Erdoğan:"Başörtüsü siyasal simge olsa takmak suç mu?"

Erdoğan:"Başörtüsü siyasal simge olsa takmak suç mu?

bu cümle bana ait değil...bu cümlenin sahibi belliiii



Türban Siyasi Simge Değildir.Türban Siyasi Bir Üniforma'da değildir olmamışdır,olmayacakta.

-kasten mi böyle yazıyorsun yoksa mesajımı anlıyamadınmııı...ben türbanı siyasal simge mi dedim türbana siyasi bi üniformamı dedimm .sadece sevgili başbakanımız ın ettiği lafın açılımı na bakınca çıkan sonuç şu türban takan insanlar felanca siyasi parti taraftarı filan parti üyesi gibi bişi olurrr...ama sevgili başbakan ne diorrr siyasi simge olsa ne olur olmasa ne olurrr.....işte benn dee ne olur ne olmaz üzerinde durdumm şimdi anlıyabildinmiii
arkadaş mesajları okurken anlıyamıyorsan lütfen tekrar okuu laf yetiştirmeye çalışıp ortalığı bulandırmak hoş bi davranış değil..
-bana yazdığın mesaj aynen buuu ____.türban siyasi simge değildir.türban siyasi üniforma değildir olmamıştır olmayacakta____ şimdi ben türban siyasi bi simgemi demişimm mesajımda türban siyasi bi üniformadırmı demişimmm...bu slogan vari mesajın muhattabı benmiyimm ki benim mesajımın altına bu mesajı yazıyorsunn


Türban Bir İnanç Değildir.,Türban Arap Kültürünede Ait Değildir.Türban Allaha İnananların yapması gereken bir kuraldır.

-yeni bi kural mı buldunn islam adına ...en son Allaha İnananların yapması gereken islamın 5 şartı vardı sen 6 .cısını buldun galiba .türban giymek islamın 6.cı kuralı
-hayır türban takmak bi kural değildirrr varsa bi kanıtın gel paylaşş hemde hayra geçersin ama lütfen mesajlara cevap vermeden önce anlamaya çalış gerekiyorsa 5 kere oku 10 kere oku böylece insanların hakkını yememiş olursun ..benim yazmadığım şeyleri bana mal ederek bana karşı saygısızlık yapıyorsunnn...genede sana hakkımı helal ediyorum çünki kasti davranmadığına inanıyorum ....


Dinimiz Araştır diyor evet neden o zaman biraz araştırmıyorsunda duyduklarını konuşuyorsun.

-duyduklarım başbakanın sözlerii vede konu da başbakanın sözleri ni konu etmişş ya ne yapsaydımm ...duyduklarımın üzerine yorum yapmışım yanlışmı yapmışım bunda yanlış olann nee ...tabiiki duyduklarımızı konuşcazz duymadıklarımızı nasıl konuşalımm


Yazık size
-neden küstahlaşıyorsunnn neden bize yazık .....insanlar aynı düşünmek zorundamııı


saygılarımlaaa....
 
tek konumuz başörtüsü mü? başka bişe olmaz mı türkiye de? yazık :(
 
arkadaşlar şunda bir anlaşalım. türban takmayan dinden çıkmaz, namussuz olmaz. din yorumlanabilir birşeydir. kimsenin din konusunda dediklerine inanmamak lazım. eğer hakikaten ilgileniyorsan açarsın kuran'ın değişik görüşlerden hocaların meallerini hepsini okursun hangisi aklına yatıyosa onu seçersin.
ayrıca türkiyedeki türban siyasi simge ya da dini inançtan çok bir namus standartı olarak görülüyor. takan namuslu takmayan sapkın, hatta fahişe. bravo!
türbanı çıkartmak da takmaktan daha zor malesef. bunu biliyorsunuz. hepimiz biliyoruz. kadınların "artık ben örtünmek istemiyorum" deme gibi bir özgürlüğü yok. yok çünkü namussuz damgası yemek istemiyorlar.
türban bir özgürlük değil! çünkü hür iradeyle yapılan birşey değil.(istisnalar hariç tabii ki) aile baskısı, mahalle baskısı, vb olmasa türban tabii ki özgür olsun her yerde kullanılsın vs...

daffodil e
benim diyen birsürü müslümandan daha dürüst yardım sever bir insanım. 5 vakit namaz kılıp üçkağatçılık yapan mı yoksa içki içip dürüst olan mı yanacak? :D
beni sadece allah yargılar...
 
Türban Siyasi Bir "SİMGE" Midir?

TÜRBAN SİYASİ BİR SİMGE MİDİR???
Türban ya da başörtüsü sorunu, Başbakan Erdoğan'ın 'Türban, siyasal bir simge olsa ne olur?' sözüyle bir kez daha öne çıktı. MHP genel başkanı Bahçeli de 'Türbanın siyasal bir simge olmadığını' söyledi. Anlaşıldığı kadarıyla TBMM'de AKP ve MHP, Anayasa'da yapılacak bir düzenlemeyle türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını mümkün kılacak bir uzlaşmaya varmış görünüyorlar.
Gelgelelim, sorunun bir de öteki yüzü var: Bir yanda AKP ve MHP'den oluşan parlamento bloku, öte yanda Yargıtay ve Danıştay'dan oluşan devlet (ya da, bürokrasi) bloku. Yargıtay başkanının, türbanı serbest kılacak bir düzenlemenin, bırakınız Anayasa'da yer almasını, bunu öne sürmenin bile bir siyasal partinin kapatılmasına neden olabileceğini ima ettiğini de unutmamak gerekiyor. Kısaca söylemek gerekirse, ip iyice gerilmiş durumda...

