Bir Yudum Edebiyat

Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüyoruz
Gökyüzünün o meşhur maviliğinde . . .


~ Cemal Süreya


 
Yoruldum patron!!!


Yollarda
Yağmurdaki bir serçe kadar
Yalnız olmaktan yoruldum...


"yeşil yol filminden"
 
Karartma yapılmış bir aşk bu, Öpüşmek yasak! Günaydın dokunmak için kilometrelerce yürümem gereken gözlerin! Alkış sesleriyle koştuğum tenin, günaydın! Daha da fazlası yalnızca sevişmek.. Ve ben 24 saat seviyorum adındaki sessizliği... Günaydın elim, kolum, 5 harfsin, 5 gülüş, 5 günsün içimde... Seviyorum...

Zek
 
"Kalmak istemeyen kelimelerin toplandığı bir yer olabilir mi?
Bir kayıp kelimeler krallığı?
Senden kaçan kelimeler, seni nerede bekler?"
 
Günaydın isimlendirilmiş bütün nesneler…
Fabl yöntemine ihtiyaç duyan anlamsız canlılar günaydın.
Günaydın a ile z arasında kalmış harfler.
Tüm işi bugünü geçmiş zamana dönüştürmek olan kipler günaydın.
Günaydın pastoral şiirler…
Edebi bir günaydın bu…
Ve;
Günaydın bir yerler!

Zek
 
Tunaydınnn aykırı cümlelerde anlam yaratan anlamı anlayabılmıs adam..Tunaydın hakıkatı cam vazo gıbı suratımızda parcalayan , gece yarısı tam wc ye gıtmek uzereyken ampulu patlayan yaşlı teyze gıbı gözlerı bırden acılıp fel fecır okuyan , tunaydın sessız kalıp seslerını baska seslerde bulup yazmaktan , haykırmaktan üşenen topluluklar , tunaydın müskinler ve de her daim savaşa isyana hazır rahatsızlar .Sizede hepınıze tunaydınn : d


Ata Kızı : D : ))
 
~

görüyorsun ki
ben çocuk değilim
aşık da değilim
maksadım
güzel söz söylemekten
ibarettir

____Lale Müldür
 
"...Yerimden fırlayarak boynuna sarılmak ve Onu ağlaya ağlaya öpmek için müthiş bir arzu duydum......Bir insanın diğer bir insanı,hemen hemen hiçbir şey yapmadan,bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?......Gözlerimle Onu takip ederek mırıldanıyordum:"Sana teşekkür ederim..Teşekkür ederim!.."
 
Sevgilim.
Bu insanlar,
Bu ayrılık ne tuhaf.
'Sensiz'mişim gibi bakıyorlar yüzüme her gün ''
 
"Evet. Belki de varlıklarından şüphe ettiğim bütün duygular içimde.
Ama onları uyandıracak olanlar ortada yok.
Belki ben de normal bir insanım.
Ama ilgilendiklerim ne bu dünya üzerinde, ne de bu yüzyılda..."
 
" herkes biriydi ve herkes daha çok biri olmak için uğraşıyordu. bir isim etiketi olarak hayata yerleştirmeye çalışıyorlardı kendilerini. önce havalı, sonra mümkünse ürkütücü bir yaka kartına dönüşmeye çabalıyorlardı var güçleriyle. "
 
"ilgi duymuyordum.hiçbir şeye ilgi duymuyordum.nasıl kaçabileceğime dair hiçbir fikrim yoktu.diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa.benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki.bende bir eksiklik vardı belki de.mümkündü.onlardan uzak durmayı istiyordum.gidecek yerim yoktu ama.intihar?tanrım,çaba gerektiriyordu.beş yıl uyumak istiyordum.ama izin vermezlerdi."
 
''herkes anlamlı anlamlı başını sallıyor. duygulanmış gibiler, etkilenmiş gibiler, hüzünlenmiş gibiler. hep gibiler. hiç kendileri olamıyolar. olurlarsa kendilerinden korkuyorlar.''
 
"ben senin hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum, seni geçmişlerinden koparmak istiyorum. yürüdüğün, hareket ettiğin, baktığın, beni izlediğin, boyun eğdiğin ve artık söyleyecek bir şey bulamadığın zaman, kimliğini hiçbir belgeyle yapamayacağın açıklıkla kanıtlamış oluyorsun. kim olabileceğini düşünüp ürperiyorum."
 
Buralardaydım, bakıyordu oralar gözlerimin içine... Günaydın içimdeki sen temsilciliği. Bütün ağır saldırılara rağmen, kimselere teslim etmediğim sevgin günaydın. Günaydın iki kişilik uzlaşmazlıklar. Bir evetle yeniden doğmayı bekleyen çaresizler, günaydın.

Zek
 
'' ...zaten benim için onunla ilgili olmayan bir şey var mı? hangi şey onu bana hatırlatmıyor ki? Şu döşemeye baksam onun yüzünü görüyorum. her bulutta her ağaçta o var... geceleri havayı o dolduruyor, gündüzleri baktığın her şeyde onun hayalini görür gibi oluyorum. sanki her yanımı onun hayali sarmış. alalade erkek, kadın yüzleri, hatta kendi yüzüm bile onunkine benziyormuş gibi geliyor.

Bütün dünya onun da bir zamanlar yaşadığını, benim onu kaybettiğimi gösteren korkunç anılarla dolu )
 
Göz göze gelsek, kör olacaktık.
Konuşsak, sözler bitecekti.
Ve söylenecek bir çift söz kalsın diye, konuşmuyorduk.
Gözlerimizi birbirine değdirmeden, öylece oturalım.
Ve bir bardak demli çayın, insanın yüreğini ısıtan şefkatine sığınıp, susalım.
... Masada çay bardakları,
Ve senin elin olsun.”
 
(Şimdi bir masaldan bir peri
sessizce dinlesin beni, alsın yorgun başımı
alsın cümlemi usulca kalbine koysun.
Benim cümle taşıyacak halim yok.)
 
Yazamadığım şiir,
Söyleyemediğim şarkı,
Dokunamadığım su damlası gibi içimdesin.
Kalbimde sıkışıp kalan hayallerimsin.
Seni bu kadar imkansız yapan,
Belki de hiçbir zaman biz olamadığımızdan.
Ben sana ağır gelmesin diye,
Herşeyi tek başıma yaşadım.
Senin hayal kırıklıkların,
Benim yalnızlığım oldu.
Anlayamadım hiçbir zaman,
Gidişini,gelişini olsun.
Varlığınla benim değildin ama,
Yokluğun peşimi bırakmıyor...


Şiir bana aittir.
 
Çok guzel yazmıssın yüreğine kalemıne saglık : )
 
Geri
Üst