Ve işte bu yüzden... HAYIR!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Mephisto

R€B€L
Katılım
10 Ara 2005
Mesajlar
7,669
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Bir yanda uçan dünya, bir yanda ortaçağda, sen ner
Halis Atış, çarşamba gecesi 23.00’te referandumla ilgili afiş asıyordu. Afiş 30 metre yüksekliğe asılabilsin diye vinç bekliyordu. Günde 16 saat çalıştığı için yorgundu ve İstanbul’da önceki gece kış gibi geçiyordu. Pankart bezine sarınıp yere kıvrıldı. Vinç geldi. Pankartın üzerinden geçti... Çaresizlikten referandum pankartına sarılmış yoksul bir adam ezilerek öldü. İki çocuğu vardı ve 8 kişiye bakıyordu.
Bir yoksul, başka bir yoksulun üzerinden geçti önceki gece, ezerek öldürdü. Muhtemelen biri bir taşeron, öteki başka bir taşeron için çalışıyordu. Muhtemelen ezen de yorgundu en az ezilen kadar. Muhtemelen o da açtı öteki kadar. “Kimse bakmıyor onlara, yoksullar sessizce birbirlerinin hikâyelerini izliyor şehirde” diye yazmıştım önceki günkü gazetede. Yetmezmiş meğer... Meğer “Yoksullar birbirinin katili yapılıyor sessizce” demek de gerekiyormuş, “Yorgun argın birbirlerinin üzerinden geçiyorlar”...

BIRAKMAM
Pankartın üzerinde “Evet” yazıyormuş, malum, AKP’nin referandum reklamları. “Hayır” da yazabilirdi. Yani, “‘Evet’ adam öldürüyor” makamını başkalarına bırakıyorum. Ama bu insanlık cinayetinin taşeronlaşmanın sonucu olduğunu, taşeronlaşmanın AKP’nin elinde bu kadar azgınlaştığı gerçeğini söylemeden bırakmam. Hele “teğet geçen” şu ekonomik krizin bedelinin günde 16 saat çalışan, yine de aç yaşayan Halis’lere ödetildiğini söylemeden hiç bırakmam. Kıdem tazminatı ödememek için her yıl iş akitleri sıfırlanan, buna direnince de Paşabahçe Devlet Hastanesi’nden atılan Türkan Hanım, üniversite harcını ödemek için çalıştığı inşaattan düşerek ölen Edebiyat Fakültesi öğrencisi Ömer... Onları bırakmam.
Ve işte bu yüzden sevgili kardeşim, ben referandumda “HAYIR” demeye karar verdim. Ben “HAYIR” diyorum, size de naçizane tavsiye ediyorum. Çünkü...

MADEM ÖYLE PİSLENELİM!
Boykot edecektim, bu pis kavgaya girmeyeyim dedim. Böyle oluşan bir siyasal zemine “Lanet olsun” dedim. İktidar ve iktidar karşıtları dışında hiçbir kesimin dahil edilmediği bu “darlanmaya” dahil olmayayım dedim. Sadece siyasal olarak değil ahlaken de reddettim bu saçmalığı. Genel seçim havasına sokulan Anayasa değişikliğini aptalca, saçma ve kirli buldum. Nitekim birkaç kanalda ve yazılarda anlattım bu durumu. Bakınız “Bıktık!” başlıklı yazı.
Gel gör ki geçtiğimiz günlerde AKP’nin MKYK üyesi Ayşe Böhürler ile bir canlı yayına katıldık Habertürk’te. Ayşe dedi ki mealen, “Boykotçuların kendilerine göre nedenleri var tabii”. Sonrasında “hayır” oyu verenlere karşı konuştu. Tartışmasına tartıştık. Referandumun 12 Eylül’le hesaplaşma olduğunu savunan biriyle kafa kafaya gelmemiz kaçınılmaz. Hatta bu değişiklikle daha sivil, daha demokratik bir Anayasa’ya kavuşacağımız söylendiğinde... Biz de bir yerde hukukçuyuz, okuma-yazmamız var vesaire, sinirleniyoruz elbette. Fakat tuhaf da bir hava vardı. Sanki boykotçuya “fasulyeden” muamelesi çekiliyor gibi geldi. Fazladan bir şefkat söz konusu. Hani düşman olarak bile adam yerine koymama durumu. Ayşe için söylemiyorum, genel olarak böyle bu.

ENAYİLİK MESELESİ
Sonradan düşündüm. Bu referandum seçim havasına sokuldu mu? Sokuldu. Boykot yaparak eteğimizden silkip kurtulabileceğimiz noktayı geçtik. Görüntü netleşti. İstediğin kadar lanetle, istediğin kadar silk eteğini, zemin bu, ya girersin kavgaya ya tribünden izlersin. Sonradan, “Ay ben tarafsızdım” deyip kurtulunamayacak bir ahlaki sorumluluk da var içinde. Çünkü görüyorsun:
Memleket bildiğin enayi yerine konuyor. 12 Eylül hesaplaşması martavalını alan yürüyor. Paketteki bütün maddeleri beraber referanduma sunmada da nereden baksan bir şantaj, bir tehdit havası var. “HSYK, Avrupa’da da böyle seçiliyor” diyenlerin doğruyu söylemediğini biliyorsun zaten ama bir de Erdal Eren’in hatırasını kullanmak var, mide bulandırıcı. Mideler bulanadursun ama bir de şu Halis’in astığı pankartlardan biri yok mu...
“Yoksulluğa ve işsizliğe karşı Evet” demiyor mu o reklam! Utanmadan, sıkılmadan, ar damarı çatlamış gibi. Sanki Halis’in ölmemesi için HSYK’nın yapısının iktidar partisi lehine değiştirilmesi mecburmuş gibi. Kafamıza silah dayayıp, “HSYK’ya adam sokmamıza izin vermezseniz Halis ölür!” der gibi. “Bizim işimiz HSYK ile, yoksa Ömer’i unutun!” der gibi. “Türkan Hanım elimizde! Gidip evet oyu atmazsanız gerisini siz bilirsiniz” der gibi...

