- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bizim neo-liberallerin sık sık kullandıkları “demokrasi”,“özgürlük”, “insan hakları”, “hoşgörü” gibi kavramlar neyi amaçlıyor?
Kendilerini “demokrat aydın” olarak tanımlayan dönek Marksistler, gelir dağılımındaki eşitsizliğe, sömürüye karşı “sınıfsal siyasi mücadele”yi niçin hiç gündeme getirmiyorlar?
İki sorunun yanıtı zaten belli.
Sabah akşam CHP’yi eleştiren bu kesimler, sosyalist bir oluşumun içinde de yer almıyorlar.
Ne CHP’yi beğeniyorlar, ne DSP, SHP’yi ne de sosyalist partileri.
Hemen hemen tümü Fethullah Gülen’in “hoşgörü” kavramına sarılıp ağa, aşiret, şeyh, şıh yönetimini demokrasi ve özgürlüklerin simgesi olarak gösteriyor.
Bugün Güneydoğu’da yaşanan olay bu!
Bir yandan alt ve üst kimlik tartışması, öte yandan “onurlu Kürtler-onursuz Kürtler” kavramı sözde demokrasi-özgürlük simgesi olarak elden ele dolaşıyor; DTP ve AKP arasındaki çekişme tehlikeli bir yörüngeye giriyor.
Eylemin öncülüğünü ROJ TV ve Fethullahçıların Samanyolu TV - Zaman gazetesi yapıyor.
Emperyalizme karşı dik duruşu olanlar, Atatürk posterlerini, ay yıldızlı bayrağımızı evlerinin pencerelerine ve balkonlarına asan bireyler korku tünelinden geçiyor, kiminle konuşsam şöyle diyor:
“Bu Ergenekon savcıları bizi de içeriye alır mı?”
***
Türkiye “Fethullahçı gladyo”nun yarattığı “korku tüneli”nden geçiyor…
Fethullahçıların 90’lı yıllardaki adamı olan Tuncay Güney’i Irak’ın kuzeyindeki Erbil ve Süleymaniye’de iki okulu açmakla görevlendiren Fethullah Gülen değil miydi?
Yazılarımı ve kitaplarımı okuyanlar bilir… Tuncay Güney, 1994 yılında Erbil ve Süleymaniye’de iki okul açmıştı. Görev Fethullah Gülen tarafından verilmiş, Feza Eğitim Kurumları şirketi iki okulu açmıştı.
Peki, iki okulun araç ve gereçleri nasıl ulaştırılmıştı Erbil ve Süleymaniye’ye?
Kızılay ve Kızıl Haç’ın kamyonlarıyla!
O yıllar olayı şöyle anlatmıştım:
“Erbil ve Süleymaniye’de açılan iki okulda yaklaşık 22 öğretmen ABD pasaportu taşıyordu. Araç ve gereçleri taşıyan kamyonlara gelince. Kızılay’ın kamyonları MİT’in, Kızıl Haç’ınkiler ise CIA’nındı.”
Benim sık sık değindiğim bu olayı Fethullahçılar ne tekzip etti ne de yargıya taşıdı… MİT ya- lanlama göndermedi.
***
Tuncay Güney’in Fethullahçılarla ilişkisini herkes bilir…
2001 yılında dolandırıcılık suçundan gözaltına alınan Tuncay Güney’in polis sorgusunda Fethullah Gülen’le olan ilişkileri yok mu?
Var!
Haydi Zaman gazetesi ve Samanyolu o ifadeleri yayımlasın!
İki de bir Cumhuriyet gazetesine saldıran, İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay’ı diline dolayan Fethullahçı Zaman ve Samanyolu TV, Tuncay Güney’in tarikata yönelik açıklamalarına bir baksın!
Tuncay Güney sorgulanmadan “Ergenekon” açığa çıkmaz…
Şimdilerde Güneydoğu’yu kuşatan Fethullahçılar ilginç bir yayın politikası izliyor, “hoşgörü” ve “dinler arası diyalog” adı altında, emperyalizmin ağa babası ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağını yaşama geçirmek için canla başla çalışıyor.
Alevi yurttaşlarımızın Ankara’da düzenledikleri mitingi kışkırtmak isteyen Fethullahçılara dikkat edilmesi gerekir!
Bizim “demokrat aydın” kimliğiyle dolaşan dönekler de onları alkışlıyor.
Neo-liberalizmin sömürü çarkı, gelir dağılımındaki eşitsizlik, Türk ve Kürt emekçilerinin sınıfsal siyasi mücadelesi “hoşgörü” örtüsü altında işliyor!
Bugünlerde CHP Genel Başkanı Deniz Bey’e yanaşmak için ilginç bir yöntem izleyip manşet atıyorlar:
“Baykal’dan zihniyet devrimi!”
***
Türkiye küresel ekonomik bunalımın kıskacına çoktan girdi…
Fabrikalar kapanıyor, işçi çıkarmalar sürüyor… Küreselleşen dünyada ekonomik sömürü emekçilerin kanını emiyor vampir gibi.
Türkiye gibi yoksul ülkelerin bireyleri “sömürü çarkı”nın içinde ufalanırken ağızlarına emzik veriliyor:
“Çok kültürlülük, altüst kimlik demokrasinin ve özgürlüklerin vazgeçilmezidir.”
