| 365 Gün |

Kısaca şunu söylemek istiyorum milena : Etrafındakilerin o ulaşılmaz zekilikleri ile hayvanca sersemliklerine karşı senin haklı olduğuna inanmamış olsaydım bu kadar ilgilenebilir miydim seninle ?..Koskoca okyanusların dibindeki bir avuç toprak o baskıya nasıl dayanıyorsa sen de öyle dayanmalısın milena..Bugüne kadar insanlara tahammül edebileceğimi, yeryüzü ile başa çıkabileceğimi düşünmezdim hiç !..Ama sen şunu öğrettin bana ; Dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş...!​
 


Dudağına ‘‘öp’’ kala,
Durdu zaman.

Yalan,

‘‘Aşk bizi yavaşlatır sen kal’’ dedin,
Gittin.

Saat bize çeyrek vardı.
Beni sen geçti’n.





Henüz sarılmamış yaralara sarılmış uyurken ardındakinin yüreği.
Bana kalırsa;

‘‘Seni seviyorum’’ bir kelimeydi,
‘‘Seni’’ kökü bağladı sana beni.
 


Bir deniz hıçkırıyor ta içimde, dinle
Giderek yalçın kayalar, kumlar eriyor
Şimdi başbaşayım bir kıyıda kendimle
Ve bende var ettiğin o ben can veriyor
Seni arıyorum..

:rolleyes:

 
ZEVKİME GÖRE BİR MUHABBET NİHAYET .. (Oh be ) GELMEDİ İŞİME BEKLEMEK .
TERBİYE İHLAL OLDU
DURUMU BULDU STRES KONUYA DAHİL OLDU .
SANIRIM VADE DOLDU.
AVAM BİR KURGU
ADAMIN BİRİ VARMIŞ..
HUZURU YOKMUŞ. AKLINDA HAYATI ÇOK KURMUŞ .HAYATI SUKUT-I HAYAL OLMUŞ.. İLİKLERİ ERİMİŞ DONMUŞ .
BÜYÜYEN TOHUMLARIN SENİ BİR KESEKAĞIDI TAŞLA TAŞLAR OLMUŞ. HER BİR DOSTUN HAFİYE KURUMUYMUŞ.




İrem Delirdi .:rolleyes:
 


Bıçaklanmış bir çocukluktan damlayan kan izleri deşifre etti yalnızlığımı.
Kötü huylu tümörler yine yakaladı varlığımı.
Kanıyorum Jose, yarabandın var mı?



Hüzün bir din olsaydı, ben çıkardım bütün demokratik seçimlerden peygamber...
Mucizemi sorsalardı; seni işaret ederdim. İnanırlardı da, inan ki...
 


Umutların dürbünlü tüfekle avlanıldığı bir devirde ortalık yerde
bağırmıştım; seni seviyorum diye... Savaşın en kızıl bölgesinde bembeyaz
bir barıştın sadece. Kafa tasımı parçalayan bir mermi yetti bize.
Seni ben kirlettim, kan sıçrattım o masum yüzüne...




Çektiğim her nefes uyuşturucu, biraz daha öldürüyor beyin kıvrımlarımda kıstırdığı sana dair düşleri.
Oh, canıma değsin sevgilim. Ölüyoruz ! :sigara:
 


Bir kan pıhtısına saplanıp kaldım. Yüzme bilmiyorum. Biliyorum vakit de geç.
Kırmızı bisikletli kediler de çok ağlayacaklar şimdi.
Ve 21. yüzyılın koynunda jiletler de amacından sapıyor, insanlar gibi...


Ciğerime şarapnel parçaları saplanmışken, yüzüme tebessüm gibi yayılsın kanım.
Dönüp bakmasın bile hiç kimse.
Ben, bir kaldırımın kenarında böyle kanlar içinde, böyle sessizce bir ölüm arz ederim, gerekeni yap Rabbim...
 


Sen bana yalan söyledin.
Senin doğurduğun bir cümle,
Büyüdü, eli bıçak tuttu,
En erotik yerinden bıçakladı aşkı.
Aşk bağırdı sessiz bir komedi filminin
En gürültülü kahkaha efekti gibi
Aşk biraz da Şarlo'ya özenirdi
Sen kanlı festivallere ön grup olarak
Şehre geldiğin vakitlerde.


 


Bazen yaşamak;
ağır ve ağrılı bir ölüme sebebiyettir.

Hayat tıkılıp kaldığın bir fanus olduğunda
ölüm; tek nefes alma şeklidir.





