Hürriyet'in utanç veren listesi...

ceren48' Alıntı:
Bravo, topyekün saldırıya geçmişsiniz. Seçim boyunca destekleyince iyi, beğenmediğiniz haber olunca kötü. Sizin demokrasi anlayışınız bu kadar galiba? Ben Muğla'dan tedavi için İstanbul'a gittim. Yattığım hastanede (Vakıf Gureba) gördüklerimden utandım. "Burası Türkiye olamaz. Bu insanlar 21.Yüzyılın Türk insanı olamaz" dedim. Allah, kadınlarımıza örtünün demiş (Ziynet yerlerinizi gizleyin). Her taraf burnunun altından topliğneyle yüzünü kapatan karaçarşaflılarla dolmuş. Ayaklarında terlik, ayakları pislik içinde. İbadet eden insanın ayakları temiz olur. Bu sıcakta, karaçarşafın içinde bunalıp, affedersiniz leş gibi kokuyorlar. Bu inanç mıdır? Yoksa, Çarşamba'daki bir hocanın emirlerine körü körüne itaat midir? Sohbet ettiğim hanımların hiç birinin de Kuran'dan, Hadisten, Fıkıhtan haberi yok. Cemaat, tarikat sohbetlerinde anlatılanlara inanıp, ne denirse uygulanıyormuş. Bu insanlara önce dinimizi doğru öğretmek gerekli. Dinimizi öğrendikten sonra kapanacaksa, onun ianancına saygı duymalı. Ama gördüklerimin içinde, hastaneye yakın oturan 25 yaşlarındak bir genç hanımın dışında yeterli bilgisi olan yoktu. Neymiş, mahallelerinde herkes kapanıyormuş, kapanmazsa selam bile vermezlermiş, yardım alamazmış. Bu mu olmalı kapanma gerekçesi?

Hürriye Gazetesi bir haber yapmış diye saldırın bakalım. O Hürriyet Gazetesi, başbakanın çocuklarının 2006'da aldıkları Çamlıca'daki trilyonluk arazileri, villaları elinde tapu fotokopileri olduğu halde tek satır yazmayınca iyi. O gazete, cumhurbaşkanı olmak için direnen sayın Gül'ün TOKİ'den tanesi 1,5 trilyonluk 2 villayı hangi para ile aldığını sormayınca iyi gazete. Gül'ün Kayseri'de küçük bir torna atölyesi olan babasının nasıl olup da İstanbul'un billboardları işini aldığını sormayınca da iyi. Ama eşi türbanlı milletvekilleri ile ilgili haber yapınca kötü. Hakaretin bini bir para.

Ayıptır ayıp. Demokrasi sadece sizin için değil, hepimiz için olmalı. Yargı, işinize gelince iyi, gelmeyince kötü olmamalı. Kimse kimseye baskı yapmadan huzur içinde yaşıyoruz. Yine sorun çıkartıp, ortalığı karıştırmaya kalkmayın. Benim kullandığım başörtüsü başka, sizin siyasi simge haline getirdiğiniz türban başka. Bakın, Irak'taki gelişmeler yüzünden adım adım bölünmeye gidiyoruz. Birlik olmamız gereken zamanda şuydu buydu diye birbirimize kin kusmayalım.

Size son bir sözüm: İyi eğitilmeyen, çalışmayan, üretmeyen toplumların sonu iyi olmaz. Acaba, biz bu tarife uymuyor muyuz?


Ilk once tedavin icin gecmis olsun demek isterim..
Evet haklisin ulkemizde maalesef bazi cahil insanlar var,
cahil olmasalardi "karacarsaf" in Islamiyette yeri
olmadigini, temizligin imandan geldigini bilirlerdi. Ondan
dolayi boyle bir genelleme yapip inanclilara baglaman yanlis.

Ayrica bunun konuyla ilgisini cozemedim, hurriyet gazetesinin
yaptigi utanc verici haberi savunuyorsun ama asil boluculuk
yapan onlar, kalkip insanlari tesetturlu diye ayirmak en buyuk
boluculuk degilmi?, mini etek giyen milletvekili eslerinin isim
listesini verseler hosnut olurmu? tabiki olmaz..saygilar

Magazin'den onun bunun ozel hayatindan baska haber bulamayan zavalli
din dusmanlarinin yaptigi haberler, ama ucuz 5 para etmez..!

