Fetullah Gülen’in Atatürk Düşmanlığı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
ya sevgili gençler böyle birbirinize laf yetiştirip duruyosunuzda, neden ortak bir çözüm bulamıyorsunuz, hepiniz belli bir yaşa gelmişsiniz, idrak yeteneğiniz, çözümleme yeteneğiniz var, kendi görüşlerini çok iyi savunanlarda var, ayrıca haksızlığa karşı koyanda var, bunları görmek güzel de, neden orta yol bulamıyorsunuz.
yani ne bileyim inanç, demokrasi ve laiklik neden bir arada gitmesin, çelişmek zorundamı bu kavramlar (ki bence en olmaması gereken durum, bunlar bir arada varsa yaşarlar, yoksa ayrı ayrı olamazlar, kafanızda modeller kurun düşünün veya dünyadaki çeşitli örneklere bakın)
söz sahibi önde gelen kişiler bunu yapamıyor
bari siz yapın
şu hale bakın, ülke ne hale geldi,
tartışmanın haddi hesabı yok ama ortada ne bir çözüm var ne de uzlaşı
bu gerçekten tartışılmadığını aksine muhtelif bir iç çatışmanın ayak sesleri gibi geliyo bana :(
uyanın
çok büyük tehlikeler var kapımızda
 
ya sevgili gençler böyle birbirinize laf yetiştirip duruyosunuzda, neden ortak bir çözüm bulamıyorsunuz, hepiniz belli bir yaşa gelmişsiniz, idrak yeteneğiniz, çözümleme yeteneğiniz var, kendi görüşlerini çok iyi savunanlarda var, ayrıca haksızlığa karşı koyanda var, bunları görmek güzel de, neden orta yol bulamıyorsunuz.
yani ne bileyim inanç, demokrasi ve laiklik neden bir arada gitmesin, çelişmek zorundamı bu kavramlar (ki bence en olmaması gereken durum, bunlar bir arada varsa yaşarlar, yoksa ayrı ayrı olamazlar, kafanızda modeller kurun düşünün veya dünyadaki çeşitli örneklere bakın)
söz sahibi önde gelen kişiler bunu yapamıyor
bari siz yapın
şu hale bakın, ülke ne hale geldi,
tartışmanın haddi hesabı yok ama ortada ne bir çözüm var ne de uzlaşı
bu gerçekten tartışılmadığını aksine muhtelif bir iç çatışmanın ayak sesleri gibi geliyo bana :(
uyanın
çok büyük tehlikeler var kapımızda


tehlike sözün bittiği yerde başlar.....sözün bittiği yerde zalimlik başlar dayatma başlar


düşünmek,tartışmak, araştırmak,sorgulamak, doğruları bulmaya çalışmak güzel olgulardır ve her zaman teşvik edilmelidir
 
ama doğruları bulamıyorlar
yukarıdaki onca mesaja bak bi

Aklıma gelmişken
Ne İslam Fethullah Gülen veya nurculuktur, ne de Ben Atatürkçüyüm deyip İslam a laf eden Atatürkçüdür.

Sahip olduğunuzu sandığınız görüşleriniz, ideolojiniz ya da her neyse başka bir görüşü tümden reddediyor veya hakaret etmenizi gerektiriyorsa ya görüşünüzde ya da sizde bir sorun vardır.

objektif olup size en zıt görüşü bile anlayışla karşılamalısınız. çünkü bu dünya da kimin var olup olmayacağına siz karar veremezsiniz
 
Bazılarının yazdıklarını okuyunca sinirleniyorum ama bir o okadar da üzülüyorum. Kimi tüm kainatı yaratan, insanı yaratan en büyük bilim adamlarının bile ' Bu Tanrı dan başka kimse yapamaz insan dehası kaldıramaz' dediği Allah'ın bize bu size hayat boyu yeter dediği rehberimiz Kuran ı Kerim in ayetlerini kendi aklınca sorguluyor. Yalanlıyor. Kimi Kendini Allah yoluna adamış Allah dostlarını karalıyor. Ne yazık. Peki ne için ? Mahşer deyince ölüm deyince '' amaaan '' diyen insanlar. Yazık ne diyim. Koymuşlar anasayfaya Bediüzzaman ı Fethullah Gülen karalamaya çalışıyorlar.

Kimdir bediüzzaman ? asrın son mücedditi. Atatürkün bile dehasına hayran kalıp meclise aldığı Bediüzzaman. ona '' Okullarda resim heykel dine aykırımıdır '' diye sorduğu bediüzzaman. bunlarıda yazsanıza. Peygamberden sonra gelecek 100 senede bir halka dini öğreteck insanların ilkidir. Kanıtmı istiyorsunuz. ( Tüm halkın gördüğü ) Bir ülkeden diğerine yaya 3 saatte yolculuğu. Askerler elini kelepçelediğinde abdest almam lazım deyip askerler görevdeyiz açamayız deyince besemele çekip birden kelepçelerin çözüldüğü. askerlerinde bu adam büyücü deyip kaçtıkları adam. Cezaevine attıklarında camide cuma namazı kılarken gördükleri asker başının askerlere bu adamı serbest bırakmicaksınız demedimmi deyip. askerler biz bırakmadık deyince cezaevinde baktıklarında bediüüzamanın hücrede olduğunu gördüklerini. ve namaz kılarken gördüklerini biliyor musunuz ? Atatürkün bediüzzamana ' ya biz seni mecliste bize yararlı ol diye çağırdık sen milletvekillerininamaza başlattın ' dediğini bediüzzamanında iki parmağını atanın gözlerine çevirip namazla ilgili bir söz söylemesi üzerine sürgün edildiğini biliyormusunuz ?
bediüzzaman ağır hastayken komutanın onun şehir dışına götürülmesi gerektiğini ama ona araba yok dendiğini sonra komutanın çöp arabasıyla olsa bile götürün dediğini, bu söz bediüzzaman ın kulağına gittiğinde '' kendi kaderini kendi çizdi '' dediğini. ve ilerki zamanda o şahsın genelkurmay binasından atlayıp intihar edip cesedinin çöp arabasıyla götürüldüğünü biliyormusnuz.

