SıpA
уαşℓıℓαя νє ιнтιуαяℓαя
Kurtuluş Savaşı bitmiş, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Atatürk, Celal Bayar'ı ekonominin başına getirmiş ve "Senin işin halkı doyurmaktır" demiştir. Kalkınma hamleleri sürmekte, demiryolları, köprüler, şeker fabrikaları yapılmakta, hatta uçak fabrikaları tasarlanmaktadır. Nitekim uçak fabrikası da yapılacaktır. Bu hummalı çalışmalar içinde sigara kağıdı üretimi kimsenin aklına gelmez. Dolayısıyla sigara kağıdı sıkıntısı devam etmekte, halk tütünü yine gazete kağıdına sarmaktadır. Trabzon'daki dağıtıcı, ithalat sınırlandırıldığı için artık New York Herald gazetesi getirememekte, dolayısıyla sigara kağıdı olarak herkes yerli gazeteleri kullanmaktadır.
Trabzon'da bir kahvehanede, yeni sardığı sigarasından bir nefes çekip öksürmeye başlayan vatandaş, Atatürk'e küfretmeye başlar! Ankara'dakileri sadece kendi keyiflerini düşünmekle suçlar ve küfretmeye devam eder.
Kahvede bulunanlar milli kahramana küfredilmesine kızmıştır. Polise haber verirler ve adam yakalanır, tutuklanır. Tabii Adalet Bakanlığı'na da bilgi verilir.
Adam hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılacaktır ama, Atatürk'e bilgi vermek gerektiği düşünülür ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı koltuğunun altında bir dosya ile Gazi'nin huzuruna çıkar.
Atatürk sorar:
-Bu adam bana niçin küfretmiş. Sebebi nedir? Neye kızmış?
-Sigara kağıdı bulamayıp, gazete kağıdına sigara sardığı için kızmış efendim.
-Peki siz hiç gazete kağıdı ile sarılmış sigara içtiniz mi?
-Hayır efendim, hiç içmedim.
-Ben içtim! Berbat bir şeydir. Adam haklı, derhal serbest bırakın!
NOT: Bu yaşanmış olayı, 1952 yılında, Muhittin Nalbantoğlu, Atatürk'ün maiyetinde bulunmuş emekli albay Mithat Ilgız'dan dinlemiştir.
alıntı
Trabzon'da bir kahvehanede, yeni sardığı sigarasından bir nefes çekip öksürmeye başlayan vatandaş, Atatürk'e küfretmeye başlar! Ankara'dakileri sadece kendi keyiflerini düşünmekle suçlar ve küfretmeye devam eder.
Kahvede bulunanlar milli kahramana küfredilmesine kızmıştır. Polise haber verirler ve adam yakalanır, tutuklanır. Tabii Adalet Bakanlığı'na da bilgi verilir.
Adam hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılacaktır ama, Atatürk'e bilgi vermek gerektiği düşünülür ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı koltuğunun altında bir dosya ile Gazi'nin huzuruna çıkar.
Atatürk sorar:
-Bu adam bana niçin küfretmiş. Sebebi nedir? Neye kızmış?
-Sigara kağıdı bulamayıp, gazete kağıdına sigara sardığı için kızmış efendim.
-Peki siz hiç gazete kağıdı ile sarılmış sigara içtiniz mi?
-Hayır efendim, hiç içmedim.
-Ben içtim! Berbat bir şeydir. Adam haklı, derhal serbest bırakın!
NOT: Bu yaşanmış olayı, 1952 yılında, Muhittin Nalbantoğlu, Atatürk'ün maiyetinde bulunmuş emekli albay Mithat Ilgız'dan dinlemiştir.
alıntı