YAZIKLAR OLSUN..!
 
eğer teşir edecek bişey arıyorlarsa...
kendi yatak odalarından başlasınlar...

insanı zorla terbiye sınırlarından çıkarıyorlar...
 
nasil bi zihniyettir bu böle..insanlar bir şekilde belirli dönemlerde bu olayi gündeme getirerek nasil bir kar elde etmeyi düsünüyorlar anlamiş değilim ama birşeyi biliyorim ki birileri sırf birşeyleri kariştirmak için bu ve bunun gibi konulari daha çok mansetlere taşiyacaklar...
verdiğin bilgi için teşekkürler kardeş...
 
gerçekten anlamak çok güç. sanırım burada ; eşinizin açık olması modern olmak tam tersi ise gericilik oluyor. şartlı demokrasiyi zaten görmüştükte şartlı hürriyet bu olsa gerek. ne diyelim koskocaman bir yazıklar olsun !!!
 
Hürriyet'in haberine vekillerin isyanı

Hürriyet'in haberine vekillerin isyanı

Eşleri başörtülü olan milletvekillerinin isim listesini manşette yayınlayarak yeni bir skandala imza atan Hürriyet gazetesi, milletvekillerini adeta isyan ettirdi. Vekillerin tepkisi sertti.
73381.jpg

Başörtüsü üzerinden Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmasını engellemeye çalışan çevreler bu defa da eşleri başörtülü olan milletvekillerinin isim listesini yayınlayarak yeni bir skandala imza atmıştı. Hürriyet'e tepki gösteren milletvekilleri, "bu yapılan densizlik, hem de bölücülüktür" dediler.

Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek için her yolu mübah sayan kartel, gelişmelerin istedikleri istikamette olmamasından olsa gerek iyice zıvanadan çıktı. Çankaya’ya eşi başörtülü bir cumhurbaşkanı çıkacak olmasını içini sindiremeyen kartelin amiral gemisi Hürriyet’in, eşleri başörtülü olan vekilleri fişlemesi ve bunu suçmuş gibi lanse etmesi tepkilere neden oldu.

28 Şubat'ın hazırlayıcılarından olan ve fişlemeleriyle ünlü olan Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) faaliyetlerini hatırlatan bu skandala imza atan Hürriyet gazetesine milletvekillerinden tepki geldi.

BÖLÜCÜLÜK YAPIYORLAR

AK Parti Genel Başkan Yrd. Hayati Yazıcı olayı “densizlik ve bölücülük” olarak değerlendirdi. Yazıcı “Eşlerimizin başörtülü olması kimseyi ilgilendirmez, bunlar kasıtlı olarak yapılan girişimlerdir” dedi. Bazı çevrelerin gerginlik peşinde olduğunu belirten Yazıcı, bu tür beklentisi olanların başarıya ulaşamayacaklarını söyledi. AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil de din ve inanç özgürlüğünü tartışmaya açmanın sağlıklı sonuçlar doğurmayacağını vurguladı. “Toplumun böyle bir korkusu ve kaygısı yok” diyen Pakdil, “Farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul etmeliyiz” dedi.

TÜRKİYE BUNLARI AŞMALI

Muş’tan bağımsız olarak milletvekili seçildikten sonra Demokrat Toplum Partisi’ne katılan Sırrı Sakık da Türkiye’nin korkularından sıyrılması gerektiğini belirtti. “Kimse, bir başkasının özel hayatına girme hakkını kendisinde görmemelidir” diyen Sakık, “Türkiye bunları aşmalıdır” dedi.

YAPILAN EDEPSİZLİK

Sivas Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu da bu tür maksatlı haberlerin amacını kışkırtıcılık olarak niteledi. “Eşimin başörtülü olması ne bir imtiyazdır ne de dışlanma sebebidir” diyen Yazıcıoğlu, “Bunu gündeme taşımanın hadsizlik ve edepsizlik olduğunu” söyledi.

