Namus sözleri unutuldu
Mumcu suikastı 'failsiz' yedinci yılını doldurdu. Sekiz hükümet, suç duyurularına kulak asmadı. Namus sözü verenler terfi etti, cinayetin üzerindeki perdeyi aralamaya çalışanlar cezalandırıldı
GÜNEŞ G. ILICAK
ANKARA - Faili meçhul cinayetlerin sayısı her geçen gün katlanarak artarken, devletin gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin ardından verdiği, ancak tutmadığı 'namus' sözü, bugün yedinci yılını dolduruyor. Uğur Mumcu suikastı 'asli faili' bulunmadan yeni bir yıla girerken, TBMM'nin faili meçhuller konusunda yaptığı suç duyurularına kulak asmayan hükümet sayısı da sekize yükseldi. TBMM tarafından görevini savsaklayanlar hakkında yapılan suç duyuruları, hâlâ tozlu raflardan indirilmeyi bekliyor.
Savcının önlenemeyen yükselişi
24 Ocak 1993'te bombalı bir suikast sonucu yaşamını yitiren Mumcu'nun ölümünün ardından olayın aydınlatılacağı konusunda namus ve şeref sözü veren siyasiler ve bürokratlar çeşitli makamlara terfi ederken, cinayetin üzerindeki sis perdesini aralamaya çalışanlar siyaset sahnesinden silinerek cezalandırıldı. Suikast tarihinde başbakan olan Süleyman Demirel bugün görev süresinin uzatılmasını beklerken, soruşturmayı savsaklayan dönemin DGM Savcısı Ülkü Coşkun, hakkındaki ceza istemleri göz ardı edilerek terfi ettirildi. TBMM'de kurulan ve olayı sorgulayan komisyonda görev alan bazı milletvekilleri ise, seçimlerde kendi parti liderlerince listelere alınmayarak cezalandırıldı. Cinayetin ardından ortaya çıkan tanıklar 'yalancı' diye nitelendirilip susturulurken, olaya karıştığını ileri süren tek sanık da 'deli' ilan edildi. Olaydan bu yana geçen yedi yıllık dönemde Mumcu adına tahammül edemeyenler, cadde ve sokaklarda isim değiştirerek intikam alırken, ailenin idare hakkında açtığı tazminat davalarının bir kısmı da hâlâ sonuçlanmadı.
Suçlamalar havada kaldı
Mumcu cinayeti soruşturmasında görevini kötüye kullanan kamu görevlileri hakkındaki suç duyuruları tozlu raflara kaldırıldı. Soruşturmanın savsaklanmasında birinci derecede rol oynadığı müfettişlerce saptanan ve hakkında disiplin cezası verilmesi istenen dönemin savcısı Ülkü Coşkun, terfi eden bürokratların başında yer aldı. Mumcu cinayetini 'devletin yaptığını, siyasi iktidarın isterse çözeceğini' ifade eden Hâkim Albay Ülkü Coşkun, hakkındaki suç duyuruları Milli Savunma Bakanlığı'nca 'görülen lüzum üzerine' işleme konulmadığı gibi, tetkik hâkimliğinden Askeri Yargıtay üyeliğine getirildi. Dönemin Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral ise emekli olduktan sonra MHP'den siyasete atıldı, ancak daha sonra partiden de uzaklaştırıldı.
Komisyon, savcıları suçladı
1993'te kurulan Meclis Araştırma Komisyonu tarafından, Demiral ile Coşkun hakkında, 'araştırma komisyonu'nun çalışmalarını engelleyip, hukuka aykırı olarak Emniyet Müdürlüğü'nün bilgi ve belge akışını kesmek' suçlamasıyla, Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusu da işleme konmadı. Mumcu ailesinin şikâyeti üzerine 1995'te soruşturma başlatan Adalet Bakanlığı, 'disiplin cezası' verilmesini kararlaştırdı. Ancak asker savcı olan Coşkun hakkındaki bu işlem, Milli Savunma Bakanlığı'nca 'görülen lüzum üzerine' yerine getirilmedi.
1997'de kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunda ise, Demiral ve Coşkun'a yöneltilen 'soruşturmayı savsaklama ve görev kusuru' suçlamalarının yanı sıra, hakkında soruşturma yapılması istenen kişiler şöyle sıralandı:
"Mumcu'yu koruma konusunda gerekli önlemleri almayan dönemin Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu ile her kademede görev yapan ilgililer; TRT'de Perde Arkası Programı'na katılarak soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kamu görevlileri; Ateş Hattı Programı'na tanık Ayhan Aydın'ı götürerek soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kamu görevlileri; İslami Hareket Örgütü üyelerinin yakalanma tutanaklarında tahrifat yapan ve imha tutanakları düzenleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polislerle diğer ilgili ve görevliler."
Savsaklamanın püf noktaları
Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu Raporu'na göre, savcılara yöneltilen suçlamalar şöyle özetleniyor:
* Soruşturmanın gizliliği ihlal edilmiştir. DGM savcılığı, soruşturmanın devam ettiği ve faillerin henüz belli olmadığı bu olayda en önemli delil sayılabilecek bu raporu, gizli tutulması gerektiği halde alenileştirerek olayı zora sokmuştur.
* Suikast tanığını iradesi dışında televizyon programına çıkartan polis yetkilileri hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Savcılığın bu tavrı, söz konusu tanığın sindirilmesi olarak değerlendirilmiştir. Bu konularda birinci derecede sorumlu olan zamanın DGM Başsavcısı Demiral, hiçbir soruşturma ve dava açmamıştır. Komisyona bilgi vermekten kaçınan Demiral'ın, programın yayımlanmasından sonra sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapmaması önemli bir eksikliktir.
* Mumcu'nun öldüğü tarihte numaraların istenmesi durumunda, geriye dönük altı aylık bir sürenin telefon numaralarının incelenmesinin mümkün olduğu anlaşılmıştır. Coşkun, 'Mumcu'nun telefonla konuştuğu numaraları PTT'den sormanın akıllarına gelmediğini, bu konuda bir tespit ve soruşturma, çalışma yapmadıklarını, bu konuda önemli bir tespitleri de olmadığından araştırma yapamadıklarını' ifade etmiştir. Bu konuda DGM savcılığının görev kusuru olduğu sonucuna varıldığından, ilgililer hakkında soruşturma açılmalıdır.
İslami Hareket Örgütü ile ilgili operasyon tutanaklarında tahrifat yapılmıştır. Delil toplama ve ifade almada gerekli özen gösterilmemiştir. Patlamanın hemen arkasından olay mahalli tam kontrol altına alınamamıştır. Gelenlerin siyaset adamları olması, bu ihmal için mazeret olamaz. Deliller ayaklar altında çiğnenmiştir. Görgü tanıklarının listesi ve delil tespit cetveli yapılmamıştır. Bazılarının ya ifadesi alınmamış ya da çok geç alınmıştır. Taksi şoförleri ile polis memurlarının ifadeleri tek tiptir. Burada bir yönlendirme olduğu konusunda kuşkular vardır. Olay sırasında fotoğraf çektiği ifade edilen zenciler ile ilgili bir araştırma yapılmamıştır. Mumcu'nun komşusu Ömer Çiftçi'nin ifadelerindeki çelişkiler DGM savcılığınca değerlendirilmelidir. Büyük otellerde bir araştırma yapılmamış olması, üzerinde durulması gereken bir eksikliktir.
daha fazla bilgi için
http://www.belgenet.com/arsiv/suikast/mumcu02.html
bu ülkede uğur mumcular öldükçe çoğalır. mekanın cennet olsun