Doğrusu, devletle (devlet, sivil ve asker bürokrasi demektir!) hükümet ve şimdi de MHP'nin desteği dolayısıyla, artık sadece hükümet değil, parlamento arasında türbana ilişkin bu çekişmenin, Türkiye'yi bir bloklaşmaya götürmesi kaçınılmazdı. En az on yıldan beri yazdığım gibi, dar bir idrak aymazlığının ortaya çıkardığı durumdur bu: Kavramlar ve tanımlardan değil, ideolojik bir reel politikadan yola çıkmanın getirip dayattığı bir aymazlık!

Bakınız, en azından on yıldan beri yazdığım gibi, siyasal hayatımızda bizi birbirimize düşüren bu tür bloklaşmaların temelinde, 'simge', 'kamusal alan' vb. kavramların tanımlarının, herkesin üzerinde anlaşabileceği, eski deyişle 'efradını cami, ağyarını mani' bir biçimde yapılmamış olması yatıyor. Yaza yaza, söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Türkiye'nin önüne konulup gündemde öne çıkarılan sorunların tamamıyla siyasi sorunlar gibi görülmesinin, bu sorunların tamamıyla siyasi meseleler olarak idrak edilmesinin bizi getirip bıraktığı yerden söz ediyorum. Dar idrak çerçevesi derken kastettiğim de tastamam budur.

'Simge', dilbilimsel bir kavramdır. Dolayısıyla, bu sorunun bir dilbilimciye, bir semioloji uzmanına sorulması gerekir. Ama Türkiye'de maşallah, başta siyasetçiler olmak üzere, herkes çokbilmiştir ve 'simge'nin ne olduğunu, tanımını elbette bilmektedir(!);- bir dilbilimciye sormanın ne gereği vardır! Oysa gerçek anlamda 'bir bilen'e sorulsa, bir işaretin 'simge' olabilmesinin koşullarının ne olduğu anlaşılacak ve o tanımdan yola çıkılarak 'türbanın' önce bir 'simge' olup olmadığına karar verilecektir. Önce, diyorum;- çünkü 'türban' bir 'simge' değilse eğer, o zaman 'siyasal' bir simge olamayacağı da ortaya çıkmış olacaktır.

Bir sorunun entelektüel bir arka planı olduğunun idrakine varılamaması! Türk siyasetinin büyük ve vahim maluliyeti budur! Öğrenmek istiyorum: Sayın Başbakan, sayın muhalefet lideri Baykal, mesela, 'simge'nin dilbilimsel anlamda nasıl tanımlandığını merak etmişler, ya da danışmanlarına bunu sormuşlar mıdır? Onlardan Ferdinand de Saussure'ün 'Genel Dilbilim Dersleri'nin 'simge' ile ilgili bölümlerini okumaları elbette beklenemez! Ama hiç değilse, sorup öğrenmek ihtiyacını hissedip hissetmediklerini merak ediyorum. Hoş, cevabını da bilmez değilim ya...

Bakınız, mesela, 'Haç' Hıristiyanlığın simgesidir. Bir siyasi parti 'Haç'ı, parti bayrağına ve parti rozetlerine taşırsa, bu 'siyasal' bir simge olur. 'Haç', konvansiyonel olarak (uzlaşım yoluyla), Hıristiyanların tümü (evet, tümü!) tarafından 'simge' olarak kabul edilmiştir. Şimdi sormak gerekiyor: Yeryüzündeki bütün Müslümanların, tıpkı 'Haç'ın Hıristiyanlarca kabul edildiği gibi, 'türban'ı uzlaşım yoluyla, bir 'simge' olarak kabul ettiklerini söylemek mümkün müdür; elbette değil! Dahası, bir dinin simgesi, o dinin sadece kadınları için geçerli olabilir mi? 'Haç'ın sadece Hıristiyan kadınlar için bir simge olduğunu söylemek nasıl kargaları bile güldürürse, bir dinin (İslam'ın) simgesinin, sadece o dinin kadınlarına mahsus 'türban' olduğunu söylemek de o kadar gülünçtür.

Dar idrakler Türkiye'yi bloklara ayırıyor, maalesef...
Hilmi Yavuz - Zaman Gazetesi

yorumu size bırakıyorum tekrar...:goz:
 
laf salatası. erbakandan beri türban belli bir kesimin sembolüdür. bunu görmeyenleri (görmek istemeyenleri) ayakta alkışlıyorum.
üniversitelerimizin "lisenin bi üstü" kıvamında olması sorun değil. türbanla girilip girilmeyeceği sorun. peh!
 
