İç çatışma çıkarma senaryolarında, tasarladıkları kardeş kavgası için Ülkücüleri taraf olarak bulaştırmak isteyen karanlık odaklar, Devlet Bahçeli'nin çelik iradesine çarptılar.
DEVLET BAHÇELİ BİR KEZ DAHA HAKLI ÇIKTI
Son yıllarda Türkiye'de ve Ülkücü Hareket üzerinde oynanan ne kadar karanlık oyun varsa, onlara yönelik tedbir alan ve bu karanlık oyunların uygulanmaması için çözüm yolları sunan MHP Lideri Devlet Bahçeli, lider olmanın akılcılığını ve vizyonunu her manada ortaya koymuştur.
Her olayda yaşanan ve gelinen son, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin haklılığını ve tespitlerinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Ülkücüleri iç çatışmalarda kullanmak için sokağa dökmeye çalışanlara "Ülkücü'nün eli silah değil, kalem tutacak" şeklinde gösterdiği akılcı refleks, Ülkücüleri suç ve olaylarla anmak için fırsat bekleyenlere yönelik keskin tavırları, Ülkücü Hareketi her türlü illegaliteden uzak tutma titizliği, demokrasi ve hukuk kuralları içinde gelişen olaylara karşı en net ve cesaret yüklü tavırları, eğitime, bilgiye ve akla dayalı demokratik mücadele anlayışı, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin vizyonunu ispatlayan ve öne çıkartan en önemli adımlarıdır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu vizyonunu ve aldığı tedbirlerin isabetliliğini, zekâsını kullanan, aklı olan herkes görmüş ve anlamıştır.
Anlamayanlar da zaten zekâ ve akıl birlikteliği olmayanlardır.
Yaşanan hangi olaya bakarsanız bakın, hepsinde Devlet Bahçeli tarafından, büyük özveri ve isabetli kararları ile, Türkiye'nin ve Ülkücü Hareket'in karanlık oyunlardan ve tehlikelerden korunduğunu göreceksiniz... Bu manada hem Türkiye, hem de Ülkücü Hareket, Devlet Bahçeli'nin kıymetini bilmelidir.
İç çatışma çıkarma senaryolarında, tasarladıkları kardeş kavgası için Ülkücüleri taraf olarak bulaştırmak isteyen karanlık odaklar, her daim Devlet Bahçeli'nin çelik iradesine çarpmışlardır.
Bugün ülkede kanlı manzaralar çıkmamışsa, gençler arasında kavga ortamı meydana gelmemişse, analar, babalar acılar yaşamamışsa, gençlerin geleceği kararmamışsa, olayları önceden sezen, gören ve tedbirini alan, Türk milliyetçiliğinin lideri Devlet Bahçeli'nin iradesinin, Türk siyasetinde var olmasından kaynaklanmaktadır.
İddianamesi kabul edilen, Ergenekon adı verilen çete yapılanmasının karanlık oyun ve tahriklerinden de MHP'yi koruması, MHP Lideri Devlet Bahçeli için ayrı bir başarı konusu olmuştur.
Ergenekon iddianamesi içinde yargılanan sanıkların tamamına yakını, MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı içinde olan kişilerdir.
Bunların birçoğu ile de bu köşeden sürekli mücadele ettik... MHP ve Ülkücü Hareket üzerinde kirli emelleri olan bu kişilerin, MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından yıllar önce tespit edilip tedbiri alınan niyetleri, bugün daha net anlaşılmaktadır.