KARTEL NE DERSE DESİN!

Eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle ismi Hürriyet’in listesine alınan AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, haberin, 28 Şubat sürecinde deşifre edilen illegal BÇG kafasının ürünü olduğunu söyledi. Bu tür fişleme türünden haberlerle Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı başörtüsü düşmanlığı alevlendirilerek baskı oluşturulmak istendiğini söyleyen Özçelik, “Büyük medya ne derse desin, vatandaş cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül’ü görmek istiyor. AK Parti yönetimi de cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Hürriyet’e değil, halkın sesine kulak verecektir” dedi.

İNKÂR ETSELER DE DERTLERİ BAŞÖRTÜSÜ

Özçelik, Gül’ün cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkanların, eşinin başörtüsü dışında bir mazeret ileri süremediklerine dikkat çekerek, “Temsil noktasında Abdullah Gül, başbakanlık yapmış, dışişleri bakanlığı yapmış, dil bilen, yurtdışında ikili ilişkileri fevkalade iyi ve halkın sevdiği bir siyaset adamı. Diyebiliyorlarsa, ‘Gül’ün ikili ilişkileri şöyle kötü, şu ülkede Türkiye’nin itibarını şöyle zedeledi’ gibi gerekçeler ileri sürsünler. ‘Yok, konu başörtüsü değil’ deseler de açık bir şekilde görülüyor ki dertleri başörtüsüyle. Bir zamanların Marksistleri, komünistleri şimdi tek tüfek Atatürkçü kesildi, ‘laiklik elden gidiyor’ diye millet iradesiyle harp ediyor” diye konuştu.

HÜRRİYET HABERCİLİK YAPMIYOR

Hürriyet’in, ‘eşi başörtülü vekil’ listesinde adı geçen MHP Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul, Hürriyet’in haberini ciddiyetsiz bulduğunu dile getirirken, MHP Kütahya Milletvekili Âlim Işık da, “Eşim 30 yıldır başını örtüyor. İnancı gereği başını örtmesi en temel hakkıdır. Haber değeri olmayan meselenin manşete taşınmasının bir anlamı ve değeri yoktur. Bu habercilik değil” şeklinde tepki gösterdi.

GAZETECİLİK DEĞİL AJANLIK YAPIYORLAR

DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici ise, Hürriyet’in haberini başörtülü ve başörtüsüzler arasında ayrımcılık olduğunu dile getirerek, haberi provokatif bir tavır olarak niteledi. Binici şöyle konuştu: “Utanmasalar neredeyse evimize girecekler. Benim eşimin başörtüsünü haber konusu yapmaya kimin ne hakkı var. Bu yapılan gazetecilik değil, ahlaksızlıktır. Bana sorup eşimin başının kapalı olduğunu öğrenmediklerine göre ajan gibi çalışıp fişleme yapıyorlar, utanç verici bir durum.”

YILDIRIM: LİSTE UTANÇ VERİCİ

Listede eşi çarşaflı gösterilen AK Parti Sakarya milletvekili Recep Yıldırım, haberi görünce çok büyük bir üzüntü duyduğunu ve bu tavrı utanç verici olarak değerlendirdiğini belirtti.

Bu haberle ayrımcılık yapıldığını ifade eden Yıldırım, "Bu çağda, demokrasi için mücadele verildiği bu ortamda, bütün insan hak ve hürriyetlerine aykırı olarak ele alınmış bu haber sebebiyle çok büyük bir üzüntü içerisindeyim. Bizim ve eşlerimizin birer suçlu gibi liste yayınlanması çok acı ve utanç verici bir olaydır. Böyle bir habere hiç gerek yoktu. Bir kez daha demokrasi ile yönetilen bir ülke olarak dünyayı kendimize güldürmeyi başardık" dedi.

Artık milletin inancı ve kişisel tercihi olan konulardan herkesin elini çekmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, bu haberin cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yayınlanmasının da manidar olduğunu vurguladı.

