Tarihi istismar etmek ya da Menemen

Yukarad zatın birisi demiş ki "Bir anda ne cok sevdiniz Güneri Civaoglunu. Istiklal Mahkemelerine birsey söylese binlerce müslümani öldüren Bush'u da seversiniz siz...

ya zahmet edip böyle saçma sapan 3.sınıf mantık (sızlık)yürütme si yayıp kendini zorlayacağına kısaca

arkdaşın oraya koyduğu yazı hakkında yazacak bir şeyim yok deseydin daha az yorulurdun

Tasrus demiş ki dertviş mehmedi temize çıkarıyormuşusz

Sizin en kısada Halk eğitim kursun dan okuma ve okuduğunu anlayabilme kursu almanız lazım

ben ve bir çok arkadaşım burada Drviş Mehmed denen kişinin aslında serseri esrakeş ve bir piyon olduğunundan bahsetti

Şimdi bunun neresi bu adamı savunma oluyor

dedim ya acilen kursa

uygun adım marş :)
 
K€LKiTLi;3875179' Alıntı:
Yukarad zatın birisi demiş ki "Bir anda ne cok sevdiniz Güneri Civaoglunu. Istiklal Mahkemelerine birsey söylese binlerce müslümani öldüren Bush'u da seversiniz siz...

ya zahmet edip böyle saçma sapan 3.sınıf mantık (sızlık)yürütme si yayıp kendini zorlayacağına kısaca

arkdaşın oraya koyduğu yazı hakkında yazacak bir şeyim yok deseydin daha az yorulurdun

Tasrus demiş ki dertviş mehmedi temize çıkarıyormuşusz

Sizin en kısada Halk eğitim kursun dan okuma ve okuduğunu anlayabilme kursu almanız lazım

ben ve bir çok arkadaşım burada Drviş Mehmed denen kişinin aslında serseri esrakeş ve bir piyon olduğunundan bahsetti

Şimdi bunun neresi bu adamı savunma oluyor

dedim ya acilen kursa

uygun adım marş :)

Diyecek biseyim yokmusta falanmista filanmista. 20 kere yazdik koskoca belgelerle dolu konu basligi actik hala konusuyorsun bana cevap vermiyorsun diyorsun. Kör müsünüz beyfendi artik daha nasil cevap veriyim?
 
Bırakın menemeni istiklal mahkemelerinde binlerce masum insanımız asılmadı mı.Bir gün gerçek tarih bu millete anlatılacaktır...Darağacında binlerce suçsuz insan şeriatçiymiş irticacıyymış bilmem neymiş vesselam güya din elden gidiyormuş diye asıl gericiler yüzünden .....asılmadı mı?
 
Diyecek biseyim yokmusta falanmista filanmista. 20 kere yazdik koskoca belgelerle dolu konu basligi actik hala konusuyorsun bana cevap vermiyorsun diyorsun. Kör müsünüz beyfendi artik daha nasil cevap veriyim?

bu konula ilgili sadece belge yayınlayan sen değilsin ki

bende sana diyorum sende git arkadaşların koydukları belgeleri okuda yalanyanlış yorum yapma
 
bu konula ilgili sadece belge yayınlayan sen değilsin ki

bende sana diyorum sende git arkadaşların koydukları belgeleri okuda yalanyanlış yorum yapma

Ben abidukgörüs bibudukgörüs sitelerinden almiyorum yazilari direk olarak tsknin sitesinden ve resmi belgelerle. Onu yazdiklarini okumasam karsisina da birsey diyemem ama o benim yazdiklarimi kesinlikle okumaz o da kesindir.
 
Diyecek biseyim yokmusta falanmista filanmista. 20 kere yazdik koskoca belgelerle dolu konu basligi actik hala konusuyorsun bana cevap vermiyorsun diyorsun. Kör müsünüz beyfendi artik daha nasil cevap veriyim?

o konuya da yazdım hatırlarsan görmezlikten gelmeleri en büyük silahları...
dinletemedim ama sallama bile bırak kendileri çalıp kendileri oynasın.........

EŞEK KADAR YAZI BOYUTUYLA EN CIRTLAK RENKLE LİNKİ BURAYA KOYSAN GENE OKUMAZLAR BİLİYORUM BAŞIMA GELDİ ÇÜNKÜ
 
o konuya da yazdım hatırlarsan görmezlikten gelmeleri en büyük silahları...
dinletemedim ama sallama bile bırak kendileri çalıp kendileri oynasın.........

