Erdoğan:"Başörtüsü siyasal simge olsa takmak suç mu?"

Serdengeçti

Banned
Katılım
8 May 2007
Mesajlar
1,808
Reaction score
0
Puanları
0
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsüyle ilgili olarak, “Bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz, sembollere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var?” diye sordu.
Burada sorumluluklarının farkında olduklarını, özellikle özgürlükler noktasında bunun çözümüne inandığını, en yakın zamanda çözüleceğini zannettiğini belirten Erdoğan, “Çünkü millet bu sorumluluğu verirken özgürlükler noktasında bu haklarını da haklı olarak istiyor” diye konuştu.

Erdoğan, Europa Press adlı ajansın düzenlediği kahvaltılı toplantıda katılımcıların sorularını yanıtladı.

“Türkiye'nin, yeni anayasasına İspanyol anayasasından örnek alacağını söylüyorlar. Bölgelerin ve bazı grupların tanınmasının göz önünde bulunduracağını söylüyorlar. Kürt bölgesi de tanınacak mı o zaman?” sorusuna Erdoğan, “Herhalde buradaki bilgi biraz yanlış aktarılmış. Biz tüm dünyadaki anayasalarla ilgileniyoruz. Hepsini masaya yatırdık” yanıtını verdi.

Yeni anayasa hazırlık çalışmalarını yürüten akademisyenlerin duyarlılığının bu konuda olduğunu kaydeden Erdoğan, AK Parti'nin hukukçularının da bu çalışmaları yaptığını dile getirdi. AB üyesi ülkelerin anayasalarının öncelikli olarak incelendiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bunun dışında Avrupa dışında da çeşitli ülkelerin anayasaları incelendi. Bütün bu anayasalar incelenerek bu anayasanın taslağı hazırlanıyor. Bu taslağı hazırladık sonra bunu Türkiye'deki tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, akademisyenlere, medya temsilcilerine ve parti sitesinde yayınlamak suretiyle bastırıp dağıtacağız. Bundan sonra bütün eleştirileri, bize verilecek destekleri de alarak, belli bir süre vereceğiz, belki bu 2 ya da 3 ay olacak. Bu süreden sonra da biz, anayasa ile ilgili bu tasarımızı bir teklif olarak Meclis Başkanlığına sunacağız.

Ondan sonra Meclis Başkanlığından sonra komisyonlarda tartışılabilir bundan sonra da Genel Kurula gelecek ve Genel Kurul ile birlikte yeni anayasa, anayasamız olarak Meclis'ten çıkmış olacak. Ama Cumhurbaşkanımızın, referandum ile süreciyle ilgili vereceği kararla da istiyoruz ki halkımızın onayına sunulsun ve halkımızın onayından çıktıktan sonra da halkın onayladığı bir anayasa olarak yürürlüğe girsin.”

27 NİSAN AÇIKLAMASI

Aynı katılımcının, “Toprak olarak bazı bölgelerin, Kürtlerle ilgili nasıl olacağını tekrar sormak istiyorum” sözleri üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Her şeyden önce etnik unsurların belli coğrafi bölgelerde yoğunlaşması diye bir şey yoktur. Bizim ülkemizde bölgelerde adeta bütün etnik unsurlar iç içe geçmiştir. Yani etnisitelere ayırmak filan söz konusu değildir. Böyle bir durumumuz söz konusu değildir. Biz tamamen üniter yapı içinde, 780 bin kilometrekare ile ülkemizi mütalaa ediyoruz. Ve birliğimizi, beraberliğimizi, güçlü dayanışmamızı da burada görüyoruz. Böyle bir şey bizim anayasa çalışmalarında söz konusu değil.” Genelkurmay Başkanlığı'nın geçen yıl 27 Nisan'da kendi internet sitesinden yaptığı açıklama hatırlatılarak, “asker ile hükümet arasındaki ilişkilerin” sorulması üzerine de Başbakan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türkiye'de demokratik bir yapının olduğuna sizlerin de inandığını zannediyorum, herhalde şüpheniz yoktur. Türkiye, tüm kurum ve kuruluşları ile sürekli bir dayanışma içinde süreci devam ettirmektedir. Ara sıra bazı sıkıntılar yaşanabilir. Ama bu sıkıntıları yönetmede Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de Anayasa'nın ve yasaların kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullanmak suretiyle adımlarını atmıştır, atmaya devam etmektedir.

