türk ocağı
serdengeçti
ALİ BÜLENT ORKAN
Mamak Askeri Cezaevi dehşet günlerini yaşıyordu...
...Ali Bülent Orkan gezerdi bu hücrede daha önceleri. On onbeş günlük sakalı ile havalı havalı yürürdü bu havasız mekânda. Her sabah yarım saatlik bahçe vaktinde bir olurdu bakışlarımız. Mamak Askerî Cezaevi dehşet günlerini yaşarken, komünist örgütlerin kılını bile kıpırdatamadığı o şiddet ortamında, teşkilâtımız mensupları ferdî çıkışlarıyla destanlara konu olacak kutlu bir direniş gösteriyorlardı. Bunun en estetik örneğini Ali Bülent Orkan sergilemişti.
Şer örgütlerinin azılı tetikçileri idarenin baskısına boyun bükmüş yedek gardiyanlık yaparken, Ali Bülent Orkan gibi kardeşlerimiz direnişin sembolü olmuştu. Rütbesiz erlere 'komutanım' diye hitap etmek mecbur ve aksi durum, ağır cezaî müeyyidelere gerekçeydi. Fakat, kardeşim Ali Bülent;
-Hey asker ağa bir baksana, diye kapıdaki yüzbaşıya seslenerek, mitolojik bir çıkış yapıyor ve günlük sakal tıraşının mecbur olduğu o işkence günlerinde bir haftalık sakalı ile, üç adım hücre voltası atarak, 'Kartal kanat' yürüyordu. O sanki idam mahkûmu değil de, ilâhî bir celsenin karizmatik hâkimi gibiydi. Ali Bülent Orkan, 13 Ağustos 1982 Cuma günü sabaha karşı Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde asılarak şehit edildi. Mübarek bedeni Ankara Karşıyaka Asri Mezarlığı'na defnedildi.
Ruhu şad makamı cennet olsun..
KURBANA EYVAH...
Dünya ne hoş demirlerin ardından
Kendi rızamızla gelmedik, eyvah!
Yiğit ayrılır mı gönül yurdundan
Gurbette süründük, ölmedik, eyvah!
Mavzerleri göz yaşıyla ısladık
Meydanlarda öz evlatlık tasladık
Baba dedik, sırtımızı yasladık
Meğer üvey imiş bilmedik, eyvah!
Kör bıçağı bekliyordu bebemiz
Kurban olmak idi bütün çabamız
Ki, İbrahim olmayınca babamız
Bizler de İsmail olmadık, eyvah!
Eyyub ‘a benzer ki Yakub’un hali
Babalıktan yana yoktur emsali
Firavun damında Yusuf misali
Bir babaya hasret kalmadık, eyvah!
Çekilenler unutulur, gider mi?
Bir baba oğluna böyle eder mi?
İsyan mı, sitem mi, yoksa kader mi?
Ne çare bir cevap bulmadık, eyvah!
Mamak Askeri Cezaevi dehşet günlerini yaşıyordu...
...Ali Bülent Orkan gezerdi bu hücrede daha önceleri. On onbeş günlük sakalı ile havalı havalı yürürdü bu havasız mekânda. Her sabah yarım saatlik bahçe vaktinde bir olurdu bakışlarımız. Mamak Askerî Cezaevi dehşet günlerini yaşarken, komünist örgütlerin kılını bile kıpırdatamadığı o şiddet ortamında, teşkilâtımız mensupları ferdî çıkışlarıyla destanlara konu olacak kutlu bir direniş gösteriyorlardı. Bunun en estetik örneğini Ali Bülent Orkan sergilemişti.
Şer örgütlerinin azılı tetikçileri idarenin baskısına boyun bükmüş yedek gardiyanlık yaparken, Ali Bülent Orkan gibi kardeşlerimiz direnişin sembolü olmuştu. Rütbesiz erlere 'komutanım' diye hitap etmek mecbur ve aksi durum, ağır cezaî müeyyidelere gerekçeydi. Fakat, kardeşim Ali Bülent;
-Hey asker ağa bir baksana, diye kapıdaki yüzbaşıya seslenerek, mitolojik bir çıkış yapıyor ve günlük sakal tıraşının mecbur olduğu o işkence günlerinde bir haftalık sakalı ile, üç adım hücre voltası atarak, 'Kartal kanat' yürüyordu. O sanki idam mahkûmu değil de, ilâhî bir celsenin karizmatik hâkimi gibiydi. Ali Bülent Orkan, 13 Ağustos 1982 Cuma günü sabaha karşı Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde asılarak şehit edildi. Mübarek bedeni Ankara Karşıyaka Asri Mezarlığı'na defnedildi.
Ruhu şad makamı cennet olsun..
KURBANA EYVAH...
Dünya ne hoş demirlerin ardından
Kendi rızamızla gelmedik, eyvah!
Yiğit ayrılır mı gönül yurdundan
Gurbette süründük, ölmedik, eyvah!
Mavzerleri göz yaşıyla ısladık
Meydanlarda öz evlatlık tasladık
Baba dedik, sırtımızı yasladık
Meğer üvey imiş bilmedik, eyvah!
Kör bıçağı bekliyordu bebemiz
Kurban olmak idi bütün çabamız
Ki, İbrahim olmayınca babamız
Bizler de İsmail olmadık, eyvah!
Eyyub ‘a benzer ki Yakub’un hali
Babalıktan yana yoktur emsali
Firavun damında Yusuf misali
Bir babaya hasret kalmadık, eyvah!
Çekilenler unutulur, gider mi?
Bir baba oğluna böyle eder mi?
İsyan mı, sitem mi, yoksa kader mi?
Ne çare bir cevap bulmadık, eyvah!