Kitaplardan Hoşunuza Giden Alıntılar

Asla çözemediğim kurallarıyla
beni hep dışına sürükleyen hayata
yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin
size duyduğum bu derin aşk olduğunu
bilmediniz hiç.





Cezmi Ersöz / Şizofren Aşka Mektup
 
Uyan,kalk ayağa!
Uyumak için sonsuzluk var önünde.
 
Flood olacak ama kitabın adını yazarını yazayım.

Semerkant/Amin Maalouf
 
..Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum.
Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin!



Susacak Var / Kahraman Tazeoğlu
 
Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "-Veli ağanın öküzleri gibi öküz, yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!


Aylak Adam - Yusuf Atılgan
 
Hiç kimse beni sonsuza kadar takip etmedi. Yollarda kaldı bütün düşlerim . Yarıda kaldı.
Çocuklugum boyunca yaşamla ilgili tüm sorunlarım hep sevgi çerçevesinde örüldü. Sevgiye gerektiğinden fazla sığınmış , yaslanmıştım . Bu yüzden sarsıcı düş kırıklıkları yaşadım.Tüm çocuklar gibi örselendım , incindim.Yoruldum. Hastalıklı , sızılı bir duyarlığa kilitlendim .
İçimdeki çocuk hiç büyümedi......




Murathan Mungan - Kırk Oda
 
Aşk içinde yanarken edindiğim kanatlarla,uçup gideceğim ışığa doğru;hiçbir gözün bakamadığı.

Wolfgang Günter Lerch/Bağdat'ta Ölüm Hallac-ı Mansur
 
Madımak Otelınde hadi bıraktım solcu yazarları , aydınları , kimbilir hangi merdıvenaltında hangı ıstıraplarla yanarak ölen otel görevlısı gençler için dahi bir tek satır yazmamıstınız! Yanılıyor muyum İsmet Özel? Ne olur benı tekzip edin .İçimden bu zalim şüpheyı kaldırın !



Çocukluğumun o altın namazlarını , o asil gizli ibadetlerini , insana ruh aydınlığı getiren Müslümanlıgını arka odalara kilitlediniz. Siyasallaşmış islam , bir zamanlar nasibinizin kalmadıgını söyledıgınız beyazların topraklarında , beyazların kurallarıyla ve kendıne yenı buyruklar edinerek gelıyor . Artık siyasallaşmış dininiz ( ayrım gözetmeden ) yazarlarımı , şairlerımı , dostlarımı yakıyor İsmet Özel.....





Cezmi Ersöz-Ancak Bır Benzerım Öldürebılır Beni
 
Rize İli'nin adının kökeninin, Farsça dağ eteği, dağ dibi manasına geldiğini söyleyen araştırmacıların yanında, Evliya Çelebi Rize isminin İrizus'tan geldiğini, Yunanca "Pirinç" anlamını taşıdığını belirtiyordu.

Rize'nin ilk adlarından biri Athena'ydı. Rize; Türklerin hakimiyetine geçmeden önce, İranlıların, Romalıların, Bizanslıların ve Gürcülerin egemenliğinde kalıyordu.

1918-1919 yıllarında Gürcüler ve Ermeniler yanlarına Rumları da alarak Türkleri bertaraf etme, Rize ve çevresinde kendilerince bir devlet kurma hayaliyle yine Gürcülerin maddi desteği altında günlük bir gazete yayınlamaya başlıyorlardı.

Bu kirli ittifakı oluşturanlar, yörede yaşayan Türkleri kendi yanlarına çekebilmek, kendi emellerine ortak edebilmek amacıyla Türkçe olarak "İslam Gürcistan"ı adıyla bir gazete yayınlıyorlar, böylece ihanetlerinin tohumlarını daha o günlerde atmaya başlıyorlardı.

Bu çalışmalarında maske olarak İslam dinini kullanıyorlar, dinin ardına sığınarak devletin temellerini oyuyorlar, başta Türklük olmak üzere tüm milli değerlere hakaretler yağdırıyorlardı.

Takunyalı Führer / Ergün POYRAZ
 
Teşekkur ederım tdalkaya ....Okumak istedigim bir kıtaptan alıntı yapmıssınız..:smile:
 
Mustafa Sarıgül, her gün gazetelerde boy boy yer alan yer üstü faailyetlerinin yanı sıra yeraltı dünyası ile de ilginç ilişkiler içindeydi.

Kamuoyunda 1.Mit Raporu olarak bilinen ve 1987 yılında basına yansıyarak uzun süre gündemde kalan "Banker Bako" olayı, "Polis İçinde Çekişme ve Yeraltı-Polis-Kamu Görevlileri İlişkileri" isimli istihbarat raporunda adı yer altı dünyası ve mafyayla birlikte anılan şarkıcı Hülya Süer ile bir dönem birlikte yaşamıştı.

