Ata Kızı'nın Karalama Defteri

Birgün daha geçti gitti ömrümüzden..
Yeni güne , yeni dostlara , yeni umutlara , yeni gelecek hüzünlere merhaba ;)
Yaklaşık 5 aydır işyerıme gıderken hep aynı yerde aynı amcaya rastlıyorum.Nerden baksan 85 ten asagı değil..Selpak satıyor cadde kenarında oturmus..Sessizce.onurlu ...ellerınde selpaklar başı öne eğik.bağırmıyor seslenmıyor....Gören olursa alıyor . Sırf ona yardım olsun selpak alayım dıyorum , alamıyorum yine geçip gıdıyorum ama aklım yıne orada kalıyor...
Allah ım neden birşeyler yapamıyorum ...Neden tutulup yutkunup kalıyorum böyle her sabah
Her sabah aynı yoldan geçiyorum ondan selpak almak ıcın ama bugunde olmadı....Nedir bu tuhaflık bende böyle..
 
Senin derinlerine inemeyenler , sana o kadar çok iyisin , iyisin demişler ki sende körü körüne inanmışsın .onlara. ....
 
Hep mi yalnış bir kez olsun doğru olsun Neden doğrularımın karşılığını görmezken Bana yapılan yalnışlar ödüllendiriliyor neden Neden!!!
 
2sam0iw.jpg



Yalanları cümleler arasından cımbızla tek tek seçebiliyorum.
Dönen oyunların farkındayım.
Konuşulanlardan haberdarım.
Bakışlardaki samimiyetsizlik o kadar açık ki!
Övgü ve iltifatlar ardındaki gerçekler o kadar net ki!
Lütfen yeter kanmıyorum bunlara. Lütfen yeter kanıyorum.
Gerek yok bunlara, bu oyunlara,
Ben yokum bu savaşta , meydan sizin takılın siz, beni kendi halime bırakın.
Ben bu savaşa girecek olsam zaten girerdim. Girmiyorsam bu savaşa, bunun sebebi saflığı ve güzelliğini korumaktır bazı şeylerin. Çünkü sizinle savaş kirlenmektir. Üstün gelsem bile , yıkıp devirsem bile hepinizi, sonunda sizden biri olacağım. Ve bunun adı kaybetmektir.
Herşeyi görebiliyorum ve acıtıyorsunuz. Sabrım kalmadı aptal rolü oynamaktan, bilmiyor, anlamıyor gibi davranmaktan. Birgün yüzünüze karşı patlayacağım. Vazgeçin artık.
Ben yokum bu savaşta, meydan sizin, takılın siz, beni kendi halime bırakın, yokmuşum gibi davranın.


Günlüğüne kabul edersin umarım. İçimden geldi ;)
 
İnsanların sadece kendilerini önemsemeleri ve bencilce sadece kendılerını düşünmelerı ne kadar da aşağılık bir hastalık....
Ve git gide büyüyüp kocaman oluyor bu hastalıga neden olan mikrop...
 
10 Tanesini toplasan 1 tane bile tam yapmıyacak Kasıntı ruhlu insanlar tarafından çevrilmişiz Her zaman kendi çıkarlarının menfaatlerinin uğruna sırtımızdan bıçaklamaya her an hazır bekliyen katiller gibiler Ne dedikleri belli değildir ne de hareketleri kendi hastalıklı kişiliklerini her daim herkesden yüksek tutan anlşılmaz kişilikler Dediğin gibi hiç uğraşmıyacaksın onlarla Zaten dolanmaya başlamışlar yine buralarda En iyisimi ellerimizi yıkayalım ne olur olmaz belki mikrop kapmış olabiliriz
 
