( Fethullah Gülen İle İlgili Konular 1 )

bu hukumete tam guvenemedıgım ıcın yorum yapamıyorum sahıslar sucsuzsa yazık oluyor suclu ıse cezalarını ceksınler olaylar karısık yorum yapmak zor :(
 
Fethullahçılık ihanet şebekesi

'Fethullahçılık ihanet şebekesi' - Nurettin VEREN

Nurettin Veren : ''Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım'' dedi. Fethullah Gülen 'in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, ''gizli bir örgüt'' olarak nitelendirdiği ''Fethullahçılar'' ın içyüzünü anlattı. Veren, ''Biz 12 kişi hayır için yola çıktık ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi'' dedi. Nurettin Veren devam ediyor;

''Biz 1970 yılında 12 insan yoksul öğrencilerin okutulması ve hayır işleri için yemin ederek yola çıktık. Yıllar boyunca bu dava uğruna hasır üzerinde oturdum. Küçük hayırlarla büyük finanslar elde ettik. Kaydı olmayan yardımlar Fethullah'a teslim edildi. Büyük ekonomik güce ulaşınca 1993'te harekete geçildi. Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Ancak Zaman gazetesi 20 yıl boyunca banka reklamı almadı. Çünkü Fethullah banka reklamı gibi, kola içmeyi, kot giymeyi de haram kılmıştı. Sonradan Asya Finans'ı kurdum. Gazetesine banka reklamı almayan Gülen daha sonra Bank Asya'yı kurdurdu. Gülen Müslümanlara takıyye yapıyor.''

Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığını, Türkiye'de dershaneye giden 4 çocuktan üçünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti.

Veren, ailelere, ''Çocuklarınızı terörden kurtarmak isterken Fethullah örgütüne teslim ediyorsunuz. Uyanın, gerçeği görün'' diye uyarıda bulundu.

Gülen'in bütün şirketlerinin adını kendisinin koyduğunu belirten Veren, ''Ama bunun belgesini bulamazsınız. Çünkü hiçbir illegal örgütün belgesi olmaz'' dedi.

Türbanı biz başlattık

Nurettin Veren, Türkiye'de önemli bir sorun haline gelen türbanın Fethullah Gülen'in talimatıyla bir furyaya dönüştürüldüğünü ifade ederken şöyle konuştu: ''Gülen'in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. 1970'lerde ve 1980'lerde Türkiye'de türban diye bir sorun yoktu. Bunu topluma biz enjekte ettik. Gülen, evli müritlerin eşlerini burunlarından topuklarına kadar kapatmalarını istedi. 'Siz başlatın gerisi gelir' dedi. Kadınlarımız da siyah gözlükler ve eldivenler taktı. Ben de eşimi öyle giydirdim. Toplum kamplara bölündü. Sonra da bu örgütlenme fark edilince cemaate, 'Başı açık kadınlarla evlenin' dedi. Bu yüzden cemaat içindeki başı kapalı kadınlar dul kaldı!''

Gülen'in kendisini insanüstü, ileriyi gören, her şeyi önceden bilen bir canlı olarak tanıttığını belirten Veren, ''Kendisi 1941 doğumlu olmasına karşın Atatürk öldükten sonra, 1938'de doğduğunu söyler ve kurtarıcı olduğunu ima etmeye çalışırdı. Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak'ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika'da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü'' diye sordu.


Beni öldürtmek istedi

Gülen'in gerçek amacının kilit noktalarda kadrolaşarak devleti ele geçirmek olduğunu belirten Veren, bu planı anladıktan sonra ikazlarda bulunduğunu, bu yüzden aforoz edildiğini anlattı. Veren şöyle konuştu: ''1995'te fikren ve kalben koptuk.

Hayır için yola çıkmıştık ama örgüt çatısı içinde kullanıldık. Gördük ki çatal bıçak için kurulan bir fabrika, silah fabrikasına dönüşüyor. Devleti içten ele geçirecek bir plan olduğunu sonradan anladık. Tepki koyduk, ikaz edilince dış görevlere gönderildik. ABD'de 30 gün birlikte kaldık. 50 kişinin önünde beni öldürtmeye kalktı. Bu hücum ve cinnet karşısında canımı zor kurtardım. Gülen, 'FBI ve CIA'yı arayın, bu adamı öldürtün' dedi. Sonra Türk devletinin görevlendirdiği polise 'Silahını çek vur bunu' diye bağırdı. İnsanlar itaat etmeyince şömine demiriyle üzerime hücum etti. Sonra New York'ta gece yarısı sokağa atıldım.''

