Robinho [50]
2008-09 sezonunun en iyi 50 futbolcusunu sizlere gerisayımla tanıtıyoruz. Listeye ucundan giren futbolcu, Manchester Cityli sambacı Robinho.
Geçtiğimiz yıl bu vakitler, herhangi biri Robinho’nun birkaç ay içinde Manchester City’ye transfer olacağını söylese, inanan olmazdı. Ancak, transfer sezonunun bitmesine haftalar kala Ortadoğulu bir şirkete devrolan City, bir anda dünyanın en zengin kulübü oluverdi.
La Liga ve Süper Kupa’yı 2 sezon önce Real Madridle birlikte kazanmayı başaran Robinho ise, Cristiano Ronaldo'nun Manchester United'dan transfer edilmesi uğruna gözden çıkarılmıştı. Bu duruma bozulan Brezilyalı futbolcu, kendi isteğiyle takımdan ayrıldı.
İlk başta adı Scolari’nin Chelsea’siyle anılıyordu. Ancak, Manchester City’nin yaptığı 50 milyon avroluk Britanya rekoru teklifi görünce, bir an bile düşünmeden Chelsea’yi reddedip, Manchester'ın yolunu tutmasını bildi. Böylece, yetenekli futbolcu, Manchester City’nin hücum yollarındaki açık ara en önemli silahı haline geldi.
Robinho çok kötü bir performans göstermeyerek, sezonu 14 golle tamamlamış olsa da, takımı Manchester City, sezon içinde hem UEFA Kupası’na veda etti hem de Lig’de gelecek sezon Avrupa Kupaları’na katılacak bir sırada yer alamadı.
Öte yandan Robinho’nun milli takımda yaptıklarını görünce, sıkıntının O’ndan ziyade Manchester City’den kaynaklandığını düşünmek daha doğru oluyor. Brezilya Milli Takımı’nda Teknik Direktör Dunga’nın değişmezleri arasında yeralan golcü futbolcu, özellikle Şubat ayında Emirates Stadı'nda İtalya’ya karşı oynadıkları hazırlık maçında gösterdiği etkileyici performans ve attığı şık golle, ülkesi için ne kadar çok şey ifade ettiğini bir kez daha gösermiş oldu.
La Liga ve Süper Kupa’yı 2 sezon önce Real Madridle birlikte kazanmayı başaran Robinho ise, Cristiano Ronaldo'nun Manchester United'dan transfer edilmesi uğruna gözden çıkarılmıştı. Bu duruma bozulan Brezilyalı futbolcu, kendi isteğiyle takımdan ayrıldı.
İlk başta adı Scolari’nin Chelsea’siyle anılıyordu. Ancak, Manchester City’nin yaptığı 50 milyon avroluk Britanya rekoru teklifi görünce, bir an bile düşünmeden Chelsea’yi reddedip, Manchester'ın yolunu tutmasını bildi. Böylece, yetenekli futbolcu, Manchester City’nin hücum yollarındaki açık ara en önemli silahı haline geldi.
Robinho çok kötü bir performans göstermeyerek, sezonu 14 golle tamamlamış olsa da, takımı Manchester City, sezon içinde hem UEFA Kupası’na veda etti hem de Lig’de gelecek sezon Avrupa Kupaları’na katılacak bir sırada yer alamadı.
Öte yandan Robinho’nun milli takımda yaptıklarını görünce, sıkıntının O’ndan ziyade Manchester City’den kaynaklandığını düşünmek daha doğru oluyor. Brezilya Milli Takımı’nda Teknik Direktör Dunga’nın değişmezleri arasında yeralan golcü futbolcu, özellikle Şubat ayında Emirates Stadı'nda İtalya’ya karşı oynadıkları hazırlık maçında gösterdiği etkileyici performans ve attığı şık golle, ülkesi için ne kadar çok şey ifade ettiğini bir kez daha gösermiş oldu.
Parmak | Robinho gol attıktan sonra genelde böyle seviniyor.
25 yaşındaki futbolcunun yüksek formu, Güney Afrika’da düzenlenen Konfederasyon Kupası’nda da devam etti. Oynadığı etkili oyunla Brezilya’nın üçüncü defa bu kupayı kaldırmasını sağlarken, kendisi de kariyerinde bu sevince ikinci kez ortak oldu.
Robinho’nun geleceğine ilişkin spekülasyonlar şu sıra devam ediyor. Önümüzdeki sezon Avrupa arenasında oynamayacak olması, O’nun Chelsea ve Barcelona gibi ekiplerle anılmasına neden oluyor.
Robinho’nun bir diğer özelliği ise egosu! Defalarca dünyanın en iyisi olma isteğini dile getiren Cityli futbolcu, 2007-08 sezonu sırasında Copa America’da turnuvanın en iyi oyuncusu seçilmişti. Bu da, aşırı özgüveninin artmasına sebep olan etkenlerden bir tanesi.
City için çok önemli bir futbolcu olsa ve geçtiğimiz sezon iyi bir performans gösterse de, Robinho’nun Real’le kazandığı iki kupanın ardından İngiliz ekibinde herhangi bir başarı yakalayamamış olması, O’nun bu listede16 sıra gerileyerek 50. sırada kendisine yer bulmasına neden oldu. Ancak, eğer önümüzdeki sezon takımına inanarak, kararlı bir oyun ortaya koyarsa, ünlü Sambacı için başarının çok da uzaklarda olmadığını söylemek doğru olacak.
Robinho’nun geleceğine ilişkin spekülasyonlar şu sıra devam ediyor. Önümüzdeki sezon Avrupa arenasında oynamayacak olması, O’nun Chelsea ve Barcelona gibi ekiplerle anılmasına neden oluyor.
Robinho’nun bir diğer özelliği ise egosu! Defalarca dünyanın en iyisi olma isteğini dile getiren Cityli futbolcu, 2007-08 sezonu sırasında Copa America’da turnuvanın en iyi oyuncusu seçilmişti. Bu da, aşırı özgüveninin artmasına sebep olan etkenlerden bir tanesi.
City için çok önemli bir futbolcu olsa ve geçtiğimiz sezon iyi bir performans gösterse de, Robinho’nun Real’le kazandığı iki kupanın ardından İngiliz ekibinde herhangi bir başarı yakalayamamış olması, O’nun bu listede16 sıra gerileyerek 50. sırada kendisine yer bulmasına neden oldu. Ancak, eğer önümüzdeki sezon takımına inanarak, kararlı bir oyun ortaya koyarsa, ünlü Sambacı için başarının çok da uzaklarda olmadığını söylemek doğru olacak.
2008-09 BAŞARILARI
Real Madrid
Süper Kupa, 2008
Brezilya
Konfederasyon Kupası, 2009
Marco Motta [49]
2008-2009 sezonunun en iyi 50 futbolcusunu tanıtmaya devam ediyoruz. 49. sırada, Udinese’den Roma’ya transfer olan Marco Motta bulunuyor…
Bu sene transfer piyasasında fazla canlı olmayan Roma, yine de Udinese’den Marco Motta’yı bonservisinin yarısıyla birlikte renklerine katmayı başardı.
Geçen sezonun yarısını Roma’da kiralık olarak geçiren futbolcu, Cicinho’nun sakatlığıyla beraber kendisine takımda yer buldu ve başkent ekibine çok çabuk adapte oldu. Özellikle Şampiyonlar Ligi’ndeki Arsenal maçlarında dikkati çeken Motta, deplasmandaki maçta neredeyse bir gole imza atıyordu. İç sahada ise, sol bek Riise ile beraber, Juan’ın sakatlığına rağmen savunmanın toparlanmasını sağladılar. Ancak Roma, İngiliz ekibine penaltı atışları sonucu elenmekten kurtulamadı.
Avrupa’da elde ettiği bu tecrübeyle ligde de yıldızlaşan Motta, Roma’nın pek de iyi geçmeyen sezonunda öne çıkmayı başaran isimlerden biri oldu.