AYAR ÇEKME MECBURİYETİ
Ben bu Allah’ın belası kavgaya girmezdim de onları bırakamam. Düşmanım olan politikalar tarafından düşman olarak ciddiye alınmıyorsam boykot ettiğim için, bırakırım bu temiz pozisyonu, kirlenirim. Kimse bana, “MHP ile aynı noktadasın” zırvasını sıkmasın. Ben de onlara, “Hrant’ın kanına girenlerle, cinayeti savunanlarla, ‘Teröristler sünnetsiz’ diyenlerle aynı yerdesiniz” derim. “Ömer’in, Halis’in kanına girenlerle aynı yerdesiniz” derim. Diyarbakır’da “Kadın çocuk, gereği neyse yapılacak” diyenlerle... Orada da durmam, “Enayi yerine konmaya evet denmez” derim.
Anayasa değişikliğinden sonra neyi ne yapacaklarını ayrıntılarıyla anlatanlar bir kerecik şu 12 Eylül faillerini nasıl yargılayacaklarını niye anlatmadılar? Bunu sorarım. Daha da bin tane cümle kurarım. “Boykotla bu işin içinden sıyrılamayacağımız ortaya çıktı arkadaş!” derim. Yoksulun, açın, işçinin, Kürt çocukların düşmanı beni düşmanı olarak görmüyorsa, onu yeterince sinir etmiyorsam duruşuma ayar çekmem gerekir diye düşünürüm. Hayır çıksa daha demokratik bir ülke olmayacak burası, evet çıksa da. Bari enayi yerine konmayalım derim! Hayır derim, size de tavsiye ederim...


 
Ve işte bu yüzden HAYIR-2

ÖNCEKİ gün akşamüstü saatleri... Yer: Habertürk yazıişleri masası... Bir arkadaşımız “Ben bugünden sonra kesin karar verdim, ‘hayır’ vereceğim” diyor. Nedeni, Melih Gökçek‘in 70 bin kişilik iftarda dağıttığı, üzeri “Evet” yazılı kumanyalar değil. Benim önceki gün yazdığım gibi (http://haberturk. com/yazarlar/548897-ve-iste-buyuzden- hayir) Türkan Hanım, Halis ya da Ömer de değil. “12 Eylül’ü yargılayacağız” yalanının iç bulandıran duygusal ajitasyonu da değil. Enayi yerine konmak değil. “AKP, HSYK’yı ele geçirecek” korkusu da değil. Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın oturduğu villanın fotoğraflarını basmış Sözcü Gazetesi. “Normalde böyle günlerde böyle bir haber bütün internet sitelerinde dolaşırdı” dedi, “Bugün baktım bir sitede bile yok ve daha referandum yapılmadı bile. De ki ‘evet’ çıktı referandumda, demek kimse hiçbir şey konuşamayacak! Ben ‘hayır’ vereceğim arkadaş!”
Dün sabah saatleri... Yer: Kahvaltı masası. Bu laftan hiç haz etmiyorum ama “yandaş medyada” çalışan bir arkadaşım “haber sistemlerini” anlatıyor. Şöyle diyor:
“Trafik sıkıştı diye bile haber yapamıyoruz. Eğer oranın belediyesi AKP’li ise trafik haberi bile yapmak yasak. Belediye CHP’li ise yürü, kim tutar seni!”

Ekranın, muhalefet liderlerinin hiçbirine 2 dakikadan fazla tahammül etmediğini söylüyor, öyle bir panik. Öyle bir sessizleştirme, susturma, yok sayma, sesini kısma telaşı.
Dün öğle saatlerine yaklaşıyoruz... Bir başka sohbet. Sevdiğim dostum Koray Çalışkan ile konuşuyoruz. Bir yandan küçük kızına yumurta yediriyor, bir yandan “Demek hayır diyorsun ha?” diyor sitemle, “Boykot cephesini terk ettin.”
BOYKOTÇU DOSTLARA...
Birbirimize söyleyecek atla deve bir lafımız yok. Ben boykotun neden yapıldığını biliyor ve karşı çıkmıyorum. Nasıl karşı çıkayım? Boykot cephesinin ilk sözcülerinden biriyim. Demişim zaten “Bıktık!” diye, söylemişim “Boykot, siyaseti de aşan ahlaki bir tavırdır” diye. “Ben oynamıyorum” demişim. O benim neden hayır dediğimi önceki gün okumuş, pek karşı çıkacak bir şey yok. Birbirimize karşı “Vay nasıl yaparsın!” diye coşacak değiliz. Benim hayır deme nedenimle onun boykot etmesinin nedeni aynı:
Enayi yerine konmayı kaldıramıyoruz! Yok sayılmayı reddediyoruz...
Ayrıldığımız nokta, buna karşı koyma yöntemimiz. Referandum öncesi son düzlüğe girerken, bizi yok sayan taraf bizi yok olmuş sayıp bundan rahat bir nefes alıyorsa buna karşı bizim de yapacak bir şeyimiz olmalı. Trafik haberinin bile yapılamadığı bir memleketten söz ediyorum. Daha nasıl diyeyim!
“Arlı arından korkar, arsız sanır benden korkar!”

