Online Belgesel Arşivi

kurtweb

New member
Katılım
29 May 2007
Mesajlar
468
Reaction score
0
Puanları
0
İstanbul Çıplak - Istanbul Is Naked

default.jpg
default.jpg
default.jpg

default.jpg
default.jpg
default.jpg


1980'lerde Dünya Bankasi'nin Dünya kentlerini "Yarisan Kentler"e dönüstürerek, finans ve turizm agirlikli merkezler olusturma planlarina Türkiye'den Istanbul sunuldu. Liberal ekonomik egilimler, kapitalist üretim merkezlerinin yer degistirme hareketlerine bagli olarak, sehri bir sanayi sehri olmaktan hizla uzaklastirdi. Yatirimlari üretimden emlak, finans, turizm gibi alanlara yöneltti. Bunun sonucu, kalabaliklasan kente yeni alanlar yaratmak ve bunlardan yüksek karlar elde etmek amaciyla, sehrin en fakir ve savunmasiz insanlarinin onlarca, yüzyillarca yasadiklari nispeten merkezi yerlerdeki mahalle ve ilçelerindeki yasam alanlarina göz dikildi. Ve uygulamada insanlarin yasama, mülkiyet, barinma ve kültürel haklari saldiriya ugradi. Binlerce insan yer degistirmek zorunda kaldi, yeni evsizler, issizler olustu. Kentsel dönüsüm yeni basladi ancak artan bir hizla ilerleyecek. Bu film, "kentsel dönüsüm" üzerine bir fikir edinebilmek, simdiye kadar verdigi zararlara ve arz ettigi tehlikeye dikkat çekebilmek amaciyla bu sürecin magdurlariyla yapilan görüsmelerle gerçeklestildi.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
 
Ekmek Davası - Ptt Direnişinin Öyküsü

default.jpg
default.jpg
default.jpg


Ptt idaresinde 5000 isçi taserona bagli olarak her türlü güvenceden yoksun biçimde çalistirilmaktadir. üstelik ptt’ deki bu uygulama hem is kanununa hem de ptt kurulus kanununa aykiridir. Bu hukuk disi durum herkes tarafindan bilinmesine ragmen, neo liberal politikalarin bir uzantisi olarak taseronlastirma tipki elektrik idaresi’nde, hastanelerde belediyelerde ve benzeri bir çok kamu kurulusunda oldugu gibi ptt’ nin de tüm birimlerinde kanser gibi yayilmaktadir. ne var ki etki tepki dogurmakta, örgütlenmez denilen taseron isçileri bahçelievler ptt direnisinde oldugu gibi örgütlenebilmekte ve kölelik kosullarina isyan edebilmektedir. izlemis oldugunuz belgesel tamamlandiginda, ptt bahçelievler isçilerinin insanca çalisma kosullari için 17 ekim 2003’ te baslattiklari direnis 60. gününü doldurmustu. ardindan isçilerin örgütlü olduklari birlesik isçi sendikasi ( bis ) mahkeme karariyla kapatildi. ne var ki, bu baski politikasi da kar etmedi. ptt isçileri bis’ in diger üyeleri ile birlikte direnisi enerji- yapi yol sen’ le beraber sürdürüyorlar.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
 
Arka Bahçede Yıkım ( Gecekondu Yıkımları ve Direniş Belgeseli )

default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg


Baska kültürevi bir atölye çalismasi olarak hazirladigi arka bahçede yikim belgeseline istanbul’ daki gecekondu yikimlarini tasidi. geçtigimiz yilin yaz aylarinda kurtköy, eyüp, içerenköy ve güzeltepe gibi semtlerde baslatilan ve ” kentsel dönüsüm projesi ” adi altinda gerçeklestirilen soylulastirma yikimlarina kameralariyla tanik olan ekip, bu sancili sürece içeriden bakiyor.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
 
