz'in tarifine göre; savaşın ilk hedefi karşı tarafın iradesini esir almaktır, Nicopolis de bu sonucu doğurmuştu; Avrupa'nın mukavemetinin bir de bu nedenle zayıfladığını söylemek durumundayız.

Yalçın KÜÇÜK - Devlet ve Hürriyet(Tekeliyet 1)
 
Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı..
Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal ettiklerini, düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun?"

Kızıla Boyalı Saçlar / Kostas Mourselas
 
Şimdi tek istediğim nefes alabilmek, ötesinde yok gözüm.
Kaçmak da mümkün buradan elbette ama benim istediğim kaçmak değil ki.
Ne varmayı arzuladığım bir öte diyar,
ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir cennetim var.
Sadece çıkmak istiyorum.
Çıkmak da değil, çıkabilmek. Ben o ihtimali seviyorum.
Seçeneğim olmasını, kapının aralık kalmasını…
Durmuşum bir eşikte, ne bir adım geri, ne bir adım ileri, uzatmışım kafamı aralıktan dışarı, sırtımı dönmüşüm o cehennem sıcağına, mutlu mesut, çocuk çocuk soluklanıyorum serinlikten, ötesi gerisi ne gam.”

MedCezir - Elif Şafak
 
“Gün boyunca hayatta kalmaya, geceleri ise yaşamaya çalışırız”
“Kendimizi olduğumuz gibi kabul edinceye dek bizi tutsak edecek kahramanlar. Özgür toplumda kahramanlara yer yoktur. Özgür insanın kahramanları olmaz”




Gündüz Vassaf -Cehenneme Övgü-
 
Henüz on altı yaşında olduğum halde kabuğuma çekilmiş, onları hayretle inceliyordum; daha o zamanlar bile görüşlerinin darlığı, uğraştıkları şeylerin, oyunlarının, konuşmalarının manasızlığı beni hayrete düşürüyordu. O kadar önemli olayları fark edemedikleri, insanı etkileyen, hayrete düşüren konulara ilgisiz kaldıkları için, ister istemez onları kendimden aşağı saymaya başladım."


Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - Yeraltından Notlar
 
Hemen inandın abicim. Ne kadar da hazırdın inanmaya. Sana sorun çıkarmayayım da sıkıntıdan ölsem de olur, değil mi? Aç, açıkta olmayayım, hayatımı kıt kanaat idame ettireyim yeter. Eriyorum, çürüyorum, hayatım bataklık gibi, dibe çekiyor beni desem sana, o manasız soruyu bile sormazsın: neden? Hemen teşhisini koyarsın: rahat batıyor sana.

Ayfer Tunç- Taş-Kağıt-Makas
 
Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum
Yeniden doğmak için çıkardığım yangından.

E.Cnsvr



Olağan bir gündü. Sabah erken kalkıp avuçlarımı kestim. Kan pıhtılaştıktan sonra bahçeye çıkıp bir süre gökyüzünü seyrettim telaşla. Gaz hareketi sürüyordu. Hava çizgifilm tadındaydı. Eve dönüp birkaç arkadaşımı, annemi, babamı ve tanışmaya çalıştığım devlet büyüklerini aradım telefonla. Tanrıların heryerleri ağrıyor. Kimse bana sırlarını anlatmıyor. Kurduğum ilişkilerde leke bırakamıyorum. Şömineye ceset saklayabilecek kadar zengin de değilim. Neoklasik gözlerimle postmodern dudaklarım uyum içersinde aslında. Yalnızlıkla aramızdaki ezeli rekabetten ucuz espri anlayışımla yine ben galip ayrılacağım................Yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım......................siyahını borç istediğim gecenin saçlarındaki çıplaklık fazlasıyla frapan. Tedirgin bitkiler, güçlü hayvanların arkasına saklanmış. Nerede olduklarını sanıyordum?! Patronsuzdum. Bir miktar alkol ruhumdaki teröristleri sakinleştirebilirdi. Evet, hemen içmeliydim. Salaklığıma tesir edebilecek cinayetlere karışmalıydım. Olağan bir gündü. Sabah erken kalkip avuçlarımı kestim.

