Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner, TAKVİM'e konuştu: Şehitlerin artmasıyla hükümetin oy kaybedeceğine inanan PKK, CHP&MHP koalisyonunu istiyor... Çünkü terörle mücadelede geri adım atılacağını düşünüyor
HAKAN DİLEK / 25 Haziran 2010, Cuma - 09:32
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu USAK'ın Başkanı Sedat Laçiner, Türkiye'nin demokratikleştiğine dikkat çekti. Laçiner, gündemdeki konuları TAKVİM'e değerlendirdi.
Erken seçim telaffuz ediliyor. Referandum için geri sayım başladı... Bu süreçte Türkiye ile PKK arasındaki çatışma nasıl şekillenecek?
Seçime zaten az var, referandum da bikaç ay sonra. Yani bir yıldan daha az bir sürede iki oylama var. Bu tür dönemler terör örgütlerinin arayıp da bulamadıkları zamanlardır. PKK her ikisini de iyi değerlendirmek ve ortalığı kana bulamak istiyor. PKK'nın tercihi MHP-CHP koalisyonu. Çünkü terörle mücadelede sertleşme ve demokratikleşmeden geri adım atılacağını umuyor. PKK, şehit sayısı artarsa, hükümetin o kadar oy kaybedeceğini düşünüyor.
Taşeron tartışmaları gündemimizi kapladı. Daha açık soracak olursak; PKK İsrail'in taşeronu mudur?
PKK'nın diğer ülkelerce kullanıldığını Öcalan mahkemede kendisi itiraf etti. İngiltere, ABD, bir sürü ülke saydı. Sonra PKK'da uzun yıllar İrancı bir kanat vardı. Daha çok İran'a yakınlardı. Bu arada PKK, yıllarca Suriye Gizli Servisi Muhaberat tarafından korunmadı mı? Öcalan Şam'da oturmadı mı? İsrail'in ve ABD'nin PKK'nın bir koluna silah ve eğitim yardımında bulunduğunu Amerikan ve İsrail basını yazmadı mı? Bunlar taşeronluk değil de nedir?
Türkiye devlet olarak sorumluluklarını nasıl yerine getirebilir?
Bu işin çözümü demokratikleşme, zenginleşme ve devlet ile vatandaşlarının kucaklaşmasıdır. Fakat kendisini savunamayan, güçsüz demokrasi olmaz. Teröristle mücadele terörle mücadelenin sadece yüzde 10'u ve olmazsa olmazıdır. Teröristi oylayacaksınız ki istismar edilen alanları kapatmak için zemin ve zaman kazanacaksınız.
OHAL, terörün durdurulması için çözüm olabilir mi?
Terör sıkıyönetim ortamında doğdu ve OHAL döneminde filizlendi, kök saldı. Bugün PKK'yı başımıza bu derece dert haline getiren OHAL'dir. PKK güçlenmek ve adam kazanmak için çoğu zaman sadece oturup devletin hatalar yapmasını seyretmiştir. OHAL'i yeniden getirmek intihardır. OHAL, PKK'nın istediğidir.
Devlet kurumları arasında koordinasyonsuzluk olduğu savı doğru mu?
Evet doğru. Devlette büyük bir dağınıklık var. Mahkemede birinci sanık olan adamı hala mahkemeye götüremeyen bir devlete devlet demezler. Terör açısından bakıldığında ise terörle mücadelenin kalbi kimdir, beyni kimdir belli değil. Herkes terörle mücadelenin sorumsununu ordu sanıyor. Oysa ki bizim yasalarımıza göre ordu sadece talep halinde takviye olabilir.
Terör örgütü PKK neden savaş ilan etti?
Demokratik açılım tartışmalarının PKK'yı daha bir hiddetlendirdiğini ve saldırılarının bu açılım gerekçesiyle yoğunalaştığını söyleyebilir miyiz?
2000'den beri Türkiye demokratikleşiyor ve bu da PKK'ya, yani şiddete kalan alanı iyiden iyiye daraltıyor. Kürtçe TRT, Kürtçe'nin neredeyse tamamen serbest kalması. 2009 yazında başlatılmaya çalışılan Demokratik Açılım Kürt vatandaşlarımız açısından demokratikleşmeyi taçlandırma. Terör örgütü yapılanın kendisini tasfiye girişimi olduğu düşüncesiyle adeta savaş ilan etti. Yani açılım yapılmadı fakat adı bile örgütü panikletmeye yetti.
Savunma konusunda İsrail'e bağımlıyız...
Gazze'ye giden Mavi Marmara'ya yapılan saldırı nasıl bir gerçeğe denk düşüyor? Bu konuda ne tür önlemler alabiliriz?
Türkiye savunmasında İsrail ve Yahudi savunma şirketlerine bağımlı. Bu nedenle İsrail'le ilişkileri bozarken önlemlerini de almak gerekirdi. Ölmüş PKK 1 Mart Tezkeresi'nden sonra yeniden dirildi. ABD ile ilişkilerin bozulmasının böyle bir etkisi oldu. Davos'tan ve Mavi Marmara'dan sonra ise PKK adeta çıldırdı. İsrail'de pek çok kişi bugün Türkiye'yi düşman sayıyor. İsrail'in düşmanlarına ne yaptığını da herkes bilir. Bu sözlerim Türkiye haksızlıklara boyun eğsin, ilkesiz davransın anlamını taşımıyor.
kaynak
HAKAN DİLEK / 25 Haziran 2010, Cuma - 09:32
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu USAK'ın Başkanı Sedat Laçiner, Türkiye'nin demokratikleştiğine dikkat çekti. Laçiner, gündemdeki konuları TAKVİM'e değerlendirdi.
