Türküm, Laikim, Müslümanım

Ben tarafsız yazı lafına karşı çıktığımı belli ettim...

Adam demiş :hem Müslüman,hem laik hem bilmem ne olunabilir...

Ben de diyorum ki olunamaz ve buna şeri deliller getiriyorum..

Olunabilir diyen varsa getirsin ayet hadis vb görelim


Ben küfrederken allahı kitabı karıştırmamaya gayret ediyorum, laik olmasam her küfrümde paylaşırım özelliklede trafikte.
 
Ben ayet,hadis istedikçe bazıları M.Kemalden dem vuruyorlar...

E tabi!Ondan daha sağlam kalkan mı olur?

Söyle M.Kemalin adını akan sular dursun.....

Çünkü söyliyebilecekleri başka laf,sığınabilecekleri başka kapı yok..

Laiklik 1400 senelik İslam tarihinde yok.Son 80 sene var ve bu adamlar bunu M.Kemalin ardına saklanarak savunuyorlar...

Hayır arslanlarım biz sizden ayet hadis icmai fukaha istiyoruz..

Varsa söyleyin...

Laiklik şu şeri mesnedden dolayı haktır deyin..

Yapamazsınız,çünkü gerçek ortada...

Sizin yapacağınız tek şey M.Kemalin ardına saklanmak...
 
Atatürk'e arkasına saklanmıyoruz.Atatürk'ü takdir ediyoruz.Çünkü o bugünkü bazı kişiler gibi dini kendi çıkarı için kullanmadı.O Kur'an-ı Kerim'i türkçeye çevirttirdi NE OKUDUĞUMUZU ANLAYALIM diye
 
Evet daha evvel insanlar Kuranı hiç anlamıyordu,Zembilli Aliler,Ebussuud Efendiler,İbni Abidinler gökten zembille inmişti zaten.Fatih Sultan Mehmed tebdili kıyafet gezip bir esnaftan yağ,bal isteyince esnafın yağı verdikten sonra "Ağam ben bugünki alışverişimi yaptım.Yan komşum siftah etmedi.Balı ondan al" diyen adamlar da Kuranı anlamayan adamlardı zaten..

Kuran Türkçe olunca çok iyi(!!!) anlaşıldı.Bu sebeple içki tüketiminde dünyada ilk sıralardayız,zina fuhuşta Sodom ve Gomorre ile Pompei ile kapışıyoruz,cinayet,rüşvet ve nice ahlaksızlık almış başını gidiyor.

Hakkaten çok iyi(!!) anlamışız Türkçe Kuranı...E bir de şu var okumak ayrı,anlamak ayrı,okuduğunu anlayarak yaşamak apayrı....Bu bahsi digerdi.

Asıl mesele laikliğin hakkaniyetinin şeri olup olmaması

O "TÜRKÇE" Kurandan bana bir ayet göstersene laikliğin hak olduğuna dair..

Ben bunu istiyorum

Topu taca atmanın manası yok ki...
 
sen Kuranda TÜRBAN ı bul bende sana laikliği bulayım...

Türban ne,başörtüsü ne?

Önemli olan örtünmek...Kavramlara takılanlar sizlersiniz.

Biz örtünmenin farziyetini söylüyoruz.Adı türban olmuş,türbin olmuş farketmez diyoruz.Önemli olanın avret mahallerinin örtülmesi olduğunu söylüyoruz.Adı ne olursa olsun...

Evet delikanlı olan laikliğinKuran a dayanarak hak olduğunu ispatlar....
 
Türban ne,başörtüsü ne?

Önemli olan örtünmek...Kavramlara takılanlar sizlersiniz.

Biz örtünmenin farziyetini söylüyoruz.Adı türban olmuş,türbin olmuş farketmez diyoruz.Önemli olanın avret mahallerinin örtülmesi olduğunu söylüyoruz.Adı ne olursa olsun...

Evet delikanlı olan laikliğinKuran a dayanarak hak olduğunu ispatlar....

madem kavramlara takmıyorsun o zaman ne diye laiklik diye tutturuyorsun?

madem kavramlara takılmıyorsun ozaman kul ile allah arasına girmenin laikliğe aykırı olduğunu laikliği çiğnediğini öğren...
 
madem kavramlara takmıyorsun o zaman ne diye laiklik diye tuttuyorsun?

madem kavramlara takılmıyorsun ozaman kul ile allah arasına girmenin laikliğe aykırı olduğunu laikliği çiğnediğini öğren...