Eşinin örtüsüne saygı duyduğunu ifade eden Yıldırım, hukukçularla görüşerek, ayrımcılık yapan bu habere dava açabileceklerini kaydetti.

'Eşimize değil, işimize baksınlar'

Meclis Başkanlığı seçim sürecinden bu yana sürekli olarak "eşinin başı açık olmasıyla" öne çıkartılan yeni Başkan Köksal Toptan da bu duruma adeta isyan etti.

“Ben Meclis Başkanlığı görevinin gereklerine ne kadar uygunum?.. Daha önceki görevlerimde nasıl bir performans sergilemişim, bu performansım görevimi hakkıyla yerine getireceğim konusunda neler vaat ediyor? Birikimlerim, azmim, çabam bunlar bir kenara bırakılır da salt eşim üzerinden bir tartışma yürütülürse gerçekten üzülürüm. Ve üzülüyorum. Simgelerle değil, icraatlarımızla değerlendirelim. Başarı, liyakat öne alınsın. Eşlerin kılık kıyafetleri ile bizim göstereceğimiz performansın alâkası ne?..”
Toptan, Abdullah Gül’ün adaylığı ile ilgili olarak şunları söyledi: “Ben, artık Meclis Başkanı’yım. Konumum itibarı ile adaylığı sözkonusu olanlardan herhangi biri hakkında değerlendirmede bulunmam elbette doğru olmaz. Ancak, şu kadarını söyleyebilirim ki, Sayın Gül’ün liyakatının, devlet adamlığının değil de, eşinin kılık kıyafetinin öne çıkartılması son derece yanlıştır. Türkiye bu tartışmaları aşmalıdır. Ancak maalesef birileri sürekli olarak farklı kıyafet tercihlerine sahip eşlerin durumlarını öne çıkartıyor. Bu durum da bizi elbette çok üzüyor.”

Toptan, “Siz eşinizin başının açık olmasıyla, Sayın Gül de kapalı olmasıyla gündeme taşınıyorsunuz. Asimetrik olarak aynı mağduriyeti yaşıyorsunuz, katılır mısınız?” şeklindeki soruya şu karşılığı verdi: “Maalesef, böyle bir durum var. Ülkemde, bu tür ideolojik ve verimsiz yaklaşımlar yerine, her makam için liyakata, ideolojik birikime bakılsa. Kişilerin bütün birikimleri arka plana itilmese… Maalesef, ‘Eşi başı açık olduğu için Meclis Başkanı oldu’ denince… Üzülüyoruz.”

73382.jpg




Vakit
 
Ben küçükken babam hep haber ağırlıklı gazeteler okurdu bende bundan hoşlanmazdım dier magazin agırlıklı ve eglenceli gazeteler dururken bu adam nie bu gazeteleri okur die kendi kendime sorardım

Babam bir kere daha haklı çıktı
 
Bundan sonra RTE emriyle birlikte hürriyeti alır eline mutlu olursunuz ondan sonra istediğinzi yazar.Artık okuncak gazete kalmadı.
 
böyle bir ortaçağ zihniyetinin utanç dolu tablosunu gözler önüne serdiğiniz için teşekkür ediyorum. herkes gerçekleri yavaş yavaş görüyor. özgürlükler ülkesinin! özğür (hürriyet) gazetesi bunu haber yaparsa gerisini varın siz düşünün. yazık
 
Bu gazeteyi alanlar destekleyenler sahip çıkanlar bu haberler yazılması için
oradalar.. Onlar için gayet doğal. Kendilerini daha çok belli ediyorlar.
her geçen gün İsrail ortağı Doğan grubunun ne olduğu daha iyi
anlaşılıyor!
 
valla haberleri hiç prim yapmıyordu zaten.. böyle de olunca dahada batmışlar :)
 
Aslında söylenecek o kadar çok şey var ki ama söyleyip onların seviyesine inmemeliyiz türbanlı da olsalar bu ülkenin vatandaşları değiller mi ama bu haberi yapanların (ve onlar gibilerinin) gözleri kör olmuş bu resmi onlara bin defa göstersek bile anlayamıycaklar >>> resim : http://img529.imageshack.us/img529/7977/cumhuriyetlc7.jpg

kısacası yazıklaaaarrr olsuuunnn !!!

