Kitaplardan Hoşunuza Giden Alıntılar

"Derdini anlatamamaktan yakınıyorsun.
Sesini duyuramamak canını yakıyor.
Varlığını hiçe sayanlara içerliyorsun.
Anlaşılmamak yüreğini kanatıyor.
Seni sen söylemeden anlayan bir dostun olsaydı, ne çok sevinirdin.
Yüreğini senin göğsüne koyan Yaratıcın yüreğinden geçenleri bildiğini bildiriyor sana.
Sen dile getirmesen de, içini oyan sızıları, ruhunu kemiren pişmanlıkları açık bir söz gibi duyuyor.
Diyor ki, başkalarından sakladığını bildiğim gibi, kendinden sakladıklarını bile biliyorum.
Seni en çok O anlıyor.
Sesini bir yükselt de öyle konuşalım, demiyor.
Bir dilekçe yaz da, sonra değerlendirelim, demiyor."

(Tanrı Sana Küsmedi,Yusuf Özkan Özburun-Senai Demirci)
 
İnsanın sahip olduğu en önemli şeyi özgürlüğüdür. Hiç kimsenin emrinde, izninde olmadan özgürce düşünmek, karar vermek davranmak insanı insan yapan unsurdur.

Hanefi AVCI - Haliç'te yaşayan simonlar
 
Kaç gündür kafayı taktıgım bir kitap , en kısa zamanda bende okuyacagım inşallah.Teşekkürler
 
Aşk,Ella'nın ömrünün o durgun gölüne düşüveren taş misali indi.Ve onu sarstı,silkeledi,darmadağın etti.

Aşk-Elif Şafak
 
Birine ihtiyaç duyuyordu insan. Etrafında öyle biri yoksa sen yaratmak zorundaydın, olması gerektiği gibi birini yaratırdın. İnsanın kendini aldatması, hile yapması gibi birşey değildi bu. Aksini yapmak, etrafında Baron gibi biri olmadan yaşamak kendini aldatmak olurdu.





Charles Bukowski - Ekmek Arası
 
İçki meselesi bu, diye düşündüm kendime bir içki alırken. Eğer berbat bişeyler olmuşsa, unutmak için içersin; iyi bir şeyler olursa kutlamak için içersin ve hiçbir şey olmamışsa bir şeyler olması için içersin.



Muhtemelen ağır ağır
birşeylerden ölüyordur
aynen benim gibi



Charles Bukowski "Pansiyon Manzumeleri"


 
İçelim Bukowski :durdurun


_____________________________________________________________




Öfke ve umutsuzluk taşıyan bir haykırıştı, bir çanın titreşmesi gibi uzayıp giden, derin bir a-a-a-ah iniltisiydi. Yüreği oynamıştı. İşte başladı, diye düşünmüştü. Bir İsyan!! Proleterler sonunda dizginlerinden boşanıyorlar.. Ses, açıkta kurulmuş bir pazaryerinden geliyordu. Oraya vardığında, yüzleri, batmakta olan bir gemide tutukluymuş gibi hüzünlü, iki-üç yüz kişilik kadın kalabalığını gördü. O anda genel umutsuzluk, tek tek kavgalara dönüşmüştü. Tezgahlardan birisinde, teneke tavalar satılıyordu. Hepsi berbat çarpık , çurpuktu, ama tencere türü şeyleri bulmak çok güçleşmişti. Kaplar bir anda satılıp tükenmişti. Başarılı olan bazı kadınlar, itişip kakışarak, başkalarını dirsekleyerek, tavaları ellerinde, kendilerine yol açmaya çalışırken, bu arada bir düzine kadın da tezgahın çevresine toplanmış, satıcıyı hak çiğnemekle, bazı kişileri kayırmakla ve malların bir kısmını saklamakla suçluyorlardı. Yeni haykırışlar yükseldi. İki öfkeli kadından saçları dağılmış olanı, tavayı yakalamış, berikinin elinden almaya uğraşıyordu. Bir anda birbirlerine girdiler ve tavanın sapı koptu. Winston olanları tiksintiyle izliyordu. Oysa bir süre önce iki-üç yüz gırtlaktan çıkan seste korkunç bir güç sezmişti.

Bu insanlar neden önemli sorunlar için de böyle bağırmıyorlardı!?

Orwell - 1984
 
Anayasanın, karakollardaki yangın talimatnamesinden daha kolay değiştirilebildiği bir iklimdeyiz, seçim hukuku bir pabuççu muştasıdır...

Devlet ve Hürriyet(Tekeliyet 1)-Yalçın KÜÇÜK
 
Kötülük düşünülerek yapılır, iyilik hissedilerek.
Dolayısıyla iyilik anidir, bir anda hissedilir,duyulur ve o an içinde harekete geçer.
Kötülük ise böyle değildir; zaman ister,hesap ister, bir süreç içinde vuku bulmak ister.
O halde iyilik bir anda,kötülük ise bir süreç içerisinde gerçekleşen eylemin adıdır.