holly_wood a katılıyorum kıyafet serbestliğine karşı değilim ama bu konunun bu kadar öne çıkarılması rahatsız edici
üniversiteler yüksek lise kıvamında ve böyle konular çok fazla öne çıkarıldığı için bunun kadar önemli -belki çok daha fazla önemli- diğer konular hiç konuşulmuyor.tartışılmıyor

yazar yazıyı dinci bir bakış açısıyla yazmış bence ve bir yazara yakışmayacak şekilde gerçekleri görmezden gelerek
şimdi bu ülkede başörtüsü takanların en az %99,99 u müslüman kadınlardır yani dini bir simgedir (ve bazılarına göre siyaside bir simgedir) tıpkı haç gibi ve bence ikiside diğer tüm kıyafet ve simgeler gibi serbest olmalıdır
üniversitenin kapısına kadar başı kapalı gelen bir kızın kapıda başörtüsünü-veya türbanı her ne diyosanız- çıkarması (bkz. fatih üniversitesi) beni bile rahatsız ediyorken uygulamaya maruz kalanı düşünmek istemiyorum ve bence bu uygulamanın "ya sev ya terket" ten çokda fazla bir farkı yok hatta hiç farkı yok ve dediğim gibi hemen kaldırılmalı
amma ve lakin yeni çıkacak kanunun türk ahlakına aykırı olmamak şartıyla kıyafet serbesttir şeklinde olacağını duydum şimdi birisi çıkıp dizüstündeki etek,şort bizim ahlakımıza aykırıdır yasaktır derse bununda şuanki yasaktan farkı kalmaz o yüzden yasayı çıkarırken iyi düşünseler iyi olur diyorum
 
Sahİp Çik

-türbanın dini bi inanç tan çıkıp siyasi bi üniforma yada simge olması çok daha tehlikeli bi durumm..
-düşünsenize sokakta bi türbanlı görüyosunuzz ve onun filan ca partinin ninjası olarak görüyorsunuzzz belkide hiç bir siyasi partizanlığı yokk sadece inançları yüzünden türban giyiyorr ....türban siyasi bi üniforma olmamalııı ......(kendimii kandırıyorum galibaa)
-türban arap kültürüne örf lerine aittt bi inanç şeklidirrr yani siyasi bi tarafı yokk ve bu inanç bütün müslümanları bağlamaz
-mehmetçiği ingiliz altınlarına satan mehmetçiği çöllerde arkadan vuran kalleş arabın islamı nasıl yaşadığı beni ilgilendirmez isterlerse amuda kalkıp namaz kılsınlar isterse 365 gün oruç tutsunlarrr isterlerse kendilerini karaçarşaflara kapatsınlar arapların yaşadığı din i taklit etmek milletimize yakışmaz..dinimiz araştırın diorr taklit edin demiyor...


http://www.hackhell.com/showthread.php?t=342738

BU METİN SENİN DEĞİL Mİ KARDEŞİM.NEDİR SANA AİT OLMAYAN.
 
Bu ülkede dine en fazla zarar verenler Dini Siyasete Alet Edenlerdir.

Bakınız Erbakan.

Turban Siyasi bir simge midir?......EVET
İslamiyetin Bir Simgesi midir?.......HAYIR

Eğer islamiyetin bir simgesidir dersek, turbansız
kadınlar Müslüman değildir anlamına gelir.
Başını örten turbanlı kadınlar müslümandır dersek de
Turbanlı hristiyan kadınları da müslüman saymak zorundayız.

Öyle şey olmaz.

Türbanı bazı siyasi partiler oy için kullanmak istiyor.
İktidar partisi ise türbanı zaman zaman ortaya atıp
suni gündem yaratma çabasına giriyor. Biz de yiyoruz.




AKŞAM gazetesi / Serdar Akinan

Türban tuzaktır...

Ortalık toz duman.

Ortalık ne zaman toz duman olsa o toz dumanının neyi örttüğüne ve zamanlamasına bakmak gerekir...

Bu tartışma ortamını başlatan kim?

Başbakan...

Ne dedi?

Türban siyasi simgedir!

Yargı, muhalefet, medya üzerine atlayıverdi...

Şimdi ne olur bir an durun ve artık şu gerçeği görün.

AK Parti 5 yıldan fazla bir zamandır iktidarda, Meclis’in büyük çoğunluğuna sahip...

İktidara “türban sorununu çözeceğiz” diye geldiler ve bu konuda hiçbir şey yapmadılar.

Neden?

Çünkü işler ne zaman kötü gitse, örtülmesi gereken ciddi bir mesele olsa, yemeğini yemeyen küçük çocukların ağzına kaşığı sokmak için yapılan o basit kandırma taktiğini uyguluyorlar, “Aaaa, bak kuş...”

MHP lideri Devlet Bahçeli, bence büyük bir öngörü ile, bu kez bu taktiği boşa çıkardı.

CHP gibi konunun üzerine, mecburiyetten, saldırmaktansa; siyaseten hasar alma pahasına; “Samimiyseniz gelin hemen değiştirelim...” dedi...

AK Parti ne yaptı?

Stratejinin tuzla buz olacağını görünce, büyük panik yaşadı ve derhal yan çizdi.

Ötesine geçmesi gerekiyordu.

“Memurları da kapsasın...” dedi.

Ardından Başbakan son derece sert bir üslup geliştirdi.

Avaz avaz bağırararak ne dedi?

Yargıya:

Herkes konumunu bilsin.

Üniversiteye:

Orduya akıl verme

Medyaya:

İşi gücü başörtüsü

Bu konuşmanın deşifresi ne biliyor musunuz?

Yargıya:

Yeterince tahrik edici olmadı açıklamalar biraz daha konuşun, dozu artırın, hatta dava açın...

Üniversiteye:

Diğer rektörler niye susuyor... Ordu neden sessiz kalıyor? Hadi sesinizi yükseltin.

