Demokratik Açılım [ Tek Başlık ]

Gazeteci Hakan Çelik mail mağduru

Gazeteci Hakan Çelik, kendi adıyla internette dolaşan ve �Bir Türk olarak Kürtlere soruyorum� başlığını taşıyan yazının kesinlikle kendisine ait olmadığını açıkladı.

11 Ekim 2008 19:09

Hakan Çelik, kendi adıyla internette dolaşan ve �Bir Türk olarak Kürtlere soruyorum� başlığını taşıyan yazının kesinlikle kendisine ait olmadığını açıkladı. Hakan Çelik, e- mail yoluyla yayılan yazının Türkler ve Kürtleri birbirine düşürme niyeti taşıdığını vurguladı.

Hakan Çelik�in açıklaması şöyle:

Bir süredir internet sitelerinde dolaşan ve �Bir Türk olarak Kürtlere soruyorum� başlığını taşıyan yazı, haber ve forum grupları arasında hızla yayılmaktadır.
Söz konusu yazının benimle ve Ankara temsilcisi olarak görev yaptığım Posta Gazetesi ile kesinlikle ilgisi yoktur. Böyle bir yazı kaleme almadığım gibi yazıda geçen düşünceleri savunmam da mümkün değildir.
Yaşanan terör eylemlerinden Kürtlerin tamamını sorumlu tutan, ırkçı ve aşırı milliyetçi unsurlar taşıyan yazı olsa olsa iki halkı birbirine düşürmek isteyen kötü niyetli çevreler tarafından kaleme alınmıştır.

Kürt sorununun, Türkiye�nin toprak bütünlüğü içinde demokrasi ve hukuk kurallarına uyularak çözülmesini savunan ve bu konuda yüzlerce yazı yazmış bir gazeteci ve televizyoncu olarak benim ve gazetemin adının kullanılarak böyle bir yazının internette dolaşıyor olmasını üzüntüyle karşılıyorum.
Benim ve kurumumla hiçbir ilgisi olmayan söz konusu yazının kontrolsüz bir şekilde internet ortamında yayılıyor olması, internetin, bilgilerin çarpıtılması
ya da fabrikasyon söylentilerin yayılması açısından nasıl korumasız bir yer haline geldiğinin bir örneğini oluşturmaktadır.

Kişilerin hak ve özgürlüklerini ihlal eden, güvenliklerini tehlikeye sokan haber ve bilgilerin kontrol edilmeden internete servis edilmesi, hepimizin yararlandığı bu mecranın güvenilirliğini tehlikeye sokmaktadır. İnternetin özgürlüğünü sonuna kadar savunan bir gazeteci olarak, interneti kullananları ve bu ortama bilgi ve görüntülerle katkı sağlayanları, internetin güvenilirliğine zarar verecek girişimlerden kaçınmaya davet ediyorum.
İnternet sitelerini, benimle hiçbir ilgisi olmayan bu yazıyı çekmeleri, forum ve iletişim gruplarını ise bu yazıyı e- mail yoluyla birbirlerine göndermemeleri konusunda uyarıyorum.


Haberturk


Kaynak

Bu yeni haber için teşekkürler:durdurun
 
Bu ülkenin ekmeğini yeyipte kim ihanet ettiyse ama kim olursa olsun haindir
ihanetin her türlüsüne lanet olsun


Hiç Gocunmadan SözLerinin ALtına İmzamı Atarım. İhanet Eden Hain Denir.Benim Sözüm, Kan Üzerinden İktidar HayaLi Kurup, Herkese Olur OLmaz İhanet Yaftası YapıştıranLaradır. AçıLım MaçıLım Yok Ortada. Vatan İhanetLe SuçLanıLan AçıLıma MGK Destek Vermiş ve Kırmızı Çizgileri BeLirLemiştir. Bu Kırmızı ÇizgiLeri Aşacak Bir ÖneriyLe GeLirse Bu Hükümet Hepinizden FazLa Bağırırım. Bu AçıLım Denen Bilinmez denkLeme evet Diyenleri İhanetLe SuçLarsanız, Buna TSK'da Girer. Buda Haddini Aşan Bir Tasvir OLur.

