Bir okuyucu, “Galiba bu Ergenekon Operasyonu Dede Korkut yakalanana kadar sürecek!” derken, bir başkası “Bu Ergenekon değil, Erdoğankon!” yorumunu yapıyor.
Her iki yorumun da kendine göre haklı gerekçeleri var, ama biz her şeye rağmen olup bitenleri “hukukun içinde kalarak” değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
Bize, “Siz Gladio’yu mu destekliyorsunuz?” diye soruluyor. “O da nereden çıktı?” dediğimizde, “Ergenekon, Gladio’nun Türkiye ayağıdır” cevabı veriliyor. SSCB işgali durumunda vatanlarını savunmak için NATO üyesi ülkelerde ABD kontrolünde gayri-nizami çeteler oluşturulmuş, SSCB çöktükten sonra başta İtalya olmak üzere bütün NATO ülkelerinde bu oluşumların cümlesi tasfiye edilmiş, yalnız Türkiye’deki ayakta kalmış, işte “Ergenekon” da aslında bu Gladio imiş.
Ergenekon soruşturmasını kamuoyuna böyle takdim edenler bizleri Gladyocu, yani ABD’ci olarak takdim etmiş oluyorken, kendilerini de ABD’nin Türkiye’deki, kökü ordu içersinde, dal ve budakları medya ve iş dünyasından siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarına kadar uzanmış, halka ve demokrasiye karşı, darbelerin yanında yer alan bir ahtapotla mücadele eden mücahitler olarak görüyor, öyle pazarlıyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda hayli de başarılılar.
Çünkü siyasi erkin ellerine verdiği medya imkânları ve ceplerine koyduğu paralar bizim rüyada görsek dahi hayra yoramayacağımız ufuklara ulaşmış bulunuyor.
Peki işin aslı ne?
Yani gerçekten “Ergenekon soruşturması derinleşip genişleyerek devam etmeli” diyen ve bunu, “ABD’nin Türkiye’deki gizli ve derin eli Gladio ile mücadele” olarak takdim edenler ve bizi “Gladiocu, ABD’ci” olarak gösterenler doğru mu söylüyor?
Beraber düşünelim...
Ergenekon operasyonunu savunanlar gerçekten ABD’ye karşı olsalardı ABD’nin 30’a yakın halkı Müslüman olan ülkenin sınırlarını değiştirecek olan Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkmaları gerekmez miydi?
Şimdi sen bir ABD-İsrail yapımı ve asıl hedefi Irak’ın kuzeyinde bir “Yahudi Kürdistan” kurmak olan BOP’a karşı çıkmayacak, hatta Barzani’nin işini kolaylaştırmak için elinden gelen desteği verecek, fakat ABD’nin Türkiye’deki eli olan Gladio ile mücadele edeceksin, öyle mi?
Devam edelim...
“Ergenekon Operasyonu” nu savunanlar ABD’ye kadar gidip, “Süpürmeyin, kullanın” diyen odaklar, yahut bu odaklardan nemalananlar değil mi?
Yine Ergenekon’u can simidi olarak görenler ABD’nin Türkiye’den de toprak koparacak Büyük Ortadoğu Projesi’nde eşbaşkan olarak görev yapmıyorlar mı? Ergenekon soruşturmasındaki uzamayı ve bu soruşturmanın orduyu hedefin 12’sine koymasını bir türlü anlayamayan milliyetçi unsurları eleştirenler, ABD’nin bölgesel projelerinin yanında yer alanlar, en azından bu konuda “üç maymunları” oynayanlar değil mi?
Yine bunlar ABD Irak’ta bir milyondan fazla Müslüman’ı katleder ve Ebu Garip’te akıl almaz pislikleri sergilerken Irak’taki ABD’yi destekleyen hükümete bir çift laf ettiler mi? Yine bu mihraklar bir ABD ve AB planı olan Annan Planı Soros paralarıyla Kıbrıs’ta devreye sokulurken Denktaş’a karşı ABD’nin yanında yer almadılar mı?
Beyler bu ABD ve bu AB değil mi, “Türkiye’de milliyetçilerin hakkından gelinmeli ve Atatürk ve Atatürkçülükle hesaplaşılmalı” diyen ve “Hutbelerde ’Allah katında tek din İslâm’dır’ayetini okumayın” tehditleri savuran ve bu ABD ve bu AB değil mi, “Gazilik ve şehitlik kavramları kaldırılsın, ordu Kıbrıs’tan çekilsin, PKK ile masaya oturulsun, İsrail’in Fırat ve Dicle sularında söz hakkı olsun” isteyen?
Öyleyse nasıl oluyor da her konuda ABD bu coğrafyadaki çıkarlarının yanında yer alanlar Ergenekon soruşturmasında kendilerini ABD karşısında gibi görüyor, gösterebiliyorlar?
Bugün Türkiye’deki ABD karşıtlığı yüzde 80’lerin üzerinde değil mi ve sizin destek verdiğiniz Ergenekon operasyonu ekseriyetle Türkiye’deki işte bu ABD karşıtlığının mimarlarını hedef almış görünmüyor bu?