Bence her insanın , en iyisinin bile içinde bir yerlerde , kilit altında sakladığı bir küçük şeytanı olmalı..Bazen ona ihtiyacı olabilir , canınız öyle yanar ki birgün sizde can yakmak isteyebilirsiniz ..O zaman acil durum şeytanınızı ortaya çıkarmanın tam sırasıdr..
Şimdi bunu yazdım diye savaşa hazırlanmayın ...illa acı vermek fiziksel acı demek değildir . Bir iki kelımeyle de düşmanınızı yenmek onu kıvrandırmak mümkündür ..Hemen fesat ve zorbaca düşünmeyın ..kelımelerın gücünü keşfedin sonrada arkanıza yaslanıp en şeytansı gülüşünüzü takının :))
 
Bir off çeksem karşıki betonlar yıkılır .
yahutta yandaki teyze şikayete gelir gürültü yapmayın diye...
Artık duvarlar o kadar ince ki....
 
Başım çatlıyor PC ile vedalasamıyorum..Biri benı durdursun :))
 
a108bdda9ab5fdb4eb95813795aaf6d5.jpg


Hadi bakem bahane arama Şuna bak gül sonra doğru yatak :smile:
 
6c07219b789412869d8c563.jpg

Niye böyle karamsarsın ey gönül?
Sabret hele, yokuş biter, düz gelir.
Umut bahçesinde solmadan son gül;
..........Yağmur yağar, sazlıklardan saz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Muhannet karşına çıkıp da yense,
Yiğit bildiklerin sırtını dönse,
Gönül ocağında umudun sönse,
..........ALLAH büyük, külü biter, köz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Yaptığın iyiye kötü bulursun,
Belki muhannete muhtaç olursun,
Dostların terk eder, yalnız kalırsın,
..........İnanırsan, bütün bunlar vız gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Üzülme ağrına giderse töhmet,
Beyhude kendine hiç etme zahmet,
MEVLA’ya sığınıp, beklersen rahmet,
..........Meraklanma, gecikmeden tez gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Bilmediklerini bir ehline sorarsan,
Kanayan yaranı, kendin sararsan,
Çıkmak için bir çıkar yol ararsan,
..........O yoluna izlenecek iz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Hasta olup, tık nefesle solursan,
Derman bulamayıp, aciz kalırsan,
Hele, her geleni HAKK’tan bilirsen
..........Mutlaka ki; imanına hız gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Vefa görmez isen tuttuğun işte,
Gelmedik kalmasa gencecik yaşta,
Mağlup olsan girdiğin her savaşta,
..........Güvenirsen, yenilgiler az gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Umulmadık bir sevdaya düşersin,
Ferhat gibi dağlar oyar, aşarsın,
Sevdiğin hep kaçar, sen hep koşarsın,
..........Aşık isen sevgiliden naz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Dert ile, kederle kavrulup, yansan,
Acı ile kıvır-kıvır kıvransan,
Bir kere yönünü RAHMAN’a dönsen,
..........Çile bile hoşa gider, haz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Türbe gibi olup, çok uğranırsan,
Kötü sözlerden hep iğrenirsen,
Dinlemesini de bir öğrenirsen,
..........Eşek sesi kulağına caz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Sana sığınanı canla korurken,
Koruduğun hain çıkıp, vururken,
Gücenip de umut gülün kururken,
..........Çekirdekte kabuk çatlar, öz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Aldığın yaradan kanlar sızarken,
İlaçsız merhemsiz yara azarken,
Kendi mezarını kendin kazarken,
..........Murat olur, yaralara tuz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Belki, bir gün kıymetini anlarlar,
Belki, söylediğin sözü dinlerler,
Belki, arkandan ağlayıp, inlerler,
..........Nasıl olsa hayrına bir söz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Rüzgar değil, tufan esse savrulma,
Tüm vücudun çürüse de devrilme,
Hep kaybettim diye yanıp, kavrulma,
..........“O” dilerse, bir kaybına yüz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.

Korkut'um, arayan bulur mutlaka,
Her dünyaya gelen ölür mutlaka,
Beklediğin rahmet gelir mutlaka,
..........Bağrındaki ateş söner, buz gelir,
..........Devran döner, bu kış biter, yaz gelir.
 