MHP ve misyonu ile hiçbir bağları olmadıkları halde, MHP'yi ele geçirmeye çalışan Ergenekon adı verilen çete mensuplarının, MHP üzerindeki oyunları Ergenekon İddianamesinde şöyle yer bulmuştur: "Ülkemizde milliyetçi kesimi temsil eden Milliyetçi Hareket Partisi'nin yeniden yapılanması altında Ergenekon Terör Örgütü tarafından yönlendirilebilecek bir pozisyona getirmeye çalıştığı, ülkemizin en köklü ve hassas değerlere sahip partimizin birçok sansasyonel eylemin içine çekmeye çalıştığı, Ümit Özdağ 'ın MHP Genel Başkanlığı'na aday olması sağlanarak bu adaylığı üzerinden bazı planların yapıldığı, bu planlardan bazılarına baktığımızda Ergenekon Terör Örgütü'nün amaçlarının açıkça ortaya çıktığı ve örgüt üyesi Veli Küçük 'ün suç örgütü lideri Sedat Peker ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde belirttiği gibi Veli Küçük tarafından yapılandırılmak istenen yeni oluşumun ne amaçla yapılmak istendiği ve örgüt üyesi Mehmet Zekeriya Öztürk 'e bu amaç doğrultusunda görev verildiğinin net olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Yeni oluşum çerçevesinde yapılmak istenenler belgede şu şekilde belirtilmiştir:
Mümkün ise MHP kongresinde kavga ve kargaşa çıkarmak, kongre salonu önünde basının ve halkın izleyeceği arbede çıkarmak. Arbede saatini kongreye katılım tamamlanmadan önceki saate denk getirmek, böylece olayların duyulmasını sağlamak, katılımcıları olumsuz yönde etkileyerek kongre salonuna gelme isteklerini kırmak"
Burada ifade bulan durum, MHP kongresi öncesi aynen uygulanmak istenmiştir.
MHP kongresi öncesi yazmış olduğumuz yazılarda da bu duruma "MHP'nin birlik ve beraberliğini baltalamak ve MHP'nin 19 Kasım kongresine gölge düşürmek için, bir takım kişiler, çeşitli provokasyon girişimlerinde bulundu. Ama bu girişim gerek hukuksal manada, gerekse ülkücü vicdanların hassasiyetli davranışları sonucu engellendi. Bu kişiler, bir takım tahrik ve provokasyon düşüncelerini uygulamaya yönelik çalışmalar içinde bulunsa da, bu sinek vızıltısından öteye gitmemiştir, gitmeyecektir." (13 KASIM 2006-Ortadoğu) şeklinde yorumlarda bulunmuştuk...
MHP Lideri Devlet Bahçeli de o günlerde şöyle bir uyarıda bulunmuştu: "Karanlık ilişkilerden Milliyetçi Hareket aydınlık gelecek bekleyemez. O kişiye Türkiye üzerinde oynanan oyunların izdüşümünün MHP üzerinde oynandığı gerçeğinden hareketle yaklaştığımızda verilen bir görev vardır. Bu görev 19 Kasım'a kadar sürecektir. Sayın İçişleri Bakanı'nın desteğiyle hukuk dışı kongreye bir zorlama olduğu vakit bunun hesabını AKP'den sorarız" (15 Kasım 2006)
O dönem, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi anti-demokratik olmakla suçlayanlar, Ülkücüleri birbirine düşürmek için uğraşan karanlık odakların oyununu bozduğunu şimdi daha iyi anlamalıdır.
O zaman, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin kongre kazanma kaygısı değil, MHP'yi ve Ülkücüleri koruma kaygısı ön plana çıkmıştı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, belki de hayatındaki en rahat kazanacağı kongre oydu ama her türlü oyuna karşı, her çeşit önlemi gece-gündüz büyük bir titizlik göstererek aldı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, MHP'nin baraj altında kaldığı 3 Kasım seçimleri sonrası, belki de kaybetme riskinin en yüksek olduğu kongrede, AKP'den milletvekili aday adayı bile olmuş Aytekin Yıldırım isimli kişiye ve diğer MHP Genel Başkan adaylarına, MHP'nin kapılarını sonuna kadar açarak, demokrasinin tüm nimetlerini sunmuştu.
Fakat Ergenekon iddianamesinde bahsedilen 19 Kasım 2006 tarihindeki kongrede, yine demokrasi ve hukuk yoluyla her türlü önlem alınmıştı. Hem de adaylığa adı geçen şahsın, on oy alamayacağı bilindiği halde...
Ergenekon adı verilen çetenin pisliklerinden MHP'yi ve Ülkücüleri koruyan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ortaya koyduğu her davranış, en mantıklı ve sağduyulu düşüncelerle şekillenmiştir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Türkiye'yi ve Ülkücü Hareketi koruma adına gösterdiği hassasiyeti Türkiye'de herkes çok iyi anlamalıdır.
Hangi olay olursa olsun, Devlet Bahçeli'nin Lider oluşu defalarca tescillemiştir. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin vizyonu (geniş ve ileri görüşlülük) Türkiye'ye bu zamanda, her zamankinden daha çok lazımdır...
