FaZıL SaY'LaR NeDeN GiTMeK İsTiYoR ?

Peki, neydi o ölen hayallerim?

Fazıl Say


4 Ocak 2008
Birkaç gün önce, sabahın erken saatlerinde, 7 yaşındaki kızım Kumru'yu okula uğurlamadan hemen önce, kahvaltıda televizyon seyrediyorduk...
Spiker gazete manşetlerini okuyordu: "Zaman gazetesi" manşeti; "GÖBEĞİNİ KAŞIYAN ADAM!"
Her şeyden habersiz Kumru: "Baba, sen böyle bir laf mı ettin?" diye sordu...
"Evet kızım,evet... Ettim..." dedim...
"Ee?" dedi Kumru; "Benim de sırtım kaşınıyor!.."
* * *
Hayattaki en büyük hayalim, Kumru büyüyünce onunla beraber, baba-kız, çok büyük bir "KÜLTÜR VE FELSEFE FESTİVALİ" kurmak...
Mesela Patara'da...
Ya da Aspendos'ta...
Antik Anadolu usulü!
Öyle ya, dünyanın en eski medeniyet beşiği Anadolumuz!
On bin yıllık, belki daha da fazla!
Bu topraklar, en büyük ve en kapsamlı festival buluşmasını hak etmekte.
Öyle değil mi?
* * *
Salt ruhlar!
Salt bedenler!
Salt fikirler!
Gerçek sanatlar! Gerçek performanslar!
Gerçek tartışmalar! Gerçek kültürler!
Gerçek kavgalar ve gerçek barışmalar!
Biz insanoğlunun "ilerlemekten haz duyacağı", "insanoğlunun vardığı noktanın ötesine geçmenin en büyük değer görüldüğü" ortamlarda...
* * *
Akdeniz kıyısında. Yaz gecelerinde...
Yıldızlar, galaksiler ve denizin hışırtısı ve de rüzgârın tatlı uğultusu eşliğinde...
İnsanoğlunun en büyük beyinlerinin her yıl toplandığı bu buluşma için dünyanın dört bir yanından akın akın gelen kitlelerin heyecanının gökkubbe altındaki yegane oksijen olduğu, felsefenin, dünya siyasetinin ve de sanatın en yüksek mertebede paylaşıma sunulduğu, yalan ve sahtekârlığın tamamen en diplere gömülmüş olduğu bir GERÇEK FESTİVAL!
Biz dünyalıların "yol kat etmesi" için...
* * *
Aşık Veysel fidanının, Mozart çiçeği ile yan yana var olabildiğine inanabilen bir evrende... Uzay...
Ah uzay!!!
30 sene önce ben Kumru'nun yaşında iken, uzayda yaşamak demekti 2008!
Uzayın derinliklerine gitmiş olmaktı,
Uzayı fethetmiş olmaktı!!!
2008!!!
Türban tartışması değildi!
Laiklik elden gidiyor endişesi değildi!
Felsefe ve sanatın, eğitim ve iletişimden dışlanacak olması değildi!
"Bütün detaylarda hezimet" değildi!
Hiç ama hiç bunlar değildi...
Anlatamam hüsranımı!
Anlatamam kelimelerle...
* * *
Şimdi bugün?
"Gittimdi", "gitmedimdi", kimle neyi tartışacağım?
20 yıl sonra, genç ve güzel kızıma, "KAYBETTİM" demenin yanında???
Hitit'ti, Likya'ydı, Osmanlı'ydı, cumhuriyetti...
2'nci cumhuriyet veya 22'nci cumhuriyetti?
Akdeniz kıyısında... Yaz gecelerinde...
"KAYBETTİM KIZIM" diyecek olduktan sonra...
 
sayın fazıl bey neden bana davetiye gelmedi demiş ama illaki ona davetiye gelmesi gerekiyormu, bana da gelmedi davetiye napcaz şimdi.onu da geç. biz azınlığız onlar kazandı diyor. onlar diye bahsettiği topluluk kendisininde söylediği gibi türkiyenin %70'i oluyor yani çoğunluk. bütün medeniyetlerde çoğunluğun istekleri olur. daha önce biz azınlıktık ya bazılarının dediği gibi biz söylensek ne fayda edecekti ki katlandık işte bir şekilde, sıra onlarda !
 
Subject: Fazıl Say'a mektup






PROF. DR. CELAL ŞENGÖR'DEN FAZIL SAY'A MEKTUP:


Yalnız değilsiniz...

Sevgili, aziz vatandaşım Fazıl Say,

Ülkemizin bugünkü yönetim elinde ortaçağa, karanlığa sürüklenmekte olduğunu haykıran sözleriniz ne kadar doğru.

Bu korkunç gerçeği haykırarak, insanımıza yaptığınız büyük iyiliklere bir yenisini daha kattınız.



Size şükran borçluyuz.



Türkün adını tüm dünyada saygı ve onurla andıran şahsınıza hükümet yönünden gelen tepkileri görgüsüzce bulduğum gibi,

örneğin Milli Eğitim Bakanlığı'nın verdiği cevabın da düpedüz yanlış olduğunu, gerçeği saptırdığını biliyorum.

Bu hükümet elinde beş paralık edilen yalnız sanat değil, aynı zamanda bilim eğitimimizdir de.



Okullarımızdaki eğitim düzeyi benim konum olan doğa bilimlerinde de korkutucu seviyelere düşürülmüş;

biyolojide, jeolojide ve coğrafyada çocuklara hurafe ve zırvalık öğretimeye başlanmıştır.



Bunu her an ispata hazırım.



TÜBİTAK kanun dışı bir konuma hükümet eliyle itilerek bilim camiamız ele güne rezil edilmiş,

kıymetli bilim insanlarımız mahkemelerimizin ancak temizleyebildiği ağır ithamlar altında bırakılmıştır.



Bilim, İstanbul depremi örneğinden kişisel alarak bildiğim gibi,

insanımızın emniyeti bahis konusu olduğu zaman dahi bugünkü yönetimin gündemine asla girmemiştir.

Büyük sanatçı ve büyük insan Fazıl Say:

Sizi heyecanla kucaklıyorum.

Sağ olun, var olun.



Ulusumuzun üzerinden ışığınız eksik olmasın.

Biliniz ki yalnız değilsiniz.

Biliniz ki güçlüsünüz.



Ve insanımız bilsin ki gerçekten artık topluca harekete geçme ve bu geceyi yırtma zamanı gelmiştir.




Saygılarımla...


A. M. Celal Şengör
Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi
Avrupa Akademisi Üyesi
ABD Bilimler Akademisi Yabancı Üyesi
Rusya Bilimler Akademisi Yabancı Üyesi


__._,_.___
 
Bu fazıl say ve yandaşları yıllarca "azınlık"ların Türkiye yi yönetmesine alıştıkları için şimdi "çoğunluk" yönetince bir depresyona girdiler ki sormayın...
 
Ben bazen niye gitmek istiyorsam onun da bir sebebi vardır muhakkak... Ya da belki kendinden farklılara tahammülsüzlüktür tek sebep... Bunun başka açıklaması olamaz... Ama onun rahatsız olduğu(?) kesim de ondan daha rahat değildir...
 
fazıl say menfaatçi. cumhurbaşkanı onu köşke davet etseydi sorun yaşanmazdı.
bu sebepten ülke vatan terk edilmez.
Biz hep deriz.
YA SEV YA TERK ET!
 
Geri
Üst