CAN Ataklı diye bir gazeteci?
Can Ataklı’yı bilirsiniz. Son dönemde Vatan Gazetesinde boy gösterdi. Bir sürü duraktan sonra nihayet kendisine bir liman bulabilmesi şaşırtıcı. Az sonra Cana Ataklı ile ilgili alıntılayacağım satırlar, Can Ataklı’nın gazeteci olarak hayatını devam ettirmesinin tuhaflığını açıkça ortaya koyuyor.
Malûm olduğu üzere Türkiye’de en önemli seçimlerden birisi olarak 1995 Genel seçimleri kabul edilir. O seçimlerde, Refah Partisi büyük bir atılım yaparak Türkiye’nin birinci partisi olmuş, bu başarı da, Türk siyasetinin sonraki dönemini derinden etkilemişti. O güne kadar düzen partilerinin arasında geçen iktidar paylaşımı, ilk kez el değiştirerek Refah’ın etkin olduğu bir düzene evrilmişti. Türk siyâsetini incelemek isteyenler için öncesi ve sonrasıyla o seçim çok önemlidir.
Refah Partisi’nin ve İslâmcı dalganın yükselişe geçtiğini ilk fark edenler, gazeteciler ve sosyal bilimciler oldu. Ancak bu akademisyenlerden ve gazetecilerden ancak bir kısmı bu yükselişi açıkça ortaya koyabildiler. O dönemki tavırlarıyla bu gelişimi fark eden ve dikkatle takip edenler arasında Ruşen Çakır, Prof. Dr. Nilüfer Göle isimlerini anmak gerek.
Bir de, bu yükselişi ve Refah fenomenini algılayamayacak kadar gerçeklerden kopuk cahil takımı var. Refah Partisi’ni, “Siz gelirseniz içkiyi yasaklayacak mısınız?” veyâ “Ama ABD size izin vermez ki!” aralığında değerlendirenler, elbette Refah’ın yükselişini ve Türkiye’de siyasetin nereye gittiğini bir türlü anlayamadılar. Bu cehâletlerinden ötürü de, o dönemde, tıpkı şu anda olduğu gibi, sade suya tirit yazılar yayımlayıp durdular.
Bugün Vatan Gazetesinde köşe kapmış büyük Türk analisti Can Ataklı da, işte bu cahil takımındandır. 1995 seçimleri öncesinde, seçim sonuçları ile ilgili Can Ataklı’nın tahminini vermek, durumu daha iyi açıklayacaktır. Çok uzatmadan Can Ataklı’nın 1995 Aralık seçimleri ile ilgili tahmin yazısını dikkatlerinize sunayım:
“Refah bu seçimlerde birinci olmayacak. Oyları normalde yüzde 16-17’dir. 20’lere tırmanması ise sürprizdir. Seçimin birincisi DYP olacaktır. DYP’nin ANAP’a 5-6 puan fark yapacağını sanıyorum. CHP son haftanın tırmanan partisi DSP ile başa baş olur, ama bana göre CHP öne geçer.”
Bence Can Ataklı’nın yazdıkları çok açık. Birinci DYP olur ve ANAP’a 5-6 puan fark atar. İkinci ANAP olur. Üçüncü Refah Partisi olur ve yüzde 16-17 civarlarında oy alır. CHP ve DSP başa baştır, ama CHP seçimden önde çıkar. Peki sonuçlar nasıl çıkmıştı 1995 seçimlerinde? Aradan 13 yıl geçtiğine göre hatırlatmakta fayda var: “1995 Aralık seçim sonuçlarına göre, birinci parti, yüzde 22 ile RP; ikinci parti, yüzde 19.7 ile ANAP; üçüncü parti, yüzde 19 ile DYP; dördüncü parti, yüzde 14.7 ile DSP ve beşinci parti de, yüzde 10.7 ile barajı kıl payı geçen CHP oldu.”
Lütfen, Can Ataklı’nın tahminleri ile seçim sonuçlarını bir kez daha kıyaslayın. Tutan tek bir tahmin bile yok. Normalde bu tahmini yaptıktan sonra bu sonuçlarla karşılaşan kişinin ne yapması gerekir? Özür dilemesi, hadi onu yapmadı diyelim, susup oturması ve olayın unutulmasını beklemesi gerekir. Ama Can Ataklı öyle yapmıyor. Yukarıdaki tahminini seçim sonrasında söz konusu ederek, tahminlerinde öyle büyük bir sapmanın olmadığını iddia ediyor. Bakın Can Ataklı ne diyor seçim sonrasında kaleme aldığı bir değerlendirme yazısında:
“Şimdi bu tabloya (seçim sonuçlarına) bakınca, hangi noktalarda yanıldığımı saptamak istiyorum. Yanılgı sadece Refah’ta var.” Evet, yanlış okumadınız. Can Ataklı’ya göre sadece Refah’ta yanılmış; diğerlerinde sorun yok. Can Ataklı tahminlerini haklı çıkarmaya devam ediyor: “Gelelim ANAP ve DYP’nin konumuna. Tahmin tabloma bakıldığında sanki önemli ölçüde bir sapma var gibi görünüyor. Ancak buna katılamıyorum. Çünkü seçim sonuçlarına sağlıklı olarak baktığımda, benim yazdığım gün DYP’nin gerçekten ANAP’ın 4-5 puan önünde olduğu, ama bazı basın yayın organlarının yayınladığı hayali anketler sonucu özellikle İstanbul’da halkın büyük bir bölümünün fikrini sandık başında değiştirdiği anlaşılıyor.”
Diyecek söz var mı? Can Ataklı’nın hâlâ Türkiye’de yazarlık yapması, hele de iyice çetrefilleşen siyâsî süreçte fikrine başvurulan bir kişi olması ne kadar da vahim! Üstelik hiçbirisi tutmayan tahminlerini ele aldığı yazısında bakın Can Ataklı bir de ne demiş: “Yıllardır seçim izleyen ve hep siyasi haberlerin içinde olan biri olarak, kamuoyunun nabzını tutma yeteneğimiz, normal bir vatandaştan daha sağlıklı oluyor.”
Can Ataklı ne zaman televizyona çıksa ve peş peşe analizler koysa ortaya, hep bu tahmini ve sonrasında yaptığı açıklamalar gelir aklıma. Gazetecilerin işlerine ve dolayısıyla halka güven vermemelerinin altında yatan, bu küçük örnektekinin genel bir görünümünden başka bir şey değil. Özel olarak söylemek gerekirse, işte bu adamların yazarlık yaptığı bir gazete VATAN. Elbette Başbakanlıktan da, Genelkurmay’dan da zılgıtı yerler bu yayıncılıkla. Ama Zafer Mutlu-Aydın Doğan çiftinden çıkacak gazetenin, bu tür bir çizgisi olmasından daha tabi ne olabilir ki?
Kaynak : Boyuthaber