Biz ar’ımızdan korkuyoruz diye arsız keyfine bakıyorsa herhalde ve elbette bizim de elimizden bir şey gelir. Ve maalesef bunun “Hayır” demekten başka yolu kalmadı.
AMED’DEKİ DOSTLARA...
BDP’nin boykot için haklı bir gerekçesi var, amenna! Baştan beri de kararlı tavırlarını sürdürüyorlar. Blok halinde boykot çıkarsa oralardan, bunun bir anlamı olur. Ona da eyvallah! Ama Amed sadece Amed değildir. Amed, bugün bütün şehirlerin kıyılarıdır, dar sokakları, otobüs uğramayan semtleri, vazgeçilmiş çıkmaz sokaklarıdır... Oralarda “evet” verecek olanlar varsa...
Anlıyorum, anlamıyorum değil. Onca zaman beklenmiş Diyarbakır Cezaevi konuşulsun diye, ilk kez konuşuluyor. Onca zaman beklenmiş 4’lerin kendini neden yaktığı, kimlerin kimlerin nasıl yandığı anlatılsın diye. Anlatılıyor şimdi, evet. Evet, şimdi meşhur Joe’yu tanıyor Türkiye, nice yiğidin önünde selam durduğu it! Bunun için de “evet” oyu veriliyor olabilir, evet. Ama işte şunu sormak isterim: İnanıyor musunuz hakikaten?
12 EYLÜLGECESİ NEREDEYDİLER?
Erdal Eren‘
i asmak için kemik yaşını büyütenleri, Uğur Kaymaz‘ın kemik yaşını büyütenlerin yargılayabileceğine? Hakikaten inanıyor musunuz?
Diyarbakır Cezaevi’nde o karanlık günlerde görüş günü nasıl koşturulurdunuz bahçe boyunca düdükle, hatırlıyor musunuz? Bütün bahçeyi koşarak geçerdiniz oğullarınızı görebilmek için, kadın, ihtiyar, Esat Oktay Yıldıran peleriniyle halinize gülerdi. Birkaç ay öncesine kadar aynı hızda koşmadınız mı küçücük çocuklarınızı görmek için demirler arkasında?
Hiç mi kendinize sormuyorsunuz arkadaş? “Ben 12 Eylül gecesi işkencedeydim. Bu ağlayan adamlar neredeydi o gece?” diye. Neredeydiler? Cemse görmüşlüğü var mıdır bu insanların askerlikten önce? Hakikaten... Hiç mi merak edilmiyor mesela? 90’larda yapılan işkencelerin 80’lerdekinden kalır yanı yoktu. 12 Eylül’ü yargılamaya bu kadar gönüllü görünenlerin şimdi sokaklarda dolaşan o işkencecileri neden yargılamadığı. Ve arkadaş, acı bu kadar ucuz değil. Sen daha iyi bilirsin de... Neyse...


 
Memleket bildiğin enayi yerine konuyor. 12 Eylül hesaplaşması martavalını alan yürüyor. Paketteki bütün maddeleri beraber referanduma sunmada da nereden baksan bir şantaj, bir tehdit havası var. “HSYK, Avrupa’da da böyle seçiliyor” diyenlerin doğruyu söylemediğini biliyorsun zaten ama bir de Erdal Eren’in hatırasını kullanmak var, mide bulandırıcı. Mideler bulanadursun ama bir de şu Halis’in astığı pankartlardan biri yok mu...
“Yoksulluğa ve işsizliğe karşı Evet” demiyor mu o reklam! Utanmadan, sıkılmadan, ar damarı çatlamış gibi. Sanki Halis’in ölmemesi için HSYK’nın yapısının iktidar partisi lehine değiştirilmesi mecburmuş gibi. Kafamıza silah dayayıp, “HSYK’ya adam sokmamıza izin vermezseniz Halis ölür!” der gibi. “Bizim işimiz HSYK ile, yoksa Ömer’i unutun!” der gibi. “Türkan Hanım elimizde! Gidip evet oyu atmazsanız gerisini siz bilirsiniz” der gibi...


söylenecek fazla söz yok!
 
Ben bu hesaplaşmayıda anlayabilmiş değilim ..Neyın hesaplasması...Akılları baslarına yenımı gelmış hem..
Yok 12 eylul mus yok darbeymıs..Yahu çok ıyı hatırlıyorum babam , annem anlatırlardı..O zamnlarda mılet dısarı çıkamazmıs .Her tarafta olaylar , öldürülenler..Ana Babalar cocuklarını okula gönderemezlermıs. Ne zaman ki askerıye olaya el koymuş hersey düzene girmiş.Olaylar bitmiş.Askerıyeyı yarası olmayan tüm halk kutlamıs helal olsun demış.( Yanı işlerıne gelmeyen ) Şimdi onca seneden sonra dün ıyı olanlar sımdı kötu olmuş...Siyaset öyle pis bir iştirki her türlü dalavere mevcuttur..Şimdi bunların kötulenmesı sadece bazılarının ıstegıyle ve çalışmalarıyla olmuştur. 12 eylul den şikayet edenler kimler daha çok ? 12 eylul u görmeyenler , yada 12 eylul den faydalanmak isteyenler...

İşlerıne gelınce iyi gelmeyınce kötü...Dün karaladıklarını bugun madalya verıp yağlayıp ballayıp halkın önune sunuyorlar..yada tam tersı...
işlerıne geldıgı gıbı...


Darbe olmasın ... Kım ıster kı darbeyı ? Bende ıstemem..E pekı dıyelım kı ıktıdarda olanlar bu AKP oLUR MHP OLUR CHP olur burda taraf tutmuyorum..dıyelımkı ülkeyı içinden çıkılmaz bır duruma soktular ve bunları ordan ındırmek şart..Ne yapacaksınız darbe olmazsa? Halk mı karsı koyacak bastakılerın gıdısatına..?



İster katılın ister katılmayın...İsteyen istedıgı tarafa çeker anlatmak istedıklerımı ama benim düşüncem budur.Sadece yazmak istedım..
 
Ece Temelkuran'ı kaç defa tartışma programlarında dinledim. Şunu çok net söyleyeyim anayasaya değişikliğini yetersiz de bulsa destekler görünüyordu. Şimdi gelip hayır diyor. Samimiyetsizliği, palavraları, kandırmacaları bu kadar kısa sürede nasıl fark etti, hayret ettim.
 
