Futbol Yıldızları

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Predrag Mijatovic


Video İzle


Ruud Van Nistelrooy (gerçek ismi Rutgerus Johannes Martinus van Nistelrooij) (Doğumu 1 Temmuz 1976) Hollandalı futbolcu. Şu anda Real Madrid forması giymektedir.
Yıldızı PSV Eindhoven'da oynarken parlayan Ruud 19 milyon pounda Manchester United'a transfer oldu. Başarısını bu takımda da devm ettiren Ruud 2002-03 sezonunda FA Premier League gol kralı oldu. Hollanda Milli Futbol Takımı formasını da giyen Nistelrooy takımının 2006 FIFA Dünya Kupası kadrosunda da yer aldı.

Kariyeri
· 1993–1997FC Den Bosch 69 (17)
· 1997–1998SC Heerenveen 31 (13)
· 1998–2001PSV Eindhoven 67 (62)
· 2001–2006Manchester United 219 (150)
· 2006-...Real Madrid

19 Ocak 1969 O Zamanki Yugoslavya’nin Podgorica sehrinde Dogan Sırp futbol tarihinin önemli oyuncusu. Şu anda Real Madrid kulübünün sportif direktörlüğünü yapmaktadır. Mijatovic kariyerinde Budućnost Podgorica, FK Partizan, Valencia, Real Madrid, Fiorentina, ve Levante formaları giymiştir. Milli takımda da oynayan Mijatovic oynadığı 73 maçta 28 gol atmıştır.
Toplamda Ise 399 macta 140 gol atmistir.





Roy Maurice Keane


Video İzle

Futbol yaşamını halen aktif olarak sürdüren en “hırçın” futbolcular hakkında bir değerlendirme yapılsa Roy Maurice Keane herhalde listenin başlarında yer alır. Üstelik Keane’in hırçınlığı ve agresifliği zaman zaman “arıza” bir nitelik de kazanıyor. Futbol yaşamı boyunca hem bu kadar başarılı bir kariyere sahip olup, hem de bu kadar saha içi ve dışı skandala karışmış futbolculara aslında adada sık sık rastlanıyor? Geçtiğimiz ay içerisinde ani bir kararla 13 senelik Manchester United kariyerine nokta koyarak adanın “yüksek topraklara”, Glasgow şehrinin yeşil beyazlı formasına yatay bir geçiş yapan İrlandalı “olay adam”la alakalı bu ay geniş bir dosya hazırladık
Roy Keane 10 Ağustos 1971 yılında İrlanda’nın Dublin’den sonra en büyük kenti olan Cork’ta dünyaya geldi. Mayfield köyünde futbol topuyla tanışan futbolcunun küçüklüğünde aslında boyu sebebiyle çok fazla futbola elverişli olmadığı düşünülüyordu (bugünkü boyu 1.80). İlginç olan aynı düşüncenin bir başka unutulmaz Manchester United orta saha yıldızı Bryan Robson’ın başına gelmesiydi. Bunun üzerine tüm futbol kariyerine yayılacak olan savaşçı kimliğinin ilk örneklerinden birini sergilercesine kendisine bir iş bulur. Bulduğu iş İrlanda’nın vazgeçilmez simgelerinden biri olan publarda satılan bira varillerini taşımaktan ibarettir. O dönemde en sevdiği kulüp Tottenham Hotspur idolü ise Glenn Hoddle’dır. Kısa bir süre boksörlük de yapar (gelecekte sahada çizeceği profil göz önüne alındığında pek de sürpriz sayılmaz). Bu arada da futbolla ilişkili yeteneklerini geliştirmeye çalışır.



Bu çalışmalarının karşılığını ise futbol kariyerine ilk adımını attığı İrlanda Kulübü Cobh Ramblers’da alır. İngiliz futbolunun önemli isimlerinden Nigel Clough onu 1990 yılında keşfeder ve Nottingham Forest kulübüne transfer eder. 18 yaşında Premier Lig’in önemli kulüplerinden birine katılan Keane 1990 yılında da Liverpool deplasmanında bu ligdeki ilk maçına çıkar.
Aynı sene Nottingham’la F.A. Cup finali oynar. Bir sene sonra ise yeri bu sefer Lig Kupası Finali’dir. Forest bu iki finali de kaybeder ama Keane için bu futbol hayatında kulübüyle yaşadığı az sayıda başarısızlıklardan olacaktır.
Bu devrede Roy Keane milli takıma da seçilir. Hem de daha 19 yaşındayken. Ancak milli takımdaki Keane yine bildiğimiz Keane’dir. 1991 yılında İrlanda’nın ABD milli takımıyla Boston’da yaptığı dostluk maçının akşamı futbolculara izin verilir. Ertesi gün uçak 07:30’da kalkacaktır.
Bütün takım kalkış saatinde ordadır, Keane hariç. Sir Jackie Charlton dahil herkes Keane’i yarım saat bekler. Saat 08:00’da Roy çıkageldiğinde Jackie Charlton kendisine patlar. “19 yaşındasın, ilk defa milli takımla seyahat ediyorsun, bizi ne kadar beklettiğinin farkında mısın?”... Cevap Roy Keanevaridir: “Size beklemenizi söylemedim ki?”
19 Temmuz 1993’te Manchester United ve Roy Keane’in kaderini değiştirecek bir olay meydana gelir. Kırmızı Şeytanlar genç İrlandalı’yı o zamanlar rekor sayılan bir ücretle 3,750,000 pounda kulüplerine katarlar. 1993 yılından 1996 yılına kadar sağ kanat ve ön libero gibi pozisyonlarda gidip gelen Roy Keane bu adaptasyon dönemine rağmen bu dönemde Manchester United’ın 3 Premiere Lig Şampiyonluğu’nda (ki 1994 ve 1996 yıllarında kulüp F.A. Cup’ı da kazanarak “duble” yapmıştır) büyük pay sahibi olur. 1996-97 sezonunda ise önce Paul Ince’in ayrılmasıyla orta sahanın beyni görevini,



Rutgerus Johannes Martinus van Nistelrooij


Video İzle

Ruud Van Nistelrooy (gerçek ismi Rutgerus Johannes Martinus van Nistelrooij) (Doğumu 1 Temmuz 1976) Hollandalı futbolcu. Şu anda Real Madrid forması giymektedir.
Yıldızı PSV Eindhoven'da oynarken parlayan Ruud 19 milyon pounda Manchester United'a transfer oldu. Başarısını bu takımda da devm ettiren Ruud 2002-03 sezonunda FA Premier League gol kralı oldu. Hollanda Milli Futbol Takımı formasını da giyen Nistelrooy takımının 2006 FIFA Dünya Kupası kadrosunda da yer aldı.

