Sevgili günlük,
Yakın bir arkadaşımın babasını ebedi istirahatgâhına uğurladık. 10 yıl aradan sonra ilk defa cenaze merasimine katılıyorum. Allak bullak oldum. Oradaki kalabalığın yerine tanıdıklarımı koydum, aşağı indirilenin de kendim olduğunu farzettim. Tüm tadım tuzum kaçtı, iyi geldi aslında. Bazı gerçekler tokat gibi çarpıldı suratıma. İki metrekare karanlık oda, üç metre bez, birkaç tahta parçası. Beni biraz kendime getirdi. Çok fazla boş işle uğraştığımı, dünyayı çok sevdiğimi farkettim. Halbuki bugün, ömrümden geri kalan günlerin ilki.