Gülen'in gerçek amacının dünyayı yönetmek olduğunu ve ''hastalık yalanıyla ABD'ye kaçtığını'' belirten Veren, sözlerini ağlayarak ve Atatürk'e övgüler dizerek şöyle tamamladı:

''Gülen, Türkiye'deki örgütlenmesinin 2000 yılında kendini amorti ettiğini söyledi. Yetiştirdiği vali, emniyet müdürü, kaymakam ve komutanlar var. Cumhuriyet gazetesi, 'Tehlikenin farkında mısınız?' diyor. Evet bu örgütlenme bir işgaldir, ihanet şebekesidir. Yargıtay'a yönelik saldırıda birçok insan bir kare fotoğrafta göründü diye zanlı oldu. Elimde yüzlerce fotoğraf ve belge var. Savcıları göreve çağırıyorum. Kimse bir şey yapmıyorsa demek ki Fethullah'ın dokunulmazlığı var.''

http://forum.erdalsarizeybek.com.tr/fethullahcilik-ihanet-sebekesi-t2254.html?t=2254
 
cok samımı bırısı olmadıgını bılıyorum sahsın ulke satılırken ses cıkarmayan bırısı hemde satın almaya calısan ulkelerden bırısınde kalırken sahıs devletı elıne gecırınce ne yapacak sormak lazım satılırken ses cıkarmayanlar ele gecırınce ne yapacak ??? derın konular
 
burada anahtar soru şu savcılar nerede evet nerede bu savcılar vatansever insanları bir hiç uğruna kodeslerde tutmaya utanmayan kimi savcılar sözkonusu fettullah gülen oldumu dut yemiş bülbüle dönüyorlar hukuk camiası ileride bunun bedelini çok acı ödeyecek çünkü Allah göstermesin eğer bu adam bir şekilde iktidarı ele geçirirse ilk kafası kopanlar bugün susanlar olacaktır tarih hep böyle tekerrür etmiştir.
 
savcılar susabilir

CUMHURİYET SAVCILARI susamaz
 
Devletin önemli kadroları şimdiye kadar yahudi kökenli masonların elindeydi o zaman niye eliniz çalışmıyodu.Gerçi hala birçok yerde onlar var ama bu sefer haber olan fethullah grubu.Adamlar yata yata gelmiyo ya oraya.Şahsen bana sorarsanız o yüksek mevkilere cahil bi mason konacağına akıllı uslu bi fethullahçı konsun .Ha bana sormazlar zaten o ayrı mesele.
 
1-madem ülkeyi ele geçirecekti diger ülkelere niye okul açtı
2- o kadar kötü bir cemaat ise diğer ülkelerin istihbarat birimleri okulların açılmasına niye izin veriyor hepsini mi ele geçirmiş
yapmayın arkadaşlar bu kadar kötü olamazlar
 
çok gördük bunun gibi çamur atanları, dava açıp yarı yolda kalıp tazminat ödeyenleri... al bir yenisi daha.. hadi görelim bakalım ne çıkacak ardından..)) ergenekonun gıtrtlağı sıkıldıkça polis üzerinden hükümet üzerinden fethullah hocaya çamurr...durmak yok çamura devam.. ama komik olduğunu söylemeye gerek bile yok.erdal sarızeybek bu ergenekon yapılanmasında mama bulamamış galiba kendine yeni bir tuncay özkanlık format biçmiş ama çete arıyorsa abd yanlısı örgüt arıyorsa gitsin ordu içinde çöreklenmiş masonik yapıları araştırsın. yada pis işlere bulaşmış mensuplarını ortaya çıkarsın.. adamın elinde bunca belge varsa savcılığa gitsin sitede yayınlatacağına da görelimm...
 
Hiç kızmamak lazım adama kardeşim kendide soyadı gibi G.. veren
 
Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak'ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika'da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü'' diye sordu.

başka söze gerek varmı
abd vatandaşı gülen
acaba talebelerini dokunulmazlık kalktığı zaman yanına aldırma nezaketini gösterecekmi?
 
acaba size de 137 dönüm arazi verseler
8 de villa

vatanı satarmıydınız?







evet satardınız......................!
 
gene güldürdünüz beni,konu ne siz nerdesiniz. koç laik değildir, fetullahçılarda islamın temsilcisi değil. ayrıca hem koç hem fetullah abdcidir, varmı ötesi. biz devam edelim birbirimizi yemeye.gerçekten demokrasimi istiyoruz hepimiz adına, yoksa sadece kendimizemi istiyoruz.ne zaman dindar ateiste zorla din dersi dayamaz, ne zaman ateist dindara sen yobazsın demez o gün bu ülke düzelir. yani hiç bir zaman.saygılarımla...


dinci ile dindarı aynı şey sanıyor olmalısınki böyle bir yanılgı içerisindesin.

dincilerin yobazlığı ne kadar gerçekse ateistlerin dinsizliği o kadar gerçektir haaaabirde araya liboşları katmışsın iyice bulamaça dönmüş.
liboşlar ile dinciler için milli menfeatler önem arz etmez çünkü milletin hakkını yerler haramla beslenirler domuzlardan farkları yoktur.domuzların yabanisine yobaz evcil olanına liboş denir.

dindar insan zaten dayatma içinde olmaz her zaman tevazu ve hoşgörü sahibidir fakat dinciler her zaman şekil şemal peşinde koşan dini manevi ruhen değil şeklen kalıp olarak yaşayan şovmenliği sünnet sanıp dayatmacı bağnazlıkta oldukları için yobaz sıfatını sonuna kadar hak ediyorlar.
 