Medyaya:

Sakın anayasa tartışmasına, Kuzey Irak’a ve ekonomiye girmeyin... Türbanı manşetlerde tutun...

Şimdi beni düşündüren bir başka şey var...

Muhtemelen AK Parti açısından perdelenmesi gereken çok ciddi bir sıkıntı var.

Yoksa, sadece MHP’nin taktiği boşa çıkartması ile bu kadar dozaj artmazdı.

Ya gerçekten Irak’la ilgili ciddi bir gelişme olacak, ya Amerikan ekonomisindeki sorunun 2008’de bizi ne oranda vurabileceğini gördüler ya da anayasa meselesinde tıkanıldı...

AK Parti bir erken seçim kararı alabilir...

Bu nedenle ortalığın toz duman olup Türkiye’nin asıl meselelerinin konuşulmasının önüne geçiyor.

Bu nedenle mağduru oynuyor.

Yüksek yargı, ordu ve muhalefet bu kez bu oyuna gelmemeli.

Bir an önce bir kararname ile türbanın kamuda serbest kalması için tüm bu odaklar kampanya başlatmalı.

Türban tuzağına düşmeyen Türkiye’nin önünü açar. 21.01.2008
 
Başındaki örtü ile bir rant yada kendine fayda sağlayacak insanlarla dolacaksa bu ülke insan selinde boğulur bu durumu hazırlayanlar. Bu ülkede Türban yasak değildir. Bu ülkede kılık kıyafet reformu yapılmıştır. Buna rağmen kimse bireylerin giyim şekline karışmadı, karışmayacak ve karışmıyor. Fakat bazı kamu alanlarına kılık kıyafet düzeni getirilmiştir. Buna da uymak her Türk vatandaşının görevidir.
Türkiye Cumhuriyeti Müslüman bir ülkedir. Zaafları vardır her ülke gibi. O zaafların en başında ne yazık ki DİNİMİZ gelmektedir. Büyük güç olduğuna inandıkları ülkenin kuklaları, başkalarının istediklerini yapmaya devam ederlerse uğraştıkları yada hedefledikleri reformların altında ezileceklerdir. Bunun da sebebi zaaflar zamanla öfke ve tepkiye dönüşebilir. Yeter ki o topluluk yada toplum zaafları kullanılarak, rant yada çıkar sağlanmaya çalışıldığını anlasın öğrensin.
Başörtüsü ve türbanı karıştırdık.
Baş Örtüsü öncelikle Anadolu insanının günlük yaşantısında başına taktığı bir örtüdür.Bu çeşitli amaç ve işlevler sayesinde kullanılmaktadır.İnandığı dini yada kısaca inançlarını ifade etmez.Anadolu’da çiftçilerimizin büyük bir çoğunluğunun kullandığı kasket gibi, nitelendirebilir ve aynı kefeye koyabiliriz.
Türban başörtüsünün kent yaşamına revize edilmiş hali olmaya başladı ve oldu.Büyük şehirlere ve kentlere yerleşen Anadolu insanı doğal olarak alışkanlık ve yaşantıları ile beraberinde göçtüler.Bu alışkanlıkların büyük bir çoğunluğu kent yaşamına ayak uydurmak yada zamanla hızlanan yaşam mücadelesi sebebiyle revizyona uğramıştır.Örnek vermek gerekirse doğduğu topraklarda alışılagelmiş günlük yaşamının gereksinimleri arasında bulunan kahve(kıraathane) alışkanlığı kent yaşamında çalıştığı sürece yerine getiremediği bir olgudur.Bununla beraber örnek verilebilecek ve aklıma gelmeyen birçok unutulmuş yada değişime uğramış alışkanlıklar sıralayabiliriz.Bu göçler ve yaşamsal değişiklikler arasında günümüzde de oldukça sert ve hararetli tartışmalara neden olan baş örtüsüdür.Anadolu insanı bile tarlaya bağa bahçeye yada iş yaparken taktığı başörtüsü ile bir gezmeye bir ziyarete yada gitmez.Değiştirir.İşte o ince ayrıntı burada.Arkadaşlar bunu kent yaşamına çevirdiğinizde de aynı idi durum.Taa ki Merve Kavakçı isimli bayanın başörtüsü ile Meclise girmesi ile bugünlere geldi tartışma.
Tek bir gerçek vardır. Bazı kurallar kaideler olmalıdır, olacaktır. Bu kuralları kendi hedef ve ideolojilerinize göre değiştiremezsiniz. Bedeli ağır olur. Tarih asla affetmez. Ülke inanılmaz bir ayırıma sürüklenir. Daha fazla gözlerinizi yormak istemem yorum ve düşüncelerinize cevap vererek devam etmek isterim sabrınız ve anlayışınız için teşekkür ederim…
 
türban siyasi simgedir diyenler benim ne niyetle taktığım konusunda nasıl karar verebiliyorlar anlamıyorum ben hangi kesimdeymişim de hangi kesimi simgeliyormuşum holy_wood ?? Çok merak ettim doğrusu, komik olma lütfen...
 
Bu ülkede dine en fazla zarar verenler Dini Siyasete Alet Edenlerdir.

Bakınız Erbakan.

Turban Siyasi bir simge midir?......EVET
İslamiyetin Bir Simgesi midir?.......HAYIR

Eğer islamiyetin bir simgesidir dersek, turbansız
kadınlar Müslüman değildir anlamına gelir.
Başını örten turbanlı kadınlar müslümandır dersek de
Turbanlı hristiyan kadınları da müslüman saymak zorundayız.