Kariyeri
· 1993–1997FC Den Bosch 69 (17)
· 1997–1998SC Heerenveen 31 (13)
· 1998–2001PSV Eindhoven 67 (62)
· 2001–2006Manchester United 219 (150)
· 2006-...Real Madrid



Sir Stanley Matthews


Sir Stanley Matthews: Yeşil Sahaların Beyefendisi
Otuz yıldan uzun bir süre futbol sahalarıyla içiçe yaşayan ve yeteneğiyle futbolseverlere unutulmaz anlar yaşatan Stanley Matthews (1915-2000), İngiltere’nin “Sir” ünvanına layık görülen ilk profesyonel futbolcusuydu.
Stanley Matthews, bir boksörün çocuğu olarak doğdu. Stoke City takımına girdiğinde ise sadece 14 yaşındaydı. 1932 yılında bütün dikkatini futbola yöneltti ve profesyonel olarak sahalarda top koşturmaya başladı. Profesyonel olduktan iki yıl sonra ilk kez İngiliz Milli Takımı’na çağrıldı. Stoke City ile pek çok başarıya imza atan Matthews, 1947’de bu takıma veda etti ve Blackpool Futbol Kulübü’ne transfer oldu. Blackpool’da da 14 yıl boyunca top koşturan Matthews burada pek çok unutulmaz başarının mimarı oldu. 1961 yılında kürkçü dükkanı misali eski takımı Stoke City’ye geri döndü ve ikinci ligde mücadele eden takımın yeniden doğuşunda büyük rol oynadı.
33 yıllık profesyonel futbol hayatı boyunca geniş bir hayran kitlesi kazanan ve pek çok başarıya imza atan Matthews, Stoke City ve Blackpool formasıyla İngiltere liginde 700 civarında maçta görev aldı. 84 kez İngiltere milli takım formasını giyen Matthews, 1965 yılında, 50 yaşındayken yeşil sahalardan emekli olduğunu açıkladı.
Stanley Matthews, çok iyi bir takım oyuncusuydu. Sahada şık hareketlerle paslaşmayı iyi beceriyordu. Arkadaşlarının golleri için çok önemli, kritik, önlenemez pozisyonlar hazırlıyordu. Pasları her zaman etkiliydi. Asistleriyle golcülere büyük fırsatlar yaratıyor, kalecilerin korkulu rüyası oluyordu. Maçların kaderini değiştiren vuruşları sayesinde top cambazı lakabını kazanmıştı.



Matthews, sahadaki beyefendi davranışlarıyla da takdir toplamıştı. Onun için “futbol dünyasının centilmeni” denirdi. Matthews, uzun futbol kariyerinde hiç kart cezası almamasıyla da ünlenmişti. O gerçek bir beyefendi gibi oynuyordu. 1965 yılında Sir ünvanını alan Matthews, 1965 yılında jübilesini yaptı ve 50. yaş gününden 5 gün önce, yeşil sahalara veda etti.
Sir Stanley Matthews, futbolculuğa veda ettikten sonra antrenörlüğe başladı ama saha kenarında başarı gösteremeyince, bu işten uzaklaştı. Ancak futbol elçisi olarak çalışmalarını hep sürdürdü ve 1992 yılında FIFA’dan özel bir ödül kazandı. Sir Stanley Matthews, 2000 yılında, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.
 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Thierry Daniel Henry


Video İzle


Fransa'nın yetiştirdiği en iyi golcülerden biri olan Henry, kısa süren Serie A macerasının ardından yeniden bir araya geldiği mentoru Wenger yönetiminde rekorlar kırdı harikalar yarattı.. 0-100'ü 5 saniye olan Henry'nin muhteşem kariyeri

Thierry Daniel Henry

Fransa Milli Takımı ve Arsenal'in gururu.. Dünya yıldızları onun kadar başarılı ve istikrarklı olmanın hayallerini kuruyor.. Kaydettiği goller kadar hazırlayıcısı olduğu gollerle de her zaman gündemde.. Günümüzün alışılmış forvet anlayışından çok modern futbolun güzelliklerini gözler önüne seren bir futbol anlayışı var.. Teklemeyen bir futbol makinası gibi.. Havada ve yerde rakip tanımıyor.. Golü her an koklayan Henry ya da İngiltere'de çağırıldığı takma adıyla "Titi" gerektiğinde şov yapmasını ve bilet parasının boşa gitmemesini de sağlıyor.. "Yangında ilk kurtarılacaklar" misali Arsenal'in nerdeyse herşeyi olan Henry'nin istikrarlı futbolu yaşadığı hayatın bir aynası..



.::KISACA HENRY::.

Thierry Henry 17 Ağustos 1977'de Les Ulis, Fransa'da doğdu.. Henry forvet olarak Premier League takımı Arsenal'de kulüp tarihinin ve milli takımın en golcü futbolcusu olarak ter döküyor..

Günümüz futbolunun en dinamik futbolcularından biri olarak görülen Henry modern futbolun ihtiyaçlarını karşılayan bir gol makinası.. Bir forvet olmasına rağmen zaman zaman oyun kurucu özelliğini de gözler önüne seren Henry, bir çok forvetin aksine bencil bir oyun anlayışına sahip değil.. Geleneksel forvetlerin dışında bir görüntüsü olan Henry hava topları da dahil olmak üzere her alanda mücadele ediyor.. Orta sahadan top almayı seven, defansına yardıma giden, ince bilek haraketleriyle çalım atan, serbest vuruşlarda topun başına geçen, kornerlerde kafa golü kovalan Henry, yaratıcılık, hız ve kombinasyonun bir bünyede buluştuğu bir forvet.. Yorulmak nedir bilmeyen Henry, Dünya'nın en zorlu liglerinden biri olan Premier League'de Dünya'nın en iyi golcülerinden biri olmayı başarmış bir yıldız olarak dikket çekiyor..



.::HENRY'NİN HAYATI::.


Henry, profesyonel futbol kariyerine Fransa'nın ünlü Monaco kulübünde başlamadan önce Fransa Futbol Federasyonu'nun futbol akademisi olan Clairefontaine'e gitti.. Şu anda da teknik direktörü olan zamanın Monaco teknik direktörü olan Arsene Wenger tarafından henüz 17 yaşındayken Monaco forması kendisine teslim edildi.. Ancak o dönemde Monaco forvetinden Brezilyalı yıldız Sonney Anderson bulunduğu için Henry, Wenger tarafından kanada yerleştirildi..

