( Fethullah Gülen İle İlgili Konular 1 )

şeklinde arkadaşın tarzında hakaret içeren yorumlar yapıyorsun. Sanırım buradaki gönüllü mikroplardan kastın sütü yoğurt yapan mikroplar olmasa gerek. Tekrar ediyorum. Arkadaşın bize "mikrop insanlar" diyerek hakaret ediyor, sen de ona, hemen peşinden yaptığın yorumunla suç ortağı oluyorsun. Şu ana kadar farkında değil idiysen bilmem artık fark ettin mi? Ama meraklanma bu kez şikayete gitmiycem ama umarım bu son olur. [/QUOTE]


berderke .o arkadaş ülke düşmanı mikroplar var diyor üstüne alınıyorsun .onunda benimde kastım bu .sen neden üstüne alınıyorsun .sen kendini ülke düşmanı mikrop olarak mı görüyorsun.senden başka neden alınan yok .

herseyi alınıp sonra herseydede üste çıkmaya çalışmazsan iyi edersin .istersen şikayetede git meraklanan falan yok .hadi yolun açık olsun :goz:
 
şeklinde arkadaşın tarzında hakaret içeren yorumlar yapıyorsun. Sanırım buradaki gönüllü mikroplardan kastın sütü yoğurt yapan mikroplar olmasa gerek. Tekrar ediyorum. Arkadaşın bize "mikrop insanlar" diyerek hakaret ediyor, sen de ona, hemen peşinden yaptığın yorumunla suç ortağı oluyorsun. Şu ana kadar farkında değil idiysen bilmem artık fark ettin mi? Ama meraklanma bu kez şikayete gitmiycem ama umarım bu son olur.


berderke .o arkadaş ülke düşmanı mikroplar var diyor üstüne alınıyorsun .onunda benimde kastım bu .sen neden üstüne alınıyorsun .sen kendini ülke düşmanı mikrop olarak mı görüyorsun.senden başka neden alınan yok .

herseyi alınıp sonra herseydede üste çıkmaya çalışmazsan iyi edersin .istersen şikayetede git meraklanan falan yok .hadi yolun açık olsun :goz:

üzerine alınmasının sebebi mikropların faydalı olduğuna inandığı içindir benim mesajımda ise mikropların tehdit unsuru hastalık sebebi olarak kullanmamdır.

hatta bu inancını yoğurt örneği vererek perçinlemiş ve bu örneğe dayanarak kendince bizi karacahil yerine koymaya çalışmış.

ilkokul 4. sınıflarda faydalı mikro organizmalara BAKTERİ, zararlı mikro organizmalara ise MİKROP dendiğini öğrenmiştik belkide biz yanlış biliyoruz doğrusu tam tersi olabilir :)

arkadaşın dediği gibi ilim okumak lazım çünkü cehalet insanları saptırır sapıklaştırır hayvanlaştırır, örnekleri yozlaşmış beşeriyatta fazlasıyla vardır.

Ulusumuza, Cumhuriyetimize,Ordumuza zarar veren tehdit eden zararlı mikroplara en iyi antiseptik LAİKLİKTİR.

Ne zaman ki insanları tanrı adına değil kendi adına temsil ettiği organizasyon ve projeleri adına konuşmaya koşullandıran yaptırımlar uygulanabilirse dini sömüren halkı kandıran alçakların saltanatına son verilir.

kağıt üzerinde laiklik uygulamada ise hainlik var.

reçetede laiklik yazılıyor bu yazı reçetede kalmamalı uygulanmalıdır ,milletimizi hasta eden dincilik mikrobundan başka türlü kurtulunamaz gün geçtikçe hastalık ağırlaşarak vücudu esir alır...............
 
Fitnetullahcıların Erbil Hıyaneti Ve Tsk'nın Israil Resti!