Öyle şey olmaz.

Türbanı bazı siyasi partiler oy için kullanmak istiyor.
İktidar partisi ise türbanı zaman zaman ortaya atıp
suni gündem yaratma çabasına giriyor. Biz de yiyoruz.




AKŞAM gazetesi / Serdar Akinan

Türban tuzaktır...

Ortalık toz duman.

Ortalık ne zaman toz duman olsa o toz dumanının neyi örttüğüne ve zamanlamasına bakmak gerekir...

Bu tartışma ortamını başlatan kim?

Başbakan...

Ne dedi?

Türban siyasi simgedir!

Yargı, muhalefet, medya üzerine atlayıverdi...

Şimdi ne olur bir an durun ve artık şu gerçeği görün.

AK Parti 5 yıldan fazla bir zamandır iktidarda, Meclis’in büyük çoğunluğuna sahip...

İktidara “türban sorununu çözeceğiz” diye geldiler ve bu konuda hiçbir şey yapmadılar.

Neden?

Çünkü işler ne zaman kötü gitse, örtülmesi gereken ciddi bir mesele olsa, yemeğini yemeyen küçük çocukların ağzına kaşığı sokmak için yapılan o basit kandırma taktiğini uyguluyorlar, “Aaaa, bak kuş...”

MHP lideri Devlet Bahçeli, bence büyük bir öngörü ile, bu kez bu taktiği boşa çıkardı.

CHP gibi konunun üzerine, mecburiyetten, saldırmaktansa; siyaseten hasar alma pahasına; “Samimiyseniz gelin hemen değiştirelim...” dedi...

AK Parti ne yaptı?

Stratejinin tuzla buz olacağını görünce, büyük panik yaşadı ve derhal yan çizdi.

Ötesine geçmesi gerekiyordu.

“Memurları da kapsasın...” dedi.

Ardından Başbakan son derece sert bir üslup geliştirdi.

Avaz avaz bağırararak ne dedi?

Yargıya:

Herkes konumunu bilsin.

Üniversiteye:

Orduya akıl verme

Medyaya:

İşi gücü başörtüsü

Bu konuşmanın deşifresi ne biliyor musunuz?

Yargıya:

Yeterince tahrik edici olmadı açıklamalar biraz daha konuşun, dozu artırın, hatta dava açın...

Üniversiteye:

Diğer rektörler niye susuyor... Ordu neden sessiz kalıyor? Hadi sesinizi yükseltin.

Medyaya:

Sakın anayasa tartışmasına, Kuzey Irak’a ve ekonomiye girmeyin... Türbanı manşetlerde tutun...

Şimdi beni düşündüren bir başka şey var...

Muhtemelen AK Parti açısından perdelenmesi gereken çok ciddi bir sıkıntı var.

Yoksa, sadece MHP’nin taktiği boşa çıkartması ile bu kadar dozaj artmazdı.

Ya gerçekten Irak’la ilgili ciddi bir gelişme olacak, ya Amerikan ekonomisindeki sorunun 2008’de bizi ne oranda vurabileceğini gördüler ya da anayasa meselesinde tıkanıldı...

AK Parti bir erken seçim kararı alabilir...

Bu nedenle ortalığın toz duman olup Türkiye’nin asıl meselelerinin konuşulmasının önüne geçiyor.

Bu nedenle mağduru oynuyor.

Yüksek yargı, ordu ve muhalefet bu kez bu oyuna gelmemeli.

Bir an önce bir kararname ile türbanın kamuda serbest kalması için tüm bu odaklar kampanya başlatmalı.

Türban tuzağına düşmeyen Türkiye’nin önünü açar. 21.01.2008

katılıyorum kardeş benim anlatmak istediğimde bu türban siyasi bir simge erbakancılarla başladı akp lilerle devam ediyor

türban siyasi simgedir diyenler benim ne niyetle taktığım konusunda nasıl karar verebiliyorlar anlamıyorum ben hangi kesimdeymişim de hangi kesimi simgeliyormuşum holy_wood ?? Çok merak ettim doğrusu, komik olma lütfen...

bağlama stilinden normal başını örtebilirsin ninelerimiz gibi normal fiyong ama belirli bağlanış stili göze çarpıyo o da bir simgedir alışılanın dışında olan yani
 
arkadaşlar şunda bir anlaşalım. türban takmayan dinden çıkmaz, namussuz olmaz. din yorumlanabilir birşeydir. kimsenin din konusunda dediklerine inanmamak lazım. eğer hakikaten ilgileniyorsan açarsın kuran'ın değişik görüşlerden hocaların meallerini hepsini okursun hangisi aklına yatıyosa onu seçersin.
ayrıca türkiyedeki türban siyasi simge ya da dini inançtan çok bir namus standartı olarak görülüyor. takan namuslu takmayan sapkın, hatta fahişe. bravo!
türbanı çıkartmak da takmaktan daha zor malesef. bunu biliyorsunuz. hepimiz biliyoruz. kadınların "artık ben örtünmek istemiyorum" deme gibi bir özgürlüğü yok. yok çünkü namussuz damgası yemek istemiyorlar.
türban bir özgürlük değil! çünkü hür iradeyle yapılan birşey değil.(istisnalar hariç tabii ki) aile baskısı, mahalle baskısı, vb olmasa türban tabii ki özgür olsun her yerde kullanılsın vs...

daffodil e
benim diyen birsürü müslümandan daha dürüst yardım sever bir insanım. 5 vakit namaz kılıp üçkağatçılık yapan mı yoksa içki içip dürüst olan mı yanacak? :D
beni sadece allah yargılar...