kusura bakmayın sinirimden hızlı yazdım rütbeler farklı olabilir. onun için özür dilerim.

daha bir sayfa yazarım ama vaktim yok. size önerim yapmayın. Allah dostlarını karalamayın sonunuz kötü gülüp geçiceksiniz ama ölüm sonranızı düşünün. yapmayın


işte fetoşun sohbetlerinden çıkma bir velet daha yazdıklarını okurken zavallı ülkemin sana harcadığı kaynaklar aklıma geldi acıdım o paraya, bu hikayelerin daha doğrusu zırvaların hakkında yazacak hiç bir şey yok çünkü ortada tamamen metafizik hatta metafiziğin bile s.trettiği o derece komik o derece zavallı her aklı başında insanevladının bir taraflarıyla güleceği skeçler var hemen şunu da belirteyim bu zırvaları da ilk kez bu fetoş çocuğundan görmedim daha önce bi çok fetoş çocuğuyla muhattap olduğumdan bi kaç kez duymuştum dostum sana hiçbirşey demiyorum sen harbiden ziyansın yapacak hiç bir şey yok senin için,senin beduşil el yandan yemiş zaman,dediğin adamı sonsuz kez çoğaltıp üstüste koysan bile atatürkle aynı cümle içinde kullanabilme lisansını alamazsın herkes o ağzından çıkan salyalara dikkat etsin,sait köpeği kim oluyor ki atatürk onu adam yerine koyup konuşacak senin sayit dediğin adam televizyonu müridlerine meleklerin mucizesi diye gösteriyordu aklı o kadar çalışıyordu o da sizin gibi bilip bilmediği her ota her b.ka yorum yapan bir homosapiens idi bu arada bu homo kısmı doğru ama sapiens pek tutmuyo bu adam için,yani oğlancı olduğu da rivayet edilmektedir.
 
ama doğruları bulamıyorlar
yukarıdaki onca mesaja bak bi

Aklıma gelmişken
Ne İslam Fethullah Gülen veya nurculuktur, ne de Ben Atatürkçüyüm deyip İslam a laf eden Atatürkçüdür.

Sahip olduğunuzu sandığınız görüşleriniz, ideolojiniz ya da her neyse başka bir görüşü tümden reddediyor veya hakaret etmenizi gerektiriyorsa ya görüşünüzde ya da sizde bir sorun vardır.

objektif olup size en zıt görüşü bile anlayışla karşılamalısınız. çünkü bu dünya da kimin var olup olmayacağına siz karar veremezsiniz


Dediğinin gerçekleşmesi için saygı gerek. Genelde nurcu dediğiniz kesim Atatürk'e saygı duyuyor. Çünkü Atatürk tarihimizin bir önderidir. Saygı duymalıyız ve gerçekten öngörüşlü bir insanlı. Evet ben bunu kabul ediyorum. Atatürk'e küfredip çözümü Atatürk ü katletmekte bulan dindar kesim ise okumamış. Bizim deyimimizle bile yobazdır. Zaten o anasayfada karalanmaya çalışan bediüzzaman bile diyorki ilimsiz bilimsiz islam yobazlık getirir islamsız ilim ve bilim insanı sapkınlığa iter.
Ama gel bakki Atatürk çü kesimin %90 i Atatürkten öncede olan sonrada olucak kadınlarımızda islam emri başörtülerini çekip. '' Bu siyasi simgedir. '' '' Özgürlük Dışıdır'' '' çağ dışıdır '' demektedir. Sayfaları dolaş Fethullah Gülen' i aşşağılayan bilip bilmeden iftira atan Bediüzzaman a iftira atan.. Yani bizde savunmak zorundayız. Birilerinin savunması gerek. Dediğin gibi orta yol bulunmalı. İslamın katledildiği sadece ilim bilim in hakim olduğu günahkar bir devlet zaten Allah'ın gazabına uğrar. Ülke hala ayaktaysa bu 'yobaz kesim' sayesindedir. Allah korkusu olunmayan yerde tehlike vardır. Yok demeyin tarihe bakın. Ne diyelim peygamberimiz (sav) de tartışınız demiştir. Ama üslüplu kırmadan dökmeden tartışalım. Ben çok dindar biri değilim zaten. Ve şunu söyliyim bende zamanında nurculara karşı bediüzzaman a fethullah gülen e karşı biraz tepkiliydim tekbaşıma araştırdım ve işin iç yüzünü gördüm. İyikide gördüm. 'sizin yobaz gördüğünüz tabirlerle' ateşe sürülmekten kurtuldum. Neyse tartılaşım konuşalım ama üslübuna uygun. Kimse kimseye hakaret etmesin aşşağılamasın. Değerlere saygı duyun.


işte fetoşun sohbetlerinden çıkma bir velet daha yazdıklarını okurken zavallı ülkemin sana harcadığı kaynaklar aklıma geldi acıdım o paraya, bu hikayelerin daha doğrusu zırvaların hakkında yazacak hiç bir şey yok çünkü ortada tamamen metafizik hatta metafiziğin bile s.trettiği o derece komik o derece zavallı her aklı başında insanevladının bir taraflarıyla güleceği skeçler var hemen şunu da belirteyim bu zırvaları da ilk kez bu fetoş çocuğundan görmedim daha önce bi çok fetoş çocuğuyla muhattap olduğumdan bi kaç kez duymuştum dostum sana hiçbirşey demiyorum sen harbiden ziyansın yapacak hiç bir şey yok senin için,senin beduşil el yandan yemiş zaman,dediğin adamı sonsuz kez çoğaltıp üstüste koysan bile atatürkle aynı cümle içinde kullanabilme lisansını alamazsın herkes o ağzından çıkan salyalara dikkat etsin,sait köpeği kim oluyor ki atatürk onu adam yerine koyup konuşacak senin sayit dediğin adam televizyonu müridlerine meleklerin mucizesi diye gösteriyordu aklı o kadar çalışıyordu o da sizin gibi bilip bilmediği her ota her b.ka yorum yapan bir homosapiens idi bu arada bu homo kısmı doğru ama sapiens pek tutmuyo bu adam için,yani oğlancı olduğu da rivayet edilmektedir.