Motta; Giovinco ve Balotelli gibi isimlerin de bulunduğu İtalya U21 Milli Takımı ile İsveç’teki Avrupa Şampiyonası’nda da yer aldı. Burada elde edilecek bir başarıyla, Romalı futbolcu için sezon çok daha güzel sona erebilirdi. Ancak Gök Mavililer, birtakım taktiksel hataların bedelini ödeyerek yarı finalde Almanya karşısında turnuvaya veda ettiler. UEFA, bu turnuvada iz bırakan 10 oyuncudan biri olarak Marco Motta’yı gösterdi.
Geçen sezonun yarısını Roma’da kiralık olarak geçiren futbolcu, Cicinho’nun sakatlığıyla beraber kendisine takımda yer buldu ve başkent ekibine çok çabuk adapte oldu. Özellikle Şampiyonlar Ligi’ndeki Arsenal maçlarında dikkati çeken Motta, deplasmandaki maçta neredeyse bir gole imza atıyordu. İç sahada ise, sol bek Riise ile beraber, Juan’ın sakatlığına rağmen savunmanın toparlanmasını sağladılar. Ancak Roma, İngiliz ekibine penaltı atışları sonucu elenmekten kurtulamadı.
Avrupa’da elde ettiği bu tecrübeyle ligde de yıldızlaşan Motta, Roma’nın pek de iyi geçmeyen sezonunda öne çıkmayı başaran isimlerden biri oldu.
Motta; Giovinco ve Balotelli gibi isimlerin de bulunduğu İtalya U21 Milli Takımı ile İsveç’teki Avrupa Şampiyonası’nda da yer aldı. Burada elde edilecek bir başarıyla, Romalı futbolcu için sezon çok daha güzel sona erebilirdi. Ancak Gök Mavililer, birtakım taktiksel hataların bedelini ödeyerek yarı finalde Almanya karşısında turnuvaya veda ettiler. UEFA, bu turnuvada iz bırakan 10 oyuncudan biri olarak Marco Motta’yı gösterdi.
Lippi'nin gündeminde | İtalya'nın yeni sağ beki Motta olabilir.
Ancak zaman akıp gidiyor ve Motta’nın, Konfederasyon Kupası’ndaki hezimetten sonra İtalya Milli Takımı’na genç isimler alacağını söyleyen Marcello Lippi’nin inceleme listesinde olduğu kuşkusuz biliniyor. İtalyan teknik adamın neler yapacağını göreceğiz. Zambrotta’nın, kariyerinin sonuna gelmesiyle, Azzurriler’in bek pozisyonları için Interli genç yıldız Santon ile Motta’dan daha iyi alternatif yok gibi gözüküyor.
Fabiano [48]
Goal.com'un "2008/2009'un en iyi 50 futbolcusu" için gerisayımı devam ediyor. Sıralamanın 48. basamağında, Sevilla'da bu sezon kimseleri pek heyecanlandırmamakla beraber, Brezilya Millî Takımı'yla döktüren Luis Fabiano var.
Sevilla'nın golcü oyuncusu Luis Fabiano, bu yaz Konfederasyon Kupası'nda gösterdiği performansla başta Milan olmak üzere birçok Avrupa devinin listesine girmeyi başardı.
Fabiano, bir önceki sezon 44 maçta 34 gol atmasına karşın, Schuster'in Real Madrid'i tarafından istenmişti. Ancak Fabiano kendisine ilgi gösterilmemesini hiç dert etmemiş ve Sevilla forması için yapabileceğinin en iyisini yapmak istediğini göstermişti. 2011'e kadar sözleşmesini uzatan Brezilyalı, İspanyol vatandaşlığına da geçerek bu ülkede daha uzun seneler kalmak istediğini ortaya koydu.
Geçtiğimiz sezon Fabiano, ilk 10 maçta sadece üç gol atarak kariyerinin en kötü başlangıçlarından birisini yaptı. Brezilyalı oyuncu için işler nedense hiç yolunda gitmedi ve taraftarların, gerçek Fabiano'yu görmesi için, yeni yılı beklemeleri gerekti. Ocak ayının gelmesiyle beraber Fabiano eski formuna kavuşmayı başardı. O ay 4 maçta 3 gol atan Fabiano, ligde 26 maçta 8 gol atarak Sevilla'daki en kötü ikinci sezonunu geçirdi.
Ancak giydiği forma Brezilya forması olunca Fabiano bambaşka bir görünü çiziyor. Konfederasyon Kupası'nda tam anlamıyla yıldızını yeniden parlatan Fabiano, Brezilya'nın 2008-09 sezonunda 11 maçında sahaya çıkarak 13 gol atmayı başardı. Fabiano ayrıca Konfederasyon Kupası'nda Altın Ayakkabı ödülünü de alarak Eto'o, David Villa, Agüero, Ibrahimovic gibi en üst düzey golcülerden birisi olduğunu kanıtladı.
Fabiano, bir önceki sezon 44 maçta 34 gol atmasına karşın, Schuster'in Real Madrid'i tarafından istenmişti. Ancak Fabiano kendisine ilgi gösterilmemesini hiç dert etmemiş ve Sevilla forması için yapabileceğinin en iyisini yapmak istediğini göstermişti. 2011'e kadar sözleşmesini uzatan Brezilyalı, İspanyol vatandaşlığına da geçerek bu ülkede daha uzun seneler kalmak istediğini ortaya koydu.
Geçtiğimiz sezon Fabiano, ilk 10 maçta sadece üç gol atarak kariyerinin en kötü başlangıçlarından birisini yaptı. Brezilyalı oyuncu için işler nedense hiç yolunda gitmedi ve taraftarların, gerçek Fabiano'yu görmesi için, yeni yılı beklemeleri gerekti. Ocak ayının gelmesiyle beraber Fabiano eski formuna kavuşmayı başardı. O ay 4 maçta 3 gol atan Fabiano, ligde 26 maçta 8 gol atarak Sevilla'daki en kötü ikinci sezonunu geçirdi.
Ancak giydiği forma Brezilya forması olunca Fabiano bambaşka bir görünü çiziyor. Konfederasyon Kupası'nda tam anlamıyla yıldızını yeniden parlatan Fabiano, Brezilya'nın 2008-09 sezonunda 11 maçında sahaya çıkarak 13 gol atmayı başardı. Fabiano ayrıca Konfederasyon Kupası'nda Altın Ayakkabı ödülünü de alarak Eto'o, David Villa, Agüero, Ibrahimovic gibi en üst düzey golcülerden birisi olduğunu kanıtladı.
İki ayrı Fabiano | Milli Takım'da, Sevilla'dakinden çok daha iyiydi.
Fabiano'nun milli takımda ayrı, Sevilla'da ayrı perfromans sergilemesi Brezilya'nın Kaka, Robinho, Elano gibi hücuma çok destek veren oyuncularla dolu olmasına bağlanıyor. Fabiano'nun geçtiğimiz sezon en iyi yüksek performansını ortaya koyduğu maç, kuşkusuz, Brezilya'nın Portekiz'i 6-2 yendiği karşılaşma. Fabiano bu maçta üç gol atarak hazırlık karşılaşması da olsa takımına anlamlı bir galibiyet kazandırmıştı.
Fabiano'nun Sevilla'da yeterince gol bulamamasının nedenlerinin başında Manolo Jimenez'in kapalı oyun sistemi gösteriliyor. Endülüs temsilcisi geçtiğimiz sezon sadece 54 gol atabildi.
Fabiano; Pato, Ronaldo, Adriano gibi göze hoş gelen hareketler yapan ve top ayağına her geldiğinde taraftarı heyecanlandıracak bir yapıya sahip olmayabilir; ancak bir nokta santrfor olarak görevini fazlasıyla yerine getiriyor.
Sevilla'nın elinde ısrarla tutmaya çalıştığı Fabiano'nun sözleşmesinde 30 milyon avroluk satın alma opsiyonu bulunuyor. Sevilla her ne kadar oyuncusunu elinde tutmaya çalışsa da Brezilyalı, daha büyük bir takımın formasını giymeyi çok istiyor. 28 yaşında artık kariyerinin son demlerine yaklaşan Fabiano, Konfederasyon Kupası'nda gösterdiği performansın kendisi için çok önemli bir fırsat olduğunu biliyor ve daha büyük bir arenada forma giyme fırsatını değerlendirmeyi arzuluyor.
