Anayasa Mahkemesi’ni Eleştirmek

« ß@Dß®¥ »

Øяg¥ αηGєℓ
Katılım
25 Haz 2007
Mesajlar
3,889
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
вυяѕα
Anayasa Mahkemesi, genel kural olarak yasaların Anayasa’ya uygunluğunu denetlemekle görevlidir. Mahkeme’nin Anayasa’da yapılan değişiklikler üzerindeki yetkisi ise tartışmalı bir konu olagelmiştir.
1970’li yıllarda, Mahkeme’nin önüne gelen Anayasa değişikliklerini içerik açısından da denetlemesi, karşılaşılan bir uygulamaydı. Eleştiri toplayan bu içtihat, 1982 Anayasası hazırlanırken yeniden ele alındı ve Mahkeme’nin anayasa değişiklikleri üzerindeki yetki alanı önemli ölçüde daraltıldı.
1982 Anayasası, Mahkeme’nin Anayasa değişikliklerini inceleme yetkisini, -bu konudaki düzenleme TBMM’den geçerken genel kurulda yeterli sayının gözetilip gözetilmediği gibi- şekilsel konularla sınırlamıştır.
Anayasa Mahkemesi, 1982 sonrasında anayasa değişikliklerinin esasına girmesine ilişkin başvurulara kapıyı kapalı tutmuştur. Mahkeme’nin bu tutumu, geçen perşembe günü değişmiştir.
Mahkeme, türbanla ilgili kararında, Anayasa’nın değiştirilemeyecek hükmü laiklik söz konusu olduğunda, esasa bakmaya da yetkili olduğuna hükmetmiş, yetki alanını kendi lehine genişletmiştir.
Gerekçeli karar açıklandığında mahkemenin yeni içtihadını hangi hukuki görüşlere dayandırdığı daha net görülecektir.
* * *
Gerekçeler ne olursa olsun, bu kararın yol açtığı tartışmanın çok uzun bir süre devam edeceği söylenebilir. Anayasa Mahkemesi, belki de yaklaşık yarım yüzyıllık tarihi içindeki en tartışmalı kararına imza atmıştır.
Karara muhalif olan kesimlerde büyük bir eleştiri dalgasının kabardığı gözleniyor. Anayasa Mahkemesi kararları tartışılamaz metinler değildir. Kuşkusuz, bu karar da tartışılacaktır; açık bir toplumda bundan daha doğal bir şey olamaz.
Bununla birlikte, hükümete yakın bazı yayın organlarındaki tepkilerin bir bölümünün mahkeme üyelerine hakaret boyutlarına ulaşması, hatta üyelerin yargılanma taleplerine kadar uzanması eleştiri sınırlarının ötesine geçiyor, “savaş çağrıları” toplumda zaten var olan gerilimi daha da yükseltiyor.
Nitekim TBMM Başkanı Köksal Toptan, dün mahkeme üyelerine hukuki yaptırım uygulanması yolundaki taleplere set çekme gereği duymuş, “Mahkeme kararları yanlış da olabilir. Ama cezai yaptırımla karşı çıkmak hukuk sisteminde düşünülebilecek bir şey olamaz” demiştir.
TBMM Başkanı, bu sözleriyle tepkilerin hukuk içinde kalması gerektiğine işaret ediyor.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Anayasa Mahkemesi kararlarının “beğenelim veya beğenmeyelim” nihai olduğunu ve uygulanmasından başka bir seçenek bulunmadığını belirterek, dengeli bir yaklaşım sergilemiştir.
* * *
Geçen sonbaharda türban konusunu geniş kapsamlı bir demokratikleşme paketi içinde getirmek yerine tek başına önceliklendirmesi eleştiri konusu olduğunda, AKP hükümeti bu eleştirilere kulaklarını tıkamayı tercih etmişti.
Gelinen noktada Anayasa Mahkemesi kararı ve buna gösterilen tepkilerle birlikte Türkiye’deki kutuplaşmanın daha da derinleşmekte olduğunu söylemek bir kehânet olmaz.
Türkiye’nin bu kadar yüksek bir basınç alanı altında kalmasının kimseye yararı yoktur. Her şeye rağmen, bu krizden çıkışın sorumluluğu yine sivil siyasete ve bu alandaki aktörlere düşüyor.
TBMM Başkanı’nın Meclis’teki partilere yaptığı çağrı bu bakımdan yerinde olmuştur.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=874105&Date=08.06.2008&ver=78

Alıntıdır.​
 
mehkemelerin kararı siyasi olmadıkça ve tarafsız oldukça bence eleştirilmez..tabi adaleti sağlıcak...