arkadaşım metafizik evet. Tüm halkın gördüğü olaylar bunlar. Kimse inkar edemedi. Sen mi inkar ediyorsun. Hiçbirşey bilmeden araştırmadan konuşmayın. Gerçekten gülünç oluyor. Anlattıklarım o zamanki halkın gözü önünde olan şeyler. Kimsenin o yüzden hiçbirşey diyemediği şeyler. Arada bazıları büyücü bu adam demiştir ama altı boştur onların. Araştırmadan bilmeden konuşmayın. Gerçekten komik oluyor. Zamanında peygamberimizede aynı şeyleri yaptılar. Sonunda kim kazandı : ) Birgün dediklerimi anlarsın ama o zaman aklına terlemekten ben gelmeyeceğim.. İNşallah bulursun doğru yolu.
 
sana %100 katılıyorum, saygı kalmamış

Fethullah hoca nın hareketine herkes birşeyler diyor, içlerinden çok yakın arkadaşlarım var, gönülden katıldığım fikirleride oluyor, katılmadığım gerçekten rahatsız eden fikirleride var.

Atatürk hakında söylenenlerede çok kızıyorum, hiç birimiz o devirde yaşamadık
Koca bir İmparatorluk çöktü, Mustafa Kemal de oradaydı, bunları birebir yaşadı
çok zeki bir insan ve dediğin gibi öngörüsü müthiş, zekasının kanıtı Türkiye Cumhuriyeti

Ondan sonra gelenler çok zarar vermiş ama ,bunlarıda görmezden gelemiyor insan, ve bu zararlar onun adına yapılmış, nasıl ki dinde birileri Allah adına Peygamber Efendimiz adına zararlar vermişse

ben bunlara isyan ediyorum
 
Insanlarımız Hala Saf Ve Beyinleri Din Düşmanlığıyla Yıkanmış Durumda Allah öbür Tarafta Hesabını Soracak Bu Hz.muhammed Düşmanlığı Niye Yani Ne Gereği Var
 
Eğer bi sonuna kadar haklıysak ;
Allah'ın diniyle peygamberiyle(sav), Allah dostlarıyla, onun için mucadele edenlere hakaret eden aşşağılayan küfreden iftira eden kesim ( kaçarı yok ! ) öldüklerinde bunun ızdırabını büsbütün en ağır biçimde çekerler.

Eğer onlar haklıysa ;
kaybedeceğimiz birşey yok : ) Biz disiplinli bir şekilde. İyi niyetimizle yaşıyoruz.

Benim kendi adıma içim bu konuda rahat. Yazdıklarımından adım gibi eminim. Doğru olduklarını biliyorum. Ben burda birşey yazıyorsam kendim için değil. Gerçekten Din karşıtlığını doğru bulup belgelerle bunları kanıtlamaya çalışan insanlara acıyorum ben. Gerçekleri görmeleri için yazıyorum bazı şeyleri. Senin ne haddine diyebilirler. Ama dinimize bağlı insanların gayesi egoistlik değil insanlığa hizmettir.

Cehennemin azabını hepimizden çok bilen adam
Bediüzzaman'ın sözü.

'' Ümettimi selamette göreceksem, cehennemde yanmaya razıyım ''

İşte karalamaya çalıştığınız adam. Tüm eşyalarını toplasan bir poşete sığacak adam. Bir kuru ekmekle birkaç parça yemekle hayatını sürdüren Allah yoluna kendini adamış adam.
 
Bazılarının yazdıklarını okuyunca sinirleniyorum ama bir o okadar da üzülüyorum. Kimi tüm kainatı yaratan, insanı yaratan en büyük bilim adamlarının bile ' Bu Tanrı dan başka kimse yapamaz insan dehası kaldıramaz' dediği Allah'ın bize bu size hayat boyu yeter dediği rehberimiz Kuran ı Kerim in ayetlerini kendi aklınca sorguluyor. Yalanlıyor. Kimi Kendini Allah yoluna adamış Allah dostlarını karalıyor. Ne yazık. Peki ne için ? Mahşer deyince ölüm deyince '' amaaan '' diyen insanlar. Yazık ne diyim. Koymuşlar anasayfaya Bediüzzaman ı Fethullah Gülen karalamaya çalışıyorlar.

Kimdir bediüzzaman ? asrın son mücedditi. Atatürkün bile dehasına hayran kalıp meclise aldığı Bediüzzaman. ona '' Okullarda resim heykel dine aykırımıdır '' diye sorduğu bediüzzaman. bunlarıda yazsanıza. Peygamberden sonra gelecek 100 senede bir halka dini öğreteck insanların ilkidir. Kanıtmı istiyorsunuz. ( Tüm halkın gördüğü ) Bir ülkeden diğerine yaya 3 saatte yolculuğu. Askerler elini kelepçelediğinde abdest almam lazım deyip askerler görevdeyiz açamayız deyince besemele çekip birden kelepçelerin çözüldüğü. askerlerinde bu adam büyücü deyip kaçtıkları adam. Cezaevine attıklarında camide cuma namazı kılarken gördükleri asker başının askerlere bu adamı serbest bırakmicaksınız demedimmi deyip. askerler biz bırakmadık deyince cezaevinde baktıklarında bediüüzamanın hücrede olduğunu gördüklerini. ve namaz kılarken gördüklerini biliyor musunuz ? Atatürkün bediüzzamana ' ya biz seni mecliste bize yararlı ol diye çağırdık sen milletvekillerininamaza başlattın ' dediğini bediüzzamanında iki parmağını atanın gözlerine çevirip namazla ilgili bir söz söylemesi üzerine sürgün edildiğini biliyormusunuz ?
bediüzzaman ağır hastayken komutanın onun şehir dışına götürülmesi gerektiğini ama ona araba yok dendiğini sonra komutanın çöp arabasıyla olsa bile götürün dediğini, bu söz bediüzzaman ın kulağına gittiğinde '' kendi kaderini kendi çizdi '' dediğini. ve ilerki zamanda o şahsın genelkurmay binasından atlayıp intihar edip cesedinin çöp arabasıyla götürüldüğünü biliyormusnuz.

kusura bakmayın sinirimden hızlı yazdım rütbeler farklı olabilir. onun için özür dilerim.

daha bir sayfa yazarım ama vaktim yok. size önerim yapmayın. Allah dostlarını karalamayın sonunuz kötü gülüp geçiceksiniz ama ölüm sonranızı düşünün. yapmayın

utanmasan peygamber ilna ediceksin adamı.

vay be neler yapmıs yok besmele cekmiş kelepçeler acılmıs falan filan

bunlara inanıyorsan zaten senle tartısılcak bir sey yok.

epey güldüm ama yazına.

boyle kandırılıyor bu millet malesef.