Madem özgürlük yok benim başı açık arkadaşlarım nasıl takıyor, madem benden olumsuz etkileniyorlar neden benimle hala arkadaşlar... Bunlara cevap bile veremezsin...

Başörtüyü veya türbanı takmak madem çok kolay da niye okulda ezik büzük yöntemlerle başımızı açmak /peuk takmak vs zorunda bırakılıyoruz, nesi rahat bunun. Bir gün peruk tak da ne kadar rahat (!) olduğunu gör :)

Ayrıca beni ancak Allah yargılar demişsin sen başörtü takanı yargılamışsın. Sen inanmıyor olabilirsin ben inanıyorum, sa-na-ne!

tıpkı sen istediğine inanmaktan özgürsen ben de özgürüm. Ben sana karışıyor muyum, ama sen kendin şuan karışıyorsun millete. Yani eleştirdiğin kişilerden bir farkın yok :clap

Bir de ot içmekle başörtü takmayı bir tutmuşsun. Peki söyler misin ben niye başörtü takınca ayırt etme gücümü kaybetmiyorum, neden uyuşmuyorum takınca? Ne alaka başörtü takmakla ot imek... Evde deneyebilirsin, bir şey olmuyor başörtü takınca :D
 
bence siyasi bir simgedir,bunu 1980 lerde türemesinde görebiliriz,önceden karaçarşaf vardı başörtü vardı,ama türban diye birşey yoktu,solcularla sağcılara tank çarpınca bunlarda fırladı aradan
 
artık şu türban meselesine yorum yazmaktan bıktım yav sıkılmadınızmı boşu boşuna türkiyenin gündemini oyalıyolar
 
Madem özgürlük yok benim başı açık arkadaşlarım nasıl takıyor, madem benden olumsuz etkileniyorlar neden benimle hala arkadaşlar... Bunlara cevap bile veremezsin...

Başörtüyü veya türbanı takmak madem çok kolay da niye okulda ezik büzük yöntemlerle başımızı açmak /peuk takmak vs zorunda bırakılıyoruz, nesi rahat bunun. Bir gün peruk tak da ne kadar rahat (!) olduğunu gör :)

Ayrıca beni ancak Allah yargılar demişsin sen başörtü takanı yargılamışsın. Sen inanmıyor olabilirsin ben inanıyorum, sa-na-ne!

tıpkı sen istediğine inanmaktan özgürsen ben de özgürüm. Ben sana karışıyor muyum, ama sen kendin şuan karışıyorsun millete. Yani eleştirdiğin kişilerden bir farkın yok :clap

Bir de ot içmekle başörtü takmayı bir tutmuşsun. Peki söyler misin ben niye başörtü takınca ayırt etme gücümü kaybetmiyorum, neden uyuşmuyorum takınca? Ne alaka başörtü takmakla ot imek... Evde deneyebilirsin, bir şey olmuyor başörtü takınca :D
öncelikle özür diliyorum anlatmak istediğimi anlatmayı beceremediğim ve yanlış anlaşmalara sebep olduğum için.
düzeltme:""kadınların "artık ben örtünmek istemiyorum" deme gibi bir özgürlüğü yok"" cümlesindeki "kadınların" kelimesi "birçok kadının" olarak değişmeli. bunu tanıdığım insanlardan edindiğim tecrübeyle söyledim. başını aile zoruyla kapamak zorunda olup ailesinden kaçarak kafelere sinemaya vs giden veya küçük yaştan itibaren ailesi tarafından başı kapanmış ve başının açık olmasını bile düşünemeyen kızlarımız var. (eminim senin çevrende de vardır. ya da illaki rastlamışındır.) bu kesinlikle bir özgürlük değil! sen başını kendi özgür iradenle kapamışsın, çok güzel saygı duyarım. keşke herkes bu şekilde başını bağlamaya karar verse. kendi gözlemime göre istisna dediğim kısıma giriyorsun. yani sonuçta türbana karşı değilim ama sadece ve sadece kişinin kendi özgür iradesiyle kapanması şartıyla. hiçbir baskı altında kalmadan, başını açmak gibi bir özgürlüğü de olduğunu bilerek.

türbanın siyasi simge olması ile ilgili olarak:
evet böyle birşey var. erbakandan beri bu böyle. akpnin kadın kollarındaki kadınların çoğunun başı kapalı. bakan eşlerinin başı kapalı. başbakanın, cumhurbaşkanının eşlerinin başları kapalı. bunların hepsinin aynı partiden olması bende biraz "simgeleme" imajı yaratıyor ister istemez. (kendi isteğiyle takan elbette vardır o ayrı.) devletten ihale almak için "türbanlı bir eş" in artı puan olduğunu apkli bakanımız bile dillendirmiştir. (isteyene araştırıp haberi bulabilirim.)