Öyleyse ABD’ci olan taraf, hangi taraf!
Hasan DEMİR
Her iki yorumun da kendine göre haklı gerekçeleri var, ama biz her şeye rağmen olup bitenleri “hukukun içinde kalarak” değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
Bize, “Siz Gladio’yu mu destekliyorsunuz?” diye soruluyor. “O da nereden çıktı?” dediğimizde, “Ergenekon, Gladio’nun Türkiye ayağıdır” cevabı veriliyor. SSCB işgali durumunda vatanlarını savunmak için NATO üyesi ülkelerde ABD kontrolünde gayri-nizami çeteler oluşturulmuş, SSCB çöktükten sonra başta İtalya olmak üzere bütün NATO ülkelerinde bu oluşumların cümlesi tasfiye edilmiş, yalnız Türkiye’deki ayakta kalmış, işte “Ergenekon” da aslında bu Gladio imiş.
Ergenekon soruşturmasını kamuoyuna böyle takdim edenler bizleri Gladyocu, yani ABD’ci olarak takdim etmiş oluyorken, kendilerini de ABD’nin Türkiye’deki, kökü ordu içersinde, dal ve budakları medya ve iş dünyasından siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarına kadar uzanmış, halka ve demokrasiye karşı, darbelerin yanında yer alan bir ahtapotla mücadele eden mücahitler olarak görüyor, öyle pazarlıyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda hayli de başarılılar.
Çünkü siyasi erkin ellerine verdiği medya imkânları ve ceplerine koyduğu paralar bizim rüyada görsek dahi hayra yoramayacağımız ufuklara ulaşmış bulunuyor.
Peki işin aslı ne?
Yani gerçekten “Ergenekon soruşturması derinleşip genişleyerek devam etmeli” diyen ve bunu, “ABD’nin Türkiye’deki gizli ve derin eli Gladio ile mücadele” olarak takdim edenler ve bizi “Gladiocu, ABD’ci” olarak gösterenler doğru mu söylüyor?
Beraber düşünelim...
Ergenekon operasyonunu savunanlar gerçekten ABD’ye karşı olsalardı ABD’nin 30’a yakın halkı Müslüman olan ülkenin sınırlarını değiştirecek olan Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkmaları gerekmez miydi?
Şimdi sen bir ABD-İsrail yapımı ve asıl hedefi Irak’ın kuzeyinde bir “Yahudi Kürdistan” kurmak olan BOP’a karşı çıkmayacak, hatta Barzani’nin işini kolaylaştırmak için elinden gelen desteği verecek, fakat ABD’nin Türkiye’deki eli olan Gladio ile mücadele edeceksin, öyle mi?
Devam edelim...
“Ergenekon Operasyonu” nu savunanlar ABD’ye kadar gidip, “Süpürmeyin, kullanın” diyen odaklar, yahut bu odaklardan nemalananlar değil mi?
Yine Ergenekon’u can simidi olarak görenler ABD’nin Türkiye’den de toprak koparacak Büyük Ortadoğu Projesi’nde eşbaşkan olarak görev yapmıyorlar mı? Ergenekon soruşturmasındaki uzamayı ve bu soruşturmanın orduyu hedefin 12’sine koymasını bir türlü anlayamayan milliyetçi unsurları eleştirenler, ABD’nin bölgesel projelerinin yanında yer alanlar, en azından bu konuda “üç maymunları” oynayanlar değil mi?
Yine bunlar ABD Irak’ta bir milyondan fazla Müslüman’ı katleder ve Ebu Garip’te akıl almaz pislikleri sergilerken Irak’taki ABD’yi destekleyen hükümete bir çift laf ettiler mi? Yine bu mihraklar bir ABD ve AB planı olan Annan Planı Soros paralarıyla Kıbrıs’ta devreye sokulurken Denktaş’a karşı ABD’nin yanında yer almadılar mı?
Beyler bu ABD ve bu AB değil mi, “Türkiye’de milliyetçilerin hakkından gelinmeli ve Atatürk ve Atatürkçülükle hesaplaşılmalı” diyen ve “Hutbelerde ’Allah katında tek din İslâm’dır’ayetini okumayın” tehditleri savuran ve bu ABD ve bu AB değil mi, “Gazilik ve şehitlik kavramları kaldırılsın, ordu Kıbrıs’tan çekilsin, PKK ile masaya oturulsun, İsrail’in Fırat ve Dicle sularında söz hakkı olsun” isteyen?
Öyleyse nasıl oluyor da her konuda ABD bu coğrafyadaki çıkarlarının yanında yer alanlar Ergenekon soruşturmasında kendilerini ABD karşısında gibi görüyor, gösterebiliyorlar?
Bugün Türkiye’deki ABD karşıtlığı yüzde 80’lerin üzerinde değil mi ve sizin destek verdiğiniz Ergenekon operasyonu ekseriyetle Türkiye’deki işte bu ABD karşıtlığının mimarlarını hedef almış görünmüyor bu?
Öyleyse ABD’ci olan taraf, hangi taraf!
Hasan DEMİR