Hiçbir kurum ve kuruluşla kavgalı olmamız söz konusu olamaz. Zaten bu başarımız için yapmamız gereken, atmamız gereken bir adımdır. Son atılan adımları da eğer görüyorsanız ne kadar sağlıklı şekilde bu işin yürüdüğünü anlamak mümkün.”

“DİN KÖKENLİ PARTİ DEĞİLİZ”

Başbakan Erdoğan, bir başka katılımcının, “Özellikle sembollerle ve dinle ilgili, hükümetiniz ve partiniz, İslamcı olduğunu reddediyor. Ama yeni anayasanız, belki bu doğrultuda olmayacak. Türkiye, ilerici bir İslam devleti olamaz mı?” şeklindeki sorusu üzerine, “Bu soru ne yazık ki Batı'nın hala bizi anlamadığını gösteriyor” dedi.

Toplantıdaki basın mensuplarının da kendisini “iyi anlayamadığını” belirten Erdoğan, “İslamcı” ifadesine de karşı çıktı.

AK Parti'nin, “din kökenli bir parti olmadığını” dile getiren Başbakan Erdoğan, bunu da partilerini kurarken açıkladıklarını anımsattı. “Din üzerinden siyaset yapmayı asla kabul etmediklerini” vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mesela o zamanlar da Batılı dostlarımız bize sordu: 'Siz Müslüman demokrat olamaz mısınız?' dediler. Dedik, 'Hayır'. 'Biz, eğer Müslüman demokrat' diye kendimizi ifade edersek, o zaman İslam üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışıyor durumuna düşeriz. O bakımdan, 'hayır' dedik. Çünkü İslam'ın kendi gücü var. Bizler yanlış yapabiliriz, partimin programında şunda bunda eksikler, yanlışlar olabilir. Ama bizim dinimizin ilkeleri içinde böyle bir yanlış söz konusu değildir. Dolayısıyla, 'siyasetin yanlışlarını da dine fatura edemeyiz' dedik. Bu bakımdan, 'biz muhafazakar demokrat bir partiyiz' dedik ve yola böyle çıktık.

Eğer 'İslamcı' ifadesini kabul edersek, bu adeta tüccarlığa benzer, esnaflığa benzer. Yani böyle ayakkabıcı, ne bileyim şöyle aklınıza ne gelirse, şucu bucu vesaire gibi. Bu çirkin bir şey. Bunu siyasi literatürün içine oturtma gayretleri de oldu. Ben oraya da yakışmadığına inanıyorum. Biz de İslamcı olmaz, biz de Müslüman olur. Bir Müslüman da dinin gereklerini yerine getiriyorsa, iyi bir şekilde yerine getiriyorsa ona bizde 'dindar' denir. Dindar olur. Dinini, az yaşar, çok yaşar o da bizim sorunumuz değil. Bunun bedelini takdir edecek olan biz değiliz. bunu yaratıcı takdir eder.

Bundan dolayı, bu konudaki spekülasyonlar bizleri cidden üzmektedir. İlerici İslam; böyle bir ifade de çok çirkin, çok yanlış. 'İlerici İslam', 'Gerici İslam', bu da olmaz. Bu tür sıfatlar yakıştırmak da yanlış.

Son zamanlarda 'Ilımlı İslam' diye bir ifade kullanılıyor. Bu da çok yanlış. Yani ne adına kullanılıyor, kim adına kullanılıyor? İslam, İslamdır. Yaşanır veya yaşanmaz. Ve Müslüman Müslümandır. Yaşar ya da yaşamaz. Ama bir kişi, 'Ben Müslümanım' diyorsa, biz de kendisini tanırız, 'Bu Müslümandır' deriz. Dinini ne kadar yaşıyor, yaşamıyor o bizi ilgilendirmez.”