Kimilerine bu emzik tatlı geliyor ve düşleriyle yaşamaya başlıyor…
Hikmet Çetinkaya
Kaynak
Kendilerini “demokrat aydın” olarak tanımlayan dönek Marksistler, gelir dağılımındaki eşitsizliğe, sömürüye karşı “sınıfsal siyasi mücadele”yi niçin hiç gündeme getirmiyorlar?
İki sorunun yanıtı zaten belli.
Sabah akşam CHP’yi eleştiren bu kesimler, sosyalist bir oluşumun içinde de yer almıyorlar.
Ne CHP’yi beğeniyorlar, ne DSP, SHP’yi ne de sosyalist partileri.
Hemen hemen tümü Fethullah Gülen’in “hoşgörü” kavramına sarılıp ağa, aşiret, şeyh, şıh yönetimini demokrasi ve özgürlüklerin simgesi olarak gösteriyor.
Bugün Güneydoğu’da yaşanan olay bu!
Bir yandan alt ve üst kimlik tartışması, öte yandan “onurlu Kürtler-onursuz Kürtler” kavramı sözde demokrasi-özgürlük simgesi olarak elden ele dolaşıyor; DTP ve AKP arasındaki çekişme tehlikeli bir yörüngeye giriyor.
Eylemin öncülüğünü ROJ TV ve Fethullahçıların Samanyolu TV - Zaman gazetesi yapıyor.
Emperyalizme karşı dik duruşu olanlar, Atatürk posterlerini, ay yıldızlı bayrağımızı evlerinin pencerelerine ve balkonlarına asan bireyler korku tünelinden geçiyor, kiminle konuşsam şöyle diyor:
“Bu Ergenekon savcıları bizi de içeriye alır mı?”
***
Türkiye “Fethullahçı gladyo”nun yarattığı “korku tüneli”nden geçiyor…
Fethullahçıların 90’lı yıllardaki adamı olan Tuncay Güney’i Irak’ın kuzeyindeki Erbil ve Süleymaniye’de iki okulu açmakla görevlendiren Fethullah Gülen değil miydi?
Yazılarımı ve kitaplarımı okuyanlar bilir… Tuncay Güney, 1994 yılında Erbil ve Süleymaniye’de iki okul açmıştı. Görev Fethullah Gülen tarafından verilmiş, Feza Eğitim Kurumları şirketi iki okulu açmıştı.
Peki, iki okulun araç ve gereçleri nasıl ulaştırılmıştı Erbil ve Süleymaniye’ye?
Kızılay ve Kızıl Haç’ın kamyonlarıyla!
O yıllar olayı şöyle anlatmıştım:
“Erbil ve Süleymaniye’de açılan iki okulda yaklaşık 22 öğretmen ABD pasaportu taşıyordu. Araç ve gereçleri taşıyan kamyonlara gelince. Kızılay’ın kamyonları MİT’in, Kızıl Haç’ınkiler ise CIA’nındı.”
Benim sık sık değindiğim bu olayı Fethullahçılar ne tekzip etti ne de yargıya taşıdı… MİT ya- lanlama göndermedi.
***
Tuncay Güney’in Fethullahçılarla ilişkisini herkes bilir…
2001 yılında dolandırıcılık suçundan gözaltına alınan Tuncay Güney’in polis sorgusunda Fethullah Gülen’le olan ilişkileri yok mu?
Var!
Haydi Zaman gazetesi ve Samanyolu o ifadeleri yayımlasın!
İki de bir Cumhuriyet gazetesine saldıran, İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay’ı diline dolayan Fethullahçı Zaman ve Samanyolu TV, Tuncay Güney’in tarikata yönelik açıklamalarına bir baksın!
Tuncay Güney sorgulanmadan “Ergenekon” açığa çıkmaz…
Şimdilerde Güneydoğu’yu kuşatan Fethullahçılar ilginç bir yayın politikası izliyor, “hoşgörü” ve “dinler arası diyalog” adı altında, emperyalizmin ağa babası ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir ayağını yaşama geçirmek için canla başla çalışıyor.
Alevi yurttaşlarımızın Ankara’da düzenledikleri mitingi kışkırtmak isteyen Fethullahçılara dikkat edilmesi gerekir!
Bizim “demokrat aydın” kimliğiyle dolaşan dönekler de onları alkışlıyor.
Neo-liberalizmin sömürü çarkı, gelir dağılımındaki eşitsizlik, Türk ve Kürt emekçilerinin sınıfsal siyasi mücadelesi “hoşgörü” örtüsü altında işliyor!
Bugünlerde CHP Genel Başkanı Deniz Bey’e yanaşmak için ilginç bir yöntem izleyip manşet atıyorlar:
“Baykal’dan zihniyet devrimi!”
***
Türkiye küresel ekonomik bunalımın kıskacına çoktan girdi…
Fabrikalar kapanıyor, işçi çıkarmalar sürüyor… Küreselleşen dünyada ekonomik sömürü emekçilerin kanını emiyor vampir gibi.
Türkiye gibi yoksul ülkelerin bireyleri “sömürü çarkı”nın içinde ufalanırken ağızlarına emzik veriliyor:
“Çok kültürlülük, altüst kimlik demokrasinin ve özgürlüklerin vazgeçilmezidir.”
Kimilerine bu emzik tatlı geliyor ve düşleriyle yaşamaya başlıyor…
Hikmet Çetinkaya
Kaynak