EŞEK KADAR YAZI BOYUTUYLA EN CIRTLAK RENKLE LİNKİ BURAYA KOYSAN GENE OKUMAZLAR BİLİYORUM BAŞIMA GELDİ ÇÜNKÜ


kurandan bahsederler okumaktan kaçarlar bu nasıl bir müslümanlıkkii?

tabii okumazlar çünkü onların kitabında ilk emir okuma! dır. onların yerlerine şeyhleri dervişleri imamları okur onlar düşünür.şeyhleri dervişleri imamları varken bunlara b. yemek düşer.

bunların kitapları OKUMA diye başlıyor .:D:D
 
okurlar da işlerine gelmedikleri için okumadık ayagına yatarlar.

bunlar olmasa biz kime gülecez zaten :D

kendilerini o kadar komik duruma düşürüyorlar ki, bunun farkındalar ama tabi işlerine gelip gelmeme durumu söz konusu.

körler sagırlar birbirini agırlar hesabı
 
Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ;3871916' Alıntı:

tek parti döneminde haksız olarak kimi öldürmüşler bunu da bir açıklasana yahu aydınlanalım
yalnız bir ricam olacak "uydur uydur doldur" tarzındaki gülüp geçeceğimiz köşeyazıları olmasın ve mümkünse "resmi tarih yalandır çünkü biz yalandır diyoruz" tezine dayanmayan genel geçerliliği olan, bilim çevrelerince kabul görmüş bir kaynak istiyorum

siyasi görüş olarak sevmediğimiz kişiler ve kurumlar hakkında çeşitli çamurlarla pek bir yere varılamayacağı çok açık

Z€€;3872097' Alıntı:
Mustafa Fehmi Kubilay'ın eşi ve oğlu da açıkca ifade etmişlerdir. Kubilay'ın hanımı Fatma Vedide Ersuz, ölmeden önce şunları söylemişti :

"Ben eşimin katledilmesi olayından sonra bu menfur olayı genelleştirerek Menemenlileri de, din adamlarını da hakir gösterenlerden yana değilim." (Kelebek, 19 Aralık 1982)

Kubilay'ın oğlu Vedat Kubilay hadisenin Menemenlilerle hiçbir alakası bulunmadığını bildiriyor ve şunları söylüyor :

"Menemenlilerin suçlanmasının sebebi, esrarkeşlerin ip istemesi sırasında 2-3 kişinin koşarak ip getirmesidir. Yoksa Menemenlilerin hadisede hiçbir suçu yoktur. Olay Türkiye'nin başka bir yerinde de yaşanabilirdi. Menemen'lilerin hadiseye karışmadıklarının başka bir delili de çevresinde sevilip sayılan itibarlı biri olan Saffet Hoca'nın esrarkeşleri kapısından kovmasıdır. Hadiseyi daha kuvvetli gerçekleştirip halkın desteğini sağlamak için geldikleri sabah Saffet Hoca'yı saflarına çağıran esrarkeşler aradığı ilgiyi bulamamıştır. İleriyi gören bir alim olan Saffet Hoca kendilerine, 'Sizin yaptığınızın din ile alakası yok' diyor. Esrar içtiklerini anladığı için böyle konuşmuş olabilir. Tabii sadece Saffet Hoca destekleseydi, olayın çapı çok daha büyürdü. Hocanın onları kovalaması Menemenlilerin yüz akıdır. Defalarca söyledim. Menemenlilere dargın değilim. Menemenlilerin hiç bir kabahati yok. Hatta Menemenlilerin iftihar etmesi lazım. Eğer isyancılara uysalardı, önlenemez olay ile sarılamaz yaralar açılabilirdi." (Vedat Kubilay, 23 Aralik 1988, Zaman)

al sana bilimsel çevreden gelen kaynak :)
Guyjre isimli arkadaşımada teşekkürler.Bu konuda anlamamız gereken bir nokta var: Tsknın resmi sitesinden alınan kaynaklara karşı malum medyanın ucuz köşe yazarlarının palavralarıyla bir kısım arkadaşlar cevap yazıyor.Tsk ya karşı kargalar..
Bir de bi deyim geldi aklıma nedense:
Kargaya yavrusu şahin görünürmüş :goz:
 
Kimse kimseyi kandırmasın

menemen olayı İsmetin rakip partileri kapatıp tek parti diktatörlüğüne kapı açtırdğı bir düzmecedir

esrarkeşleri para ile tutup bu olayı yaptırdı

başardıda
 
Kimse kimseyi kandırmasın

menemen olayı İsmetin rakip partileri kapatıp tek parti diktatörlüğüne kapı açtırdğı bir düzmecedir

esrarkeşleri para ile tutup bu olayı yaptırdı

başardıda

:clap:clap:clap

Başka ihtimalin olması müm kün mü

Bu ismetin iktidar için yapmayacağı iş yoktur

atatürk öldükten somrada Paralardan okullardan ve Tüm kurumlardan Atatürün resmini kaldırtıp kendi resmini koymadı mı
 
