Aysun Kayacı: "Çobanla benim oyum neden eşit olsun ki!"

rmbxxx

New member
ben ifade edebilsem kendimi:saskin

biz millet olarak cehaletten cekmiyor muyuz?

egitimli beyinlere gerekli degeri gostermeyip hep disari kacirmiyor muyuz?

disari kaciramadiklarimizi burada curutmuyor muyuz?

ondan sonra cahilligimizden durumu kavrayamayıp tutup kisiliksiz kansiz tiplere umut baglayip inanmiyormuyuz?

cehaletimiz pacalarimizdan akmiyor mu?

sen bunlarin hangisine katilmiyorsun?

katılmıyorsan demekki gorus farkimiz var tartismak anlamsiz,katılıyorsan bunları duzelticek bi yaklasım da vardır aklında,iste gorunen köy klavuz istemez misali o yaklasım sekli neredeyse herkesde assagi yukari aynidir,bi sekilde saglıklı beyinlere gerekli degeri verip cevherlerini kullanmakla ilgidir,iste ben o yaklasımı savunuyorum.

bu arada egitimli derken de bi turlu ifade edemedim kendimi. senin validen gibi sorumluluk hisseden elinden geldigi kadar geregini yapan fakat artı olarak bi de ihtisas sahibi bi suru kisi var bu ulkede harab olan. onlari degerlendirmekten,hak ettikleri degeri vermekten bahsediyorum iste.


[hatırlatma geregi duydum: kucumsedigin Tans hanım da oglu icin basbakanlık torpili kullandi,simdiki basbakanımız gibi. aralarindaki fark onun oglu haketmedigi halde komando oldu. simdikinin oglu da kuyrugunu g.tune sokup hasta raporu alıp komple kactı. onun zamanında da kardak'a goz dikmislerdi o bayrak ya kalkıcak ya kalkıcak dedi askeri harekat talimatini gozunu kırpmadan verdi, birileri kacarken bayraklarını bile alamadan kacmıslardı. simdiki zat kıbrıs konusunda asker postayı koyunca toparladı kendini(kıbrıs tavrını anlatmaya gerek yok sanırım)...ikisinin arasında daha cok ornek sayılabilir. takdir edersin ki buna gerek bile yok,hakkaniyet denen bisey var,ben de sevmem ama dogruyu kabul etmek sevmekten onaylamaktan farklı birsey.]
Prof. Yalçın Küçük'ün bir tespiti var yurtdışında önüne kırmızı halı serilenler hakkında...

Bence konuyu biraz deşersen aslında bu tür yutdışında kalmış ve geri gelmemiş (bir kaçı tabiki hariçtir istisna kabilinden) profların oylarını geçersiz saysak daha iyi bile olabilir .

(
Son cümleye bakıp hemen atlama bu konu forumda günlerdir tartışılıyor. Neredeyse yıllardır ülke gündeminde önce bu konuları bir incelemeni ve Yalçın Küçük'ün tezlerine göz atmanı tavsiye ederim. Daha sonra istediğini söyleyebilirsin.

http://www.hackhell.com/showthread.php?t=387512
)

Bu arada Tans hanımdan bahsederken tayyiple kıyaslamak için söylemedim. Parentez içindeki konular kapsamında örnek olarak verdim. Kamuoyunu etkilemye dönük eylemler beni bağlamaz. Oğlunun askerliğini yaptığı yerde onun yanı başında sınıf arkadaşım askerli yapıyordu. Komandoluğunu da bilirm...

Not : Burada okumuş okumamaış kavgası vardı. Hangi siyasetçi iyi kavgası değil. Konuya siyaset ve siyasi tercih karıştırmayalım. Hayatım boyunca tayyip vs hiç bir partiye hatta sağ partilere bile oy vermedim bilgine.

Benim düşünceme gelince en iyi ifade eden cümle için

http://www.hackhell.com/showthread.php?t=403688&page=3

de yazdıklarıma bir göz at

http://www.hackhell.com/showthread.php?t=403688
 

HKuyucu

New member
bize devamli satilık ucuz tipleri orneklendirirler bakın iste siz busunuz diye. oysa serefiyle isini layıkıyla yerine getirenlere hic yer vermezler ne bizim medya ne bize yonelik avrupa basını. millette hep egitimli satılmısların ornekleri yasar kimse bunlarin numunelik ornekler oldugunu dusunmuyor. bir de bu gercek var uzeri cok iyi ortulen. bizim medyamiza bu gozle bir baksana diz boyu rezillik nerede ucuz satılık bir kansız el ustunde tutulur zorla buyuk gosterilir. anlatmaya calistigim bu. 3-5 tanesini aklimiza sokup millette genel bir assagilik komplexi yaratılıyor.
 

