ISHYnum846
New member
22 Temmuz sonucunu doğru tahmin eden TARHAN ERDEM Milliyet için araştırdı
BUGÜN SEÇİM OLSA
Konda'nın Milliyet için yaptığı araştırmaya göre, 22 Temmuz seçimi sonrasında yaşananlar, AKP'nin oylarını yüzde 7.5 artırırken, CHP'nin oylarında yüzde 2 oranında bir düşüşe neden oldu.
2011'deki seçimde öncelikler değişecek
TARHAN ERDEM
Araştırmada deneklerin dörtte biri oy verirlerken, nisan ayında başlayan cumhurbaşkanı seçimlerindeki olayların kendisini ve başkalarını etkilediğini, dörtte biri ise kendisini de başkalarını da etkilemediğini söylemiştir. Deneklerin yüzde 40'ı da "Ben etkilenmedim ama, başkaları etkilendi" demektedir. İktidar partisine oy verdiğini söyleyenler, etkilenenlerin daha yüksek oranda olduğu kanısındadır.
Oysa, "Seçimlerde oyunu belirlerken hangi nedenlere öncelik verdiği" sorusu karşısında, deneklerin sadece yüzde 20'ye yakını, "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olması dileğini" iki öncelikten biri olarak saymıştır.
Seçim araştırmaları, cumhurbaşkanı seçimlerinden etkilenmenin daha az olduğunu gösteriyordu. Bu gerçeğe karşın, toplumda Anayasa Mahkemesi kararıyla sonlanan sürecin siyasal eğilimleri birinci öncelikle etkilediği yönündeki yaygın kanının sürdüğünü görmekteyiz. Öyle anlaşılıyor ki nesnel verilerin gösterdiği ne olursa olsun insanımız, "Cumhurbaşkanlığı seçimindeki olayların seçimlerde verilen oyları önemli ölçüde etkilediği ve AKP'nin oyunu artırdığı" efsanesinden siyasal sonuçlar çıkarmaya devam edecektir.
Seçmenlerin bilincini gösteren sorulardan biri, deneklerin hangi nedenlere öncelik vererek partilerini kararlaştırdıkları sorusunun cevaplarında görülmektedir.
Deneklerin beşte dördüne yakını oyunu, ekonomik durum ve beklentilerin belirlediğini söylemiştir. AKP'ye oy verenlerde bu oran daha yüksektir.
Bu verilerden, "ekmek parası" unsurunun 2007 seçimlerinin iktidarını belirlediğini çıkarıyorum. Ekonomik durum olumlu değerlendirilmeseydi, AKP güçlü biçimde iktidar olamayacaktı.
CHP'ye oy verenlerin yüzde 40'ından fazlası "laiklikle ilgili kaygıları" öne çıkarmaktadır. Bu bulgu, CHP'ye ana muhalefet görevini laiklikle ilgili kaygıların kazandırdığını göstermektedir. İktidarın laiklik anlayışından kuşku duyulmasaydı, CHP herhalde bugünkü sandalye sayısını bulamayacaktı!
Ancak laiklik kuşkuları CHP'yi yükseltmeye yetmez, 2011'de sonuç almak için beşte dördü ekonomik konuya öncelik veren seçmene, CHP'nin umut vermesi gereklidir.
Diğer yandan, AKP'nin dayandığı "ekmek parası unsuru" da kırılgandır. Yurttaşlar, 2001 ve gerisindeki 10 yılın yıkımıyla 2007'yi karşılaştırarak seçimlerde AKP'yi güçlendirdi. Önümüzdeki dört yılda, hiç de mütevazı olmayan kalkınma hızı hedefi yakalansa bile, 2007'deki mukayeseden oransal olarak daha geride kalınacaktır. Kaldı ki önümüzdeki 4 yıl, kuraklık ve küresel gelişmelerle parasal durumda gösterişli sonuçlar almak zordur. Bu nedenle AKP kendi yarattığı 2007 yılı iyimserliğiyle -bir anlamda kendisiyle- yarışacaktır.
Sonuç olarak, AKP ve CHP, 2007'de kendilerine bugünkü yeri kazandıran nedenleri birbirinin elinden alma mücadelesini verme durumundadırlar. Bu iki parti, önümüzdeki yıllarda, bugünkü oy kaynaklarını yanlarında bulundurma dikkatini gösterirlerken, CHP halkın ekmek parası beklentilerinde AKP'nin önüne geçmeye çalışmalı, AKP de laiklik konusunu CHP'nin tekelinde bırakmamalıdır.