2008-09 BAŞARILARI
Brezilya
FIFA Konfederasyon Kupası, 2009
Bireysel
FIFA Konfederasyon Kupası Altın Ayakkabı (5 gol), 2009
FIFA Konfederasyon Kupası Gümüş Top, 2009
Fabiano'nun Sevilla'da yeterince gol bulamamasının nedenlerinin başında Manolo Jimenez'in kapalı oyun sistemi gösteriliyor. Endülüs temsilcisi geçtiğimiz sezon sadece 54 gol atabildi.
Fabiano; Pato, Ronaldo, Adriano gibi göze hoş gelen hareketler yapan ve top ayağına her geldiğinde taraftarı heyecanlandıracak bir yapıya sahip olmayabilir; ancak bir nokta santrfor olarak görevini fazlasıyla yerine getiriyor.
Sevilla'nın elinde ısrarla tutmaya çalıştığı Fabiano'nun sözleşmesinde 30 milyon avroluk satın alma opsiyonu bulunuyor. Sevilla her ne kadar oyuncusunu elinde tutmaya çalışsa da Brezilyalı, daha büyük bir takımın formasını giymeyi çok istiyor. 28 yaşında artık kariyerinin son demlerine yaklaşan Fabiano, Konfederasyon Kupası'nda gösterdiği performansın kendisi için çok önemli bir fırsat olduğunu biliyor ve daha büyük bir arenada forma giyme fırsatını değerlendirmeyi arzuluyor.
2008-09 BAŞARILARI
Brezilya
FIFA Konfederasyon Kupası, 2009
Bireysel
FIFA Konfederasyon Kupası Altın Ayakkabı (5 gol), 2009
FIFA Konfederasyon Kupası Gümüş Top, 2009
Michel Bastos [47]
Goal.com 50'nin 47. sırası, geçtiğimiz günlerde 18 milyon avroya Lille'den Lyon'a transfer olan Brezilyalı Michel Bastos var. 2008/2009 sezonu boyunca çok parlak bir performans göstermesine karşın milli takıma giremeyen Bastos, kaderini Lyon'da değiştirmeye hazırlanıyor.
Brezilya'da yeteneğini duyuramayan Lille'in sol bek oyuncusu Michel Bastos, gösterdiği performansla Fransa Ligi'nin geleceği en parlak yıldızlarından birisi oldğuunu ortaya koydu.
Bastos'un geçtiğimiz sezon Lille'e yaptığı katkıyı anlayabilmek için istatistiklere bakmak yeterli. Brezilyalı oyuncı attığı 14 golle takımının en skorer ismi oldu. 25 yaşındaki oyuncu ayrıca yaptığı 9 asistle takımının üst sıralara tırmanmasında büyük pay sahibi oldu.
Sol bekte de oynasa sol kanatta da olsa Bastos kendisine verilen hücuma katkı sağlama işini sonuna kadar yerine getirdi. Top sürme yeteneğini çok iyi kullanan Bastos, Lille takımı daha kalteli bir forvete sahip olsaydı, yaptığı asistleri iki katına çıkarabilirdi. Dolayısıyla bu sezon Lyon'da çok daha etkili bir Bastos izlememiz yüksek olasılık.
Bastos geçtiğimiz sezon yılın oyuncusu ödülüne aday gösterilme onurunu yaşadı. Ancak bu ödülü Bordeaux'dan Gourcuff'e kaptıran Brezilyalı, yılın takımındaki yeriniyse doğal olarak aldı.
Brezilyalı'nın bir diğer özelliği de serbest vuruşları. Bastos, tıpkı Juninho gibi mesafe tanımaksızın kullandığı serbest vuruşlarla rakip kalecilein korkulu rüyası oldu. Bastos'un sezon başında Lyon'a 35 metreden attığı serbest vuruş golü, Fransa'da "Bastos mu?, Juninho mu?" sorusunun bile sorulmasına neden oldu.
Fransa'da gösterdiği başarılı performansa karşın Bastos, henüz milli kadroya girebilmiş değil. Buna sebep olarak Brezilya'nın daha büyük liglerden gelen oyuncuları oynatma geleneğinin sürmesi gösteriliyor. Ama Dunga, Lille'de böyle bir oyuncu olduğunu unutmuş değil. Brezilya'nın hocası, daha önce yaptığı bir açıklamada "Kendisini tanıyorum. Çok hızlı ve sert şutları var. Kadroya girebilmesi için istikrarlı bir performans sergilemesi gerekiyor. Bu şekilde oynamaya devam ederse milli takıma girecektir" demişti.
Bastos'un geçtiğimiz sezon Lille'e yaptığı katkıyı anlayabilmek için istatistiklere bakmak yeterli. Brezilyalı oyuncı attığı 14 golle takımının en skorer ismi oldu. 25 yaşındaki oyuncu ayrıca yaptığı 9 asistle takımının üst sıralara tırmanmasında büyük pay sahibi oldu.
Sol bekte de oynasa sol kanatta da olsa Bastos kendisine verilen hücuma katkı sağlama işini sonuna kadar yerine getirdi. Top sürme yeteneğini çok iyi kullanan Bastos, Lille takımı daha kalteli bir forvete sahip olsaydı, yaptığı asistleri iki katına çıkarabilirdi. Dolayısıyla bu sezon Lyon'da çok daha etkili bir Bastos izlememiz yüksek olasılık.
Bastos geçtiğimiz sezon yılın oyuncusu ödülüne aday gösterilme onurunu yaşadı. Ancak bu ödülü Bordeaux'dan Gourcuff'e kaptıran Brezilyalı, yılın takımındaki yeriniyse doğal olarak aldı.
Brezilyalı'nın bir diğer özelliği de serbest vuruşları. Bastos, tıpkı Juninho gibi mesafe tanımaksızın kullandığı serbest vuruşlarla rakip kalecilein korkulu rüyası oldu. Bastos'un sezon başında Lyon'a 35 metreden attığı serbest vuruş golü, Fransa'da "Bastos mu?, Juninho mu?" sorusunun bile sorulmasına neden oldu.
Fransa'da gösterdiği başarılı performansa karşın Bastos, henüz milli kadroya girebilmiş değil. Buna sebep olarak Brezilya'nın daha büyük liglerden gelen oyuncuları oynatma geleneğinin sürmesi gösteriliyor. Ama Dunga, Lille'de böyle bir oyuncu olduğunu unutmuş değil. Brezilya'nın hocası, daha önce yaptığı bir açıklamada "Kendisini tanıyorum. Çok hızlı ve sert şutları var. Kadroya girebilmesi için istikrarlı bir performans sergilemesi gerekiyor. Bu şekilde oynamaya devam ederse milli takıma girecektir" demişti.
Artık Lyon'da | Bastos Lyon'da popülaritesini arttırma şansına sahip olacak.
Milli takım, Lyon'un çiçeği burnunda yıldızı için çok çok önemli bir yere sahip. Bastos, daha önce Le Parisien'e verdiği bir demeçte "Performansımla belki milli takıma seçilebilirim ama bu çok zor olacaktır. İnsanlar benim hakkımda Dunga'nın konuşmasına rağmen Brezilya'da neden tanınmadığımı merak ediyor. Bunun değişmesini sağlayacağım" ifadelerini kullanmıştı.
Lille'de oynamak Bastos'un milli takım hayalleri için bir handikap yaratıyor. Ancak Brezilyalı'nın önümüzdeki sezon Lyon forması giyecek olması, bu gidişatı değiştirebilir.
2008/2009 BAŞARILARI
Bireysel
Fransa Ligi'nde asist kralı
Lille'de oynamak Bastos'un milli takım hayalleri için bir handikap yaratıyor. Ancak Brezilyalı'nın önümüzdeki sezon Lyon forması giyecek olması, bu gidişatı değiştirebilir.