2002 YILI Asgari ücret 222,000,000.TL
2002 YILI Açlık sınırı 380,000,000.TL
2002 YILI Ekmek Fiyatı 250,000.TL

2010 YILI Asgari Ücret 760,50 TL
2010 YILI Açlık sınırı 702,00 TL
2010 YILI Ekmek Fiyatı 0,60 TL



İŞTE BUNUN İÇİN EVET. Türkiyenin Artık Avrupa ülkeleri gibi yönetilmesini istiyorum. Rejim Kaygısı ile korkutulan halk , Anti demokratik güçlere minnettar olmamalı. Halk kendini yönetecek kimseyi kendisi seçmeli memnun kalmazsa seçimle göndermeli. Demoklesin kılıcı gibi meşru hükümetin başında bir eli silahlı adam olsun istemiyorum. Devletin tüm organlarının Halk'a güvenmesini istiyorum. Halkında Tüm yetkili organlara güvenmesini istiyorum. Bankalar hortumlanmasın istiyorum. İnsanlar kılık kıyafetlerine göre sınıflandırılmasın istiyorum......

... Ve Bütün bunlar için Herkesten EVET vermesini istiyorum.
 
2002 YILI Asgari ücret 222,000,000.TL
2002 YILI Açlık sınırı 380,000,000.TL
2002 YILI Ekmek Fiyatı 250,000.TL

2010 YILI Asgari Ücret 760,50 TL
2010 YILI Açlık sınırı 702,00 TL
2010 YILI Ekmek Fiyatı 0,60 TL



İŞTE BUNUN İÇİN EVET. Türkiyenin Artık Avrupa ülkeleri gibi yönetilmesini istiyorum. Rejim Kaygısı ile korkutulan halk , Anti demokratik güçlere minnettar olmamalı. Halk kendini yönetecek kimseyi kendisi seçmeli memnun kalmazsa seçimle göndermeli. Demoklesin kılıcı gibi meşru hükümetin başında bir eli silahlı adam olsun istemiyorum. Devletin tüm organlarının Halk'a güvenmesini istiyorum. Halkında Tüm yetkili organlara güvenmesini istiyorum. Bankalar hortumlanmasın istiyorum. İnsanlar kılık kıyafetlerine göre sınıflandırılmasın istiyorum......

... Ve Bütün bunlar için Herkesten EVET vermesini istiyorum.

insanları en iyi kandırma yoolu istatistik derler.. Ama senin rakamların kandıramadı beni yav.. Asgari ücret 3 kat artmış.. Buna rağmen açlık sınırı 2kat ekmek fiyatı 2.5 kat artmış.
Pek birşey diyememiş..

Geçende Başbakanın bir konuşmasını dinledim.. KEsin konuşmayayımda.. Dış borç faizimiz bundan önceki koalisyon döneminde yüzde 50 imiş şimdi yüzde 7 lere düşmüş..
Dikkat edin faiz düşmüş.. İste alkışkar oleyler falan... :D Biride çıkıp sormuyor. 8 yıldır iktidarsın sattın sattın kimine göre iyi yaptı kimine göre kötü ama hala faiz ödediğimizden bahsediyorsun.. Niye kapanmıyor borç...?? Yani rakamlar sadece kalabalığı gaza getirmiye yarıyor oda dinlemedikleri için zaten..

AVrupa gibi yönetilsin ama genelde fransa örneğini veriyorlar onlar 2 yıl önce adalet bakanını yargının tarafsızlığına gölge düşürüyor diye kaldırmışlar.. Avrupa böyle değil anlıycanız..

Halk zaten kendi liderini kendi seçiyorda onu denetliyebilecek kurumlarıda liderin kontrolüne verirse onun adı demokrasi olmuyor dikdatörlük oluyor.. Yanii birde şu açıdan bakalım bana yargıya hakim seçme hakkı veriyorlar Allah aşkına ben hukuktan ne anlarım
düz mantık olarak görüşü bana yakın kimse onu seçerim..

İnsanlar kılıkkıyafetine göre sınıflandırılmasın demekde çok büyük bir söz.. Ters tepebilir yarın birgün camiye bile giderken biri kalkıp ben takmayacam başörtüsüne derse.. Şimdi uç bir örnek ama bu hakkı veriyor senin sözün.. Bunu neden söyledim terside olabilir ben karşıyım kadınların o kara çarşaf giymelerine.. Kendi iradeleriyle mi giyiyorlar baskı yörenin ailenin baskısı..Ama meşru kılıyor senin sözün..
 
2002 YILI Asgari ücret 222,000,000.TL
2002 YILI Açlık sınırı 380,000,000.TL
2002 YILI Ekmek Fiyatı 250,000.TL

2010 YILI Asgari Ücret 760,50 TL
2010 YILI Açlık sınırı 702,00 TL
2010 YILI Ekmek Fiyatı 0,60 TL



İŞTE BUNUN İÇİN EVET. Türkiyenin Artık Avrupa ülkeleri gibi yönetilmesini istiyorum. Rejim Kaygısı ile korkutulan halk , Anti demokratik güçlere minnettar olmamalı. Halk kendini yönetecek kimseyi kendisi seçmeli memnun kalmazsa seçimle göndermeli. Demoklesin kılıcı gibi meşru hükümetin başında bir eli silahlı adam olsun istemiyorum. Devletin tüm organlarının Halk'a güvenmesini istiyorum. Halkında Tüm yetkili organlara güvenmesini istiyorum. Bankalar hortumlanmasın istiyorum. İnsanlar kılık kıyafetlerine göre sınıflandırılmasın istiyorum......

... Ve Bütün bunlar için Herkesten EVET vermesini istiyorum.