Kaynak
BUGÜN SEÇİM OLSA
AKP yüzde 54.1 CHP yüzde 18.9

Konda'nın Milliyet için yaptığı araştırmaya göre, 22 Temmuz seçimi sonrasında yaşananlar, AKP'nin oylarını yüzde 7.5 artırırken, CHP'nin oylarında yüzde 2 oranında bir düşüşe neden oldu.
2011'deki seçimde öncelikler değişecek
TARHAN ERDEM
Araştırmada deneklerin dörtte biri oy verirlerken, nisan ayında başlayan cumhurbaşkanı seçimlerindeki olayların kendisini ve başkalarını etkilediğini, dörtte biri ise kendisini de başkalarını da etkilemediğini söylemiştir. Deneklerin yüzde 40'ı da "Ben etkilenmedim ama, başkaları etkilendi" demektedir. İktidar partisine oy verdiğini söyleyenler, etkilenenlerin daha yüksek oranda olduğu kanısındadır.
Oysa, "Seçimlerde oyunu belirlerken hangi nedenlere öncelik verdiği" sorusu karşısında, deneklerin sadece yüzde 20'ye yakını, "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olması dileğini" iki öncelikten biri olarak saymıştır.
Seçim araştırmaları, cumhurbaşkanı seçimlerinden etkilenmenin daha az olduğunu gösteriyordu. Bu gerçeğe karşın, toplumda Anayasa Mahkemesi kararıyla sonlanan sürecin siyasal eğilimleri birinci öncelikle etkilediği yönündeki yaygın kanının sürdüğünü görmekteyiz. Öyle anlaşılıyor ki nesnel verilerin gösterdiği ne olursa olsun insanımız, "Cumhurbaşkanlığı seçimindeki olayların seçimlerde verilen oyları önemli ölçüde etkilediği ve AKP'nin oyunu artırdığı" efsanesinden siyasal sonuçlar çıkarmaya devam edecektir.
Seçmenlerin bilincini gösteren sorulardan biri, deneklerin hangi nedenlere öncelik vererek partilerini kararlaştırdıkları sorusunun cevaplarında görülmektedir.
Deneklerin beşte dördüne yakını oyunu, ekonomik durum ve beklentilerin belirlediğini söylemiştir. AKP'ye oy verenlerde bu oran daha yüksektir.
Bu verilerden, "ekmek parası" unsurunun 2007 seçimlerinin iktidarını belirlediğini çıkarıyorum. Ekonomik durum olumlu değerlendirilmeseydi, AKP güçlü biçimde iktidar olamayacaktı.
CHP'ye oy verenlerin yüzde 40'ından fazlası "laiklikle ilgili kaygıları" öne çıkarmaktadır. Bu bulgu, CHP'ye ana muhalefet görevini laiklikle ilgili kaygıların kazandırdığını göstermektedir. İktidarın laiklik anlayışından kuşku duyulmasaydı, CHP herhalde bugünkü sandalye sayısını bulamayacaktı!
Ancak laiklik kuşkuları CHP'yi yükseltmeye yetmez, 2011'de sonuç almak için beşte dördü ekonomik konuya öncelik veren seçmene, CHP'nin umut vermesi gereklidir.
Diğer yandan, AKP'nin dayandığı "ekmek parası unsuru" da kırılgandır. Yurttaşlar, 2001 ve gerisindeki 10 yılın yıkımıyla 2007'yi karşılaştırarak seçimlerde AKP'yi güçlendirdi. Önümüzdeki dört yılda, hiç de mütevazı olmayan kalkınma hızı hedefi yakalansa bile, 2007'deki mukayeseden oransal olarak daha geride kalınacaktır. Kaldı ki önümüzdeki 4 yıl, kuraklık ve küresel gelişmelerle parasal durumda gösterişli sonuçlar almak zordur. Bu nedenle AKP kendi yarattığı 2007 yılı iyimserliğiyle -bir anlamda kendisiyle- yarışacaktır.
Sonuç olarak, AKP ve CHP, 2007'de kendilerine bugünkü yeri kazandıran nedenleri birbirinin elinden alma mücadelesini verme durumundadırlar. Bu iki parti, önümüzdeki yıllarda, bugünkü oy kaynaklarını yanlarında bulundurma dikkatini gösterirlerken, CHP halkın ekmek parası beklentilerinde AKP'nin önüne geçmeye çalışmalı, AKP de laiklik konusunu CHP'nin tekelinde bırakmamalıdır.
Kaynak