K€LKiTLi;3875179' Alıntı:
Yukarad zatın birisi demiş ki "Bir anda ne cok sevdiniz Güneri Civaoglunu. Istiklal Mahkemelerine birsey söylese binlerce müslümani öldüren Bush'u da seversiniz siz...

ya zahmet edip böyle saçma sapan 3.sınıf mantık (sızlık)yürütme si yayıp kendini zorlayacağına kısaca

arkdaşın oraya koyduğu yazı hakkında yazacak bir şeyim yok deseydin daha az yorulurdun

Tasrus demiş ki dertviş mehmedi temize çıkarıyormuşusz

Sizin en kısada Halk eğitim kursun dan okuma ve okuduğunu anlayabilme kursu almanız lazım

ben ve bir çok arkadaşım burada Drviş Mehmed denen kişinin aslında serseri esrakeş ve bir piyon olduğunundan bahsetti

Şimdi bunun neresi bu adamı savunma oluyor

dedim ya acilen kursa

uygun adım marş :)



bizim burda şeyh olduğunu sanan bi 3 kağıtçı var bu sıralar etekleri boş kaldı adresini veriym mi???? :durdurun
 
Menemen Hadisesi yeni kurulan laik TC rejiminin kendini sağlama almak ve Müslüman halkın direnişini kırmak için tertiplediği bir komplo idi

Türkiye'de her sene, Menemen hadisesinin yıldönümünde, bir takım çevreler bir kişinin öldürülmesini ele alarak sahte gözyaşları dökerler. Gerek radyo, gerek televizyon ve gerek bazı gazeteler, Menemen hadisesini yanlış anlatarak ve istismar ederek masum insanlara, İslam'a ve Allah'ın emirlerine itaat eden Müslümanlara hücum ederler. Bir kişinin öldürülmesine bu kadar sert tepki gösteren, ancak önbinlerce masum insanın katledilmesine ses çıkarmayan devrimbazlara sormak lazım: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? 75 sene evvel birkac esrarkeş tarafından öldürülmüş bir kişi için bu kadar göz yaşı dökeceksiniz; tek parti devrinde haksız olarak öldürülmüş yüzbinlerce insan hakkında hiç ses çıkarmayacaksınız. Sevsinler sizin insancıllığınızı..

Tek parti devrindeki cinayetler ve mezalim saymakla bitmez. Yalnızca İstiklal Mahkemelerinin çalışma şekli ve verdiği hükümler bile o devrin ileri gelenlerine günah olarak yeter.

Bakınız, Güneri Civaoğlu 16 Mayıs 1989 tarihli Sabah'taki yazısında İstiklal Mahkemelerinin çalışma şekli hakkında ne diyor:

"Böyle hukuk anlayışı olmaz... İstiklal Mahkemelerinde sanıklar önce idam edilir, sonra mahkeme edilip, 'suçludur' kararı alınırdı."

Evet öyleydi. Bu şekilde yüzbinlerce masum Müslüman katledilmişti. Ayrıca yine o tek parti - CHP devrinde yüzbinlerce insan, suçlu-suçsuz ayrımı yapılmaksızın katledilmişti. Maksat elbet Müslüman millete gözdağı vermek, onları korkutmak idi.

Kenan Evren, reis-i cumhur olarak iştirak ettiği "atatürk'te insan sevgisi" isimli konferansta, o devrin idarecilerinin davranışlarını çarpıcı bir misalle ortaya koymuştu. Evren, Menemen hadiseleri üzerine Mustafa Kemal'in davranışını şu şekilde anlatıyor:

"Menemen'deki o hadise vuku bulunca, Mustafa Kemal: 'Derhal orayı topa tutun; top yok mudur orada!' emrini vermiştir ve mahkeme sonunda 33 kişinin idamını hiç acımadan tasvip etmiştir. Neden? Çünkü devlete(?) karşı işlenmiş bir suçtur." (Kaynak: Cumhuriyet gazetesi, 22 Şubat 1986)

Merd-i kıpti şecaat arzederken sirkatin söylermiş! Şimdi, Mustafa Kemal'in şu davranışını tasvip etmek mümkün müdür? Menemen topa tutulunca ne olacaktır? Oradaki binlerce masum insan da hayatını kaybedecektir. Tıpkı Dersim'de ve Doğu'daki tenkil hareketlerinde olduğu gibi.