okul konusunda kesinlikle haklısın fakat bunun bir çözümünü ben kendi kafamda bulamadım. dini özgürlükleini yaşamak herkesin hakkı ama bunun bir sınırı olması lazım. yoksa iş uçlara gidebilir. biliyorum abzürd bir örnek oldu ama peygamberi bob marley olan içkinin yasak ama otun serbest olduğu bir meshep mevcut. şimdi din özgürlüğü diyorsan bu da din. tek din hak din olan islamdr diyosan o zaman nerde kaldı özgürlük? ha eğer bahsettiğiniz din değil de türban özgürlüğüyse işte o başka.
(türbala otu kıyaslamadım. vicdan özgürlüğünün nerelere gidebileceğini örneklemek adına bu örneği verdim.)
umarım daha anlaşılır olmuşmdur..

not: forumlara yazma amacım kimseye fikirlerimi empoze etmek değil aksine değişik görüşlerle tartışıp kendimi değiştirmek, geliştirmek ve kavga etmeden tartışma becerisi kazanmak. çözüm diyalogda.. :victory
 
harbi ya hala türban türban,dünya borsası ortallama bi günde%5 düşüyo türkiye borsası ocaktan beri %20 den fazla düştü ekonomi çöküyo bunlarmı tek dert?
 
öncelikle özür diliyorum anlatmak istediğimi anlatmayı beceremediğim ve yanlış anlaşmalara sebep olduğum için.
düzeltme:""kadınların "artık ben örtünmek istemiyorum" deme gibi bir özgürlüğü yok"" cümlesindeki "kadınların" kelimesi "birçok kadının" olarak değişmeli. bunu tanıdığım insanlardan edindiğim tecrübeyle söyledim. başını aile zoruyla kapamak zorunda olup ailesinden kaçarak kafelere sinemaya vs giden veya küçük yaştan itibaren ailesi tarafından başı kapanmış ve başının açık olmasını bile düşünemeyen kızlarımız var. (eminim senin çevrende de vardır. ya da illaki rastlamışındır.) bu kesinlikle bir özgürlük değil! sen başını kendi özgür iradenle kapamışsın, çok güzel saygı duyarım. keşke herkes bu şekilde başını bağlamaya karar verse. kendi gözlemime göre istisna dediğim kısıma giriyorsun. yani sonuçta türbana karşı değilim ama sadece ve sadece kişinin kendi özgür iradesiyle kapanması şartıyla. hiçbir baskı altında kalmadan, başını açmak gibi bir özgürlüğü de olduğunu bilerek.

türbanın siyasi simge olması ile ilgili olarak:
evet böyle birşey var. erbakandan beri bu böyle. akpnin kadın kollarındaki kadınların çoğunun başı kapalı. bakan eşlerinin başı kapalı. başbakanın, cumhurbaşkanının eşlerinin başları kapalı. bunların hepsinin aynı partiden olması bende biraz "simgeleme" imajı yaratıyor ister istemez. (kendi isteğiyle takan elbette vardır o ayrı.) devletten ihale almak için "türbanlı bir eş" in artı puan olduğunu apkli bakanımız bile dillendirmiştir. (isteyene araştırıp haberi bulabilirim.)

okul konusunda kesinlikle haklısın fakat bunun bir çözümünü ben kendi kafamda bulamadım. dini özgürlükleini yaşamak herkesin hakkı ama bunun bir sınırı olması lazım. yoksa iş uçlara gidebilir. biliyorum abzürd bir örnek oldu ama peygamberi bob marley olan içkinin yasak ama otun serbest olduğu bir meshep mevcut. şimdi din özgürlüğü diyorsan bu da din. tek din hak din olan islamdr diyosan o zaman nerde kaldı özgürlük? ha eğer bahsettiğiniz din değil de türban özgürlüğüyse işte o başka.
(türbala otu kıyaslamadım. vicdan özgürlüğünün nerelere gidebileceğini örneklemek adına bu örneği verdim.)
umarım daha anlaşılır olmuşmdur..

not: forumlara yazma amacım kimseye fikirlerimi empoze etmek değil aksine değişik görüşlerle tartışıp kendimi değiştirmek, geliştirmek ve kavga etmeden tartışma becerisi kazanmak. çözüm diyalogda.. :victory

Ben de biraz sert çıkmışım aslında, özür dilemen incelik olmuş. Bir şeyler empoze eden bir tavrın yok zaten :goz:

Yorumun hakkında da,
Birçok kadının özgürce baş örtüsüz dolaşamaması doğrudur evet ama tersi de sözkonusudur. Mesela ailesi tarafından takılmasına izin verilmeyip de baskı altında bırakılanlar veya başörtülü olduğundan hakaret görenler ki ben de bu gruba dahilim... Birinici grup toplumda pek bilinmez ama oldukça fazladır örneklerini de bizzat tanımaktayım. Şimdi bu şekilde bir gerçek var diye baş örtüyü nasıl zorunlu kılamazsak, baş örtmeyi de kısmen veya tamamen sınırlayamayız. Konunun başörtüyle değil yurdum insanıya bağlantısı vardır. çünkü ülkemizde birine göre başörtü takmamak çok ağır bir yanlışken, birine göre takmak çok ağır bir yanlıştır. Ama bunun sorumlusu başörtüyü veya takmayan olmadığına göre ceremesini onların çekmesi beklenemez.

Bir de kendi isteğiyle takmak istisnai gibi söz etmişsin ama ben çevremde zorla takana istisnai olarak rastlıyorum. Bunların da bir kısmı zaten bir şekilde ailelerinden uzaklaşınca çoğu zaman başörtüyü bırakıyorlar. Bunun günahı zorla taktıranlar boynuna...