Yeni Şafak'ın AKP üzerinden ABD ve İsrail yalakası yazar müsveddesi Hakan Albayrak (16 Şubat 2009) "Kürdistan'a hoş geldiniz" başlığıyla "Abant Platformu ve Selahaddin Üniversitesi'nin düzenlediği "Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" konulu konferans için geldiğim Erbil'de Hawler Plaza Oteli'ne yerleşirken saat 04:00 civarındaydı. Dışarıdan Kur'an sesi geldi. Pencereyi açtım. Ses cami hoparlörlerinden geliyormuş. Kur'an'dan sonra dua, niyaz, salavat. Sonra yine Kur'an. Bu böyle bir saat kadar devam etti. Nihayet ezan okundu. Çok yorgun olduğum için namazı otel odasında kılmaya niyetliydim, ama bu topraklara 'giriş' için en uygun yerin cami olduğu fikri beni canlandırdı. Çıktım, 100-150 metre yürüdüm, bir cami buldum, cemaate karıştım. Cemaat kalabalıktı. Kalabalık ve poşulu. Sünnetler kılındıktan sonra müezzin Kur'an okudu ve "Ya Rabbena ecirna minennar" (Ey Rabbimiz, bizi ateşten koru) diye dua etti. Tekrar tekrar, tekrar tekrar. Biz de müezzine katıldık. Adeta trans halinde, bir ağızdan, "ecirna minennar, ecirna minennar, ecirna minennar..." Amin velhamdu lillahi rabbi'l alemin. Cemaatle namazdan ve tesbihattan sonra yine cemaatle dua. Duadan sonra yine bir ağızdan -belki yüz kere- kelime-i tevhid..." sözleriyle, BOP ve Arzı Mevud projesinin ilk adımı olan Irak'ı ve Türkiye'yi parçalamak için kurdurulan Kürdistan hıyanetine İslamiyet sosu katarak tam bir münafık tavrıyla din istismarı yaparken, Selahaddin Üniversitesi Rektörünün çok özel İsrail yetiştirmesi ve ABD bendesi olduğunu ya bilmiyordu veya gizliyordu. Hakan Albayrak şöyle devam ediyordu:

"İsmi bölgesel yönetimdir, federe hükümettir, şudur budur, ama neticede bir devletle karşı karşıyayız.

Kürdistan devleti bölgemize hayırlı-uğurlu olsun.

Hayırlı-uğurlu olabilmesi için onu tırmalamaktan vazgeçmeli, ona saygı gösterip itimat telkin etmeli, onunla sıkı dostluk ilişkileri kurmalıyız.

Öz kardeşlerimizin bize karşı bir tedbir olarak ABD-İsrail şemsiyesi altına girmek zorunda kalmaları (yahut böyle bir mecburiyet hissetmeleri) bizim için büyük bir utançtır.

Erbil'den sonra Süleymaniye'de de konsolosluk açan ve bu vesile ile Dışişleri Bakanı'nı göndererek Kürdistan Bölge Yönetimi ve halkına layıkıyla iltifat eden İran, ilm-i siyasetin gereğini yapıyor.

Kürdistan Televizyonu'ndaki haber bültenlerinin yarısı konferans haberleriyle geçiyor...

Neredeyse bütün konuşmalar haber bültenlerinde uzun uzun özetleniyor...

"Bütün konuşmalar" değil; çünkü Ankara'yı incitebileceği düşünülen konuşmalar ayıklanıyor.

"Peşmerge" üzerinden Kürt düşmanlığı yaparak fitneyi beslemek için hiçbir fırsatı kaçırmayan bir kısım medya ve dahî bir kısım siyaset utansın!"

Evet, alçaklık bu çukurlaşmadan çok yüksek kalıyordu. Bu siyonist senaryosu Konferansa, İsrail'in Gazze katliamına bir kınama mesajı bile yayınlamayan, asrın
fitnetullahı Fetullah Gülen ise şu mesajı gönderiyordu:

"Son asırda bölge uluslar arası yoğun bir siyasi ilgiye mazhar olmuştur. Şüphesiz savaş da barış da farklı insani ve uluslar arası ilişkiler öğretmekte ve ciddi kazanımlar sağlamaktadır. Getirdiği dramların yanında belki öğretici, insanı olgunlaştırıcı yanları da mevcuttur. Fakat eninde sonunda toplumsal hayata yani normalleşme sürecine geri dönmek gerekmektedir.

