Mustafa Kemal Atatürk Dindar Bir Vatan Evladıdır

-HaKiKaT-

Altın Üye
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
10,386
Reaction score
0
Puanları
0
``Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı, ilerlemeye mâni hiçbir şey ihtiva etmiyor.`` (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.32)

``Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalb ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.`` (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s. 66-67)

``(Türkler) Gerçek İslam'ın çok yüce, çok kıymetli gerçeklerini olduğu gibi almamakta inatçı bulundular. İşte gerilememizin belli başlı sebeplerini bu nokta teşkil ediyor.`` (Sadi Borak, Atatürk Ve Din, s.36-37)

``O (Hz. Muhammed), ALLAH'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür.`` (Atatürk`ün Fikir ve Düşünceleri Prof.Dr. Utkan Kocatürk, s. 195)

"Bütün dünyanın müslümanları ALLAH'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm müslümanlar Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.`` (Atatürk, Nedim Senbai, AÜ Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102)

``Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir.`` (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)

"ALLAH birdir, şanı büyüktür. ALLAH'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, ALLAH tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)

"Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur." (Yakınlarından Hatıralar, Asaf İlbay, s. 102)
 
Atatürk ne demiş din allah la insan vijdanı arasındadır. Dini devlet işerine alet etmeyin Yanlışmı

Evet kesinlikle doğru..Zaten Laiklik ilkesinden de anlarız..Bu konuyla alakası nedir ki ? Dindar olanlar din ve devlet işlerini birbirinden ayıramaz mı ?
 
dindar olun ama yobazlasmayin. :D

modern olun ama vajinanizi millete gosterecek kadar olmayin.
 
Evet kesinlikle doğru..Zaten Laiklik ilkesinden de anlarız..Bu konuyla alakası nedir ki ? Dindar olanlar din ve devlet işlerini birbirinden ayıramaz mı ?

Yanlış. İslamiyet'te din ve devlet işleri birbirinden ayrı olacaktır diye bir şey söz konusu olamaz. İslamiyet'le mevcut sistem tamamen zıt kutuplardır. İnsanların bu konuya nereden baktığıdır önemli olan. Dini sadece ruhani yaşamak isteyen biri için bu sorun değildir, ama din sadece ruhani yaşanmaz. Bu konuyu bu mesajı okuyan herkesin, bu mevzuyu araştırmasını isterim. Ben konuşursam, bunlar senin fikirlerin v.s, hatta bölücü gibi yakıştırmalar, ithamlar yapılabilir. Herkesin kendisinin araştırmasını öneriyorum. Bu arada konuyla ilgili örnek vermek gerekirse Napolyon Mısır'a çıkartma yaptığında müslüman bir lider olduğunu söylemekteydi, önemli olan söylenenler değil yapılanlardır. Araştırmak gerek, araştırmak. Bu konular ciddi konular. :) Bir noktayada dikkatinizi çekmek isterim ki, bakış açım Türksel değil, Objektifsel değil tamamen İslamidir. Objektif ve ya dini bir tarafa bırakarak sadece Türk olarak baktığımda hiç bir sorun yok. Ortalık güllük, gülistanlık =)
 
evet ustteki arkadasın bu konuda deisine katılıyorum İslamiyet '' sozcuk anlamı ile teslimiyettir'' tamamen teslim olmak anlamına gelir bu dogru ama bi usttekine daha cok katılıyorum
unutmayın Kitabimizın uc te ikisi bilim hakkındadır bunu anlamak lazım ve malesef dinle devletin bir arada yurudugu ileri bir ulke yoktur olamazda dusunceleri dine baglarsanız ya '' ve mecbur olarak'' islam icin şeriatı getirirsiniz bu simdi olmaz deseniz bile belli bi sure icinde olucaktır ki yukardaki arkadas sunuda ii biliyordur Kuran ı tam olarak anlamanız sadece kendinizle olusur yani ordaki bir sesin deisimi cumleyi tamamen deistirir
fikirlerime katılmayabilirsiniz ama isteyen arkadaslara ornekleri cok olarak verebilrim
ki bu sadece islam icin deil aynı seyi vatikan icinde anlatabilirsiniz yani Dinime karsı hic bir sorunum yoktur ama eger siz bilme onem veren bir dinin sadece koru korune inanılması bana sanki biraz tuhaf geliyor
 
Dinde, körü körüne inanmak kesinlikle yanlıştır. Hz.İbrahim değil midir, Allah'ı aklını kullanarak farkeden? Dinde bilim gelişmez diye bir şey de yoktur. Maalesef zamanında ki yanlış yönetimler insanlarda bu izlenimi bırakmıştır. "Şeriat" denilen kavram kelime anlamıyla "yol, metod" v.s gibi terimlerin karşılığıdır. Şeriat bir yol, ama nasıl bir yol? Başıboş, "insan hükümleri"yle idare edilen bir yol mu, yoksa yaratıcının koyduğu hükümlerle idare edilen mi? İnsan kendisini idare edebilecek akla sahiptir. Lakin bazı sınırlar vardır. Bunun dinde siyasi, yönetimsel kısmının karşılığı da şeriattır. Aslına bakarsanız her şey Hz.Muhammed' in ilerlediği çizilmiş yolda ki gibi yapılsa hiç bir sorun kalmayacak. Belki bilmeyenler vardır ama İslamiyet dünya üzerinde saldırılara yenik düşmeden (toprak ve yönetim bakımından) önce bilimde herkesleri şaşkınlığı düşüren bir biçimde ilerlemiştir. Bunun için İslamiyet ve Bilim başlığı adı altında araştırmanı(zı) öneririm. Bilim zaten dinin içerisindedir. Sadece manevi yönü yoktur. Ama maalesef günümüzde din sadece insanın kendi içerisinde yaşacağı, soyut bir şey olarak kâfi görülmekte.
 
atatürk dine karşı bir lider olsaydı bırakın sadece halifeliği kaldırmayı dini bile kaldırırdı bu ülkede ama halifeliği kaldırmasının nedeni dinle hiç bir şekilde bağlı değil aksine halifenin ülkeye karşı hareketleri ve isyan çıkarma planları yüzündendir. Bilakis atatürk Osmanlı dan kalma her türlü dini rütbe kurm ve aktiviteleri kaldırmış yerine bağnaz olanlarının aksine Diyanet Bakanlığı gibi daha çağdaş daha akılcı daha mantıklı kurul ve kuruluşları kurmuştur ve herşeyi çoğunlukla bağnaz ve hurafeci olan/oldurtturulan halkımıza akılcılığı öğretmek için yapmıştır. Şeyhler hepsi papazlar gibi hırsızdı, tekke ve zaviyeler dini çarptırmaktan başka birşey yapmazdı, halifeliğin hiçbir gücü kalmamıştı ki halifelik denilen şey hiçbir şekilde dini bir emir değildir. Dinin temsilciliği ve liderliği Hz. Muhammed le başlamış ve onunla da bitmiştir. Arkasından gelen 4 kişi ise sadece onun öğretilerini devam ettirmişlerdir en son 4 halifeden hz. ali den sonra da muhammedin dini liderlik kalmamıştır. Dinimizin tek bir lideri Allah tır ve onun habercisi de Hz. Muhammed dir. Hz. Ali den snra halifelik sadce sultanlık gibi liderlik yöneticilik anlamında rütbe olarak kullanılmıştır ve dinle ilgisi kalmamıştır. Tamamen siyasi bir terim olmuştur.
 
atatürk dine karşı bir lider olsaydı bırakın sadece halifeliği kaldırmayı dini bile kaldırırdı bu ülkede ama halifeliği kaldırmasının nedeni dinle hiç bir şekilde bağlı değil aksine halifenin ülkeye karşı hareketleri ve isyan çıkarma planları yüzündendir. Bilakis atatürk Osmanlı dan kalma her türlü dini rütbe kurm ve aktiviteleri kaldırmış yerine bağnaz olanlarının aksine Diyanet Bakanlığı gibi daha çağdaş daha akılcı daha mantıklı kurul ve kuruluşları kurmuştur ve herşeyi çoğunlukla bağnaz ve hurafeci olan/oldurtturulan halkımıza akılcılığı öğretmek için yapmıştır. Şeyhler hepsi papazlar gibi hırsızdı, tekke ve zaviyeler dini çarptırmaktan başka birşey yapmazdı, halifeliğin hiçbir gücü kalmamıştı ki halifelik denilen şey hiçbir şekilde dini bir emir değildir. Dinin temsilciliği ve liderliği Hz. Muhammed le başlamış ve onunla da bitmiştir. Arkasından gelen 4 kişi ise sadece onun öğretilerini devam ettirmişlerdir en son 4 halifeden hz. ali den sonra da muhammedin dini liderlik kalmamıştır. Dinimizin tek bir lideri Allah tır ve onun habercisi de Hz. Muhammed dir. Hz. Ali den snra halifelik sadce sultanlık gibi liderlik yöneticilik anlamında rütbe olarak kullanılmıştır ve dinle ilgisi kalmamıştır. Tamamen siyasi bir terim olmuştur.

Öncelikle bir an seni (sizi) 1923 öncesi ve ya yakınlarında yaşıyorsun(uz) sandım. Görüyormuş gibi anlattın(ız). Ne bir kanıt, ne bir tutarlı taraf? Öncelikle 1 dakikalık bir araştırmam sonucu Diyanet ile ilgili 3 haber getirdim sana =) Çağdaş Diyanet İşleri Bakanlığı ile ilgili.

http://www.ntvhaber.org/haber_detay.asp?haberID=5985
http://forum.filistinetkinlik.com/index.php?topic=7099.0
http://www.pcteknik.net/showthread.php?t=56226

Halifeliğin bazı(!) dönemlerde siyasi çıkarlar uğruna heba edildiği doğrudur. Halifelik İslâm Devleti' nin liderliğine denmekteydi. Bu hem dini hem siyaseti kapsıyor demiyorum çünkü siyaset, yönetim dinin zaten içerisindedir. İslam liderliği çeşitli el değiştirmeler sonucu 1924'e kadar gelmişti. Hz.Muhammed başlattı, Mustafa Kemal bitirdi. Şöyle bir şey söz konusu ki Laik bir Cumhuriyet'te Halifelik tabii ki barınamazdı. Bence burada sorun halifeliğin kaldırılması değil, kaldırılmasını gerektiren sistemdir. Bu konu hakkında uzun muhabbetler dönebilir ama gerek duymuyorum. Herkesin kendisinin ARAŞTIRMASINI tavsiye ediyorum. Bu arada halifelik konusunu ben açmamıştım ama madem bahsettin(iz) sahih kaynaklardan örnekler, isteyenler ARAŞTIRABİLİR, kaynakların doğruluğunu tespit edebilir.

CUMHURİYET İLAN EDİLMEDEN ÖNCE

“Hilâfeti muhafaza edeceğiz. Şu şartla ki, Büyük Millet Meclisi ve millet, hilâfetin dayanacağı bir mesnet ve kuvvet olacaktır.”
02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç

“Esasen bu mesele yalnız Türkiye’ye ait olmayıp bütün İslâm alemini ilgilendiren bir meseledir.”
02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç

“Bütün İslâm aleminin gerçek kurtuluşuna kadar varlığını korumayı görev bildiğimiz hilâfet makamı Türkiye Devleti’nin ne istiklâli, ne idaresi ve ne de hakimiyeti ile zıtlık teşkil etmez. Bu makam ve bu makamda oturan kişinin varlığı, sebebiyet verilmedikçe sakıncaların kaynağı olarak düşünülemez. Fakat şurası kesinlikte bilinmelidir ki, herhangi bir makam ve şahıs tarafından bu sakınca doğurulduğu gün orada teori biter, pratik ve uygulama başlar.”
18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.

“Bu makamı Türkiye milletinin hakimiyetini ihlâl edecek bir makam diye anlamak doğru değildir. Bugün halife olan kişinin bizim ile beraber aynı gerçekleri takdir buyurduğunu zannederim. Ancak bir sakınca ortaya çıkarsa yalnız bu makama atfetmek lazım gelmez. Bunu yapmak için her şeyden önce, fikirlerini şeriat görünümüne sokan bazı cahiller, menfaatperestler ve dalkavuklar ortaya çıkabilir. Bunların yapacağı telkinleri ve mahiyetini evvelden tanıyıp ona göre gerekli hazırlığı yapmak her ferdin ve milletin görevidir.”
18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.

CUMHURİYET KURULDUKTAN SONRA

“Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz.” (1925)

“Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır. Şunun bunun sözüne önem vermeyeceğiz. Medeni olacağız. Bununla iftihar edeceğiz. Bütün Türk ve İslâm âlemine bakınız. Zihinleri medeniyetin emrettiği şümul ve yükselmeye uyamadıklarından ne büyük felaketler, ne ıstıraplar içindedirler. Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız ve sonuç olarak son felaket çamuruna batışımız bundandır.”
24.08.1925, Kastamonu’da Bir Konuşma.

(Sözler Mustafa Kemal Atatürk'e aittir ve Halifelik (İslam) ile ilgilidir.)
 
Öncelikle bir an seni (sizi) 1923 öncesi ve ya yakınlarında yaşıyorsun(uz) sandım. Görüyormuş gibi anlattın(ız). Ne bir kanıt, ne bir tutarlı taraf? Öncelikle 1 dakikalık bir araştırmam sonucu Diyanet ile ilgili 3 haber getirdim sana =) Çağdaş Diyanet İşleri Bakanlığı ile ilgili.

http://www.ntvhaber.org/haber_detay.asp?haberID=5985
http://forum.filistinetkinlik.com/index.php?topic=7099.0
http://www.pcteknik.net/showthread.php?t=56226

Halifeliğin bazı(!) dönemlerde siyasi çıkarlar uğruna heba edildiği doğrudur. Halifelik İslâm Devleti' nin liderliğine denmekteydi. Bu hem dini hem siyaseti kapsıyor demiyorum çünkü siyaset, yönetim dinin zaten içerisindedir. İslam liderliği çeşitli el değiştirmeler sonucu 1924'e kadar gelmişti. Hz.Muhammed başlattı, Mustafa Kemal bitirdi. Şöyle bir şey söz konusu ki Laik bir Cumhuriyet'te Halifelik tabii ki barınamazdı. Bence burada sorun halifeliğin kaldırılması değil, kaldırılmasını gerektiren sistemdir. Bu konu hakkında uzun muhabbetler dönebilir ama gerek duymuyorum. Herkesin kendisinin ARAŞTIRMASINI tavsiye ediyorum. Bu arada halifelik konusunu ben açmamıştım ama madem bahsettin(iz) sahih kaynaklardan örnekler, isteyenler ARAŞTIRABİLİR, kaynakların doğruluğunu tespit edebilir.

CUMHURİYET İLAN EDİLMEDEN ÖNCE

“Hilâfeti muhafaza edeceğiz. Şu şartla ki, Büyük Millet Meclisi ve millet, hilâfetin dayanacağı bir mesnet ve kuvvet olacaktır.”
02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç

“Esasen bu mesele yalnız Türkiye’ye ait olmayıp bütün İslâm alemini ilgilendiren bir meseledir.”
02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç

“Bütün İslâm aleminin gerçek kurtuluşuna kadar varlığını korumayı görev bildiğimiz hilâfet makamı Türkiye Devleti’nin ne istiklâli, ne idaresi ve ne de hakimiyeti ile zıtlık teşkil etmez. Bu makam ve bu makamda oturan kişinin varlığı, sebebiyet verilmedikçe sakıncaların kaynağı olarak düşünülemez. Fakat şurası kesinlikte bilinmelidir ki, herhangi bir makam ve şahıs tarafından bu sakınca doğurulduğu gün orada teori biter, pratik ve uygulama başlar.”
18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.

“Bu makamı Türkiye milletinin hakimiyetini ihlâl edecek bir makam diye anlamak doğru değildir. Bugün halife olan kişinin bizim ile beraber aynı gerçekleri takdir buyurduğunu zannederim. Ancak bir sakınca ortaya çıkarsa yalnız bu makama atfetmek lazım gelmez. Bunu yapmak için her şeyden önce, fikirlerini şeriat görünümüne sokan bazı cahiller, menfaatperestler ve dalkavuklar ortaya çıkabilir. Bunların yapacağı telkinleri ve mahiyetini evvelden tanıyıp ona göre gerekli hazırlığı yapmak her ferdin ve milletin görevidir.”
18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.

CUMHURİYET KURULDUKTAN SONRA

“Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz.” (1925)

“Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır. Şunun bunun sözüne önem vermeyeceğiz. Medeni olacağız. Bununla iftihar edeceğiz. Bütün Türk ve İslâm âlemine bakınız. Zihinleri medeniyetin emrettiği şümul ve yükselmeye uyamadıklarından ne büyük felaketler, ne ıstıraplar içindedirler. Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız ve sonuç olarak son felaket çamuruna batışımız bundandır.”
24.08.1925, Kastamonu’da Bir Konuşma.

(Sözler Mustafa Kemal Atatürk'e aittir ve Halifelik (İslam) ile ilgilidir.)

Diyanet işlerinin yaptığı bir hata Atatürkün halifeliği kaldırmakla yanlış yaptığını katiyen göstermez.Milletin ve devletin menfaati için halifelik kalkmalıydı öyle de oldu çünkü artık amacından sapmış ve zararlı bir hal almıştı.Anladığım kadarıyla cumhuriyete ve onun gereği laikliğe karşısın şu sözünden belli'' Bence burada sorun halifeliğin kaldırılması değil, kaldırılmasını gerektiren sistemdir.'' Düşüncelere saygı duymak gerekir ama seninkiler saygıyı hak etmiyor dostum
 
Arkadaşım herkes bişeyler araştırıyor. Şunu söyleyeym ki böyle konular hakkında çok fazla emek harcıyor ve mesai yapıyorum ve bunlara dayanarak şunu söylüyorum; anlattıklarını mantığa dayandırmaya çalışıyorsun ama eksik yorumluyorsun. Senin dediğin gibi ben de şunu öneriyorum; daha derin daha dikkatli araştırmalısın. Çaktıın?
 
mustafa kemal atatürk ne aşırı dindar ne dinsiz di başka yerlere çekmeyin lütfen konuyu
 
Deist diyelim biz buna. İslama inan bir insan 1930'lu yıllarda güzellik yarışması altında bir kaç sene önce namusu için savaştığı bir milletin adamını davet edtirip onun önünde kızlarımızı soydurmaz idi. İslama inan bir insan İçki fabrikaları yaptırmaz idi kendisine yaptırsa dersiniz kendi iradesi, ama Müslüman olan kendi Milletine açıverdi. İsmala inan bir insan ßunları yapmaz idi. Sadece Yaradanın olduğuna inanıyor ve Komutasında ki görevleri üst safada tamamlayarak aramızdan ayrıldı Mustafa Kemal Atatürk'e Teşekkürler
 
bazı vatan hainleri dinsizler kendilerini savunurken atamızın adını o pis ağızlarına alıyorlar bazı kesimlerde buna inanıyo ve atamızı dinsizlikle suçluyo o şerefsizleri asmak lazım aslında.
 
Atatürk ne solcu, ne sağcı, nede dindar dı ..O milleti için ne gerekiyorsa ve o dönemde yapılması ne uygunsa onu yapmaya çalısan halkını cok seven bir insandı..lütfen Atamızı kalıplara sokmayalım solcu, sağcı yada dindar diye..aslında kimseye bunu yapmamalıyız..
 
Deist diyelim biz buna. İslama inan bir insan 1930'lu yıllarda güzellik yarışması altında bir kaç sene önce namusu için savaştığı bir milletin adamını davet edtirip onun önünde kızlarımızı soydurmaz idi. İslama inan bir insan İçki fabrikaları yaptırmaz idi kendisine yaptırsa dersiniz kendi iradesi, ama Müslüman olan kendi Milletine açıverdi. İsmala inan bir insan ßunları yapmaz idi. Sadece Yaradanın olduğuna inanıyor ve Komutasında ki görevleri üst safada tamamlayarak aramızdan ayrıldı Mustafa Kemal Atatürk'e Teşekkürler

Arkadaşım Atatürk Deist de değildi... Aşağıdaki 4 sayfa bunun ispatıdır. İşte 1924 sonrası düşünceleri (gerçek düşünceleri)

24768_110059109007383_100000098825094_251872_7592421_n.jpg


24768_110059112340716_100000098825094_251873_6447650_n.jpg
 
Atatürk asla dine karşı bir insan olmamıştır, ama dini kullanarak bir şeyler yapmaya çalışanlara sonuna kadar karşı çıkmıştır. Halifelikte bunun gibidir. Atatürk başlarda halifeliği kaldırmayı belkide düşünmüyordu. Ama bakınca halifenin kendisine ve cumhuriyete karşı gizli gizli güçler topladığını farketti ve Cumhuriyetle Halifeliğin bir arada asla yürümeyeceğini anladı ve halifeliği kaldırdı(Bunlar benim düşüncem katılmayabilirsiniz) Zaten halifeler bırakın fetva verecek kadar ulemalığı, Kur-an'ı anlamayı bile başaramamış insanlar olunca bir gereğide yoktur bence. Zaten Türkler dışında hiç kimse Halifeyi islamın başındaki insan olarak görmüyordu. Bunu tarih okuyan kişiler görebilirler. Yani halife kurtuluş savaşından önce cihat çağrısı yaptığında kaç tane islam devleti bu çağrıya cevap vermiştir araştırın lütfen
 
Kuranın tercümesini yaptırıp,dağıtılması için gerekli parayı da kendi cebinden vermiştir.
Üsküdardaki bir camiyi tamir ettirmiş parasını da yine cebinden vermiştir.
Atatürk zamanında ilkokullarda okutulan kitaba ve günümüzdeki din kitaplarına bakında farkı görün.Minnetle anıyorum...
 
biri der dini siyasete alet ediyor

diyeri Atatürkün arkasına sığınıp Atatürkü kullanır...

gerçek Atatürkçü Atatürkçüyüm diye bukadar böbürlenmez Atatürkün sözlerini kendi söylemiş gibi dillendirmez

Atatürkü bu tarz konuşmalara tartışmalarda kullanmayın derim.
 
Geri
Üst