bu türban kararı siyasi midir değilmidir onu bilemem..
 
mehkemelerin kararı siyasi olmadıkça ve tarafsız oldukça bence eleştirilmez..tabi adaleti sağlıcak...

bu türban kararı siyasi midir değilmidir onu bilemem..

katılıyorum ancak bu konuda makemenin daha dikkatli ince davranmsı gerkir diye düşünüyorum..yani yıllardır ülke gündemini kilitleyen hatta siyasetci ve hukuk dünyasını ikiye bolen bir konuda boyle karar verilmesi bana yetersiz ve taraflı gibi geldi çünkü bu konu artık içinden çıkılmıcak bir hal aldı ve en adil çozum halka sunmak olur diye düşünüyordum...
 
Hukuka saygılıyım; ama gukuka asla...
 
Çıkıcak değil çıkacak :goz: Bu ülkede herşey Akp'den ibaret değil.

Heyy Allah'ım kuyruk acın taze anlaşılan tam hatırlayamadım seni ama sen kendi kuyruk acının çapını baya güzel belli ediyosun :hhmanD

Bu ülkede herşey Akpden ibaret değil
Herşey Halktan ibarettir Halk düşmanı halktan kopuk ve halktan korkan Vatan hainleri bunu kabullenemesede bu ülke halkının isteklerini görmezden gelmek Bu millete en büyük ihanettir.
 
Heyy Allah'ım kuyruk acın taze anlaşılan tam hatırlayamadım seni ama sen kendi kuyruk acının çapını baya güzel belli ediyosun :hhmanD

Bu ülkede herşey Akpden ibaret değil
Herşey Halktan ibarettir Halk düşmanı halktan kopuk ve halktan korkan Vatan hainleri bunu kabullenemesede bu ülke halkının isteklerini görmezden gelmek Bu millete en büyük ihanettir.

Kuyruk acısı değil, sen çok akıllı ve edebiyatın 5/pekiyi olan birisin, yakıştıramadım sana :durdurun Halkın isteklerini tabiki kimse görmezden gelemez, ama ülkenin kuruluş ilkelerini değiştiremeyeceklerini de Akepe'liler de öğrensin artık.. Ayıp valla.. :biggrin
 
mehkemelerin kararı siyasi olmadıkça ve tarafsız oldukça bence eleştirilmez..tabi adaleti sağlıcak...

bu türban kararı siyasi midir değilmidir onu bilemem..

ulusal siyasa taraftarıdır Cumhuriyet siyasası taraftarıdır eğer bu tarafı değiştirirse Cumhuriyetimiz adına yargıda bulunamıyacağı açıktır
 
He gülüm he değiştiremeyecekler ok sen değiştiremez dedikten sonra halk değişsin demiş dememiş ne önemi var sen ne diyosan o olsun
Bigün manalı kelimelerin anlamlı cümleler oluşturmaya başlarsa seninle uzun uzadıya oturup sistem hakkında tartışmak isterim ama bugün için mümkün değil dersine iyi çalış

Özellikle ülkenin kuruluş ilkelerinden falan söz etmişken Halkçılık diye bi şey vardır o tarihlerde gündeme gelmiş olan nedir ne anlama gelir onları falan bi öğren Sonrası Allah Kerim belki muhattap almaya değer bi iki güzel cümle kurmayı becerebilirsen bişeyleri tartışabiliriz seninle yazım hatalarım ve imla kurallarım dışında ..
 
He gülüm he değiştiremeyecekler ok sen değiştiremez dedikten sonra halk değişsin demiş dememiş ne önemi var sen ne diyosan o olsun
Bigün manalı kelimelerin anlamlı cümleler oluşturmaya başlarsa seninle uzun uzadıya oturup sistem hakkında tartışmak isterim ama bugün için mümkün değil dersine iyi çalış

Özellikle ülkenin kuruluş ilkelerinden falan söz etmişken Halkçılık diye bi şey vardır o tarihlerde gündeme gelmiş olan nedir ne anlama gelir onları falan bi öğren Sonrası Allah Kerim belki muhattap almaya değer bi iki güzel cümle kurmayı becerebilirsen bişeyleri tartışabiliriz seninle yazım hatalarım ve imla kurallarım dışında ..

Doğru, laiklik ilkesi yok sayılıyor günümüzde.. Sen de haklısın :goz:
 
sadece İnönü eksik,
o da gelirse al sana tek parti
al sana dayatma
boş ver meclisi,anayasa mahkemesi+9 üye nenize yetmiyor.
Son duyuru>;
artık seçimlere gerek kalmadı
70 milyon 9 üye seçecek,olay tamam..
 
