Demokratik Açılım [ Tek Başlık ]

bu kadar şehidi salak yerine koydular. salak gibi gidip aktütünde dağlıcada bestler derelerde 3 dağın arasındaki karakollarda ölümü bekleyen askerleri salak gibi görüyorlar . asker bu konuda sessiz kalıyor. bunun da bir şey var . askeride susturdular. ülkemizi zor günler bekliyor . belkide milli mucadeleden daha zor olacak . herkes hazırlanmalı . ülkede iç savaş çıkıyor. sadece izleyin artık bir şey yapamayız .
 
bu kadar şehidi salak yerine koydular. salak gibi gidip aktütünde dağlıcada bestler derelerde 3 dağın arasındaki karakollarda ölümü bekleyen askerleri salak gibi görüyorlar . asker bu konuda sessiz kalıyor. bunun da bir şey var . askeride susturdular. ülkemizi zor günler bekliyor . belkide milli mucadeleden daha zor olacak . herkes hazırlanmalı . ülkede iç savaş çıkıyor. sadece izleyin artık bir şey yapamayız .

arkadaşım başka bir ülkede olsa aktütünde dağlıcada bestler derelerde şehid olan askerlerin yüzünden tüm ordunun üst kademesi değişirdi

asker susuyormuş tabiki susacak

dağlıca güpe gündüz 15 askerimiz şehid olurken havakuvvetli komutanı antalyada golf oynuyordu

taaaa iki gün sonra öğrendi dağlıca baskınını

adama sormazlar mı elinde hertürlü askeri ve teknik donanım varken nasıl oluyor üç beş çaulcu ellerini sallaya sallaya gelip senin karakollarını bukadar rahat baıyor
 
adama sormazlar mı elinde hertürlü askeri ve teknik donanım varken nasıl oluyor üç beş çaulcu ellerini sallaya sallaya gelip senin karakollarını bukadar rahat basıyor


evet ben de içinden çıkamadım nasıl nasıl nasıl
 
erdoğan ne demiş
sadece halkın temsilcileriyle görüşürüm
dtp yi de bunların içine katıyor yani
bana göre ha imralıdaki it söylemiş ha dtp
 
benim de yıllardır aklımı bu sorular kurcalıyor. acaba neden bulunamıyor bu itler merak ediyorum

Bulamıyor diye bir şey yok kardeşim
Şemdin Sakık ın nasıl alındığnı bakın , suriyeden pkk nın çıkarılmasına
beğenmesenizde aponun alınışına bakın .....

ortaya tek sonuç çıkıyor......... SIYASI İKTİDARSIZLIK VE SIYASI KARARSIZLIK

Ordumuz 1974 de o imkansızlıklarla Kıbrıs ı almıştır bu bölgede yapamayacağı şey yoktur, sadece gerekli olan ve dik durabilecek SİYASİ OTORİTENİN olmamasıdır......
 
bunların amacı bölücü politikaları halka yavaş yavaş yedirme planının bir parçası. yemek isteyen buyursun yesin.
 
KÜRTMÜSÜNÜZ NE İSENİZ BENİ DİNLEYİN
AKLINIZ FİKRİNİZ YOKMU SİZİN
BU RESİMLER SİZE TANIDIK GELİYORMU
BUNLAR SİZİN ÇOCUKLARINIZ DEĞİLLERMİ
BUNLARA VE DİĞER BİNLERCESİNE YAZIK DEĞİLMİ
BUNUN HESABINI NASIL VERECEKSİNİZ
APONUN PEŞİNDEN GİTMEKLE NE KADAR YANLIŞ YAPTIĞINIZIN FARKINDAMISINIZ
TOPLUMDAN KENDİNİZİ NEDEN SOYUTLUYORSUNUZ
SİZDE NORMAL VATANDAŞ HAKKINA SAHİPKEN DEVLETE MİLLTETE BAŞ KALDIRDINIZ, YIKMAK İSTEDİNİZ BU YAPTIĞINIZ DOĞRU BİR DAVRANIŞMI
KURTULUŞ SAVAŞINDA ARKADAN VURDUNUZ YETMEDİMİ
ŞİMDİYE KADAR APO P***VENGİ VURDU SİZİ YETMEDİMİ

EH BİRAZ RESİMLERE BAKINDA AKLINIZ BAŞINIZA GELİR BELKİ






KÜRT AÇILIMINI YAPANLAR BUNLARIN HESABINI VEREBİLECEKMİ
KATİLLERİ ARAMIZDA GÖRMEK İSTEMİYORUZ
KATİLLERE ÖLÜM
İNSAN OLMAYAN İNSAN GÖRÜNÜMLÜ **YVANLARA ÖLÜM


BÜTÜN BUNLARI YAPARKEN İNSANLIĞINIZDAN UTANMADINIZMI ARSIZLAR.
BİRDE ÇIKMIŞ HAK TAN HUKUKTAN BAHSEDERSİNİZ UTANMADAN
 
dünyanın hiç bir yerinde düzenli ordu gerillaya karşı galibiyet elde edemez.