Bayrağıma, BöLünmez BütünLüğüme, Tek devLete, bağımzısLığıma ve Dinime Kastedecek Adamın Karşısındayım. Bu Vatanı Sahipsiz BeLLeyip, DerebeyLik yapmanın Gereği Yoktur.
 
Hiç Gocunmadan SözLerinin ALtına İmzamı Atarım. İhanet Eden Hain Denir.Benim Sözüm, Kan Üzerinden İktidar HayaLi Kurup, Herkese Olur OLmaz İhanet Yaftası YapıştıranLaradır. AçıLım MaçıLım Yok Ortada. Vatan İhanetLe SuçLanıLan AçıLıma MGK Destek Vermiş ve Kırmızı Çizgileri BeLirLemiştir. Bu Kırmızı ÇizgiLeri Aşacak Bir ÖneriyLe GeLirse Bu Hükümet Hepinizden FazLa Bağırırım. Bu AçıLım Denen Bilinmez denkLeme evet Diyenleri İhanetLe SuçLarsanız, Buna TSK'da Girer. Buda Haddini Aşan Bir Tasvir OLur.

Bayrağıma, BöLünmez BütünLüğüme, Tek devLete, bağımzısLığıma ve Dinime Kastedecek Adamın Karşısındayım. Bu Vatanı Sahipsiz BeLLeyip, DerebeyLik yapmanın Gereği Yoktur.

Tamam aynı dilden konuşuyoruz benimde anlatmak isteğim budur her kim olursa olsun ama her kim bu vatana ihanet ederse din devlet ordu aydınlık postuna bürünüp hainlik yaparsa Allah hepsinin belasını versin
 
Aynı DiLden Konuşuyoruzda, Aramızdaki Fark Peşin HükümLü OLmak. Vatana İhanet Aığr Bir SuçLamadır ve Cezası İdamdır. Herkesin ELbirLiğiyLe Birşeyler Yapmaya ÇaLıştığı Bir Konuda, Ortaya Somut ÖneriLer GetiriLmeden Dedikodu Üzerinden Vatan HainLiği Yaftası Yapıştırıyosunuz ve YapıştırıyorLar. TSK Bile Kırmızı ÇizgiLer Koyarak destek Verdi. Bu Kadar Destek Veren hainde, DiğerLerimi temiz. Parti Liderlerinin işi İktidarı Yıpratmak; Dün Ananı Alda GFiti KuLLandıLar, Sonra Karabağ meseLesini, Şimdide İçeriği BeLLi OLmayan AçıLımı. Siyasetin Ana Mecraa Türkiye Üzerinde MaaaLesef BöyLe.

Bu Vatanın Savunması ve Korunması, BahçeLiye bırakıLmayacak Kadar Zordur.
 
Aynı DiLden Konuşuyoruzda, Aramızdaki Fark Peşin HükümLü OLmak. Vatana İhanet Aığr Bir SuçLamadır ve Cezası İdamdır. Herkesin ELbirLiğiyLe Birşeyler Yapmaya ÇaLıştığı Bir Konuda, Ortaya Somut ÖneriLer GetiriLmeden Dedikodu Üzerinden Vatan HainLiği Yaftası Yapıştırıyosunuz ve YapıştırıyorLar. TSK Bile Kırmızı ÇizgiLer Koyarak destek Verdi. Bu Kadar Destek Veren hainde, DiğerLerimi temiz. Parti Liderlerinin işi İktidarı Yıpratmak; Dün Ananı Alda GFiti KuLLandıLar, Sonra Karabağ meseLesini, Şimdide İçeriği BeLLi OLmayan AçıLımı. Siyasetin Ana Mecraa Türkiye Üzerinde MaaaLesef BöyLe.

Bu Vatanın Savunması ve Korunması, BahçeLiye bırakıLmayacak Kadar Zordur.
sen hala partiye takmışsın bak ben ne diyorum kim olursa olsun ne postuna bürünürse bürünsün hain haindir diyorum şimdilerde yeni bir akım başlaı vatana ihanet edene itibar gösteriyorlar millette bu yolu tutturdu gidiyor ama bilinçli ama cahilce bu yeni akım bence daha tehlikeli ihanetin yeni adı bu
 
m@lcolmx rumuzlu üyeye;

Alıntı yapıp uzun uzun yer kaplamak istemedim. Kısaca söyleyip geçeceğim.