Nurcuların ve Akp'nin BOP içindeki görevi

Nurcuların ve Akp'nin BOP içindeki görevi

NURCULARIN VE AKP'NİN BOP İÇİNDEKİ MİSYONU

■ TOLUNAY KUTOĞLU

Nurculuk ve Fethullah Gülen Vakası

Bilindiği gibi, 31 Mart Vakası, Nakşilerin ve değişik kesimlerden yobazların destek verdiği bir "Gerici İsyanı" olarak tarihe geçmiştir. 31 Mart Vakası'nın gerici kahramanı(!) Derviş Vahdeti, Nakşibendi tarikatından idi. Derviş'in çıkardığı "Volkan" gazetesine Saidi Nursi(kürdi) de yazıyordu. 1924'te hilafet kaldırılınca, İngilizlerin organize ettikleri Şeyh Sait isyanı başladı(1925). Bu olayda Nakşiler, doğuda birçok Türkmen-Alevi köyüne baskın yapmış, yakıp yıkmıştır. 1930'da Menemen'de ayaklanan yobazlar da öğretmen-yedek subay Kubilay'ı şehit ederek başını kesip sokaklarda dolaştırdılar. Bu isyanın başındaki Derviş Mehmet de Nakşibendi tarikatındandı.

31 Martçı Saidi Nursi(kürdi), 1925'te Şeyh Sait isyanıyla mahkum olmuştu. Saidi Kürdi, Nakşiliğe dayanan Nurculuğu yaymaya çalışan bir laiklik ve cumhuriyet düşmanıydı. Aslında hareketin özünde Türk düşmanlığı yatmaktaydı.

İşte Saidi Kürdi’nin takipçisi Fethullah Gülen de bu ekolün devamcısıdır. Derviş Vahdeti ve Saidi Nursi(Kürdi)’nin üstlendiği misyonu(!), günümüzde AKP ve Nur cemaati üstlenmiş görünüyor...

Önüne böylesine büyük(!) bir hedef koyan ve amaç edinen Fethullah Gülen, 1957 yılında Erzurum'da talebelik yıllarında Bediüzzaman(!) Saidi Nursi'nin adamı Muzaffer Arslan'ın sohbetlerinde Risale-i Nurları tanır ve bir daha da bu sohbetlere katılmaktan geri kalmaz!.. F.Gülen, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında çeşitli görevlerde bulunur... M.Şevket Eygi, gibi kişilerle aynı kulvarda, dini alet ederek siyasi mücadele verir!..

11.03.1966'da Kırklareli'nden İzmir merkez vaizliğine tayin edilen Fethullah Gülen, kendi deyimi ile, izine ayrılıp “küçük bir Türkiye seyahati”ne çıkmış ve “çeşitli yerlerdeki dostlarını ziyaret etmiş”tir. Seyahati 40 gün kadar sürmüştür. Halbuki izin süresi 20 gündür!.. Bu süre içinde hocaefendi(!) neler yapmıştır?..Kendisinin bu "çeşitli yerlerdeki dostları" kimlerdir acaba?.. Ve 20 günlük resmi izin, 40 güne nasıl çıkarılmıştır?..

Nurcular ülkemizde bir asırdır örgütleniyorlar.Devleti ele geçirme sürecinde,şimdi sıra parçadan bütüne doğru gitmeye geldi!

Ve “Abant Platformu”

Gayet açıktır ki, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgede "ılımlı İslam" tasarımında Türkiye'nin "aktör" olmasını en iyi sağlayacak insan(!) Fethullah hocadır!.. ABD'nin planlarına göre; "Ilımlı islam" tasarımı, BOP'un marş motoru ve Fethullah Gülen de bu motorun anahtarıdır!



Washington'da düzenlenen Abant Platformunda Nakşiler, Nurcular ve Süleymancılar tarafından, M.Kemal ATATÜRK'ün kurduğu laik cumhuriyet tartışılmış(!) ve BOP çerçevesinde Afganistan'ın, Irak'ın, Mısır'ın, Özbekistan'ın, Azerbaycan'ın vb. ülkelerin örnek alacağı "din eksenli" cumhuriyete geçiş yolları aranmıştır! Yani onlara göre sorun, "laik Cumhuriyet"tir!.. Çünkü "Abant Grubu" denilen misyonun amacı da; "ABD'nin bölgedeki emperyalist çıkarlarına ideolojik bir destek sağlamak"la ilgilidir!