Monaco'da ön plana çıkan ve 1997 Ekim'de milli takım formasını giymeye hak kazanan Henry ilk kez Güney Afrika karşısında sahaya çıktı.. 1998 Dünya Kupası'nda fırtına gibi esen Les Bleus'un başarılı isimleri arasında yer alan Henry kaydettiği 3 golle parladı.. 2000 Avrupa Şampiyonası'nı da kazanan ve büyük bir başarıya imza atan Les Bleus'un kadrosunda yine 3 gol kaydeden Henry milli takımın değişmezi ve Avrupa futboluna da kısa sürede damgasını vuracak bir isim olduğunu gösterdi.. 2003 Konfederasyon Kupası'na ev sahipliği yapan Fransa'nın değimez ismi olan Henry kupayı kaldıran milli takımın da sergilediği başarılı performansla "Turnuvanın Futbolcusu" onuruna layık görüldü..



1998 Dünya Kupası'nda kendisinden beklenenin çok üzerinde bir performans sergileyen Henry, İtalyan devi Juventus tarafından Monaco'dan transfer edildi.. 1999 Ocak'ta 14 milyon pound karşılığında Torino devine transfer olan Henry yeniden kanat futbolcusu olarak oynamaya başladı ve yeni tanıştığı katı İtalyan defans anlayışı karşısında zorluk çekti.. Bianconeri'de 12 maça çıkan yıldız futbolcu sadece 3 gol kaydedebildi ve Serie A'da beklediği zevki alamadı..

İtalya'da bekleneni veremeyen Henry, 1999 Ağustos'da 10.5 milyon pound karşılığında mentoru olan Wenger'in yönetimine geçmiş olan Arsenal'e transfer oldu.. Monaco'da kanat oynattığı ve zamanla forvete kaydırdığı genç yıldızından istediği verimi alan Wenger, milli takımda da gol yollarında en öldürücü isim olan Henry'i yeniden forvet hattına oturttu.. İlk maçla başlayan Henry fırtınası günümüze kadar neredeyse kusursuz bir şekilde gelmeyi başardı.. Arsenal'de geçirdiği 7 sezonda Gunners tarihinin en golcü ismi olmayı başardı.. 2005 yazında takım arkadaşı Patrick Vieira'nın Juventus'a transfer olmasıyla birlikte Arsenal'in kaptanı yapılarak onurlandırıldı..



Bir çok otoritenin Arsenal tarihinin ve Avrupa'nın "gelmiş geçmiş en iyi golcüsü" olarak gördüğü Henry 18 Ekim 2005'te Sparta Parg'a kaydettiği 2 golle birlikte Arsenal efsanesi Ian Wright'ın 185 golllük rekorunu tarihe gömerek Gunners tarihinin en başarılı ismi oldu.. Henry, Arsenal formasıyla 190'dan fazla gole imza atarak tarihe geçerken, makalenin başında da belirttiğimiz gibi, bencil olmayan futbol anlayışı ile her zaman takım arkadaşlarını da golle buluşturdu.. Bir çok sezon takımın en çok asist veren oyuncusu olan Henry özellikle 2002 - 2003 sezonunda verdiği 20 asistle göz doldurdu..

Kuzey Londra'da yaşadığı en büyük hayal kırklığı ise 2001 Aralık'ta futbol sahasında ter dökerken Hampstead'daki 2.5 milyon poundluk evinin soyularak 40.000 poundluk eşyasının çalınması oldu..

Bir çok şilt ve ödül almış olan ve takımını rekorlar kırarak şampiyonluğa taşıyan Henry 2003 ve 2004'te FIFA Yılın Futbolcusu ödül töreninde finalist oldu.. Arsenal'i Premier League tabelasında sırtlayan Henry, Futbol Yazarları Birliği Yılın Futbolcusu ödülünü ve PFA Yılın Futbolcusu ödülüne ikişer kez kazandı.. 2004-2005 Arsenal'in Premier League'de şampiyon olamamasına karşın Thierry Henry Avrupa'da Altın Krampon ödülüne peş peşe 2. kez ulaştı.. FIFA Dünya'da Yılın Futbolcusu ödülüne ulaşan Ronaldinho ise ödül töreninde yaptığı konuşmada Henry'i göstererek, Fransız yıldızın bu ödülü hak ettiğini ve onu geride bırakmanın büyük başarılı olduğunu söyleyerek Fransız yıldızı onurlandırdı..
Nike, Pro Evolution Soccer, Renault ve Pepsi gibi dev firmaların televizyon reklamlarında boy gösteren Henry bir zamanlar sevgilisi olan İngiliz süpermodel Nicole Merry ile 2003 Temmuz'da evlendi.. 27 Mayıs 2005'te ilk çocukları Tea Henry'nin doğumunu kutlayan çift Hampstead Kuzey Londra'da yaşıyor..



Her yıldızda olduğu gibi zaman zaman transfer gündemine adı yerleşen Henry, Arsenal ile sezon sonunda masaya oturacağını söylemesine ve Ronaldinho'nun Barcelona davetlerine rağmen açıklamalarının satır aralarında Arsenal'den kopmayı düşünmediğini belirtiyor..

"Yılın Fransız Futbolcusu" ödülüne 2005'te peş peşe 3. kez ulaşan Thierry Henry, 2000'de de kazandığı bu onurla birlikte toplamda 4. kez en tepede yer alan Fransız futbolcu olmayı başardı..



2005'de Dünya'nın en prestijli dergilerinden Time'a konu olan Thierry Henry İngiltere'de yaşamaktan ve Arsenal formasını taşımaktan dolayı son derece mutlu ancak Henry'nin en büyük sıkıntılarından biri Avrupa'nın bir çok ülkesinde olduğu gibi Premier League'de de varolan ve sonu getirilemeyen ırkçı tezahüratlar..

 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
.::HENRY HAKKINDA SÖYLENENLER YILDIZIN AYNASI::.

"O ayaklarıyla mucizeler yaratan bir büyücü.. Gol kabiliyeti ile kutsanmış bir yıldız.. Hız ve kombinasyonun birleştiği ve hiç bir defans oyuncusunun gününde olduğunda durduramayacağı bir forvet.. Dünya'da onun kadar hızlı koşuya başlayan biri daha yok herhalde".. Lilian Thuram

"Newcastle Akademisi'nde çocuklara Henry'i izlemeleri söylüyorum.. Hiç bencil değil, çok hızlı ve akıllı, muhteşem bir kalite.. Her zaman rahat ve komforlu bir yapısı var.. İnsanlar arabalarının 0'dan 100 saatte kilometreye kaç saniyede çıktığını konuşur, Henry de bu arabalara bir örnek.. O sadece bir anda patlıyor.. Saatlerce oturup Henry'i izliyorum ve sıkılmıyorum".. Peter Beardsley











 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Thomas Häßler


Alman futbolunun son dönemde gördüğü en teknik oyuncu oldu. 1992 Avrupa Şampiyonası'na damgasını vuran Hassler, öldürücü çalımları ve mükemmel serbest vuruşlarıyla hafızalara kazındı.2005 yilinda Dizindeki sakatlıktan dolayı, son kez transfer olduğu Unterhaching formasını giyemeden 38 yasinda yeşil sahalara veda etti. Köln, Juventus, Roma ve Borussia Dortmund gibi kulüplerin formasını giyerken, Panzerler adına 101 maçta 11 gol attı.