Batmış yunanistanın asgari ücreti 668 Euro.Her iki lafınızdan biri ekonomimiz yükseldi oluyor.Terörü ne yaptınız diyoruz askerlere iftira atarak aradan sıyrılmaya çalışıyorsunuz.Siz açıldıkça ülke elden gidiyor...Tansu Çiller döneminde enflasyon en kötü zamanımızdı.Dünya sıralamasında sondan 27.dik şimdi ise sondan 17.yiz.Başbakanın meydanlarda söylediğinden farklı geldiyse bunlar, kusura bakma....
 
2002 yılı asgari ücret 222,000,000.tl
2002 yılı açlık sınırı 380,000,000.tl
2002 yılı ekmek fiyatı 250,000.tl

2010 yılı asgari ücret 760,50 tl
2010 yılı açlık sınırı 702,00 tl
2010 yılı ekmek fiyatı 0,60 tl



işte bunun için evet. Türkiyenin artık avrupa ülkeleri gibi yönetilmesini istiyorum. Rejim kaygısı ile korkutulan halk , anti demokratik güçlere minnettar olmamalı. Halk kendini yönetecek kimseyi kendisi seçmeli memnun kalmazsa seçimle göndermeli. Demoklesin kılıcı gibi meşru hükümetin başında bir eli silahlı adam olsun istemiyorum. Devletin tüm organlarının halk'a güvenmesini istiyorum. Halkında tüm yetkili organlara güvenmesini istiyorum. Bankalar hortumlanmasın istiyorum. Insanlar kılık kıyafetlerine göre sınıflandırılmasın istiyorum......

... Ve bütün bunlar için herkesten evet vermesini istiyorum.

kardeş sen şu mizah bölümünde yaz be,

siyasete hiç uymuyorsun,yaşını eleştirmek istemem ama
komiksin,değerlendir bunu :)
 
2002 YILI Asgari ücret 222,000,000.TL
2002 YILI Açlık sınırı 380,000,000.TL
2002 YILI Ekmek Fiyatı 250,000.TL

2010 YILI Asgari Ücret 760,50 TL
2010 YILI Açlık sınırı 702,00 TL
2010 YILI Ekmek Fiyatı 0,60 TL



İŞTE BUNUN İÇİN EVET. Türkiyenin Artık Avrupa ülkeleri gibi yönetilmesini istiyorum. Rejim Kaygısı ile korkutulan halk , Anti demokratik güçlere minnettar olmamalı. Halk kendini yönetecek kimseyi kendisi seçmeli memnun kalmazsa seçimle göndermeli. Demoklesin kılıcı gibi meşru hükümetin başında bir eli silahlı adam olsun istemiyorum. Devletin tüm organlarının Halk'a güvenmesini istiyorum. Halkında Tüm yetkili organlara güvenmesini istiyorum. Bankalar hortumlanmasın istiyorum. İnsanlar kılık kıyafetlerine göre sınıflandırılmasın istiyorum......

... Ve Bütün bunlar için Herkesten EVET vermesini istiyorum.

Şaka mı yapıyorsun ? 2002 yılı ile 2010 yılındaki maaşları karşılaştırmıyorsun gerçekten değil mi ? Fiyat endeksi diye birşey var dünyada ve ayrıca o dönemlerde de kriz vardı hatırlarsan yani doların fiyatının 2 katına çıktığı zamanlar... Senin mantığına göre karşılaştırma yapılsaydı herkesin kapısının önünde BMW'ler , AUDI'ler falan olurdu ya da herkes villalarda otururdu herhalde.
 
insanları en iyi kandırma yoolu istatistik derler.. Ama senin rakamların kandıramadı beni yav.. Asgari ücret 3 kat artmış.. Buna rağmen açlık sınırı 2kat ekmek fiyatı 2.5 kat artmış.
Pek birşey diyememiş..

Geçende Başbakanın bir konuşmasını dinledim.. KEsin konuşmayayımda.. Dış borç faizimiz bundan önceki koalisyon döneminde yüzde 50 imiş şimdi yüzde 7 lere düşmüş..
Dikkat edin faiz düşmüş.. İste alkışkar oleyler falan... :D Biride çıkıp sormuyor. 8 yıldır iktidarsın sattın sattın kimine göre iyi yaptı kimine göre kötü ama hala faiz ödediğimizden bahsediyorsun.. Niye kapanmıyor borç...?? Yani rakamlar sadece kalabalığı gaza getirmiye yarıyor oda dinlemedikleri için zaten..

AVrupa gibi yönetilsin ama genelde fransa örneğini veriyorlar onlar 2 yıl önce adalet bakanını yargının tarafsızlığına gölge düşürüyor diye kaldırmışlar.. Avrupa böyle değil anlıycanız..

Halk zaten kendi liderini kendi seçiyorda onu denetliyebilecek kurumlarıda liderin kontrolüne verirse onun adı demokrasi olmuyor dikdatörlük oluyor.. Yanii birde şu açıdan bakalım bana yargıya hakim seçme hakkı veriyorlar Allah aşkına ben hukuktan ne anlarım
düz mantık olarak görüşü bana yakın kimse onu seçerim..

İnsanlar kılıkkıyafetine göre sınıflandırılmasın demekde çok büyük bir söz.. Ters tepebilir yarın birgün camiye bile giderken biri kalkıp ben takmayacam başörtüsüne derse.. Şimdi uç bir örnek ama bu hakkı veriyor senin sözün.. Bunu neden söyledim terside olabilir ben karşıyım kadınların o kara çarşaf giymelerine.. Kendi iradeleriyle mi giyiyorlar baskı yörenin ailenin baskısı..Ama meşru kılıyor senin sözün..

Kardeş bir çuval lakırdı etmişsin ama alayı lakırdıdan öteye geçmemiş. Sen Rüya mı görüyorsun 2002 den bu yana birşey değişmemiş diye. 2002 yılında asgari ücret ile 880 ekmek alınırken bugün 1265 ekmek alınıyor. Reel olarak Asgari ücretin satınalma gücü % 50 artmış. 2002 yılında açlık sınırı asgari ücretin 1,75 katı iken şimdi bu katsayı 0,92 olmuş yani ibre tersinbe dönmüş. Anlamak için gözlükleri çıkartmak lazım.