2008/2009 BAŞARILARI
Bireysel
Fransa Ligi'nde asist kralı
John Terry [46]
2008-2009 sezonunun en iyi 50 oyuncusundaki gerisayıma, Chelsea savunmasının lideri John Terry ile devam ediyoruz…
2007-2008 sezonunun sonunda oynanan Şampiyonlar Ligi finali, iki İngiliz ekibi Chelsea ile Manchester United’ı karşı karşıya getirdiğinden, tarihi bir öneme sahipti. Ancak Maviler’in kaptanı John Terry için bu final, seri penaltılarda kaçırdığı vuruşla, takımını belki de şampiyonluktan ettiği için, her zaman zihinsel bir işkence olacak.
Ancak ‘aslan yürekli’ stoper, medyadan gelen bütün eleştirilere kulaklarını tıkayarak 2008-2009 sezonuna harika bir başlangıç yaptı ve hem İngiltere’de hem de Avrupa arenasında form grafiğini istikrarlı şekilde yükseltti. Ayrıca, kaptan olarak, bu dönemde takımı yöneten iki teknik adamın da kulübe alışmasına yardımcı oldu. Terry’nin bu yükselişinde, ona milli takım kaptanlığını veren Fabio Capello’nun da katkısının büyük olduğu kesin.
Geçtiğimiz sezon, bütün Chelsealiler gibi Terry de iki farklı antreman tipine uyum göstermek zorunda kaldı: daha sonradan, düşüşünün sebebi olarak takımdaki oyuncuların ağırlığını gösterecek olan Luiz Felipe Scolari’nin uzlaşmaz, otoriter stili ve sezon ortasında gelen Guus Hiddink’in sakin, terbiyeli ve taktik ağırlıklı tarzı.
Scolari döneminde John Terry, Şampiyonlar Ligi’nde iç sahada oynanan Roma maçında ortaya müthiş bir futbol koymuştu. Karşılaşmada baştan sonra Roma üstün oynamasına rağmen, Chelsea kaptanının golü, İngiliz takımına üç puanı getirmişti.
Ancak ‘aslan yürekli’ stoper, medyadan gelen bütün eleştirilere kulaklarını tıkayarak 2008-2009 sezonuna harika bir başlangıç yaptı ve hem İngiltere’de hem de Avrupa arenasında form grafiğini istikrarlı şekilde yükseltti. Ayrıca, kaptan olarak, bu dönemde takımı yöneten iki teknik adamın da kulübe alışmasına yardımcı oldu. Terry’nin bu yükselişinde, ona milli takım kaptanlığını veren Fabio Capello’nun da katkısının büyük olduğu kesin.
Geçtiğimiz sezon, bütün Chelsealiler gibi Terry de iki farklı antreman tipine uyum göstermek zorunda kaldı: daha sonradan, düşüşünün sebebi olarak takımdaki oyuncuların ağırlığını gösterecek olan Luiz Felipe Scolari’nin uzlaşmaz, otoriter stili ve sezon ortasında gelen Guus Hiddink’in sakin, terbiyeli ve taktik ağırlıklı tarzı.
Scolari döneminde John Terry, Şampiyonlar Ligi’nde iç sahada oynanan Roma maçında ortaya müthiş bir futbol koymuştu. Karşılaşmada baştan sonra Roma üstün oynamasına rağmen, Chelsea kaptanının golü, İngiliz takımına üç puanı getirmişti.
Büyük Kaptan | Terry artık Chelsea'nin en önemli demirbaşı
Tecrübeli stoper, Hiddink’in yönetiminde de Avrupa arenasında başarılıydı. Nisan ayında Nou Camp deplasmanından 0-0’la dönen Chelsea, geçtiğimiz sezon bu stattan gol yemeden ayrılan ilk takım oldu. Barça’da Henry-Messi-Eto’o üçlüsünün sezon 100’den fazla gol attığı düşünülürse, bu skorun ne kadar anlamlı olduğu anlaşılabilir.
Hiddink döneminde, Maviler’de önemli derecede gelişme kaydedildi. En önemlisi, Scolari döneminde bozulan birlik havası tekrar oluşturuldu. Takım, Manchester United’a Premier Lig şampiyonluğunu kaptırsa da, Federasyon Kupası’nda finale çıkmayı başardı. Finalde, Terry bir kez daha çok başarılı bir performans sergiledi. Oyunu çok iyi okudu, her zaman durması gerekten yerde oldu ve takımını kupada şampiyonluğa taşıyan isim oldu.
Hiddink döneminde, Maviler’de önemli derecede gelişme kaydedildi. En önemlisi, Scolari döneminde bozulan birlik havası tekrar oluşturuldu. Takım, Manchester United’a Premier Lig şampiyonluğunu kaptırsa da, Federasyon Kupası’nda finale çıkmayı başardı. Finalde, Terry bir kez daha çok başarılı bir performans sergiledi. Oyunu çok iyi okudu, her zaman durması gerekten yerde oldu ve takımını kupada şampiyonluğa taşıyan isim oldu.
2008-09 BAŞARILARI
Chelsea
İngiltere Federasyon Kupası, 2008-09
Bireysel
FIFPro İlk 11, 2008
Chelsea
İngiltere Federasyon Kupası, 2008-09
Bireysel
FIFPro İlk 11, 2008
Mohamed Aboutrika [45]
2008-09 sezonunun en iyi 50 futbolcusunda geri sayım devam ediyor. 45. sırada Al Ahly’nin Mısırlı yıldız oyunkurucusu Mohamed Aboutrika var.
Geçen sezonun genel performansını göze aldığımızda Mohamed Aboutrika, kulübünün ve milli takımının standartlarını belki yükseltemedi; ancak başarılı performansıyla övgüyü hak etmeyi başardı.
Hücuma yönelik oynayan Aboutrika, şu an Mısır futbolu için çok büyük önemli bir yere sahip. Takımına yerel ligde şampiyonluğu getiren futbolculardan bir tanesi olmasına rağmen, Afrika Şampiyonlar Ligi’nde Mısır'ın, Angola'ya elenmesine engel olamadı..
Sezonun son haftasında attığı golle takımının şampiyonluğa ulaşmasını sağlayan 30 yaşındaki oyuncu, sezon başında Al Ahly formasıyla Afrika Süper Kupası’na da uzanmıştı.
Aboutrika, vizyon, beceri ve gol yollarındaki becerisi ile çok yönlü bir futbolcu. Al Ahly’de olduğa kadar milli takımda da olmazsa olmazlar arasında gösteriliyor. Mısır formasıyla 2006 ve 2008’de Afrika Uluslar Kupası’nı kaldıran futbolcu, Dünya Kupası ve geçen ay Güney Afrika’da düzenlenen Konfederasyon Kupası’nda da görev almıştı.
Mısır, Dünya Kupası Elemeleri’nde pek iyi durumda değildi. İki maçta aldığı bir beraberlik ve bir mağlubiyetle 3. Grup’ta sıkıntılı bir konumdaydı. Ancak Aboutrika, umudunu henüz kaybetmeyen Kuzey Afrika temsilcisi formasıyla Ruanda maçında gösterdiği performansla, takımının ilk galibiyetini alarak tekrar iddialı konuma gelmesinde büyük pay sahibi oldu. Şu an Mısır 4 puanla lider Cezayir’in 3 puan gerisinde yer alıyor.
Hücuma yönelik oynayan Aboutrika, şu an Mısır futbolu için çok büyük önemli bir yere sahip. Takımına yerel ligde şampiyonluğu getiren futbolculardan bir tanesi olmasına rağmen, Afrika Şampiyonlar Ligi’nde Mısır'ın, Angola'ya elenmesine engel olamadı..
Sezonun son haftasında attığı golle takımının şampiyonluğa ulaşmasını sağlayan 30 yaşındaki oyuncu, sezon başında Al Ahly formasıyla Afrika Süper Kupası’na da uzanmıştı.
Aboutrika, vizyon, beceri ve gol yollarındaki becerisi ile çok yönlü bir futbolcu. Al Ahly’de olduğa kadar milli takımda da olmazsa olmazlar arasında gösteriliyor. Mısır formasıyla 2006 ve 2008’de Afrika Uluslar Kupası’nı kaldıran futbolcu, Dünya Kupası ve geçen ay Güney Afrika’da düzenlenen Konfederasyon Kupası’nda da görev almıştı.