23 Aralık 1930'da Menemen'de meydana gelen hadisenin perde önündeki baş aktörü Giritli Mehmed isimli bir esrarkeş idi. Her nedense, bu hadiseden bahsedilirken hep onun ismi söylenir ve onun bir Nakşi olduğu belirtilir. Halbuki gerçekler öyle değildir. Giritli Mehmed sadece bir piyondur. Kurnazca hazırlanan bir senaryoda vazife alan bir piyon.

Hadisenin başka merkezlerde ve en ufak teferruatı düşünülerek tezgahlandığı kesindir. Üstelik, hadisenin Menemenlilerle, Nakşilerle ve dindar Müslümanlarla en ufak bir alakası yoktur. Bunu, öldürülen yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay'ın eşi ve oğlu da açıkca ifade etmişlerdir. Kubilay'ın hanımı Fatma Vedide Ersuz, ölmeden önce şunları söylemişti:

"Ben eşimin katledilmesi olayından sonra bu menfur olayı genelleştirerek Menemenlileri de, din adamlarını da hakir gösterenlerden yana değilim." (Kaynak: Kelebek, 19 Aralık 1982)

Kubilay'ın oğlu Vedat Kubilay, hadisenin Menemenlilerle hiçbir alakası bulunmadığı bildiriyor ve şunları söylüyor:

"Menemenlilerin suçlanmasının sebebi, esrarkeşlerin ip istemesi sırasında 2-3 kişinin koşarak ip getirmesidir. Yoksa Menemenlilerin hadisede hiç bir suçu yoktur. Olay Türkiye'nin başka bir yerinde de yaşanabilirdi. Menemenlilerin hadiseye karışmadıklarının başka bir delili de çevresinde sevilip sayılan itibarlı biri olan Saffet Hoca'nın esrarkeşleri kapısından kovmasıdır. Hadiseyi daha kuvvetli gerçekleştirip halkın desteğini sağlamak için geldikleri sabah Saffet Hoca'yı saflarına çağıran esrarkeşler aradığı ilgiyi bulamamıştır. İleriyi gören bir alim olan Saffet Hoca kendilerine, 'Sizin yaptığınızın din ile alakası yok' diyor. Esrar içtiklerini anladığı için böyle konuşmuş olabilir. Tabii sadece Saffet Hoca destekleseydi, olayın çapı çok daha büyürdü. Hocanın onları kovalaması Menemenlilerin yüz akıdır. Defalarca söyledim. Menemenlilere dargın değilim. Menemenlilerin hiç bir kabahati yok. Hatta Menemenlilerin iftihar etmesi lazım. Eğer isyancılara uysalardı, önlenemez olay ile sarılamaz yaralar açılabilirdi." (Kaynak: Zaman, Vedat Kubilay, 23 Aralık 1988)

Kubilay'in oğlu, halkın bu işte bir suçunun olmadığını bildirdikten sonra, Mustafa Kemal'in "Menemen'i yerle bir edin" dediğine de dikkat çekiyor.

Şimdi, önce 1930'daki mühim bir hadiseyi ele alacağım ve Menemen'in niçin hedef olarak seçildiğini ortaya koyacağım. (Lütfen olayların gelişimini dikkatle takip edin!)

Menemen'deki hadise vukû bulmadan yaklaşık 3 ay önce, Ekim 1930'da mahalli seçimler yapılmıştı. Bu seçimlerden zaferle çıkan parti, Serbest Cumhuriyet Fırkasıdır (SCF). Yani, Mustafa Kemal'in başında olduğu CHP'nin karşısında gözüken parti. Gerçi, bu partiyi de kurduran, kurucu üyelerini tespit eden Mustafa Kemal'in kendisidir. Ancak, halk bu danışıklı dövüşün farkına varmadığı için, ortaya çıkan yeni partiye 'kurtarıcı' gibi sarılmıştır.

SCF (Serbest Cumhuriyet Fırkası)'nın yaptığı mitingler muazzam alaka görmüştü. Tek parti diktatörlüğünden bunalan halk, bu yeni partiye canla-başla sahip çıkıyordu. SCF (Serbest Cumhuriyet Fırkası) başkanı Ali Fethi Bey'in 4 Eylül 1930'da İzmir'e gidişi başlı başına hadise olmuştu. İktidar mensupları halkın bu alakasını kırmak için birçok sun'i hadiseler tezgahlamışlardı. Yine bu hadiseler zincirinden olarak meçhul kişiler kalabalığın üzerine ateş açmış, bu esnada genç bir mektepli can vermisti. Çocuğun babası evladını kucağına alarak Fethi Bey'in yanına götürüp onun önüne koymuş ve "Bu hürriyet yolunda şehiddir. Kurtar bizi." demişti. (Kaynak: Üç Devirde Bir Adam, Fethi Okyar, İstanbul, 1980; sahife 499)

Halkın teveccühünün hangi seviyeye ulaştığı mahalli seçimlerde de görülmüştü. Halk, seçim olan her yerde Serbest Fırka adaylarını seçmekteydi. Ama iktidardaki zalim yahudiler, bazı yerlerde jandarma ve polis zoruyla, bazı yerlerde burokrasi ile Serbest Fırka'ya rey verilmesine mani olmaya çalışmıştı. Bunda başarılı olamayınca da bu defa hileli rey kullanmış, hezimete uğrayan CHP'yi galip saymışlardı.

