Kendi nefsinin zaaflarına düşmüş ,şeytanın tuzağına yakalanmış ,nasıl kurtulacağını bilmeyen bîçare insanları; İmam-ı Gazalî Hazretleri , yakasında akrep olan bir kimsenin boynundaki akrebe aldırış etmeyip, eline aldığı bir yelpazeyle başkalarının burnundaki sineği kovalamaya çalışanlara benzetmektedir.
Bir rivayete göre, sağlığına zarar verecek düzeyde bal müptelası olmuş birini, ikna etmesi için İmam Gazalî rh.a.'in huzuruna getirirler. Gazalî durumu öğrendikten sonra, ertesi gün gelmelerini söyler.
Ertesi gün olunca, Gazalî bal müptelası kişiye her şeyin aşırısının zararlı olduğunu, İslâm'ın her şeyde itidal ve ölçüye önem verdiğini anlattıktan sonra, balı daha az yemesini tavsiye eder. Gazalî'nin öğüdüne kulak veren bu kişi, bir müddet sonra bal müptelası olmaktan kurtulur.
Lâkin yanındakiler Gazalî'nin onları neden ertesi gün çağırdığını merak ederler ve sorarlar. Gazalî cevaben der ki: "O sabah ben bal yemiştim. Balın tadı ağzımda dururken, kimseye 'bal yeme' diyemezdim. O yüzden ertesi gün gelmenizi istedim."