Mısır, Dünya Kupası Elemeleri’nde pek iyi durumda değildi. İki maçta aldığı bir beraberlik ve bir mağlubiyetle 3. Grup’ta sıkıntılı bir konumdaydı. Ancak Aboutrika, umudunu henüz kaybetmeyen Kuzey Afrika temsilcisi formasıyla Ruanda maçında gösterdiği performansla, takımının ilk galibiyetini alarak tekrar iddialı konuma gelmesinde büyük pay sahibi oldu. Şu an Mısır 4 puanla lider Cezayir’in 3 puan gerisinde yer alıyor.
Büyülemişti | Aboutrika'yı son olarak Konfederasyon Kupası'nda izleyerek bayılmıştık
Dünya Kupası’ndaki geleceklerini bir yana bırakırsak, Mısır’ın Konfederasyon Kupası’nda gösterdiği performans da takdire şayandı. Gruptaki ilk karşılaşmasında Brezilya’ya kök söktürmesine rağmen 4-3 mağlup olan ekip, İtalya karşısında etkili bir oyunla sahadan 1-0 galip ayrılarak, son Dünya Şampiyonu’nu üzmeyi bildi. Bu maçta Aboutrika’nın asistinde Mohamed Homos topu ağlara gönderen futbolcu olmuştu. Al Ahlyli yıldız, Brezilya karşısında yaptığı asistlerle de turnuvanın en iyi oyuncuları arasında gösterilmişti.
Bu arada, sezon başında Cezayir gazetesi Le Buteur’un yaptığı ankette, Aboutrika en iyi Arap futbolcu ödülüne layık görülmüştü. Al Ahly’yle gösterdiği başarılı performansın üstüne Konfederasyon Kupası’nın da yıldızları arasına girince, Goal.com da O’na hak ettiği gibi bu listede yer verdi.
Bu arada, sezon başında Cezayir gazetesi Le Buteur’un yaptığı ankette, Aboutrika en iyi Arap futbolcu ödülüne layık görülmüştü. Al Ahly’yle gösterdiği başarılı performansın üstüne Konfederasyon Kupası’nın da yıldızları arasına girince, Goal.com da O’na hak ettiği gibi bu listede yer verdi.
2008–09 BAŞARILARI
Al Ahly
Mısır Şampiyonluğu 2009
CAF Süper Kupası 2009
Bireysel
Le Buteur Gazetesi En İyi Arap Futbolcu Ödülü 2008
Al Ahly
Mısır Şampiyonluğu 2009
CAF Süper Kupası 2009
Bireysel
Le Buteur Gazetesi En İyi Arap Futbolcu Ödülü 2008
Arjen Robben [44]
Goal.com, 2008-2009'un en iyi 50 oyuncusunu geriye doğru tek tek saymaya devam ediyor. Sırada, kötü başladığı sezonu iyi bitiren ve bizim oylamamızda 44. basamağa yerleşen Real Madrid'in Hollandalı yıldızı Arjen Robben var.
2008-2009 sezonu başlarken kendisinden çok şeyler beklenen Arjen Robben’in üzerinde büyük bir baskı vardı. Robinho’nun son anda ayrılaran City'ye geçmesinden sonra, takımı sürüklemesi beklenen yıldız isim olarak Robben gösteriliyordu.
Öte yandan, 2007’de Chelsea’den 36 milyon avroya alınan oyuncu, ilk sezonunda vasat bir futbol ortaya koymuştu. Sakatlık sorunlarını yenmesi ve ilk sezon aldığı eleştirileri karşılaması da gerekliydi.
Gelgelelim 25 yaşındaki oyuncu, sezona çok da iyi giremedi. Real Madrid, sezon başında Süper Kupa eşleşmesinde Valencia’yı mağlup etmeyi başardı. Ancak Robben, hem bu iki maçta hem de La Liga’nın ilk yarısının genelinde vasatı aşmayı başaramadı. Takımın bütünü gibi, Hollandalı yıldız da beklentileri karşılayamıyordu. Üstelik, takımın itici gücü olacağı öngörüldüğü için Robben, tepki gören isimler arasında başı çekiyordu.
Bu süreçte ünlü kanat oyuncusu için tek olumlu gelişme, arka arkaya maç oynaması ve kondisyonunu arttırması oldu. Nitekim Hollandalı futbolcu, bunun meyvelerini ligin ikinci yarısında topladı. Yılbaşında takımın hocalığını Bernd Schuster’den devralan Juande Ramos, Robben'i sol kanattan sağ kanada çekti.
10 Aralık’tan 18 Ocak’a kadar oynanan 5 karşılaşmada, Robben attığı 4 gol ve yaptığı 3 asistle yıldızlaşmayı başardı. Bu sayısal verileri geri kalan bölümde koruyamasa da, Robben, zaman zaman yaptığı patlamalarla dünya çapında bir kanat oyuncusu olduğunu ispatlamayı başardı.
Öte yandan, 2007’de Chelsea’den 36 milyon avroya alınan oyuncu, ilk sezonunda vasat bir futbol ortaya koymuştu. Sakatlık sorunlarını yenmesi ve ilk sezon aldığı eleştirileri karşılaması da gerekliydi.
Gelgelelim 25 yaşındaki oyuncu, sezona çok da iyi giremedi. Real Madrid, sezon başında Süper Kupa eşleşmesinde Valencia’yı mağlup etmeyi başardı. Ancak Robben, hem bu iki maçta hem de La Liga’nın ilk yarısının genelinde vasatı aşmayı başaramadı. Takımın bütünü gibi, Hollandalı yıldız da beklentileri karşılayamıyordu. Üstelik, takımın itici gücü olacağı öngörüldüğü için Robben, tepki gören isimler arasında başı çekiyordu.
Bu süreçte ünlü kanat oyuncusu için tek olumlu gelişme, arka arkaya maç oynaması ve kondisyonunu arttırması oldu. Nitekim Hollandalı futbolcu, bunun meyvelerini ligin ikinci yarısında topladı. Yılbaşında takımın hocalığını Bernd Schuster’den devralan Juande Ramos, Robben'i sol kanattan sağ kanada çekti.
10 Aralık’tan 18 Ocak’a kadar oynanan 5 karşılaşmada, Robben attığı 4 gol ve yaptığı 3 asistle yıldızlaşmayı başardı. Bu sayısal verileri geri kalan bölümde koruyamasa da, Robben, zaman zaman yaptığı patlamalarla dünya çapında bir kanat oyuncusu olduğunu ispatlamayı başardı.
İyi toparladı | Robben sezonu 7 gol 6 asistle kapattı.
Sezonun ikinci yarısında aldığı tek eleştiri ise, fazla bencil oynaması oldu. Hattâ bu nedenle Real Madrid’deki vatandaşlarından Klaas-Jan Huntelaar ile arası açıldı. Ancak özgüvenini tamamen kazanmış ve form tutmuş Robben’den, daha azı beklenemezdi.
Hollandalı futbolcu, sezonu 7 golle tamamladı. 2008-2009 sezonu, onun kariyerinde en fazla gol attığı ikinci sezon oldu. 29 lig maçında 6 da asist yapan Robben’in iyi bir sezon çıkardığı söylenebilir. Ancak gerçekten bir dünya yıldızı olabilmesi için, istikrarsızlık ve sakatlık sorunlarını da artık aşması gerekiyor.
Geçen sezon oynadığı maç sayısına bakılınca, Robben’in artık uzun süreli sakatlıkları atlattığının ve ‘camdan adam’ imajını sileceğinin işaretlerini gördüğümüzü söyleyebiliriz. 2010 Dünya Kupası yaklaşıyorken, bu imaj değişikliği, bir an evvel tamamına ererse, Hollandalı yıldız açısından iyi olacak...
2008-2009 BAŞARILARI
Real Madrid
2008 İspanya Süper Kupası şampiyonluğu
Hollandalı futbolcu, sezonu 7 golle tamamladı. 2008-2009 sezonu, onun kariyerinde en fazla gol attığı ikinci sezon oldu. 29 lig maçında 6 da asist yapan Robben’in iyi bir sezon çıkardığı söylenebilir. Ancak gerçekten bir dünya yıldızı olabilmesi için, istikrarsızlık ve sakatlık sorunlarını da artık aşması gerekiyor.