Fransa Adalet bakanlığı kaldırıldı demişsin , dehşete kapıldım. Seni nasıl kandırıyorlar böyle. Şu anda Fransada Adalet Bakanı Michèle Alliot-Marie isimli kişi. Hatta bir haber linki de vereyim tescil bakımından.

Fransa Adalet Bakanı ile ilgili haber


Batmış yunanistanın asgari ücreti 668 Euro.Her iki lafınızdan biri ekonomimiz yükseldi oluyor.Terörü ne yaptınız diyoruz askerlere iftira atarak aradan sıyrılmaya çalışıyorsunuz.Siz açıldıkça ülke elden gidiyor...Tansu Çiller döneminde enflasyon en kötü zamanımızdı.Dünya sıralamasında sondan 27.dik şimdi ise sondan 17.yiz.Başbakanın meydanlarda söylediğinden farklı geldiyse bunlar, kusura bakma....

Haklısın Batmış yunanistanı bile yakalamamız yıllarımızı alacak. Ama yanlış kişileri suçluyorsun. Hatırlatırım İşçiye Memura % 70-80 zam verip % 110 enflasyon ile her yıl fakirleştiren ve artık seçim zamanına kadar bile dayanamayıp her seçimi birkeçyıl erkene alan hükümetleri unutmuş gibi görünüyorsun. 27. likten 17. liğe çıkmayı çok kolay sanıyorsun öyle mi. Tabii ya bütün ülkelerin elleri armut topluyor biz ilerlerken.

kardeş sen şu mizah bölümünde yaz be,

siyasete hiç uymuyorsun,yaşını eleştirmek istemem ama
komiksin,değerlendir bunu :)

Ciddi mevzulara ciddi yorumlar yazmak ER kişinin işidir. Altından kalkamayacağı yorumlara komiksin şeklinde cevap yazmak her kişinin işidir.

Şaka mı yapıyorsun ? 2002 yılı ile 2010 yılındaki maaşları karşılaştırmıyorsun gerçekten değil mi ? Fiyat endeksi diye birşey var dünyada ve ayrıca o dönemlerde de kriz vardı hatırlarsan yani doların fiyatının 2 katına çıktığı zamanlar... Senin mantığına göre karşılaştırma yapılsaydı herkesin kapısının önünde BMW'ler , AUDI'ler falan olurdu ya da herkes villalarda otururdu herhalde.

Efe Kardeş kriz 2001 şubatındaydı. İstersen o yıla ait verilere de bak ama benim verdiğim 2002 yılından daha kötü sonuçlar karşına çıkacak. İşte bende onu diyorum. Ortalıkta gezen mercedes BMW ve diğer lüks araçların haddi hesabı yok. istersen onlarla ilgili bir rakamda araştırayım.
 
Kardeş bir çuval lakırdı etmişsin ama alayı lakırdıdan öteye geçmemiş. Sen Rüya mı görüyorsun 2002 den bu yana birşey değişmemiş diye. 2002 yılında asgari ücret ile 880 ekmek alınırken bugün 1265 ekmek alınıyor. Reel olarak Asgari ücretin satınalma gücü % 50 artmış. 2002 yılında açlık sınırı asgari ücretin 1,75 katı iken şimdi bu katsayı 0,92 olmuş yani ibre tersinbe dönmüş. Anlamak için gözlükleri çıkartmak lazım.

Fransa Adalet bakanlığı kaldırıldı demişsin , dehşete kapıldım. Seni nasıl kandırıyorlar böyle. Şu anda Fransada Adalet Bakanı Michèle Alliot-Marie isimli kişi. Hatta bir haber linki de vereyim tescil bakımından.

Fransa Adalet Bakanı ile ilgili haber

İstatistiklerin sende kalsın alım gücü falan. Dur daha yeni başlıyoruz.. bugday ambarı ülkem bugday alımına başlıyacak.. Hayvancılık yok çiftçi kotalardan üretemez oldu.Dünyanın en çok fındık üreticiyiz. Git fındıkı orduya sor..
Etin kilosunu şuraya yazsam dudak uçuklar.. Yok uçuklamadı mı git avrupa ile bir karşılaştır ama kalbine dikkat et..Etin tadını unuttu insanlar..Bilmem ne gribi ile tavuk bitti ülkede birilerinin çocukları yine zengin oldu bu işte..
Sen 200-300 ekmek fazla alıp ordan ekonomi yapıyorsun. Senin tuzun kuru olabilir ama emekli memur kırılıyor açlıktan evine et girmiyor. Kurbandan kurbana...

Adalet bakanını yanlış yazdım ondan haklısın.. Kaldırdı derken yargının üzerindeki etkisini kaldırdı.. Git araştır bakalım fransa da ne cumhurbaşkanının ne de adalet bakanının etkisi var mı? laf karmaşası işiniz..
 
Aklıma gelmişkende yazayım hangi ülkenin hükümeti önlem almak yerine üreticisini tehdit eder.. Dışardan et alımı yaparım diye..

Şimdi Şanlıurfada konuşuyor başbakan.. Adam tek yaptık dediği dubleyol..Ne yolmuş bee... Gerisi peygamberlerle ilgili.. Ver gazı başbakan ver gazı...
 