ABD'nin ve F.Gülen Hocaefendisinin kuklası olan Başbakan R.T.Erdoğan ise, ABD hakimiyetindeki Yeni Dünya Düzeni'nin "Büyük Ortadoğu Jandarma Komutanı" olmaya taliptir!

Türkiye, 24 Ocak 1980 kararları ile Liberalizme geçerken, 12 Eylül darbesi ile sistem buna uygunlaştırılır, 1990 yılından itibaren de "küresel"leşir, ABD destekli Gülen okulları ile de (sözde) "Türk Emperyalizmi" görüntüsü yaratılmaya çalışılır... İşte bu aldatmaca neticesinde bugün hala bazıları,"yahu ne istiyorsunuz bu hocaefendiden? Adam bizim misyonerliğimizi yapıyor,dünyanın her yerinde Türk(!) okulları açıyor" gibi bir safdillik, daha doğrusu gafillik içerisindeler...

"Çağdaş Roma İmparatorluğu" denilen ABD, BOP'u müslüman coğrafyasında hayata geçirmeye çalışırken, F.Gülen ve ekibinin himaye görmesi bir rastlantı değildir. F.Gülen ve cemaati yıllardır ABD tarafından desteklenmekte ve kullanılmaktadır. Bugün F.Gülen ABD'deki çiftliğinde(cemaate ABD tarafından tahsis edilmiştir), FBI'ın korumasında yaşamakta ve cemaatini yönetmektedir!

Büyük Ortadoğu Projesi(BOP):

Büyük Ortadoğu Projesi(BOP); ABD'nin batıda Fas, doğuda Moğolistan, kuzeyde Çeçenistan, güneyde Yemen'i içine alan geniş bir "islam coğrafyası" tasarısıdır. BOP'un üç boyutu vardır: Birincisi ekonomik olanıdır ki, G-7 ülkeleri içinde tartışılıyor. İkincisi siyasi boyutudur ki,ABD ve AB ülkeleri arasında tartışılıyor. Üçüncüsü ise askeri olanıdır ve bu da NATO Konseyi'nde ve komuta merkezinde tartışılmaktadır.

ABD'nin ve AB'nin hakimiyet kurmak için bir harman yerine çevirdiği Kıbrıs da bu projenin taşlarından birisidir!..

---Başbakan Erdoğan, Bush ile 28 Ocak 2004'te Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin ardından, "Türkiye'nin, sınırları genişleyen ve demokratik değerlerin yerleştirilmesi öngören bu projeye destek verdiğini, Türkiye'nin projede anahtar rol oynayacağını" söyledi!

---ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 1 Nisan 2004'te verdiği ropörtajda "Neden Türkiye gibi bir islam ülkesi, Türkiye'deki gibi bir demokrasi olmasın?" şeklindeki sözleriyle, Türkiye'yi "ılımlı islam"ın modeli olarak gördüklerini ifade etti!



ABD ve AB Emperyalizmi, sömürüsünü idame ettirmek amacı ile, “dünyada birlik ve barış” amacı göstermek için, "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" oluyormuşcasına, İbrahimi kökenli semavi dinler olan; Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık arasında uzlaşı sağlar gözükmektedir. Bu inançların dinsel simgeleri olan Davut yıldızı, kippa(bere), haç, türban(ki aslında İslamla bir alakası yoktur) gibi sembollerin istenen tarzda(kendi ülkeleri hariç) bulundukları bölgelerinde kullanımına hoşgörüyle bakılmıştır. "Davut Yıldızı-Haç-Hilal" ya da "Haç ve Gül" birlikte, emperyalizmin geleneksel birlik simgesi olarak kullanılmıştır.

Türkiye Türkleri’nin 1923'de Cumhuriyet ve Atatürk devrimleriyle başlattıkları uluslaşma süreci, bilhassa 1950'den itibaren inkitaya uğrar. O günden beri "karşı devrim" devam etmektedir. 2002 yılında AKEPE iktidarının işbaşına gelmesiyle, karşı devrim süreci hızlandırılmıştır. Bugün Türkiye, "Türk kimliği"nden ve "Cumhuriyet kimliği"nden "islami cemaat kimliği"ne çevrilmek istenmektedir!.. AKEPE Hükümeti, “Yeni Osmanlıcılık” ile Cumhuriyet sistemini karşı karşıya getirerek, İslam rejiminin rövanşını bu çatışmada almak istemektedir!

