Y£$!L
New member
Dua
İL : İSTANBUL
AY-YIL : TEMMUZ-2007
TARİH : 20.07.2007
DUA
Muhterem Müminler!
İnsanoğlunun en büyük ve değişmeyen ihtiyaçlarından biri, ulu ve şefkatli bir kudretin desteğini yanında hissetmesi, gerektiğinde hâlini ona arzedip yardımını dilemesidir. Bu bakımdan hepimiz sık sık dua ihtiyacı hissederiz. Yürekten kopup gelen bir yalvarışla beraber edeple, Allah’ın yüce huzurunda eğilerek yapmış olduğumuz bütün ibadet ve taatler, O’nu razı etmek için atmış olduğumuz her adım bir duadır. Peygamberimiz (s.a.v.), buna dikkatimizi çekerek “Dua ibadettir” [2] buyurmuştur. Her gün beş vakit namazda, Fâtiha sûresini okurken “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster, gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” [3] diyerek dua ederiz.
Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de “(Ey Resûlüm!) Kullarım sana beni sorduğunda (söyle onlara): Ben onlara çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm.” [1] buyurmaktadır. İhlâslı bir şekilde Rabbimize yapmış olduğumuz duaların kabulünden şüphe etmemeliyiz, dualarım kabul olmuyor diyerek dua ve ibadetlerimizde ümitsizlik ve tereddütler taşımamalıyız. Dua bize, kabul Allah’a aittir ve O bizim için en hayırlısının ne olduğunu eksiksiz bilir. Zira Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de "Allah Teâlâ yeryüzünde dua eden hiçbir müslümanın isteğini boş çevirmez, muhakkak bir karşılık verir. Ya kulun istediği şeyi ona verir, ya onun yerine o kulundan bir kötülüğü kaldırır ya da istediğinin karşılığını âhirete saklar” [4] buyurarak yapılan duaların bir şekilde karşılık bulacağını haber vermektedir.
Değerli Kardeşlerim!
Mümin sadece ihtiyaç ve sıkıntı anında Rabbine dua etmez, aksine genişlik ve rahat zamanlarında da dua eder ve yalvarır ki darlık ve sıkıntı zamanında Allah onunla beraber olsun. Peygamberimiz (s.a.v.) “Kim sıkıntı ve güçlük içinde bulunduğu zamanlarda duasının kabul olunmasını isterse bolluk ve mutluluk zamanlarında da çok dua etsin” [5] buyurmak sûretiyle rahat zamanlarda dua etmemizi tavsiye etmiştir. Çünkü dua ibadettir.
Mümin duanın kabulü için gerekli olan şartları da yerine getirmeli ve hayatını Allah Teâlâ’nın razı olduğu istikamette yaşamalıdır. Duanın kabulü için birinci şart ruhen ve bedenen temiz olmak, yüreğimizin iman ve içtenlikle dolu bulunması, hâlimizin Allah’a teslimiyet hâli olmasıdır. Zira “Allah tevbe eden ve temizlenenleri sever” [6] , Allah tarafından sevilenlerin de duaları kabul olur.
Haram lokma, kul haklarını ihlal duaların kabulüne engeldir. Mümin helal yolla çalışarak alın teri ile elde ettiği kazançla beslenirse duası kabul olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kişi saçı sakalı dağınık ağlayıp feryat eder, hâlbuki onun yediği haram giydiği haram, içtiği haram bu dua nasıl kabul olur” [7] buyururlar.
Aziz Kardeşlerim!
Bu şartlara uygun yapmış olduğumuz duaların kabulünden şüphe duymamalıyız, çünkü Yüce Allah “Dua edin, duanızı kabul edeyim” [8] buyurmak suretiyle yapmış olduğumuz duaları kabul edeceğini müjdelemektedir.
Hutbemi Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz tarafından tavsiye edilen bir dua âyetinin meâliyle bitiriyorum: “Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak, bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! Rabbimiz Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru” [9].
__________________________
[1] Bakara, 2/186.
[2] Ebû Dâvûd, “Vitir”, 23.
[3] Fâtiha, 1/5-7.
[4] Tirmizî, “Dua”, 15.
[5] Tirmizî, “Dua”, 8.
[6] Bakara, 2/222.
[7] Müslim, “Zekât”, 65.
[8] Mü’min, 40/60.
[9] Bakara, 2/286, 201.
SELAM VE DUA İLE...
Renk :Ayet
Renk :Hadis
İL : İSTANBUL
AY-YIL : TEMMUZ-2007
TARİH : 20.07.2007
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَة الدَّاعِ
إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ
يَرْشُدُونَ
1
قال النبي صلي الله عليه وسلم : "الدُّعَاءُ هُوَ
الْعِبَادَةُ"
2
DUA
Muhterem Müminler!