Zlatan Ibrahimovic


Video İzle


Zlatan İbrahimovic (Doğumu 3 Ekim 1981) Bosna Hersek asıllı İsveçli futbolcu. Babası Bosna Hersekli, annesi Hırvattır. Müslüman olan oyuncu 2006/2007 sezonunda Italya’da ki sike skandali nedeniyle 2. lige düsürülen FC Juventus takiminda yine bir Italyan takimi Inter’e transfer oldu. giymektedir.
İsveç Milli Futbol Takımı'nın da formasını giyen İbrahimovic oynadığı 39 maçta 18 gol atmıştır.



Kariyeri
· FC Internaziole 2006
· Juventus 2004- 2006
· Ajax Amsterdam 2001-2004
· Malmö FF 1995-2001

Başarıları
İsveç Milli Futbol Takımı ile:
· FIFA Dünya Kupası
· Katılım: 2002, 2006
· Avrupa Futbol Şampiyonası
· Katılım: 2004

Juventus F.C. ile:
· Serie A Şampiyonluğu: 2004/2005, 2005/2006

Ajax Amsterdam ile:
· Eredivisie Şampiyonluğu: 2001/2002, 2003/2004







 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Francesco Totti


Video İzle



27 Eylül 1976’da İtalya’nın başkenti Roma’da doğan Francesco Totti, İtalya’nın en ünlü ve karizmatik futbolcularından biri !.. Her sene sezon sonunda ya da devre arasında hakkında bir çok transfer haberi çıkan, çıkartılan Totti tam anlamıyla Roma’nın “Altın Çocuğu”, Roma'nın Gladyatörü !.. Zaman zaman futbolundan çok özel hayatıyla da İtalya’da manşetlere taşınan Totti hem ulusal takım hem de büyüyüp yetiştiği Roma’da lider bir karakter !..

Arada sırada sinirine hakim olamayan Totti bir anda bir çok şeyi yakmayı başarsa da uzun süreli dostluklarını da korumayı başarıyor ve birinin kalbini kırdıysa, gönlünü almayı biliyor !..

Serbest vuruşlardan kaydettiği goller, yaratıcılığı, hem forvette hem de orta sahada sergilediği futbol ile Totti, İtalya’nın Dünya’ya armağan ettiği en iyi futbolculardan biri !..



Zaman zaman “Taçsız Kral” olarak adlandırılan ve Roma’da hak ettiği yerlere ulaşamadığı söylenen Totti bugüne kadar başkent devine olan bağlılığının bir an olsun sorgulanmasına izin vermedi !..

Forvet hattında da kolaylıkla görev yapabilen Totti, tekniğini ve özelliklerini en iyi sergilediği yer olan forvet arkasında serbest oynamayı seven ve böyle de yapan bir futbolcu !..

Totti modern futbolun en iyi temsilciler arasında gösterilen yakışıklı, kuvvetli, yaratıcı, bitirici, sert, kavgacı, dost canlısı bir İtalyan !..


.::TOTTI’NİN ÇOCUKLUĞU::.



İtalya’nın başkenti Roma’nın San Giovanni bölgesinde doğan Totti, Enzo ve Fiorella Totti’nin çocuğu.. Ayağa ilk kalktığı günden beri futbol oynayan Totti 9 aylıkken meşin yuvarlakla tanıştı.. 1984’de Fortitudo ardından Smit Trastevere’de ve 1986 Lodigiani’de küçük takımlarda oynadı ve 1989’da da Roma’ya genç takımla ayağını bir daha ayrılmamak üzere bastı !..



Çok ufak yaşta yeteneklerini göstermeye başlayan Totti, U18’de İtalya Milli Takımı’nın formasını giymeye başladı ve 1995 Temmuz’da EUFA U18 Avrupa Şampiyonası finalinde İspanya’ya 4-1 mağlup oldukları maçta ülkesinin tek golünü kaydetti !.. U21’de de Avrupa Şampiyonası finalinde yine İspanya ile karşılaşan Totti ve arkadaşları İtalyan futbolunun yeni yıldız adayı Totti’nin golüyle maçı 1-1 ile penaltılara taşıdı ve bu sefer İspanya’ya üstünlük kurarak kupaya uzandı !..


.::AZZURI DÖNEMİ::.



Totti, İtalya Milli Takımı ile ilk maçını 2000 Avrupa Şampiyonası elemlerinde İsviçre’yi 10 Ekim 1998’de yendikleri mücadelede yaptı !.. Finallerde ilk 11’de oynayan ve Romanya ile Belçika maçlarında golünü atan Totti finalde ise Fransa’ya mağlup olduklarında kupaya ulaşamadı !.. Totti yenilen tarafın bir üyesi olmasına rağmen sergilediği performansla Fransa ile oynadıkları finalde “Maçın Adamı” seçildi !..



 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Francesco Totti Devam --->



Ayrıca Dünya bu turnuvada belki de kaydedilmiş en iyi penaltı golünü izledi !.. Hollanda ile yapılan yarı final maçında karşılaşma penaltılara kadar uzadı !.. İtalya ilk 2 atışı gole çevirirken Portakallar ilk iki atışı kaçırdı !.. İtalya’nın 3. penaltı atışında sıra Totti’ye geldi ve karizmatik futbolcu sakin bir şekilde topu koyduğu penaltı noktasında tamamı Hollandalı tribünlerin baskısı altında topu sağ köşeye ve çaresiz Van der Sar’ı da sol köşeye yolladı !..



2002 Dünya Kupası’nda İtalya yine hayal kırıklığı yaşadı !.. 2. tur maçında Güney Kore’ye mağlup olan İtalya’da Totti bu sefer beklenen patlamayı yapamadı ve orta hakem Byron Moreno tarafından ikinci sarı kartı görerek oyundan atıldı !..

