Temel Fıkaraları Buraya

yanlış yere açmayın..!!

açılırsa da biz birleştireceğiz..
 
11-) Fadime köy doktoru ile isi pisirir.

Bu durum herkesin diline düsmüstür ama bir tek kocasi Temel habersizdir.

Arkadaslari, 'n'etsek de Dursun'a, karisinin yanlisini anlatsak' derkeen...

Köyün patavatsizi Temel, 'merak etmeyin, ben söylerim' demis.

Aksam, Dursun kahveye gelince, Temel dip köseden seslenmis:

- Dursun yahu! Senin Fadime ne zaman profesör oluyor?

- Ulan dalga mi geçiyon? Benim karim okumayi sökemedi! Profesörlük nerden çikti?

Temel gayet sakin,
-Ne bileyim ben, köyde herkes, 'Fadime doktora veriyor' diyor da!..
 
0-) Temel bir gün haca gitmeye karar verir. Fadime'ye
gelir "hakkini helal et ben hacca gidiyorum" der.
Fadime de "bir sartla der benide götürürsen".
Temel ikna edemez Fadimeyi "tamam gel, o zaman annelerimizle
helalleselim" der. Temel'in annesine giderler "anne hakkini helal et
biz hacca gidiyoruz" der annesi de "bir sartla der benide götürsen".
Temel onuda ikna edemez "tamam" der. Hep birlikte Fadime'nin
annesine giderler. "hakkini helal et biz hacca gidiyoruz" der.
Kayinvalide ayni sekilde "Bir sartla beni götürürsen" der. Temel
çaresiz üçünüde alip hacca gider. Haccin gereklerini yerine
getirler. dönecekleri gün herkes son ibadetlerini ve tövbelerini
yapmak için odalara geçer. Temel odasina giderken annesinin
tövbesini duyar. "Allahim beni affet temelin babasini 4 kez
aldattim". Temel inanmiyorum diyerek odasina dogru yürür. ikinci
odada kayinvalidesinin tövbesini duyar "Allahim beni affet
Fadimenin babasini 8 kez aldattim".
Temel duyduklarina inanamaz. Son odada Fadime'nin
töbesini duyar "Allahim beni affet Temel'i 1 kez aldattim".
Temel büyük bir sok içerisinde odasina kapanir
dizlerinin üstüne çökerek baslar tövbe etmeye:
- Allahim sen onlari bosver esas beni affet senin
huzuruna bu kadar orospuyu getirdigim için..
 
Temel İdris'e:-Ula idris dun ne oldi pileymusun?
-Ne oldi...
-Pizum kari ile tarlada calisirken
pirden bir ayi peydahlandu
-Sonra?
-Yakaladi pizum kariyi...
-Eee?
-Cikardi donuni...
-Yapma ya?
-Basladi mikmeye...
-Sonra?
-Tam o sirada pizum kari osurmazmi
pi utandum pi utandum...
 
Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu :
- Yahu pizum Temel nasil öldi?
- Kalpten cittu, dediler.
- Vasiyetu filan var miydu?
- Var idu. "Beni denize gömün" demis idu.
- Cömdünüz mü?
- Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk...
 
Temel'le Dursun yine iddialaşmaya başlamışlardı. temel dursun'a:
- Ben yüzmetrelik bir platformdan bir bardak suya dalarım. dedi
dursun ise temel'e:
- Dalamazsın lan! dedi.
Dalarsın dalamazsın derken olay iyice vahimleşti, temel sonunda yüz metrelik bir platforma çıktı ve dursun'a:
- Hadi atlıyorum . dedi ve atladı.
Tam bardağın üzerine gelmişti ki dursun şöyle diyerek bardağı çekti:
- GEBER LAN ŞEREFSİZ!!!!
 