BAŞÖRTÜSÜ

Sözlerini sürdürürken, kendi partisinde nasıl başörtülüler varsa diğer siyasi partiler içinde de başörtülülerin bulunduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Semboller dediniz, nasıl benim partimin içinde başörtülüler varsa diğer siyasi partiler içinde de başörtülü vatandaşlarım var. Yani bunlar CHP içinde de var ne bileyim diğer partiler içinde de var. İsimlerini tek tek saymama gerek yok. Hepsinin içinde var, hepsinin siyasi tercihidir bu. Onların bu siyasi tercihlerine, onların dininin bir gereği olarak başını örttüğüne inanan ve bunu bu şekilde uygulayana, zorla şu söyleniyor; 'Hayır sen bunu siyasi bir simge olarak takıyorsun'. 'Hayır' diyor, 'Ben siyasi bir simge olarak takmıyorum, ben bunu dinimin bir gereği olarak takıyorum' diyor.

Velev ki, bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz, sembollere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Oradan da bu işe girseniz, orada da ayrı bir yanlışı yapmaktalar. Buradaki dert başka aslında. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunu maalesef takdirde zorlanıyoruz. Ve de bugün Avrupa'da ABD'de, değişik ülkelerde rahatlıkla başı örtülü olarak üniversiteye kızlar gidebiliyor. Oralarda bir sorun yok. Ama halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkemde böyle bir sıkıntı yaşanıyor maalesef. Ama bu sıkıntıyı da ben aşacağımıza inanıyorum, milletçe aşacağımıza inanıyorum. Burada sorumluluğumuzun da farkındayız. Özellikle özgürlükler noktasında bunu çözümüne inanıyorum. Öyle zannediyorum ki bunu da bizler en yakın zamanda çözeceğiz. Çünkü millet bu sorumluluğu verirken özgürlükler noktasında bu haklarını da haklı olarak istiyor.”

“(DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ) DİYORUZ”

Başbakan Erdoğan, “Anayasa ile mi bunu çözeceksiniz?” sorusunu yanıtlarken de “İdeal anlamda kanunla zaten çözülmüştü. Kanunda burada kilitlenme veya yasak yok. Kanun önünü açıyor” dedi. Burada Anayasa Mahkemesi'nin bir yorumu ile “bu işin engellendiğini” anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:

“Ve daha sonra AİHM'in burada hükümete inisiyatif tanıyan yine bir yorumu vardı. Bunun üzerinden de, ülkemizde ağırlıklı olarak medya bir çorap örmeye çalıştı. O çorabı hala örmeye gayret ediyor. Şu anda Anayasa içinde bunun çözümü bizim arzumuzdur. Ama öyle çözelim ki bu herhangi bir gerginliğe de zemin hazırlamasın. Onun için bunun müzakeresini geniş tutuyoruz. Yani bütün siyasi partilerde, parlamentoda en geniş manada çözelim, çünkü 'Demokrasilerde çare tükenmez' diyoruz, madem böyle inanıyoruz bu işe, o zaman demokrasi içinde bu çare mekanizmasını işletelim ve bu sorunu da çözelim

AA
 
"Sonunda kabul etti" diye manşet görmüştüm ;)
Başlık "Türban'ı siyasi simge olarak kullanmak suçmu ? Kullanıyoruz kardeşim!" olmalı sanırım ;)
 
Bu zatı muhterem İspanyanın başbakanımıki orada esip gürlemiş.TC başbakanı çıkar TBMM kürsüsüne orada fikirlerini adam gibi özgürce söyler.İspanyada bülbül kesilmesine bir mana veremedim.Bakın PKK nın partisi nasıl çıkıp herşeyi söylüyor ,sen neden çekiniyorsun.Hem Türkiyenin birtek türban sorunumu var.Ekonomi,işsizlik,PKK belası vs.saymakla bitmez.Vah benim ülkem vah kimlere emanet.Çaput'a tapanların eline kalmışız.
 
Başbakan’ın dilini...

Başbakan’ın dilini...


İYİ ki Başbakan dilini tutamıyor.

Tutsa, birçok niyetini bilemezdik.

Ama o bir anda açıklayıveriyor.

İşte; bizler türbanın "siyasi simge" olduğunu yazıp-çizdikçe yalanlayan Başbakan kendisi açıkladı:

"Türban siyasi simgeyse suç mu?.."