Güzel konuşmuşsun konuşmasına da, bizzat ben yukarıda belirttim. Orayı okumadan bu yazıyı yazmış olman okuma alışkanlığını ortaya koyar nitelikte.

Şimdi bir kaç şey hatırlatmak isterim. Recep Bey'in fikir babası Erbakan'dır. İdamın kaldırılmasına o zamanın Refah Partisi tam kadro katılmıştır. Hatta Rp'den ayrılıp akpyi kuran milletvekilleride katılmıştır. Muhalefet olmalarına rağmen iktidar ortaklarıyla eş güdümlü çalışmışlardır.

Eee şimdi belirtmek istiyorum ki, Başbakan çıkıp Davos'ta bağırabilir. Çağıradabilir. Kalkıp gelip Fatih'te olabilir. Fakat meclisten bir kınama bildirisi yayınlamak adına eğer "İnce ilişkiler" diye sebep gösterip, CHP'ye çalım atıyorsa, o adamın samimiyetinden kuşku duyarım. Bu kadar karşıt iki olaya karşılık vereceğim MHP nin imzalamış olduğu o kağıttır.

Kağıt tam bir karşıtlık içermemekle beraber. Özellikle ve özellikle Aihm dayatmasıyla imzalanmıştır. İktidar ortağı olan MHP bu imzayı atarken bunların hesabını yapmamıştı. Hatta aç bir araştır bakalım yasa tartışılırken, MHP'nin önerisi ne olmuştur.

Salt elinizdeki belgeyle okunacak süreç değil bu. Fakat eleştirdiğim noktası var MHP'nin; oda ciddi rolleri üstlenmemiş olması. Haaa hükümeti bozarım lafınada pek bir kızdım.
Başka bir yerde hükümetin bozulması kötü bir şeyi getirir. Çok ciddi zamanlar kaybettirir ve otorite boşluğu olur. Yani böyle saçma bir fikiri sen uydurmuş olacağına inanıyorum.

Sen yinede MHP'nin sunmuş olduğu öneriyi bir araştır bakalım. Mecliste tartışılırken. Yani öyle bizide okumamakla ya da okuyupta anlamamakla itham etme. Biz her şeyi anlarız. Sen merak etme. Bak hak vermiyor değilim sana.

Nedense sende hak vermiyorsun bana. Diyorum ki o zamanların nehrinin dibine, derinliklerine inmeden; derinlerde neyin yüzdüğünü bilemezsin. Sadece tahmin yürütürsün benim gibi.

Bende yürütüyorum işte. Hiç değilse senin gibi net konuşmuyorum.
 
maksat muhabbet eminimki! bu vatanın gençleri düşünmez ihanet!
bunların hepsi bir oyun
sanmayınki bu milleti koyun!
nerde bu millete kafa tutan ayı
herkez anlıycak birgün hanyayı konyayı
biz neler gördük asalası pkksı
yanlız şu milletin hali bugün içler acısı
o abd denen dayı cahile göstrecek akılsız olmayı
yazık size yazık
kim kurdu bu vatanı
atan rahatmı sanırsın sizi kimler uyandırsın
vatanı bırakıpta üçbeş çakala kanarsın
yarın aval aval bakınırsın
ne olduğunu belki anlarsın!...................... mı?
 