Siyasi simge konusunda gerekçeler göstermişsin. Şimdi bu gerekçeler ele alındığında gerçekten neden sayılabilir ama tek başına kanıt oluşturmaz gibi geliyor bana. Mesela AKP'de başını örtenlerin bulunması, bu kesimin AKP'yi kendisine yakın bulmasıyla da ilgili olabilir. Ki bir çok insanla konuştuğunda sonuç bu. Başörtü için AKP var AKP için başörtü, o kadar başörtülü tanımama rağmen rastladığım bir şey değil. Sorun çözülsün diye oy veriliyor. Çözebilir veya çözemez ayrı konu. Sonucta diğer partiler başörtüyü yasaklayalım politikasındalarsa tek iktidar şansı olan tercih AKP kalıyor, bu insanların sonucta AKP'den önce de başları örtülüydü ve AKP'li olmayıp başörtülü olan da binlerce insan var. Bu yüzden konunun siyasi simge olarak algılanması zor.

Bir de hakkın sınırı olması için sınırlamanın zorunlu olması ve amacı uygulamada elverişli olması gerekir. oysa başörtüyü sadece takmak başkasına bir zarar vermez ki, takmamak da baskıyı ortadan kaldırmaz... Burada önemli olan baskıcı bir fiil gerçekleştirmek. Kendi kendine yanındaki başörtülü diye etkilenmez aklıbaşında kimse, sonucta başını kendi istediği için açıyor ve örtmenin gerekli olmadığını düşünüyor. Ayrıca sırf yanındaki kendini kötü hissedecek diye kimse kıyafetini değiştirmek zorunluluğunda bırakılamazki... Sonucta demokratik bir ülkede herkes kendine somut ve açık zarar vermeyene tahammül yükümünde. Benzerini başörtülü de yaşayabilir. mesela bazıları başörtü takanlara belirli hakaretler, bakışları sonucu, başörtülü birinin başörtülü olarak baskıda hisetmesine yol açabiliyor çok rahat. Baskı görmeden başını örtmek/örtmemek iki tarafın da hakkıdır. Fakat bu baskıdan dolayı başörtülünün yanındakine zorla başörtü taktırması ne demektir, kendisine yapılana olan hırstan dolayı yine aynı şeyle üstlelik suçsuz insanlara da cürum yüklemektir, başörtü yasağının da ancak bir hırstan doğabileceği sonucuna ulaşırız buradan.

Bir de baskı illa başörtüyle sağlanmazki. Okulda başını açıp da bir insan baskıda bulunabilir, aynı görüşte bir erkek mesela sakalıyla siyasi görüşünü belli edebiliyor o da okulda bununla baskı yapar eğer sadece düşüncenin belli olması baskı yapıyorsa, ben anlıyorum kimin ne görüşte olduğunu okulda sonucta. :goz: Yani başörtüyü yasaklamak değil, direk baskıyı yapana ceza vermek ancak çözüm oluşturabilir. En azından herkese yasak getirmekten daha mantıklıdır.

Kaldı ki böyle bir baskının olup olmadığı doğru düzgün anketlerle sabitlenmeden kanunlarda gerekçe oluşturamaz ama ülkemizde oluşturmaktadır bakıldığında ve bu yasağı koymak ve genişletilmek de hiçbir somut delile dayanamadan dayatma ile olmaktadır("türban siyasi simgedir ve artık takmayacaksınız", neye, kime göre simge? Herkes simge olarak kullanmalı yasaklanabilmesi için.Hani delili? ) ve bu yüzden haksız bir temel hak ve özgürlük sınrılaması teşkil etmektedir diye düşünüyorum. :goz:

Vicdan özgürlüğünün sınırı konusunda da, bunun sınırı başkalarına gerçekten zarar vermektir ki başörtü tartışmalarında bu zararın verilip verilmediği tartışılır. Şimdi bakarsak ot içmek kişinin kendisine zarar verebildiği gibi aşırı alındığında başkalarına olan fiillerinde dengesizlik oluşturacağı ve suç işleyebileceği tehlikesi varsa vicdan özgürlüğü sınırlanır. kendisine olan zararına karışılamaz kişilik hakkına zarar vermediği sürece... Eroin mesela böyledir mesela, ot için bir şey diyemeyeceğim, ama kişinin kendi kişilik haklarını(bundan emin değilim) veya başkalarının haklarını zedelemediği sürece sınırlama getirilemez. Ama eğer bu zararlar yoksa beni ilgilendirmez bundan az ne yaparsa kendine sonucta.

"Allah katında tek din islamdır" sözü benim de kişisel görüşüm ama bu söz bana göre "Allah için geçerli olan dini" ifade eder, başka bir insanın böyle düşünmemesi veya düşünüp de Allah'ın rızasını kazanma amacı gütmemesi beni ilgilendirmez tabii..
 
Bugün Türbana özgürlük kılık kıyafete özgürlük diye bağıranlar Diğer dini ve siyasi semboller üniversitelerde kamu kuruluşlarında kullanılmasına özgürlük diyecekler mi ?

Karşısına Kippa ile yada Haç ile bir memur, öğrenci gördüklerinde Türbanlı kişiye gösterdikleri saygıyı gösterecekler mi

Özgürlük tek yönlü isteyince onun adına özgürlük denemez. Bunun düpe düz açıklaması şudur : İşime gelene EVET
 
Geri
Üst