Geçen sezon oynadığı maç sayısına bakılınca, Robben’in artık uzun süreli sakatlıkları atlattığının ve ‘camdan adam’ imajını sileceğinin işaretlerini gördüğümüzü söyleyebiliriz. 2010 Dünya Kupası yaklaşıyorken, bu imaj değişikliği, bir an evvel tamamına ererse, Hollandalı yıldız açısından iyi olacak...
2008-2009 BAŞARILARI
Real Madrid
2008 İspanya Süper Kupası şampiyonluğu
Mesut Özil [43]
2008-2009'un bize göre en iyi 50 futbolcusunun gerisayımını sürdürüyoruz. 43. sırada, tanıdık bir isim, Türk asıllı Alman orta saha oyuncusu Mesut Özil var. Werder Bremen formasıyla UEFA Kupası'nda final oynayan Özil, bu sezon Bundesliga'nın da en çok dikkat çeken isimleri arasında yeraldı.
Bundesliga'nın başarılı takımlarından Schalke'nin yöneticileri, geçtiğimiz sezon başında cuzi bir bedelle ellerinden çıkardıkları Mesut Özil için herhâlde kafalarını taşlara çok vurmuşlardır. Gelsenkirchen'de dünyaya gelen Mesut, daha 17 yaşındayken bu şehrin futbol kulübünün A takımıyla idmanlara çıkmaya başlamıştı. Türk asıllı oyuncuyla Schalke arasında yeni sözleşme görüşmeleri sırasında yaşanan anlaşmazlığın ardından Werder Bremen harkete geçmiş ve hem kulübünü hem de Mesut'u ikna ederekbu oyuncuyu renklerine katmıştı.
Geçtiğimiz sezon Mesut ve Werder Bremen için son derece iyi geçti. Üç kupa finalinde de yer alan Mesut Özil, ortaya koyduğu başarılı futbolla değerine değer kattı.
Werder Bremen için Bundesliga oldukça iyi başlamıştı. Mesut'un yıldızının parladığı maç ise Werder'in deplasmanda Bayern Münih'i 5-2 mağlup ettiği maçtı. Bu karşılaşmada fileleri iki kere havalandıran Mesut, maçın yıldızı seçildi. Bremen mızıkacıları, sezonun kalan kısmında taraftarını hayal kırıklığnıa uğratsalar da, Mesut Özil'in gösteriği performans, takımıyla Almanya Kupası ve UEFA'daki final maçlarında oynadığı futbol alkış topladı.
Almanya Kupası Finali'nde Leverkusen'i 1-0 mağlup eden Werder Bremen'in tek golünü atan Mesut, takımına kupayı kazandırmanın zevkini yaşadı.
Geçtiğimiz sezon Mesut ve Werder Bremen için son derece iyi geçti. Üç kupa finalinde de yer alan Mesut Özil, ortaya koyduğu başarılı futbolla değerine değer kattı.
Werder Bremen için Bundesliga oldukça iyi başlamıştı. Mesut'un yıldızının parladığı maç ise Werder'in deplasmanda Bayern Münih'i 5-2 mağlup ettiği maçtı. Bu karşılaşmada fileleri iki kere havalandıran Mesut, maçın yıldızı seçildi. Bremen mızıkacıları, sezonun kalan kısmında taraftarını hayal kırıklığnıa uğratsalar da, Mesut Özil'in gösteriği performans, takımıyla Almanya Kupası ve UEFA'daki final maçlarında oynadığı futbol alkış topladı.
Almanya Kupası Finali'nde Leverkusen'i 1-0 mağlup eden Werder Bremen'in tek golünü atan Mesut, takımına kupayı kazandırmanın zevkini yaşadı.
Panzer oldu | Mesut bütün ısrarlara karşın Alman Milli Takımı'nı tercih etmişti
Geçtiğimiz sezon ayrıca genç oyuncunun hangi milli takımı seçeceği de büyük tartışma konusu olmuş; ancak Mesut, "Son kararım Alman Milli Takımı'dır" diyerek bu tartışmalara son noktayı koyarak Norveç'le oynanan hazırlık maçında sahaya çıkmıştı. Karar sürecinde Türk Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, Mesut'u ikna etmek için bir hayli yoğun çaba sarfetmiş; ancak genç futbolcu, tercihini Panzerler'den yana kullanmıştı. Özil'in Almanya kararı Türkiye'de bu oyuncuya yönelik bir nefret dalgası yaratırken, Alman politakıclar ise oyuncunun bu kararını, entegrasyon politikasının olumlu sonuçlandığını gösterdiği argümanıyla övgüyle karşılamıştı. Öyle ki Alman Yeşiller Partisi Başkanı Claudia Roth, "Özil'in Almanya'yı seçmesi son derece olumlu bir işaret. Kendisi Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk'e örnek teşkil edebilir" açıklamasında bulunmuştu.
Bundesliga bitmesine rağmen Mesut Özil için sezon bitmemişti. Almanya U21 takımında Avrupa Şampiyonası'na katılan Mesut, takımının İspanya'yla oynadığı ve 0-0 sona eren karşılaşmada maçın yıldızı seçildi. Ardından Almanya'nın Finlandiya'yı 2-0 yendiği maçta ise iki golün asistini yapan Mesut Özil, finalde ise futbolseverlere tam anlamıyla bir şok izletti. Almanya ezeli rakibi İngiltere'yi 4-0'la geçerken Mesut, 1 gol atıp 2 de asist yapınca doğal olarak maçın oyuncusu seçildi. Mesut sezonu, tüm turnuvalarda 27 asistle kapattı.
Mesuti için Arsenal ve Manchester City gibi takımların ismi geçse de Werder'in Diego'dan sonra bir hücum silahını daha satması beklenmiyor.
2008-09 BAŞARILARI
Werder Bremen
UEFA Kupası ikinciliği, 2009
Almanya Kupası, 2009
Almanya U21
Avrupa Şampiyonluğu, 2009
Werder Bremen
UEFA Kupası ikinciliği, 2009
Almanya Kupası, 2009
Almanya U21
Avrupa Şampiyonluğu, 2009
Patrice Evra [42]
Goal.com’un 2008-09 sezonunun en iyi oyuncuları sıralamasında, 42 numarada kendisine yer bulan isim Manchester Unitedlı Patrice Evra oldu.
2007-08 sezonunda hem Premier Lig’de hem de Şampiyonlar Ligi’nde şampiyonluğa ulaşan Evra için, bu unvanları korumaya çalışmak hiç de kolay olmadı. Her ne kadar United, Barcelona karşısında bu sezon Şampiyonlar Ligi finalinde kaybetmiş olsa da, Fransız milli futbolcunun sezon içerisinde gösterdiği performans, O’nun dünyadaki sayılı sol bekler arasında olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Üçüncü Premier Lig şampiyonluğunun yanısıra, sezon içerisinde Lig Kupası ve Dünya Kulüpler Kupası’nda da mutlu sona ulaşan 28 yaşındaki futbolcu, takımının gol yememe rekoru kırdığı seride de büyük pay sahibiydi.
Geçtiğimiz sezona United’la olan kontratını uzatarak başlayan Evra, ligin hemen başında üst üste 14 maç oynayarak sezona iyi bir giriş yaptı. Evra ayrıca, United'ın Stoke City’yle oynadığı karşılaşmada da sahadaki yerini almıştı. Bu maçla başlayan seride United kalecisi Edwin van der Sar tam 1311 dakika gol yemeyerek, önemli bir rekora imza attı.
Stamford Bridge’de oynanan karşılaşmada kendisini kontrol edemeyen Fransız oyuncu, gördüğü kırmızı kartın ardından 5 Aralık'ta verilen cezayla 4 karşılaşmada forma giyemedi.