Dücane Cündioğlu/Göz İzi​
 
Tanrıcıklar çoğalıyorsa, sürüler yayılıyor demektir. Şu acz ne kadar şaşırtıcı;

sanki tekeliyet düzeni bir acemistandır, bu dünyada normal yaratıklar yoktur,

"12 Dev Adam" veya "Filenin Sultanları", "Imparator", starı bile

küçümsüyoruz, "Süperstar" gereklidir ve yenildikçe, kovuldukça,

"Dev" ya da "Imparator" kalıyorlar. Çünkü, "Tanrıcık=Rantiye=Sabetayisté özdeşliği,

herhalde olmasa da, bir kural olarak geçerlidir. Çoğu seçilmiş kavimden; seçim ve seçim

hukuku bunun için ortadan kaldırılmaktadır.

Devlet ve Hürriyet(Tekeliyet 1)-Yalçın KÜÇÜK
 
Gitme vakti geldi.
Aşk Bir Milad
Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar.
Aşk bir milad demektir.
Şayet “aşktan önce” ve “aşktan sonra”
Aynı insan olarak kalmışsak
Yeterince sevmemişiz demektir.
Birini seviyorsan onun için yapabileceğin
En anlamlı şey
“Değişmektir!”...

Elif Şafak/Aşk

 
Bir kızım olursa eğer, adını “Havva” koyardım… Hayat onunla başlasın ve bir adam, onu uğrunda cennetten kovulmayı göze alacak kadar sevsin diye…

Ahmet SAVAŞ/Aşk ve cinayet koleksiyonu...
 
Yaşamaya büyük bir yeteneğim var ama ilgimi çekmiyor...

Hakan Günday/
P!Ç
 
İlk yıllardan yalnız bir olayı doğrudan hatırlayabiliyorum,belki sende hatırlarsın.Bir keresinde gece vakti su diye mızırdanıyordum,kuşkusuz susuzluktan değil,belki kısmen sinirlendirmek,kısmende kendimi oyalamak için.Birkaç sert tehdit fayda etmeyince,beni yatağımdan almış,sahanlığa bırakmış ve geceliğimle kapalı kapının önünde kısa bir süre yapayalnız bırakmıştın.Bunun doğru olmadığını söylemek istemiyorum,belki de gece huzuru sağlamak o sırada ancak bu yolla mümkündü,ancak burada senin eğitim yöntemlerini ve bunların üzerimdeki etkilerini açıklamak istiyorum.O zaman herhalde uslu durmuştum sonrasında,ancak bu olay içimde bir tahribata yol açtı.Anlamsızca su-isteyip durmanın bana göre doğallığıyla,dışarıya-taşınmanın olağandışı korkutuculuğunu kendi doğam gereği hiçbir zaman doğru ilişki içine sokmayı başaramadım.Yıllar sonra bile, o dev adamın, babamın en yüksek merciin neredeyse hiçbir neden olmaksızın geleceğini ve geceyarısı beni yatağımdan çıkarıp sahanlığa taşıyacağını,yani onun gözünde böylesi bir hiç olduğumu düşünerek azap çektim.

Kafka - Babaya Mektup
 
Bir şey vaat edip sözlerini tutmayanlar sonunda kendilerini güçsüz ve öfkeli hissederler. Aynı şey, vaatlere gözü kapalı inananlar için de geçerlidir.

ŞEYTAN VE GENÇ KADIN / Paulo Coelho
 
Biliyorum bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşaltılmış, bütün anlamlar kullanılmış, bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor ; hiç bir sözcük duygularıma da yüreğime de yetmiyor.

Murathan Mungan/ Üç aynalı kırk oda.
 
DERKEN AŞIK OLUR ADAMIMIZ... AMA NİYE? AMA KİME? AMA NASIL?

Sen benim canımsın, işte ben o yüzden ölemiyorum.
Sami Hazinses piç güveysinden hallice
 
İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki old...uğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol.


(Zahir - Paulo Coelho)
 
İnsan hakları sadece bölücülere...
Beni vuranlara şimdi gülücükler yollanıyor. Onlar adına öZGürlükler isteniyor .Kanas silahını kullanan nerdeyse kahraman ilan edilecek.
Herkes onların hakları peşinde .ÖZGÜRLÜKLERİ İSTENİYOR.
Benim yaşama hakkımı düşünen yok. Nerdesiniz komutanım.
Resmim size yadigar.
ben Tokatlı Komando Er Şürkü Eraslan.
Bir Nisan günü kulpta pusuda kaldım.



Ben Şehitmiyim Hain mi - Osman DİYADİN.
 
Geri
Üst