Bütün bu hakikatler meclis kürsüsünden dile getirilmiştir. Hem de Mustafa Kemal'in en yakın adamı Fethi Okyar tarafından.

1 Kasım 1930'da Meclis mutad senelik toplantısını yapmak üzere açılınca büyük gürültü çıkmıştı. Fethi Bey seçimlerde hile yapıldığını söylüyordu. 6 Kasım 1930'da da bir soru önergesi vermişti. Yaptığı konuşmalarda hileyi, baskıyı muşahhas delillerle ortaya koymuştu. 15 Kasım 1930 tarihinde de Meclis'te çok sert tartışmalar olmuştu.

İktidarın dizginini elinde bulunduran yahudi YOBAZlar bütün bu gelişmelerden ürkmüşlerdi. Yapılacak ilk genel seçimde CHP'nin büyük bir hezimete uğrayacağı, SCF'nın iktidara geleceği kesindi. Bunun mutlaka çaresine bakılmalıydi. Mustafa Kemal'in reisliğini yaptığı bir parti nasıl hezimete uğrardı?

İktidardaki zalimler harekete geçmekte gecikmedi. İlk önce SCF (Serbest Cumhuriyet Fırkası)'nı kapattırdılar. Bunu yaparken de (sözde) "demokratik" usûllere uymaya dikkat ettiler. Partiyi kendileri kapatsalar olmazdı. Onun icin, SCF'nı idarecilerine kapattırma yolunu tercih ettiler. 16 Kasım 1930'da, yani Meclis'deki sert tartışmalardan bir gün sonra reis-i cumhur ve CHP (CHF - Cumhuriyet Halk Fırkası) genel reisi Mustafa Kemal, Fethi Bey'le görüştü ve ona partiyi feshetmesi yolunda talimat verdi. Ali Fethi Bey ve arkadaşları da 17 Kasım 1930'da Dahiliye Vekaletine bir dilekce vererek partiyi kapattıklarını bildirdiler.

Böylece 'yorgan gitmişti' ama kavga bitmemişti. Ortada Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kazandığı belediye reislikleri vardı. SCF'na gönül veren milyonlarca insan vardı. Onların da çaresine bakılmalı ve CHP'ye karşı girişilecek muhtemel muhalefet hareketlerinin önü alınmalıydı. Bunun için de halka ve bütün muhaliflere esaslı bir gözdağı verilmeliydi. Yani, müstebid iktidar böyle düşünerek harekete geçmişti.

Nitekim bu gözdağı Aralık 1930'da, yani Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılmasından yaklaşık bir ay sonra verilecekti. Gözdağı vermek için seçilen yer Menemen idi.
 
Menemen Hadisesi yeni kurulan laik TC rejiminin kendini sağlama almak ve Müslüman halkın direnişini kırmak için tertiplediği bir komplo idi

Türkiye'de her sene, Menemen hadisesinin yıldönümünde, bir takım çevreler bir kişinin öldürülmesini ele alarak sahte gözyaşları dökerler. Gerek radyo, gerek televizyon ve gerek bazı gazeteler, Menemen hadisesini yanlış anlatarak ve istismar ederek masum insanlara, İslam'a ve Allah'ın emirlerine itaat eden Müslümanlara hücum ederler. Bir kişinin öldürülmesine bu kadar sert tepki gösteren, ancak önbinlerce masum insanın katledilmesine ses çıkarmayan devrimbazlara sormak lazım: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? 75 sene evvel birkac esrarkeş tarafından öldürülmüş bir kişi için bu kadar göz yaşı dökeceksiniz; tek parti devrinde haksız olarak öldürülmüş yüzbinlerce insan hakkında hiç ses çıkarmayacaksınız. Sevsinler sizin insancıllığınızı..

Tek parti devrindeki cinayetler ve mezalim saymakla bitmez. Yalnızca İstiklal Mahkemelerinin çalışma şekli ve verdiği hükümler bile o devrin ileri gelenlerine günah olarak yeter.