2004 Avrupa Şampiyonası’nda ise Totti, medyanın negatif yüzünü gördü !.. Danimarka orta saha oyuncusu Christian Poulsen’e tüküren ve bu görüntü kameralar tarafından yakalanan Totti oldukça zor duruma düştü.. Paulsen’de maç boyunca Totti ile uğraşmıştı ancak cezayı alan İtalyan yarı finale kadar forması elinden alınarak cezalandırıldı !.. İtalya ise bir sonraki tura yükselemeyince Totti de bu turnuvada bir daha forma giymedi !..


.::ROMA’NIN GURURU::.



Totti, Serie A’da başkent devi Roma formasıyla ilk maçına 28 Mart 1993’de Brescia’yı deplasmanda 2-0 yendikleri maçta çıktı !.. 1994 – 1995’de 21 maça çıkan Totti, 4 gol kaydetti ve devam eden sezonda da ilk 11’in değişmez bir parçası oldu !.. 2000’de “İtalya’da Yılın Futbolcusu” seçilen Totti, bir sonraki sene, 2000 – 2001’de, bu onura layık görülmesini sebebini sergilediği futbolla ortaya koydu ve Roma’nın 1983’den beri ilk kez Serie A’da şampiyon olmasını sağladı !..


Totti’li Roma 2001 – 2002’de şampiyon olan Juventus’un ardından 2. oldu ama 2002 – 2003’de Totti rakip fileleri 14 golle sarsarak en çok gol kaydettiği sezonu yaşadı !..

Bir sonraki sezon daha çok ofans oynayan Totti forvetin hemen arkasında üstlendiği rolü çok iyi benimsedi ve Roma’nın 2003 - 2004’ü 2. sırada tamamladığı yıl kaydettiği 20 golle kariyer rekorunu kırarak önemini bir kez daha kanıtladı !..

2004 – 2005 sezonu ise Totti ve Roma için hayal kırıklıklarının senesi oldu !.. Neredeyse küme düşme tehlikesi yaşayan başkent devi Olimpiyat Stadı’nda taraftarını üzerken Totti sezonu 12 golle tamamladı !..


.::KRAMPON GİYMEDİĞİ ZAMANLARDA::.



2002’den beri UNICEF’in iyi niyet elçisi olan Francesco Totti yayınladığı kitaplarla yardıma muhtaç çocuklara para yardımı topladı !.. Kişisel servetinden her yıl UNICEF’e yardım yapmaya devam eden Totti, Mart 2004’de “Siyah İnci” Pele tarafından da “Yaşayan En İyi 125 Futbolcu” arasında gösterildi !..

En önemli özelliklerinden aşırtma şutlarında bir uzman olan Totti, İtalyanca’da "cucchiaio" denen bu teknikle bir çok jeneriklik gol kaydetti !..



Bir çok zaman “Dumb Roman”, “Aptal Romalı” olarak da çağırılan Francesco Totti, bu konuya değindiği ve “Tutte le Barzellette su Totti (Raccolte Da Me)”, “Totti hakkındaki bütün şakalar (Tarafımdan toplandı)” adlı kitabında kendisi hakkında şakaların, esprilerin yer aldığı derlemeyi yayımladı ve gelirini çocuklara bağışladığı bu kitap aylarca “en çok satanlar listesinde” en üst sırada yer aldı ve kısa sürede 775.600 dolar para toplanarak bağışlandı !..

 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Francesco Totti Devam --->

Ulaşılması en zor futbol yıldızlarından biri olan Totti son kitabında hakkında yapılan ve söyledikleri ile herkesi kahkahalara boğan konuşmalarına da yer verdi:

Totti’nin bir röportajının başlangıcı,
Nome? [Adınız?]
Francesco.
Cognome? [Soyadınız?]
Totti.
Professione? [İşiniz?]
Calciatore. [Futbolcuyum.]
Sesso(sex)? [Cinsiyetiniz?]
Non tanto, ultimamente! [Eh, nihayetinde çok yok!]


Totti bu kitabı yayımlayıp bu satırlara da yer vererek ulaşılmazı zor bir adam olan kendisinden dışarıya çok güzel bir hayat dersi verdi: “Kendinizi çok ciddiye almayın ve diğerlerinin hakkınızda düşündüklerinden dolayı kendinizi yargılamayın”!

Real Madrid’e giderek Roma’dan ayrılan ancak Roma’ya gelirken büyük servete mal olan ve giderken çok az bir para kazandıran Roma’dan eski ve Milli Takım’dan arkadaşı Antonio Cassano’yu oldukça sert eleştiren Totti, eski dostuyla daha fazla arasının açık kalmasına dayanamadı ve 2006 Dünya Kupası öncesi yaptığı bir açıklamada “Cassano seçim yapılacak biri değildir, O bu kadroda yer alacaktır” diyerek aralarındaki buzları eritti ve arkadaşlarına karşı olan duygusal yönünü de gösterdi !..

Cassano ise ayrılırken görüşmediği eski kaptanı hakkında Madrid’e ilk adım attığında yaptığı açıklamada “Totti, Dünya’da her takımın olduğu gibi Real Madrid’in de ihtiyacı olan bir yıldızdır” demişti !..


.::TOTTI NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ::.



Oynadığı takım için değeri tartışılmaz bir futbolcu olan Totti “Ermeglio, Il Bimbo d'oro”, yani “Küçük Altın Adam” olarak çağırılıyor.. Dünya’nın en yi forvetlerinden biri olan Totti, için söylenen en anlamlı sözlerden biri Giovanni Trapattoni’nin ağzından dökülmüştür: “Totti oynamak istiyorsa, heyecanlıysa Dünya üzerinde O’nu durdurabilecek birini tanımıyorum. İtalya Milli Takımı’nı sürükleyecek ve liderlik yapabilecek tek isim Totti’dir”..Trapattoni ayrıca İtalya Milli Takımı’ndan ayrıldıktan sonra da “Her futbolcunun içinde bir dahi vardır, ama sadece bir Van Gogh var ve sadece Totti var” diyerek yıldız futbolcusuna verdiği önemi bir kez daha bu sözlerle açıklamıştır !..



Penaltı noktasından çok zor kaçıran, serbest vuruşlarda en iyi kalecileri titreten bu adam aynı zamanda Roma’da oynuyor olmasına rağmen Dünya’nın en çok kazanan futbolcularından biri !.. Sözleşmesini 31 Mayıs 2005’de 2010’a kadar uzatan Totti yıllık değeri 11.4 milyon Euro olan imzayla Roma’ya olan bağlılığını bir kez daha gösterdi ve Dünya’nın en pahalı 4. futbolcusu oldu !.. Totti’nin maliyetini O’nu hayal eden takımlar dahi bilmiyor bunun sebebi ise Roma’nın Totti’yi hiçbir zaman satmayı düşünmediği için bir etiket yapıştırmamış olması, kesin olan bir şey varsa o da Totti’nin satılması durumunda dünya rekoru kıracağı !.. Bu arada Totti sponsorlarından da aldığı parayla birlikte yıllık 10 milyon euroluk bir gelirin sahibi !..