aHH TemeL aHH

Temel Şimdi Asansöre binecekmiş

Asansörde 4 kişiliktir yazıyormuş

Temel Diğer 3 kişiyi beklemeye başLamış :eek:
 
temelin makinesi +18

:) Temel ve Dursun, zengin olma hayalleri ile Amerikaya giderler.Central Parkta tam bir sene sonra bulusmak üzere ayrilirlar.Bir sene sonunda kim daha zengin olacak diye anlasirlar.Aradan bir sene gecer.Temel parka gelmis, Dursunu beklemektedir.Birden polis eskortunda bir limuzin yanasir ve icinden Dursun cikar.Temel cok sasirir.
- Ula Tursun, bu ne zengillik da. Nasil yaptin bu kadar parayuu?
- Pir makine yapmisum, icine 5 dolar atayrsun, sana otuzbir cekeyur.
Neyse yine bu ikili bir sene bulusmak üzere ayrilirlar.Bir sene gecer, Dursun yine polis eskortu seklinde limuzinle gelir.Ama bakar Temel henüz ortalikta yok.Derken trafik kapatilir, her yerde ajanlar kosusturur ve gökden bir helikopter parka iner.Icinden Temel cikar.Dursun cok sasirmistir.
-Ula Temel, pir senede nasul penden daha zengin oldun da?
-Pir makine yapmisum ,icine 5 dolar atayrsun,sana otuzbir cekeyur,50 dolar verene kadar malini birakmiyur.
 

-EN TEMIZ TURKLER-
şimdi 3 kişi gümrükten geçiyormuş 1. ingiliz
memur bavulu açmış 7 tane iç çamaşır(don)
memur:vayy nıye 7 tane
ingiliz saymaya başlamış:pzt,salıçarş.perş...dıye 7 gün
neyse 2. fransız geçiyor memur bavulu yıne açıyor bu sefer 8 don
memur:seninki niye 8 tane
fransız:nolur nolmaz 7 gun ama insanlık
sıra temele gelmiş bavulu açmiş bı de ne gorsunn 12 dane don
memur:işte ya en temiz türkler demiş temele sormuş niye 12 dane
temel saymaya başlamış:eek:cak,şubat,mart...:D
nese arkadaşlar ilklfıkra denemem:cool:
 
Padisah birgun bir ferman yayinlayarak o haftaki cuma namazinda orada yasayan herkesin bulunmasini zorunlu kilmis. Dort bir yana haber salinmis ve cuma vakti gelmis. Bizim Temel disinda butun ahali cumaya katilmis. Ertesi gun padisah sadrazami yanina cagirip sormus:

-Dunku cumaya ahaliden katilmayan var mi ?

- Evet efendim, bir kisi katilmadi. Temel.

- Tez getirin o deyyusu karsima

Temel'i bulup yaka paca padisahin huzuruna cikarmislar.Padisah,Temel ve Sadrazam kaldiginda Padisah sormus,

- Soyle bakalim neden gelmedin dunku cuma namazina ?

- Cok onemli bir isim vardi padisahim

- Himmm demek onemli bir isin vardi. Oyleyse sana olmeden once uc dilek dileme hakki taniyorum. Soyle bakalim ilk dilegini.

- Yok padisahim ben en iyisi dilek dilemeyeyim siz beni oldurun.

- Dile lan deyyus cabuk adami cileden cikartma.

- Peki. Eeee sey padisahim. Ben sadrazamin karisina hastayim, madem oyle olmeden once bir yatsam onunla.

Tabi bunu duyan sadrazam olaya siddetle karsi cikmasina ragmen, padisahin "Bosver takma kafana nasil olsa olecek" gibi sozlerinden
sonra istemeye istemeye razi olmus. Ardindan sira ikinci dilege geldiginde Temel de yine ayni naz ve padisahin azarlamasi. Sonunda

Temel ikinci dilegini soylemiş.

- Eeee sey padisahim ben sizin kariniza da hastayim,olmeden once onla da...

- Ne diyorsun lan sen (falan padisah kopurmus)

Tabii bu kez de sadrazam telkinde bulunmus ve Temel Padisahin karisiyla da... Veee sira gelmis ucuncu dilege;

- Soyle bakalim su ucuncu dilegini de bitirelim artik su isi.

- Yok padisahim soylemeyeyim, ilk ikisini soyledim ama bunu nasil soylerim bilmiyorum.