Sarıgül, Duygu Asena'yla 1989 yılında yaptığı ve "Hülya Süer ile evlenmeyeceğim" başlıklı söyleşisinde, ilişkisini inkar ederek Süer'in kalbini kırmıştı. Süer de Sarıgül'le dokuz aydır bir ilişkileri olduğunu belirtiyor, ondan evlenme teklifi aldığını açıklıyor ve şöhret dünyasının şanlı klişelerinden biriyle cevap veriyordu:
"Bu beyefendi ile şu anda ilişkim yok. Fakat görüyorum ki, hep gündeme benim ismimle, benim olayımla geliyor."

Mustafa Sarıgül, adı MİT ve TBMM Susurluk Komisyonu raporlarında geçen Ahmet Vefa Küçük ile 7 Eylül 1995 tarihinde ortaklaşa Vefa Petrol ve Turizm İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ni kurmuştu.

Sarıgül'ün ortağı ve Fenerbahçe camiasının yakından tanıdğı Küçük, yeraltı dünyası ile de yakın ilişkiler içindeydi. Küçük'ün kayınpederinin işleriyle ilgili anlaşmazlıklar ve Bağbank'ın batışı sonrasında ortaya çıkan yeni durumlar Küçük ile mafya babası Alaattin Çakıcı'yı karşı karşıya getirmişti.

1985 yılında Vefa Küçük'ün bürosu Çakıcı'nın adamlarınca basılmıştı. Çakıcı o sıralar 1980 öncesinde demir kaçakçılığına adı karışan Suat Sürmen'in haklarının koruyucusuydu. Vefa Küçük, Çakıcı'ya asıl dolandırılanın kendisi olduğunu anlatınca, Çakıcı bu kez Suat Sürmen'e karşı cephe almış, sonunda her iki taraf da parayı verince Çakıcı uzlaşmayı sağlamıştı.

Takunyalı Führer - Ergün POYRAZ
 
Asya'nın batıya doğru uzanan yarımadası konumunda olan Avrupa adının menşei tarihin ilk zamanlarına kadar çıkar. Sami dillerinde Açui(Asu) kelimesi Güneşin doğduğu taraf, Ereb(veya İrib) de Güneşin battığı taraf manasına geliyordu. Fenikelilerden reklere geçen bu adlar, onların dilinde Asia, Evrope olmuştur. Ege Denizi'ne göre doğuda kalan Asia, batıda kalana ise Evrope denilmiştir. Ancak Yakın Çağlarda Asya ve Avrupa bugünkü manalarını kazanmıştır.

Orta Çağ Avrupa Tarihi - Doç.Dr.Muammer GÜL
 
Roma en eski hali ile İtaliklere dayanan bir toplumdu. Her toplumda olduğu gibi Roma toplumunun da çekirdeğini, en küçük birimini aile meydana getirmekteydi. Roma ailesi, aile reisi olan babanın başkanlığında karısı, çocukları, gelin ve torunlarıyla büyük aile şeklindeydi. Babanın aile üzerinde mutlak bir hakimiyeti vardı. Öyle ki, baba ölmeden erkek evlatlar serbest olup aile reisi olamıyorlardı ve ancak kız çocuklar evlendikten sonra eşlerine tabi olurlardı. Baba ailede bir kral gibidir; karısını veya oğlunu satabilir, baba sağ iken evlatlar servet sahibi olamazlar, reşit olmuş evladını dahi öldürebilirdi. Başka toplumlarda çok rastlanmayan bu durum Roma'da uzun süre devam etmiştir. Aileden sonra toplumda hiçbir hukuka sahip olmayan yanaşmalar ve köleler gelmektedir. Yanaşmalar hukuklarını kaybetmiş ve çeşitli hizmetler yapmayı taahhüt ederek aile reisinin himayesine giren kimselerdi.

Orta Çağ Avrupa Tarihi - Doç.Dr.Muammer GÜL
 
Bütün gün general kıyafetim içinde korkusuzca gezdikten sonra , birden etrafımın sarıldıgını hissettım . Paşayız ya serde askerlık var , içgüdüsel olrak tuzağa düşürüldüğümüzü anlıyoruz . Kaçmaya başladım. Ben kacıyorum. Babam ve sünnetcı kovalıyor .Ben kacıyorum düşman kuvvetlerı kovalıyor...Nıhayetınde sünnetcı Sunullah , yılların verdıgı tecrubeyle , benı kıskıvrak yakaladı .Kirveler benı tuttu .Sunullah usturayı cıkardı. Baktım bibili elden gıdıyor , son kozumu oynadım .

- Siz koskoca generalın pipisini nasıl kesersınız lannnn !!

Henuz 80 darbesı yapılmadıgı ıcın , kimse generalı dınlemedı tabi......