şuna bile inananlar olduguna gore daha kim bilir nelere inananlar vardır.

kendi dininde bile boyle bir sey yazmazken, sen adamı peygamberlestiriyorsun.
 
Arkadaşım bunlar gerçek. Git araştır sende bulursun. 'Müceddit' diyoruz Allah İslam Doğduktan sonra (haşa) Dünya'yı bıraktımı sanıyorsunuz. Neyse inanmak yada inanmamak sizin elinizde. O devirde inananıda inanmayanıda anlattıklarımın hepsine şahit oldular. Kimse inkar edemedi. Diriltipte önüne koyamam ya. Sana kalmış inanıp inanmamak.
 
utanmasan peygamber ilna ediceksin adamı.

vay be neler yapmıs yok besmele cekmiş kelepçeler acılmıs falan filan

bunlara inanıyorsan zaten senle tartısılcak bir sey yok.

epey güldüm ama yazına.

boyle kandırılıyor bu millet malesef.

şuna bile inananlar olduguna gore daha kim bilir nelere inananlar vardır.

kendi dininde bile boyle bir sey yazmazken, sen adamı peygamberlestiriyorsun.

Senin kalp gözün kapalı ise biz ne yapalım?

Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.(ARAF:179)
 
ulan bi de gerçek demiyomu hala,küfretmemek için zor tutuyorum kendimi;
lan sen hiç hayatında besmeleyle açılan kelepçe gördünmü?
sen hiç hayatında ışınlanan adam diye bir şey duydunmu?
atatürkle yandanyemişhocanın diyalogları zaten aklıllara zarar sen kimlerle takılıyorsun yavrucum yazık günah değil mi o beyne,bak kısadevre yapmışsın,abilerin sana herşeyi yanlış anlatmış.sen en iyisi git bi kaç deneme felan yap iyice bağla elini yada bi kelepçe tak sonra bi konsantre ol ondan sonra bi besmele çek eğer kilit açılmazsa 3 saniye bekle 2 kulfu bi elham oku gene olmazsa gel foruma yaz olmadı diye, sana yeni dualar bulalım oldumu güzelim.
 
ulan bi de gerçek demiyomu hala,küfretmemek için zor tutuyorum kendimi;
lan sen hiç hayatında besmeleyle açılan kelepçe gördünmü?
sen hiç hayatında ışınlanan adam diye bir şey duydunmu?
atatürkle yandanyemişhocanın diyalogları zaten aklıllara zarar sen kimlerle takılıyorsun yavrucum yazık günah değil mi o beyne,bak kısadevre yapmışsın,abilerin sana herşeyi yanlış anlatmış.sen en iyisi git bi kaç deneme felan yap iyice bağla elini yada bi kelepçe tak sonra bi konsantre ol ondan sonra bi besmele çek eğer kilit açılmazsa 3 saniye bekle 2 kulfu bi elham oku gene olmazsa gel foruma yaz olmadı diye, sana yeni dualar bulalım oldumu güzelim.

Kişiliğin yazdığın yazının üslubundan belli zaten. Senin bu yazdıklarımdan öğrenicek birşeyin yok galiba ne yazık..

Arkadaş haklıysan bize olucak birşey yok. Ben haklıysam halin yaman : )

Senin Atatürk çü felanda olduğunu zannetmiyorum. Ben Ata nın bu üslupla kimseyle konuştuğunu zannetmem. Atatürk gelse iyice bi seni süzüp suratına tükürür.
Senin ruhun kararmış.

Üslubunu bil yoksa bizimle tartışma sokaklarda ağzında içkisi sigarası ağzı bozuk birsürü tip var git onlarla tartış Bediüzzaman ı Fethullah Güleni.. Onlar sana hak verirler. 10 dk sonra unuturlar =))
 
Insanlarımız Hala Saf Ve Beyinleri Din Düşmanlığıyla Yıkanmış Durumda Allah öbür Tarafta Hesabını Soracak

Bu Hz.muhammed Düşmanlığı Niye Yani Ne Gereği Var

-iftira etme, burda muhammed düşmanlığı yapılmıyor.

ulan bi de gerçek demiyomu hala,küfretmemek için zor tutuyorum kendimi;
lan sen hiç hayatında besmeleyle açılan kelepçe gördünmü?
sen hiç hayatında ışınlanan adam diye bir şey duydunmu?
atatürkle yandanyemişhocanın diyalogları zaten aklıllara zarar sen kimlerle takılıyorsun yavrucum yazık günah değil mi o beyne,bak kısadevre yapmışsın,abilerin sana herşeyi yanlış anlatmış.sen en iyisi git bi kaç deneme felan yap iyice bağla elini yada bi kelepçe tak sonra bi konsantre ol ondan sonra bi besmele çek eğer kilit açılmazsa 3 saniye bekle 2 kulfu bi elham oku gene olmazsa gel foruma yaz olmadı diye, sana yeni dualar bulalım oldumu güzelim.

az sakin olalım kardeşim...
 
'' bir adam çatalı kaşık bellediyse ona onun çatal olduğunu ne yapsan anlatamıyorsun ille o çatal bi yerine batıp delecek ki öyle anlasın.''

