MARCUSX
New member
Ne değişti de ABD’ye gideceksin Tayyip Bey?
Yandaş medyanın amiral gemisinde bir haber:
-Başbakan Erdoğan ABD’ye gidiyor.
Konuyu araştırıyorum.
Hükümet cenahı mahçup bir suskunluk içinde çünkü Tayyip Bey’in birkaç gün önce kameraların önünde ettiği “gitmeyeceğim” sözünün altında eziliyorlar.
İktidar susuyor ama büyükelçimiz Namık Tan dönüş için hazırlıklara başlamış bile.
En önemlisi Başbakanlığa ait koruma ordusundan bir gruba ABD uçağında yer ayrılmış.
Evet işaretler Tayyip Bey’in Washington’a gideceği yönünde.
Peki ne oldu da Erdoğan kendi kendini yalanlar durumuna düşüyor!
Yapılacak toplantının rutin olduğunu bizzat Tayyip Bey söylemedi mi?
O zaman bu tutum değişikliği niçin?
Hem Tayyip Bey değil miydi Ermeni tasarısı kabul edilince esip gürleyen ve rest çeken?
O değil miydi bakanı Zafer Çağlayan’ın ABD gezisini iptal ettiren?
O değil miydi Türk-Amerikan Konseyi’nin yıllık toplantılarına bir bakanını bile göndermeyen?
O değil miydi TÜSİAD’a bile gitmeyin telkininde bulunan?
Şimdi neden kendisi yola çıkma hazırlıklarını yapıyor?
Olan şudur efendim:
Hillary Clinton, Ahmet Davutoğlu’nu arayarak Erdoğan’ın mutlaka gelmesini rica etmemiş, talep etmiş!
Diyeceksiniz ki bildiğimiz Tayyip Bey böyle bir emrivakiye boyun eğmez!
Maalesef göstergeler eğeceği yönündedir!
Göreceksiniz son gün, devlet yönetimi duygusallığı kaldırmaz gibi bir laf edilecek ve gidilecektir!
Öyle çünkü Tayyip Erdoğan’ın ABD ile çatışma ve karşı karşıya gelme lüksü yoktur!
Deliğe süpürülmekden korkan Erdoğan, son aylarda aleyhine dönen ABD kamuoyunda durumunu daha da zora sokmayacak ve gidecektir.
Diyeceksiniz ki ya Türkiye’nin Ermeni davası kararlılığı, imajı ve inandırıcılığı?
Bakın Tayyip Bey’in derdi önce kendi ikbali ve iktidarının devamıdır! Dolayısı ile ondan o tür öncelikler beklenmemelidir.
PES...
Haberal Hoca’dan terörist olur mu?
Adama, Ahmet Necdet Sezer öncesinde adeta tek seçici konumunda olan Ecevit tarafından ısrarla Cumhurbaşkanlığı önerildi, O; “Tekliften onur duydum ama ben hastalarıma aitim” diyerek geri çevirdi... İhsan Doğramacı misali sıfırdan bir üniversiteyi yani Başkent’i yarattı ve yıllar yılı hastalarına şifa dağıtarak yediden yetmişe herkesin sevgilisi oldu... Prof. Dr. Mehmet Haberal’dan bahsettiğimi anlamışsınızdır... Olacak şey değil, Hoca bir yıla yakın bir süredir akıl almaz ithamlarla çile dolduruyor. Yahu, Cumhurbaşkanlığı teklifini bile geri çeviren biri, örgüt üyesi olabilir mi? Hem bu nasıl yargılama anlayışıdır ki Haberal Hoca hâlâ hakimin karşısına çıkabilmiş değil? Dünyanın şapka çıkarttığı bu mucize tıp adamını, böyle bir muameleye maruz bırakmak olacak şey midir? Haa varsa bir suçu, yargılayın, suçu kanıtlanırsa cezasını çeker. Hoca’nın tutukluluk hali adeta bir cezalandırmaya dönüşmüştür. Maalesef duyduğuma göre Haberal Hoca, kendine layık görülen bu muameleye kahretmiş ve sağlığını ciddi biçimde kaybetmek üzere imiş... Yazıktır!
FOTOĞRAF...
Eşkıyaya selam, işçiye pat küt!
TEKEL işçileri dün Ankara’da Türk-İş Genel Merkezinde oturma eylemi yapacaktı. Bunun için bütün Türkiye’den seçilen bin kişi otobüslere binip Başkent’e geliyordu ama yolları kesildi ve şehre sokulmadılar. Girebilen az sayıdaki işçiye de oturma eylemi yaptırılmadı. Evet her fırsatta AB’yi ve demokrasiyi istismar eden AKP’nin yaptığı budur. Oysa bu işçilerin zerre bir taşkınlık ve kanunsuzluk yapmayacakları, 78 günlük Ankara direnişi esnasında bütün Türkiye tarafından görülmüştü. Düşünebiliyor musunuz güya açılım ve daha fazla demokrasi adına bu ülkede on binlerce insanın ölümüne sebep olan eşkıya güruhu ya da onların deyimi ile gerillaya Habur’da selam durulurken yetim emekçiye Ankara’da bunlar yapılıyor... AKP demokrasisini bundan güzel anlatan bir fotoğraf olamaz!
SÜRPRİZ...
Mesut Yılmaz’dan
Demirel’e radikal teklif!
Dün bir söylenti kulağıma çalındı. Araştırdım altı boş değil. Dinlediğime göre Mesut Yılmaz, Demokrat Parti’nin geleceği bağlamında 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den randevu istemiş... Hayır bu görüşme her zaman olan türden değilmiş!.. Radikal şeyler gündeme gelecek ve nihai kararlar verilecekmiş. Duyumlarıma göre Mesut Yılmaz, Demokrat Parti ve Cindoruk ile alakalı olarak yaptırdığı anketleri Demirel’e sunacakmış! Dahası, adı DP liderliğine yakıştırılan bazı isimlerin halktaki karşılıkları da yine araştırmalar ışığında masaya yatırılacakmış! Tabii DYP ile ANAP arasında uç veren güven bunalımı da konuşulacak konular arasında. Bitmedi, Çiller’in temasları somut bilgilerle değerlendirilecek... Hülasa çok ayrıntı vermeyeyim, DP cenahında bu aralar sürpriz şeyler olabilir!
Sabahattin ÖNKİBAR
Yandaş medyanın amiral gemisinde bir haber:
-Başbakan Erdoğan ABD’ye gidiyor.
Konuyu araştırıyorum.
Hükümet cenahı mahçup bir suskunluk içinde çünkü Tayyip Bey’in birkaç gün önce kameraların önünde ettiği “gitmeyeceğim” sözünün altında eziliyorlar.
İktidar susuyor ama büyükelçimiz Namık Tan dönüş için hazırlıklara başlamış bile.
En önemlisi Başbakanlığa ait koruma ordusundan bir gruba ABD uçağında yer ayrılmış.
Evet işaretler Tayyip Bey’in Washington’a gideceği yönünde.
Peki ne oldu da Erdoğan kendi kendini yalanlar durumuna düşüyor!
Yapılacak toplantının rutin olduğunu bizzat Tayyip Bey söylemedi mi?
O zaman bu tutum değişikliği niçin?
Hem Tayyip Bey değil miydi Ermeni tasarısı kabul edilince esip gürleyen ve rest çeken?
O değil miydi bakanı Zafer Çağlayan’ın ABD gezisini iptal ettiren?
O değil miydi Türk-Amerikan Konseyi’nin yıllık toplantılarına bir bakanını bile göndermeyen?
O değil miydi TÜSİAD’a bile gitmeyin telkininde bulunan?
Şimdi neden kendisi yola çıkma hazırlıklarını yapıyor?
Olan şudur efendim:
Hillary Clinton, Ahmet Davutoğlu’nu arayarak Erdoğan’ın mutlaka gelmesini rica etmemiş, talep etmiş!
Diyeceksiniz ki bildiğimiz Tayyip Bey böyle bir emrivakiye boyun eğmez!
Maalesef göstergeler eğeceği yönündedir!
Göreceksiniz son gün, devlet yönetimi duygusallığı kaldırmaz gibi bir laf edilecek ve gidilecektir!
Öyle çünkü Tayyip Erdoğan’ın ABD ile çatışma ve karşı karşıya gelme lüksü yoktur!
Deliğe süpürülmekden korkan Erdoğan, son aylarda aleyhine dönen ABD kamuoyunda durumunu daha da zora sokmayacak ve gidecektir.
Diyeceksiniz ki ya Türkiye’nin Ermeni davası kararlılığı, imajı ve inandırıcılığı?
Bakın Tayyip Bey’in derdi önce kendi ikbali ve iktidarının devamıdır! Dolayısı ile ondan o tür öncelikler beklenmemelidir.
PES...
Haberal Hoca’dan terörist olur mu?
Adama, Ahmet Necdet Sezer öncesinde adeta tek seçici konumunda olan Ecevit tarafından ısrarla Cumhurbaşkanlığı önerildi, O; “Tekliften onur duydum ama ben hastalarıma aitim” diyerek geri çevirdi... İhsan Doğramacı misali sıfırdan bir üniversiteyi yani Başkent’i yarattı ve yıllar yılı hastalarına şifa dağıtarak yediden yetmişe herkesin sevgilisi oldu... Prof. Dr. Mehmet Haberal’dan bahsettiğimi anlamışsınızdır... Olacak şey değil, Hoca bir yıla yakın bir süredir akıl almaz ithamlarla çile dolduruyor. Yahu, Cumhurbaşkanlığı teklifini bile geri çeviren biri, örgüt üyesi olabilir mi? Hem bu nasıl yargılama anlayışıdır ki Haberal Hoca hâlâ hakimin karşısına çıkabilmiş değil? Dünyanın şapka çıkarttığı bu mucize tıp adamını, böyle bir muameleye maruz bırakmak olacak şey midir? Haa varsa bir suçu, yargılayın, suçu kanıtlanırsa cezasını çeker. Hoca’nın tutukluluk hali adeta bir cezalandırmaya dönüşmüştür. Maalesef duyduğuma göre Haberal Hoca, kendine layık görülen bu muameleye kahretmiş ve sağlığını ciddi biçimde kaybetmek üzere imiş... Yazıktır!
FOTOĞRAF...
Eşkıyaya selam, işçiye pat küt!
TEKEL işçileri dün Ankara’da Türk-İş Genel Merkezinde oturma eylemi yapacaktı. Bunun için bütün Türkiye’den seçilen bin kişi otobüslere binip Başkent’e geliyordu ama yolları kesildi ve şehre sokulmadılar. Girebilen az sayıdaki işçiye de oturma eylemi yaptırılmadı. Evet her fırsatta AB’yi ve demokrasiyi istismar eden AKP’nin yaptığı budur. Oysa bu işçilerin zerre bir taşkınlık ve kanunsuzluk yapmayacakları, 78 günlük Ankara direnişi esnasında bütün Türkiye tarafından görülmüştü. Düşünebiliyor musunuz güya açılım ve daha fazla demokrasi adına bu ülkede on binlerce insanın ölümüne sebep olan eşkıya güruhu ya da onların deyimi ile gerillaya Habur’da selam durulurken yetim emekçiye Ankara’da bunlar yapılıyor... AKP demokrasisini bundan güzel anlatan bir fotoğraf olamaz!
SÜRPRİZ...
Mesut Yılmaz’dan
Demirel’e radikal teklif!
Dün bir söylenti kulağıma çalındı. Araştırdım altı boş değil. Dinlediğime göre Mesut Yılmaz, Demokrat Parti’nin geleceği bağlamında 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den randevu istemiş... Hayır bu görüşme her zaman olan türden değilmiş!.. Radikal şeyler gündeme gelecek ve nihai kararlar verilecekmiş. Duyumlarıma göre Mesut Yılmaz, Demokrat Parti ve Cindoruk ile alakalı olarak yaptırdığı anketleri Demirel’e sunacakmış! Dahası, adı DP liderliğine yakıştırılan bazı isimlerin halktaki karşılıkları da yine araştırmalar ışığında masaya yatırılacakmış! Tabii DYP ile ANAP arasında uç veren güven bunalımı da konuşulacak konular arasında. Bitmedi, Çiller’in temasları somut bilgilerle değerlendirilecek... Hülasa çok ayrıntı vermeyeyim, DP cenahında bu aralar sürpriz şeyler olabilir!
Sabahattin ÖNKİBAR