Erken seçim telaffuz ediliyor. Referandum için geri sayım başladı... Bu süreçte Türkiye ile PKK arasındaki çatışma nasıl şekillenecek?
Seçime zaten az var, referandum da bikaç ay sonra. Yani bir yıldan daha az bir sürede iki oylama var. Bu tür dönemler terör örgütlerinin arayıp da bulamadıkları zamanlardır. PKK her ikisini de iyi değerlendirmek ve ortalığı kana bulamak istiyor. PKK'nın tercihi MHP-CHP koalisyonu. Çünkü terörle mücadelede sertleşme ve demokratikleşmeden geri adım atılacağını umuyor. PKK, şehit sayısı artarsa, hükümetin o kadar oy kaybedeceğini düşünüyor.
Taşeron tartışmaları gündemimizi kapladı. Daha açık soracak olursak; PKK İsrail'in taşeronu mudur?
PKK'nın diğer ülkelerce kullanıldığını Öcalan mahkemede kendisi itiraf etti. İngiltere, ABD, bir sürü ülke saydı. Sonra PKK'da uzun yıllar İrancı bir kanat vardı. Daha çok İran'a yakınlardı. Bu arada PKK, yıllarca Suriye Gizli Servisi Muhaberat tarafından korunmadı mı? Öcalan Şam'da oturmadı mı? İsrail'in ve ABD'nin PKK'nın bir koluna silah ve eğitim yardımında bulunduğunu Amerikan ve İsrail basını yazmadı mı? Bunlar taşeronluk değil de nedir?
Türkiye devlet olarak sorumluluklarını nasıl yerine getirebilir?
Bu işin çözümü demokratikleşme, zenginleşme ve devlet ile vatandaşlarının kucaklaşmasıdır. Fakat kendisini savunamayan, güçsüz demokrasi olmaz. Teröristle mücadele terörle mücadelenin sadece yüzde 10'u ve olmazsa olmazıdır. Teröristi oylayacaksınız ki istismar edilen alanları kapatmak için zemin ve zaman kazanacaksınız.
OHAL, terörün durdurulması için çözüm olabilir mi?
Terör sıkıyönetim ortamında doğdu ve OHAL döneminde filizlendi, kök saldı. Bugün PKK'yı başımıza bu derece dert haline getiren OHAL'dir. PKK güçlenmek ve adam kazanmak için çoğu zaman sadece oturup devletin hatalar yapmasını seyretmiştir. OHAL'i yeniden getirmek intihardır. OHAL, PKK'nın istediğidir.
Devlet kurumları arasında koordinasyonsuzluk olduğu savı doğru mu?
Evet doğru. Devlette büyük bir dağınıklık var. Mahkemede birinci sanık olan adamı hala mahkemeye götüremeyen bir devlete devlet demezler. Terör açısından bakıldığında ise terörle mücadelenin kalbi kimdir, beyni kimdir belli değil. Herkes terörle mücadelenin sorumsununu ordu sanıyor. Oysa ki bizim yasalarımıza göre ordu sadece talep halinde takviye olabilir.
Terör örgütü PKK neden savaş ilan etti?
Demokratik açılım tartışmalarının PKK'yı daha bir hiddetlendirdiğini ve saldırılarının bu açılım gerekçesiyle yoğunalaştığını söyleyebilir miyiz?
2000'den beri Türkiye demokratikleşiyor ve bu da PKK'ya, yani şiddete kalan alanı iyiden iyiye daraltıyor. Kürtçe TRT, Kürtçe'nin neredeyse tamamen serbest kalması. 2009 yazında başlatılmaya çalışılan Demokratik Açılım Kürt vatandaşlarımız açısından demokratikleşmeyi taçlandırma. Terör örgütü yapılanın kendisini tasfiye girişimi olduğu düşüncesiyle adeta savaş ilan etti. Yani açılım yapılmadı fakat adı bile örgütü panikletmeye yetti.
Savunma konusunda İsrail'e bağımlıyız...
Gazze'ye giden Mavi Marmara'ya yapılan saldırı nasıl bir gerçeğe denk düşüyor? Bu konuda ne tür önlemler alabiliriz?
Türkiye savunmasında İsrail ve Yahudi savunma şirketlerine bağımlı. Bu nedenle İsrail'le ilişkileri bozarken önlemlerini de almak gerekirdi. Ölmüş PKK 1 Mart Tezkeresi'nden sonra yeniden dirildi. ABD ile ilişkilerin bozulmasının böyle bir etkisi oldu. Davos'tan ve Mavi Marmara'dan sonra ise PKK adeta çıldırdı. İsrail'de pek çok kişi bugün Türkiye'yi düşman sayıyor. İsrail'in düşmanlarına ne yaptığını da herkes bilir. Bu sözlerim Türkiye haksızlıklara boyun eğsin, ilkesiz davransın anlamını taşımıyor.
kaynak