K.İskndr - TCzı
 
''Kısaca şunu söylemek istiyorum Milena: Etrafındakilerin o ulaşılmaz zekilikleri ile hayvanca sersemliklerine karşı senin haklı olduğuna inanmamış olsaydım bu kadar ilgilenebilir miydim seninle?Koskoca okyanusların dibindeki bir avuç toprak o baskıya nasıl dayanıyorsa sen de öyle dayanmalısın Milena.Bugüne kadar insanlara tahammül edebileceğimi,yeryüzü ile başa çıkabileceğimi düşünmezdim hiç.Ama sen şunu öğrettin bana dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş...''

Herhalde seni kaybedersem robinson gibi biri olurum. Hatta ondan daha fazla robinson olurdum çünkü en azından onun bir adası ve cuma’sı vardı. Yine onu o adadan kurtarıp bütün başından geçenleri düşe çeviren bir gemisi de vardı.
“Ya hep ya hiç” sözü ne kadar büyük bir söz. Sen de ya benimsin ya değilsin. Benimsen eğer hiç mesele yok herşey yolunda demektir. Ama benim değilsen hiçbir şey yok demektir. Farkındayım bir insana böylesine bağlanmak bayalığın da ötesi bir şey işte bu yüzden aklıma bu düşünce geldiğinde durmadan bir korku çöküyor yüreğime..
Kafka’nın da dediği üzere, “Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları.”


Milena`ya Mektuplar - Kafka
 
Zaman büyük yükümüzdür...En büyük karşı çıkışsa ona rağmen yaşamaktır...

Nietzsche Ağladığında/Irvin D. Yalom
 
İnsan arapsaçı bir yumak anı
Açılıveriyor bulursa ucundan bir tutanı.





Önce Sevgi/Hakkı Özkan
 
Kaç kitap okuyunca alim kaç diyar görünce gezgin kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan?Kaç olunca çok kaçta kalınca azdı rakamlar?

Elif Şafak - Mahrem
 
Fantine'in öyküsü nedir ki? Bu yanlızca bir tutsak satın alan bir toplumdur.Toplum tutsağı kimden satın alıyordu?Yoksulluktan, açlıktan , soğuktan, yalnızlıktan, yoksunluktan.
Ne acıklı bir pazarlama!Bir lokma ekmeğe satılan bir ruh . Yoksullugun verdıgını , toplum hemen kabulleniyordu.

Din yasaları sözüm ona Avrupa uygarlığından köleliğin yokolduğunu söyler.Bu bir aldatmacadır.Kölelık herzamn süregitmekte ,ama artık yalnızca kadının omuzlarına yüklendı ve bunun adına ' Fahişelik ' deniyor.


Sefıller - Vıctor Hugo
 
O kadar çok şeye sahibim, ama ona karşı duygularım hepsini yutuyor; o kadar çok şeye sahibim, ama onsuz hepsi bir hiç.
Dua edemiyorum: Onu bana bırak! yine de sık sık sanki o benimmiş gibi geliyor. Dua edemiyorum: Onu bana ver! zira o bir başkasının. Acılarıma takılıp dalga geçiyorum; kendimi koyversem, karşı savlardan upuzun bir ayin olur.

Johann Wolfgang von Goethe. ''Genç Werther’in Acıları''
 
"bazı anlarda yüzün aldığı bir ifade sevenin belleğinde sonsuzlaşır insan o ifadeyi herşeyden çok daha fazla özler. o yüzün sahibiyle günün birinde darıldıktan ayrıldıktan hatta ondan nefret ettikten sonra bile o ifadeyi özler. bir andır o ama bütün zamanlara siner"

Murathan Mungan/Üc Aynali Kirk Oda
 
Yağmur hüzün gibi bir şey galiba;
ilk baştaaman bana ilişmesin diye didinir sakınırsın emniyetli ve kuru kalmak için elinden geleni yaparsın ama baktın ki olmuyor baktın ki yağıyor dört koldan üzerine gark olursun ta dibine kadar ve birkez bu kadar battınmı içine ha bir damla eksik ha bir damla fazla ne fark eder.
Yağmur da hüzün gibi bir sey yakalandın mı birkez azı çoğu yok artık. Olsa olsa ”kuru kalabilenler” ve “sağanaktan nasibini alanlar‘‘ var.

