Dinci ve Tarikatçı...
Dinci ve Tarikatçı...
Türkiye’yi “ortaçağın karanlığı”na götürmek isteyen kafalar
Türkiye’yi “ortaçağın karanlığı”na götürmek isteyen kafalar Beyoğlu’nda, Nişantaşı’nda gözdağı veriyor.
Dinci Vakit, Fethullahçı Samanyolu (
www.samanyoluhaber.com) sitesinde “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” gibi okuyucu yorumları, “Alkol alıp sızdılar, gaz zehirlenmesi sonrası öldüler” tümceleriyle kin ve nefret tohumları saçıyorlar.
Hele Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani’nin şu sözleri:
“Cesetler yarı çıplaktı. Cuma namazına gideceğim, fazla soru sormayın!”
Adım adım gidiyor Türkiye ortaçağın karanlığına. Yedi üniversiteli gencimiz yaşamını yitirirken dinciler ve tarikatçılar “Zındıklar içki içip sızdılar ve öldüler” diyorlar.
Sanırım 1995-1996 yıllarıydı...
İstanbul Korukent’te oturan iki hostes ölmüştü yanarak. İtfaiye merdiveni olmadığı için kurtulamamışlardı.
Dönemin önde gelen belediye yetkilisi, bir TV kanalında yanan apartman dairesinin fotoğraflarını göstermişti. Şarap şişeleri vardı çöp kovasında. Fotoğrafı itfaiye veya polis çekmişti.
Ve hosteslerden birinin babası telefonda yanıt veriyordu anımsadığım kadar:
“Kızımı kaybettim ben. Şimdi bu fotoğrafları gösterilince bir kez daha öldüm. Yazıklar olsun!”
Bir ülke düşünün, Atatürk Havalimanı’nın apronunda deve kesiliyor.
Bir ülke düşünün, yedi çocuğumuz zehirlenerek ölürken pankartlar çıkıyor:
“7.4 yetmedi mi?”
Ben Türkiye’nin geleceğinden kaygılıyım.
Kafa aynı kafa!..
14 yıl önce de aynıydı, 14 yıl sonra da?
Cuma namazına yetişmek için basın toplantısını yarıda kesen, ölen gençlerimizin arkasından “cesetler çıplaktı” diyen kafalar yönetiyor Türkiye’yi.
***
Bizim tosuncuklar hiçbir konuda AKP’ye toz kondurmuyor ama CHP’yi yerden yere vuruyor!
AKP Türkiye’yi 2002’den beri yönetmiyor mu?
Türkiye’de sosyal, ekonomik ve toplumsal sorunlarını çözemeyen, laik eğitim sistemini hiçe sayan, Beyoğlu-Nişantaşı arasındaki “tebliğcileri” görmezden gelen, tarikatları ekonomik olarak güçlendiren bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız.
Türkiye çağdaş bir hukuk devleti mi?
Beyoğlu-Nişantaşı arasında yeni yıl gecesi “Alkol içenler zındıktır” diye dolaşan şalvarlı, cüppeli, takkeli yobazları “Onlar Müslüman olarak tebliğ görevini yerine getiriyor” diye Haber-Türk’te ahkâm kesen bilim insanına YÖK nasıl bir tavır alacak, merak ediyorum.
Peki Cumhuriyeti korumakla görevli savcılar bu konuda bir soruşturma başlatacak mıdır?
Türkiye laik demokratik bir hukuk devletidir...
Yoksa Türkiye şeriat yasalarına göre mi yönetilmeye başlandı?
Türkiye’de yaşananlar “mahalle baskısı” boyutunu çoktan aşmış durumda...
Yobaz çetelerini yakında ünlü alışveriş merkezlerinde görebiliriz.
Bunlara polis ve savcılar engel olmadığına göre işleri kolaylaşmıştır, kendilerini İran’daki gibi “ahlak zaptiyesi” ya da “din polisi” yerine koymaktadır.
***
Ercan Karakaş’la sohbet ettim bir süre önce. Karakaş CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu.
Karakaş’ın, emekten ve emekçiden yana demokratik bir tavrı vardır...
CHP’nin Karakaş’la İstanbul’da seçimi alması ya da yitirmesi üzerinde yorum yapmak çok erken. Ama bildiğim şu: Ercan Karakaş, Alevilerin ve Kürt kökenli yurttaşlarımızın, CHP’yi “dar kadroculukla” suçlayıp oy vermeyenlerin çekim odağı olabilir.
Yıllardır “sosyal demokrat” kimliğiyle tanıdığım Ercan Karakaş, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin desteğini alacaktır.
Laik demokratik Cumhuriyetten yana olan, yurtsever bir siyaset insanıdır Karakaş...
Üstelik kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir isimdir!
Çağdaştır, uygardır, insan ilişkileri sıcaktır.
CHP’nin açılımı salt Sultangazi’de olmamalı... Emek örgütleriyle sıcak ilişki içine girmeli, çevre ve demokratik kitle örgütleriyle, Alevilerle ve Kürt kökenli yurttaşlarımızla kucaklaşmalı...
Türkiye adım adım ortaçağın karanlığına doğru gidiyor.
Haydi bir kez daha sorayım:
“Tehlikenin farkında mısınız?”
HİKMET ÇETİNKAYA
Cumhuriyet
http://www.kuvayimilliye.net/detay.php?id=1734