ђєάVєηśįś;3112011' Alıntı:Bu koskoca evrenin kendi kendine oluştuğunu düşünen insan aydın olamaz...
Kimi insanlar Amerika’da, Avrupa’da doğuyor, kimileri Afrika’da açlık içinde… Kimi insanlar “normal” oluyor, kimiler, çok zeki, kimi insanlar ise sakat…
Kimi insanlar etkileyici özelliklere sahip olarak doğarken kimi insanların önemli kusurları oluyor ve hayat boyunca bunun psikolojik baskısı altında acı çekmeye mahkum ediliyor, kimi insanlar uğraşmadan, çaba sarfetmeden elde etme imkanına sahipken kimileri ne yaparsa yapsın kaybediyor…Hiç uğraşmadan kazananlar (sadece para konusu değil), uğraşıp, gerçekten isteyip gerçekten hakkını vererek çabalayıp yine de kaybedenler ve bunun hayal kırıklığı, ümitsizliği altında ezilip yaşama sevinçlerini kaybedenler…Kimisi hiç zorlanmadan "hayatını yaşıyor" kimisi ise hiçbir konuda ne kadar çabalarsa çabalasın gün yüzü göremiyor.
Peki bütün bunlara Kur’an’ın ve islamın verdiği/önerdiği yanıt nedir? “Allah’ın işinden sual olunmaz” şeklinde yanıt olamayan bir ifade, Kur’an’ın yaşamdaki bu büyük adaletsizliğe bir çözümü, bir sistemi var mı?
Eğer yaşam bir sınavsa neden eşit şartlarda yapılmıyor? Bolluk ve rahatlık içinde, her istediğini elde ederek yaşayan insanlar, Allaha, talihsiz, fiziksel veya psikolojik acılar altında ezilen ve cehennem hayatı yaşayan insanlardan farklı olarak bir şey mi vermiş? (islamcıların savunması genelde “Allah’a kim bir şey vermiş ki geri istiyor” şeklinde o nedenle bu cümleyi yazdım) ölen bebeklerin ahirette durumu nadir? Eğer cehennemlikse adalet yok, eğer cennetlikse bu sınavdan boş kağıt vererek geçmeye benzemez mi? neden biz doğrudan hemen ölüp cennete gitmiyoruz da uğraşıyoruz o halde?
ne yazık. halbuki objektif bir gözle bilimi araştıranların ulaşacağı nihai sonuç sadece Allahın varlığı olucaktır.
Dinine bağlı, dindar, imanlı, iyi, iyi amel sahibi insanlar öyle zamanlar geliyor ki intiharı düşünüyorlar, Allah kendisini tanıyan, iyi kullarının mahvolmasına, “çok büyük günah” olan intiharı düşünecek kadar parçalanmasına, psikolojik olarak çökmesine, çaresiz kalmasına neden izin veriyor? Bütün bu soruların cevabı, hem islamda, hem yahudilikte hem de hristiyanlıkta, malesef yoktur.
Bütün bu hayatın gerçekleri kişiye uzaktan önemsiz görünüyor, bu acıların ve farkın büyüklüğü yaşanmadan anlaşılamıyor, Kur’an’ın / islamın bütün ciddi hem de “en ciddi” sorunlara verdiği yanıt veya önderdiği sistem malesef bulunmamaktadır.
Kur’an’daki Tanrı’nın özellikleri nelerdir? İnsanları cehennemlik yapan bizzat Kur’an’ın Allah’ının kendisidir, ayetlere göre kendisi insanların “doğru yola” kavuşmasını istememekte, cehennem ve işkence için insan yaratmaktadır:
32:13 “Eğer biz dilemiş olsaydık her nefse hidâyetini verirdik. Fakat benden: ‘Cehennemi insanlarla ve cinlerle dolduracağım’ sözü hak olmuştur”
Allah cehennem ve işkence için insan yaratmaktadır, üstelik buna yemin eder, “zalim insanlar için cehennemi yarattım” demez de “cehennem için insan yarattım” ifadesini kullanır:
7:179- “Andolsun ki cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık.”
Muhammed, bazı insanları, oluşturduğu dine inandıramayınca kızıp şu tip ayetler koymuştur:
18:57-“Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine Kur’an’ı anlamamaları için bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler.”
10:99- “Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?”
16:93- “Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidayet verir.”