Şehit analarının gözyaşı böyle kullanılmıyor. Şehit ailelerinin Demokratik açılıma tepki gösterdiği haberlerine karşı. Farklı görüşe sahip şehit aileleri olduğunu da bazılarının gözüne sokmak için yapılmış bir haber. Bu annenin feryadı aslında bütün şehit annelerinin söylemek isteyipte söyleyemediği feryadın dışa vurumudur. Biz hep isteriz ki Şehit ailesinin dilinden aynı sözler dökülsün. " VATAN SAĞOLSUN ".. birçoğundan dökülürde fakat acılarının üstüne taş basarak. Ama bazı anneler de içlerinden geldiği gibi konuştuğunda iktidar yalakalığı olur. İmralıdaki iti hükümetten kimse muhatap almadı. Bunu dilinize dolamışsınız yyol haritası falan. Eğer sen o itle görüşüpte bir yol haritası olduğunu biliyorsan açıkla bizde bilelim. Eğer böyle birşey yoksa insanları itham ediyorsun müfterisin. Sen içişleri bakanını nerenle dinledin dostum. Bu açılım sadece Akpartinin yapacağı birşey değil. Açılım meclis çatısı altında görüşülerek tartışılarak yapılabilecek bir proje. Ama bu projeye destek verip kendi sonunu hazırlayabilecek erkekler lazım. İmralıdakini eline fırsat geçmişken asamayıp şimdi onu affedecekler diye basbas bağıran kimselerin gazına gelipte sığ düşünen zavallılar bu açılımı anlayamazlar. Çünkü birgün olsun başlarını ellerinin arasına alıp mantıklı düşünmezler , düşünmek istemezler. hatta işlerine gelmez.
 
şimdi veya geçmişte kürtlere uygulanan baskılardan söz edelim;

kürt diye kimler ayrım yapıyor onları bi görelim..

bugün emniyet mensumu,asker,avukat,doktor,hakim,milletvekili,bakan,pilot,vs..
hep türkmü içlerinde kürt yokmu yani.elbetteki var çinkü kürtler şunu yapamaz bunu yapamaz diye
bir yasa bir kanun yok.

pkk tarafından en çok zulüm çekende onlar ben biliyorum ki boşaltılan onca köy boşuna boşalmadı.
insanlar hep göçtü ve şimdi içiçe yaşıyoruz.binin bir belediye otobüsüne ve bakın nasıl içiçe yaşıyoruz.

peki neden şimdi açılım da açılım ne olacak yani açılım olunca kürtlere ayrı belediye otobüsümü vercekler,yada ayrı okullar mı yapacaklar,ne değişecek

tanınmayan hangi hak tanınacak;

polis mi olacaklar.. zaten oluyorlar..
avukat mı olacaklar..zaten oluyorlar..
...daha böyle binlerce şey sayabilirim..

hiç kimse rüye görmesin hele kürt kardeşlerimiz bu oyuna gelmemeli pkk işinde oyuna geldiler evlerinden köylerinden oldular.bunda da oyuna gelirlerse amerika bize de demokrasi getirir ıraka getirdikleri gibi..
 
şimdi veya geçmişte kürtlere uygulanan baskılardan söz edelim;

kürt diye kimler ayrım yapıyor onları bi görelim..

bugün emniyet mensumu,asker,avukat,doktor,hakim,milletvekili,bakan,pilot,vs..
hep türkmü içlerinde kürt yokmu yani.elbetteki var çinkü kürtler şunu yapamaz bunu yapamaz diye
bir yasa bir kanun yok.

pkk tarafından en çok zulüm çekende onlar ben biliyorum ki boşaltılan onca köy boşuna boşalmadı.
insanlar hep göçtü ve şimdi içiçe yaşıyoruz.binin bir belediye otobüsüne ve bakın nasıl içiçe yaşıyoruz.

peki neden şimdi açılım da açılım ne olacak yani açılım olunca kürtlere ayrı belediye otobüsümü vercekler,yada ayrı okullar mı yapacaklar,ne değişecek

tanınmayan hangi hak tanınacak;

polis mi olacaklar.. zaten oluyorlar..
avukat mı olacaklar..zaten oluyorlar..
...daha böyle binlerce şey sayabilirim..

hiç kimse rüye görmesin hele kürt kardeşlerimiz bu oyuna gelmemeli pkk işinde oyuna geldiler evlerinden köylerinden oldular.bunda da oyuna gelirlerse amerika bize de demokrasi getirir ıraka getirdikleri gibi..

biri sana fransızsın yada ingilizsin ingilizce konuşcaksın dese sen ne yapardın
hangi gafil kürtçeyi yasakladıysa o bu olayların sorumlusu o
sorunun temelide burda kürtçe yayın şarkı vs. lerin yasak olduğu dönemlerden bahsediyorum soruna sadece ekonomi temelli bakıp at gözlükleriyle yola çıkmaya benzer iyi araştırma yap bu dediklerini 5 yaşında ki çocuk biliyor önemli olan o çacuktan daha zeki düşüne bilmen
 
Ne mutlu Türk'üm diyene ne mutlu Türk olana.Tanrı ,Türk'ü korusun ve yüceltsin.