Çok iyi bir futbolcu olduğu için mi ?.. Yoksa karizması yüzünden mi ?.. Belli değil ama Totti Çizme’nin en çok sevilen futbolcularının başında geliyor !..

“Güzelliğin futbol sahasına indiği an, Totti’nin kramponlarını giydiği andır”, “Totti yeşil sahanın Roma imparatorudur” dedikleri Francesco Totti, 1960’da inşa edilen ve 82.887 taraftar kapasitesi olan Roma Olimpiyat Stadı’nın en çok dolduran isimdir !..




.::ARTIK YÜZÜĞÜ VAR::.

10.000’lerce hayranın bir araya geldiği yüzlerce taraftar sitesi olan Francesco Totti, 19 Haziran 2005’de sevgilisi model ve televizyon spikeri Ilary Blasi ile evlendi !.. Ancak Romalı Totti bu şekilde evlenebilirdi !.. 2002’de dell’Ostiense, La Villette restoranında tanışan ikili 2005’de binlerce Totti taraftarının önünü doldurduğu Aracoeli’deki Santa Maria kilisesinde hayatlarını birleştirdi !..



Televizyon kanalı SkyTG-24 Totti & Blasi düğününü canlı yayınlarken, Roma valisi, Belediye Başkanı, Totti’nin ilk öğretmeni, teknik direktörü, arkadaşları ile yapılan özel röportajlar yayınlandı !.. İtalya’da canlı yayınlanan düğün seremonisinde binlerce hayran kilisenin dışında mutlu çifti bir an olsun görebilmek için toplandı !..

2004’de 107. golü atıp Enzo Dimostra’nın rekorunu geride bırakarak Roma tarihinin en golcü futbolcusu olan, rakibine tükürdüğü için ceza alan, Roma’yı yıllar sonra şampiyonluğa taşıyan, sakat olmasına rağmen Olimpiyat Stadı’ndaki Lazio derbilerini kaçırmayan, İtalya futbolunun lider futbolcularından biri olan Totti sadece güzel vuruşları ve golleriyle değil karizması ve karakteriyle de Dünya’nın önde gelen futbol yıldızlarından biri !.. Totti sadece futbolla iç içe değil, Giorgio Armani için defilelere çıkan yıldız futbolcu yeşil sahanın dışında tenis oynuyor ve motorsiklet kullanmayı çok seviyor !..



Son olarak Davos’daki Dünya Ekonomik Forumu’na davetli olarak giden “Siyah İnci” Pele, Dünya Kupası sorulduğunda, Roma kaptanı hakkında da konuştu: “Brezilya Dünya Kupasını kazanır buna şüphem yok, ama kupaya Francesco Totti damgasını vurur” !..

Bunu zaman ve performans gösterecek ama Pele böyle diyorsa Totti hakkında son noktayı koymanın zamanı gelmiştir !..



Son Bir Not: 2005/2006 sezonunda ayağı kırılan Totti, Büyük bir çaba sonucu iyileşerek İtalya Milli Takımının 2006 Dünya Kupasında, Kupayı Kaldıran Kadrosunda Yer Alıp, Katkıda Bulundu.



 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Marc Vivien Foe


Video İzle

Futbol dünyasını yasa boğan haber, 2003 Fransa Konfederasyon Kupası Fransa - Türkiye yarı final maçından hemen önce geldi. Manchester City ve Kamerun Milli Takımı’nın başarılı orta saha oyuncusu Marc Vivien Foe hayatını kaybetmişti. Bu haberden sonra gözyaşlarını tutamayan Fransız futbolcular, çıkacakları çok önemli Türkiye maçına bu moralle başladılar. Konfederasyon Kupası’nda Kamerun’un Türkiye’yi 1:0 mağlup ettiği maçta da forma giyen Foe, o maçta gayet sağlıklı görünüyordu. Afrikalı bir futbolcunun kalp yetmezliği yüzünden sahanın ortasında yere yığılması alışıldık bir durum değildi. Şoku ve üzüntüyü aynı anda yaşadığımız o gece, futbol dünyasının büyük bir yıldızı trajik bir şekilde söndü.



Foe, fiziğiyle sahalarda hemen fark edilen bir oyuncuydu. 1.90 boyunda, 85 kiloydu. 1 Mayıs 1975′de dünyaya geldi. Fransa’nın köklü takımlarından Lens kulübünde oynarken Manchester United’a transferi gündeme gelmişti. Ancak şanssızlık yakasını bir türlü bırakmadı. Ayağı kırıldığı için transfer olamadığı gibi, aynı nedenden ötürü Dünya Kupası’na katılamadı. Herkes ondan Dünya Kupası’nda çok şeyler beklerken, o sakatlığına boyun eğmişti. Ne yazık ki şanssızlık peşini hiçbir zaman bırakmayacaktı.



Foe, fiziksel üstünlüğüne ve yeteneğine rağmen uzun süre fark edilmedi. İngiltere’nin düşük liglerinde mücadele eden Upton Park’a transfer oldu. Bu takımda kalıcı olmak istemiyordu, çünkü Foe de yeteneklerinin farkındaydı. Hem uzun boyluydu, hem de bu boya rağmen bir tazı gibi hızlı koşabiliyordu. 1999′da Liverpool’a transfer olacakken, yine planları alt üst oldu. 2000 yılının Mayıs ayında Fransa’ya döndü. 2002′nin yazında Manchester City’nin menajeri Kevin Keegan Foe’yu Premier Ligi’ne geri çağırdı. 555,000 pound’luk bir kira bedeliyle Manchester City’e transfer olan Foe İngiliz medyanın ilgi odağına haline gelmişti. Bu arada Foe, Kamerun Milli Takımı ile 2002 Dünya Kupası’na katıldı, Japonya ve Kuzey Kore’deki maçlarda mücadele etti ve performansıyla göz doldurdu. Özellikle Almanya karşısında takımının en mücadele eden oyuncusuydu. Bir sonraki Dünya Kupası için gün sayıyordu, fakat bu hayali de asla gerçekleşmeyecekti.