Çatal = Allah'in birliği. Peşinde olan insanların güzelliği
Kaşık= Bozuk & Pis ağzında onları karalayıp kararmış bir ruhla onları kötü görüş şeklin.
Çatalın Kaşık olmadığını bu gidişle ancak mahşer gününde anlayacaksın
 
Cumhuriyet Düşmanlığı

NAKŞİBENDİLİĞİN CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI

Anadolu’daki “bazı tarikatların”, “Aydınlığa yönelik düşmanlıkları” çok eskilere dayanır. Ama en belirgin düşmanlıklar, II. Abdülhamit’in bu tarikatları “ilericiler” üstüne salmasıyla belirginleşir. Nakşibendiliğin, devletin içine sızması da bu süreçte olur.

II. Abdülhamit’in oluşturduğu 4 bin kişilik jurnalci ordusunun nüfusunu tarikatlar oluşturmuş; Abdülhamit’in halka uyguladığı zulmün, taşeronluğunu yapmışlardır.

Osmanlı’nın halk üzerindeki sömürüsünü perdeleyen ve bu sömürü düzenini meşrulaştıran tarikatların en önemli gerici ayaklanması 1909’da olur…
II. Meşrutiyet ile hesaplaşma, İngilizlerin tahriki ve maddi yardımıyla İstanbul’da gericilerin ayaklanmalarıyla sonuçlanır.
Tarihte, 31 Mart gerici ayaklanması olarak bilinen bu irtica olayında, İngilizler ile işbirlikçilerin rolünün üstü hep örtülmüştür.
Özellikle Cumhuriyet dönemindeki Nakşibendi Şeyh Sait’in isyanında ise, emperyalizmin işbirlikçiliği utanç belgeleri olarak su yüzüne çıkmıştır.

Kurtuluş Savaşımız devam ederken, daha sonra "Hilafet Ordusu" adını alacak olan işbirlikçi bir ordu örgütlenmesi Kuvva-i İnzibatiye‘nin kurulmasına, yine işbirlikçi-gerici tarikatlar öncülük eder.
Anadolu’da Mustafa Kemal ve arkadaşları kurtuluş çareleri ararken, tarikatlardan medrese hocalarına, Şeyhülislam'dan sivil ve askeri bürokrasiye, Galata Bankerleri'nden Sultan'a kadar bütün işbirlikçiler, Anadolu Halkı’nın dini inançlarını istismar ederek henüz çekirdek halindeki bağımsızlık savaşını boğmak için işgal güçleri ile “işbirliği” yapmaktaydılar.

Onların yanısıra çeşitli tarikatlardan da yüzlerce işbirlikçi mürit Anadolu'ya dağılıyordu.
Bunlar, örgütlü bir şekilde, ulusal direnişe karşı halkı kışkırtmaya ve ayaklandırmaya çalışıyorlar, İşbirlikçi sultan ve din adamlarının ferman ve fetvalarıyla halkın karşısına çıkıyorlardı.
Emperyalistler açık işgalin Anadolu halkında yarattığı tepkiyi törpülemeye ve bu tepkinin Ulusal Kurtuluş Savaşı'na akmasını engellemeye çalışıyorlardı.

Yayınlanan fetvalar içinde en dikkat çekici olanı Hilafet Ordusu'nun kurulması döneminde çıkarılan 11 Nisan 1920 tarihli Şeyhülislam Dürrizade Abdullah'a ait olandı.
Tarihe "Dürrizade Fetvası" olarak geçen bu ihanet ve utanç belgesinde bağımsızlık savaşına katılan herkes "halifeye isyan"la suçlanıyordu ve halifenin düşmanı, İslam dinine karşı suçlu ilan ediliyordu.
Fetvada tüm inanmış Müslümanlara, Allah adına, bağımsızlıktan yana olanları acımasızca yok etmeleri emrediliyordu. Nihayetinde Fetva şu soru ve cevapla bitiriliyordu: "Asilerin katli caiz midir? El cevap vaciptir"...
Bu fetvanın ülkenin dört bir yanında dağıtılması için İngiliz uçakları kullanılır. "Dürrizade Fetvası", işbirlikçi sultana bağlı çevrelerde etki yaratsa da, halkın büyük bir çoğunluğu vatan hainlerinin bu çağrılarına cevap vermeyecektir...

İşbirlikçi gericiler, Bağımsızlık Savaşımız sırasında irili-ufaklı gerici ayaklanma başlatırlar.
Bunların belli başlıları: Şeyh Eşref, Birinci Bozkır, İkinci Bozkır, Konya, Birinci Anzavur, İkinci Anzavur, Ali Batı, Birinci Düzce, İkinci Düzce, Birinci Yozgat, İkinci Yozgat ve Zile Ayaklanmalarıdır.
Özellikle de Nakşibendi Tarikatı, bu ayaklanmalarda ön plana çıkıyordu. Konya ve Düzce yörelerinde yaşanan ve "Bozkır Ayaklanmaları" olarak bilinen ayaklanmalar Nakşibendilerce yönetilir.
"Din elden gidiyor" diyerek bayrak açan Nakşibendilere, hem Sultan hem de İngilizler silah başta olmak üzere her türlü desteği sunarlar.
Ayaklanmaların amacı, padişahı ve halifeyi korumak, Anadolu'da başlayan Bağımsızlık Savaşımızın önünü kesmektir.

Cumhuriyet Dönemindeki Nakşibendi Ayaklanmaları ise şöyledir: *1924 Şeyh Sait Kürt-İslam Ayaklanması (İngiliz kışkırtmasıyla ayaklanan Şeyh Sait ve etrafındakiler Nakşibendidir)
*1925 Rize Ayaklanması (Şapka reformuna karşı ayaklananlar Nakşibendi tarikatı üyesidirler)
*1930 Menemen Ayaklanması (Kubilay’ın başını kesip bir sırığa takıp dolaştıranlar Nakşi Derviş Mehmet ile birlikte ayaklanmışlardır ve şeriat isteklerini dile getirmişlerdir)
*1933 Bursa Ayaklanması (Nakşi Şeyhi İbrahim Türkçe Ezana karşı ayaklanmıştır)
*1935 Nakşi Şeyhi Şeyh Halid Eruh’ta kendisini mehdi ilan etmiş ve silahlı başkaldırıda bulunmuştur, çatışmalar bir yıl kadar sürmüştür. Bu soytarı Şeyh de Fransız koruması Suriye’ye kaçmıştır.
*1935 Çorum İskilip İlçesinde Nakşi Şeyhi Kalaycı şeriat isteyerek ayaklanmıştır.