şimdi veya geçmişte kürtlere uygulanan baskılardan söz edelim;

kürt diye kimler ayrım yapıyor onları bi görelim..

bugün emniyet mensumu,asker,avukat,doktor,hakim,milletvekili,bakan,pilot,vs..
hep türkmü içlerinde kürt yokmu yani.elbetteki var çinkü kürtler şunu yapamaz bunu yapamaz diye
bir yasa bir kanun yok.

pkk tarafından en çok zulüm çekende onlar ben biliyorum ki boşaltılan onca köy boşuna boşalmadı.
insanlar hep göçtü ve şimdi içiçe yaşıyoruz.binin bir belediye otobüsüne ve bakın nasıl içiçe yaşıyoruz.

peki neden şimdi açılım da açılım ne olacak yani açılım olunca kürtlere ayrı belediye otobüsümü vercekler,yada ayrı okullar mı yapacaklar,ne değişecek

tanınmayan hangi hak tanınacak;

polis mi olacaklar.. zaten oluyorlar..
avukat mı olacaklar..zaten oluyorlar..
...daha böyle binlerce şey sayabilirim..

hiç kimse rüye görmesin hele kürt kardeşlerimiz bu oyuna gelmemeli pkk işinde oyuna geldiler evlerinden köylerinden oldular.bunda da oyuna gelirlerse amerika bize de demokrasi getirir ıraka getirdikleri gibi..

İstersen birazda ülkeye verdiği zararlardan bahsedelim !Hertürlü illegel iş onlarda ,vergi yok,sokaktan 10 tane mersedes çevir bak içindeki kim ?güney sahillerindeki denizevlerine git bak !Daha ne istiyorsunuz beladan başka ?İstiyen mevlasınıda belasını da bulur yeterki sabır...
 
biri sana fransızsın yada ingilizsin ingilizce konuşcaksın dese sen ne yapardın
hangi gafil kürtçeyi yasakladıysa o bu olayların sorumlusu o
sorunun temelide burda kürtçe yayın şarkı vs. lerin yasak olduğu dönemlerden bahsediyorum soruna sadece ekonomi temelli bakıp at gözlükleriyle yola çıkmaya benzer iyi araştırma yap bu dediklerini 5 yaşında ki çocuk biliyor önemli olan o çacuktan daha zeki düşüne bilmen

sen git fransa ingiltere vatandaşı ol bakalım nece konuşacaksın denemesi bedava:gulumseCocuk:
 
başbakan da şehit ailelerine duygysallıgı bırakalım demişti. bakıyorum da herkes şehit yakınlarını kandırmanın peşine düşmüş, yerlerse tabi.
 
Kürt açıLımının içini doLdurun

fft17_mf362229.Jpeg

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, “Kürt açılımı”nın Türkiye’de yürümekte olan birkaç önemli konudan biri olduğunu söyledi