Tuzlu Kahve

Kiza bir partide rastlamisti.. Harika birseydi. O gün pesinde o kadar delikanli vardi ki.. Partinin sonunda kizi kahve içmeye davet etti.
Kiz parti boyu dikkatini çekmeyen oglanin davetine sasirdi, ama tam bir kibarlik gösterisi yaparak kabul etti. Hemen kösedeki sirin kafeye oturdular. Delikanli öyle heyecanliydi ki, kalbinin çarpmasindan konusamiyordu. Onun bu hali kizin da huzurunu kaçirdi.. "Ben artik gideyim" demeye hazirlanirken, delikanli birden garsonu çagirdi..
"Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi.. "Kahveme koymak için.."
Yan masalardan bile saskin yüzler delikanliya bakti..
Kahveye tuz!..
Delikanli kipkirmizi oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye basladi. Kiz, merakla "Garip bir agiz tadiniz var" dedi..
Delikanli anlatti:
"Çocukken deniz kenarinda yasardik. Hep deniz kenarinda ve denizde oynardim. Denizin tuzlu suyunun tadi agzimdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadi çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadi dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarindaki evimizi ve mutlu ailemi hatirliyorum. . Annemle babam hala o deniz kenarinda oturuyorlar.. Onlari ve evimi öyle özlüyorum ki.."
Bunlari söylerken gözleri nemlenmisti delikanlinin.. Kiz dinlediklerinden çok duygulanmisti.
Içini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmaliydi. Evini düsünen, evini arayan, evini sakinan biri.. Ev duyusu olan biri..
Kiz da konusmaya basladi.. Onun da evi uzaklardaydi.. Çocuklugu gibi.. O da ailesini anlatti. Çok sirin bir sohbet olmustu.. Tatli ve sicak.. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel baslangici olmustu tabii.. Bulusmaya devam ettiler ve her güzel öyküde oldugu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yasadilar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kasik tuz koydu, hayat boyu.. Onun böyle sevdigini biliyordu çünkü.. 40 yil sonra, adam dünyaya veda etti.
"Ölümümden sonra aç" diye bir mektup birakmisti sevgili karisina.. Söyle diyordu, satirlarinda..
"Sevgilim, bir tanem..
Lütfen beni affet. Bütün hayatimizi bir yalan üzerine kurdugum için beni affet. Sana hayatimda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. Ilk bulustugumuz günü hatirliyor musun?.Öyle heyecanli ve gergindim ki, seker diyecekken 'Tuz' çikti agzimdan.. Sen ve herkes bana bakarken, degistirmeye o kadar utandim ki, yalanla devam ettim. Bu yalanin bizim iliskimizin temeli olacagi hiç aklima gelmemisti. Sana gerçegi anlatmayi defalarca düsündüm. Ama her defasinda korkudan vazgeçtim.
Simdi ölüyorum ve artik korkmam için hiçbir sebep yok.. Iste gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanidigim andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pismanlik duymadan. Seninle olmak hayatimin en büyük mutlulugu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herseyi yeniden yasamak, seni yeniden tanimak ve bütün hayatimi yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da.."
Yasli kadinin gözyaslari mektubu sirilsiklam islatti.
Lafi açildiginda birgün biri, kadina "Tuzlu kahve nasil bir sey" diye soracak oldu..
Gözleri nemlendi kadinin..
"Çok tatli!.." dedi..



Günlüğüne böyle hikayeleri kabul ediyor musun bilmiyorum ama paylaşayım dedim Zeynepcim : )
 
İstek

24euuet.jpg




Bir kaçıp gitme isteği bırakıp her şeyi. Olabildiğince basit; Çekip gitmek işte. Kimsenin yerini bilmediğin ve bilmediği bir yere.

Derin bir uyku isteği. Saatlerce ya da günlerce değil, aylarca belki yıllarca, bir uyanmışsın ki her şey değişmiş. Binalar, dükkânlar, caddeler her şey değişmiş. Fakat kimse farkına varmamış senin eksikliğinin, soru soran yok, nerdeydin diyen yok. Sanki dün görmüş gibi sıcak bir merhaba ile selamlıyor tüm sevdiklerin.