AKP NE EDERSE GÜZEL EDER!!!
AKP liler kendileri birşey yaptıkalrında iyi aynı şeyi başkaları yapıutğında kötü. bakınız: anayasa mahkemesi anyasanın değşemez değişmesi teklif dahi edilemez konularından birinde anayasa değişiklğini esas yönünden incelemiş ve iptal kararı vermiş. arkadaşlar anayasa mahkemesi bu kararı da esas yönünden incelmeyecekse o mahkemeyi kapatın gitsin.
 
Allah sonumuzu hayır etsin... Neden sen inatla bu ülkenin olmazsa olmazlarını değiştirmeye çalışıyorsun eyy tayyip? inatla nereye gidebiliriz arkadaşlar?
 
Bunlara darbe lazım gerçekten.
Asmalar kesmeler, tehditler ebu cehil demeler falan.

Anayasa Mahkemesi Laiklik ilkesinin korunacağı son sivil makamdır.
Bunun bir adım ötesi askeri müdahaledir.
Anayasa Mahkemesi olmasa bu yasalar tıkır tıkır geçse bu kutuplaşma çatışmaya dönüşecek. Ve asker olaya el koyduğunda sizler kaçacak delik arayacaksınız. Bu anayasa mahkemesi olduğu için hukuk olduğu için demokratik haklarınızı bu kadar savunabiliyorsunuz.

Anayasa Mahkemesinin kaldırdığınızda Laik Atatürk Cumhuriyetini savunacak son makam Türk Ordusu olur.
O zaman neler olabileceğini çok iyi bilir bazılar.
Burada yazan islamcıların çoğunun yaşı yetmese de abilerine babalarına sorabilirler 2007 seçimlerinden sonra çok kullandıkları kuyruk acısı esasında nasıl bir şeymiş?


Atatürk 'ün laik cumhuriyeti referandumla getirmedi.
Halk istedi diye cumhuriyete geçmedi Mustafa Kemal. O zaman devrim yasaları nasıl zorla dayatıldıysa bugün de zorla dayatılacak.
Değiştirmeye gücü yeten varsa devrimle değiştirebilir demokrasi ile gücü yetmez.
Ve zorla dayatılmaya da devam edecek taki siz adam olana kadar.
Atatürk Devrimleri Menderes in ahlaksız politikaları ile tersine çevrilmiştir.
Şu andaki tüm sorunumuz da Atatürk devrimlerinin toplumun bazı kesimlerinde mesela daha çok AKP ye oy veren kesimlerinde yerleşmemiş olmasıdır.
Burada milleti küçümseyen yorumlar. 9 üye 70 milyona dayatıyor demeler.
Ne 70 milyonu kardeşim oy kullanan 42 milyon AKP nin aldığı 16 milyon oy.

Ama sizin gibi ilkokul düzeyi demokrasi anlayışı ile bakılırsa.
16 milyon = 70 milyon demektir. 70 milyon da = AKP

Bu hesapla anayasa mahkemesinin üyeleri vatanını satan AKP seçmeninden daha şereflidir.

AKP Neler yaptı?
- Vakıflar Yasası : AKP seçmeninin seçtiği milletvekilleri Lozan ile kaldırdığımız kapitülasyonların önünü açtı, azınlık vakıflarının yurt içinde mal almasına ticaret yapmasına izin verdi ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL ETTİ
- Yabancıya toprak satışı yasası : AKP seçmeninin seçtiği milletvekilleri kan ile aldığımız ülke topraklarını para ile satmaya destek oldu. ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL ETTİ

Demek 16 milyon AKP seçmeni kanla aldığımız toprakların satılmasını istiyor. Demek ki 16 milyon kişi vakıflar yasasını destekliyor ve azınlık vakıflarının yurt dışından pompalanacak destek ile ülkeyi içeriden satın almasına izin verilmesini istiyor.
Nasıl ama sizin ilkokul demokrasisi ile 16 milyon vatan hainine ne güzel ulaşılıyor değil mi düz mantıkla.



Sonra da burada yorum yazan laik kesimi aşağılar tarzda konuşuyorsunuz.

Hele hele bazı islamcı demogoglar küstahlığı abartmış insanlara imla dersi anlam dersi vermeye başlamışlar. Siz arapça okuyunuz kardeşim sizin ana diliniz arapça Türkçe yi bize bırakın ylan yanlış biz idare ederiz Türkçemizle.

Hayata tek güzlükten bakan doğmacı takiyeci örümcek beyinliler demokrasi halkçılık dersleri vermeye başlamış.