Başbakan Erdoğan'ın, laikliği "farklı inanç ve değerlere eşit mesafede olan devlet" diye tanımlamasından da anlaşılacağı üzere Erdoğan, şeriatçıların önündeki(eğitim alanında olsun,hukuk alanında olsun) engellerin kaldırılmasını istemektedir ve laikliği de bu çerçevede kullanmak istemektedir.

ABD'nin de Türkiye için istediği model; daha bireysel ve post modern, ılımlı bir İslami devlet ve laikliğin de olduğu bir sistemdir. Tabi bu laiklik, ABD'nin uygun gördüğü bir laikliktir! Tıpkı Tayyip Erdoğan’ın tanımlamasını yaptığı “laiklik” gibi…

8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Türk ekonomisini dünya tekellerine açması sayesinde "Anadolu kaplanları(!)"nın ortaya çıktığını ve şeriatçı sermayenin doğduğunu görmekteyiz. Bu yapı, "soft İslam" anlayışını da beraberinde getirmiştir. Anadolu kaplanları(!)nın ortaya çıkmasıyla, Anadolu'dan çıkan bu iş adamlarının, sadece sanayi ve ticaret alanında değil, şeriatçı faaliyetler gibi başka alanlara da finansman sağladıklarını görmekteyiz. AKEPE de "İslam, demokrasi, laiklik" konusunda, geçmişte Özal'ın(daha öncesinde de Menderes'in) açtığı yolda ilerleyerek “ABD'nin ileri karakolu olma” görevini yerine getirmektedir.

Washington'da düzenlenen Abant toplantısı da göstermiştir ki, ekonomi ve dış politikadan sonra laik cumhuriyet rejimi de ABD'de biçimlendirilmek istenmektedir!

Nurcular ve Fethullah Gülen'in Siyasi Etkisi:

F.Gülen'in "benzeme benzet" stratejisinde, geleneksel takiyyecilikten farklı olarak değişik alanlarda görev alacak nur cemaatinden bir kişi(ister kadın olsun,ister erkek), o alanda diğer çalışanlar gibi giyinip ve taktiksel olarak da onlar gibi davranmak zorundadır. Hoşgörülü ve uzlaşmacı gibi görünüp, zamana yayarak kendi görüşlerini empoze etmektedirler.

ABD, F.Gülen'in vasıtası ve AKEPE'nin kanalı ile dincileri,kürtleri ve kürtçüleri kullanmaktadır.

İslam coğrafyasında, ABD birinci dönem yayılmacılığını DP iktidarı ile yapmıştır. İkinci dönem yayılmacılığını da Özal ve onun devamında da Fethullah cemaati ve AKEPE iktidarı ile yapmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bölgede etkin rol alan ABD, daha sonra ise "Yeni Dünya Düzeni" ile hakimiyetini kurmuştur.

AKEPE'nin 03.11.2002'de hükümet olması, sadece siyasal islamcıların değil, ABD yanlısı bir blokun da iktidar olmasıdır! 19.yy başından beri ülkemizde ajanları vasıtasıyla faaliyette bulunan ABD, şimdi ise AKEPE iktidarı ve yerel yönetimleri ile F.Gülen cemaatinin de marifet(!)iyle, Özal'ın ve daha öncesinde de Menderes'in başlattığı "liberal-muhafazakar-demokrat"lığa uygun din anlayışının reformlarını bitirmeye çalışıyor. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de küreselleşmeye uygun olarak yeniden biçimlendiriyor!

ABD ile içiçe olan İngiltere ve İsrail'in de destekleyicisi olduğu, Türkiye’yi "eksen ülke" yapacak olan BOP'un hedefleri; "İsrail'i korumak ve kollamak, ABD'nin bölge ülkelerini sömürmesi ve petrolleri kontrol etmesi"dir!

Sonuç:

Aslında konunun özeti yine yazımızın içinde de geçen şu satırlardadır: "Emperyalist Batı(ABD,AB,İsrail)'nın Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da hegamonya kurma projesi olan BOP'un marş motoru ılımlı islam, bu motorun kontak anahtarı ise F.Gülen ve cemaatidir!"…

Kaynaklar:
1. İsmail Onarlı, “Washington’da Bir Abant Toplantısı” adlı makalesi.
2. Sina Akşin, 31 Mart Olayı, Sinan Yay.
3. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihimiz, Kara Kuv.Kom.lığı Yay.
4. Devrim ve İlkeleriyle Atatürk, Genel Kurmay Yay.
5. Abdullah Manaz, Dünyada ve Türkiye'de Siyasal İslamcılık
6. Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşma, Doğu-Batı Yay

Alıntı: www.turan.tc http://turkcutoplumcu.org/index.php?option=com_content&task=view&id=964&Itemid=31
 
ilginc bır olay ama ben ne olursa olsun bu konulara ınanmıyorum...
 