İstatistiklerin sende kalsın alım gücü falan. Dur daha yeni başlıyoruz.. bugday ambarı ülkem bugday alımına başlıyacak.. Hayvancılık yok çiftçi kotalardan üretemez oldu.Dünyanın en çok fındık üreticiyiz. Git fındıkı orduya sor..
Etin kilosunu şuraya yazsam dudak uçuklar.. Yok uçuklamadı mı git avrupa ile bir karşılaştır ama kalbine dikkat et..Etin tadını unuttu insanlar..Bilmem ne gribi ile tavuk bitti ülkede birilerinin çocukları yine zengin oldu bu işte..
Sen 200-300 ekmek fazla alıp ordan ekonomi yapıyorsun. Senin tuzun kuru olabilir ama emekli memur kırılıyor açlıktan evine et girmiyor. Kurbandan kurbana...

Adalet bakanını yanlış yazdım ondan haklısın.. Kaldırdı derken yargının üzerindeki etkisini kaldırdı.. Git araştır bakalım fransa da ne cumhurbaşkanının ne de adalet bakanının etkisi var mı? laf karmaşası işiniz..

Vay be. Biz hangi ülkede yaşıyoruz da bu senin bahsettiklerini göremiyoruz. Allahtan üçbeş tekel işçisi çıktı buyıl da direnişten falan bahsetti. Yoksa az daha unutacaktık Grevleri direnişleri. Hoş tekel işçisi denilen yaygaracıların ne idüğü sonradan anlaşıldı ama olsun. o eski günleri hatırlamamıza yardımcı oldular , sağolsunlar.

200-300 ekmek alıp ekonomi yapmak derken ciddi olduğunu sanmıyorum. Çünkü hatırlarsan on yıl önce haberlerde bol bol çıkardı bazı insanlar 600 liralık ekmeğe 500 lira vermek için bayat ekmek arayıp 10 tane fırın geziyorlar diye. Etin tadını unutanlar 7,5 liraya malboro sigarası içiyor. 550 lira toki taksidi ödüyor , aylık 628 lira taksitle 2010 model otomobil aldı. Sonrada çıkıp 20 liralık etin pahalı olduğundan bahsediyor. Bu mu kim. adı hakan. okuyorsa kendini bilir.
 
Referandumuda siyaset malzemesi yaptınız ya tamam sizin hakkınızdan sandık gelir artık..Zaten boş konuşuyonuz kim dinliyor ki sizi AKP başa geldiğinden beri ne kadar zayıfladı ki hala aynı gücünü koruyor demekki sizin bu siyaset ritüelleriniz yerini bulmuyor..

Geleceğe yatırım için EVET.
 
ghost(otuzbir) yazıyla yazmak zorunda kaldım çünkü rakamları ya yanlış görüyorsun yada matematik bilmiyorsun..

senin verdiğin rakamlar padişahınızın kendi rakamları .. çık sokağa sor bakalım kim memnun şimdiki ekonomiden ? memnunum diyen varsa yemin ediyorum bidaha ağzımı açmam. sana basit bişi söylüyorum çık sor. bana laf ebeliği yapma sayılarla. altın kaplamalı musluğu olan villanın sayılarıdır o TÜRKİYE'yi padişahın villalarının rakamları sanıyorsan sende sıfır rakamısın onu da bil !

1923 te ne olduğunu sor bi de kendine.

Türksen türklüğünü bileceksin. Mustafa Kemal'in izinden gideceksin. 8 yılda hiç duymadık sizinkinin ağzından MUSTAFA KEMAL ATATÜRK sözünü ne işsiniz siz ?

+ sitede herkes vukuatlarını biliyor fazla kıvırdamamanı öneririm..
 
Vay be. Biz hangi ülkede yaşıyoruz da bu senin bahsettiklerini göremiyoruz. Allahtan üçbeş tekel işçisi çıktı buyıl da direnişten falan bahsetti. Yoksa az daha unutacaktık Grevleri direnişleri. Hoş tekel işçisi denilen yaygaracıların ne idüğü sonradan anlaşıldı ama olsun. o eski günleri hatırlamamıza yardımcı oldular , sağolsunlar.

200-300 ekmek alıp ekonomi yapmak derken ciddi olduğunu sanmıyorum. Çünkü hatırlarsan on yıl önce haberlerde bol bol çıkardı bazı insanlar 600 liralık ekmeğe 500 lira vermek için bayat ekmek arayıp 10 tane fırın geziyorlar diye. Etin tadını unutanlar 7,5 liraya malboro sigarası içiyor. 550 lira toki taksidi ödüyor , aylık 628 lira taksitle 2010 model otomobil aldı. Sonrada çıkıp 20 liralık etin pahalı olduğundan bahsediyor. Bu mu kim. adı hakan. okuyorsa kendini bilir.



Citten siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? Siz herkezi hakan sanıyorsunuz galiba? Hakanın aylık geliri 2.000 lira falan sanırım. Siz 700 lira maaş alan birini hakanla nasıl kıyaslıyorsunuz? 700 lira maaş alan biri zaten en az 300 ünü kiraya veriyor. Kalan 400 le bir ay boyunca çoluğuna çocuğuna bakmaya çalışıyor. Yemeye giyinmeye çalışıyor. Elektiriğini suyunu ödemeye çalışıyor. Evden dışarı çıkamıyor, ailesiyle "insan gibi" gezip tozamıyor, tek sosyali televizyon seyretmek.

Ki eleştirdiğiniz hakanda tabiki ev alacak, araba alacak, sigara içecek, et de yiğecek insan gibi gezip tozacak eylenecek. Siz insanların insan gibi yaşamasına düşmanmısınız? Siz insanların kirada doğup kirada ölmesinimi diliyorsunuz? O sigarayı da 7.5 lira yapan firma değil bizzat hükümettir.

Bizim emeklimiz masraf olmasın diye vapura binip karşıya geçmiyor. Avrupanın emeklisi uçağa atlayıp Antalyada 5 yıldızlı tatil yapıyor. Hangi gelişmeden bahsediyorsunuz siz? 10 yıl öncesine gitmeye gerek yok 2 sene önce Adanada ucuz ekmek izdihamı olmuştu hatırlayın. Bugün ucuz ekmek satsan farksız görüntülermi yaşanacağını sanıyorsunuz? 8 senede ne değişti? Siz sanırım cemaatin cevresinde çok geziyorsunuz. Çünkü tek zenginleşen onlar oldu.
 