Ardından Japonya’nın yolunu tutan Manchester, Dünya Kulüpler Şampiyonası finalinde Liga de Quito’yu yenerek, Evra’nın boynuna bir madalya daha takılmasını sağladı. Ancak, sakatlıklar ve cezalar yüzünden uzunca bir süre takımındaki yerini alamayan Senegal doğumlu futbolcu için, yerinde oynayan John O’Shea’nin de form tutmasıyla, işler çok da yolunda gitmez hâlde gelmişti.
Üçüncü Premier Lig şampiyonluğunun yanısıra, sezon içerisinde Lig Kupası ve Dünya Kulüpler Kupası’nda da mutlu sona ulaşan 28 yaşındaki futbolcu, takımının gol yememe rekoru kırdığı seride de büyük pay sahibiydi.
Geçtiğimiz sezona United’la olan kontratını uzatarak başlayan Evra, ligin hemen başında üst üste 14 maç oynayarak sezona iyi bir giriş yaptı. Evra ayrıca, United'ın Stoke City’yle oynadığı karşılaşmada da sahadaki yerini almıştı. Bu maçla başlayan seride United kalecisi Edwin van der Sar tam 1311 dakika gol yemeyerek, önemli bir rekora imza attı.
Stamford Bridge’de oynanan karşılaşmada kendisini kontrol edemeyen Fransız oyuncu, gördüğü kırmızı kartın ardından 5 Aralık'ta verilen cezayla 4 karşılaşmada forma giyemedi.
Ardından Japonya’nın yolunu tutan Manchester, Dünya Kulüpler Şampiyonası finalinde Liga de Quito’yu yenerek, Evra’nın boynuna bir madalya daha takılmasını sağladı. Ancak, sakatlıklar ve cezalar yüzünden uzunca bir süre takımındaki yerini alamayan Senegal doğumlu futbolcu için, yerinde oynayan John O’Shea’nin de form tutmasıyla, işler çok da yolunda gitmez hâlde gelmişti.
Kötü puan | Aaron Lennon, Evra'yı bir hayli üzmüştü.
Ayrıca, Mart’ın ilk gününde Tottenhamlı Aaron Lennon’un, Evra’nın kanadını koridora çevirmesi, 2006’da 6.5 milyon avro karşılığında Monaco’dan transfer edilen futbolcu için pek hoş olmadı. Ancak, başarılı bir futbolcu, böylesine kötü performansların etkisinde fazla kalmayarak kuşkusuz kısa sürede kendisini toparlar. Nitekim Şampiyonlar Ligi Yarı Finali’nde Arsenalli Theo Walcott’a karşı gösterdiği performans, Evra'nın önceki haftalarda topladığı kötü puanları bir anda siliverdi. Final ise Manchester adına pek iyi geçmedi. Defansın ortasındaki ikili Ferdinand ve Vidic’in takım oyunundan düşmeleri, Barça’nın 2-0’lık galibiyetine yardım etti.
Tevez ve Ronaldo’yu kaybeden Manchester için gelecek sezon çok da rahat olmayacak. Ancak, Evra, sol kanadın hakimiyetini eline geçirmiş durumda ve bırakmaya da hiç niyeti yok.
2008-09 BAŞARILARI
Manchester United
Community Shield, 2008
FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası, 2008
Lig Kupası, 2009
Premier Lig, 2009
Tevez ve Ronaldo’yu kaybeden Manchester için gelecek sezon çok da rahat olmayacak. Ancak, Evra, sol kanadın hakimiyetini eline geçirmiş durumda ve bırakmaya da hiç niyeti yok.
2008-09 BAŞARILARI
Manchester United
Community Shield, 2008
FIFA Dünya Kulüpler Şampiyonası, 2008
Lig Kupası, 2009
Premier Lig, 2009
Aly Cissokho [41]
2008-09 sezonunun en başarılı performansları listemizde gerisayım devam ediyor. 41 numarada karşımıza çıkan isim ise, bu sezon transfer döneminin en çok konuşulan isimlerinden Portolu Aly Cissokho.
Geçen yıl bu zamanlar, değil herhangi biri, Cissokho’nun annesi bile, oğlunun 12 ay sonra dünyanın en çok istenen sol bekleri arasına gireceğini hayal edemezdi. Bilindiği gibi Portolu futbolcunun Milan’a transferi, geçtiğimiz günlerde son anda iptal oldu.
Cissokho’nun hikâyesi, 2 Haziran 2008’de Fransa ikinci lig takmlarından Gueugnon’dan, Portekiz’in Vitoria de Setubal takımına transferiyle başladı. Setubal, maddi sıkıntılarla boğuşan ve ligde kalmayı hedefleyen bir ekipti. Aly Cissokho’nun, bu takımda kendisini gösterip, düzenli oynamaya başlaması fazla zaman almadı. Bu andan itibaren de devreye, sol bekte oyuncu sıkıntısı çeken Porto devreye girdi. Bir süre başarılı sol beki takip eden Porto, 9 Ocak 2009’da 300 bin avro karşılığında, şimdi 15 milyon avro fiyat biçtiği bu futbolcuyu kadrosuna katmış oldu.
Porto’da da kendisine yer bulmakta sıkıntı çekmeyen futbolcu, performansını sürekli yükseltirken, özellikle de Porto'nun Şampiyonlar Ligi ikinci turunda oynadığı Atletico Madrid maçındaki oyunuyla kendisini ilk kez uluslararası futbol kamuoyuna tanıtmış oldu. Ama oynadığı futbolla en çok göz kamaştırdığı maç, çeyrek finalde Manchester United’a karşılaşmasıydı. Old Trafford’da 2-2 berabere biten maçta gösterdiği performansın ardından, üç ay içerisinde bu kadar büyük bir aşama kaydeden Cissokho’da farklı bir şeyler olduğunu görmek çok da güç değildi.
Cissokho’nun hikâyesi, 2 Haziran 2008’de Fransa ikinci lig takmlarından Gueugnon’dan, Portekiz’in Vitoria de Setubal takımına transferiyle başladı. Setubal, maddi sıkıntılarla boğuşan ve ligde kalmayı hedefleyen bir ekipti. Aly Cissokho’nun, bu takımda kendisini gösterip, düzenli oynamaya başlaması fazla zaman almadı. Bu andan itibaren de devreye, sol bekte oyuncu sıkıntısı çeken Porto devreye girdi. Bir süre başarılı sol beki takip eden Porto, 9 Ocak 2009’da 300 bin avro karşılığında, şimdi 15 milyon avro fiyat biçtiği bu futbolcuyu kadrosuna katmış oldu.
Porto’da da kendisine yer bulmakta sıkıntı çekmeyen futbolcu, performansını sürekli yükseltirken, özellikle de Porto'nun Şampiyonlar Ligi ikinci turunda oynadığı Atletico Madrid maçındaki oyunuyla kendisini ilk kez uluslararası futbol kamuoyuna tanıtmış oldu. Ama oynadığı futbolla en çok göz kamaştırdığı maç, çeyrek finalde Manchester United’a karşılaşmasıydı. Old Trafford’da 2-2 berabere biten maçta gösterdiği performansın ardından, üç ay içerisinde bu kadar büyük bir aşama kaydeden Cissokho’da farklı bir şeyler olduğunu görmek çok da güç değildi.
Hızlı çıktı | Cissokho'nun adı çok kısa bir sürede herkesçe bilinir oldu
Porto, Şampiyonlar Ligi'ne, çeyrek finalde United'a elenerek veda ettiyse de, yerel ligde sezon devam etti. Cissokho da takımının hem ligde şampiyonluğa ulaşmasında hem de Portekiz Kupası’nı kaldırmasında takımına büyük katkı sağladı.
Sezon sonu geldiğinde bir adım daha atması gerektiğini düşünen Cissokho, Porto’daki geleceğinin belirsiz olduğunu söyleyerek, takımdan ayrılabileceğinin ilk sinyallerini verdi. Ardından 15 milyon avroluk teklifle Porto’nun kapısını çalan Milan, bu transferi neredeyse bitirmişti. Ancak, İtalyan devi, sağlık kontrolüne aldığı Cissokho'dan, bir diş rahatsızlığı nedeniyle son dakikada vazgeçti.