ceren48' Alıntı:
Bravo, topyekün saldırıya geçmişsiniz. Seçim boyunca destekleyince iyi, beğenmediğiniz haber olunca kötü. Sizin demokrasi anlayışınız bu kadar galiba? Ben Muğla'dan tedavi için İstanbul'a gittim. Yattığım hastanede (Vakıf Gureba) gördüklerimden utandım. "Burası Türkiye olamaz. Bu insanlar 21.Yüzyılın Türk insanı olamaz" dedim. Allah, kadınlarımıza örtünün demiş (Ziynet yerlerinizi gizleyin). Her taraf burnunun altından topliğneyle yüzünü kapatan karaçarşaflılarla dolmuş. Ayaklarında terlik, ayakları pislik içinde. İbadet eden insanın ayakları temiz olur. Bu sıcakta, karaçarşafın içinde bunalıp, affedersiniz leş gibi kokuyorlar. Bu inanç mıdır? Yoksa, Çarşamba'daki bir hocanın emirlerine körü körüne itaat midir? Sohbet ettiğim hanımların hiç birinin de Kuran'dan, Hadisten, Fıkıhtan haberi yok. Cemaat, tarikat sohbetlerinde anlatılanlara inanıp, ne denirse uygulanıyormuş. Bu insanlara önce dinimizi doğru öğretmek gerekli. Dinimizi öğrendikten sonra kapanacaksa, onun ianancına saygı duymalı. Ama gördüklerimin içinde, hastaneye yakın oturan 25 yaşlarındak bir genç hanımın dışında yeterli bilgisi olan yoktu. Neymiş, mahallelerinde herkes kapanıyormuş, kapanmazsa selam bile vermezlermiş, yardım alamazmış. Bu mu olmalı kapanma gerekçesi?

Sen de mi at gözlüğüyle bakanlardansın kardeşim çevrende başka türbanlı insanlar görmüyomusun eli yüzü düzgün hey allahım ne diyim ben sana herkez senin bildiğin gibi değil
 
Hürriyet gazetesi bir tespit yapmış.tabi bir ucundan tutup konuyu bir diğer tarafa çekerseniz bu tespit bu hale gelir.
haber şöyle olsaydı
"Eşi başörtüsüz olan vekillerin sayısında azalma oldu" o zaman kim çıkıp birşeyler diyecekti acaba???

ve

Hiçbir milletvekilinin veyahutta gündemde olan kişilerin eşinin başörtüsü Hürriyet dahil kimseyi ilgilendirmez.Zaten Hürriyet gazetesi de bu birilerini ilgilendiriyor diye yapmamış bu haberi.Olay sadece basit bir tespittir.Ülkede yaratılmaya çalışılan iki kutuplu kesimin her iki tarafının da bu tür haberlerden rahatsız olması doğaldır.Ancak haberde yakalamayan içe saklanan nokta şudur: hangi tarafta durduğu önemli değil,Hürriyet gazetesi iki kutuplu toplum düzeninin yaratılmasına alet olmaktadır.

İçten gelen bi soru
peki biz Hürriyet yerine hangi gazeteyi okumalıyız???
a)Yeni Şafak
b)Vakit
c)Zaman
d)Radikal
e)Cumhuriyet
f)Yeniçağ
g)Milliyet
h)Evrensel
ı)Posta
j)Akşam
k)Sözcü
l)Vatan
......
z)Hiç çekinmeden Hürriyette dahil yerel gazeteler dahil hepsi okunmalı.Okuyalım ki farklı görüşler hakkında bilgimiz olsun.Günlük 1 saatimizi (sabah 7-8 arası) farklı düşünceleri,ülkemizi ve dünyayı ayırmaya çalışmak çok zor değil sanırım.

birde kısaca eklemek isterim
Başka gazeteleri karalayarak,hedef gösterek prim yapacağını sanan gazeteler fazla satamazlar.
 
ALINTIDIR...