Şüphesiz esas zorluk bundan sonra başlamayacaktır. Ciddi fedakârlık, sabır ve tahammül gerekir. Türkiye'de binler hatta milyonlar bu coğrafyaya zihnen, fikren ve manen alaka duymaktadırlar. Karşılıklı kardeşlik, yakın dostluk ve komşuluk ilişkileri içerisinde terettüp edecek her fedakârlığa, tecrübe alışverişine ve bilgi paylaşımına açık yüreklilikle ilgi göstermektedirler."


Bay fitnetullah bu sözleriyle Kürdistan'ın resmen ilanına, hatta "Türkiye Kürdistanı'nın oluşmasına hazırlıklı ve tepkilere sabırlı ve dayanıklı olun" mesajını veriyordu.

Konferansın düzenleme kurulunda yer alan
Zaman Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne konuşmasında, Erbil'de yaşayan Kürtlerden çok daha fazlasının Türkiye'de yaşadığına dikkat çekti. Kürtlerle Türkler arasında bir düşmanlık olmadığını vurgulayan Türköne, "Bizimle gelenlerden kaç tanesi Kürt inanın bilmiyoruz. Çünkü hepimiz Kürt'üz. Türkiye'de yaşayan 72 milyon gibi ben de biraz Kürt'üm. Bir Kürt gibi düşünüyor, yaşıyor ve geleceğe bakıyorum." mesajını verdi. Kentin Kürtlerin diyarı olduğu kadar Arap ve Türkmenlerin vatanı olduğuna da işaret etti. İlk Türk sosyoloğu Ziya Gökalp'in Diyarbakırlı bir Türk milliyetçisi olduğunun altını çizen siyaset bilimci Türköne, onun şu sözlerini aktardı: "Kürt'ü sevmeyen bir Türk, Türk değildir. Türk'ü sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir." Sözlerini aktarıyordu.

Khanzad Otel'de Saad Abdullah Kongre Salonu'ndaki konferansın açış konuşmasını Erbil Valisi Nevzad Hadi yaptı. Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesi ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmenin kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Geçmişteki hatalardan ders alıp, geleceğe dostlukla bakalım." dedi. Sert dil ve askerî operasyonların hiçbir zaman sorunlara çare olmadığını ifade ederek, 'günün diyalog günü olduğunu', geçmişin hatalarına takılmamak gerektiğini vurguladı.

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Kültür Bakanı Falakaddin Kakeyi, yıllardır kopuk olan ilişkilerin yeniden kurulduğuna işaret etti. TRT'nin Kürtçe yayına başlamasını 'çok olumlu bir adım' şeklinde niteleyen Kakeyi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kürtçe bir TV kuruldu. Kürt dilinde de önemli bir gelişme kat edildi. Üniversitelerde bölümler açılacak. Bu da iki toplum arasındaki ilişkileri geliştirecek. Bütün gücümüzle barışın ve dostluğun yanındayız." Musul Türk Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı, Türkiye'nin Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısı olduğunu ve o kapının hiçbir zaman kapanmayacağını belirtti. Onun ardından söz alan Mukiriyani Araştırma Merkezi Başkanı Aso Kerim, toplantının iki toplum için barış ve dostluk getireceğini söyledi. Selahattin Üniversitesi (SÜ) Rektörü Muhammed Sadık ise şöyle konuştu: "Konferansta konuşulanlar sadece bugün değil, iki ülkenin geleceği için yol gösterici olacak."

Başkanlığını Siyonist güdüm Selahaddin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şirzat Neccar'ın yaptığı toplantıda Fetullahcı-Amerikancı Işık Üniversitesi (IÜ) Rektörü Salih Hoşoğlu konuşmalar yaparken, Zaman yazarı Ali Bulaç, yöneltilen sorulara "K. Irak Federe Kürt Bölgesi'nin başkenti Erbil'deyim. Bunu söylemekten gocunan biri değilim." diye övünüyordu.