çünkü düzenli ordunun bazı zaafları vardır. bir düzen içinde emir komuta zinciriyle hareket etmek zorundadır. gerillada ise emir komuta keskin değildir. milisler kendi iradeleriyle saldırıda bulunabilirler.

gerilla çevre şartlarına düzenli ordudan daha iyi uyum sağlayabilir.

coğrafi bilgi açısından gerilla o bölgede doğup büyüdüğü için düzenli ordudan daha ilerdedir.

gerilla gündüz normal sivil yaşamına devam ederken gece eline sliah alıp milis kimliği ile çatışmalara girebilir. bu da onun gizlenmesini kolaylaştırır.

düzenli ordudaki askerler para için yada zorunluluktan dolayı savaşırken gerilla özgürlük, bağımsızlık gibi nedenlerle savaşır.

bu maddeleri daha da artırabiliriz.

sonuç olarak dünyanın hiç bir yerinde düzenli ordular ne kadar büyük ve kuvvetli olurlarsa olsunlar gerillayla olan savaştan galip çıkamamışlardır.

örnek vercek olursak: vietnam savaşında dünyanın en güçlü ve modern ordusu vietnamlı gerillalara karşı galip gelememiştir.

aynı örneği küba içinde verebiliriz.

ve tamil kaplanları. bunlar gerilla savaşını 20 yıldan fazla sürdürmüşler ve 20 yıl boyunca yenilmemişlerdir. ne zaman lki bir bölgeyi ele geçirip düzenli ordu konumuna geçtiler o zaman srilanka ordusu tamil kaplanalrını tamamen yok etti.

eta ve ira örnekleride aynı şekilde karşımıza çıkmatadır.

eğer gerilla savaşında galip gelmek isteniyorsa ya gerilla gibi savaşacasınız ya da onların düzenli ordu durumuna geçmesini bekleyeceksiniz.
 
ordumuz bizim gözbebeğimiz ama içeride bence bir kaç parazit var pkk istense bir günde bile bitebilir ancak herşey öyle kolay olmuyor amerika israil bu işin neresinde denklemleri iyi kurmak gerekir .saygılar
 
saLLayacaksın bunLarın dağLarına uranyumu mantar oLsun dursun pzevnkLer
 
Cumhurbaşkanı GüL: İmraLı Muhatap DeğiL

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Demokratik açılım'' çalışmalarına yönelik bir soru soran gazetecinin ''İçişleri Bakanı'nın temasları devam ediyor. Bir yandan da İmralı'dan bir yol haritası...'' sözleri üzerine, ''İmralı falan onları unut. Onlar muhatap değil'' dedi.

cumhurbaskani1.jpg


Cumhurbaşkanı Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu tarafından Dışişleri Bakanlğı Müsteşarı Ertuğrul Apakan'ın Türkiye'nin BM Nezdinde Daimi Temsilciliğine atanması dolayısıyla Sheraton Otel'de verilen resepsiyona katıldı.

Cumhurbaşkanı Gül'ü otele gelişinde Davutoğlu ve Apakan kapıda karşıladı.

Resepsiyonun düzenlendiği salona girmeden Davutoğlu, Apakan ve eşleriyle basına poz veren Cumhurbaşkanı Gül, resepsiyon salonunda davetlilerle kısa süre sohbet etti.