Bakınız, Güneri Civaoğlu 16 Mayıs 1989 tarihli Sabah'taki yazısında İstiklal Mahkemelerinin çalışma şekli hakkında ne diyor:

"Böyle hukuk anlayışı olmaz... İstiklal Mahkemelerinde sanıklar önce idam edilir, sonra mahkeme edilip, 'suçludur' kararı alınırdı."

Evet öyleydi. Bu şekilde yüzbinlerce masum Müslüman katledilmişti. Ayrıca yine o tek parti - CHP devrinde yüzbinlerce insan, suçlu-suçsuz ayrımı yapılmaksızın katledilmişti. Maksat elbet Müslüman millete gözdağı vermek, onları korkutmak idi.

Kenan Evren, reis-i cumhur olarak iştirak ettiği "atatürk'te insan sevgisi" isimli konferansta, o devrin idarecilerinin davranışlarını çarpıcı bir misalle ortaya koymuştu. Evren, Menemen hadiseleri üzerine Mustafa Kemal'in davranışını şu şekilde anlatıyor:

"Menemen'deki o hadise vuku bulunca, Mustafa Kemal: 'Derhal orayı topa tutun; top yok mudur orada!' emrini vermiştir ve mahkeme sonunda 33 kişinin idamını hiç acımadan tasvip etmiştir. Neden? Çünkü devlete(?) karşı işlenmiş bir suçtur." (Kaynak: Cumhuriyet gazetesi, 22 Şubat 1986)

Merd-i kıpti şecaat arzederken sirkatin söylermiş! Şimdi, Mustafa Kemal'in şu davranışını tasvip etmek mümkün müdür? Menemen topa tutulunca ne olacaktır? Oradaki binlerce masum insan da hayatını kaybedecektir. Tıpkı Dersim'de ve Doğu'daki tenkil hareketlerinde olduğu gibi.

23 Aralık 1930'da Menemen'de meydana gelen hadisenin perde önündeki baş aktörü Giritli Mehmed isimli bir esrarkeş idi. Her nedense, bu hadiseden bahsedilirken hep onun ismi söylenir ve onun bir Nakşi olduğu belirtilir. Halbuki gerçekler öyle değildir. Giritli Mehmed sadece bir piyondur. Kurnazca hazırlanan bir senaryoda vazife alan bir piyon.

Hadisenin başka merkezlerde ve en ufak teferruatı düşünülerek tezgahlandığı kesindir. Üstelik, hadisenin Menemenlilerle, Nakşilerle ve dindar Müslümanlarla en ufak bir alakası yoktur. Bunu, öldürülen yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay'ın eşi ve oğlu da açıkca ifade etmişlerdir. Kubilay'ın hanımı Fatma Vedide Ersuz, ölmeden önce şunları söylemişti:

"Ben eşimin katledilmesi olayından sonra bu menfur olayı genelleştirerek Menemenlileri de, din adamlarını da hakir gösterenlerden yana değilim." (Kaynak: Kelebek, 19 Aralık 1982)

Kubilay'ın oğlu Vedat Kubilay, hadisenin Menemenlilerle hiçbir alakası bulunmadığı bildiriyor ve şunları söylüyor:

"Menemenlilerin suçlanmasının sebebi, esrarkeşlerin ip istemesi sırasında 2-3 kişinin koşarak ip getirmesidir. Yoksa Menemenlilerin hadisede hiç bir suçu yoktur. Olay Türkiye'nin başka bir yerinde de yaşanabilirdi. Menemenlilerin hadiseye karışmadıklarının başka bir delili de çevresinde sevilip sayılan itibarlı biri olan Saffet Hoca'nın esrarkeşleri kapısından kovmasıdır. Hadiseyi daha kuvvetli gerçekleştirip halkın desteğini sağlamak için geldikleri sabah Saffet Hoca'yı saflarına çağıran esrarkeşler aradığı ilgiyi bulamamıştır. İleriyi gören bir alim olan Saffet Hoca kendilerine, 'Sizin yaptığınızın din ile alakası yok' diyor. Esrar içtiklerini anladığı için böyle konuşmuş olabilir. Tabii sadece Saffet Hoca destekleseydi, olayın çapı çok daha büyürdü. Hocanın onları kovalaması Menemenlilerin yüz akıdır. Defalarca söyledim. Menemenlilere dargın değilim. Menemenlilerin hiç bir kabahati yok. Hatta Menemenlilerin iftihar etmesi lazım. Eğer isyancılara uysalardı, önlenemez olay ile sarılamaz yaralar açılabilirdi." (Kaynak: Zaman, Vedat Kubilay, 23 Aralık 1988)

Kubilay'in oğlu, halkın bu işte bir suçunun olmadığını bildirdikten sonra, Mustafa Kemal'in "Menemen'i yerle bir edin" dediğine de dikkat çekiyor.

Şimdi, önce 1930'daki mühim bir hadiseyi ele alacağım ve Menemen'in niçin hedef olarak seçildiğini ortaya koyacağım. (Lütfen olayların gelişimini dikkatle takip edin!)

Menemen'deki hadise vukû bulmadan yaklaşık 3 ay önce, Ekim 1930'da mahalli seçimler yapılmıştı. Bu seçimlerden zaferle çıkan parti, Serbest Cumhuriyet Fırkasıdır (SCF). Yani, Mustafa Kemal'in başında olduğu CHP'nin karşısında gözüken parti. Gerçi, bu partiyi de kurduran, kurucu üyelerini tespit eden Mustafa Kemal'in kendisidir. Ancak, halk bu danışıklı dövüşün farkına varmadığı için, ortaya çıkan yeni partiye 'kurtarıcı' gibi sarılmıştır.

SCF (Serbest Cumhuriyet Fırkası)'nın yaptığı mitingler muazzam alaka görmüştü. Tek parti diktatörlüğünden bunalan halk, bu yeni partiye canla-başla sahip çıkıyordu. SCF (Serbest Cumhuriyet Fırkası) başkanı Ali Fethi Bey'in 4 Eylül 1930'da İzmir'e gidişi başlı başına hadise olmuştu. İktidar mensupları halkın bu alakasını kırmak için birçok sun'i hadiseler tezgahlamışlardı. Yine bu hadiseler zincirinden olarak meçhul kişiler kalabalığın üzerine ateş açmış, bu esnada genç bir mektepli can vermisti. Çocuğun babası evladını kucağına alarak Fethi Bey'in yanına götürüp onun önüne koymuş ve "Bu hürriyet yolunda şehiddir. Kurtar bizi." demişti. (Kaynak: Üç Devirde Bir Adam, Fethi Okyar, İstanbul, 1980; sahife 499)

Halkın teveccühünün hangi seviyeye ulaştığı mahalli seçimlerde de görülmüştü. Halk, seçim olan her yerde Serbest Fırka adaylarını seçmekteydi. Ama iktidardaki zalim yahudiler, bazı yerlerde jandarma ve polis zoruyla, bazı yerlerde burokrasi ile Serbest Fırka'ya rey verilmesine mani olmaya çalışmıştı. Bunda başarılı olamayınca da bu defa hileli rey kullanmış, hezimete uğrayan CHP'yi galip saymışlardı.

Bütün bu hakikatler meclis kürsüsünden dile getirilmiştir. Hem de Mustafa Kemal'in en yakın adamı Fethi Okyar tarafından.

1 Kasım 1930'da Meclis mutad senelik toplantısını yapmak üzere açılınca büyük gürültü çıkmıştı. Fethi Bey seçimlerde hile yapıldığını söylüyordu. 6 Kasım 1930'da da bir soru önergesi vermişti. Yaptığı konuşmalarda hileyi, baskıyı muşahhas delillerle ortaya koymuştu. 15 Kasım 1930 tarihinde de Meclis'te çok sert tartışmalar olmuştu.

İktidarın dizginini elinde bulunduran yahudi YOBAZlar bütün bu gelişmelerden ürkmüşlerdi. Yapılacak ilk genel seçimde CHP'nin büyük bir hezimete uğrayacağı, SCF'nın iktidara geleceği kesindi. Bunun mutlaka çaresine bakılmalıydi. Mustafa Kemal'in reisliğini yaptığı bir parti nasıl hezimete uğrardı?

İktidardaki zalimler harekete geçmekte gecikmedi. İlk önce SCF (Serbest Cumhuriyet Fırkası)'nı kapattırdılar. Bunu yaparken de (sözde) "demokratik" usûllere uymaya dikkat ettiler. Partiyi kendileri kapatsalar olmazdı. Onun icin, SCF'nı idarecilerine kapattırma yolunu tercih ettiler. 16 Kasım 1930'da, yani Meclis'deki sert tartışmalardan bir gün sonra reis-i cumhur ve CHP (CHF - Cumhuriyet Halk Fırkası) genel reisi Mustafa Kemal, Fethi Bey'le görüştü ve ona partiyi feshetmesi yolunda talimat verdi. Ali Fethi Bey ve arkadaşları da 17 Kasım 1930'da Dahiliye Vekaletine bir dilekce vererek partiyi kapattıklarını bildirdiler.

Böylece 'yorgan gitmişti' ama kavga bitmemişti. Ortada Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kazandığı belediye reislikleri vardı. SCF'na gönül veren milyonlarca insan vardı. Onların da çaresine bakılmalı ve CHP'ye karşı girişilecek muhtemel muhalefet hareketlerinin önü alınmalıydı. Bunun için de halka ve bütün muhaliflere esaslı bir gözdağı verilmeliydi. Yani, müstebid iktidar böyle düşünerek harekete geçmişti.

Nitekim bu gözdağı Aralık 1930'da, yani Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılmasından yaklaşık bir ay sonra verilecekti. Gözdağı vermek için seçilen yer Menemen idi.

Laik turkiye cumhuriyeti senin gibi 3 tane yobaz softadan korkup kompo kurmaz.Sen laiklikle muslumanligin bir arada olamayacagina kendini sartlandirmissin.allah senide beynini yikayanlarida islah etsin.
 
Laik turkiye cumhuriyeti senin gibi 3 tane yobaz softadan korkup kompo kurmaz.Sen laiklikle muslumanligin bir arada olamayacagina kendini sartlandirmissin.allah senide beynini yikayanlarida islah etsin.

Bütün kafirler,müşrikler Müslümanlardan korkar.M.Esad Bozkurt,ismetsiz İsmet'in ve nice kodamanın İslamla alakaları varmıydı?

"Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur." (Haşr 13)

Rasul (sav)'de şöyle buyuruyor:

"Bir aylık mesafeden düşmana korku salmakla yardım olundum."

Demek ki Müslüman kimliği ile Allah'a dayanıp, ona davet edersek Allah kafir ve münafık işbirlikçilerinin kalbine korku salacaktır.
 
Menemen Hadisesi yeni kurulan laik TC rejiminin kendini sağlama almak ve Müslüman halkın direnişini kırmak için tertiplediği bir komplo idi

...

Nitekim bu gözdağı Aralık 1930'da, yani Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılmasından yaklaşık bir ay sonra verilecekti. Gözdağı vermek için seçilen yer Menemen idi.

Dinci sitelerden alinmis ve hic bir tarihsel degeri olmayan bos bir yazi. Birde diger arkadasin yazisina cevap vermis Allah kafirlerin yüregine korku salar diye. Peki o zaman Allah niye Yahudilerin kalbine korku salmiyor. Adamlar yillardir korkusuzca Allah'a inananlari- hala- öldürmüyorlar mi? Kanit olarak sunduguna bak. Peh.
 
Kimse kimseyi kandırmasın

menemen olayı İsmetin rakip partileri kapatıp tek parti diktatörlüğüne kapı açtırdğı bir düzmecedir

esrarkeşleri para ile tutup bu olayı yaptırdı

başardıda

:clap:clap:clap

bakınız Danıştay saldırısı da bir anlamda buna benziyor

eğer danıştay saldırısnda yeni belge ve bilgiler çıkıp Yrgtay kararı bozamasaydı eğer

Buda memen gibi "irtica safsatası" ile işlenmiş bir olay olarak tarihe geçecekti.

amam işin böyle olmadığı bu işi ergenekoncuların ülkede kaos yaratıp darbe ortamını yaratark AKP yıkma amaçlı olarak Ergenekoncuların işi olduğu ortaya çıktı

Meneme de böyle bir olya
İsmetin oyunu
 
:clap:clap:clap
bakınız Danıştay saldırısı da bir anlamda buna benziyor
eğer danıştay saldırısnda yeni belge ve bilgiler çıkıp Yrgtay kararı bozamasaydı eğer
Buda memen gibi "irtica safsatası" ile işlenmiş bir olay olarak tarihe geçecekti.
amam işin böyle olmadığı bu işi ergenekoncuların ülkede kaos yaratıp darbe ortamını yaratark AKP yıkma amaçlı olarak Ergenekoncuların işi olduğu ortaya çıktı
Meneme de böyle bir olya
İsmetin oyunu

Orjinal fikir yok saksakciliga devam.
 
sende de yoruma cevap verecek fikir yok .sadece mesaj sayını artırmak için yazmaya devammmmmmmmmm:)

Mesaj sayisina dikkat etseydim bazilari gibi sadece :clap :clap :clap yapip mesaj yazardim.
Tesekküre dikkat etseydim bu forumda dindar gecinip en büyük alet kime ait gibi konular acanlar gibi yapardim.

Fikir ariyorsan ise bu konuyla ilgili koskoca baslik actim. Buyur buradan belgeli bir sekilde oku arastirma bana aitir. Sagdan soldan sacma sapan sitelerden degil tsknin belgeleriyle derlenmistir.

http://www.hackhell.com/serbest-kursu/524724-arsiv-belgeleriyle-menemen-olayi.html
 
Geri
Üst