Ilk ikisinden daha kotu ne olabilir ki diye dusunen padisah kizarak

- Oglum soyle bak iskence yaptiririm, soyletirim

- Peki efendim, demis Temel ve devam etmis,

- Ben sadrazamla size de hastayim.

Ardindan kisa bir sessizlik ve Sadrazam :

- Padisahim ben sanki Temel'i namazda gorur gibi oldum. Hatirliyor gibiyim.

Padisah :

- Nasil hatirlamazsin lan essoglu essek yanimda oturuyordu.!


Temel tarikata girmek icin basvurmus. Seyhin karsisina cikarmislar. Temel:

- Seyhim tarikata girmek istiyorum demis.Seyh de :

- Olur, ama 3 hafta karinla yatmayacaksin. demis.Neyse aradan uc hafta gecmis ve temel Seyhin onune tekrar gelmis. Seyh sormus :

- Temel tamam mi ? Sabredebildin mi ? Temel :

- Valla, ilk hafta hic problem yoktu. Ikinci hafta sabrim cok zorlandi. Ama dayandim. Ucuncu hafta bir gun Migros'a gitmistik. Benim kari ust raflardan bir iki paket almaya calisiyordu. Hatunun bacaklari gozukunce icim gitti. Daha sonra paketler yere dustu. Benim kari da paketleri almak icin egilince dayanamadim daldim demis. Seyh de:

- Aaaa olmadi. Simdi biz seni tarikata alamayiz. deyince, Temel :

- Siktiret tarikati bizi artik Migros'a bile almiyolar.
 
'Ula Temel' der, 'Madem, arabanın sokağın hangi tarafına park edileceğini anlamadık, bugün de araba garajda kalsın, boş ver anonsu
BU SÜPERDİ
 
- Valla, ilk hafta hic problem yoktu. Ikinci hafta sabrim cok zorlandi. Ama dayandim. Ucuncu hafta bir gun Migros'a gitmistik. Benim kari ust raflardan bir iki paket almaya calisiyordu. Hatunun bacaklari gozukunce icim gitti. Daha sonra paketler yere dustu. Benim kari da paketleri almak icin egilince dayanamadim daldim demis. Seyh de:

- Aaaa olmadi. Simdi biz seni tarikata alamayiz. deyince, Temel :

- Siktiret tarikati bizi artik Migros'a bile almiyolar.

BU DA ÇOK GÜZEL
 
Temel ve Fadime, emeklilik yıllarında bir dağ evi satın
alıp orada yaşamaya başlamışlar. Ancak dağın başında gazete
filan olmadığı ve Temel de her gün gazete okumak istediği
için; Fadime'yi her gün arabayla kasabaya gönderip, gazete
aldırtırmış. Bir gün bundan artık sıkılan Fadime, bir kerede
10 gazete birden almış; ve Temel'e her gün aynı gazetenin
kopyalarını vermeye başlamış. 5. gün; Temel, Fadime'yi
çağırmış. Oyununun ortaya çıktığından korkan Fadime,
Temel'in yanına gitmiş. Temel konuşmuş:
-"Yahu şu dünyada bazı insanlar hiç akıllanmıyor..."
-"Ne oldu ki Temel'im?"
-"Bak mesela şu herife, 4 gündür uyuşturucu kaçakçılığı
yüzünden tutuklanıyordu; bugün yine tutuklanmış!"
 
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
 
ellerinize sağlık beyler dewamı gelsin:D
 
Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum.
 
Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
-Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim.
Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca:
-Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?
Küçük Temel:
-Alti defa savaştiler öğretmenum.
Hoca:
-Aferin sana Temel, tebrik ederum, der.
Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca:
-Peki say bakalım, demez mi?
Küçük Temel:
-Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti.



Temel'in oğlu küçük Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
-Temel, baban nasıl iyi mi?
Küçük Temel:
-Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi oriya...
Öğretmen şaşkın:
-Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev mahvoldu...
Küçük Temel sakin:
-Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam ağzı açuk uyur...


Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!

Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner...



Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler...
Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
- Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun...
Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
- Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...
 
1 - Temel ve Kraliçe Elizabeth

Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"
 
Geri
Üst