Cumhurbaşkanı Gül, resepsiyondan ayrılırken gazetecilerin ''demokratik açılım'' çalışmalarına yönelik sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir gazetecinin ''Kürt açılımı ile ilgili gelişmeler oluyor. İçişleri Bakanı'nın temasları devam ediyor. Bir yandan da İmralı'dan bir yol haritası...'' sözleri üzerine, ''İmralı falan onları unut, geç. Sen soruyu başka türlü sor. Onlar muhatap değil'' dedi.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'de bir mesele var. Herkesin kendi meselesini, problemini kendisinin çözmesi gerekir. Bir ülke kendi sorunlarını kendi inisiyatifiyle çözmezse başkaları günü gelir daima bunu istismar eder. Bugün de gerek Türkiye içindeki konjonktür gayet açık, müsait. Tartışılıyor bütün bu konular açık seçik, medenice tartışılıyor. Daha da önemlisi uluslararası konjonktür de çok müsait. Her zaman müsait olmayabilir. Bazen çok daha farklı da olabilir.

Türkiye büyük bir ülke, medeni bir ülke, demokratik standartlarını yükseltmek isteyen bir ülke, hedefleri belli olan bir ülke. Tüm bu konuları cesur bir şekilde çalışmak, Türkiye'deki bütün vatandaşlarımızın birliğini, beraberliğini daha güçlendirmek herkesin vatanına, ülkesine, Türkiye Cumhuriyeti'ne olan aidiyetini daha güçlendirmek yönünde yapılacak çalışmalar doğrudur diye düşünürüm.

Ayrıca şu da bir gerçek ki bütün bu yapılan çalışmalar neticesinde Türkiye'nin üniter yapısının daha güçlü hale gelmesi gerekir, ileride herhangi bir tehdit olmaması gerekir. Çünkü birliğimiz ve beraberliğimiz her şeyin önünde gelir, ama tüm bunları yaparken de medeni, büyük, güçlü bir ülkenin öz güveni içerisinde hareket etmek gerekir. Tartışmaları hep bu yönde görmek gerekir. 'O şunu söylemiş, bunu söylemiş' gibi başka yönlere de çekmemek gerekir. Bunlar Türkiye'nin kendi inisiyatifidir. Böyle olması gerekir.''

Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerin muhalefetin ''demokratik açılım'' çalışmalarına yönelik sert eleştirileri olduğuna ilişkin sözleri üzerine, ''Tabii ki muhalefet de düşüncelerini paylaşacak, Hükümet de düşüncelerini paylaşacak. Basında canlı bir tartışma vardır. Bütün bunlardan olumlu şeyleri alıp demin söylediğim istikamette gitmek gerekir. Tekrar söylüyorum, her ülkenin kendi sorununu kendi gücüyle çözmesi gerekir. Yoksa günü gelir başkası istismar eder. Vaktiyle de istismar etmişlerdir'' diye konuştu.

''Demokratik açılım çalışmasının 20 Ağustos Perşembe günü gerçekleştirilecek MGK toplantısında gündeme gelip gelmeyeceğinin'' sorulması üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, ''Şüphesiz MGK'da Türkiye'nin en önemli meseleleri konuşulur. Türkiye'nin en büyük sorunuysa şüphesiz MGK'da da bunlar konuşulur. Konuşuluyor da zaten. Biz Güvenlik Kurulu'nda ne konuşuyoruz? Hükümet'in Türkiye ile ilgili icraatlarını zaten Hükümet yapıyor. Günlük Türkiye'nin idaresini onlar yapıyor. Türkiye'nin önemli, hükümet üstü meselelerini MGK'da biz hep beraber otururuz, konuşuruz'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, bu süreçte muhalefet liderleriyle görüşüp görüşmeyeceği sorusuna da ''Ben daha önce görüştüm biliyorsunuz. Bu konuları da o zaman görüştüm, ama her konu açıklanmaz dışarı. Günü gelirse tekrar görüşülebilir, neden olmasın'' yanıtını verdi.

 
Kürt açılımının ne olduğunu bilmeden yorum yazanlara sesleniyorum.. Lütfen araştırın. Okuyun ve öyle yorum yapın. Bu ülke bölünmüyor , bölücübaşı muhatap alınmıyor ... Lütfen oyunlara gelmeyin , kriz medyasının tahriklerine kapılmayın..
 
Atatürk'ten Kürt Açılımına Cevap!!‏

Atatürk'ün azınlıklar meselesine yaklaşımıyla ilgili bugün de çalışmamız gereken bir ders niteliği taşıyor.. İşte o yazı...
Ne Mutlu Türküm Diyene
Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyaret etmiş:
- Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.
- Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne diyorsunuz?
- İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.
İnönü çıkınca Atatürk "bütün görevlileri" toplamış:
- Sadece laleler kalsın... Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın... Derhal.
İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin "halini" görmüş ve "görevlilere" sormuş:
- Ne oldu böyle?
- Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük.
Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş:
- Paşam, bahçenin durumu nedir?
- Azınlıkları söküp attım İsmet.
İnönü "anladım" dercesine başını öne eğmiş:
Atatürk:
- İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm Diyene"
sözünü boş yere söylemedim... Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin... Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.
Büyük Atatürk'ün "verdiği dersi" bugün hâlâ anlayamayanların olması ne kadar acı.
 