Fetullahcılarla PKK'lılar aynı doğrultuda:

Fitnetullahcılar Erbil'de Kürdistan'ın kuruluşunu kutlarken PKK'lılar da Türkiye'de isyan hazırlığındaydı.

DTP etiketli PKK'nın vekilleri isyan gösterilerinde!..

Dünyanın en demokratik ülkesi Türkiye'de, üç gün, ülkeye, devlete karşı silahlı başkaldırı halindeki çete, şehirlerin altını üstüne getiriyordu!..

Polise saldırıldı, caddelere dehşet taşındı, işyerlerine zarar verildi..

Çünkü, çete başının yakalanıp hapse tıkılmasının yıldönümüydü ve çete "Neden bizim reisi yakaladınız!" diye devlete isyan ediyordu..

Dünyanın en demokratik ülkesi olduğu için de Türkiye'de bu gösterilere, çeteyi TBMM'de temsil etmesine yol verilen milletvekilleri yön veriyordu!.. Mesela Batman ilinde Bengi Yıldız, Ayla Akat Ata adlarındaki milletvekilleri, Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan ile birlikte, militanlaştırdıkları kadroları, "vatandaştır" diye ellerinde molotof ve sopalarla gösterilere sürüklüyor, polisin üstüne saldırıyordu.

Allah'ım ülkemiz ve devletimiz, bu denli sahipsiz ve çaresiz mi bulunuyordu?

arkası aşağıda....

KAYNAK

yaaaa,işte böyle kardeşler,haberin kaynağı güvenilirmidir? bilmem,tekzip olurda bu konu yasaklanır mı? hiç bilemem,ama bildiğim tek gerçek var;

rant savaşının dolar tapınıcısı biradamın peşinden milyonlar akıyor (nasıl oluyorsa?) hepsi kardeş oluveriyor.Eyyyy hoca,kerkük ve musul petrollerinin kokusunu mu aldın?Papana selam söylede siyonist kardeşlerinizle amerikan petrol şirketleri aracılığıyla ortaklığınızı pekiştiriversin.
 
"İsmi bölgesel yönetimdir, federe hükümettir, şudur budur, ama neticede bir devletle karşı karşıyayız.

Kürdistan devleti bölgemize hayırlı-uğurlu olsun.

Hayırlı-uğurlu olabilmesi için onu tırmalamaktan vazgeçmeli, ona saygı gösterip itimat telkin etmeli, onunla sıkı dostluk ilişkileri kurmalıyız.


DEĞİL KENDİSİNİ SANCAĞINI DAHİ TESLİM ETMEYEN MEHMETÇİĞİMİZİN BAŞINA BİRİLERİNİN SAYESİNDE ÇUVAL GEÇİRDİLER
BİZDE KARŞILIK OLARAK DEVLETİMİZİN KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ GÜL PEMBESİ YAPTIK
YETMEZMİ...

Saygılarımla
 
Birinci korfez savasinda kuruldu kurdistan.
Uyaninda baliga gidelim.
 
Durumlar tehlikeli ben düşünüyorumda bunlara kürdistanı kurdursan, yarın doguyuda isteyecekler

suriye den ve iran danda toprak isteyecekler, durum tehlikeli yahu bu siyasiler bu tsk bilmiyormu? bu

yaşanacakları şuan dik durulsa karşı gelinse, az ölümlerle atlatırız, ama yarınlarda karşımızda son

madel abd silahları ile donanmış ab abd destekli bir ordu karşımıza çıkınca ne olacak ? şuan 1.2 bin

mehmetciği şehit verip kurtulabiliriz, ama yarınlarda 100.200 binleride geçebilir siyasiler yapmıyor

anlıyoruz ama TSK artık susamaz susmamalı ..............TSK AĞIRLIĞINI KOYMALI BU OLAYLAR

ÜLKEMİZİ BÖLER .........
 