 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Marc Vivien Foe Devam --->

Foe, Lens’te oynadığı 85 maçında 11 gol attı. Lens’ten 4 milyon dolar gibi yüksek bir rakama West Ham United’a transfer oldu. West Ham’da 48 kez forma giydi ve sadece 2 gol atabildi. Sonra Fransa’ya döndü ve Fransa şampiyonu Olimpique Lyon’a transfer oldu. 58 maçta forma giydi ve 4 gol attı. Kamerun Milli Takımı formasını da 51 kez giydi. Milli formayla da 6 golü bulunuyordu.



Manchester City’de de büyük başarılar gösterdi. Özellikle İngilizlerin ünlü takımında geçirdiği ilk sezonunu alnının akıyla bitirdi. 38 maçta forma giydi ve 9 gol kaydetti. Güzel goller atarak göz doldurdu. Ancak Manchester City, Lyon ile bonservisi konusunda anlaşamadı ve Foe Fransa’ya dönecek gibi oldu. Tam bu dönemde, Foe, Konferedasyon Kupası’nda sahada hayata gözlerini yumdu. Bu ölümle birlikte birçok şey değişti….

 

ƒoŋksiyoŋeL

New member
Marc Overmars


Video İzle

Doğum tarihi: 29 Mart 1973
Doğum yeri: Emst, Hollanda
İlk milli maç: 24 Şubat 1993 Türkiye
Milli takım kariyeri: 86 maç, 17 gol
Başarıları:
Ajax Amsterdam: Şampiyonlar Ligi (1995), Avrupa Süper Kupası (1996), Kıtalararası kupa (1995), Hollanda Ligi (1994, 1995, 1996), Hollanda Kupası (1993), Hollanda Süper Kupası (1993, 1994, 1995)
Arsenal: Premier lig (1998), FA Cup (1998), Charity Shield (1998, 1999)
1990: Go Ahead EaglesTa futbol kariyerine başladı. Sezon sonu Willem II Tilburg’a transfer oldu.
1992: Ajax kariyeri başladı.
1993: Türkiye’ye karşı ilk kez Hollanda Milli Takımı forması giydi.
1994: Hollanda ile Dünya Kupası’nda çeyrek finale çıktı.
1995: Ajax’la Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı.
1996: Üçüncü kez üst üste Hollanda Ligi şampiyonu oldu ama dizinden yaşadığı ilk ciddi sakatlık onu Euro 96’nın dışında bıraktı.
1997: Arsenal’le ilk sezonunda lig ve federasyon kupası dublesi yaşadı. Federasyon Kupası finalinde Newcastle’a gol attı.
1998: Hollanda Milli Takımı ile Dünya Kupası’nda yarı final oynadı.
2000: Hollanda Milli Takımı ile Avrupa Futbol Şampiyonası’nda yarı final oynadı. Sezon sonunda Barcelona’ya 36 milyon euroya transfer oldu.
2004: Barcelona’yla bir yıl daha kontratı olduğu halde serbest bırakıldı. Hollanda Milli Takımı ile Euro 2004’te yarı final oynadı. Kontrat haklarını aramayacağını bildirerek 31 yaşında futbolu bıraktı.



Değişik stili ve hızı ile büyük takımların her zaman rüyalarını süsleyen Overmars, Temmuz 2000’de Barcelona’ya attığı 36 milyon euroluk imza ile, hem Barcelona hem de Hollanda futbol tarihinin gelmiş geçmiş en pahalı oyuncusu olmuştu.
Go Ahead Eagles’ta başladığı futbol kariyerinde, Willem II, Ajax, Arsenal ve Barcelona formaları giydi. Üç Hollanda, bir Premier Lig, bir de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı.
86 maçta 17 gol kaydettiği Hollanda formasını, Frank de Boer(112) ve Edvin van der Sar(89)’dan sonra en çok giyen oyuncu oldu.



Marc Overmars futbolu bırakmaya karar verdi ve vedası ile bu kararını kulüp üyelerine duyurmak için fcbarcelona.com da yayınlanan bir mektup yazdı. İşte mektup:


Marc Overmars’tan hayranlarına mektup


Sevgili kulüp üyeleri,
Birkaç yıldan daha fazladır benim için adeta bir ev gibi olan bu kulüpten ayrılma kararımı size duyurmak için bu mektubu kullanmak istedim. Çocukken burada oynamak benim hep hayalimdi ve dört yıllığına bu rüyayı yaşayabildim.

Kramponlarımı bırakmamın sebebi, bir Barça oyuncusu olmak için maçlarda çok üst seviyelerde uzun süre oynamak gerekir ve ben artık bu üst düzey tempoda uzun süre oynayamıyorum. Geleceğime dair uzun süre düşündükten sonra, profesyonel futbol yaşantımı bırakmak gibi acı veren bir karara vardım. Aynı zamanda, bu kulübe ve onun üyelerine karşı bir saygı göstergesi olarak, kendi açımdan doğru ve adil olduğunu hissettiğim için kulüple devam eden kontratımı karşılıklı olarak feshetmeye karar verdim.

Kulübün yeni ve başarılı bir döneme başlıyor olduğuna inanıyor ve takım arkadaşlarıma, teknik görevlilere, yönetime ve özellikle de bana her zaman destek veren kulüp üyeleri ile size en iyi dileklerimi sunuyorum.


Jean Tigana


Video İzle

23 Haziran 1955’te Mali’nin başkenti Bamako’da dünyaya gelen Tigana daha sonra göçmen ailesi ile birlikte Fransa’ya geçerek Marsilya varoşlarında yaşamaya başladı. Okulunu bırakıp makarna fabrikasında çalışıp postacılık yapmak zorunda kaldı. Aynı dönemde amatör futbol oynuyordu. İşte ilk olarak bu dönemde dikkatleri üzerine çekip 1975 yılında Toulon’da profesyonel kariyerine başladı. Burada oynarken Lyon teknik direktörü Aimé Jacket tarafından fark edilmesi belki de futbolculuk ve hatta teknik adamlık kariyerinin değişmesine, gelişmesine ön ayak oldu. Tigana’nın Lyon’da önce milli takıma yükselmesi ve sonra 2 milyon sterline Bordeaux’ya geçip futbolculuk kariyerinin altın yıllarını yaşaması fazla uzun sürmedi. Giresse, Battiston ve Lacombe gibi yıldızlarla beraber oynadığı Bordeaux’da 84–85 ve 87 yıllarında 3 kez Fransa Ligi şampiyonluğunu kazanırken iki kez de Fransa Kupası’nın sahibi oluyordu.
Yine bu dönemlerde (1980–1988) 52 kez Horozların milli formasını giyerek, Platini, Giresse, Battiston, Fernandez, Amoros gibi yıldızlarla belki şampiyon olamasalar da 82 ve 86 Dünya Kupalarında yarı final dahası göze hoş gelen futbol oynayarak unutulmazların arasına girmeyi başarmışlardı. Keza Tigana’nın 1984’de Horozların Avrupa Şampiyonu olmasındaki katkısı da yadsınamaz.