Ve ekledi:

"Bunu anayasaya koyacağız..."

Yani biz bu kadar güzel anlatamazdık.

Diline sağlık.

*

Başbakan söylediğine göre, herhalde artık anlamış olmanız gerekiyor:

Bir; türban siyasi simge...

İki; türban anayasaya girecek...

Böylece laik cumhuriyet karşıtlığının simgesi türban anayasada güvence altına alınacak ki, bu Türkiye’nin ne hale geldiğini gösteriyor. Ve bu ülkenin laik yapısının nasıl paldır-küldür çöktüğünü ve nasıl başımıza yıkıldığını...

*

Duydunuz; "Türban siyasi simgeyse suç mu?" diyor, Başbakan’ın saygıdeğer dili.

Suçtur...

Anayasamızın "değiştirilemez" maddeleri arasındaki "laiklik" tanımına göre, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara göre, Siyasi Partiler Yasası’na göre ve en son gidilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına göre kamuda türban olmaz.

Hukuku yok saymak ise suçtur.

Bu yüzden partiler kapatılmadı mı?

*

Ayrıca suç bir yana...

Günah da...

Genç kızların başlarındaki örtünün bir siyasi partiye simge yapılması, inancın siyasi çıkar için kullanılması, dinin günlük dünya işlerinde menfaatlere malzeme yapılması dine-imana sığar mı?

Ya da İtalyan kravat takanların, saf genç kızları tesettüre sokarak siyasi rant sağlamaları dürüstlük müdür?

Ama ne yapacaksınız?

Başbakan "türbanı siyasi simge olarak kullanmanın suç olmadığını ve bunu anayasaya koyacaklarını" söylüyor.

Bize inanmadınız...

İyi ki Başbakan’ın dili durmuyor.

Bekir COŞKUN
[email protected]
 
tayyipin her lafını yutan,farz bilen at gözlüklü insanlar nasıl savunacak merak ediyorum..yazı için de daha güzel özetlenemezdi..
 
tutmasında zaten evet türban siyasi simge dedi iyikide dedi nedir kardeşim sizin türban dan istediğiniz isteyen takar istemeyen takmaz sizene ya özgürlük yokmu bu ülkede herkes dilediği gibi yaşar,yakında kamuda da serbest olacak inş. o zaman sizleri çok merak ediyorum ne yapacaksınız ha unutmadan öyle olunca korkmayın türban takmayanları içeri almama gibi bir durum olmaz sizin zihniyetinize göre bu böylede o yüzden korkmayın...
 
VoyGoy Yanılıyorsun...

tutmasında zaten evet türban siyasi simge dedi iyikide dedi nedir kardeşim sizin türban dan istediğiniz isteyen takar istemeyen takmaz sizene ya özgürlük yokmu bu ülkede herkes dilediği gibi yaşar,yakında kamuda da serbest olacak inş. o zaman sizleri çok merak ediyorum ne yapacaksınız ha unutmadan öyle olunca korkmayın türban takmayanları içeri almama gibi bir durum olmaz sizin zihniyetinize göre bu böylede o yüzden korkmayın...