Gregorius’un 1821 yılında Rus Çarına yazdığı mektuptan bazı bölümler.

" Türkler’i maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Türkler Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetlidir .Gayet mağrurdurlar ve izzet-i iman sahibidirler .Bu hasletleri ,dinlerine bağlılıklarından kadere rıza göstermelerinden ,ananelerinin kuvvetinden ,padişahlarına (Devlet adamlarına, büyüklerine) olan itaat duygularından gelmektedir.

Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Onların bütün meziyetleri ,hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından ,ahlaklarının sağlamlığından gelmektedir. Türkler’de evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını parçalamak ,dini sağlamlığını zayıflatmak icap eder. Bunun da en kısa yolu ,milli geleneklerine ve maneviyatlarına uymayan harici fikirler ve hareketlere alıştırmaktır.

Maneviyatları sarsıldığı gün Türkler’in kendilerinden şeklen çok güçlü ,kalabalık kuvvetler önünde zafere götüren asıl kuvvetleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple Osmanlı Devleti’ni tasfiye için mücerred olarak harp meydanlarındaki zaferler kafi değildir. Yapılacak olan; Türkler’e bir şey hissettirmeden ,bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır. "


Dipnot : Tabiiki bu iş için şimdi hainleri de kullanıyolar. Magazin programları, futbolla yatırıp futbolla kaldırma, fuhuş, saçma sapan diziler, boşanmaların teşvik edilmesi, laik-antilaik tartışmaları, alevi-sünni tartışmaları...... liste uzun..
 
İlginçtür ki dün emin çölaşan hiçbir bilgi verilmeksizin tatile yollandı ve susturuldu.Sokakta kemara kime çevrilse bu konuda emin çölaşan kötü yatı iyi odlu dğeil böyleleri oldukça hiçbirşey ilerlemez dendi.(üstelik bu haberi bir doğan medya grubu kanalında izledim).Kısacası bazılarına bu tesbit battı! emin çölaşan nazik bir yolla susturuldu,kovuldu.Hatırladığım kadarıyla iki gün önce bazılarınız çıkıp bu insan hakkı ihlalidir bizi teşhir ediyorlar nerde eşitlik bize saldırılıyor deyip nutuk atmıştınız şimdi niye çıkıp hiçbirniz emin çölaşan susturulması bu ülkedeki kendini koruyucu gören kimilerinin cahilliğidir demiyor niye sizler her konuda demokrasi eşitlik nutukları atarken emin çölaşanın susturulmasına eleştiri yapmıyorsunuz? Nerde sizin eşitlik , insan hakkı söylemleriniz?
 
leke900' Alıntı:
İlginçtür ki dün emin çölaşan hiçbir bilgi verilmeksizin tatile yollandı ve susturuldu.Sokakta kemara kime çevrilse bu konuda emin çölaşan kötü yatı iyi odlu dğeil böyleleri oldukça hiçbirşey ilerlemez dendi.(üstelik bu haberi bir doğan medya grubu kanalında izledim).Kısacası bazılarına bu tesbit battı! emin çölaşan nazik bir yolla susturuldu,kovuldu.Hatırladığım kadarıyla iki gün önce bazılarınız çıkıp bu insan hakkı ihlalidir bizi teşhir ediyorlar nerde eşitlik bize saldırılıyor deyip nutuk atmıştınız şimdi niye çıkıp hiçbirniz emin çölaşan susturulması bu ülkedeki kendini koruyucu gören kimilerinin cahilliğidir demiyor niye sizler her konuda demokrasi eşitlik nutukları atarken emin çölaşanın susturulmasına eleştiri yapmıyorsunuz? Nerde sizin eşitlik , insan hakkı söylemleriniz?

Bu kırmızıyla işaretlediğim yerde "doğan medya grubunda" izlemiştim yazmışın.Arkadaşım Türkiye 'de bu doğan grubu kadar sansürlü yayın yapan bir organ daha var mı ?