Hangi şiir anlatabilir yokluğunu bilemiyorum. Varlığına kafiyelerim var.
Yokluğuna yok. Zirvene çıkan yolu kalbimle buluyorum. Eğer yolun yoksa,
ben gelip, öpüp geri dönüyorum ve ben her dönüşümde ayak izlerimi
senden bile saklıyorum.
 
Doğan dahil oluyor büyük maratona..
Esir eder bedenimi bu gece de paranoya ..
 


Şimdi tek tek sayıyorum hepsini...
Tek tek sayıklatırım bir gün her birini!

Yârla karışık yara yağarken bu gece yüreğime,
Anadan doğma canım da yansa
Sen daha da vur vurabildiğin kadar!

Ama ‘‘Demedi!’’ deme!

Sana yemin ederim,
Ben bir defa kalkarsam,
Giderim!

 
Rüyalarıma bir tek uyuyorken kavuşuyorsam.
Anladım ki; ölmek de zor değil.
 


Ben her şeye rağmen iyi olacağım..
Aşklara,
Kahpelere
Ve şairlere rağmen;
İyi olacağım..
Belki hiç olmadığım kadar iyi olurum
Belli olamadığım kadar şerefsiz bir isyan olur..
İsyan dediysem korkma hemen..
En fazla toplumu dışlarım kendimden
Ya da kafam atar dışlarım kendimi senden..
Ama şimdi değil
Uyumam ve gitmem gereken bir yol var..
Bilmem hangi rüyada uyanır
Hangi yöne dönerim
Ki muhakkak görüşürüz..
İyi davran kendine..​


 
benim buraya yakışabilecek bir aşk sözüm yok ama yanan bir kalbim var yeterse yettiği yere kadar...
 


Zordur benimle yürümek.
Bunu benimle yola çıkanlar bilir, hepsi yarı yolda gittiler.
Suç kimde (?)
Ben zoru seviyorum, onlar sevmiyor.
Yapacak bi şey yok.
Suçum var mı ? tabi ki var.
"Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam" .​

 
Oldukça bencilim bugün affet bu seferlik.
Ne üzgünüm eskisi kadar ve ne öyle kederli.
Olanlar hiç umrumda değil, unuttum temelli
..
 
Sorun sende değil
Sen hariç herkeste.
Sorun sende çünkü bir farkın yok herkesten.
Sorun sende değil yani sorun heryerde
 


Yaralarımızın payına kalan,
Kin davasıdır artık sevgilim.

Gönül geçince ‘‘Gelme beklemem!’’ ve ‘‘Bekleme gelmem!’’ dediğin o çoraktan:
Yaradaki kan da benim gibi kurudu çoktan.

‘‘Yalnızlık,âşıkların içindeki acının Türkçesidir.’’

Ben yazdım...
Sen de yazdır yüreğine bir yere!
Ben okudum...
Sen de okut gözlerine gecelerce!
Ben ezberledim...
Sen de ezberlet bedenine sessizce!

Bir daha görememek için seni,
Kurtulursam dönememek için sana,
Ayak bileklerimi kestim ben az önce...




Ya öldü de
Ya da artık süründüğümü düşün ömrünce.
Ama emin ol bundan böyle sana geri dönmeyeceğime!
 


Tırnaklarının arasında ayrılığa dair izler,

‘‘Hoşça kal’’dan kalma darplar aradılar teninde.

Oysa ki en çok geçmişle boğuşmuştur,düşünmediler.

Dün gece evinde ölü bulundu aşk,gizleme!

İtiraf et!

Sevdin sen de!

 


O aslında,haddinden fazla sevildi diye;
‘‘Yerleşmiş sevdasını,aşkın ana yurdunda inkâra yeltendi.’’

Nerede olduğunu ve kim olduğunu bilmeyen biri kadar kimliksiz artık,taşıdığı benlik.

Sevmek hayal gibi kaldı hayatımızda.
Kısacası her şey,
İki silik siluetin siyah beyaz fotoğrafı.

Bekleyişleri hep anlaşmalı,
Acıları da dayanılabilecek kadar ısmarlamaydı.

Kaygı,acı ve telaş birbirine karıştığında soldu mimozalar.
Sonra papatyanın fal bakabilen bir çiçek olduğuna inandım.

Şimdi özetle,
‘‘Uzun zaman oldu görüşmeyeli değil mi?’’ diyecek bahanemiz var artık o'nunla.
Denk gelinirse kullanılmaya hazır,bir kenarında ağzımızın.

 
Geri
Üst