ben okudum ama yalan arkadaşın dediği gibi düşmanları masonlardır.Zaten ergenekonu takip etmişsen f.gülenin düşmanı kimler belli olur.Yazı iftiralarla dolu.Tezatlarla dolu.Deniliyorki türk milliyetçiliği değilde ingiliz milliyetçiliği yayıyor.Bilim dili ingilizce bunu kabullenmek gerekir.Eğer türkçeyi ihmal etmiş diyorsan yanılıyorsun.Çünkü 6 yıldır Türkçe Olimpiyatı yapıyor.Kim boyle bişey yapıyor??????Artı amerikanın eğitimi çoküyor.Türkiyeden öğretmen istiyorlar.Sen bilmiyorsun ama Amerikda adamlar okullarını veriyor bize bina ve öğrenci benden öğretmen senden deyip veriyorlar.İstersen araştır.Adam sizden ne istiyor devleti mi ele geçermek istiyor istese öğrencilerni yurtdışına gonderip okul açtırmazdı.Herkesin yaşayacağı bir dünya için çırpınıyor.Lütfen taşlamayalım....Meyve veren ağaç taşlanır....
 
Fethullah Ve Son Dalga

Abd’nin hazırladığı Büyük Orta Doğu Projesi(Bop) önünde ki en büyük engel olan Ulusalcı ve Kemalist direnişe karşı hazırlanan Fethullah Gülen darbesi devam ediyor.

Abd ve güdümlüsü Akp muhaliflerini sindirme operasyonunda Fethullahçı çete medyası büyük bir önem kazanıyor.Abd’nin emri ile Ülkemizde ki sindirilmesi istenen aydınlar önce Fethullahçı medya tarafından suçlu gibi benimsetiliyor ardından sayısız iftiralarla gözdağı verilmeye çalışılıyor.

Tsk düşmanlığı için Pkk ile işbirliği

Kısa bir süre önce Fethullahçı çetenin medya ayakları sırf Tsk’yı kötülemek adına Pkk’nın kadrosunda bulunmuş Abdülkadir Aygan’ın iftiraları ile manşetlerine Albay Abdülkerim Kırca’yı karalayan haberleri büyük bir iştahla verdiler.Geçmişi madalyalar ile dolu Gazi Albay Abdülkerim Kırca ise kendisini Hain gibi gösterenlerin baskılarına dayanamayarak intihar etti.

Pkk işe birliği yapmayan Abd ile yapmaz mı?

Fethullahçı çetenin Tsk düşmanlığının en büyük nedeni ise muhakkak Abd’nin önünde ki en büyük gücün Tsk olması.Ergenekon tertibi ile Abd karşıtlarını sindirme operasyonunda Tsk’nın hedef olduğu ise artık karşıdevrimciler tarafından bile saklanmıyor.Abd-Fethullah çetesi belli bir hiyerarşi ile tehlikeli oyunlarına devam ediyorlar…

Hiyerarşi nasıl işliyor?

Kendi çıkarları doğrultusunda Tsk ve Ulusalcı kesimi önünde büyük bir engel olarak gören Abd ve güdümlüsü Fethullah çetesi muhalifleri sindirirken belli bir sistem üzerinden ilerliyor.

Hedefe aldıkları kişileri önce basın organları ile manşetlerine taşıyorlar.Çeşitli iftiralar ile sindirmeye çalışılan muhalifler gereken basın dezenformasyonu hazırlandıktan sonra Ergenekon savcısı Zekeriya Öz göreve çağrılıyor.Ve Zekeriya Öz’ün talimatı ile hiçbir zaman bitmeyecek olan Ergenekon davasının içerisine alınıp pasifize ediliyor.

Son Örnek Mustafa Özbek

Abd güdümlüsü Fethullah çetesinin sistematik işleyişine en son bugün kurban edilen Mustafa Özbek oldu.
Mustafa Özbek muhalif söylemleri ile dikkat çeken birisiydi.Ayrıca Art Tv ile ulusal anlamda Türkiye lehine yayın yapan ender basın organına sahipti.Art tv gerek Türkiye’de gerek ise Kıbrıs’ta yayın yapan Ulusalcı ve Kemalist bir çizgide ki yayın organıydı.Abd’nin Ülkemizi bölen projelerini ekranlarda deşifre eden ve Halkı bilinçlendiren yayınları Abd ve güdümlüsü Fethullah çetesini fazlasıyla rahatsız etmişti.

Fethullahçı çetenin basın organları Abd emri ile sayısız defa Mustafa Özbek hakkında iftiralarda bulundular.Kendi senaryoları ile oluşturdukları Ergenekon için finansman arıyorlardı.Bunun için ilk düşündükleri Kuddusi Özkır’ın ölümü ve cenazesini kaldırmaya ile para bulamaması karşısında afallayan Fethullahçı çete bir ara Sinan Aygün’ü Ergenekoncu ilan edip içeri aldırtmıştı.Ancak Sinan Aygün hakkında hiçbir kanıt bulunamadığı için serbest bırakılmıştı.Ancak hatırlatmak isteriz ki Fethullahçı çetenin basın organları Glock marka bir silahı kanıt göstererek ilk önce sindirmeyi denemişler lakin o silahın çok önceden Ato tarafından bildirilmesi açıklanınca yine geri adım atmak zorunda kalmışlardı.