Hatay DEVRİM
 
ben bir konuşmasında dinlemiştim hiç unutmam Atatürk için İYİ BİR KOMUTANDI dedi, Türkiye için çok şey yaptı dedi. size mi inancam yaw inanıyorumki bnden daha fazla atatürkçü değilsin ben okadar vaazını dinledim en ufak bir kötü söz duymadım duysam orda olmazdım, hoca efendinin yanına bi git bunu yazan kişi sana diyorum Ahirette delilin var bak git helallik dile ölmeden şmdi toz ol:)))
 
Mustafa Kemal Düşmanlığı

TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNDE
SAĞA KAYMA (SAĞCILAŞMA)
Ve
MUSTAFA KEMAL DÜŞMANLIĞI


Türkiye’de sağ siyaset ve ideolojilerin Emperyalizmden beslenerek güçlendikleri bilinen bir gerçektir…
Bunun iki nedeni vardır…
Birincisi; emperyalizm ile çıkar ilişkisi kuranların yüzlerini maskelemek ve yaptıklarını meşrulaştırmak…
İkincisi; emperyalizme karşı gelişecek olan devrimci-bağımsızlıkçı hareketlere karşı toplumsal tabanda hazır bir “vurucu güç” oluşturmak…

Biz, Türkiye’de, sağcıların liberal ekonomi politikalarından yana olduklarını ve uyguladıkları liberal politikaların tüm gelenekleri yıktığını, aile yapısını parçaladığını biliyoruz…
Ahlaksal yozlaşmanın başlıca sorumlusu bu liberal ekonomik politikalar, bencilce bir yaşam ve tüketim kültürü üzerinde duruyor…
1950’den beri “manevi değerleri” savunduğunu söyleyen “sağ-muhafazakar” partiler tarafından yönetilen bu ülke, “Batı” nın öğretisi olan bu politikalarla tarihin en büyük “kültür erozyonlarından” birini yaşadı…

Bu muhafazakarlar; aileyi koruyacağız söylemlerini, liberal ekonomik politakalarıyla arka kapıdan dinamitlediler…
Bunu halkın gözünden nasıl kaçırdılar… Bu ülke, son elli-elli beş yılınıda, kendisini sağ-muhafazakar-milli\manevi değerlere saygılı-laikliği örseleyecek kadar dine saygılı olduğunu savlayanlar tarafından yönetildi ve bu insanlar, örneğin Atatürk'ün borçsuz bıraktığı ülkeyi borç batağına soktular, hiç bir ülkeye bağımlı olmadan yaşayan bu ülkeyi ABD emperyalizmine teslim ettiler…
Ülke sanayisinin Atatürkçü ulusal politika ile sabırla gelişmesine tahammül etmeyip, montaj sanayisi ile dünya liberal sisteminin bir uydusu olmasına neden oldular, "bağımsız bir ülkeyi" bağımlı yaptılar...
Bunların hepsinin Atatürk ile de Atatürkçülük ile de bir ilişkisi yoktu.
Bu görülmesi zor bir olay değil. Ha Said-i Nursi'nin elini eteğini öpen Menderes, ha Hikmetyar'ın dizinin dibine çökmüş ve Fettullah'tan olur almış Tayyip...
İkisi de emperyalizme peşkeş çekiyor ülkeyi...


Türkiye tarihinde “eş zamanlı” gelişen iki süreç vardır…
Birincisi “sağa kaymak” ikincisi de “sömürülen bir ülke” haline gelmektir…
Birbirini besleyen bu iki sürecin formülü şudur…
Bağımsızlık savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında “emperyalizm ve işbirlikçileri” bu ülkenin yetkili kurullarından tamamen tasfiye edilmiştir…
Ama iki olgu “emperyalizm ve gericilik” birbirini besleyerek tekrar kök salmıştır…
Bu sürecin başlangıcı önce;

DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI

ADALET PARTİSİ İKTİDARI

MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETLERİ

ANAP İKTİDARI

DYP İKTİDARI

Ve bugün AKP iktidarı….

Sağa kayma ve sömürülen bir ülke haline gelmek… işte bu eş zamanlı gelişmenin birbirini besleyen iki boyutudur… Peki ABD, bu işbirlikçileri nasıl beslemektedir…

Suudi Araplar
ABD
Türkiye
ÜÇGENİ


Bilindiği gibi Suudi Arabistan, ABD’nin sömürgesi bir Müslüman ülkedir…
ABD gözetimi ve Suud sülalesinin diktası tarafından yönetilen bu ülke petrolleri ABD tarafından sömürülmekte ve ülke halkı, tarihin en geri usulleri ile yönetilip yaşamlarını sürdürmektedir…
Suudlar, ülkelerini “İslam” ülkesi olarak göstermekte ve Arap halkına ait olan ülke kaynaklarını “kendi çıkarları adına” Hristiyan ABD’ye satmakta ve Arap Birliğini emperyalizme peşkeş çekmektedirler…

Suudlar, hiçbir zaman İsrail tarafından ezilen Filistin halkının yanında olmamışlardır…
Suudlar, son zamanda yaşanan İsrail’in Lübnan’ı bombalamasına sessiz kalmıştır…
Suudlar, Irak’ın işgaline yardım etmişlerdir…
Suudlar, Irak’lı kadınlara ABD askerleri tecavüz ederken, beş yıldızlı otellerinde Hac ziyaretine gelen müslümanlara kebap ziyafeti çekmekle meşguldüler…
Velhasıl Suudların, ABD’nin maşası olduğunu bilmeyen yoktur…

İşte bu Suudlar bakın Türkiye’deki ABD işbirlikçiliğini desteklemek için neler yapmışlardır…

ARAMCO, bir petrol şirketidir…
Arap ve ABD ortak şirketi…
1953’te kurulan ARAMCO aracılığıyla Amerikancı İslam akımlarına kaynak aktarımı başlar…

1962’de bu kurum görevini RABITA örgütüne devreder… RABITA’nın kuruluşunda Menderes’in milletvekili Ahmet Gürkan ile Sebilül Reşat dergisi sahibi Salih Özcan da vardı.
Salih Özcan aynı zamanda Suud sermayeli Faysal Finans’ın önemli hissedarlarındandır. Ayrıca Faysal Finansın Özcan ile birlikteki diğer “Nakşi” Türk ortakları Ahmet Tevfik Paksu ve Halil Şıvgın’dır.
Türkiye’de özellikle Menderes Döneminde, Nakşiler ve onun kolları olan Süleymancılık ile Nurculuk bu beslenme ile palazlanmaya başlarlar…

Yine Suud sermayeli Al Baraka Grubu, Nakşi Korkut Özal ve Eymen Topbaş’ı Türk ortak olarak seçmiştir. “Haramzade” Kemal Unakıtan ve Talat İçöz de diğer Nakşibendi ortaklardır.