Avrupa Birliği Komisyonu da, hazırlığı süren ancak içeriği henüz belli olmayan “Kürt açılımı” konusunda netlik bekliyor. Yürütülen çalışmaları “Kürt inisiyatifi” olarak tanımlayan AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, açılımın içinin doldurulması gerektiği mesajını verdi.
AB, Kürt sorunu konusunda adım atılıyor olmasından memnun olmakla birlikte, “somut gelişme yaşanmasını sağlayacak adımlar atılması” beklentisi içine girdi. Rehn de, bu beklentinin altını çizerek, “Türk hükümeti ve parlamentosunun Güneydoğu’daki ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlayacak, tüm Türklerin dilsel ve kültürel haklarını genişletecek ciddi bir inisiyatif sunup sunamayacağını görmemiz gerekiyor” dedi.
Açılım konusunda yürütülen çalışmaların somut eylemlerle sonuçlanmasını umduğunu söyleyen Rehn, Kürt sorununun önümüzdeki ay yayımlanması öngörülen İlerleme Raporu’nda daha derinlemesine ele alınacağını ifade etti.
Rehn’in “yürümekte olan önemli konular” listesinin ikinci sırasında, Türkiye ile Ermenistan arasında paraflanan protokol yer aldı. “Son birkaç aydır, Türkiye ile Ermenistan’ı, ilişkilerini normalleştirmeleri konusunda yüreklendirdik” ifadesini kullanan Rehn, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin Kafkasya’daki istikrara olumlu katkı yapacağının altını çizdi.
Rehn, protokolü, “Son derece olumlu işaret” diye değerlendirdi.
Önemli konu sıralamasına, “Türkiye’nin limanlarını Rum bandıralı gemilere açmasını öngören Ek Protokol”ü yerleştiren Rehn, Ankara’nın bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğunu ifade etti. Türkiye’nin reform sürecini yeniden başlatmasını beklediğini belirten, temel haklar ve hukuk devletiyle ilgili reformların öncelikli olduğunu vurgulayan Rehn, örnek olarak “ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, kadın hakları ve sendikal haklar” başlıklarını gösterdi.
Rehn, Türkiye’nin bir yolculuk yaptığını ve yolculuğun kendisinin varılacak nokta kadar önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Eleştiri ve övgü

Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye konusundaki 12. İlerleme Raporu’nu yayımlamak için hazırlıklarını sürdürüyor. Basın özgürlüğü konusunda yaşanan olumsuz gelişmeler bu yıl ilk kez İlerleme Raporu’nda yer bulacak. Bu bağlamda Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasına da yer verilmesi gündemde. Türkiye’nin dış politika alanındaki adımları, Nabucco’ya atılan imza, TRT Şeş’in açılması Ankara’nın hanesine olumlu puan olarak yazılacak başlıklar arasında yer alacak.
Ankara’nın eleştirileceği başlıkların listesi de oldukça kabarık. Reformlarda ilerleme sağlanamaması, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmaması, Fener Rum Patriği’nin ekümenik sıfatını kullanmasına izin verilmemesi, askerin siyasete etkisi, kapsamlı bir yolsuzlukla mücadele stratejisi oluşturulmaması, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda hükümetten bir üyenin bulunması, ifade özgürlüğü ve temel haklarda istenen düzeyde gelişme olmaması ve Rum bandıralı gemilere limanların açılmaması eleştiri oklarının Ankara’ya yöneltileceği başlıklardan sadece bir kaçını oluşturuyor.
İlerleme Raporu’nun 14 Ekim’de açıklanması öngörülüyor.
kaynak​

 
Perinçek: Muhatap Öcalan

Kürt açılımında "muhatap kim?" tartışması yaşanıyor. DTP "Muhatap Öcalan" nakaratını dilinden düşürmüyor. Geçmişte Perinçek de Öcalan demiş...

2111grs.jpg




Geçmişte terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşmelerini her fırsatta gazeteci kimliği ile yaptığını iddia eden İşçi Partisi Genel Başkanı ve Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'i TBMM Susurluk Komisyonu tutanakları yalanlıyor.

1996 tarihli komisyon tutanaklarında Perinçek, Öcalan'ı Amerika'nın etkisinden kurtarmak amacı ile görüştüğünü anlatıyor. Perinçek, Kürt sorununun Abdullah Öcalan'la anlaşarak çözülmesi gerektiğini savunuyor.

Perinçek, 24 Aralık 1996 yılında Mehmet Bedri İncetahtacı, Tekirdağ Milletvekili Nihal İlgün, İçel Milletvekili Durmuş Fikri Sağlar ve Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt'ten oluşan alt komisyon üyelerine bilgi verdi.