Bu anlamda Mustafa Özbek Fethullahçı çete için biçilmiş bir kaftandı.Hem Abd,Akp hem de Fethullah Gülen’in Ülkemizde ki çıkarlarına ters gelen biriydi hem de Ergenekon tertibi kendisine bir finansman arıyordu.
Fethullahçı çetenin basın organları tarafından yıpratılmasının ardından bugün Zekeriya Öz,Mustafa Özbek’i de hiçbir zaman bitmeyecek Ergenekon davası içerisine dahil edip sindirilmesini sağladı.

Maddeler halinde Fethullahçı Çetenin sindirme yolları


Abd’nin çıkarlarına ters düşen Aydınları saptama,
Kurban seçilen Aydınlar hakkında basın organları yolu ile sayısız karalama,
Mümkünse seçilen kurbanın arama yapıldığı yere iz bırakma,olmaz ise sıradan bir aracı suç unsuru gösterme,(Sabih Kanadoğlu ve Fazıl Say Cd’leri)
Savcı Zekeriya Öz’e hedef göstertme,
Ve en sonunda Zekeriya Öz’ün talimatı ile içeri aldırma.

Bu işleyişi sadece Mustafa Özbek olayında değil,Mustafa Balbay,İlhan Selçuk,Sinan Aygün ve bir çok kişinin gözaltına alınmasını inceleyerek deşifre ediyoruz.

Bu işleyişin tek bir panzehiri var.O da Fethullahçı çete,Pkk,Abd şeytan üçgenine karşı Tsk’nın çeşitli operasyonlar yapması,deşifre etmesi ve yargıya teslim etmesi…Ancak,kendi subaylarının gözaltına alınması ses çıkarmayan bir Genel Kurmay başkanı ile bunun yapılması ihtimalini okuyucularımıza bırakıyoruz.