İnsanoğlunun en büyük ve değişmeyen ihtiyaçlarından biri, ulu ve şefkatli bir kudretin desteğini yanında hissetmesi, gerektiğinde hâlini ona arzedip yardımını dilemesidir. Bu bakımdan hepimiz sık sık dua ihtiyacı hissederiz. Yürekten kopup gelen bir yalvarışla beraber edeple, Allah’ın yüce huzurunda eğilerek yapmış olduğumuz bütün ibadet ve taatler, O’nu razı etmek için atmış olduğumuz her adım bir duadır. Peygamberimiz (s.a.v.), buna dikkatimizi çekerek “Dua ibadettir” [2] buyurmuştur. Her gün beş vakit namazda, Fâtiha sûresini okurken “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster, gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” [3] diyerek dua ederiz.
Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de “(Ey Resûlüm!) Kullarım sana beni sorduğunda (söyle onlara): Ben onlara çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm.” [1] buyurmaktadır. İhlâslı bir şekilde Rabbimize yapmış olduğumuz duaların kabulünden şüphe etmemeliyiz, dualarım kabul olmuyor diyerek dua ve ibadetlerimizde ümitsizlik ve tereddütler taşımamalıyız. Dua bize, kabul Allah’a aittir ve O bizim için en hayırlısının ne olduğunu eksiksiz bilir. Zira Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de "Allah Teâlâ yeryüzünde dua eden hiçbir müslümanın isteğini boş çevirmez, muhakkak bir karşılık verir. Ya kulun istediği şeyi ona verir, ya onun yerine o kulundan bir kötülüğü kaldırır ya da istediğinin karşılığını âhirete saklar” [4] buyurarak yapılan duaların bir şekilde karşılık bulacağını haber vermektedir.
Değerli Kardeşlerim!
Mümin sadece ihtiyaç ve sıkıntı anında Rabbine dua etmez, aksine genişlik ve rahat zamanlarında da dua eder ve yalvarır ki darlık ve sıkıntı zamanında Allah onunla beraber olsun. Peygamberimiz (s.a.v.) “Kim sıkıntı ve güçlük içinde bulunduğu zamanlarda duasının kabul olunmasını isterse bolluk ve mutluluk zamanlarında da çok dua etsin” [5] buyurmak sûretiyle rahat zamanlarda dua etmemizi tavsiye etmiştir. Çünkü dua ibadettir.
Mümin duanın kabulü için gerekli olan şartları da yerine getirmeli ve hayatını Allah Teâlâ’nın razı olduğu istikamette yaşamalıdır. Duanın kabulü için birinci şart ruhen ve bedenen temiz olmak, yüreğimizin iman ve içtenlikle dolu bulunması, hâlimizin Allah’a teslimiyet hâli olmasıdır. Zira “Allah tevbe eden ve temizlenenleri sever” [6] , Allah tarafından sevilenlerin de duaları kabul olur.
Haram lokma, kul haklarını ihlal duaların kabulüne engeldir. Mümin helal yolla çalışarak alın teri ile elde ettiği kazançla beslenirse duası kabul olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kişi saçı sakalı dağınık ağlayıp feryat eder, hâlbuki onun yediği haram giydiği haram, içtiği haram bu dua nasıl kabul olur” [7] buyururlar.
Aziz Kardeşlerim!
Bu şartlara uygun yapmış olduğumuz duaların kabulünden şüphe duymamalıyız, çünkü Yüce Allah “Dua edin, duanızı kabul edeyim” [8] buyurmak suretiyle yapmış olduğumuz duaları kabul edeceğini müjdelemektedir.
Hutbemi Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz tarafından tavsiye edilen bir dua âyetinin meâliyle bitiriyorum: “Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak, bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! Rabbimiz Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru” [9].
__________________________
[1] Bakara, 2/186.
[2] Ebû Dâvûd, “Vitir”, 23.
[3] Fâtiha, 1/5-7.
[4] Tirmizî, “Dua”, 15.
[5] Tirmizî, “Dua”, 8.
[6] Bakara, 2/222.
[7] Müslim, “Zekât”, 65.
[8] Mü’min, 40/60.
[9] Bakara, 2/286, 201.
Hasan YAZICI
Terazidere Camii İmam-Hatibi
Bayrampaşa
Terazidere Camii İmam-Hatibi
Bayrampaşa
SELAM VE DUA İLE...
Renk :Ayet
Renk :Hadis