@ Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ
Siyaset liberal siyaset tam da senin anlattığın gibi birşeydir. Ama biz boykot derken salak idealizmi yapıyoruz galiba senin için. Ülke çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutma, her hareketinde ülkenin çıkarlarını koruma bilincini yerleştirmek lazım diyorum ben.
Üretemiyorsan harcadığın her 1 liranın hesabını ve gittiği yeri iyi bileceksin.
Öncelikle üretme, yatırıma teşvik, istihdam sağlanması, ülkeye giren paranın üretime dönük olması, ağır vergilerle toplanan paraların yüksek reel faizle spekülatörlere verilmemesi konusunda aynen senin gibi düşünüyorum ve ekliyorum
BUNLARI YAPANA KADAR NE YAPMAK LAZIM?
1- bir mal veya hizmet ihtiyacı varsa öncelikle yerli malı ile karşılamayı deneyeceğiz, yerli malı yoksa veya varolan yerli ürün veya hizmet beklentilerimizi karşılamayacak kadar yetersizse kalitesizse daha ılımlı ülkelerin mallarını tercih etmeliyiz o da yoksa ya da yetersizse o ihtiyacı karşılayacak ithal ürünü elbette kullanacağız. Ancak fiyat performansı en yüksek, yani en az paraya en fazla verimi veren ürünleri kullanmalıyız ki verdiğimiz paranın hakkını tam alalım.
2- gördüğün gibi yerli malı ile ya da ılımlı ülkelerden idamesi mümkün olan mal ve hizmetlerde yine devlet vergi alacaktır. Yani biz coca cola yerine sütaş ayran içtiğimizde ülkenin vergi kaybı olmayacaktır senin iddia ettiğin gibi
3- Coca colanın ürünlerini almamak elbette coca colayı batırmaz. Ama bu coca colanın tekeli altında ezilen türk içecek sektöründe 100 milyon dolarlık pastanın başka yerli firmaların eline geçmesini sağlar. bu sayede Türk içecek endüstrisi TEKEL leşen coca colaya satılmak ya da iflas etmek yerine, her yıl 100 milyon dolar bütçe ile serpilip belki yurt dışına ve uluslararsı içecek sektörüne açılacak önümüzdeki 20 yıl içinde dünya devi olacak bir marka yaratma şansına sahip olabilir. Ama biz cola içmeye devam ettikçe başka bir TÜRK markası ya da içeceğinin kalkınmasına ve gelişmesine engel olacağız.
Bunları sen de biliyorsun zaten bu kadar iktisat yorumu yazıyorsan. Aynen senin dediğin gibi üretip kalkınana kadar tüketimimizi disipline etmemiz lazım. Tabi ben baskıcı devlet eliyle kotalı bir ekonomik disiplinden bahsetmiyorum. Bireyler kendi harcamalarını disipline ettikleri sürece düzelme ihtimalimiz var. Yoksa kredi kartı çılgınlığı ile ihtiyacımız olan olmayan her türlü ithal ürünü ve katma değeri çok yüksek markaların ürünlerini almaya devam edersek bireysel olarak da ülkesel olarak da iflas kaçınılmaz.
Aynen dediğin gibi üretimi arttırmamız lazım. Yani bir ailedeki bireylerin ana hedefi üretimi ve verimi arttırarak eve giren paranın hacmini arttırmaktır. Ama siz üretimi ve kazandığınız parayı arttırana kadar harcamalarınızı kısmazsanız iflas edeceğiniz gerçeği kaçınılmazdır.
Bu yüklü cari açık finanse edilemez. Marka değeri olan, teknolojisi gelişmiş, verimi yüksek bir üretim hamlesi gerçekleştirene kadar harcadığımızı bireysel bililnçlenme ile kontrol altına almamız gerekir. Yoksa bu bilinçsiz tüketim ile 12 ay taksitle biri ürün alırken 12 ay sonra kazanacağı maaşı bugünden harcayan adamın zihniyeti ile biryere varılmayacağı açık. Ülkem insanı tasarruf bilinci olmadan yetiştiriliyor, tasarruf bilinci yerleşmeden yatırıma ve senin de bahsettiğin üretime kaynak olacak sermayeyi biriktirmek çok mümkün görünmüyor. Tabi sen dışarıdan kredi alalım, ya da yabancı sermaye getirelim de kalkınalım diyorsan başka...
saygılar
Siyaset liberal siyaset tam da senin anlattığın gibi birşeydir. Ama biz boykot derken salak idealizmi yapıyoruz galiba senin için. Ülke çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutma, her hareketinde ülkenin çıkarlarını koruma bilincini yerleştirmek lazım diyorum ben.