Durumlar tehlikeli ben düşünüyorumda bunlara kürdistanı kurdursan, yarın doguyuda isteyecekler

suriye den ve iran danda toprak isteyecekler, durum tehlikeli yahu bu siyasiler bu tsk bilmiyormu? bu

yaşanacakları şuan dik durulsa karşı gelinse, az ölümlerle atlatırız, ama yarınlarda karşımızda son

madel abd silahları ile donanmış ab abd destekli bir ordu karşımıza çıkınca ne olacak ? şuan 1.2 bin

mehmetciği şehit verip kurtulabiliriz, ama yarınlarda 100.200 binleride geçebilir siyasiler yapmıyor

anlıyoruz ama TSK artık susamaz susmamalı ..............TSK AĞIRLIĞINI KOYMALI BU OLAYLAR

ÜLKEMİZİ BÖLER .........


ondan sonra tsk darbeci oluyor .kaka oluyor ehhh oluyor sonra olurmu öyle şey arkadaşım .. :)

tayyip kurtarcak memleketi ordunun neyine :)
 
Vayyy Degazor;bak Allah'ın işine zamanında biz bu ajan için milleti uyandırmaya çalışırken sende dahil DİNSİZLİGİMİZİ bırakmıyordunuz.Çok güzel bir gelişme sizlerin biraz uyanabilmenize sevindim.Ayrıca bir şeye daha dikkatinizi çekeyim.Kaynaktaki Ahmet Aygül ve Milli çözüm bu tür haberleri ve yorumları çok gündeme getirdi ve getirdigi için de zaten ergenekon entrikalarına dahil edildiler.Verin AKP'ye oyu bölsün ülkemizi ve efendilerine hizmet etsinler.Artık sende artık potansiyel Ergenekon entrikasından içeri alınabilirsin.Ayrıca lütfen Ergenekon entrikasından içeri alınanlar neler yapmışlar da içeri alınmışlardır iyi inceleyin.Mutlaka ve mutlaka AKP'ye ve Fetullah çetesine bir yerde köstek olmuşlardır.

Ayrıca bu konularda gerçekten uyanmak isteyenler için piyasada bir çok kaynak vardır özellikle Ergenekon kapsamından içeri alınanların kitaplarını okuyun.Vural Savaşın "AKP çoktan kapatılmalıydı" isimli kitabından bu konu işlenir ama o günlerde Türbandan bize düşman olmanız nedeniyle inanmıyordunuz.
 
Vayyy Degazor;bak Allah'ın işine zamanında biz bu ajan için milleti uyandırmaya çalışırken sende dahil DİNSİZLİGİMİZİ bırakmıyordunuz.Çok güzel bir gelişme sizlerin biraz uyanabilmenize sevindim.Ayrıca bir şeye daha dikkatinizi çekeyim.Kaynaktaki Ahmet Aygül ve Milli çözüm bu tür haberleri ve yorumları çok gündeme getirdi ve getirdigi için de zaten ergenekon entrikalarına dahil edildiler.Verin AKP'ye oyu bölsün ülkemizi ve efendilerine hizmet etsinler.Artık sende artık potansiyel Ergenekon entrikasından içeri alınabilirsin.Ayrıca lütfen Ergenekon entrikasından içeri alınanlar neler yapmışlar da içeri alınmışlardır iyi inceleyin.Mutlaka ve mutlaka AKP'ye ve Fetullah çetesine bir yerde köstek olmuşlardır.

Ayrıca bu konularda gerçekten uyanmak isteyenler için piyasada bir çok kaynak vardır özellikle Ergenekon kapsamından içeri alınanların kitaplarını okuyun.Vural Savaşın "AKP çoktan kapatılmalıydı" isimli kitabından bu konu işlenir ama o günlerde Türbandan bize düşman olmanız nedeniyle inanmıyordunuz.


aynı durum benimde dikkatimi çekti hatta bir başkasımı olduğunu merak edip eski mesajlara bile baktım (bu yüzden iki konu kapatıldı ya neyse :))

vatana millete hayırlı olsun, bir insanın daha uyanması örümcek ağlarından kurtulması sevindirici bir gelişmedir HELAL OLSUN MİLLİYETÇİ BİR KARDEŞİMİZ DAHA OLDU!
 
aynı durum benimde dikkatimi çekti hatta bir başkasımı olduğunu merak edip eski mesajlara bile baktım (bu yüzden iki konu kapatıldı ya neyse :))

vatana millete hayırlı olsun, bir insanın daha uyanması örümcek ağlarından kurtulması sevindirici bir gelişmedir HELAL OLSUN MİLLİYETÇİ BİR KARDEŞİMİZ DAHA OLDU!