Yıldıray Çiçek / Ortadoğu
DEVLET BAHÇELİ BİR KEZ DAHA HAKLI ÇIKTI
Son yıllarda Türkiye'de ve Ülkücü Hareket üzerinde oynanan ne kadar karanlık oyun varsa, onlara yönelik tedbir alan ve bu karanlık oyunların uygulanmaması için çözüm yolları sunan MHP Lideri Devlet Bahçeli, lider olmanın akılcılığını ve vizyonunu her manada ortaya koymuştur.
Her olayda yaşanan ve gelinen son, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin haklılığını ve tespitlerinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Ülkücüleri iç çatışmalarda kullanmak için sokağa dökmeye çalışanlara "Ülkücü'nün eli silah değil, kalem tutacak" şeklinde gösterdiği akılcı refleks, Ülkücüleri suç ve olaylarla anmak için fırsat bekleyenlere yönelik keskin tavırları, Ülkücü Hareketi her türlü illegaliteden uzak tutma titizliği, demokrasi ve hukuk kuralları içinde gelişen olaylara karşı en net ve cesaret yüklü tavırları, eğitime, bilgiye ve akla dayalı demokratik mücadele anlayışı, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin vizyonunu ispatlayan ve öne çıkartan en önemli adımlarıdır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu vizyonunu ve aldığı tedbirlerin isabetliliğini, zekâsını kullanan, aklı olan herkes görmüş ve anlamıştır.
Anlamayanlar da zaten zekâ ve akıl birlikteliği olmayanlardır.
Yaşanan hangi olaya bakarsanız bakın, hepsinde Devlet Bahçeli tarafından, büyük özveri ve isabetli kararları ile, Türkiye'nin ve Ülkücü Hareket'in karanlık oyunlardan ve tehlikelerden korunduğunu göreceksiniz... Bu manada hem Türkiye, hem de Ülkücü Hareket, Devlet Bahçeli'nin kıymetini bilmelidir.
İç çatışma çıkarma senaryolarında, tasarladıkları kardeş kavgası için Ülkücüleri taraf olarak bulaştırmak isteyen karanlık odaklar, her daim Devlet Bahçeli'nin çelik iradesine çarpmışlardır.
Bugün ülkede kanlı manzaralar çıkmamışsa, gençler arasında kavga ortamı meydana gelmemişse, analar, babalar acılar yaşamamışsa, gençlerin geleceği kararmamışsa, olayları önceden sezen, gören ve tedbirini alan, Türk milliyetçiliğinin lideri Devlet Bahçeli'nin iradesinin, Türk siyasetinde var olmasından kaynaklanmaktadır.
İddianamesi kabul edilen, Ergenekon adı verilen çete yapılanmasının karanlık oyun ve tahriklerinden de MHP'yi koruması, MHP Lideri Devlet Bahçeli için ayrı bir başarı konusu olmuştur.
Ergenekon iddianamesi içinde yargılanan sanıkların tamamına yakını, MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı içinde olan kişilerdir.
Bunların birçoğu ile de bu köşeden sürekli mücadele ettik... MHP ve Ülkücü Hareket üzerinde kirli emelleri olan bu kişilerin, MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından yıllar önce tespit edilip tedbiri alınan niyetleri, bugün daha net anlaşılmaktadır.