Perinçek, Susurluk kazasında hayatını kaybeden Abdullah Çatlı ile MİT ilişkisinden Genelkurmay ve darbelere, Abdullah Öcalan'dan ailesine kadar geniş bir yelpazede komisyon üyelerinin sorularını cevapladı. Ancak yaklaşık 4 saat süren görüşmenin en ilginç bölümünü terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili verdiği bilgiler teşkil ediyor. Perinçek, görüşmenin hangi amaçla yapıldığını anlatırken, PKK sorununun Öcalan ile anlaşarak çözülmesi gerektiğini anlatıyor.

Raporun ilgili bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

DOĞU PERİNÇEK- Şimdi, efendim, 1989 ve 1991 yıllarında iki kez Abdullah Öcalan ile görüştüm. Giderken, başvurumu yaptım, ilan ederek gittim. 1989 ve 1991 yılında geldim, geldikten sonra da bütün görüşmeleri banda aldım ve olduğu gibi Türkiye kamuoyuna açıkladım. Peki, ben niye gittim Abdullah Öcalan ile görüştüm? Şunun için görüştüm: Baktım ki, Türkiye'de köylülerimizi, emekçilerimizi, halkımızı etkileyen bir Kürt hareketi var ve bunun şiddet yoluyla çözülmesi mümkün değil, en tehlikeli şey de bu Kürt hareketinin dış etkilere maruz kalması ve küreselleşmesidir.

Ben nasıl etkileyebilirim ve nasıl bunun tam gerçeğini öğrenebilirim? Hem öğrenmek için, hem de etkilemek için gittim. Benimle Abdullah Öcalan'ın görüşmelerinin kitaplarını size yollayacağım. Ben Abdullah Öcalan'a şunları söylettim: Bir, Kürt'e sevdalı değilim; ortak ev kuralım; Türkiye'nin keloğlanına, Türkiye halkına aşığım; Mustafa Kemal'in aydınlanma hareketi içerisinde ben kendimi buldum; dış müdahalelere karşıyım; Amerika'ya karşıyım... Yani, ben onu... Batı'nın eline düşmemesi, Amerika'nın eline düşmemesi amacıyla gittim, öyle bir görüşme yaptım. Zaten bütün görüşmenin de ekseni budur."

ABDULLAH ÖCALAN'A TELKİNLERDE BULUNMUŞ

"Türkiye Devleti benim politikamı benimseseydi ve o zamanlar akıllı tavırlar alsaydı, bu hiçbir zaman ben Abdullah Öcalan ile Türkiye Devleti'nin karşı karşıya gelip oturmasına taraftar değilim, bunu yaparlarsa ben karşı çıkarım; çünkü bu bir anayasa içerisinde çözülecek sorundur, Abdullah Öcalan ile anlaşarak çözülmeli. Türkiye, Kurtuluş Savaşı'nda Sivas ve Erzurum kongrelerinin birinci maddesine, Amasya Protokolü'ne yazılmış olan ve Lozan'da savunulmuş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Mustafa Kemal Atatürk tarafından ifade edilmiş olan ilk anayasal belgelerdeki formülasyonları bugün anayasasına yazarsa, Kürt meselesini kanımca çözer. Eğer, buna Abdullah Öcalan uymazsa, o zaman onu ezmek, hem geçerlidir hem gereklidir, hem de kolay olur.

Benim politikam budur ve bu politikanın hizmetinde gittim ve kendisine de bu yönde telkinlerde bulundum; fakat, ne oldu; Körfez Savaşı'ndan sonra Abdullah Öcalan şunu gördü; Mesut Barzani ve Talabani orada Amerika'nın desteğiyle bir Kürt devletçiği kurdu. Ha, demek ki, Amerikan desteğiyle bu iş oluyor ve Amerika geldi Ortadoğu'ya büyük bir güç olarak oturdu. Ben de Amerika'ya ve Batı'ya yaslanarak, işte, insan hakları heyetleri, bilmem neler falan, filan bunları tahrik ederek bir durum yaratabilir miyim politikasına girdi ve o politikaya girdiği andan itibaren de zaten aramızda düşmanca bir durum ortaya çıkmıştır."