Buyur sana demokrasi dersi.
16 milyon AKP seçmeni yabancılara toprak satsın diye, ülkenin en hassas kurumu telekomu satsın diye oy vermiş AKP ye. Demek ki biz AKP partisini eleştiriyorduk vazgeçelim doğruda AKP seçmenini eleştirelim.

İslamcı demogoglar hala verilen oyun ve temsil yetkisinin ne demek olduğunu anlamak istemiyor.
Hatta bunlar çoğunlukla iktidara gelen bir parti her istediğini yapacağını çünkü halkı temsil ettiğini söyleyerek ilkokul düzeyinde demokratik çözümler üretiyor.
O zaman 2. dünya savaşından sonra tüm Almanları savaş suçundan yargılayıp assaydılar. Eeee... malum Hitler de seçimle %40 oy alarak iktidara geldi.

Bu çok bilmiş ders veren arkadaşların her cümlesinden biraz cehalet çokça da takiye akıyor.

Susayım diyorum tutamıyorum kendimi.

Çünkü gerçekten koyunun ses çıkarmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi muamelesi yapıyorlar.
 
Ya akibetimiz 9 tane söz de tarafsız elemanın elinde.Ama taşlar yerinden oyandı inşallah 1961 de zırt diye ortaya çıkan bu gereksiz ve bir o kadar da yüz karası kurum yakında çözülecek inşallah.Biraz daha oynasınlar bakalım kendi kumlarında...
 
Özellikle ülkenin kuruluş ilkelerinden falan söz etmişken Halkçılık diye bi şey vardır o tarihlerde gündeme gelmiş olan nedir ne anlama gelir onları falan bi öğren Sonrası Allah Kerim belki muhattap almaya değer bi iki güzel cümle kurmayı becerebilirsen bişeyleri tartışabiliriz seninle yazım hatalarım ve imla kurallarım dışında ..

atatürkün halkçılık anlayışı, "halk için halka rağmen" şeklindedir. yani halk bazen kendisi için, devlet için iyi olanı çeşitli sebeplerle kabul etmez, reddeder. ama bu reformdan vazgeçmek yerine halka rağmen uygulanmalıdır. halkçılık "halk ne derse o olur" demek değil, halk için iyi olanın bütün hükümetler tarafından uygulanan bir devlet politikası haline getirilmesidir. halk için iyi olan nedir peki? tabii ki munasır medeniyetler seviyesine çıkmak.

beğenin ya da beğenmeyin bu anlayış birçok şey başarmıştır.

şimdi bir de akp halkçılığına bakalım: halkın tek eksiği türbanla üniversiteye girememekmiş gibi bir hava yaratıp, çıkan kaos ortamında halka çaktırmadan vergi yükü bindiren, onu sömüren bir anlayış. halk isyan edince "ananı da al git", "senin oğlun da işsiz kalsın" gibi laflar. 1 mayısta işçiye dayak. bu mu istediğiniz beğendiğiniz halkçılık?

bir de üstüne anayasa mahkemesi gibi devletin üstdüzey kurumlarının itibarını zedeliyorlar. bahsettiğiniz kurum merkez hakem kurulu değil, devletin en yüksek yargı organı. o makama gelmek öyle çocuk oyuncağı değil. "chp mahkemesi" diyorlar mesela chp 20 yıldır ne becermiş ki bu kadar köklü bir kadrolaşma becersin.

akpnin oyununa gelmeyelim arkadaşlar.. türban bizim öncelikli meselemiz değil! (kişisel olarak sizini için önceliği olabilir ama türkiye nin uğraşması gereken çok çok büyük problemleri var..)
 
Erdoğan sormuştu "Velevki siyasi simge ne olacak" diye. Anayasa mahkemesi de ona güzel bir cevap verdi.
 
atatürkün halkçılık anlayışı, "halk için halka rağmen" şeklindedir. yani halk bazen kendisi için, devlet için iyi olanı çeşitli sebeplerle kabul etmez, reddeder. ama bu reformdan vazgeçmek yerine halka rağmen uygulanmalıdır. halkçılık "halk ne derse o olur" demek değil, halk için iyi olanın bütün hükümetler tarafından uygulanan bir devlet politikası haline getirilmesidir. halk için iyi olan nedir peki? tabii ki munasır medeniyetler seviyesine çıkmak.

idealistçe anlatmaya çalışmışsın arkadaşım.
Ama bu insanların yarısı halkçılığı hiç okumamış.
Kelimenin kendisinden anlam verip cümle içinde kullanıyorlar.
Bir de büyük bir kısmı da senin bu yazdıklarını çok iyi biliyorlar da
cahillere bir ara gazı verelim diye takiyeye devam ediyorlar.
 
Geri
Üst