Baba ve Piç Elif Şafak
 
"Canımızı yakmanın bir sürü yolunu bulmuşuz ama en çok sevgi yoluyla yakıyoruz canımızı. Bazen bizi sevmeyen biri yüzünden bazen bizi terk eden biri yüzünden bazen de bizi bir türlü bırakmayan biri yüzünden hep acı çekiyoruz.

Yalnızsak kimse bizi istemediği için yalnızız; evliysek evliliği köleliğe dönüştürüyoruz. Ne kadar korkunç!"


"Öğretmek olanaklı olanı göstermektir yalnızca. Öğrenmekse onu kendin için olanaklı kılmaktır."


"Ancak öğreterek öğrenebilirsin."




Paulo Coelho-Hac
 
"Ben çok seyahat ettim dünyayı avucumun içinde çevirdim ve bir şeyi iyice anladım.
İnsanı en mutlu eden şey ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge bulunmasıdır.
Bütün sorun bu dengenin nasıl sağlanacağı. İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir.
Ama bu budalalık olur.

Bunu yapmak arada bir sürü doğa dışı şeyler yapmayı gerektirir. Pazarlık etmek gibi çalışmak gibi çabalamak gibi.
Öyleyse? Öyleyse akıllı bir adam dengeyi ihtiyaçlarını azaltarak yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar.
Bunu yapmanın da en iyi yolu bedava olan şeylerin değerini bilmektir.

Dağların kahkahanın şiirin bir dostun verdiği şarabın yaşlı ve şişman kadınların
Bakın bana! Ben elimdekilerle mutlu olmayı çok iyi bilen biriyim.
Bütün mesele elimdekileri yeteri kadar çoğaltmak."

Trevanian-Şibumi
 
Herkesin Kendine Göre Bir Dağı Vardır ve Herkes Kendi Dağında Yaşar Mevsimleri.
Senin Güneşin Yakamaz Beni Benim Kışımla da Sen Asla Zatürree Olamazsın.
Şimdi Çık Kendi Dağına Ayakkabılarını Çıkar ve Koş.
Doludizgin koş! Arkana Bile Bakma Koşarken.
Bakma; Çünkü Arkanda Hiç Kimse Yok!
O Dağ Sadece Senin. Ayağını Basmadığın Hiçbir Şer Kalmasın.
Her Yerini Ezbere Bil bu Dağın. Yeni Ağaçlar Dik Dağına.
Ağaçlarla Yeşile Boya.

Gururla Dolaş. Adımların Hep Büyük Olsun.
Büyük Yaşa! Hiçbir Zaman Korkutmasın Ölüm Seni ve Daima Emin Ol;
Sen Ölmeden Kimse Gelmeyecek Senin Dağına. Ölünce Gelecekler ve:
"Burada Koca Yürekli Bir Dağcı Yaşardı." Diye Yazacaklar Senin Zirvelerine;
Ama Bu Senin Umurunda Bile Olmayacak.
Sen Zaten Senelerce Koca Bir Dağcı Olduğunu Bilerek Yaşamıştın.


Erdal Demirkıran-Dünyanın En Akıllı İnsanı
 
Kıpkırmızı birdenböyle yakınböyle taze
Ahgelmedik aslında onu görmeye
Ama geldiğimizdeoradaydı işte.
Orada yokkenbeklenmiyordu.
Orada olduğundainanılması zordu.
Ahulaştı hedefe hiç başlamayan.
Amahep böyle olmaz mı zaten?

'Başlayınca birbirimize sen ve ben demeye
ve durunca yataklarımızın biri şurda biri burda
göze çarpmayan bir sözcük bulduk seninle
ve dedik ki: Dokunuyorum sana
tabii çok zevk vermez bu tarz konuşmak insana
çünkü hiçbir şey alamaz okunmanın yerini
ama en azından yara almadan kalır böylelikle
ve korunur çok değerli bir hazine gibi.'

Bertolt Brecht-Aşk Şiirleri
 
Geri
Üst