15 – 16 Haziran Direnişi ( 78 liler Vakfı )

default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg


Belgeselde Türkiye tarihinin en önemli isçi hareketlerinden birisi olan 15- 16 haziran direnisi mercek altina alinmis. Sendikalar Kanunu’nda DISK’in kapatilmasina neden olacak degisikliklerin yapilmasini protesto eden onbinlerce isçi, 15-16 Haziran’da yürüyüse geçerek Istanbul’da hayati felç etti. Ertesi gün de devam eden eyleme, Istanbul’daki hemen hemen tüm özel fabrikalardaki isçiler katildi. Asker ve polis barikatlari eylemi durduramadi. Demirel Hükümeti, yürüyüsün iki kolunun birlesmesini engellemek için Galata Köprüsü’nü kapamak zorunda kaldi, Eylemi durdurmak için sikiyönetim ilan edildi. DISK’in pek cok yöneticisi tutuklandi. Olaylarda 3 isçi hayatini kaybetti.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
 
Fırtınalı Cennetin İhtimali - Potentiality Of Storming Heaven

default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg


Yunan polisinin Alexis'i katletmesinin ardindan gozyasinin yerini alan eylemliliklere iliskin, Selanik'de 2009'da hazirlanan, eylemcilerin goruntulerinden ve alintilardan olusan 28 dakikalik video.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
 
Selanik’ten Taksim’e, 1909′dan 2009′a 100. Yılında 1 Mayıs

default.jpg
default.jpg
default.jpg


1 mayis bu topraklarda 1909’dan beri kutlaniyor. isgallere, saltanata, tek parti rejimine, darbelere, kontrgerillaya, sermayeye karsi bu ülkenin aydin ve direngen yüzü 1909' dan beri her türlü baski ve yildirma politikalarina ragmen alanlarda oldu.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
 
Altmışsekiz’den Yetmişsekiz’e - Bahar İsyancıdır

default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg


Altmissekiz’ den Yetmissekiz’ e : Bahar Isyancidir

Bu cografyadaki devrimci hareketin iki önemli dönemeci olan 68 ile 78 sürecini anlatan belgeselde tüm dünyayi etkisi altina alan 68 ve 78 hareketlerinin bu cografyaya yansimalarina yer verilmis. döneme taniklik edenlerin gözlemlerine dayanan kisa film- belgesel arasi bir çalisma.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
 
Darbe Düzeninin Katliamları

default.jpg
default.jpg
default.jpg


Yakin tarihlerde bu cografyada yasanan ve günümüze kadar uzanan etkileri..

Darbeler sonrasinda sadece yüzlerin degismesi, anlayisin bekaasi ile yasanan ve yasanmaya devam edilen katliamlarin öyküleri, unutturulmaya çalisilan kanli tarih…

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
 
Erdal Eren Belgeseli

default.jpg
default.jpg


70 ögrenci olaylarinda aslinda 17 yasinda olan fakat sirf asilabilsin diye yasi mahkemece büyütülen, onurlu devrimci gencin anisina kisa belgesel film.

1. Bölüm
2. Bölüm
 
Ya Umut Da Biterse - Namus Cinayetleri

default.jpg
default.jpg
default.jpg
default.jpg


Diyarbakir`da namus kisvesi adi altinda katledilen ve intihar eden kadinlarin yasadigi ortami görmeye çalisan arastirma ayni zamanda siddetin kaynaklarini da irdeliyor.

Diyarbakir Baglar Belediyesi ve Baglar Kadin Kooperatifi`nin yürüttügü bu arastirmaya akademisyenlerden avukatlara, gazetecilere kadar çok sayida kadin da destek verdi.

Aralik 2006- Kasim 2007 tarihleri arasinda `Kadin intiharlari ve Namus / Töre Cinayetleri Arastirma Projesi` kapsaminda ayni tarihlerde Diyarbakir merkez ve 13 ilçesinde yasanan 25 olay incelenmis, ve olaylarla ilgili olarak 73 kisi ile mülakat yapilmis.

19`u intihar, 6`si cinayetle (4`ü kesin, 2`si intihar süphesi) sonuçlanan 25 vaka ile ilgili yapilan görüsmelerde taniklarin söyledikleri bölgede kadinlarin yüz yüze kaldigi sorunlari ortaya koyar nitelikte.

Taniklara ulasmanin ve mülakat yapmanin uzun çabalar sonucu gerçeklestigi arastirmada (Hedeflenen 132 kisiden 73`üyle görüsme yapilabilmis) özellikle olayin arka planina ve nasil degerlendirildigine yönelik görüsmelere yer verilmis.