"Kürt açılımının karşısında duranları iki cihanda lekeli kabul ediyoruz. Sürecin güzel bir şekilde tamamlanması için elimden geleni yaparım"

ym_sezenaksu_k.jpg


Hükümet'in demokratikleşme açılımına ünlü sanatçı Sezen Aksu'dan destek geldi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayan Aksu, "Açılımınızı ailece canı gönülden destekliyoruz. Bu sürecin karşısında duranları iki cihanda da lekeli kabul ediyoruz" dedi. Kardelenler Projesi kapsamında bir dizi konser veren ve son olarak Tunceli'de Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne katılan milyonların sevgilisi Sezen Aksu, bu kez hükümetin demokratikleşme açılımına katkı sağlamak üzere harekete geçti.

GÖNÜLDEN DESTEK


Başbakan Erdoğan'ı telefonla arayan Aksu, açılımla ilgili görüşlerini iletti ve destek mesajı verdi. Aksu, "Annemle, babamla konuştum. Son açılımınızı hep birlikte, canı gönülden destekliyoruz. Sürecin güzel bir şekilde tamamlanması için elimden geleni yapmaya hazırım. Annem ve babam, bu sürecin karşısında duranları iki cihanda lekeli kabul ediyorlar, ben de öyle görüyorum. Türkiye'nin her köşesinde ayrı bir güzellik var. Türkiye'nin her karesi aynıdır, bizim ayrımız gayrımız yok, olamaz da" dedi.

"ÖNCE KARDELEN"

Sezen Aksu, daha önce Turkcell'in başlattığı Kardelenler Projesi kapsamında bir dizi konser vermişti. Doğu ve Güneydoğulu kızların okumaları ve eğitimde fırsat eşitliğine destek sağlanması amacıyla 2000 yılında başlatılan proje kapsamında Aksu, sahneye beyaz elbiseler giymiş kızlarla çıkıyordu. Proje için Kardelen isimli bir şarkı da besteleyen Aksu konserlerinde, "Bütün çocuklar eşit doğar. Ancak hayat bazılarına daha çok şans tanır. Hayatın herkes için eşitlenmesi insanın en kutsal amacı olmalıdır. İşte ben, bunun için buradayım" diyerek mesajını iletmişti. Aksu'nun çıkardığı albümün tüm geliri de projeye aktarıldı.

KÜRTÇE ŞARKI

Birkaç gün önce Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne katılan Aksu, binlerce hayranını Tunceli'ye çekmiş, 2 saat süren konserinde Zazaca ve Kürtçe şarkı söylemişti. Aksu, konserde "Ben doğanın değerleriyle ilgili bütün kalbimle şuna inanıyorum, doğanın hakkı aynen insan hakkı gibi bir şey. Taşın, toprağın, denizin, ağacın, suyun hakkı var. Bu bir ekolojik hak. Bu dengeyi bozdukça, hepimiz bozulduk. O yüzden bu doğanın hakkının karşısında, tıpkı insan haklarının karşısında eğildiğim gibi saygıyla eğilmek istiyorum" diye çevre mesajı da vermişti.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'LA KARDELEN BULUŞMASI

Sezen Aksu'nun 25 Kasım 2005'te Ankara'da verdiği Kardelenler konserine Başbakan Tayyip Erdoğan da eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılmış, sahnede duygulu anlar yaşanmıştı.

 
Nedir peki arkadaşım. Tut ki ben bilmiyorum. Bir zahmet özetlermisin..?

Anlatayım..

Kürt açılımı, bebek katili apo itinin yol haritasını beklemektir.

Dtp' ye pkk deyip, ayaklarına gitmektir.

Barzani' yi sevindirmektir.

Özgürlük yalanları ile ülkeyi bölmektir.

Pkk' nın bizi tehdit etmesini izlemektir.

Şehitlerimizin, gazilerimizin kemiklerini sızlatmaktır.

Türk Milletini hiçe saymaktır.

sadece bazıları.

Anlamadığın yer olursa sor..
 
Geri
Üst