İşte diğer tarikatların Türkiye’de niye gelişemediklerinin yanıtı buradadır…
Emperyalizm onları beslememiştir de ondan…
Bu isimler saymakla bitmez…
ABD kuklası Suudi sermayesi görülmektedir ki, açıkça, Türkiye’deki Nakşileri palazlandırmakta ve onlar üzerinden ABD çıkarları organize olmaktadır. Tayyip ve tayfasının astarı yırtılmış yüzlerinin gerçek görüntüsü bu tabloda açık açık görünmektedir.

SİYASİ TARİHİMİZE
DAİR BİR
TAHLİL

1946, tartışmasız biçimde bir dönüm noktasıdır… Kemalist Devrimin hiçbir biçimde yüz vermediği tarikatlar, karşı devrimin evi Demokrat Partide yuvalanacaklar ve oy pazarlığında saf tutacaklardır.
Karşı Devrim ; 1950’de Demokrat Parti’nin tek başına iktidarı ile düşmanca siyasetini gütmeye başlar…

Projesini ABD’nin çizdiği 1980 darbesi ve 82 Anayasası Karşı Devrim sürecinin bir başka aşamasıdır… ABD ajanı Turgut ÖZAL İblisinin ülkeyi nereye getirdiği ortadadır.

1984 ise ABD destekli Suudi sermayesinin altın çağının miladıdır. Suudi sermayesi, Albaraka ve Faysal Finans, ekonominin artık meşrulaşan biçimiyle tarikatları şirketleştirecek ve “yeşil sermaye deccalı” nı karşımıza çıkaracaktır.

Yeşil sermaye, özellikle yurt dışındaki vatandaşlarımızı “din tacirliği ile dolandıracak”, bir sürü yolsuzluklara imzalarını atacaklardır… YİMPAŞ ve KOMBASSAN bunların en bilinen örnekleridir. Yine bu paraları toplayanlar Nakşi’lerdir.

1994’te ise bir başka “dönüm noktası” yaşanır…
Yerel seçimlerden ciddi bir zafer ile çıkan Refah Partisi’nin, belediye kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesiyle tarifi ve hesabı yapılamayan yolsuzluklar tarikatların kasalarını dolduracaktır…
Ancak bir ayrıntıyı vurgulayalım…
Din tacirlerinin yolsuzlukları dillere destandır bilirsiniz: Kayıp trilyon davasından dolayı Erbakan hüküm giyerken, Abdullah GÜL, dokunulmazlık zırhının arkasında kendisini güvenceye alacaktır…

Önce Demokrat Parti sonra da Adalet Partisi’nde yuvalanan Nakşibendiler, dinci örgütlenmelerini ancak 1970‘te Milli Nizam Partisi ile hayata geçirirler...
Bu parti, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku'nun müridi Necmettin Erbakan, tarafından kurulur…
Ancak Erbakan, diğer işbirlikçi müritlerden farklı olarak, çok az da olsa anti-emperyalisttir…
Tam İşbirlikçi karakter ile yetişen müritler ise ileride emperyalistlerin kadrolarını oluşturacak Abdullah GÜL, Tayyip ve Unakıtanlardır...
ABD bu Nakşi kimlikli partiyi, AKP’yi kurdurarak “tam anlamıyla” ele geçirecek ve 2002 3 Kasım’ından sonra doğrudan kendi çıkarları için kullanmaya başlayacaktır…

Uluslararası bir komplo ile DSP-MHP-ANAP hükümeti düşürülür… Bir erken seçim ile AKP iktidara gelir… Seçim öncesi Tayyip efendi ABD’den icazeti alır. ABD, 80 darbesinde çizdiği hedefin “meyvalarını” toplamaya başlamıştır artık…

Sömürü düzeninin maskesi ince ince işlenecektir…
Emperyalızmin işbirlikçi aktörleri, Anadolu Halkının masum vicdanını sömürmek için yine “din” kozunu kullanacaklardır…
İşte Tayyip ve tayfasının gelişim serüveninin anahtarı budur…

STRATEJİK ORTAK ABD

Takip eden yurttaşlarımız bilirler, AKP yetkililerinin ağzından, Türkiye’nin ABD ile stratejik ortak olduğu sürekli konuşulur durur… Ama tarih ne zaman yazmıştır ki; hangi stratejik ortak, diğer ortağının subaylarının kafasına çuval geçirmiştir… Yoksa AKP-ABD ortak, Türkiye ise bu ortaklıktan haberi olmayan bir ülke mi…

Biliyorsunuz, bu stratejik ortak PKK’nın “ortadan kaldırılmasına değil beslenmesine” çalışıyor… AKP ise ortaklıktan memnun… Condi ile Abdullah yakın zamanda yeni bir stratejik ortaklık üzerine “vizyon” belgesi imzaladılar.