Я@SmUsSعN ™

♥ нєяşєуỉи нαуıяℓıѕı ♥
AKP'li Fırat'tan, "Benim oyum nasıl bir çobanla eşit olur" diyen manken Aysun Kayacı'ya sert tepki..

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, "Benim oyum nasıl bir çobanla eşit olur" diyen manken Aysun Kayacı'yı sert dille eleştirerek, "Öyle düşünen edepsizler, bizim dedelerimizin şehit olmasıyla, vatan için canlarını vermesiyle bu topraklar üzerinde yaşama imkanına kavuşmuşlar. Onlara sadece acırım. Bunlar sağlıklı insanlar değiller" dedi.

Fırat, Adana'nın Ceyhan ilçesinde partisi tarafından gerçekleştirilen 28. İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, halkı ''teneke kafalı'', ''karnını kaşıyanlar'' olarak nitelendirenlerin bulunduğunu belirtti.

Fırat, şunları kaydetti:

''Türkiye demokrasi yolunda önemli süreçten geçiyor. Noksanlarımız yok mu? Var. Bu halkı teneke kafalı, karnını kaşıyanlar olarak nitelendirenler yok mu? Var. Her toplumda sapık var deli var. İçinden çıkmış olduğu halkı küçük gören civcivler var. Bu halk olmasaydı o civcivler yaşama imkanı bulamazdı.''

Dengir Mir Mehmet Fırat, halkın oylarına teamül edemeyenler bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Onlara sadece acırım. Bunlar sağlıklı insanlar değiller. Onları kınamayın. Onlara, akıl sağlıklarına kavuşsunlar diye dua edelim. Birileri bizleri, seçmen halkı küçümseyebiliyor. Böyle düşünen edepsizler, dedelerimizin vatan için canlarını vermesiyle bu topraklar üzerinde yaşama imkanına kavuştular.''

Toplantıya, AK Parti Adana milletvekilleri Vahit Kirişçi, Necdet Ünüvar, Fatoş Gürkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ve partililer katıldı.

AA
 

.:CHECHEN

Banned
Çünkü o çoban senin gibi vücudunun her yerine çeşitli iğneler ve operasyonlar yaptırıpta podyumda kıç sallamadığından senin kadar zengin olamıyor.Namus meselesi ;)
Ayrıca o acaip derecede şişirtilmiş dudakların ve acaip parana fazla güvenmemelisin.Taş gibi mezarın ağzına düşünce gelen sorgu melekleri "Kaç paran var?" yada "Ne kadar güzelsin?" die sormuyorlar.GÜM diye güme gidersin o kara toprakta aman dikkat ;)
(Haa ayrıca o çoban insanlık evresini tamamlayabilir lakin sen bunu başaramamışsın...yazık...çok yazık...)
 

Fatih Hoca

Banned
Dağdaki çoban tarafından güdülmesi gereken ama elinden kaçan bi koyunsun da ondan Aysun:clap
 

icemen

New member
konuyu,verilen yanıtları tekrar okurmusun

[Mehmet Öz'un oyuna ya da kendisine verilen degerden degil egitimli insana verilen degerden bahsediyorum baskalarının ve bizim yaklasım olayımız yani]

[hatırlatma: amerikada vergi vermeyenler oy kullanamiyor. siyasilerin halka hitaben konusmaları "vergisini ödeyen vatansever abd vatandaslari..." diye baslar. ulkesinin gelcegine gerekli yatırımı yapmayanı, bedeli odemeyenleri adam yerine koymuyorlar yani. bilmem iki ornek bisey ifade ediyor mu konuyla ilgili]
Ne yapacağız peki Çobandan Koyunları otlatma vergisi de mi alsınlar oyu eşit olsun diye?
 

HKuyucu

New member
Ne yapacağız peki Çobandan Koyunları otlatma vergisi de mi alsınlar oyu eşit olsun diye?

carpitmanin alemi yok laf sokusturma yarısını yarısını bi kenara birakip dogru duzgun okuysaydınız hatun coban derken meslegini degil "duyarlılıgını" vurguluyor, umursamayanları kastediyor yani,zaten devaminda da calıp cırpanlardan bahsdedip aciklamasını yapmis. o yuzden laf sokusturmayı birakip acaba ne deniyor diye iyi anlamak lazım. iyi forumlar.
 