Üretemiyorsan harcadığın her 1 liranın hesabını ve gittiği yeri iyi bileceksin.
Öncelikle üretme, yatırıma teşvik, istihdam sağlanması, ülkeye giren paranın üretime dönük olması, ağır vergilerle toplanan paraların yüksek reel faizle spekülatörlere verilmemesi konusunda aynen senin gibi düşünüyorum ve ekliyorum
BUNLARI YAPANA KADAR NE YAPMAK LAZIM?
1- bir mal veya hizmet ihtiyacı varsa öncelikle yerli malı ile karşılamayı deneyeceğiz, yerli malı yoksa veya varolan yerli ürün veya hizmet beklentilerimizi karşılamayacak kadar yetersizse kalitesizse daha ılımlı ülkelerin mallarını tercih etmeliyiz o da yoksa ya da yetersizse o ihtiyacı karşılayacak ithal ürünü elbette kullanacağız. Ancak fiyat performansı en yüksek, yani en az paraya en fazla verimi veren ürünleri kullanmalıyız ki verdiğimiz paranın hakkını tam alalım.
2- gördüğün gibi yerli malı ile ya da ılımlı ülkelerden idamesi mümkün olan mal ve hizmetlerde yine devlet vergi alacaktır. Yani biz coca cola yerine sütaş ayran içtiğimizde ülkenin vergi kaybı olmayacaktır senin iddia ettiğin gibi
3- Coca colanın ürünlerini almamak elbette coca colayı batırmaz. Ama bu coca colanın tekeli altında ezilen türk içecek sektöründe 100 milyon dolarlık pastanın başka yerli firmaların eline geçmesini sağlar. bu sayede Türk içecek endüstrisi TEKEL leşen coca colaya satılmak ya da iflas etmek yerine, her yıl 100 milyon dolar bütçe ile serpilip belki yurt dışına ve uluslararsı içecek sektörüne açılacak önümüzdeki 20 yıl içinde dünya devi olacak bir marka yaratma şansına sahip olabilir. Ama biz cola içmeye devam ettikçe başka bir TÜRK markası ya da içeceğinin kalkınmasına ve gelişmesine engel olacağız.
Bunları sen de biliyorsun zaten bu kadar iktisat yorumu yazıyorsan. Aynen senin dediğin gibi üretip kalkınana kadar tüketimimizi disipline etmemiz lazım. Tabi ben baskıcı devlet eliyle kotalı bir ekonomik disiplinden bahsetmiyorum. Bireyler kendi harcamalarını disipline ettikleri sürece düzelme ihtimalimiz var. Yoksa kredi kartı çılgınlığı ile ihtiyacımız olan olmayan her türlü ithal ürünü ve katma değeri çok yüksek markaların ürünlerini almaya devam edersek bireysel olarak da ülkesel olarak da iflas kaçınılmaz.
Aynen dediğin gibi üretimi arttırmamız lazım. Yani bir ailedeki bireylerin ana hedefi üretimi ve verimi arttırarak eve giren paranın hacmini arttırmaktır. Ama siz üretimi ve kazandığınız parayı arttırana kadar harcamalarınızı kısmazsanız iflas edeceğiniz gerçeği kaçınılmazdır.
Bu yüklü cari açık finanse edilemez. Marka değeri olan, teknolojisi gelişmiş, verimi yüksek bir üretim hamlesi gerçekleştirene kadar harcadığımızı bireysel bililnçlenme ile kontrol altına almamız gerekir. Yoksa bu bilinçsiz tüketim ile 12 ay taksitle biri ürün alırken 12 ay sonra kazanacağı maaşı bugünden harcayan adamın zihniyeti ile biryere varılmayacağı açık. Ülkem insanı tasarruf bilinci olmadan yetiştiriliyor, tasarruf bilinci yerleşmeden yatırıma ve senin de bahsettiğin üretime kaynak olacak sermayeyi biriktirmek çok mümkün görünmüyor. Tabi sen dışarıdan kredi alalım, ya da yabancı sermaye getirelim de kalkınalım diyorsan başka...
saygılar