Türkçe Aşk Laçkadır - Burak Akkul
 
Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın.
Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında.
“ YANDIN! “
diye atılıyorsun oyun dışına…

Elif Şafak / Siyah Süt​
 
Bazı lüks insanlar vardır.
Etiket kokarlar.
Gözlükleri pahalıdır. çakmakları ve saatleri de... uzaktan baktığınız da -eğer hareket etmiyorlarsa- saygıdeğer insan görüntüsü verirler. ama en ufak hareketlerinde veya konuşmalarında bir mızrağın boşu boşuna çuvala sokulmak istendiğini farkedersiniz.
Birşeyler akar, birşeyler dökülür. tablo bozulur. manzara sırıtır.
tamdeminde yerinde olmayan birşeyler vardır.
O pahalı gözlüklerin, saatlerin, gömleklerin ve kıyafetlerin mağaza vitrinlerindeki cansız mankenlerde bile daha sıcak, daha anlamlı durduğunu düşünürsünüz. şıklığı aksesuarlar sağlıyorsa, içindekinin şık olmadığı gerçeği ortaya çıkar.
İşin kötüsü onlar bunu farkedemezler.
Oldu zannederler.
Oldum zannederler.
Bazı lüks insanlar vardır.
Etiket kokarlar.
Hepsi değil tabii...





Murat Başaran/ Sevmek Ölmekle Başlar

 
Önceden söyleyebilecek bir sözüm yok... Söylenmesi gereken ne varsa söylemeye çalıştım. Bu benim gibi biri için çok kolay değil. Bir çırpıda anlatmaya çalıştım her şeyi. Durup düşünürsem anlatmaktan vazgeçebilirdim. Bazı şeyleri, anlatmaktan ötürü de pişman olacağımın farkındayım. İnsan, duygularının apaçık bir biçimde başkalarınca bilinmesini istemez sonuçta. Bir öykü kahramanı olmanın rahatlığına bırakıyorum kendimi... '



Tarık Tufan/
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
 
İnsanların çoğu,
İtirafın yerine iddiayı,
Acziyetin yerine öfkeyi,
Çaresizliğin yerine avuntuyu
Koyarak öldürüyorlar vakitlerini.

Murat Menteş/Dublörün Dilemması
 
Daha zor nefes alıyordu Sesi artık Yelda'nın ulaşamıyacağı bir karanlığın arkasından duyuluyordu Başını hafifce arkaya doğru atarak Yelda'nın yüzüne baktı gece koyulaşıyordu gözleri akşamın koyuluğuna karışıyordu Sen de dedi beni mutlu biri olarak hatırla gülümsedi Geniş rahat bir soluk verdi Başı yana düştü EN UZUN GECE başlamıştı​

AHMET ALTAN-EN UZUN GECE
 
Roma dünyasının yabancılar tarafından istilası bu geniş coğrafyada kültürel standartların da hızla düşmesine sebep olmuştur. Yeni toplulukların bu katılımı özellikle askeri örgütlenmelerde de kendini hissettirmiştir. İlliryalılar, Trakyalılar, Gotlar ve Franklar İtalya ya da Gal milli lejyonlarının yerine konuldular ve sadece bu acemi erlerin katılması sayesinde 4. ve 5. asrın imparatorları tehdit edici felaketi geçici olarak bertaraf edilebildiler. Ordunun dönüşümü o kadar başarılı oldu ki, "barbar" (barbarus) sözcüğü ekseriya asker anlamında kullanılır oldu. Artık pagan sözcüğü bölgesel bir halkı ifade etmek yerine kafirin eş anlamlısına dönüşürken barbar sözcüğü de askerin eş anlamlısı olarak kullanılır oldu.
Barbaros Hayreddin Paşa'nın ön ismi olan Barbaros ismi de bizce bu mana içerisinde düşünülmelidir. Kadim çağın insanlarına göre imparatorluklar uygarlık alemini simgeliyordu. İmparatorlukların görevi dışındaki barbarlara karşı medeni dünyayı korumak ve onları medenileştirmek idi. Kadim insanlara göre barbarlar, bolluk, kültür ve görgüye ortak olmak ve medeni olmak için imparatorlukları istila eden göçebe toplumlardır. Roma da kendisinden olmayan atlı-göçebe toplulukları barbar olarak adlandırmıştır. Bunlar ister Avrupa'nın kuzey ve doğusundan gelen Cermen, Hun, Moğol ve Slavlar olsun isterse Afrika'da mücadele ettikleri Kuzey Afrika yerlileri olan Berberiler olsun. Zaten Berberi ismi de Roma'nın bu insanları bu şekilde isimlendirmesinin bir hatırasıdır. Dolayısı ile Barbaros Hayreddin Paşa'nın da Cezayir bölgesinde ortaya çıkması yani Berberi coğrafyasına ait olması ve adeta Berberilerin Roma'ya kök söktürmesi gibi Haçlı donanmalarına kök söktürmesi Batılıların onu bu isimle adlandırmalarına sebep olmuştur.

Orta Çağ Avrupa Tarihi - Doç.Dr.Muammer GÜL
 
Geri
Üst