:) sen degazorun eski halinide bilecek kadar eski birimisinki dikkatini çekip'' aaaaa bu o muydu yaa'' diyerek geçmiş mesajlarından merakını giderecek kadar olayları ve kişileri tanımanda, benim dikkatimi çekti nedense... :)) birbirinizin külünden doğan anka kuşları gibisiniz ama iyiki varsınız ...:)

''ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın
gündüz geceye muhtaç ,banada sen lazımsın''


diyen n.fazıl geldi aklıma nedense.....
 
aynı durum benimde dikkatimi çekti hatta bir başkasımı olduğunu merak edip eski mesajlara bile baktım (bu yüzden iki konu kapatıldı ya neyse :))

vatana millete hayırlı olsun, bir insanın daha uyanması örümcek ağlarından kurtulması sevindirici bir gelişmedir HELAL OLSUN MİLLİYETÇİ BİR KARDEŞİMİZ DAHA OLDU!

AjanX'in çetesi öylesine bir organizedir ki aklınız şaşar.Teknolojinin bütün nimertlerinden yararlanırlar ve herşeyi üçkagıtla hallederler.Bu sözlerimi boşuna sallamıyorum ki hepsi ispatlıdır.Tabi bunu okuyan ve araştıran bilir.Bunu neden söylüyorum.Şimdi örnegin Degazor ayıktı ya çete hemen böyle insanlarımızı konsimasyona alırlar ve ne zaafı varsa onu tesbit edip,bir şekilde yola sokmaya çalışırlar.Ayrıca bunların vatana ihanet misyonları yanında dine ihanet misyonları vardır ve Amerika'da Moon tarikatı,Korede bir tarikat ve islam dünyasında ise Vatikanın ve Amerik^'nın BOP çerçevesinde Ilımlı İslam adı altında dinleri birleştirme,en azından emperyalizme karşı çıkabilecek Müslümanları etkisizleştirip uysallaştırmayı amaçlamaktadırlar.İsteyenler bunların din üzerindeki oyunlarını ve Kur'anı tahrif çalışmalarını bu linkten bulabilirler.
http://fethullahgulen.belgeleri.com/include.php?path=start.php
 
:) sen degazorun eski halinide bilecek kadar eski birimisinki dikkatini çekip'' aaaaa bu o muydu yaa'' diyerek geçmiş mesajlarından merakını giderecek kadar olayları ve kişileri tanımanda, benim dikkatimi çekti nedense... :)) birbirinizin külünden doğan anka kuşları gibisiniz ama iyiki varsınız ...:)

''ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın
gündüz geceye muhtaç ,banada sen lazımsın''


diyen n.fazıl geldi aklıma nedense.....

teşekkürler iyiki sende varsın ancak ben düşmanın değilim inançların varken olmam da mümkün değil senin en büyük düşmanın inançlarındır inançların mantığını aklını esir almış düşünmene kullanmana izin vermiyor belkide dinden çıkmaktan korkuyor olmandan kaynaklanıyor .

sana bir iki link vereyim incele oku düşün ,belki sende kurtuluşa erersin gerçekleri kavrarsın belkide bana dua bile edersin

http://www.kurandakidin.com/bolumler/36-kuranda-inanc-konulari-namaz-zekat-oruc-hac.asp#6