VoyVoy Kardeş sanki GoyGoya gelmiş gibi konuşuyorsun.Yazının içinde inş. serbest olur gibi birşey okudum.Ne alaka güzel kardeşim yasak mı bu ülkede türban.Aslaaa....
Sadece kamuya ait mekanlarda yasak ki buda doğal yani.Her yerin bir düzeni bir disiplini vardır.Uyulması gereken kurallar kıyafet yönetmeliği ve devrimi yapılmıştır bu ülkede.Kimse yasağı sokaktaki vatandaşa uygulamıyor.Ama bunu bir sembol gibi göstermek kadar cahilce bir şey olamaz.Benim annem de anneannem de başörtülü.Fakat özgürlüklerinin kısıtlandığını görmedim hiç.Ve bu çarpıklığa çok karşılar biliyormusun ? Başörtülü olmalarına rağmen bir mahkemede bir hakimi,Hastanede bir Dr.'u,TBMM'de bir M.Vekilini bu disiplin ve kurallar dışında görmek hoş değil diyorlar.Çünkü bunu ülkemizde iyi ce sembol haline getirdiler...Türban bayrak değildir arkadaşım.Kamu alanlarında yasak denmişse yasaktır.Nedenini araştırmak kadar kolay birşey yoktur.İyi ozaman müslüman olmayan millet vekilleri de meclise başında kukilatası yada elinde asası ile gelsin onlarda çıksın desin ki bu ülkede özgürlük yok mu ? E nerde kaldı o kamu binasının yada kamu mülkünün disiplini kuralı nizamı ? Yaw allaşkına bırakın bu cahilce tartışmaları.mesai süresi boyunca Merkez bankasında çalışıp parayı kâğıt gibi gören işci ve memurlar gibi,çıkarırsın başörtünü yada o kurallara uygun bir kılığa sokarsın kendini.Yaparsın işini alırsın ekmeğini...İnciticek birşey yamamışımdır umarım.Sabrınız için teşekkür ederim...:saskin
 
Takiyye nedir:Takiye İslamda Düşmanına Zor durumda İnancını inkar etmendir.Gizlemek... Bunu da bağzı şartlara bağlamış nedir.Öncelikle kendinin ve yakının dakilerin hayat tehlikesi olacak.AKP ve tabanın daki kişiler takıye yapmıyor.YALAN söylüyorlar....
Anadolu da bir hikaye vardır.Cobanın canı sıkılmış koylüye nasıl oyun ederim derken köye inmiş ve yalandan kurtlar koyunlara saldırdı demiş.köylü silahlanmış dağa cıkmı ne kur ne başka bişe .Köylüler anlmış bizimle dalga geciyorlar diye.Coban 3.akşam yine köye inmiş yeminler etmiş kurtlar geldi koyunlara saldırdı.Herkes alel acele siallanmış dağa cıkmışlar ki ne kurt ne başka bişe...Aradan biraz zaman geçmiş gerçekten kurtlar sürüye saldırmı coban canını zor kurtarmış köye koşmuş kurtlar saldırdı yetşin desede herkes ona Bizimle eylenme.Demiş kimse de ona sahip cıkmamış....Dün öyle idi bugün böyle adama dönek derler....Ne kadar güzel Demiş Mevlana Hazretleri.Ya Olduğun gibi Görün Ya da Göründüğün Gibi ol. Neyse o OL:
 
memleket karanlıktan aydınlıga gecti ataturk sayesinde fakat erdogan yuzunden tekrar karanlıga bir kaos ortamına itiliyor bunların da istedigi zaten bu allah sonumuzu hayır etsin kotu siyaset yuzunden ne hallere geldik
 
Hayır anlamadığım şu ;
Vatandaşımız neden topraklarımızın yabancılara değerlerinin altında satılmasına, torpil ve tanıdık yöntemiyle kadrolaşmaya,dış politika daki düştüğümüz komik durumlara, böylesine kökleri eskilere dayanan,kültürü dünyaca ön sıralarda bulunan bir ülkenin bu denli yanlışlarına alkış tutmasına anlam veremiyorum. Halkımın gafletini yada içine düştüğü yanlışı anlamadığı gibi savunmasına da hayretler içinde seyirci kalmaktan nefret ediyor ve geleceğim, geleceğimiz için tarififi mümkün olmayan bir merakla bakıyorum.
Sn.Tayyip Erdoğanın hatası yok yani ?
Sn.Erdoğan bu ülkeyi şimdiye dek (üzgünüm ki M.Kemal Ataürk ile aynı kefeye koyamayacağım için M.Kemal hariç) gelmiş tüm yönetimlerden daha iyi yönetiyor yani ?
İçte Dışta her açıdan ve tüm çıkarlarımız doğrultusunda layıkıyla mücadele ediyorlar yani ?
Peki güzel kardeşim senden geçim sıkıntısı çekiyorsunuz ?
Neden Geçmişi yakın zaman diyebileceğimiz (Kendi tarihimizle kıyasladığınızda) bir Kralın ayağına Cumhuru Reisi gönderiyoruz.
Peki neden hakkını arayamıyor susturuluyor yada yok edilme politikası ile hiçe sayılıyorsunuz.
Peki neden hala istihtam oranı yerlerde ?
Neden ? Neden ?
Bu sorulara taraftarı yada ideolojisini savunduğunuz partinizin mensubu yada sempatizanı olarak kendiniz ne cevaplar veriyorsunuz ? Çok merak ediyorum...
Önünüze ne konursa onu tüketiyorsunuz ?
 