Hadi hocam hadi

Laf ebeliği yapma

Hadis,Ayet gösterebiliyorsan göster...

Gösteremezsin çünkü tağut hak olmaz..Siyah beyaz,beyaz da siyah olmaz...

Sizler siyaha beyaz dediniz diye biz buna mecbur değiliz ve siyah beyaz olmaz...
 
Hadi hocam hadi

Laf ebeliği yapma

Hadis,Ayet gösterebiliyorsan göster...

Gösteremezsin çünkü tağut hak olmaz..Siyah beyaz,beyaz da siyah olmaz...

Sizler siyaha beyaz dediniz diye biz buna mecbur değiliz ve siyah beyaz olmaz...


tağut arıyorsan mezheplere tarikatlara cemaatlara bak.

en büyük tağutlar mezhep imamlarıdır efendi...
 
Evet daha evvel insanlar Kuranı hiç anlamıyordu,Zembilli Aliler,Ebussuud Efendiler,İbni Abidinler gökten zembille inmişti zaten.Fatih Sultan Mehmed tebdili kıyafet gezip bir esnaftan yağ,bal isteyince esnafın yağı verdikten sonra "Ağam ben bugünki alışverişimi yaptım.Yan komşum siftah etmedi.Balı ondan al" diyen adamlar da Kuranı anlamayan adamlardı zaten..

BAHSETTİĞİN KİŞİLER İYİ EĞİTİLMİŞ KİŞİLER.HALKTAN DEĞİL."Fatih Sultan Mehmed tebdili kıyafet gezip bir esnaftan yağ,bal isteyince esnafın yağı verdikten sonra "Ağam ben bugünki alışverişimi yaptım.Yan komşum siftah etmedi.Balı ondan al" diyen adamlar da Kuranı anlamayan adamlardı zaten.." DEMİŞSİN. Bunu kuranla ve onu anlamakla ne ilgisi var.bu insanlık kuralı.kabul iyi bir şey yapmış adam.din ALLAH ile kul arasındadır.her kim ki ALLAH ile kul arasına girmeye çalışırsa,o araya giren kişinin hristiyan papazlardan ne farki kalır ki?kalmaz.hazır Fatih Sultan Mehmet'ten konu açıldı bende bir şey söyleyeyim.Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethetti.bugün yönetimde olanlar ise başta İstanbul olmak üzere bütün Türkiye'yi yabancılara,müslüman olmayanlara satıyorlar.satılan yerleri almak için müslüman olanların yani bizim dedelerimizin kanları aktı.ama şimdi müslüman olduğunu söyleyenler,şehit kanıyla alınmış yeri müslüman olmayan kişilere satıyorlar.Sence bunda bir tuhaflık yok mu?
 
tağut arıyorsan mezheplere tarikatlara cemaatlara bak.

en büyük tağutlar mezhep imamlarıdır efendi...

Sen vehhabimisin,ateist misin,Fazlurrahmancımısın efendi?

İmamın kim?

BAHSETTİĞİN KİŞİLER İYİ EĞİTİLMİŞ KİŞİLER.HALKTAN DEĞİL."Fatih Sultan Mehmed tebdili kıyafet gezip bir esnaftan yağ,bal isteyince esnafın yağı verdikten sonra "Ağam ben bugünki alışverişimi yaptım.Yan komşum siftah etmedi.Balı ondan al" diyen adamlar da Kuranı anlamayan adamlardı zaten.." DEMİŞSİN. Bunu kuranla ve onu anlamakla ne ilgisi var.bu insanlık kuralı.kabul iyi bir şey yapmış adam.din ALLAH ile kul arasındadır.her kim ki ALLAH ile kul arasına girmeye çalışırsa,o araya giren kişinin hristiyan papazlardan ne farki kalır ki?kalmaz.hazır Fatih Sultan Mehmet'ten konu açıldı bende bir şey söyleyeyim.Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethetti.bugün yönetimde olanlar ise başta İstanbul olmak üzere bütün Türkiye'yi yabancılara,müslüman olmayanlara satıyorlar.satılan yerleri almak için müslüman olanların yani bizim dedelerimizin kanları aktı.ama şimdi müslüman olduğunu söyleyenler,şehit kanıyla alınmış yeri müslüman olmayan kişilere satıyorlar.Sence bunda bir tuhaflık yok mu?

Ben bir ulema sınıfından bir avamdan misal verdim...

Sen uyguladığın bazı şeyleri okumuşsundur anlamışsındır ve öyle uyguluyorsundur değil mi?

Mesela atıyorum uzun süre amonyak koklamanın ölüme sebeb olacağını biryerden okudun.Bunu anladığın için de uzun süre amonyak koklamazsın.

Ben de diyorum ki "ANLAŞILAN TÜRKÇE KURAN" varken biz nasıl oluyorda zinada,alkolde yolsuzlukta ileri seviyede oluyoruz da anlaşılmadığı yönünde mana verilen Arapça Kuran da ahlak destanı yazabiliyoruz?

Senin Allah la ilişkine kimsenin karıştığı yok ama Allahın işine devletin karıştığı çok.Türkçe ezan mesela..

İslamiyette bir kilise kavramı yokken,teokrasi yani bir ruhban sınıfının yönetimi yokken laikliğe gerek de olmaz.Sarkozy bile "Laiklik kutsal inek değildir" diyor.

Arkadaşım sen anlayışlı birine benziyorsun..

Rica etsem de şu laikliğin hak olduğuna dair bir ayet,hadis göstersen de kalbim tatmin olsa...
 
Sen vehhabimisin,ateist misin,Fazlurrahmancımısın efendi?

İmamın kim?

onun öyle olduğunu zannetmiyorum.ama velev ki öyle bundan sanane ki.dinde zorlama yoktur.zaten herkes müslüman olsa.bu dünyaya ne gerek vardı ki.dünya bir sınav.ve o sınavda insanlar sadece kendinden sorumludur."İmamın kim? diye sormuşsun diğer arkadaşa bu hoş bir soru değil.çünkü ne yani herhangi biri imam çıkacakta ona mı uyacağız biz.saçmalık.önce ALLAH'ın kitabı kur'an-ı Kerim'e bakarım,sonra olaya bir de imam olarak bakacaksam sadece Hz. Muhammed'e bakarım.
 
Ben tarafsız yazı lafına karşı çıktığımı belli ettim...

Adam demiş :hem Müslüman,hem laik hem bilmem ne olunabilir...

Ben de diyorum ki olunamaz ve buna şeri deliller getiriyorum..

Olunabilir diyen varsa getirsin ayet hadis vb görelim


Bende katılıyorum.Allah'ın kurallarına uyan biri Kur'an'ı kabul eden biri bence laik olamaz.Olur diyen mantıken kanıtlasın.Hz. Muhammed zamanında devleti yöneten Halife hem de din başkanı değilmiydi.Nası oluyo da dinle devlet işlerini ayırıyoruz.Mantığıma uymuyor.Açıklayın.
 
Bende katılıyorum.Allah'ın kurallarına uyan biri Kur'an'ı kabul eden biri bence laik olamaz.Olur diyen mantıken kanıtlasın.Hz. Muhammed zamanında devleti yöneten Halife hem de din başkanı değilmiydi.Nası oluyo da dinle devlet işlerini ayırıyoruz.Mantığıma uymuyor.Açıklayın.

"Bende katılıyorum.Allah'ın kurallarına uyan biri Kur'an'ı kabul eden biri bence laik olamaz."diyorsun.yanılıyorsun arkadaşım sadece çevrene değil.çevrenin ötesindekilere de bak.göreceksin.laiklik din ve vicdan özgürlüğüdür.Allah ile kulun arasına başka birinin girmemesi demektir.bu tanıma göre ben laikim.

"Hz. Muhammed zamanında devleti yöneten Halife hem de din başkanı değilmiydi." diyorsun Hz. Muhammed zamanında diyorsun bak.Hz Muhammed son peygamber ondan sonra peygamber gelmeyecek.gelmeyeceğine göre hem devlet yöneticisi hem din başkanı aynı kişi olamaz.zaten hatırlatırım Türkiye'de Atatürk'ün 1924'te kurduğu "Diyanet İşleri Başkanlığı" var.yani devlet dinden koparıldı demek doğru olmaz.
 
Senin misalin şuna benzer

Bir adam günün birinde bir hocaya gelir der ki:"Hoca Kuran da herşey yazıyor mu"

Hoca:"Evet yazıyor"

Adam:"O zaman bir un çuvalı kaç kilodur?"

Hoca gider bir fırına ve fırıncıya sorar.Cevabı öğrendindikten sonra gelir adama "50 kg dir" der.

Adam der ki"Hoca sen Kurana bakmadın ki..Gittin fırıncıya sordun" der.

Hoca:"Kuran da bir işi bileninden sorun diye yazar.Bir un çuvalının ağırlığını kim bilir.Fırıncı bilir.İşte gidip işi ehline sormak o meselenin Kuran daki cevabıdır"

Şimdi Kuran laiklik merduttur,sosyalizm mülhiddir demez.İslam ve diğerleri diye ayrım yapar.İslamı hak,diğerlerini batıl görür.Bu diğerlerinin başka adı tağuttur.O yüzden İslam'ın dışında olan bütün -izmler,likler Kuran da tek başlık altında tağut olarak geçer....


Biz Allahın ayetlerini satmıyoruz.Naçizane Hakkı emredip,batılı nehyediyoruz.Bu ise Müslümanlara farzdır...


Ayrıca illa Müslüman olunması yönünde baskımız da yok.Sadece siyahı beyaz,beyazın siyah olamıyacağını şeri delille anlatıyoruz.Siyahla beyazı karıştırmak ise daha vahim neticeler verir onu anlatmağa çalışıyoruz...

Ben şeri delilleri getiriyorum.Siz de laikliğin hak olduğunu gösteren ayet hadis getirin de görelim...

laiklik bi inanıns tarzi deil.laik olmak dinsiz olmak deildir bunu laiklik dinle devlet işlerinin birbirnden ayrı tutlması okadar.buna o BÜÜYYük anlamları yükleyip bu duruma getirilenler chp lilerdir. chp linin birisi Atatürk varken PEYGAMBERe ne gerek var demişti.akp lilerde atatürkü sevmez hemde hicbiri her fırsaatta hakaret ediyolar. şimdi chp Atatürkü kullanıyorsa akp dini kullnaıyorsa 2 sinin farkı ne???ama sunu anlamıyolar ALLAH bizimle olmasaydı biz bu savası kazanamzdık.dolaylı yoldan hersey ALLAHın sayesinde ama liderlik yapan atatürk adam öle yasalar koymus devleti öle seklde kurmuski okadar tahrip ettiler hala ayakta o bugunlerin olabilecegini görmus ve ona göre hesap yapmıs.
 
onun öyle olduğunu zannetmiyorum.ama velev ki öyle bundan sanane ki.dinde zorlama yoktur.zaten herkes müslüman olsa.bu dünyaya ne gerek vardı ki.dünya bir sınav.ve o sınavda insanlar sadece kendinden sorumludur."İmamın kim? diye sormuşsun diğer arkadaşa bu hoş bir soru değil.çünkü ne yani herhangi biri imam çıkacakta ona mı uyacağız biz.saçmalık.önce ALLAH'ın kitabı kur'an-ı Kerim'e bakarım,sonra olaya bir de imam olarak bakacaksam sadece Hz. Muhammed'e bakarım.


Keşke tüm insanlarımız böyle bilgili olsa...........

Allah varken Kuran varken kendimize neden başka veli bulalım banane şafiiisinden hanbellisinden fetullahından sati nursisinden, Allahtan daha iyi velimi bulacağım Allahtan daha iyi bir dost mu bulacağım? Tabikii hayırrrrr öyleyse neden kendime başka veliler/dostlar bulayım .

Ben TAĞUTLARA SIRTIMI döndüm, yüzümü Allahın Dini İslama çevirdim, banane mezhebinden tarikatından cemaatından banane şafisinden hanbellisinden fetullahından saiti nursisinden.

Tüm müslümanları arı din olan islama davet ediyorum, tağutların peşini bırakın tağutlara sırtınızı dönün arı din İslama yönelin.

_____________________________________________________

Nedir laiklik?

Laiklik,toplum ve devlet düzeninin akla ve bilime dayalı olmasıdır.
Din-devlet ayrımı,ya da din ve vicdan özgürlüğü,bu bütünün birer parçasıdır.
Laikliğin ortaya çıkışını zorunlu kılan iki temel neden var.

Birincisi;farklı inançtan insanların barış içinde bir arada yaşamalarını sağlamak.İkincisi;değişen koşullara,aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunu açık tutmak.

Bu gereksinme ilk kez Batı'da,Hristiyan dünyası içinde doğmuş.
Çünkü din savaşlarını,mezhep ayrımı nedeni ile komşuların birbirini öldürmesini ilk kez onlar yopun olarak yaşamışlar.Din adına yapılan baskılarla,onlar bin yıl kadar süren karanlık bir dönem yaşamışlar.

Ve gericilikten ve kardeş kavgasından kurtulmanın ön koşulu olarak laiklik gündeme gelmiş.

* * *

Acaba onları laikliğe zorlayan nedenler İslam dünyasi için geçerli değil mi? Anadolu müslümanları için geçerli değil mi?

Hristiyanlık uzun bir geri ve karanlık dönem yaşarken,İslam aydınlıktaydı.Endülüs müslümanları,sanatta,bilimde,felsefede çok ilerideydiler.Bir İbni Rüşt çıkıyor,''Tanrı'ya imanla değil akılla ulaşılabilir'' diyordu.Ve sadece İslam düşünürlerini değil,Hristiyan din adamlarını ve düşünürlerini de etkiliyordu.

Bundan birkaç yıl önce,ANAP'lı bir milli eğitim bakanı,ders kitaplarından Darwin'in evrim kuramını çıkattırdı..Niçin?.İnsanın kökenini maymuna götürdüğü ve bu nedenle de dinsel inançlara ters düştüğü için.

Oysa zamanımızdan yaklaşık elli yıl önce yaşamış olan bir İbni Haldun vardı.Tunuslu bir İslam bilgini,'Mukaddime'' adlı kitabında neyi savunuyordu biliyor musunuz? İnsanın kökeninin maymuna kadar değil,bitkiye kadar uzandığını..

Yanlış olup olmaması önemli değil!

Asıl önemli olan,İbni Haldun'un bunu yazabilmiş ve yazdığı için de başına birşey gelmemiş olması.. Kimsenin ne onu,ne de kitabı yakmaya kalkışmamış olması.. Hatta tam tersine,toplumda ''dini bütün bir müslüman'' olarak da saygınlığını sürdürmüş olması..

İşte o zamanlar İslam dünyası aydınlıktaydı ve ilerdeydi.Ama ne yazık ki,Hristiyan dünyası -laikliği de içeren- bir Aydınlanma Devrimi ile karanlıktan ve gerilikten kurtulurken,İlsam dünyası aydınlıktan karanlığa geçti..Kaçınılmaz olarak geri kaldı.

Osmanlı'da ilk gözlemevi,Şeyhülislamın fetvası ile top atışıyla yıkıldı.Astronomi,matematik,ilk çağ tarihi kitapları,kitaplıklardan Şeyhülislamın fetvası ile atıldı,yakıldı.

Basımevi,bulunmasından çok geçmeden Osmanlı'ya geldi.Hatta 1660 yılında padişahın başçevirmeni Ali Bey,Tevrat ve İncil'i Türkçeye çevirdi ve basıldı.Ama aynı basımevinin müslümanlar için kullanılabilmesi için iki yüzyıldan fazla zaman gerekti..Hele Kuran'ın Türkçe basılabilmesi için,Atatürk'ün laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması beklendi!

Yapılan araştırmalar -laik Türkiye dışında tutulursa- tüm İslam dünyasının bilimin ve teknolojinin gelişmesine katkısının sıfır dolaylarında olduğunu gösteriyor.Koskoca Arap dünyasının bilime ve teknolojiye katkısı,küçük bir İsrail'in sadece yüzde 4'ü kadar..

Bunun suçu elbette ki dinde olamaz!Eğer olsaydı geçmişte de Hristiyan dünyası ilerde İslam dünyası geride olurdu.

* * *

İnanç kavgaları nedeni ile çıkan acımasız kavgaları biz de yaşadık ve yaşıyoruz.1978'de Kahramanmaraş'da yüzden fazla insanımız komşuları tarafından öldürüldü.Arkasından bir Çorum kıyımı meydana geldi..Ve daha birkaç yıl önce Sivas'ta olanları biliyoruz.37 pırıl pırıl insanımız,inançlarından dolayı,düşüncelerinden dolayı,çıra gibi yakıldı!

Dini bir çıkar aracı gibi kullananların baskılarıyla,koyulaşan geriliğin bazı örneklerini ise yukarda gördük..Laikliği Batı'da zorunlu kılan koşulların bizim için de geçerli olduğu açıktır.

Geriye,yanıtlanması gereken bir soru kalıyor:Laikliğin Hristiyanlık ile bağdaşıp,Müslümanlıkla bağdaşmayacağı savları doğru mu?

Hristiyanlık,çok güçlü bir merkezi otoritenin bulunduğu Roma İmparatorluğu toprakları üzerinde doğdu.Roma eşitsizlik,kölelik,sömürgecilik üzerine kuruluydu.Oysa İsa'nın insanların eşitliliğine dayalı bir söylemi vardı.Öyleyse -ezilmekten kurtulmak için- Roma'ya güvence vermek gerekiyordu.

''Sezar'ın hakkı Sezar'a,Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya'' sözü işte bu koşulların ürünüdür.Buna dayanarak,Hristiyanlığın din-devlet ayrımı içerdiğini söylemeye olanak yoktur..Nitekim kendisi güçlenip de Roma zayıflayınca,Hristiyanlığın da tavrı değişmiştir:

''Ruh bedene üstündür.Öyleyse ruhun iktidarı da bedenin iktidarına üstün olmalıdır!''

Ppa'ların kralları,imparatorları ''aforoz'' ettiğini,edebildiğini bilmiyor muyuz?Afaroz edilenlerin karda kışta Papa'nın şatosuna gidip,ayaklarına kapanıp af dilediklerini ve ancak bu sayede tahtlarını koruyabildiklerini unutabilir miyiz?

* * *
Hristiyanlık üç yönetim biçimi yaşadı.

Dinin devlete egemen olduğu,zamanla engizisyon işkencelerinin devreye girdiği yönetim biçimi..Bizans'taki gibi kralın kiliseye -yani devletin dine- egemen olduğu yönetim biçimi..
Ve üçüncü olarak da laiklik.

Bu yönetim biçimini Anadolu'da biz de yaşadık.

Anadolu Selçukluları'nda ve Osmanlı'nın yükselme döneminde devlet dine egemendi.Sadrazam devlet işlerine,Şeyhülislam da din işlerine bakardı.Padişah kızdığında Şeyhülislam'ın kafasını bile vurdururdu.

Osmanlı hiçbir zaman hırsızın kolunu kesmedi,içki içene ağır ceza vermedi,kocasını aldatan kadını taşlatarak öldürtmedi.Hatta faizi yasaklamadı.Bazı fadişahlar ferman çıkararak,o yılın faiz oranlarını bile ilan ettiler..Ünlü Fatih Kanunnamesi'nin hiçbir yerinde şeriat yoktur.Osmanlı'da ''şeriat hukuku'' değil ''örfi hukuk'' egemendi..

Osmanlı'nın duraklaması ve giderek gerilesi ile durum tersine döndü.Dinci güçler devlete egemen olmaya başladılar.Her ileri atılım,''din elden gidiyor'' çığlıkları ile boğuldu.

Ve Atatürk laikliği getirdi.Anadolu yeniden aydınlığa döndü.

* * *
Kuran bir ahlak kitabıdır,hukuk kitabı değil!

Hukuk hükmü içeren ayet sayısı sadece 55'tir.Ve bunlar da aile hukuku ve kısman de borçlar hukuku ile ilgili hükümlerdir.

Hrisyianlığın tersine,İslam dini merkezi otoritenin bulunmadığı,aşiretlerin,kabilelerin yan yana yaşadığı bir ortamda doğdu.Bu nedenle de Hz.Muhammed bir yandan dinini yaymaya çalışırken bir yandan da devleti kurmak zorunda kaldı.Boşluğu doldurdu.

Şeriatı uygulama savında olan devletlere bakın!Hangisinin yönetimi birbirine benziyor?Hangisinin uygulamaları aynı?Var mıdır Kuran'da Suudi Arabistan'daki gibi,insanlara sokakta namaz kıldıran bir ''din polisi''?

Ve var mıdır,laikliği kabul etmemiş bir İslam ülkesinde,demokrasi ve aydınlık?

Fransız müslümanlarının manevi önderi,Arap kökenli Şeyh Abbas'ın,Avrupa'daki müslümanlar konusunda geniş kapsamlı bir araştırma yapan gazeteci-yazar Sıtkı Uluç'a söyledikleri daha çok taze:

''Türklerin Ata'sı dine karşı savaşmadı,cehalete karşı savaştı!'
Prof. Ahmet Taner KIŞLALI http://www.khaos.info/kose-yazilari/801-islam-ve-laiklik-prof-ahmet-taner/

____________________________________________________________

_________________________________________________________

Taner Kışlalı, Atatürk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği.

Altı ok ile simgeleştirilen Kemalist ilkeler içerisinde, Atatürk'ün kuşkusuz ki, en önem verdiği ilkelerin başında "Laiklik" geliyordu. Mustafa Kemal, ülkenin koşullarının daha hiç hazır olmadığı bir aşamada bile, çok partili düzene geçiş için sakınca görmezken, tek bir koşul ileri sürmüştü: Laiklikten ödün vermemek! Serbest Fırka'nın önderliği'ni üstlenecek olan Fethi Okyar'a yazdığı mektupta şu satırlar dikkati çekiyordu: "Memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz... Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur."

Bir çağdaşlaşma ideolojisi olarak Kemalizm açısından Laiklik, demokrasi anlamındaki Cumhuriyetçiliğin de, Milliyetçiliğin de, Devrimciliğin de, ve hatta Halkçılığın da ön koşulu olduğu için bu ölçüde önem taşımaktadır. Demokrasinin ön koşuludur; çünkü Laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü, gerçek anlamda bir özgür seçim olamaz. ( Bütün dünyada özgürlük ve demokrasi rüzgarları eserken, baskı rejimleri birbiri ardına yıkılırken, bundan en az etkilenenin - Laikliği kabul edememiş - müslüman ülkeleri oluşu rastlantımıdır? ) Milliyetçiliğin ön koşuludur; çünkü, Laiklik olmayan yerde önem taşıyan öge ulus değil, "ümmet"tir. ( Bu anlayış içinde örneğin Arap ve İranlı, Müslüman Türk ile, aynı tolumun bir parçası sayılırken, Hıristiyan Türk olan Gagavuzlar (Gökoğuzlar), Türkçe konuştukları ve çok daha ortak kültürel özellikler taşıdıkları halde "yabancı" sayılacaklardır. ) Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü, Laikliği kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışılması bile genellikle olanaksızdır. Halkçılığın ön koşuludur; çünkü, din temeline dayalı bir devlette ağırlığı ve önceliği olan halk değil, dinsel seçkinlerdir.

Tarih boyunca hemen tüm devrimciler, din ile değil, ama bir kısım din adamları ile karşı karşıya gelmişlerdir. Çünkü eski düzenle çıkarları bütünleşmiş olan bir din adamları kesimi, köklü değişimlere hep karşı çıkmış, dini bir siyasal amaç için kullanarak kitleleri etkilemeye çalışmışlardır. Kendilerinin etkisini ve ağırlığını azaltacak her girişimi de "dinsizlik" olarak nitelendirmekten çekinmemişlerdir. Sultan'ın ve düşmanın çıkarları ile bütünleşerek, Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal'in idam fermanını çıkaranlar gene bu tür din adamları olmuştur.

Fransa'daki Müslümanların manevi önderi Şeyh Abbas, Türk toplumunun dışından bir gözlemci olarak, bu konuda şöyle diyor: "Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünde din adamları çok olumsuz roller oynadılar. Mustafa Kemal din adamlarının hatalarını ve yarattıkları tehlikeyi anladığı için, devrimine önce onlardan başladı. O din adamlarının cehaletinden korkmakta, onların ülke için tehlike yarattıklarını düşünmekte haklıydı. O'nun savaş açtığı din adamlarının tanıttıkları, savundukları İslam ile gerçek İslam arasında dağlar kadar fark vardı. Türklerin babası, dünyaya hakim bir Osmanlı İmparatorluğu'nu çökmüş, parçalanmış haliyle buldu. Bu koca imparatorluğun çöküşüne de İslam'ın yanlış tanınması, yanlış yorumlanması neden olmuştu. Atatürk cehalete karşı savaştı, İslam'a karşı değil..."

Atatürk din ile ilgili görüşlerini aslında açık bir biçimde ortaya koymuştu: "Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki, din Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar masum halkımızı aldatmışlardır; Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir. Hangi şey ki, akla, mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı, mükemmel olmazdı, son din olmazdı."

Mustafa Kemal, İslam dininin zamanla özünden uzaklaştığını, birçok yabancı öğenin - yorumlar ve boş inançlar olarak - işin içine girdiğini düşünüyordu. Çağdaş olmanın inançsızlıkla hiçbir ilgisi bulunmadığı kanısındaydı, ama bilerek, mantığını kullanarak inanmalıydı. Şöyle diyordu: "Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kuran Türkçe olmalıdır. Türk Kuran'ın arkasından koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta ne olduğunu Türk anlasın."

Müslüman Türk halkı, Kuran'ı kendi dilinden okuyup anlama olanağına ancak laik cumhuriyet rejimi sayesinde kavuştu. Türkçe Ezan gene aynı ortamda gerçekleşti; ama çok partili siyasal sisteme geçildikten sonra, tutucu, Kemalizm'e karşı güçlere verilen bir ödün olarak ortadan kalktı.

Kemalizm, sırasıyla siyasal sistemi, hukuk sistemini, eğitim sistemini ve kültürü laikleştirdi. Bir islam ülkesindeki ilk laik devlet böylece doğdu. Eğer çok sayıdaki müslüman ülke içinde çağdaş demokratik bir hukuk devletine sahip tek ülke Türkiye ise, bunun laiklikle bağlantısını öne sürmek elbette ki olanaksızdır. Petrol gibi büyük ve kolay gelir kaynaklarına sahip olmadığı halde, Türkiye'nin müslüman ülkeler içinde en sanayileşmişi, en ileri teknolojiye ve çağdaş ekonomiye sahip bulunanın oluşu da ayrıca düşündürücüdür!

Kaynak : A. Taner Kışlalı, Atatürk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği.
http://www.tekadamdevrimi.com/tekadamdevrimi/tad_ilkeler/tad_i_laiklik_01.htm
 
Arkadaşlar siz de sanırım anlama zorluğu var....

Tıpta biz buna kemalismus laisizma diyoruz....

Benim dediğim şey gayet net....

Dinle devletin ayrılmasını meşru gösteren ayet ve hadis gösteriniz...

Bir sürü şey yazacağınıza sadece bir ayet veya hadis yazınız biz de size biat edelim
 
Ben ayet,hadis istedikçe bazıları M.Kemalden dem vuruyorlar...

E tabi!Ondan daha sağlam kalkan mı olur?

Söyle M.Kemalin adını akan sular dursun.....

Çünkü söyliyebilecekleri başka laf,sığınabilecekleri başka kapı yok..

Laiklik 1400 senelik İslam tarihinde yok.Son 80 sene var ve bu adamlar bunu M.Kemalin ardına saklanarak savunuyorlar...

Hayır arslanlarım biz sizden ayet hadis icmai fukaha istiyoruz..

Varsa söyleyin...

Laiklik şu şeri mesnedden dolayı haktır deyin..

Yapamazsınız,çünkü gerçek ortada...

Sizin yapacağınız tek şey M.Kemalin ardına saklanmak...

Takke türban 1400 senelik İslam tarihinde var mı peki?

SEnin yapacağın, yani kapasiten de İslam'ın arkasına saklanıp M. Kemal'e, laikliğie laf etmek...
 

Takke türban 1400 senelik İslam tarihinde var mı peki?

SEnin yapacağın, yani kapasiten de İslam'ın arkasına saklanıp M. Kemal'e, laikliğie laf etmek...

Where re verses of the holy quran about secularism?

Wo ist ayah auf sekularizm von dem holligen Quran?

Siz Türkçe anlamıyorsunuz yabncı dillerde söyliyeyim dedim.

Gene de Türkçesini diyeyim ki mazaret kalmasın.Laiklikle ilgili Kuran ayetleri nerede?
 
Geri
Üst