Bakın geçenlerde "doğan yayın grubunun" bir kanalında şu petrol ile ilgili yasayla ana haberde küçücük bir haber yaptılar işte yasa mecliste onaylandı fakat cumhurbaşkanı sezer kabul etmedi filan diye..hemen geçiştirdiler anlıyacağınız..sonradan araştırdım ki o petrol yasasında Türkiyyede petrollerin işletme hakkının %99 yabancı şirketlere veriliyomuş ve Türkiyeye hiç ham petrol kalmıyomuş..Bu yasa yanlız böyle ifade edilmiyor işte neden kabul edilmedi,süreci nedir,maddeleri nedir diye sorgulanmıyor..

şimdi ana haber sonlarına doğru bu " doğan medya grubunun" kanallarında biliyorsunuz işte yok tatil fiyatları ucuzladı yok işte zayıflama bilmem ne gibi bahanelerle Türk Aile yapısına uymayan bir takım görüntüler yayınlanıyor.Bunlar sence bazı yazarlarımızın dediği gibi satılık medyanıngöstergeleri değil mi ?

Konuyu fazla dağıtmak istemiyorum,bu kadar söz yeter umarım.İyi forumlar
 
Bugün Hürriyet ten Ertuğrul Özkök konuyla ilgili "cevap" niteliğinde bir yazı yazmış
konuya yorum yazan veya yazmayı düşünen herkesin okumasını tavsiye ederim


Ertuğrul Özkök

10b.jpg


Fişlediğim kadınlar


ŞUNU bir kere daha gördüm ki, ideolojiler insanın gözünü kör etti mi, ortada ne meslek kalıyor, ne izan.

Günlerdir Doğan Haber Ajansı ve Hürriyet istihbaratındaki arkadaşlarımı kutluyorum.

Çok güzel bir araştırmacı gazetecilik yaptılar.

Türkiye’de en çok tartışılan konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne nasıl yansıdığını ortaya çıkardılar.

Meclis’e giren milletvekillerinin kaçının eşi türbanlı, kaçının açık, onu buldular.

Geçen döneme göre türbanlı eş sayısında azalma mı yoksa çoğalma mı var, araştırdılar.

Yani siyaset sosyolojisi açısından çarpıcı bir tabloyu önümüze koydular.

Böyle bir çalışma karşısında ne yapılır?

Onu yapan insanlar kutlanır değil mi?

Ama bakın AKP yanlısı basında bu güzel çaba nasıl değerlendiriliyor?

* * *

Meğer biz ne yapmışız biliyor musunuz?

Türbanlı milletvekili eşlerini fişlemişiz.

Yanlış okumadınız, fişlemişiz.

İlk bir iki yazıyı "Saçmalamışlar" deyip geçiştirdim.

Onları es geçtim, ama ciddiye aldığım bazı yazarlar da işe girince, çok şaşırdım.

Allah aşkına bu ne biçim bir değerlendirmedir? Ne komplekstir.

* * *

O yüzden bugün küçük bir test yapmaya karar verdim.

Bu arkadaşlarımıza bazı sorular soracağım.

Belki cevaplarını alınca, ben de "yediğim haltın" ne olduğunu anlamış olurum.

Benim bildiğim fişleme, gizli bazı şeyleri ortaya çıkarmak için yapılır.

Milletvekillerinin türbanlı eşleri, gizli bir şey mi yapıyor da onları fişlemiş oluyoruz?

Bu insanlar hiç mi sokağa çıkmazlar?

Çarşıya pazara, sinemaya hiç mi gitmezler?

Eşi dostu yok mudur?

Milletvekillerinin eşleri gizli örgüt üyesi, biz de onları "deşifre eden", "fişleyen" istihbarat örgütüyüz öyle mi?

Hani onlar bu toplumun başını örten yüzde 60’ıydı?

Eğer öyleyse, asıl soruma geçebilirim.

* * *

Eğer türbanlı milletvekili eşleri, "fişlenecek", "deşifre edilecek", "saklanacak" kişilerse, o zaman "Çankaya’ya türbanlı eş olmaz" diyen insanlara niye kızıyorsunuz?

Yine yanlış anlamayın.

Ben, "Olmaz" demiyorum.