Yönetim

New member
Bu tarz söylemleri hep aynı insanlar gündeme getiriyorlar.
Neden, çünkü bir takım partilerin iktidara gelebilmesinin tek yöntemi bu da ondan?
Onlar için Türkiye'ye yeni bir halk lazım, çünkü bu halk hiç bir şey bilmez ve kendi kendini yönetemez..
Bunlar Türk halkından toptan umudu kestikleri için,belki kendi Türklüklerinden de utanırlar..

Şu belki doğrudur, evet halkımızın eğitim seviyesi düşüktür, cahil kalmıştır ama
basiretsiz değildir, yeteneksiz değildir.
İmkan bulamamıştır, kendini geliştirmeye fırsat bulamamıştır,
çünkü daha karnınıı doyurabilmiş değildir.

Ama dışarıdan faşist müdahalelerle, totaliter yöntemlerle hiç bir zaman hiç bir yere varılmaz.
İnsanlığın ortak bir aklı vardır, bu akıl gereği insanlar imkan ve fırsat bulduğunda gelişirler
Yapılması gereken halka güvenmek, onu anlamaya çalışmak ve neye ihtiyacı varsa onu vermektir.

Halkın basireti yüksektir ve kendini adam yerine koymayanı o da adam yerine koymaz,
süründürür.. Ondan sonra birilerine kalan tek şeyse demokrasi dışı yöntemleren medet umarak hayallerle yaşamaktır, başka bir şey değil..
 

VAVRULU

Banned
Aysun Kayacı yalnız değil




AYSUN Kayacı’nın NTV’deki programda söylediği "Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu neden bir olsun" sözleri iyi gürültü kopardı.

Ki bu durum bizim ülkemiz için normal sayılır.

Bakın etrafınıza, en çok tartıştığımız, en çok konuştuğumuz konular böyle ipe sapa gelmez meseleler değil mi?

Bu ülkede gündeme gelecek ve orada kalacaksanız yapmanız gereken de budur.

Öte yandan Aysun Kayacı’nın bu sözleri söylemesi onun "sarışınlığına" bağlanıyor ama bu cennet vatanda sarışın-esmer, kentli-köylü demeden birçok kişinin aynı şeyleri düşündüğüne de hiç kuşkum yok.

Buna benzer sözleri o kadar çok duydum ki.

Bunun en temel nedeni demokrasi fikrinin büyük bir kitle tarafından özümsenmemiş, içselleştirilmemiş olması.

Bizde "demokratik hak" denilen şey, herkesin kendi görüşündeki insanlar için uygun gördüğü bir şeydir.

Herkes demokratik haklarını kullanmak ister, ama bir başka fikirde olanların da demokratik haklarının olabileceği fikrine uzaktır.

"Ben seçimde şu kadar oy aldım, demokrasi varsa istediğimi yaparım" düşüncesini en çok dile getirenler bile sıra başkasının demokratik hakkına gelince "buz kesilirler".

Sokaklara çıkıp miting yapanlara da kızarlar, gazetelerde kendi fikrini açıklayanlara da.

Beğendikleri bir fikri yazanlara alkış tutarlar, beğenmedikleri fikirleri yazanlara "Kaç para aldın da bunları yazıyorsun" diye sorarlar.

Ne yazık ki bu ülkenin önemli bir çoğunluğu böyle düşünür, demokrasiyi böyle yaşar.

Aysun Kayacı tekil bir örnek değildir.

Özgür medya demokrasinin gerekli şartıdır

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, son gelişmelerin nedeninin "bir siyasi zihniyetin yanlısı olan medya" olduğunu söyledi.

Ülkemiz medyasının içinde bir siyasi partiye açıkça angaje olmuş gazete ya da televizyon arıyorsak, onları bulabileceğimiz yer AKP’nin yakın çevresidir.

"Bir siyasi zihniyet" derken kastettiği CHP ise bugünkü medya düzenimiz içinde bu partiye angaje olmuş bir yayın organı bulabilmekse neredeyse olanaksızdır. Cumhuriyet Gazetesi dahil!

Ciddi satışa ya da reytinge sahip yayın organlarının belli bir siyasi zihniyetin işaretiyle hareket ettiği iddiası ise doğru değil.

Benim "kitlesel medya" diye tanımladığım kesim ise, sayfalarını her görüşten yazarlara açmış durumda.

Bu gazeteler, altı yıllık AKP iktidarı süresince doğru ve olumlu buldukları icraatları destekledi, doğru bulmadığını ise eleştirdi.