Efe Kardeş kriz 2001 şubatındaydı. İstersen o yıla ait verilere de bak ama benim verdiğim 2002 yılından daha kötü sonuçlar karşına çıkacak. İşte bende onu diyorum. Ortalıkta gezen mercedes BMW ve diğer lüks araçların haddi hesabı yok. istersen onlarla ilgili bir rakamda araştırayım.

Evet 2001 krizi fakat bu kriz dediğin olay 1 yılda nasıl bitebilir ? İşyerleri kapanıyor , koca fabrikalar kapanıyor. Hiç 1 yıl sonra " Haydi arkadaşlar kriz bitti tekrar çalışalım " diye açılan fabrika gördün mü ? Yağmur değil ki hemen başlasın hemen bitsin. Zaten krizlerin amacı da birilerinin çok daha zengin olması değil midir ? Yani 2002 ile 2010 kıyaslaması yapacaksan bunu maaşlarla , ya da sigara parası ekmek parası falan bunlarla hiç yapma bence.

Ki eleştirdiğiniz hakanda tabiki ev alacak, araba alacak, sigara içecek, et de yiğecek insan gibi gezip tozacak eylenecek. Siz insanların insan gibi yaşamasına düşmanmısınız? Siz insanların kirada doğup kirada ölmesinimi diliyorsunuz? O sigarayı da 7.5 lira yapan firma değil bizzat hükümettir.

Devletin çok mu paraya ihtiyacı vardı sanki sigara zam yaptılar. Bu tipik sigara bıraktırmak için güdülemektir milleti. Bunların zihniyeti eğlenmeyi de kaldıramaz. İşte rejim değişiklikleri böyle küçük küçük başlar...
 
Ben bu hesaplaşmayıda anlayabilmiş değilim ..Neyın hesaplasması...Akılları baslarına yenımı gelmış hem..
Yok 12 eylul mus yok darbeymıs..Yahu çok ıyı hatırlıyorum babam , annem anlatırlardı..O zamnlarda mılet dısarı çıkamazmıs .Her tarafta olaylar , öldürülenler..Ana Babalar cocuklarını okula gönderemezlermıs. Ne zaman ki askerıye olaya el koymuş hersey düzene girmiş.Olaylar bitmiş.Askerıyeyı yarası olmayan tüm halk kutlamıs helal olsun demış.( Yanı işlerıne gelmeyen ) Şimdi onca seneden sonra dün ıyı olanlar sımdı kötu olmuş...Siyaset öyle pis bir iştirki her türlü dalavere mevcuttur..Şimdi bunların kötulenmesı sadece bazılarının ıstegıyle ve çalışmalarıyla olmuştur. 12 eylul den şikayet edenler kimler daha çok ? 12 eylul u görmeyenler , yada 12 eylul den faydalanmak isteyenler...

İşlerıne gelınce iyi gelmeyınce kötü...Dün karaladıklarını bugun madalya verıp yağlayıp ballayıp halkın önune sunuyorlar..yada tam tersı...
işlerıne geldıgı gıbı...


Darbe olmasın ... Kım ıster kı darbeyı ? Bende ıstemem..E pekı dıyelım kı ıktıdarda olanlar bu AKP oLUR MHP OLUR CHP olur burda taraf tutmuyorum..dıyelımkı ülkeyı içinden çıkılmaz bır duruma soktular ve bunları ordan ındırmek şart..Ne yapacaksınız darbe olmazsa? Halk mı karsı koyacak bastakılerın gıdısatına..?



İster katılın ister katılmayın...İsteyen istedıgı tarafa çeker anlatmak istedıklerımı ama benim düşüncem budur.Sadece yazmak istedım..


Gerçekten askerin darbesini o kadar sevmişsiniz ki hiç beklemiyordum böylesine bir yazı.
İlk öncelikle askerle birlikte bütün sorunlar çözüldü diyorsanız biz o zaman boşuna seçiyoruz bu siyasetçileri.Başa askerler gelsin.Bıraksınlar asli görevlerini siyasete soyunsunlar.Dediğinize göre askerle birlikte bir rahatlama yaşanmış.
Oy da vermeyelim asker istediği gibi at koştursun bu ülkede.Gerçekten bu zihniyeti hiç anlayamadım.

12 eylülden şikayetçiler o zamanı görmeyenler demişsiniz.
O zamanı görenler ne çileler çekmiş pehh.Musin yazıcıoğlu acı mı çekti
yada adı bilinmeyen kim bilir kaç ülkücü ve solcu ?
Sırf dengeler eşitlensin diye idam edilenler ve sizin ''asker geldi ortam rahatladı dediğiniz askerin başı'' tarafından.Kenan evren tarafından daha yaşı 18 bile olmayanlar sallandırıldı
Eğer siz bu ortamı rahatlamış ortam diye görüyorsanız ben size katılamam.
12 eylülü görmüş eski ülkücülerden bana 1 tane hayır diyecek gösteremezsiniz ?

Son satırınızdaki durumlar olursa asker gelir ortamı düzene sokar ve hemen seçim olur.
Kenan Evren şerefsizi gibi canı istediği gibi insaları asıp ve hatta kafasına göre bütün yetkilerin yürütmeye verildiği
daha doğrusu cumhurbaşkanına verildiği bir anayasa çıkararak bacak bacak üstüne atmaz !
Bunları görebildiğinizi umuyorum

Kenan Evren'in zamanında yaptığını anayasayı şimdi Başbakanımız yapsa işte o zaman bazı kesim halk darbe yapar emin olun.
Ama zamanında bunu Evren şerefsizi yapınca ''ortam rahatlamış'' oluyor bu gerçekten çok düşündürücü bir durumdur
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst