MARCUSX
New member
Vakit Atatürk diyemedi
Vakit'in Çanakkale Zaferi haberi.. Tek satırında Atatürk yok..
Vakit gazetesi bugün Çanakkale zaferinin 95. yıl dönümü nedeniyle sürmanşetten bir haber verdi: "Mehmetçiğin inanç destanı"
TEK KELİME ATATÜRK YOK
"Milletimizin, iman ve azmini bütün dünyaya gösteren Çanakkale Zaferi, 95. yıldönümünde hatimler ve törenlerle anılıyor.." spotuyla verilen haberin tek bir satırında Atatürk'ün ismi geçmiyor. Vakit muhabiri tüm yurtta çoşkuyla kutlanacak olan Çanakkale zaferini anlatırken Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini geçirmemek için oldukça çaba sarfetti.
İŞTE VAKİT'İN O HABERİ
18 Mart Şehitler Günü ve ‘Çanakkale Zaferi'nin 95. yıldönümü, Çanakkale başta olmak üzere, bütün yurtta coşkuyla kutlanıyor. Bundan 95 yıl önce ‘Çanakkale geçilmez' destanını yazdıran ataların evlatları, şehitliklere koşarak o ruhu kaybetmediklerini gösteriyor. Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'un ‘Bedrin Aslanları' benzetmesiyle yücelttiği Çanakkale şehitleri, bugün ülke genelinde yapılan anma toplantılarında yad edilecek. ‘Şehitler ölmez, Çanakkale geçilmez' mesajı da bir defa daha bütün dünyaya verilecek. Büyük destana imza atan şehitleri anmak için yurdun birçok yerinde mevlit okutulacak.
ÇANAKKALE'Yİ GEÇİP İSTANBUL'U ALMAK İSTİYORLARDI AMA...
Çanakkale Savaşı, yalnız Türkiye tarihinin değil, yakın dünya tarihinin de en önemli savaşlarından bir tanesi. Birinci Dünya Savaşı'nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı'nı geçip İstanbul'u almak istiyorlardı. 1914 yılında 1. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar ve uzun sürecek bir savaşın startını vermiş oldular. Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı'nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yaptılar ama İtilaf devletleri gemileri, diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının sebebi olarak görüyorlardı.
DÖNEMİN EN GÜÇLÜ FİLOSU ÇANAKKALE SIRTLARINDA
18 Mart 1915 günü İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı'na girdi. Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu. İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu. İngilizler ve Fransızlar zayıf gördükleri Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz'ı kolayca geçebileceklerini umuyorlardı. Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri, şiddetli bir ateşe başladılar. Bombardıman sırasında Türk tabya ve bataryaları büyük zarar görmüştü...
DENİZE DÖŞENEN MAYINLAR, DÜŞMAN GEMİLERİNİ BATIRDI
Amiral Robeck, Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü. Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu. Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler. Bir gece önce Nusret Mayın Gemisi'nin döşediği mayınlar, görevlerini yapmışlardı. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı. İtilaf devletleri, Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar. Büyük kayıplar vererek Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler. 250 bin askerimizin şehid olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekildi. Bu zafer, Türk ve dünya tarihine bir ‘destan' olarak geçti. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlandı.
ÇANAKKALE SAVAŞI'NDA ANZAK ASKERİ LORD CASEY'DEN BİR ANEKDOT
Conkbayırı'nda korkunç siper savaşları oluyordu. Siperler arasındaki mesafe öyle zamanlar oluyordu ki; 10 metreye kadar iniyordu. Yine böyle bir zamanda, Çanakkale Savaşlarında görev yapmış bir Anzak askeri olan Üsteğmen Lord Casey, gözleriyle gördüğü olayı şöyle anlatıyor: “İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz yüzbaşımız, avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, ‘kurtarın' diye yalvarıyordu. Ancak siperlerden hiç kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız olarak siperden çıktı. Hepimiz donduk kaldık. Asker yavaş adımlarla yürüyor, siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker, yaralı İngiliz subayını yumuşacık bir hareketle kucakladı. Kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperine döndü. Teşekkür bile edemedik. Günlerce bu cesareti, güzelliği ve insan sevgisini konuştuk.”
ÇANAKKALE SAVAŞLARI DOĞRU ANLATILMIYOR
Çanakkale Savaşları üzerine yazılmış en önemli romanlardan biri olarak kabul edilen “Çanakkale Mahşeri” adlı kitabın yazarı araştırmacı Mehmed Niyazi, Çanakkale Savaşı'nın, dünyayı allak bullak eden büyük bir savaş olduğunu belirterek, “Ancak biz, oraya sevdiğimiz 1-2 kumandanın gözüyle bakıyoruz, o kadar. Başka bir şey gördüğümüze kani değilim. Çanakkale Savaşlarının doğru anlatıldığını düşünmüyorum” dedi.
Mehmet Niyazi, Çanakkale Savaşlarının yeterince bilinmediğini, bunun sebebinin de ön kabullere dayanması olduğunu belirtti.
Çanakkale Savaşları tarihine olan ilginin son yıllarda arttığını belirten Niyazi, “Ama niye ilgi duyduğumuzu pek izah ettiğimize kani değilim” dedi.
Toplumun Çanakkale Savaşlarını öğrenme, bilme gibi bir gayreti olmadığını savunan Niyazi, “Çanakkale, önemi hala devam eden, sonuçları itibariyle temadi eden bir savaştır” dedi.
KAYNAK
Vakit'in Çanakkale Zaferi haberi.. Tek satırında Atatürk yok..
Vakit gazetesi bugün Çanakkale zaferinin 95. yıl dönümü nedeniyle sürmanşetten bir haber verdi: "Mehmetçiğin inanç destanı"
TEK KELİME ATATÜRK YOK
"Milletimizin, iman ve azmini bütün dünyaya gösteren Çanakkale Zaferi, 95. yıldönümünde hatimler ve törenlerle anılıyor.." spotuyla verilen haberin tek bir satırında Atatürk'ün ismi geçmiyor. Vakit muhabiri tüm yurtta çoşkuyla kutlanacak olan Çanakkale zaferini anlatırken Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini geçirmemek için oldukça çaba sarfetti.
İŞTE VAKİT'İN O HABERİ
18 Mart Şehitler Günü ve ‘Çanakkale Zaferi'nin 95. yıldönümü, Çanakkale başta olmak üzere, bütün yurtta coşkuyla kutlanıyor. Bundan 95 yıl önce ‘Çanakkale geçilmez' destanını yazdıran ataların evlatları, şehitliklere koşarak o ruhu kaybetmediklerini gösteriyor. Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'un ‘Bedrin Aslanları' benzetmesiyle yücelttiği Çanakkale şehitleri, bugün ülke genelinde yapılan anma toplantılarında yad edilecek. ‘Şehitler ölmez, Çanakkale geçilmez' mesajı da bir defa daha bütün dünyaya verilecek. Büyük destana imza atan şehitleri anmak için yurdun birçok yerinde mevlit okutulacak.
ÇANAKKALE'Yİ GEÇİP İSTANBUL'U ALMAK İSTİYORLARDI AMA...
Çanakkale Savaşı, yalnız Türkiye tarihinin değil, yakın dünya tarihinin de en önemli savaşlarından bir tanesi. Birinci Dünya Savaşı'nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı'nı geçip İstanbul'u almak istiyorlardı. 1914 yılında 1. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar ve uzun sürecek bir savaşın startını vermiş oldular. Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı'nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yaptılar ama İtilaf devletleri gemileri, diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının sebebi olarak görüyorlardı.
DÖNEMİN EN GÜÇLÜ FİLOSU ÇANAKKALE SIRTLARINDA
18 Mart 1915 günü İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı'na girdi. Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu. İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu. İngilizler ve Fransızlar zayıf gördükleri Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz'ı kolayca geçebileceklerini umuyorlardı. Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri, şiddetli bir ateşe başladılar. Bombardıman sırasında Türk tabya ve bataryaları büyük zarar görmüştü...
DENİZE DÖŞENEN MAYINLAR, DÜŞMAN GEMİLERİNİ BATIRDI
Amiral Robeck, Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü. Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu. Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler. Bir gece önce Nusret Mayın Gemisi'nin döşediği mayınlar, görevlerini yapmışlardı. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı. İtilaf devletleri, Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar. Büyük kayıplar vererek Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler. 250 bin askerimizin şehid olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekildi. Bu zafer, Türk ve dünya tarihine bir ‘destan' olarak geçti. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlandı.
ÇANAKKALE SAVAŞI'NDA ANZAK ASKERİ LORD CASEY'DEN BİR ANEKDOT
Conkbayırı'nda korkunç siper savaşları oluyordu. Siperler arasındaki mesafe öyle zamanlar oluyordu ki; 10 metreye kadar iniyordu. Yine böyle bir zamanda, Çanakkale Savaşlarında görev yapmış bir Anzak askeri olan Üsteğmen Lord Casey, gözleriyle gördüğü olayı şöyle anlatıyor: “İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz yüzbaşımız, avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, ‘kurtarın' diye yalvarıyordu. Ancak siperlerden hiç kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız olarak siperden çıktı. Hepimiz donduk kaldık. Asker yavaş adımlarla yürüyor, siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker, yaralı İngiliz subayını yumuşacık bir hareketle kucakladı. Kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperine döndü. Teşekkür bile edemedik. Günlerce bu cesareti, güzelliği ve insan sevgisini konuştuk.”
ÇANAKKALE SAVAŞLARI DOĞRU ANLATILMIYOR
Çanakkale Savaşları üzerine yazılmış en önemli romanlardan biri olarak kabul edilen “Çanakkale Mahşeri” adlı kitabın yazarı araştırmacı Mehmed Niyazi, Çanakkale Savaşı'nın, dünyayı allak bullak eden büyük bir savaş olduğunu belirterek, “Ancak biz, oraya sevdiğimiz 1-2 kumandanın gözüyle bakıyoruz, o kadar. Başka bir şey gördüğümüze kani değilim. Çanakkale Savaşlarının doğru anlatıldığını düşünmüyorum” dedi.
Mehmet Niyazi, Çanakkale Savaşlarının yeterince bilinmediğini, bunun sebebinin de ön kabullere dayanması olduğunu belirtti.
Çanakkale Savaşları tarihine olan ilginin son yıllarda arttığını belirten Niyazi, “Ama niye ilgi duyduğumuzu pek izah ettiğimize kani değilim” dedi.
Toplumun Çanakkale Savaşlarını öğrenme, bilme gibi bir gayreti olmadığını savunan Niyazi, “Çanakkale, önemi hala devam eden, sonuçları itibariyle temadi eden bir savaştır” dedi.
KAYNAK