Eğer Başbakan gerçekten demokrasi fikrini içselleştirmiş olsaydı, özgür medyanın demokrasinin ayrılmaz bir parçası olduğunu da bilirdi.

Gazetecilik, doğası gereği muhalif bir meslek! Çünkü gazetelerin işi halk adına iktidarların icraatlarını denetlemektir.

Doğru bulduklarını da desteklerler ama işimiz iktidar şakşakçılığı değildir.

Hiç kuşku duymayın ki dünyanın başka yerlerinde de iktidar sahipleri, gazeteleri ve gazetecileri sevmezler.

Ama bu sevmeme durumu, gazetecilerin eleştiri hakkından yakınmaya da yol açmaz.

Türkiye’de ise iktidarlar kendilerine bağlı bir medya isterler. Bunu bulamayınca sinirlenir, olumsuz giden her şeyden medyayı sorumlu tutmaya başlarlar.

Başbakan’a önerim bununla yaşamaya alışması.

Özgür medya hep olacak ve eleştirecek.

Açıklamadaki ilginç cümle

CUMHURBAŞKANLIĞI Genel Sekreterliği’nin, bir vatandaşın sorusuna verdiği yanıtta yer alan bir ifade, Cumhurbaşkanlığı makamının, kendisini "yasaların üzerinde" gördüğünü düşündürtüyor.

Mal Bildiriminde Bulunulması, Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Kanunu ve ilgili yönetmeliğinin Cumhurbaşkanlığı makamını bağlamayacağına ilişkin ifade bu!

Ve bu açıklama, bana öyle geliyor ki daha önceden yapılmış hatalı bir işlemin üzerini örtmek üzere o açıklamaya konulmuş.

Ekvador Devlet Başkanı’nın eşine Suudi Arabistan Kralı tarafından verilen değerli armağanların satılıp, parasının kamuya yararlı hayır işlerinde kullanılacağının açıklanması üzerine, benzer hediyenin burada Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın eşlerine de verilip verilmediğini sormuştum.

O tarihte Suudi Kralı’nın Ankara gezisinin üzerinden yaklaşık olarak 1 ay geçmiş ve söz konusu kanundaki "değer tespiti ve bildirim süresi" aşılmıştı.

Büyük olasılıkla bu hediyeler ısrarlı sorularım üzerine kayıt altına alındı ancak yasal süre aşıldığı için açıklanamıyor ve Genel Sekreterlik de "Bu kanun Cumhurbaşkanlığı makamını bağlamaz" ifadesinin arkasına saklanıyor.


Mehmet Y. YILMAZ
 

VAVRULU

Banned
Bencede seninle çobabnın oyu eşit olmamalı.

Çoban diye küçümsediğin kişi yağmur çamur demeden ,soğuk fırtına demeden hayvanlarını otlatarak bu ülkenin üretimine katkıda bulunuyor.onların sayesinde süt içebiliyoruz.

ama senin bu ülkeye ,bacak şov yapmaktan başka ne işe yaradığını ben henüz anlayamadım

Şimdi dağdaki çobanı savunanlar , bir diğer savundukları adamın çiftçiyi ne hale getirdiğini , karşısına dikilen bir çiftçinin "Anamı ağlattın YETER!" demesiyle "İyi işte ANANIDA AL GİT" demesinide destekliyor değilmi ?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Bu arada bir hatırlatma ; Türkiye'nin süt ve süt ürünleri ihtiyacının %55 ' i ithalat'dan yani Hollanda'dan =)
 

pusat87

New member
Ben Cobanim,Ayak Takimiyim. Sen ise

http://internethaber.com/images/news/53725.jpg
Ben Cobanim,Ayak Takimiyim. Sen ise;
O SUN BU SUN!
Rol Almak icin gittin Yapimci Fatih Aksoya yanastin!
Aysun Kayacı'ya çoban tepkisi
Heyy Aysun KAYACI senin bir çoban kadar bu memlekete, devlete, millete faydan varsa yansın bu Türkiye… Yok olsun!
Aysun Kayacı'nın, AK Parti hakkında söyledikleri, parti içinde büyük tepkiye neden oldu. İşte verilen tepkiler;

Manken Aysun Kayacı'nın bir televizyon programında AK Parti'ye yönelik sözlerine AK Parti İzmir Milletvekili İsmail Katmerci'den sert yanıt geldi. Katmerci, isim vermeden Kayacı'ya hakaret etti.