Siz türbanlı eşleri böyle görüyorsunuz.

Günlerden beri o köşede bu köşede durmadan Hürriyet’i "türban fişçisi" gibi yerden yere vuruyorsunuz.

Bu konuda asla kendimi savunmaya kalkmam.

Bu tür saçma sapan yorumlar ve ona bağlı eleştiriler bir kulağıma bile girmez ki ötekinden çıksın.

Biz fevkalade güzel bir sosyolojik analiz yaptık.

Meclis’te eşi türbanlı milletvekili sayısının azaldığını ortaya koyduk.

Bunun adı sosyolojik tahlildir.

Araştırmacı gazetecilik diye bir şey varsa, işte tam da budur.

Sizlere tavsiyem, tembellik yapacağınıza, yaratıcılıktan yoksun gazetecilikte ayak sürteceğinize, biraz böyle işlere girin.

Bunu bizim değil, sizin yapmanız gerekirdi.

* * *

Son tavsiyem de şu.

Artık üzerinizden bu türban kompleksini de atın.

Siz kendinizi "zenci" olarak görmezseniz, başkaları da görmez.

Bakın Çankaya’ya türbanlı bir "first leydi" çıkıyor.

Şimdi onun adını yazdığımız zaman, fişlemiş mi olacağız?

Bu mantıkla Emine Hanım’ın hiç resmini basmayacak mıyız?

Bakanların fotoğraflarını yayınlarken, yanlarındaki eşlerini kesip de mi kullanacağız?

Allah aşkına biraz mantık, biraz izan, biraz da kendine güven...
 
üslubumuza dikkat edelim lütfen..
 
Medyanın yüz karası kağıt parçası paçavra
Bu paçavranın maksatı huzur ve refahı engellemek
 
Dogan grubunu ve Aydın Dogan'ı sırf çıkarları ugruna hareket edip,yayın organlarını yönlendirmeye çalışmasından dolayı hiç sevmem.Daha yeni seçim öncesi petrol ofisinin vergi cezasının başbakanla görüşmesi ardından affedilmesi ve iktidarın Emin Çölaşan'ın kellesini istemesi ve bu emrin yerine getirmesi nedeniylede Hürriyet'ten igrendim.Nerde kaldı basın özgürlügü.Hürriyeti sevmemekle birlikte bu yaptıgı başörtüsü(Türban deniliyor bence yanlış) haberini yadırgayıp tepki gösterenleride ben yadırgıyorum.Hani laf başı gelince diyoruz ki "%99'u Müslüman bir ülke" diye ve Müslüman bir ülkede eger örtünmek bir erdemse, neden tepki verilir?Hiç anlayamam.Başörtüsü örtmek ,yüz kızartıcı bir suçmudur ki tepki verilsin.Müslüman bir ülkedeyiz ve özgür iradesiyle örtünenlere saygımız vardır üstelik basınında bu haberiyle bir saygısızlıgı yoktur ve onlar her konuda özgürce haber yapabilmelidirler ki normal olan budur.Asıl korkulması ve tepki verilmesi gereken basının, İktidar tarafından bir şekilde sindirilerek susturulmasıdır ki şahsi inancım bu yöndedir.Bizler toplum olarak okumayı,araştırmayı sevmeyiz.Okumayız ama bildigimiz sandıgımız yanlışı bile başkalarına dikte etmeyi aksine çok severiz.Yukarıda bir arkadaşım,Hürriyet gazetesi hakkındaki, benimkine benzer bir yorumunda "şu şu yolsuzlukları neden gündeme getirmez"şeklindeki eleştirisine "zenginin malı zügürdün çenesi" gibi,söz konusu başörtüsü olunca tepki bile verilmemesi gereken bir habere tepki verirlerken,yolsuzluk olabilecek bir konuya bile tepkisizl kalanların oldugu müddetçe, bu ülke iyiye gitmez ve bölünür.Sanki "benim hırsızım iyidir" yarışı yapıyoruz.Müslüman geçiniriz ama toplumda hırsızlık almış yürümüş ve hırsıza saygı duyar olmuşuz...
 
Geri
Üst