Labirent, karmaşık, devingen, gergin, karışık halkların ve modern hayat biçiminin sembolü olan New York, tipik Amerikan yaşam stilinin de sembolüdür ve keyif ile yaratıcılığı karakterize eder. New York bir sinema şehri olduğu kadar, müzik ve gösteri sanatları ile endüstrisinin, fotoğraf ve mimarinin, ayrıca uluslararası ticaret, borsa ve bankacılığının da merkezidir. Bu kent, "Yeni Dünya"ya girişin de en büyük kapısıdır.
Ticaret ve paraya dayalı ilişkiler, gündelik alışkanlık ile kültürü ykından ilgilendirir. Zira paraya dayalı ekonomik uygarlık bütün bir toplumsal hayatın biçimlendirilmesinde etkindir. Georg Simmel de 1900 yılında, paranın, sosyal ve kültürel hayatın en büyük tahrip edicisi olduğunu dile getirmişti. Aslında paraya dayalı uygarlık, dünyanın her tarafına asırlardan beri girmiştir. "Bir Zamanlar Amerika", "Baba", "Şeytanın Avukatı", "New York Çeteleri" gibi filmler paranın yol açtığı tahribatı New York üzerinden temsil eden popüler eserlerdir.
Sine-Masal Kentler / Mehmet ÖZTÜRK