Manken Aysun Kayacı'nın "Benim oyumla neden dağdaki çobanın oyu eşit?' diyerek, AKP'yi ayak takımının iktidara getirdiği parti olarak nitelendirmesi, Milletvekili Katmerci'yi sinirlendirdi.

KAMERALAR BOYUNA ONU ÇEKİYOR

Milletvekili Katmerci, "Perşembe akşamı NTV'de bir program vardı. Dört tane kadının, hanımın yaptığı program. Orada bir tane hanım oturuyor. Herkes normal giyim kuşamıyla oturuyor. Bir tane de manken ya da şarkıcı olabilir, öyle bir hanım oturuyor. Diğerleri konuşuyor, kameralar boyuna onu gösteriyor. Ne yapıyor bu kadın diye bakıyordum, dikkatimi çekmişti. Üstünü, başını gösteriyorlar. Sağdan, soldan gösteriyorlar. Kadın susuyor. Sonra baktım o kadın başladı konuşmaya. Kadın diyorum, mahluk diyorum. Hepiniz gördünüz seyrettiniz. Basın mensupları da biliyorlar. Ne diyor kadın; `Ayak takımının iktidara getirdiği AKP' diye bahsediyor utanmadan" diye konuştu.

Katmerci'nin bu sözlerinden sonra salondakiler alkışlayarak, yuhladı. Katmerci sözlerine şöyle devam etti:
YAKIŞIR O KADINA

"Devam ediyor utanmadan o kadın. `Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi dir?' diyor. O söyleyebilir. Yakışır da o kadına. Bize bu şekilde bakmaya çalışıyorlar. Televizyonlardan bunu empoze etmeye çalışıyorlar. Böylece bize oy veren halkımıza hakaret ediyorlar. Bize hakaret ediyorlar. Bunları lanetlemiyor musunuz? Ben hepsini lanetlemiyorum. Bunların yürekleri varsa bilimsel konuşmak diyorlar bazen koca koca profesörler. Neresi bilimsel? Gelin bilimsel konuşalım. Alın bizi de yanınıza beraber tartışalım. Bunun için ne yapmamız lazım? Birbirimize daha çok kenetlenmemiz lazım. Parti içinde birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek şekilde hepimizin hareket etmesi lazım. Yok öyle dedi, böyle dedi, dün şu oldu sözlerini parti içinde sarfetmememiz lazım."

NTV yayımlanan “Haydi gel bizimle ol saçma sapan konuşalım, çıldır televizyonu parçala” isimli “tartışma” programını bilirsiniz..


Programda ünlü(!) manken Aysun KAYACI “Niye benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir tutuluyor… AKP’yi iktidara getiren ayak takımı…” gibi birtakım kelimeler kullanarak cümle kurmaya çalışmış. Şimdi bakıyoruz bu cici kızımızın kendine,devlete ,millete ne faydası olmuş ne gibi işler yapmış** :
- 1979 yılında doğmuş… (Eee doğdu büyüyecek tabiki..)
- Mankenlik yapmış, dizilerde oynamış, (Daha 15 yaşında başlamış bu yüce mesleğe!)
- Yeditepe Üniversitesi Tarih bölümünde okuyormuş (Paralı olarak tabiki zevkine de denebilir…).
Şimdide dağdaki beğenmediği çobana bakalım :
ÇOBANLIK : Genel olarak büyükbaş çiftlik hayvanların, daha çok bunlardan davar (koyun, keçi) grubunun bakımı sanatı.***
Çobanlık pratik bilgi isteyen bir iştir. Sürünün nerede, nasıl, ne zaman yatırılacağı, gezdirileceği, otlatılacağı, sulanmasının zamanı, bilinmesi gereklidir. Pratik olarak çorukluk devirleri sürüyü bulaşıcı hastalıkların bulunacağı alanlara sokmamak, doğum zamanlarında gerekli tedbirleri almak, otlakların ot çeşitlerini bilmek, hayvanların sağlığı konusunda gerekli pratik, bilgiye sahip olmak da gereklidir.
Heyy Aysun KAYACI senin bir çoban kadar bu memlekete, devlete, millete faydan varsa yansın bu Türkiye… Yok olsun!
 

hasavci

New member
Eğer yanlış okumadıyssam Aysun Kayacı AKP ye oy verenler ayak takımı demiş.Çok muhteşem bir tesbit seçtiklerinden belli olmuyormu?,baştakiler yada başa getirdikleri bunlarsa kendileri ancak ayak takımı olurlar.
 

HTML

Üst