kaynak
 
Fetullah Gülen Yani Sözde Müslüman Vatan Haini

Fetullah Gülen Yani Sözde Müslüman Vatan Haini

Ermeni olan dedesinin Pasinlerli İbrahim Bey'in hizmetkarlığını yaptığı yıllarda, Rus işgali sırasındaki Ermeni ayaklanmasında İbrahim Bey ve ailesi Ermeni hizmetkarlarının tasallutuna uğrayınca, İbrahim Bey hizmetkarını ve onun ailesinin bir bölümünü öldürür. Ardından, intihar eder. Olaydan sağ kurtulan Fethullah Gülen'in babası, 18-19 yaşlarındayken, İspir'e gelir ve yerleşir.
Ramis oğlu, 1942, Erzurum doğumlu.
1971 yılında Nurculuk faaliyetlerinden dolayı İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından ifadesi alınarak hakkında dava açılmıştır. Anılan komutanlıkça açılan davası sonucunda vaaz etme yetkisi alınmıştır. Aynı yıl itibariyle Edremit Merkez Vaizi görevi sırasında yaz aylarında Edremit civarında açılmış olan ve Nurcu öğrencilerin iştirak ettiği kamplarda Nurculuk faaliyetlerini organize etmiştir.
Münfesih MSP yanlısı olan Nurculardan Fethullah Gülen, İran’da gerçekleştirilen devrimin Türkiye’de de gerçekleştirilmesini arzulamakta olup, Türkiye’de İslami bir devrim için yurt sathında teşkilatlanmaya önem vermektedir. 19.04.1980′de İzmir’de gerçekleştirilen bir Nur toplantısında yaptığı konuşmada; birkaç gün içerisinde “Huruç harekatı” (Atılım harekatı) başlatılacağını, bu harekat için hemen hemen her ilde liderlerin tespit edildiğini, İran’da yapılan İslam harekatının Türkiye’de de böylece başlamış olacağını” belirtmiştir.
“Huruç harekatının başarıya ulaşması için bütün yurtta kendi binalarında ve kiralayacakları müsait yerlerde orta ve yükseköğrenim gören öğrenciler için yurt binalarının açılması, yurtlarda eğitilen öğrencilerin meyvalarını vermesi, kendi fikirleri doğrultusunda çeşitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleştirilmesi ile özellikle Türkiye’deki öğretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yönlerinde faaliyet göstermeleri gerektiğini” ifade etmiştir. İzmir’de Nurcuların yayın organı “Sızıntı” adlı dergide zaman zaman “MFD” rumuzu ile yazılar yazmıştır. 12.09.1980 tarihinde Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nca kendisini yakalamaya yönelik operasyonu haber alması sonucu, İzmir’den Erzurum’a kaçmıştır. Isparta ili Uluborlu ilçesinde bulunan Islah Sitesi’ndeki “İmam Hatip Lisesi Öğrencilerini Koruma ve Yetiştirme Derneği” merkezinde gizlenmiştir. 1981 yılında Ankara’da Nurcu liderlerden “Toprak Diş Kliniği” sahibi Hayrettin Toprak‘ın evinde saklanmıştır.
Ege Ordu ve İzmir Antalya illeri Synt. Komutanlığı’nın 7 Şubat 1985 tarihli yazısı ile arananlar listesinde yer almıştır. Şubat 1990 tarihinde Korkut Özal’ın dünürünün İstanbul’daki evinde, “ANAP’ın geleceği ile ilgili” toplantıya katılmıştır.
Mart 1990 ayı içerisinde Türkiye’deki İslami faaliyetleri tek bir merkezden koordine etmek amacıyla oluşturulan İslam Şurası içerisinde yer almıştır.
Nisan 1992 ayı içerisinde, Azerbaycan‘a giderek anılan ülkede TV kurma çalışmalarını başlatmıştır.
Aynı tarihte ABD’deki Risale i Nur Enstitüsü’nün çalışmalarını yönlendirmek maksadıyla gizli olarak anılan ülkeye gitmiş, ardından Avustralya’ya geçerek Türk öğrencilerin akademik eğitim gördüğü okul ve kaldıkları yurtları ziyaret etmiştir.Ayrıca kuracağı üniversitelerde ders verdirmek amacıyla söz konusu ülkelerdeki çeşitli profesörlerle de görüşmüştür.
DETAYLI TANIMAK İÇİN EN İYİ KAYNAK .
KANLA ABDEST ALANLAR .. ERGÜN POYRAZ KİTABIDIR.
(kitap içeriği: üstadı Said-i Nursi'nin ve nurculuğun gerçek yüzünü bulacaksınız. Hoşgörü abidesinin Hizbullah'a olan övgülerini, kanla abdest almayı yüceltmesini, Şeriat ve Hilafet sistemine olan özlem ve sevgisini, ideallerini, ışık ordularını, demokrasi, devrimler ve Cumhuriyet'e karşı olan hasmane görüşlerini Fethullah Gülen'in ardından gittiği Said-i Nursi'nin gerçek kimliği ile Said-i Kürdi olarak anıldığı, yegane amacının Şeriatçı ve Kürtçü bir devlet kurmak olduğunu ve bu uğurdaki çabalarını...
Said-i Nursi'ye ve Fethullah Gülen'e övgüler düzmede birbirleri ile yarışan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve diğerlerinin bu hareketleri karşısında elinizi şakağınıza dayayarak uzun uzun düşüneceksiniz.

Oysa, bundan yaklaşık yetmiş küsur yıl önce Mustafa Kemal Atatürk :
"-Efendiler; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şeyhler, meczuplar, mensuplar ve müritler memleketi olamaz." demişti.

Esin'tilere teşekkürler

Enis AKDAĞ http://www.ulusalcephe.net/forum/index.php?topic=1069.0
 
tam sahsı tanımıyoum ayrıca nurcuların da ayrı kolları var hepsı fettuhlahcı degıl ama cok tartısılması gereken ınsan cemaatı cok ve cogu zengın ? amacları nedır ? ulkemızın cıddı konularında neden ses cıkarmazlar? abd ısraıl ve batı hakkında neden gerceklerı anlatmazlar ?akp yı neden desteklıyorlar? neden dıger cemaatlere gruplara soguklar? daha bır cok soru vardır sorulması gereken cok vatan sever ınsan sa neden abd de yasıyor ve cıa fbı desteklıyor ? ılımlı ıslam ı neden cıkardılar? karmasık olaylar bana kalırsa tehlıkelı ınsandır ....................
 
tam sahsı tanımıyoum ayrıca nurcuların da ayrı kolları var hepsı fettuhlahcı degıl ama cok tartısılması gereken ınsan cemaatı cok ve cogu zengın ? amacları nedır ? ulkemızın cıddı konularında neden ses cıkarmazlar? abd ısraıl ve batı hakkında neden gerceklerı anlatmazlar ?akp yı neden desteklıyorlar? neden dıger cemaatlere gruplara soguklar? daha bır cok soru vardır sorulması gereken cok vatan sever ınsan sa neden abd de yasıyor ve cıa fbı desteklıyor ? ılımlı ıslam ı neden cıkardılar? karmasık olaylar bana kalırsa tehlıkelı ınsandır ....................

kuzu postu giydikleri için belli olmuyorlar.
 
Geri
Üst