çaktırma
:biggrinTürkiye'nin en usta yeni kuşak komedyenlerinden birisi kabul edilen Cem Yılmaz'ın aylar öncesinden başlayan ve büyük tanıtım kampanyasıyla gösterime giren filmi AROG: Bir Yontmataş Filmi, hiç şüphe götürmez ki bundan birkaç yıl önce, bir ağız dolusu kahkahalarla güldüğümüz GORA'nın elde ettiği başarının ardından geleceğini az çok seyirciye hissettirmişti. Nitekim hissedilen olguda herhangi bir yanlışlık olmadı ve film, büyük bir ses getirerek sinema salonlarındaki yerini aldı.
Hatta sadece ses getirmekle kalmayarak izleyiciyi bu noktada ikiye bile bölmeyi başardı. Sinema salonunda nedeni bilinmezdir ama herkes filmi gayet iyi, şen şakrak modda izlerken, aynı kişiler neden film çıkışında `Cık cık cık, Cem Yılmaz'a yakışmadı bu film' gibilerinden olumsuz bir yaklaşım içinde bulundular hiç anlamadım doğrusu. Sonuçta bir film ya iyidir, ya kötüdür… Bunun ortası yoktur ne de olsa…
İlk filmdeki karakterlerin bu kez dünyada geçen maceralarını anlatan filmde, komutan Logar'ın oyununa gelip, zaman makinesiyle bir milyon yıl öncesine gönderilen Arif'in evine dönme çabaları anlatılıyor. O dönemde bir zaman makinesi yaratacak teknolojinin olmamasından dolayı da Arif, Taş Devri insanlarını eğiterek, evrimin ve medeniyetin oluşum süreçlerini hızlandırmaya çalışıyor.
Yüksek bir bütçeyle çekilen AROG: Bir Yontmataş Filmi'nde teknik bazdaki yeterlilikte kendisini net bir şekilde hissettirmeyi kolaylıkla başarıyor doğrusu. Başarılı görsel efektlerden tutun da, kostüm ve makyaj tasarımlarına kadar olan detaylarla bütçesinin hakkını veriyor.
Yalnız filmin ikinci yarısında yer alan ve özellikle erkek izleyiciler tarafından beğeniyle izlenebilecek futbol sahnelerinin uzunluğunun da insanı direk olarak kastığını belirtmeden edemeyeceğim.
Ancak buna rağmen gene de izleyenleri hayal kırıklığına uğratmayacak, eli yüzü düzgün bir yapımla karşı karşıya olduğumuz açık bir şekilde ortada diyor ve hepinize Cem Yılmaz'ın canlandırdığı halıcı Arif'in, ilk çağlarda geçen maceralarında buluşmanız üzere, iyi seyirler diliyorum