ÖCALAN SURİYE İLİŞKİSİ

Perinçek, Öcalan'ın Suriye Arap Cumhuriyeti ile olan ilişkisine de değiniyor. Perinçek, şöyle konuyor: "Bence, bugün PKK'yı, Abdullah Öcalan'ı kurtarmak zordur, Suriye'nin elindedir, rehindir, hiçbir yere çıkamaz, Suriye devletinin resmî politikalarının dışında hiçbir şey yapamaz, onu söyleyeyim ve Suriye Devleti'yle bağlantısı memurluk düzeyindedir. O bakımdan, Abdullah Öcalan Suriye'nin iradesi dışında şu veya buraya çekilemez; ama, bunun örgütünün, PKK'nın mümkün olduğu kadar Batı ve Amerika kontrolünden çıkarılmasını esas alan politikalar izlemek gerekir. Bunu savundum. İkincisi; niye bize geliyor?"

"AMCAM GENERAL, İSTESEM CUMHURBAŞKANI OLURDUM"

Perinçek, MİT ile ilişkisine yönelik sorulara ise şu cevabı veriyor: "İsteseydim başbakanınız veya cumhurbaşkanınız olurdum. Bakın, ben kimin oğluyum; Sadık Perinçek'in. Sadık Perinçek, AP Genel Başkan Süleyman Demirel'in yardımcısıydı. Ben sosyalist olduğum zaman benim dayım Tümgeneral Turhan Olcaytu'dur. Onun sicilinde geleceğin genelkurmay başkanı diye yazılır. Ben, bir genel başkan yardımcısının oğlu olarak ve ileride genelkurmay başkanı olacak tümgeneralin yeğeni olarak sosyalist oldum. Biz üç kardeşiz,-iki kardeşimle birlikte-üçümüzde işkenceler gördük, üçümüz de hapislerde yattık. Babam, ben sosyalist olduğum için politik kariyerini kaybetti, 16 yıl milletvekilliği yaptı, sonra 'sosyalisttir oğlu' falan denildi ve hem genel başkan yardımcılığını, hem milletvekilliğini kaybetti.

Dayım, tümgenerallikten sonra terfi ettirilmedi. Bana, ne babam, ne dayım bunları söylememiştir; ama, bunları niçin anlatıyorum? Ben bu düzenin içinde kalsaydım herhalde bir MİT ajanı olmam, bunu alçaklık olarak görürüm. Benim bulunduğum yerden MİT ajanı olmak şerefsizlik ve alçaklıktır. Kaldı ki ben düzen içinde bir yer tutsam, sizin başbakanınız, cumhurbaşkanınız olurdum. Yani, önünde her türlü şey açık olan, babası AP Genel Başkan Yardımcısı, dayısı tümgeneral, üniversitede parlak bir öğretim üyesiyim; yani, ben bu düzenin içinde kalarak, herhalde hapislerde, işkence hanelerde niye sürüneyim.

Gelirdim sizin başbakanınız olurdum, sizlerin başbakanlarından, cumhurbaşkanlarından daha az yetenekli ve birikimli insan değilim. Birçok bakımdan onlardan çok üstünüm. Ben, neyi seçtim? Bir hesaplaşma yaptım ve halkın yanını, emekçi halkın yanını seçtim. Hiç benim konumumda olan bir MİT ajanını gördünüz mü? Yani, önünde tepelere tırmanma olanağı olan bir adam gidip niye MİT ajanı olsun?"


Kaynak
 
fasafiso yazı yazıyorsunuz 30 yıldır bu şavaş şu sonucu doğurdu artık tsk anladı ki bu iş böyle olmuyor.. alıntı yaptım çünkü hatırlatmak istedim büyükanıt kandil dağı bizim için artık BBG evi gibi dedi aradan 1 hafta geçmedi dağlıca baskını oldu birçok asker öldü ve 8i dağa götürüldü. öyle uzun uzadıya düşünmeye hiiç gerek yok eğer bir şavaş 30 yıl sürmüşse, o savaş savaş enstümanlarıyla bitmez.bu bu kadar açık bunu anlayın artık

Ne savaşından bahsediyorsun ?
 
Geri
Üst