incubus84' Alıntı:
Son olarak Türkocağı Kimsenin şehadetine laf söylemek gibi bi yanlış içinde değilim Allah korusun bu duruma düşmekten Mesele farklı bir ülkü şehidi tutturmuşsunuz kardeş kardeşi kırıyo bir kavram kargaşası yüzünden
Şehit lik tek başına bütün anlamları içinde taşıyan bir mertebe az öncede belirttiğim gibi önüne arkasına eklemeler yapmak lüzum dışı oluyor
Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım insanların sıkıntısı şehidlik kavramının önüne ülkü kelimesinin konmasımıdır yoksa ölen insanın siyasi düşüncesine olan düşmanlık veya husumetmidir?
Benimle şunu tartışın A.Bület Orkan şehiddir veya değildir. Şehid değildir gibi bir düşüncede iseniz bunu tartışmaya Allahın izniyle hazırız.
Ülkü şehidi denilen kelimeden rahatsızsanız bu terim sadece şahsı tanımlamak için kullanılmıştır şehide herhangi bir anlam yüklemek için değil. Şehidin öylesi böylesi olmayacağını herhalde sizler kadar biliyoruz.
A. Bülent Orkan için ülkücü şehid tanımıda kullanılabilirdi mesela çeçen şehid, bosna şehidleri, çanakkale şehidleri, kıbrıs şehidi v.s örnekleri çoğaltmak mümkün bu tanımlama coğrafi veya siyasi olabilir. Siyasiden kasıt mensubu olduğu hareket veya cephedir, teşkilattır sadece bu anlatılmak istenmiştir. Müslümanlar arasında tefrikaya sebebiyet verecek bir anlam ihtiva etmemektedir Allah cümlemizi böyle tefrikalardan muhafaza eylesin.
Kavramları tartışırken o kavramdan ne anladığınız önemlidir sadece kelime olarak telaffuz etmek değil, türklük benim için İslama hizmettir, türk-islam ülküsü çerçevesindede olay bundan ibarettir ancak elbette farklı milliyetçilik düşüncesinde olanlar var bu insanlar mhp yide kendilerine yakın hissedebilirler ancak farklı düşünceleri onları bağlar.
Türk Milliyetçiliğini; Türkün diğer ırklardan üstünlüğü olarak algılayanlar var, ümmetçilik düşüncesine zıt olarak algılayıp ümmetçiliğe düşman olanlar var, İslam alemini hiçe sayanlar var, ancak bunların hepsini aynı kefeye koymaya kalkarsanız haksızlık etmiş olursunuz.
Bizim fikri yapımıza ve yaşantımıza nizam ve intizam veren bir dinimiz var türklüğümüzde elbette islamiyetin potasından geçip süzülerek bize aksedecektir. Anlatmak istediğimi bir kaç paragırafla seyyid ahmed arvasi(r.a) hz leri izah ediyor:
Düşman, karşısındaki güçleri parçalayarak, onları birbirine düşürerek, kolay yutulur lokmalar durumuna sokmak ister. Mesela, sanki bir insan, hem 'dindar', hem 'milliyetçi', hem 'medeniyetçi' olamazmış gibi, bu değerleri birbirine zıt proğramlar durumuna sokarak, hiç yoktan 'çatışan güçler' meydana getirir. Bu oyunlarını, o kadar ustaca planlar ki,
tertiplerini anlamak için bazan olayların üzerinden elli veya yüz sene geçmesi gerekir. Mesela, Osmanlı Türk Devleti'nin parçalanması ve Orta-Doğu'nun sömürgeleştirilmesi için,
dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, 'din' ile 'milliyetçilik' arasında zıddiyet ve düşmanlık duyguları doğurmayı planlamış olduklarını şimdi itiraf ediyorlar.
Serge Hutin adlı bir Fransız masonunun yazdığı 'Les Francs-Maçons' kitabının 127.nci sayfasında okuduğumuza göre İslam dünyasında masonlar Cemaleddin-i Afgani ve
Muhammed Abduh gibi 'din politikacılarını' localarına kaydederek onların eliyle 'Dini, milli yapılara göre reforme ederek' alemşumul İslam dinini bozmak, öte yandan Müslüman
Kardeşler (Freres Musulmans) hareketi ile de 'İslam'da milliyetçilik yoktur' propagandası ile milletleri çökertmek ve bu suretle -çok kahpece bir planlar- birbirine zıt 'İslamcı' ve
'Milliyetçi' sun'i düşman kamplar doğurmak istemişlerdir.
Emperyalizm, bizim dünyamızda bu 'paradoks'tan çok istifade ettiğini ayrıca yazmaktadır. Dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, din ve milliyet gibi iki mukaddes varlığımızı,
birbirine düşman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor.
O halde, Türk Milliyetçisine düşen iş, bütün varlığı ile bu oyunu, herşeyden önce kendi yurdunda bozmak olmalıdır. Bu ülkede, sun'i olarak birbirine düşman 'güya Türkçü' ve 'güya İslamcı' cepheler meydana getirmek isteyen hain ve kahpe oyunların
karşısına, bir Müslüman-Türk olarak ve tarihine yaraşır bir biçimde çıkmalıdır.
Bunun için, Türk-İslam kültürüne, Türk-İslam medeniyetine, Türk-İslam ülküsüne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam iman, aşk, ahlak ve aksiyonuna sahip, Türklüğü bedeni,
İslamiyeti ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan, Dünya Türklüğünün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin
ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur.
Gene Mehmet Akif bizleri uyarıyor:
Akif’te Milliyetçilik
Vatanın ve Milletin birliğini korumak ( Milliyetçilik ) Müslümanlık, fertler arasında ırk, dil, renk... farkı gözetmediğinden; Âkif'in "gençliği", her türlü tefrikadan arınmış olacaktır. Ona gore bir milletin, farklı ırklardan meydana gelmesi, ideal birliği sağlanması halinde, tehlike teşkil etmez.
Sen! Ben! Desin efrad, aradan vahdeti kaldır,
Milletler için işte kıyâmet o zamandır.
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez!
Mehmed Akif ümmetçidir, ancak Akif'in ümmetçiliği Müslümanlığın millî hakimiyetle tamamlanması esasına bağlıdır. O, millî hakimiyetin olmadığı yerde Müslümanlığı düşünemez, diyenler haklıdırlar.
Mehmet Akif; Siyasî bakımdan "ümmetçi" olmasına karşılık, duyguları bakımından "halkçı" ve "milliyetçidir.
Mehmet Akif Ersoy
"Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize
Birbirinden müteferrik bu kadar akvamı
Aynı milliyetin aklında tutan İslam'ı
Temelinden yıkacak zelzele kavmiyettir
Bunu bir lahza unutmak ebedi heybettir..." (Süleymaniye kürsüüsnde,s.179)
"Arabın türke , lazın çerkese,yahut kürde
Acemin çinliye ruçhanı mı var?Nerde?
Müslümanlıkta anasır mı olurmuş ?Ne gezer!
Fikr-i kavmiyeti tel'in ediyor Peygamber
En büyük düşmanıdır ruh-i Nebi tefrikanın
Adı batsın onu islama sokan kaltabanın!" (Hakkın sesleri ,s. 205)
Elbetteki Mehmet Akifin bahsettiği kavmiyetçilik " ümmet " kavramına karşı olan kavmiyetçilik fikridirki Akifin dediği gibi ADI BATSIN..