bu başörtüsü niye o kadar çok batıyor bazılarına!

bana batıyor mesela .ben atatürkün kurduğu laik cumhuriyette yaşayan bir ülke istiyorum.türk silahlı kuvvetleri bile sözde değil özde atatürkçü olun dedi.ne çabuk unuttunuz.bu sözler atatürk ilke ve inkilaplarına korumak adına değilmiydi.tsk bile türbana karşıyken bende atatürke ve türk silahlı kuvvetlerine destek veren biri olarak karşıyım.mhp akp laikliği kavrayamamış partiler mallesef.bir chp kadar olamıyorsunuz.
 
bana batıyor mesela .ben atatürkün kurduğu laik cumhuriyette yaşayan bir ülke istiyorum.türk silahlı kuvvetleri bile sözde değil özde atatürkçü olun dedi.ne çabuk unuttunuz.bu sözler atatürk ilke ve inkilaplarına korumak adına değilmiydi.tsk bile türbana karşıyken bende atatürke ve türk silahlı kuvvetlerine destek veren biri olarak karşıyım.mhp akp laikliği kavrayamamış partiler mallesef.bir chp kadar olamıyorsunuz.
laik olsan vicdanı ve dini hür olmayı savunursun despotsun .... Atatürk'ün senin desteğine ihtiyacı yok... chpninde kavramadı kendi KAVRAM oluşturdu... bu kavrama artık kimse tamah etmiyor hiç bir ekonomik siyasi politikası yok Türkiyede Atatürk'ü azına sakız alıp dolayan üstünden prim yapan sömüren atatürkçülük kavrmaını içki içmek (içki yasağına karşı çıkmak) , örtünmemek le bir tutan başka hiç bir atatürkçülükle ilgili kavramlardan bahsetmeyen başka parti yok... ki Atatürk hayatı boyunca direkman kimsenin başındaki örtüyle içkinin serbest olmasıyla uğraşmayıp bunu ilke haline getirmemiştir.... bu şekilde halkı birbirine düşman eden ... Atatürk sevgisini örtünenlere aitt görmeyerek halkı mafetmeye çalışan bir ttumdadır oy oranıyla halk gerekli cevabı vermiştir.
 
Başını örten insanlar laikliğe zarar veriyor diyen kişiler yapsında bizde öğrenelim din devlete karışmazken
devlet nasıl bireylerin dini inanışlarına karışabiliyor
 
... din devlete karışmazken
devlet nasıl bireylerin dini inanışlarına karışabiliyor
din devlete karışmıyor mu...din partisi iktidarda daha ne olsun...

anayasa mahkemisi ve avrupa insan hakları mahkemesince türbanın siyasal simge olduğu kabul edildi ve kamusal alanda kullanılması yasaklandı.
 
Suctur!! Avrupa Mahkeme kararı bıle var. Tayıp cıkmıs neler dıyor!! Nerde Yargı bağımsızlığı ve ustunlugu. İşine geldıgı gıbı kıvırmacalar yapıyor ve bızım cahıl halkımızda ona malesef ınanıyor.

Bir kere adama sorarlar, o zaman hrıstıyanlarda Haç Sımgesı ıceren kolye, yuzuk vs. şeyler taksın. Nede olsa Sımge değilmıs ya *******

Buarada "Türban" kelimesinin kokenıne bır baksın Tayıp Amca!! Konusmasına çok dıkkat eder ve genelde Osmanlıca kelıme secer. Türban kelımesı Türkçeye, Fransızcadan gecmedır!! Türban'nın karsılıgıda SIKMA BAŞ tır!! Her şeyı ısıne geldıgı gıbı kullanıyor ohh ne ala!!
 
Geri
Üst