Taniklarin yasanan olaylari hem olumlayan hem de olumsuzlayan sözleri, namus kavraminin sahiplenilmesiyle birlikte ortaya çikiyor.

Çogu çocuk yasta olan kadinlarin yasadiklari, yasananlarin nedenlerinin arastirilmasini ve engellenmesini zorunlu kiliyor.

Arastirmanin ortaya çikardigi önemli bir sonuç ölüm nedenleri farkli olsa da bu kadin ve çocuklarin ortak noktasinin siddetten kaçmaya, mahkum olduklari yasam tarzini reddetmeye, farkli bir çikis yolu aramaya yönelmis olmalari.

Kadinlarin aradigi çikis yollari da bir sonuca ulasmiyor:

`Anlasilmanin kolayligi, çözümü gerçeklestirmeyi beraberinde getirmiyor.`

`Baski ve siddet tehdidi farkli kaynaklardan gelse bile yasanan toplumsal süreçler kadin bedenini yok ediyor`.

Kadinlar, üzerlerinde kurulan iktidari yikmak istedigi için öldürülüyor ya da intihara sürükleniyor.

Dava süreçleri geçistiriliyor..

Projeye destek veren avukatlarin araciligiyla ulasilan yargi sürecine ait bilgiler ise olaylarin bir baska çarpici yanini ortaya koyuyor:

25 olayin 9`unun dava sonucu intihar olarak sonuçlandi. Hem de ilk hazirlik sorusturmasindan sonra. Heyet 4 olayin da davasina ulasamamis.

Arastirmada, yargi sürecinde sorusturmalarin derinlestirilmedigi, kadin ve çocuklarin psikolojik destek almadigi ve dava süresince kadin kuruluslarina basvurulmadigi gibi sonuçlara da ulasilmis. Yargi süreciyle ilgili baska bir çarpici nokta ise ceza indirimleriyle ilgili.

Diyarbakir`da 2000-2005 yillari arasinda islenmis namus cinayetleri dosyasi 59 adet. Diyarbakir Barosu Kadin Komisyonu yaptigi arastirmada bu 59 dosyanin 46`sinda asiri tahrikten ceza indirimine gidildigini tespit etmis.

Namus kavrami güç ve çikar sarmalini örtüyor…

Arastirma yasanan siddet olaylarinin güç iliskileri disinda anlasilamayacagini söylüyor. Var olan güç iliskilerini, kadin üzerinde yarattigi siddet kapsaminda ele alan arastirma, bu baslik altinda aile içi tahakkümü, tahakkümün el degistirmesini , devlet kurumlari ve ailenin isbirligini, yarginin yaklasimini, zorunlu göçün etkisini, yoksulluk ve siddetin etkisini irdeliyor.

Namus kavramini farkli bir düzeyde ele almak gerektigi sonucuna ulasan arastirma, aksi takdirde namusun güç ve çikar iliskilerini örtme islevi gördügünü ortaya koyuyor ve bu iliski sarmalini açiga çikarmanin da zor ama hayati oldugunu vurguluyor.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
 
Kafesteki Kuş Gibiydik – Desa Direnişinde Kadınlar

default.jpg
default.jpg
default.jpg


Bu belgesel film, sendikali olduklari için Desa firmasinin Sefaköy fabrikasinda isten çikartilan Emine Arslan’ in ve Düzce fabrikasindaki kadin isçilerin bir yillik direnislerinin öyküsünü anlatmaktadir. Bu direnis öyküsü ayni zamanda kadin isçilerin çalisma kosullarini, örgütlenme deneyimlerini, direnisin isçilere katkilarini, kadin isçilerin sendikayla iliskisini, beklentilerini ve Desa Direnisiyle Dayanisma Istanbul Kadin Platformu’ nun kurulus ve direnise destegini gözler önüne sermektedir.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
 
Tarlabaşında Neler Oluyor

default.jpg
default.jpg
default.jpg


Tarlabasinda Neler Oluyor ?

Görüntü Yönetmeni: Timurtas Onan
Yapimci: Art Studio
Kurgu: Timurtas Onan, Selin Sahin
Müzik: Kramp
Sinopsis: Kentsel dönüsüm projesi kapsaminda ihaleye sunulan Tarlabasi’nin sakinleri ile yüzyüze görüsmeler. Toplum tarafindan suç yuvasi olarak bilinen ya da suçun bilerek pompalandigi Tarlabasi’nin gerçek yüzü.
Konu: Ülkemizde son yillarda uygulanan kentlesme politikalarinin bir sonucu olarak kent çevrelerinde orta ve üst siniflarin kullanimina ayrilan duvarlarla çevrili, güvenlikli, steril konutlarin yayginlik kazandigini görüyoruz. Bugünlerde ise agirlikli olarak kent merkezine uzak alanlarda yapilan konutlarla ortaya çikan bu türden sinifsal ayrismanin bu kez kentin merkezi noktalarinda da varligini eskisine oranla daha çok hissettirdigi görülüyor. Son dönemde agirlik kazanan bu ikinci tür kentsel ayrisma aslinda yeni bir olgu degil. 1950'lerden baslayarak Londra ve New York gibi emperyalist ülke kentlerinde baslayan, ülkemizde ise 1970'lerden itibaren gündeme gelen bu süreç “soylulastirma” olarak adlandiriliyor. Ingilizce “gentrification” kelimesinin karsiligi olan ve Türkçede seçkinlestirme, burjuvalastirma, nezihlestirme, kibarlastirma vb. kullanimlari da olan “soylulastirma”, kisaca orta ve üst siniflarin dar gelirlilerin yasadigi, kent merkezlerindeki semtlere yerlesme süreci olarak tanimlanmakta. Kentsel dönüsüm olgusunun dünyada yayginlasmasi ile kentsel alanlarin kapitalizm açisindan bir mübadele degeri tasimasi ve bir mal gibi alinip satilabilen meta olarak algilanmasinin yakindan ilgisi var. Bu süreç ayni zamanda günümüz kapitalizmin bugünkü gelisim evresiyle son derece uyumlu. Küresellesme süreciyle birlikte uluslararasi sistemle entegre olup disariya açilan kentler uluslararasi sermayeyle bütünleserek hem bir rant unsuru hem de bu ranta zemin olusturan rekabet sahalari haline geldi. Kentsel dönüsüm ilk olarak 1980’lerde, neo-liberal politikalarin hakim oldugu Ingiltere’de ortaya çikmis, daha sonra bütün dünyada yaygin olarak uygulanmaya baslamistir. Bu olgunun esasinda, sermayenin daha önce toplumsal çikar için kullanilan kamusal alanlarin, sit alanlarinin ve tarihi bölgelerin ranta dönüstürülebilecegini fark etmesi ve bu yönde kentsel ranttan beslenmek için gerekli politikalarin yürürlüge girmesi yönündeki çabasi yatiyor. Böylece kentin daha önce kamu yararina kullanilan alanlari mübadele degerine dönüstürülerek ulusal ve uluslararasi sermayenin kullanimina sunuluyor. Kentsel dönüsüm süreci ülkelerin demokratik yapisi ve gelismislik düzeyine göre her ülkede farkli sekillerde isliyor. Demokratik haklarin gelismis oldugu ve sivil toplumun güçlü oldugu ülkelerde hem kentin eski sahipleri hem de rant için gelen sermaye karsilikli memnun edilmeye çalisilirken, hukuk sisteminde zaaflari olan, demokratik hak ve özgürlüklerin sözde kaldigi, uygulamada bir çok aksakliklarin oldugu yasadigimiz gibi cografyalarda bu süreç, halkin yasadiklari bölgeden tamamen sürülerek bölgeye daha varlikli siniflarin yerlestirilmesi seklinde tepeden düzenlemelerle zorunlu olarak gerçeklestirilen bir ‘soylulastirma’ olgusuyla birlikte çok acimasiz isliyor. Linkteki belgesel, “soysuzlarin yasadigi alanlari”(!!!) “soylulastirma” nin Tarlabasi’ ndaki izlerini sürüyor.

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
 
Metropol Sürgünleri

default.jpg
default.jpg
default.jpg


Kentsel Dönüsüm projesi adi altinda yikimina karar verilen Tarlabasi’ nda, tapulari olmasina ragmen insanlarin barinma hakki da elinden aliniyor. Bir kültür ve bir yasam yok edilmek isteniyor…

Onlar Istanbul’ un ‘ötekileri’ olarak adlandirildilar. Kimileri köyleri yakildigi için, kimileri issizlikten, kimileri ise yasama alani buldugu için siginacak yer olarak seçmisler Tarlabasi’ ni. Bütün hayatlarini köylerinde birakip gelmisler tasi topragi altin denilen Istanbul’ a. Ucuzdu, en azindan baslarini sokacaklari yerleri vardi. Onlar mimari yapiymis, degerliymis, Beyoglu’ nun arka sokagiymis aldirmadilar, yasamak zorundaydilar burayi seçtiler.

Tarlabasi da diger ‘ ötekilestirilmis ‘ mahallelerle ayni kaderi paylasiyor. Kentsel Dönüsümün odak noktasi. Burada biraz daha farkli ilerliyor proje, yasada ‘ yenilme ‘ diye geçip yikim karari çikartiliyor.

Sokaklarda çöpler dolu. Belli ki toplanmiyor. Zaten çöküntü alani olarak gösteriliyor yikim için. Belediyenin hizmet getirmedigini söylüyor mahalle sakinleri.Çöp toplanmadigi, güvenlik saglanmadigi, restore edilmedigi zaman bir alan her gün çürütüle çürütüle çöküntü alani haline getirilebilir. Belediyenin yapmaya çalistigi da bu.

Kentsel Dönüsüm projesi dedikleri projenin altinda yatan büyük rantin pesinde holdingler. Insan yasami hiçbir sey için onlar için. Burada yasayan insanlari kent sürgünlügüne mahkûm ediyorlar. Aldiklari her nefesin hesabini yapiyorlar. Burada Süryani’ si de, Kürt’ ü de, Ermeni’ si de, Rum’ u da, mültecisi de ve travestisi de bir arada yasayabiliyor. Onlar bir yasam bulmuslar, bu yasami da kaybetmek istemiyorlar.

Belediyenin Toki üzerinden Tayyip Erdogan’a yakinligi ile bilinen Çalik Grubu’na ihale ettigi Tarlabasi 1. Etap Kentsel Dönüsüm Projesi ilçe sakinlerini ayaga kaldirdi. 5 katli binalarina sadece 22 metrekarelik dükkan yeri verildigini vurgulayan mülk sahiplerinin yüzde 80'i Çalik Grubu ile anlasmaya yanasmadi. Mülk sahipleri ve kiracilar ‘Tarlabasi islah edilsin, iyilestirilsin; ama rantsal dönüsüm merkezi olmasin” diyor; Çalik, Toki, Belediye ve sermayedarlarsa “Tarlabasi, Tarlabasi’ lilara birakilamayacak kadar degerli bir yer”…

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
 
Travesti Terörü

default.jpg
default.jpg


Travesti Terörü

Türkiye medyasinda “tercih” olarak sunulmaktan ziyade cinsel bir nesne, ilginç bir yaratik hatta bir böcek gibi sunulan travesti ve transseksüelleri, yillardir süregelen bu tek tarafli söz sahibi olma ve haberlere yanit verme hakkindaki tartismalarina yer veriliyor. Gazeteciler Tugrul Eryilmaz, Murat Çelikkan ve sosyolog Pinar Selek de bu tartismalarin içinde bulunuyor. Belgesel, bu tür tek tarafli yapilan, dolayisiyla ayrimciligi ve sömürüyü barindiran haberlere karsi bu haberleri tüketen okuyucu ya da izleyicide, bir tür süphecilik duygusu yaratmayi amaçliyor.

1. Bölüm
2. Bölüm
 
Esmeray – Bir Direniş Öyküsü

default.jpg
default.jpg


Esmeray ( Bir Direnis Öyküsü )

“esmeray – bir direnis hikayesi” esmeray’in 1972' de kars’ da baslayan ve daha küçük yaslarda cinsel kimligini kesfetmesiyle baslayan ailesel problemlerden, “tasi topragi altin” istanbul’ a gelip kimligini kabullenip çaresizlikten seks isçiligine baslamasinin, birkaç sene sonra ise yasamini daha farkli yollardan kazanmaya çalismasinin kendi agzindan ve arkadaslarinin anlatilarindan olusturulmus hikayesi.

feodal toplumun sinirlarini zorlayan, toplumsal ikiyüzlülüklerle savasan, bunlari yasarken yasadiklarinin bireysel degil toplumsal oldugunu fark ederek kendini sosyal mücadelelerin içine katan bir bireyin hayati.

“Artik adim Esmeray. Öbür adimi ben de unuttum. 1972’de Kars’ta dogdum, 15 yasimda da Istanbul’a geldim. 18 yasindan beri Kars’a hiç gitmedim. Aklina “öteki” ile ilgili gelen her kimlik bende mevcut: Kadin, travesti, Kürt, kara, feminist…

Her isi yaptim. Istanbul benim için bir kurtulus olacakti, bunu biliyordum. Ben 7 yasina kadar kendimi kiz zannediyordum. Farkliydim yani. Erkeklerden hoslandigimi kesfettim. Istanbul’da önce dayimin evinde kaldim. Yagli boya yaptim, lokantalarda çalistim ama sürekli tacize ugradim. 16 yasinda escinsel gruplarla tanistim. 18 yasimda da travesti olmaya karar verdim. Ve artik kadin gibi dolasmaya basladim.

Olmadim. Ben gerçi psikolojik olarak buna her zaman hazirdim ama maddi sorunlari çözemedim. Bir gün etekle sokaga çiktim… Ailen sahip çikmiyorsa, egitimin yoksa, evin yoksa, kendini bulabilecegin tek yer var: Seks isçiligi. Baska yolu yok bunun.

“Bir evim, bir kocam, bir arabam olsun” demek istemiyorum. Bunlar olsa da olur; ama benim kaygim çok büyük. Toplumsal kaygilarim var. Televizyonu açiyorsun, bir kadin programinda dikis-nakis var; aksamüstü baska bir kadin programinda adam karisini 17 yerinden keserek öldürmüs! Ne yurtdisina gitmek istiyorum ne de baska bir sehre. Bulundugum yerde yasamak istiyorum.

10 yil kadar önce seks isçiligini tamamen birakmistim. Bir sürü dostum bana is vermedi. Bir kafede servis yapar veya mutfakta çalisabilirdim… Çok zor oldu. Evde börek yaptim sattim; sal ördüm sattim. O dönemde sokaktaki insanin ikiyüzlülügünü gördüm. Ev sahibim bana midyeler getirip “Hadi götür, sat” dedi. Onlarin zorlamasiyla midye satmaya basladim. Bu arada insanlar bendeki taklit yetenegini fark ettiler. Köy dügünlerinde, daha küçücükken taklitler yapardim. Ben de bir yerde haykirmak istiyorum. “Bunun yolu neden bu olmasin?” dedim.

Bir organizatör arkadasimla oturup sovun iskeletini olusturduk. Oyuncu Ayça Damgaci benim arkadasim, onunla bir ay çalistik. Ayça bana sahneyi kullanmayi ögretti. Belden asagi kelime kullanmayi seçmedim. Küfürsüz bir sov hazirladim. Jale Karabekir’le de bir ay çalistim. Gösterinin adini koyduk: “Cadinin Bohçasi”. Bilgi Üniversitesi’ndeki galada 300 kisilik salona 800 kisi sigdi.”

1. Bölüm
2. Bölüm
 
Ret 1111 Vicdani Red Belgeseli

default.jpg
default.jpg


Ret: 1111 Vicdani Red Belgeseli / Refuse: 1111 A Documentary About Conscientious Objection In Turkey

yönetmen/director: Cüneyt Sekerci, Hasan Çimen
yapim yönetmeni/executive producer: Cüneyt Sekerci, Hasan Çimen
kameraman/camera: Nalan Ulutürk, Ergün Demir, Özlem Güngör
müzik/music: Özgür Yalçin
metin/script: Hasan Çimen, Ahmet M. Ögüt
kurgu/editing: Ümit Kivanç
animasyon/animation: Emrah Ablak, Tan Yücel, Ahmet Ögüt

1. Bölüm
2. Bölüm
 
Geri
Üst