MHP ve misyonu ile hiçbir bağları olmadıkları halde, MHP'yi ele geçirmeye çalışan Ergenekon adı verilen çete mensuplarının, MHP üzerindeki oyunları Ergenekon İddianamesinde şöyle yer bulmuştur: "Ülkemizde milliyetçi kesimi temsil eden Milliyetçi Hareket Partisi'nin yeniden yapılanması altında Ergenekon Terör Örgütü tarafından yönlendirilebilecek bir pozisyona getirmeye çalıştığı, ülkemizin en köklü ve hassas değerlere sahip partimizin birçok sansasyonel eylemin içine çekmeye çalıştığı, Ümit Özdağ 'ın MHP Genel Başkanlığı'na aday olması sağlanarak bu adaylığı üzerinden bazı planların yapıldığı, bu planlardan bazılarına baktığımızda Ergenekon Terör Örgütü'nün amaçlarının açıkça ortaya çıktığı ve örgüt üyesi Veli Küçük 'ün suç örgütü lideri Sedat Peker ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde belirttiği gibi Veli Küçük tarafından yapılandırılmak istenen yeni oluşumun ne amaçla yapılmak istendiği ve örgüt üyesi Mehmet Zekeriya Öztürk 'e bu amaç doğrultusunda görev verildiğinin net olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Yeni oluşum çerçevesinde yapılmak istenenler belgede şu şekilde belirtilmiştir:
Mümkün ise MHP kongresinde kavga ve kargaşa çıkarmak, kongre salonu önünde basının ve halkın izleyeceği arbede çıkarmak. Arbede saatini kongreye katılım tamamlanmadan önceki saate denk getirmek, böylece olayların duyulmasını sağlamak, katılımcıları olumsuz yönde etkileyerek kongre salonuna gelme isteklerini kırmak"
Burada ifade bulan durum, MHP kongresi öncesi aynen uygulanmak istenmiştir.
MHP kongresi öncesi yazmış olduğumuz yazılarda da bu duruma "MHP'nin birlik ve beraberliğini baltalamak ve MHP'nin 19 Kasım kongresine gölge düşürmek için, bir takım kişiler, çeşitli provokasyon girişimlerinde bulundu. Ama bu girişim gerek hukuksal manada, gerekse ülkücü vicdanların hassasiyetli davranışları sonucu engellendi. Bu kişiler, bir takım tahrik ve provokasyon düşüncelerini uygulamaya yönelik çalışmalar içinde bulunsa da, bu sinek vızıltısından öteye gitmemiştir, gitmeyecektir." (13 KASIM 2006-Ortadoğu) şeklinde yorumlarda bulunmuştuk...
MHP Lideri Devlet Bahçeli de o günlerde şöyle bir uyarıda bulunmuştu: "Karanlık ilişkilerden Milliyetçi Hareket aydınlık gelecek bekleyemez. O kişiye Türkiye üzerinde oynanan oyunların izdüşümünün MHP üzerinde oynandığı gerçeğinden hareketle yaklaştığımızda verilen bir görev vardır. Bu görev 19 Kasım'a kadar sürecektir. Sayın İçişleri Bakanı'nın desteğiyle hukuk dışı kongreye bir zorlama olduğu vakit bunun hesabını AKP'den sorarız" (15 Kasım 2006)
O dönem, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi anti-demokratik olmakla suçlayanlar, Ülkücüleri birbirine düşürmek için uğraşan karanlık odakların oyununu bozduğunu şimdi daha iyi anlamalıdır.
O zaman, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin kongre kazanma kaygısı değil, MHP'yi ve Ülkücüleri koruma kaygısı ön plana çıkmıştı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, belki de hayatındaki en rahat kazanacağı kongre oydu ama her türlü oyuna karşı, her çeşit önlemi gece-gündüz büyük bir titizlik göstererek aldı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, MHP'nin baraj altında kaldığı 3 Kasım seçimleri sonrası, belki de kaybetme riskinin en yüksek olduğu kongrede, AKP'den milletvekili aday adayı bile olmuş Aytekin Yıldırım isimli kişiye ve diğer MHP Genel Başkan adaylarına, MHP'nin kapılarını sonuna kadar açarak, demokrasinin tüm nimetlerini sunmuştu.
Fakat Ergenekon iddianamesinde bahsedilen 19 Kasım 2006 tarihindeki kongrede, yine demokrasi ve hukuk yoluyla her türlü önlem alınmıştı. Hem de adaylığa adı geçen şahsın, on oy alamayacağı bilindiği halde...
Ergenekon adı verilen çetenin pisliklerinden MHP'yi ve Ülkücüleri koruyan MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ortaya koyduğu her davranış, en mantıklı ve sağduyulu düşüncelerle şekillenmiştir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Türkiye'yi ve Ülkücü Hareketi koruma adına gösterdiği hassasiyeti Türkiye'de herkes çok iyi anlamalıdır.
Hangi olay olursa olsun, Devlet Bahçeli'nin Lider oluşu defalarca tescillemiştir. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin vizyonu (geniş ve ileri görüşlülük) Türkiye'ye bu zamanda, her zamankinden daha çok lazımdır...
Yıldıray Çiçek / Ortadoğu