Şarapçı Tigana!
Jean Tigana’nın ilginç özelliklerden biri de Bordeaux’da oynadığı dönemlerde ünlü Bordeaux şaraplarına merak salıp üzüm bağı satın alarak şarap üreticiliği de yapmış olması.
1989’da Fransa’da yaşamaya ve amatör futbola başladığı Marsilya’ya bu sefer yıldız futbolcu olarak döndü. Burada iki sene içinde iki Fransa şampiyonluğu daha yaşayarak 36 yaşında aktif futbolculuk hayatına noktayı koydu.



Teknik Direktör olarak Tigana

Tigana futbolu bıraktıktan iki sene sonra formasını da giydiği Lyon’a teknik direktör oldu. Ve Fransa’da eşi görülmemiş bir başarıya imza atarak teknik adamlık kariyerinin henüz ikinci senesinde Lyon’u Fransa Ligi ikincisi yaptı.
Tabiî bu başarısı karşılıksız kalmayacak, Arsene Wenger’in de Monaco’dan ayrılmasıyla zorlu bir görevi üstlenecekti Tigana 1995 yazında.
Monaco ile ilk senesinde Fransa Ligini averajla ve sadece dört gol farkla PSG’nin ardından üçüncü tamamlayıp Şampiyonlar Ligi yerine UEFA kupasına katılma hakkını elde edecekti. Fakat ertesi sene 4 gol gerisinde kaldığı PSG’e 12 puan fark atarak ipi en önde göğüsleyecekti. Bu aynı zamanda Tigana’nın kariyerindeki ilk ve tek şampiyonluğudur halihazırda.
Hakeza Tigana önderliğindeki Kırmızı-Beyazlı takım 97/98 sezonunun Şampiyonlar Ligi mücadelesinde de yadsınamaz bir başarı elde edip çeyrek finalde M.United’ı geçip yarı finalde Juventus’a kaybedecekti. Aynı sezon Fransa Liginde ise geleneği bozmayıp yine üçüncü oluyordu Tigana’nın takımı.
Ertesi sezon Monaco ve Tigana için iyi başlamadı. Henry, Trezeguet ve Barthez gibi Dünya Kupası apoletli üç futbolcusu olan Monaco bir türlü istediği sonuçları alamayınca Ocak 99’da Tigana görevinden istifa etti.
9 Nisan 2000’de Fulham’ın resmi sitesine kariyerine Ada’da devam edeceği açıklanana dek hiç bir takım çalıştırmadı. 1 Temmuz 2000 yılında resmi olarak göreve başladığı Fulham’da tarihi bir başarıya imza atarak 33 yıldır Premier Lig’e hasret Fulhamlıları daha ilk senesinde sevince boğmuştur. Bu başarısı ona İngiltere’de ‘Yılın menajeri’ ünvanını da kazandırdı ayrıca.
Premier Lig’de iki sene orta sıralarda tutunmayı başaran takımından Mart 2003’te kimi futbolculara haksız kazanç sağladığı gerekçesi ile kulüp tarafından dava edilerek sözleşmesi feshedilmiştir. Fakat daha sonra bu davada suçsuz olduğu ortaya çıkmıştır.
Fulham’dan bu yana takım çalıştırmayan Tigana, takımlarına bol pasa dayalı futbol oynatmakla ve de aşırı disipliniyle tanınıyor.
Bir başka özelliğinin ise Kuzey Afrika’daki yıldız adaylarını bulup çıkarmak olduğu söyleniyor. Dolayısı ile gelecek sezon ve hatta ara transferde İnönü’nün çimlerinde istisnalar dışında Beşiktaş taraftarının her daim sevgilisi olmuş yeni siyahî oyuncular görmemiz pek sürpriz olmayacaktır.



Tigana’nın Beşiktaş’ı

Peki, Beşiktaş’taki performansı nasıl olacak Fransız’ın?
Açıkçası buna net cevap vermek fal bakmaktan öteye gitmez -hele ki futbol gibi çok değişkeni olan bir oyunda. Dolayısıyle bir maçın skorunu bilmek kadar zor olur Tigana’nın Beşiktaş’taki geleceğine ilişkin net bir çıkarımda bulunmak. Lakin yine de yukarıda sizlerin de okuduğu üzere bazı çarpıcı veriler ışığında bir takım öngörüler sunup, skoru olmasa bile kazanmaya yakın olan tarafı tahmin edebiliriz!
Tigana’nın olumlu özelliği gittiği takımlara çok çabuk uyum sağlayıp hemen başarıya ulaşabilmesi. Yani Bir Ferguson bir Wenger sabırcılığından çok bir Mourinho “şipşakçılığı” göze çarpıyor Fransız teknik adamda.
Dolayısı ile her ne kadar takım olarak bu sene bir istikrar yakalayamasalar da hakim görüşün aksine Tigana önderliğinde başarı için gelecek seneyi beklemek zorunda kalmayabilir Beşiktaş! Evet, son yazımızda Olsen’in, Le Guen’in elinde sihirli değnek mi var ki ahı gitmiş vahı kalmış bu takımı canlandıracak diye eleştirdik; ama çalıştırdığı üç takımdaki başarılarına baktığmızda galiba bu Fransız’da buna benzer bir şey var!
Buna karşılık teknik adamlık kariyerinde dikkati çeken bir nokta var ki yabana atılacak cinsten değil. O da Fransızın gerek başarı ve gerekse çalışma yılı bazında bir istikrar sağlayamamış olması. İki sezon Lyon, üç buçuk sezon Monaco ve son olarak yaklaşık iki buçuk sezon Fulham. Son iki takımında sezonu tamamlayamış. Olumlu ve olumsuz bu iki özelliği nedense bana ligimizde de görev yapan çok tanıdık bir teknik adamı hatırlattı.
Ya size?
 

Fyonb

предате&
çok detaylı bşr araştırma yapmıssın eline sağlık teşkler
 

bahadiryal

New member
tarihin gördüğü ve göreceği en büyük futbol üstadı Zinedine Yazid Zİdane'dir.O futbolu bıraktıktan sonra yeşil sahalar öksüz kaldı...Gerisi onun yanında tarla topçuları gibi kalıyor,merci zizou....
 

sülo emel

New member
adam çok güzel oynuyor çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok çok
 

HeLLFire!

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
güzel çalışma olmuş
eline sağlık
 

HTML

Üst