http://www.kurandakidin.com/bolumler/14-mezhepler.asp#10
 
Arkadaşlar;
inançla siyaseti birbirine karıştırmayınız lütfen.Dinin emrettiği ve açıkça uygulanması gereken olguların önüne engel teşkil edildiğinde şiddetle karşı çıkarım.Ancak,iş vatan ve millet olgusuna geldiğinde durumlar değişir.Konunun daha önceleri foruma gönderdiğim mesajlarla alakalı olan yerleride vardır olmayan yerleride.Mesela;
başörtüsü bu konunun dışındadır,ama
din kisvesi altında insanların sömürülmeside şiddetle karşı lduğum bir durumdur.
Milliyetçilik;
herhangi bir parti,kurum ve kuruluşun tekelinde değildir.Ben kendimi ne kadar milliyetçi hissediyorsam,eminim ki,benden daha milliyetçi diğer partilere mensup oy atan insanlarda vardır.Önemli olan gerçeklerin,yeri ve zamanı geldiğinde ortaya çıkarılmasıdır.
Tek amacım;
bilinçli,vatananı ve milletini seven,geleceği dinamik ve parlak nesiller görebilmektir.
 
SAİD-İ NURSİ'NİN CELAL BAYAR'A, FETHULLAH GÜLEN'İN GÜL'E TEBRİK MESAJI__Mustafa Peköz

s.n.f.g.a.m.a.g.jpg


SAİD-İ NURSİ'NİN CELAL BAYAR'A, FETHULLAH GÜLEN'İN GÜL'E TEBRİK MESAJI

Politik tarihsel süreçlerde zaman ve dönemler farklı olmakla birlikte benzer bazı olaylar insanların hafızalarında önemli izler bırakır. Bazen basit ve sıradan gibi görünen bir eylemin arka planındaki politik mesaj belirleyicidir.

İslamcı hareket içerisinde iki isim önemlidir. Biri politik İslamcılığın geliştirilmesinde son derece belirleyici bir rolü olan Said-i Nursi. İkincisi, devleti içten ele geçirme politikasını başarıyla uygulayan Fethullah Gülen. İkisinin ortak yanı, devlete yakın durmalarıdır. Kemalist sisteme karşı olduğu iddia edilen Said-i Nursi, bu sistemin kurucularından ve devletin uyguladığı bütün katliamlardan doğrudan sorumlu olan Celal Bayar’a, Cumhurbaşkanı seçilince kutlama telgrafı gönderir: “...Zatınızı tebrik ederiz. Cenabı-ı Hak sizi İslamiyet, vatan ve millet hizmetinde muvaffak eylesin. Nur talebelerinden ve onların namına Saidi Nursi...”[1] Bu mesaj, politikleşen İslamcılığın devletle kurduğu ilişkinin başlangıcı olarak da algılanabilir.

Daha vahim olanı ise, İslam’ın ‘düşman’larından biri olarak görülen ABD’nin Kore Savaşı sırasında Türk devletinden asker talebine Said-i Nursi destek verdi. En çok güvendiği öğrencilerinden ‘Bayrak Yüksel’i savaşa göndererek desteğini resmileştirdi. Bu destek karşılıksız kalmadı. Celal Bayar; “Türk milleti Müslüman’dır ve Müslüman olarak Allah’ına kavuşacaktır...” dedikten sonra Menderes Hükümeti de Kuran’ın Arapça okunmasını yasaklayan TCK’nun 526. maddesini yürürlükten kaldırdı. Ocak 1949’da Ankara Üniversitesi’ne bağlı İlahiyat Fakültesini açtı. 1935’te kapatılan tekke ve zaviyelerin tekrar açılması için TBMM’ye önerge verildi. Menderes Kasım 1955’te, İslamcılara yönelik yaptığı bir konuşmada, “Siz, isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz...”[2] sözleriyle desteğini en üst boyuta çıkardı.

Nurcu geleneğinden gelen F. Gülen de, Abdullah Gül'ün 11. Cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin bir mesaj yayınladı: “Özel hayatında samimi ve mütevazı, devlet riyasetinde de vatanperver ve saygın devlet adamlığı kişiliği ile kendini milletimize kabul ettirmiş Sayın Abdullah Gül Beyefendi'nin Meclis'te görev yapan vekillerin ekseriyetinin ittifakıyla cumhurbaşkanlığı makamına layık görüldüğünü öğrenmiş bulunmaktayım. Şahsına tevdi edilen bu önemli devlet başkanlığı görevinde zat-ı âlilerini tebrik eder, vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını dilerim.” Gülen’in bu mesajı, Said-i Nursi’nin Celal Bayar’a gönderdiği mesajın bir benzeridir ve belirli bir stratejik hedefe yöneliktir.

Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın politik görüşleri İslamcı hareket bakımından önemsenmektedir. Peki, bu ikili ne diyordu. Erdoğan: “ Bir buçuk milyarlık İslam âlemi Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Şu anda işte onun ışıkları göründü. Allah’ın izniyle. Bu kıyam başlayacak… Bunu aştığımız gün zaferin ışıkları bize yakın olacaktır. Ve o zaman hak nurunu tamamlayacaktır…”[3] Sanırım zafer dedikleri bugünkü politik tablodur.
11. Cumhurbaşkanı Gül, 22 Ocak 1998’de, Christian Science Monitor gazetesine verdiği bir demeçte şöyle diyordu, “Asıl hoşgörülü olmayanlar, laiklerdir. Kendi yaşam biçimlerini empoze etmeye çalışıyorlar. Bu yaptıklarını Batı uğruna yapıyorlar... Bu ülke için utanç verici değil mi?”

Gül, FP milletvekiliyken parlamentoda yaptığı bir başka konuşmasında “Bir senedir, irtica adı altında, millete olmadık hakaret, saygısızlık ve saldırı yapıldı. Kimdir bunlar? İrticacı dediğiniz insanlar bu ülkede ne yaptı? Polisle mi çatıştı, askerle mi vuruştu, askerden mi kaçtı, kurtarılmış bölgeler mi ilan ettiler, binlerce silah mı yakalattılar?” Hoşgörülü olmayan ama laik görünen devletin başında irticacılıkla suçlanan Gül var. Peki, hangi kimliğiyle!
Aradan yaklaşık olarak 50 geçti. İki tarikat liderinin, iki cumhurbaşkanına verdiği mesajın politik içeriği aynıdır. Bayar-Menderes ikilisi, İslamcı hareketin gelişmesi için ilk önemli adımları attılar. Gül-Erdoğan ikilisi, iktidar ilişkisinde, politik İslamcı hareket lehine stratejik dengeyi oluşturmaya başladılar.

1950’lerde Demokrat Parti’yi bütün gücüyle destekleyen tarikatlar, kabuklarında çıkıp politik alanda boy göstermeye başladılar. Ekonomik ve politik olarak güç olmak için bütün olanaklarını kullandılar. Bugün AKP’ye verdikleri destekle hem hükümet hem de Cumhurbaşkanı olarak devlet ilişkilerinde belirleyici bir güç oldular.

Said-i Nursi’nin desteklediği Bayar-Menderes ikilisine karşı, devletin gerçek sahibi olduğunu iddia eden ordu, bilinen darbeyi gerçekleştirdi. Bugün aktif savunma pozisyonuna geçen Genel Kurmay, Gülen tarafından aktif olarak desteklenen İslamcı Gül-Erdoğan ekibine karşı nasıl bir tutum alacak? Bunu iç ve dış politik koşullar belirleyecektir. Film henüz kopmadı. İzlemeye devam edelim.

1. ÇAKIR R., age, syf. 80.
2. Aktaran KIÇAK A,, Türkiye’de Gericilik yılları1950-1999, Ankara, İmge Kitabevi, 1989, syf. 31.
3. Aktaran ÇAKIR Ruşen-ÇALMUK Fehmi, Recep Tayyip Erdoğan-Bir dönüşüm Hikayesi, İstanbul, Metis yay., 2001, syf.212.
Yayınlayan VATAN POSTASI GENÇLİK
Yazar Mustafa Peköz - sendika.org
http://vatanpostasigenclik.blogspot.com/2007/10/mustafa-pekz-said-i-nursinin-celal.html
 
şu devletin başına bi tanede Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine sahip çıkan bi parti gelse...

tarikatçı
şeyhçi
şeriatçı
en kötüsüde Atatürk karşıtı
 
Geri
Üst