İŞBİRLİKÇİLERİN GERÇEK YÜZÜ

Irak kan gölüne döndü… Bugüne kadar 670 bin Iraklının hayatını kaybettiği söyleniyor…
Irak ABD askerlerince piçleştiriliyor…
Kadınlara ve erkeklere tecavüz ediliyor…

Tayyip ve Abdullah Gül, bunların olması için ABD ile milyar dolarlar üzerinden pazarlık yapmıştı…
Yanıbaşlarında bunlar olurken, bugün Fettullah’ın müritleri “Zaman” gazetesinde, Hac ziyareti sırasında yedikleri kebabın lezzetini yazıyor köşelerinde. Fettullah da sahibinin sesine göre kişniyor okyanus ötesinde…

Hatay DEVRİM
 
-iftira etme, burda muhammed düşmanlığı yapılmıyor.



az sakin olalım kardeşim...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

karqta bahsettiğin kişi olan Hz Muhammed (s.a.v) den muhammed diye bahsedersen bozuşuruz seninle bilgin olsun.
" Hz " yi koymak zoruna mı gidiyor,derdin ne kardeşim,kavga tartışma mı çıkarmak senin amacın.eğer öyleyse adres verde bir kavga edelim,Hadi senin için " HZ " koymak önemli değil,burdaki insanları kıracağını kızdıracağınıda mı düşünmüyorsun ya,ne biçim bir canlısın sen arkadaş.Zorun ne?
Zorla sopaya sürtünüyorsun?eğer söyleyemiyorsan anma peygamberimizin adını.
Sen müslüman mısın ya,inan emin değilim,kimse sevdiğine saygıda kusur etmez,
senden saygı göstermeni istiyoruz çok mu zor ya.

Kendine saygın yok belli bari başkalarına saygın olsun.
 
NASIL MİLLET OLDUK ?

“Kuvay-ı Milliye” işgale karşı direnen “milli güç” demektir. “Müdafa-i Hukuk” bu direnişteki “hak” arayışıdır. İşte bu topraklarda yaşayan insanların bir “millet” olma sürecinin anahtarı budur.

“Millet” olma sürecimizin en belirgin başlangıcı ise Çanakkale Savaşlarıdır.

Denizde ve karada yapılan savaşlar sonucunda, şimdi Çanakkale şehrimizin dağ sırtlarında yazılı olan “Çanakkale Geçilmez” yazısı, “tertemiz Anadolu Çocukları”nın kanlarıyla yazılmıştır.

Bu “millet”i etnik kimliklerine ayrıştırarak bölmeye çalışanlar tarihten nasibini almamış Emperyalist uşaklardır.

Tüm dünya insanlığına ait ne varsa, bir avuç zenginin açgözlülüğü uğruna yüzbinlerce insanın kanını döken kapitalist ihtiras, gözünü kana bulamış biçimiyle hala aramızda yaşamaktadır.
Gözler yine boyanmaktadır. Satın alınan işbirlikçiler halklarına değil, sermayedar kapitalist efendilerine köle olmaktadır. Emperyalist devletler tarihte yemiş oldukları tokatların acısını unutmamışlardır.
Dün olduğu gibi bugün de, emperyalistlerin işbirlikçileri vardır bu topraklarda.. ancak bilinmelidir ki; dün olduğu gibi bugün de, topraklarının bağımsızlığı için akıtılacak kanı olan evlatlar yaşamaktadır aramızda.
İşbirlikçi medya ve siyaset adamlarının, halkın mağdur edilmiş yüzünü kara çıkartan “gaflet, dalalet ve hıyanet” dolu tutumlarının hesabı, dün olduğu gibi bugün de elbet sorulacaktır.

Tarihte kazandıklarımızı,
Unakıtanlar
Tayyipler
Güller

vermek istiyor…

SONUÇ

Nakşibendilik en politize olmuş en gerici en güdümlü ve en işbirlikçi tarikattır.
Cumhuriyetin ve Aydınlanma Felsefesinin gerçek düşmanlarıdır…
Nakşibendilik Cumhuriyet Düşmanı bir tarikattır.
AKP, Nakşibendi Tarikatının siyasal kuruluşudur ve maddi anlamda dolaylı, siyasi anlamda ise doğrudan ABD tarafından yönlendirilmektedir.

Nakşiler, Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında gerçekleştirdikleri ayaklanmalar ile bir yere varamayacaklarını anlamışlardır.

Günümüzde yaptıkları; “beğenmedikleri” “demokrasi treni” ile devlete sızmak ve onu ele geçirmektir… ve eskiden para-silah yardımı yaparak tarikatları kışkırtan eperyalistler de taktik değiştirmiştir…

ABD, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler ile mücadele için, Ortadoğu ülkelerinde İslam Dini’ni kullanmıştır. ABD, İslam’ı bir “araç”a indirgemiştir.
Bugün AKP’nin seçimlerde bu kadar yüksek oy alabilmesini sağlayan toplumsal yapının projesini ABD’nin hazırladığı bilinmektedir.
Ilımlı İslam ve Yeşil Kuşak…
Günümüz AKP’si çok ciddi maddi güçlere sahip, bu bilinen bir gerçek… Yukarda açıklandığı gibi AKP bu gücü 1960’lı yıllardan itibaren Suudi Sermayesinin desteğiyle kazandı… ve Suudların ABD’nin kapı kulu olduğunu bugün herkes biliyor…

AKP’li BAZI İSİMLERİN TARİKATLARI

Recep Tayyip Nakşibendi İskenderpaşa Dergahı müridi
Abdullah Gül Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu ekolünden geliyor. Necip Fazıl, Nakşibendi şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin dergâhının etkisiyle tarikat- cemaat ilişkilerine katıldı.
Abdulkadir Aksu Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
M.Ali Şahin Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Beşir Atalay Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Ali Babacan Korkut Özal’ın yetiştirmesi. Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Vecdi Gönül İskenderpaşa Dergahına yakın
Ali Coşkun Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Kemal Unakıtan Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Recep Akdağ Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Binali Yıldırım Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Sami Güçlü Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Hilmi Güler Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Zeki Ergezen Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı müridi
Murat Başesgioğlu Said-i Nursi’nin öğrencilerinden. Bir ara ülkücü olarak da tanınmış.
Hüseyin Çelik Nur tarikatı müridi
Mehmet Aydın Nurcuların Fettullahçı kolundan
Bülent Arınç Nur tarikatı müridi
Abdüllatif Şener MİT ile ilişkisi var, tarikat kökeni belli değil…

Bir yurttaşlık sorumluluğu olarak gör…
Bu makalede okuduklarini anlat,
Bilinmesini sağla…

Ülken sana emanet…

Hatay DEVRİM
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst