Muhsin Başkan

seninde değerin ölünce anlaşıldı yanarım yanarımda buna yanrım
 
Bu adamı hiç sevmedim ve savunduğu düşünceyi, uyguladığı politikayı hiç beğenmedim. Lakin ölümü içler acısı oldu. Böyle olmamalıydı. Pisi pisine gitti. Ulaşılmadı yahut ulaşılamadı. Bu yüzyılda böylesine bir ölümün özürlük bir yeri yok.. Olmamalı..

Ah be dostum o adam öle bi adamdıki adam gibi adam kendisini sevmeyenlere bile saygı duyacak kadar ugrunda ölmeyi göze aldığı devlet onun için hiçbir şey yapmadi taraf gazetesinde bu kaza gerçekleşmeden önce ülkeyi kaos ortamına sürüklemek için milliyetçi muhafazar kesimden insanlara suikast yapılacak die bi haber çıkmıştı hala bazıları suikast değil dio kapalı telefonu bile dinleyen teknoloji açık telefonun koskocaman helikopterin yerini bulamayacak kadar basitmiş öle diolar .. :(
 
Mekanın Cennet Olsun Reis...
 
Seni kurşunların ıslık çaldığı günlerden tanıyoruz. Yiğittin, cesurdun, Kanımız Aksada Zafer İslam’ın diye haykırıyordun. Seni zindanlardan tanıyoruz…

2.5 metrekarelik zindanlardan… Gözlerin bozulmasın diye bir deste maydanoza baktığın, diş macununu dava arkadaşlarınla paylaştığın günlerden… Yıkılmadın, satmadın eğilmedin…. Seni Mamak zindanlarında indirdiğin hatimlerden tanıyoruz… İmanınla işkencelerden yiğitçe çıktın… Cesurdun, yiğittin ve dahası liderdin… Seni cebindeki harçlığını şehit aileleri ile paylaştığın Sogev vakfından tanıyoruz…Fedakardın, vefalıydın ve dahası adamdın…

Onyedi yaşında bir sevda düşürdün gönüllerimize, kor gibi yakan, yaktıkça haz veren bir sevda. Bir yanı Yavuz bir yanı Yunus olan, ağladıkça coşan, coştukça yanmayı özleyen bir sevda. Attığın bu kor yetmezmiş gibi şimdi sensizliğin ateşini de attın yüreklerimize…Yan yüreğin yan Muhsin’in, Liderin Maraş’ın dağlarında karlar altında… Hangi ağıt anlatabilir yüreklerimizdeki yangını, hangi söz anlatabilir Maraş dağlarındaki yalnızlığımızı… Gariplik bizim kaderimiz mi, şehit edilirken de garip olunur mu? Neredesiniz ey Kosova, Kerkük, Doğu Türkistan, Bosna, Çeçenistan, Filistin… O sizi hiç yalnız bırakmadı, yakışır mı şimdi Maraş dağlarında, Mazlumların Liderini, karlar altında dondurmak.

Alperenlerin vardı Maraş dağlarında. Nefsinizi ruhunuza, ruhunuzu Allah’a teslim edin dediğin Alperenlerin. Maraş dağlarının soğuğu, Taif taşları gibi haz veriyordu. Keşke canlarımız karşılığında Rabbimiz seni Türk-İslam dünyasına bağışlasaydı. Keşke her uzvumuz Maraş’ın bir dağına atılsaydı da seni kaybetmeseydik. Duyduğunu biliyorum, yüzlerce Alperenin Maraş dağlarında “Annem, babam sana feda olsun” diye haykırıyordu. Alperenlerin Kerbela’sıydı Maraş Dağları. Açtık ellerimizi “Ey Mağlup olmayan Galip, Ey Mazlumların Rabbi, İnsanların ve Devletin ilgisizliğini sana havale ediyoruz” diye yakardık.

Ne gözyaşlarımız yetti dağların karını eritmeye nede çığlıklarımız yetti sağır kulaklara, Büyük Oyunu, duyurmaya. İstiklal ruhunun tutuşturulduğu Maraş’da, şehit edildin, Yiğit Adam… Bu zamanın adamı değildin sen, Garip yaşadın bu Dünya’da… Haramzade sofralara kaşık sallamadın, milletin değerlerini siyasi istikbal aracı yapmadın, karanlık pazarlık masalarına hiç oturmadın… Gözlerimizi hiç önümüze baktırtmadın, ama gidişinle boynumuzu büküldü Yiğit Adam… Şimdi Gazze’nin yetimleri gibiyiz… Derdimiz aynı, acımız aynı…

Ankara, ilk kez görüyordu bu kadar gözyaşını bir arada… İlk kez bağrı yanan milyonlar Allahu Ekber sesleri ile titretti Ankara sokaklarını… Var olacaksak milletle var olacağız diyordun, Alperenlerin bütün Dünyaya ilan etti her mekanın milletin olduğunu… Kocatepe ilk kez şahit oluyordu böyle bir sevgiye… Yürekler ilk kez bu kadar candan söylüyordu “Helal olsun, helal olsun” diye… Biliyor musun Filistinli Mavi Emzikli Çocuk da bizimle haykırıyordu “Ey Allah dostu, Ey Mazlumların Lideri Hakkım Helal olsun” diye… Nasıl helal etmesin, Milletin meclisinde bir sen selam durmadın onun katiline…

Son kez geldin BBP binasına, hatırlarsın yüreklerimiz nasıl çarpardı “Başbakan Muhsin” diye haykırırken… İyi bilirdik sen başbakan olursan nelerin olacağını… Hayalimiz o parti binasına Kırmızı plakalı başbakan aracı ile gelmendi ama kırmızı bayrağa sarılı tabutunla geldin Yigit Adam… O an bütün Dünya üzerimize yıkıldı… Hz.Nuh (A.S) gibi açtık ellerimizi “Rabbi inni mağlup, Rabbi inni mağlup, fentesir! (Yarabbi mağlup olduk, sen yardım et)” diye dua ettik. Fentesir Ya Erhamerrahimin, Fentesir Ya Erhamerrahimin.

Yüzbinlerce Alpereninin tekbir sesleri ile Taceddin Dergahına getirildin Yiğit Adam… Şeyh Taceddin Sultan ve Mehmet Akif Ersoy’un komşusu oldun… Adı “dayanılıp güvenilir adamdı” Şeyh Taceddin Sultan’ın… Hepimiz şehadet ederiz ki sende dayanılıp güvenilir adamdın… Kimseyi yarı yolda bırakmadın, hayatın pahasına ideallerinden vazgeçmedin… Dünyanın en acımasız işkenceleri karşısında dik durdun, eğilip bükülmedin… Sana güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz Yiğit Adam… Bu ülke millete yönelmiş namlulara göğsünü açan kaç kişi gördü?.

“Bir yağmur tanesi olsam Mekke’ye düşmek isterdim” derdin… Rabbim bir yağmur gibi yağdırdı seni Türk-İslam Dünyasına. Bu yağmurun bereketi ile Alperenlerin yetişecek Dünyanın dört bir yanında İnşallah… Ve uğruna hayatını verdiğin Büyük Birliği gerçekleştirecek…

İstiklal aşığıydın sen… Yine bir İstiklal aşığına komşu oldun… Mezarın üzerine ay-yıldızlı bayrağımız açıldığında baktık Mehmet Akif’e;

“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” diyordu.

Sana Anadolu’dan bir Yiğit, bir Şehit gönderdik Ya Resulallah… Mamak zindanlarında, Maraş dağlarında çok üşüttük
biz onu… Yaraları var, Maraş dağlarından gelen kırıkları var… Yaralarını Sen sar Ya Resulallah…

ALINTIDIR
 
Seni kurşunların ıslık çaldığı günlerden tanıyoruz. Yiğittin, cesurdun, Kanımız Aksada Zafer İslam’ın diye haykırıyordun. Seni zindanlardan tanıyoruz…

2.5 metrekarelik zindanlardan… Gözlerin bozulmasın diye bir deste maydanoza baktığın, diş macununu dava arkadaşlarınla paylaştığın günlerden… Yıkılmadın, satmadın eğilmedin…. Seni Mamak zindanlarında indirdiğin hatimlerden tanıyoruz… İmanınla işkencelerden yiğitçe çıktın… Cesurdun, yiğittin ve dahası liderdin… Seni cebindeki harçlığını şehit aileleri ile paylaştığın Sogev vakfından tanıyoruz…Fedakardın, vefalıydın ve dahası adamdın…

Onyedi yaşında bir sevda düşürdün gönüllerimize, kor gibi yakan, yaktıkça haz veren bir sevda. Bir yanı Yavuz bir yanı Yunus olan, ağladıkça coşan, coştukça yanmayı özleyen bir sevda. Attığın bu kor yetmezmiş gibi şimdi sensizliğin ateşini de attın yüreklerimize…Yan yüreğin yan Muhsin’in, Liderin Maraş’ın dağlarında karlar altında… Hangi ağıt anlatabilir yüreklerimizdeki yangını, hangi söz anlatabilir Maraş dağlarındaki yalnızlığımızı… Gariplik bizim kaderimiz mi, şehit edilirken de garip olunur mu? Neredesiniz ey Kosova, Kerkük, Doğu Türkistan, Bosna, Çeçenistan, Filistin… O sizi hiç yalnız bırakmadı, yakışır mı şimdi Maraş dağlarında, Mazlumların Liderini, karlar altında dondurmak.

Alperenlerin vardı Maraş dağlarında. Nefsinizi ruhunuza, ruhunuzu Allah’a teslim edin dediğin Alperenlerin. Maraş dağlarının soğuğu, Taif taşları gibi haz veriyordu. Keşke canlarımız karşılığında Rabbimiz seni Türk-İslam dünyasına bağışlasaydı. Keşke her uzvumuz Maraş’ın bir dağına atılsaydı da seni kaybetmeseydik. Duyduğunu biliyorum, yüzlerce Alperenin Maraş dağlarında “Annem, babam sana feda olsun” diye haykırıyordu. Alperenlerin Kerbela’sıydı Maraş Dağları. Açtık ellerimizi “Ey Mağlup olmayan Galip, Ey Mazlumların Rabbi, İnsanların ve Devletin ilgisizliğini sana havale ediyoruz” diye yakardık.

Ne gözyaşlarımız yetti dağların karını eritmeye nede çığlıklarımız yetti sağır kulaklara, Büyük Oyunu, duyurmaya. İstiklal ruhunun tutuşturulduğu Maraş’da, şehit edildin, Yiğit Adam… Bu zamanın adamı değildin sen, Garip yaşadın bu Dünya’da… Haramzade sofralara kaşık sallamadın, milletin değerlerini siyasi istikbal aracı yapmadın, karanlık pazarlık masalarına hiç oturmadın… Gözlerimizi hiç önümüze baktırtmadın, ama gidişinle boynumuzu büküldü Yiğit Adam… Şimdi Gazze’nin yetimleri gibiyiz… Derdimiz aynı, acımız aynı…

Ankara, ilk kez görüyordu bu kadar gözyaşını bir arada… İlk kez bağrı yanan milyonlar Allahu Ekber sesleri ile titretti Ankara sokaklarını… Var olacaksak milletle var olacağız diyordun, Alperenlerin bütün Dünyaya ilan etti her mekanın milletin olduğunu… Kocatepe ilk kez şahit oluyordu böyle bir sevgiye… Yürekler ilk kez bu kadar candan söylüyordu “Helal olsun, helal olsun” diye… Biliyor musun Filistinli Mavi Emzikli Çocuk da bizimle haykırıyordu “Ey Allah dostu, Ey Mazlumların Lideri Hakkım Helal olsun” diye… Nasıl helal etmesin, Milletin meclisinde bir sen selam durmadın onun katiline…

Son kez geldin BBP binasına, hatırlarsın yüreklerimiz nasıl çarpardı “Başbakan Muhsin” diye haykırırken… İyi bilirdik sen başbakan olursan nelerin olacağını… Hayalimiz o parti binasına Kırmızı plakalı başbakan aracı ile gelmendi ama kırmızı bayrağa sarılı tabutunla geldin Yigit Adam… O an bütün Dünya üzerimize yıkıldı… Hz.Nuh (A.S) gibi açtık ellerimizi “Rabbi inni mağlup, Rabbi inni mağlup, fentesir! (Yarabbi mağlup olduk, sen yardım et)” diye dua ettik. Fentesir Ya Erhamerrahimin, Fentesir Ya Erhamerrahimin.

Yüzbinlerce Alpereninin tekbir sesleri ile Taceddin Dergahına getirildin Yiğit Adam… Şeyh Taceddin Sultan ve Mehmet Akif Ersoy’un komşusu oldun… Adı “dayanılıp güvenilir adamdı” Şeyh Taceddin Sultan’ın… Hepimiz şehadet ederiz ki sende dayanılıp güvenilir adamdın… Kimseyi yarı yolda bırakmadın, hayatın pahasına ideallerinden vazgeçmedin… Dünyanın en acımasız işkenceleri karşısında dik durdun, eğilip bükülmedin… Sana güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz Yiğit Adam… Bu ülke millete yönelmiş namlulara göğsünü açan kaç kişi gördü?.

“Bir yağmur tanesi olsam Mekke’ye düşmek isterdim” derdin… Rabbim bir yağmur gibi yağdırdı seni Türk-İslam Dünyasına. Bu yağmurun bereketi ile Alperenlerin yetişecek Dünyanın dört bir yanında İnşallah… Ve uğruna hayatını verdiğin Büyük Birliği gerçekleştirecek…

İstiklal aşığıydın sen… Yine bir İstiklal aşığına komşu oldun… Mezarın üzerine ay-yıldızlı bayrağımız açıldığında baktık Mehmet Akif’e;

“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” diyordu.

Sana Anadolu’dan bir Yiğit, bir Şehit gönderdik Ya Resulallah… Mamak zindanlarında, Maraş dağlarında çok üşüttük
biz onu… Yaraları var, Maraş dağlarından gelen kırıkları var… Yaralarını Sen sar Ya Resulallah…

ALINTIDIR

eline sağlık kardeşim
 
Keşke Kör ölünce Badem gözlü olmasa keşke Ölmeden Önce sevdiklerimizin Kıymetini Bilebilsek

Not : Arkadaşm üzerine alınma genel olarak söylüyorm
 
Ah be dostum o adam öle bi adamdıki adam gibi adam kendisini sevmeyenlere bile saygı duyacak kadar ugrunda ölmeyi göze aldığı devlet onun için hiçbir şey yapmadi taraf gazetesinde bu kaza gerçekleşmeden önce ülkeyi kaos ortamına sürüklemek için milliyetçi muhafazar kesimden insanlara suikast yapılacak die bi haber çıkmıştı hala bazıları suikast değil dio kapalı telefonu bile dinleyen teknoloji açık telefonun koskocaman helikopterin yerini bulamayacak kadar basitmiş öle diolar .. :(

Yanlıs düşünmüyosun.Bu vatan için gercekten canı gönülden bişiler yapanların her zaman yeri kalbimizdedir.Sevmeyenlere inat bu vatanı canı gönülden sevenleri seviyoruz
 
ANADOLU ÇOCUĞU

Gözlerini deryalara salarken
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Hak yolunda gonca gibi solarken
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Mazlumun elinde sarı çiçeksin,
Zalime saplanan çatal yüreksin,
Şüheda burcunda ne mübareksin,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Hira'da çizilmiş gönül mihverin,
Yesevî nakışlı sevgi cevherin,
Hala dalgalanır gönül zaferin,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.

Dikenlere inat güle durmuşsun,
Bela mevsiminde bala durmuşsun,
Hasta çağa gül mührünü vurmuşsun,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.

Kalbin öyle sıcak, bir vatan gibi,
Muhabbet boy atmış gülistan gibi,
Sarmaladım yüreğime can gibi,
Sevdim seni Anadolu çocuğu






KİMSE KİMSEYİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL... TAĞUT KENDİNE SÖVDÜRMEK İSTESEDE..ŞEYTANA KÜFÜR İBADET SAYILMAZ, BAŞINA ÇORAP ÖRDÜK SANANLAR KENDİ GIRLAĞINA İLMEK ATMIŞ DEMEKTİR. ŞEHİDİN VE ÖLENİN ARDINA DUA YAKIŞIR.. NUTUK VE SLOGAN DEĞİL.. MADEM GÜNDEME GELMİŞ REİS... FİSEBİLLİLLAH HER SEVENE BİR FATİHA BORÇ DÜŞER RUHUNA ..İNANAN YÜREKLERİN ŞEHİDİ DE ÖLENİDE BÖYLE YAD EDİLİR....HAYIR KONUŞUN YA DA SUSUN...
 
ANADOLU ÇOCUĞU

Gözlerini deryalara salarken
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Hak yolunda gonca gibi solarken
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Mazlumun elinde sarı çiçeksin,
Zalime saplanan çatal yüreksin,
Şüheda burcunda ne mübareksin,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Hira'da çizilmiş gönül mihverin,
Yesevî nakışlı sevgi cevherin,
Hala dalgalanır gönül zaferin,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.

Dikenlere inat güle durmuşsun,
Bela mevsiminde bala durmuşsun,
Hasta çağa gül mührünü vurmuşsun,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.

Kalbin öyle sıcak, bir vatan gibi,
Muhabbet boy atmış gülistan gibi,
Sarmaladım yüreğime can gibi,
Sevdim seni Anadolu çocuğu






KİMSE KİMSEYİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL... TAĞUT KENDİNE SÖVDÜRMEK İSTESEDE..ŞEYTANA KÜFÜR İBADET SAYILMAZ, BAŞINA ÇORAP ÖRDÜK SANANLAR KENDİ GIRLAĞINA İLMEK ATMIŞ DEMEKTİR. ŞEHİDİN VE ÖLENİN ARDINA DUA YAKIŞIR.. NUTUK VE SLOGAN DEĞİL.. MADEM GÜNDEME GELMİŞ REİS... FİSEBİLLİLLAH HER SEVENE BİR FATİHA BORÇ DÜŞER RUHUNA ..İNANAN YÜREKLERİN ŞEHİDİ DE ÖLENİDE BÖYLE YAD EDİLİR....HAYIR KONUŞUN YA DA SUSUN...

loopus kardeşim bu şiirin yazarı kim bu arada agzımızı bozmaya gönlümüzü incitmeye gerek yok eline sağlık şiir için
 
Bir çift kanattınız hüznün rüzgarlarında,
Dağılıp gitti melekleriniz beyazın öte dağlarında..
Ağlasın ardınızdan bir ağızdan bütün dehsetiyle "Türkiye"
Sen harbi hayalet:
Saglam gariban..
Ruhuna el fatiha..
 
loopus kardeşim bu şiirin yazarı kim bu arada agzımızı bozmaya gönlümüzü incitmeye gerek yok eline sağlık şiir için

ÇAĞATAY; VERDİĞİM ŞİİR BESTAMİ YAZGAN hocanındır.. ben tşkr ediyorum konu için... saolasın..
 
Yaşarken yüreğiniz söküldü mü yerinden

Konuşurken diliniz kitlendi mi hiç?

Yanan ateşe el uzattınız mı, kırıldı mı

Parmaklarınız teker teker?

Ciğerinize hançer saplandı mı nefes alıp verirken

Çat ayazda dondunuz mu hiç?

Kerbela'da yanarken inlediniz mi bir yudum su diye?

Bu acılar tarif değil ki, yüreğim yangın yeri gibi yanmakta

Yüreğim yangın yeri şimdi, Ne söz dinler, ne sükut eder.

Ruhum çıplak, ruhum bedensiz acısı, yanmaktan daha beter

Bu ne ateş ki, yandıkça yanmakta?

Bilen yok mu, nasıl diner, nasıl söner?

Yokluğu hançer gibi saplanmakta.

Şüphe yok, herkes Rabbin'e döner

Kekik kokulu değil artık dağlarım

Üstünde ağlamaklı yılkı atları

Biliyorum üşümeyeceksin bir daha

Çünkü üstünde Resul'ün kanatları.

Bülent uygun Sivas spor TD​
 
Bugun bir cumhurbaşkanı yada başbakan kimi görmek isterdin diye sorsalara cevabım Yazıcıoglu olurdu.Fikirleri ve yaşam tarzı örnek insandı.Ruhu şad olsun
 
ANADOLU ÇOCUĞU

Gözlerini deryalara salarken
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Hak yolunda gonca gibi solarken
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Mazlumun elinde sarı çiçeksin,
Zalime saplanan çatal yüreksin,
Şüheda burcunda ne mübareksin,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.
Hira'da çizilmiş gönül mihverin,
Yesevî nakışlı sevgi cevherin,
Hala dalgalanır gönül zaferin,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.

Dikenlere inat güle durmuşsun,
Bela mevsiminde bala durmuşsun,
Hasta çağa gül mührünü vurmuşsun,
Sevdim seni Anadolu çocuğu.

Kalbin öyle sıcak, bir vatan gibi,
Muhabbet boy atmış gülistan gibi,
Sarmaladım yüreğime can gibi,
Sevdim seni Anadolu çocuğu






KİMSE KİMSEYİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL... TAĞUT KENDİNE SÖVDÜRMEK İSTESEDE..ŞEYTANA KÜFÜR İBADET SAYILMAZ, BAŞINA ÇORAP ÖRDÜK SANANLAR KENDİ GIRLAĞINA İLMEK ATMIŞ DEMEKTİR. ŞEHİDİN VE ÖLENİN ARDINA DUA YAKIŞIR.. NUTUK VE SLOGAN DEĞİL.. MADEM GÜNDEME GELMİŞ REİS... FİSEBİLLİLLAH HER SEVENE BİR FATİHA BORÇ DÜŞER RUHUNA ..İNANAN YÜREKLERİN ŞEHİDİ DE ÖLENİDE BÖYLE YAD EDİLİR....HAYIR KONUŞUN YA DA SUSUN...

inSanı aslında öldürenin unutulmasıymıs derler bu takdire yakısır reisin güzel şeylerle anılması onu gercekten onurlandırmazmıydı.Susmak bazen bazı şeyleri anlatmıyor konusmak lazım anlatmak lazım örnek almak lazım.
 
inSanı aslında öldürenin unutulmasıymıs derler bu takdire yakısır reisin güzel şeylerle anılması onu gercekten onurlandırmazmıydı.Susmak bazen bazı şeyleri anlatmıyor konusmak lazım anlatmak lazım örnek almak lazım.

Su forumda 1970 lerin siyaset yapanlari (???) forumun anasayfasından inmiyo ama bizim üç gün önce yitirdimiz yiğidimizin ne adi ne sani hiçbirşey yok sadece olmaması neyse bide dil uzatılıyo o konularda ama bu konuda öle bişi olmayacak uzatan olursa tartışmaya dahi girmeden laf söletmeden gerekli kişi kimse ona başvurulacak...
 
inSanı aslında öldürenin unutulmasıymıs derler bu takdire yakısır reisin güzel şeylerle anılması onu gercekten onurlandırmazmıydı.Susmak bazen bazı şeyleri anlatmıyor konusmak lazım anlatmak lazım örnek almak lazım.

geçmiş konularıma bakarsan burdan baya konu açmışızdır.. biz sevdamızı hergün ''seni unutmadık izindeyiz ''gibi içi boş yürerklerle değil, davasına ve hizmetine kaldığı yerden devamla güç alanlardanız. susuşumuz terbiyemizdir. olan biteni unutmuşta değiliz, başımızdakilerin zaafiyeti varsa hesabınıda sorarız ..kimse reisi unutturamaz. daha 80 de verdiklerimizin yasını bile tutmadık.ne pehlivanoğlunun, ne c-5 te başına dipçik inen kurumahmutoğlunun, ne önkuzunun ne esendağın , ne duracık'ın.... biz sadcece ölene bir dua bir fatiha bekleriz.mutlak kati hesap elbet mahşerde...
 
Geri
Üst