Bir felaket isteği. Daha çok acı ve ızdırap çekmeni sağlayacak, kötü bir haber mesela. Bir deprem , bir yangın, bir kaza. Bir çeşit temizlenip arınmak aslında. Yeniden başlamak. Dibe vurmak. Sıfırlamak. Tuhaf bir ağlama isteği. Ama nasıl! hiç durmadan, saatlerce. Niye ağladığını bilmeyecek kadar derinden bir ağlama.

Sevdiklerine sevdiğini, çok sevdiklerine hep seveceğini, daha çok sevdiklerine sevgini anlatamadığını, en çok sevdiklerine ise onları yeterince sevemediğini söyleme isteği.

Garip bir özlem. Gülümseten, içini neşeyle dolduran. Ardından hüzün veren, acı veren. Bir melodi kulaklarında, bir rüzgar teninde, bir koku belleğinde, bir gözyaşı yanağında, zamanı geri döndürüp, durdurma isteği.


Yaptığın her şeyin anlamsız gözükmesi.‘‘Anlamı olmayan her güne anlamsızca acılar nakşedilir. Anlamı olmayan acılara da anlamsızca günler bahşedilir.’’ Bu anlamsızlığı seninle paylaşan ve anlamlı yaşamlar sürdüğüne inananlara, inanmak isteyenlere, nereye gidiyorsunuz diye soru sorma isteği.
Nereye gidiyorsunuz?​
 
Elimi kanattım derinden ....Aklıma sen geldin , hiç acımadı....Karlar kadar sessiz yüreğim , ve onlar kadar neşeli ...
Şiir yazasım var..
 
İnsanın ruh hali bir günde değişir mi?
Artık şiir yazmak istemıyorum..Kırıldım ama bundan senin haberin yok , olmayacak ta....Nasılsa geçer birazdan değil mi? Neler geçmediki , geçmiyor ki bu şizofren hayatta...
 
Bir bardak passiflora içmiş gibiyim sanki.....Nedir bugun üstümdekı bu bıkkınlık , halsizlik , sürekli uyuma isteği , tembellik...ne oldu bana böyle ?Öyle ki canım sigara içmek bile istemıyor ...Sorun mu var>? Hayır yok ? eeee
Gittim bir vitamın içtim düzeleyım diye yok.. kahve içtim kac tane yok olmuyor ...Bugun böyle gecıcek galıba.Yarına yine kendıme gelırım nasılsa....
Bugun seni özledım yine semam...Sen varken herşey daha kolaydı..Hayat daha kolay.
.
 
woodland_background_014_by_prolific_stock-d322nul.jpg

Bazen yıldızları süpürürsün, farkında olmadan
Güneş kucağındadır, bilemezsin
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın
Uçar gider, koşsan da tutamazsın
 
Bazen yıldızları süpürürsün, farkında olmadan
Güneş kucağındadır, bilemezsin
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın
Uçar gider, koşsan da tutamazsın






Bu şiir beni biraz kendıme getirdi..Haklısın galiba arslankral , sağol :smile:
Aslında ne çok severım bu şiiri tekrar hatırlamak güzeldi dostum..

Bugün yeni birgün .Üstümden büyük bir yük kalkmıs gibi..Bu akşam sigarayı az içmeye karar verdim , dün akşam limiti fazla kaçırdım sabah sabah kendımden iğrendım..
 
Nedir ruhumun kuraklığı niyeki çorak topraklara dönmüş yüreğimin cefası Niyeki sevgi adındaki rahmet bulutları uğramazki Ahmet adındaki diyarlara Cefamıdır ki Aşk hasatını bu senede toplayamadım cefamıdır ki Yüreğimin bu senede Aşk'a aç gezmesi!!!
 
Ne berbat birgün......İşler yoğun , kafam yoğun , yüreğim dolu.......

Ama lüften sen hep gülümse yine de....
 
Geri
Üst