Milan'ın devreden çıkmasının ardından Lyon, Tottenham ve Hamburg, bu oyuncuyu kadrosuna katmayı isteyen takımlardan birkaçı olarak gösterilmeye başladı. Büyük olasılıkla Lyon’a gideceği tahmin edilen Cissokho, şu an transfer piyasasının en çok istenen savunma oyuncuları arasında yeralıyor. Öte yandan oyuncu alıp satmada oldukça başarılı olan Porto'nun, Cissokho’daki gelişimin devam edeceğini düşünerek, O’nu bir yıl daha elinde tutup, gelecek yaz daha yüksek bir fiyata satmayı hedefleyebileceği de konuşulanlar arasında.
Peki Cissokho, büyük bir Avrupa ekibinde oynayacak kapasiteye sahip mi? Kesinlikle, evet! Listemizde kendisine bulduğu yeri, bugüne dek yalnızca dört Şampiyonlar Ligi maçı oynamasına karşın bu kadar etkili olması bile başlı başına hak etmesini sağlıyor.
2008-09 BAŞARILARI
FC Porto
Portekiz Ligi, 2009
Portekiz Kupası, 2009
Sezon sonu geldiğinde bir adım daha atması gerektiğini düşünen Cissokho, Porto’daki geleceğinin belirsiz olduğunu söyleyerek, takımdan ayrılabileceğinin ilk sinyallerini verdi. Ardından 15 milyon avroluk teklifle Porto’nun kapısını çalan Milan, bu transferi neredeyse bitirmişti. Ancak, İtalyan devi, sağlık kontrolüne aldığı Cissokho'dan, bir diş rahatsızlığı nedeniyle son dakikada vazgeçti.
Milan'ın devreden çıkmasının ardından Lyon, Tottenham ve Hamburg, bu oyuncuyu kadrosuna katmayı isteyen takımlardan birkaçı olarak gösterilmeye başladı. Büyük olasılıkla Lyon’a gideceği tahmin edilen Cissokho, şu an transfer piyasasının en çok istenen savunma oyuncuları arasında yeralıyor. Öte yandan oyuncu alıp satmada oldukça başarılı olan Porto'nun, Cissokho’daki gelişimin devam edeceğini düşünerek, O’nu bir yıl daha elinde tutup, gelecek yaz daha yüksek bir fiyata satmayı hedefleyebileceği de konuşulanlar arasında.
Peki Cissokho, büyük bir Avrupa ekibinde oynayacak kapasiteye sahip mi? Kesinlikle, evet! Listemizde kendisine bulduğu yeri, bugüne dek yalnızca dört Şampiyonlar Ligi maçı oynamasına karşın bu kadar etkili olması bile başlı başına hak etmesini sağlıyor.
2008-09 BAŞARILARI
FC Porto
Portekiz Ligi, 2009
Portekiz Kupası, 2009
Juan Sebastian Veron [40]
2008/2009 sezonunun en iyi 50 futbolcusunu geriden başlayarak saymaya devam ediyoruz. Listemizin 40. sırasında, bu sezon Estudiantes'te âdetâ yeniden dünyaya gelen Juan Sebastian Veron var.
Manchester United'da bekleneni veremeyen Veron'u transfer listesine koyan Alex Ferguson, Arjantinli oyuncunun ağır sözlerinden nasibini almıştı. Ama en iyi intikam tarzı, size yapılanlara rağmen dimdik ayakta kalabilmek. Alex Ferguson ve Veron dimdik ayakta kalmayı başardı. Ferguson, son yıllarda Manchester United'a büyük başarılar kazandırırken, Veron da eski takımı Estudiantes'te kariyerinin en iyi günlerini geçirmeye devam ediyor.
2007 yılında Chelsea'den Estudiantes'e transfer olan Veron, geçtiğimiz sezonlarda sakatlığı nedeniyle çok fazla verimli olamamıştı. Ama bu sezon tam anlamıyla Veron'un sezonu oldu.
Geçtiğimiz yaz Güney Amerika'da yılın futbolcusu seçilen Veron, Estudiantes''i de o eski başarılı günlerine geri götürdü. Veron, sakat olmayıp oynayabildiği maçlarda ortaya koyduğu futbolla Estudiantes'i Apertura'da yedinciliğe, Clausura'da altıncılığa taşıdı.
Ama daha da önemlisi Veron'un Libertadores Kupası'nda takımı için yaptıklarıydı. Libertad'ı 3-0 yendikleri maçta üç golün ikisine yaptığı asistlerle takımına turu getiren isim olmuştu.
2007 yılında Chelsea'den Estudiantes'e transfer olan Veron, geçtiğimiz sezonlarda sakatlığı nedeniyle çok fazla verimli olamamıştı. Ama bu sezon tam anlamıyla Veron'un sezonu oldu.
Geçtiğimiz yaz Güney Amerika'da yılın futbolcusu seçilen Veron, Estudiantes''i de o eski başarılı günlerine geri götürdü. Veron, sakat olmayıp oynayabildiği maçlarda ortaya koyduğu futbolla Estudiantes'i Apertura'da yedinciliğe, Clausura'da altıncılığa taşıdı.
Ama daha da önemlisi Veron'un Libertadores Kupası'nda takımı için yaptıklarıydı. Libertad'ı 3-0 yendikleri maçta üç golün ikisine yaptığı asistlerle takımına turu getiren isim olmuştu.
Çıtayı yükseltti | Veron, takımını Libertadores'te zirveye taşıyan isimdi.
Çeyrek finalde ise Veron, takımının 1-0 kazadığı Defensor Sporting maçının tek golünün asistini, kullandığı serbet vuruştan yapmıştı. Estudiantes'in Nacional'i geçtiği yarı finallerin neredeyse tamamını kaçıran Veron, Cruzeiro'yla oynayacakları final serisi için enerjisini depolamıştı. Estudiantes, Libertadores Kupası'nı en son tam 39 yıl önce kazanmıştı. O tarihten 5 yıl sonra da Veron dünyaya gelmiş ve her zaman taraftarı olduğu Estudiantes'in Libertadores zaferine daha önce hiç tanık olamamıştı. Final serisinde Estudiantes, Cruzeiro'yu da geçerken, kupa Veron'un ellerinde havaya yükseldi.
Veron ayrıca Arjantin Milli Takımı'na geri dönmenin keyfini de yaşıyor. Maradona'nın Riquelme'yi defterden silmesi üzerine Veron, Arjantin'in orta sahadaki beyni oldu. 2010 Dünya Kupası'nda 35 yaşındaki Veron'u Arjantin formasıyla göreceğimize kimsenin şüphesi yok.
Listemizde 40. sıraya koyduğumuz Veron, Goal.com'un en iyi 50 oyuncu listesine giren Avrupa dışındaki ender oyunculardan birisi oldu.
Veron'un İngiltere'de gösterdiği performansı göz önüne alıp tecrübeli yıldızın isminin üstüne çarpu işareti koyanlar, şimdi bir daha bakmalı... Parma ve Lazio'da gösterdiği performansını bilenler, O'nu tekrar hatırlamalı ve Arjantin'de kendisini her hafta izleme fırsatı bulanlar da dünyanın en şanslı taraftarlarından birisi olduklarını unutmamalılar.
2008-09 BAŞARILARI
Estudiantes
Libertadores Kupası 2009
Bireysel
Yılın Güney Amerikalı futbolcusu 2008
Veron ayrıca Arjantin Milli Takımı'na geri dönmenin keyfini de yaşıyor. Maradona'nın Riquelme'yi defterden silmesi üzerine Veron, Arjantin'in orta sahadaki beyni oldu. 2010 Dünya Kupası'nda 35 yaşındaki Veron'u Arjantin formasıyla göreceğimize kimsenin şüphesi yok.
Listemizde 40. sıraya koyduğumuz Veron, Goal.com'un en iyi 50 oyuncu listesine giren Avrupa dışındaki ender oyunculardan birisi oldu.
Veron'un İngiltere'de gösterdiği performansı göz önüne alıp tecrübeli yıldızın isminin üstüne çarpu işareti koyanlar, şimdi bir daha bakmalı... Parma ve Lazio'da gösterdiği performansını bilenler, O'nu tekrar hatırlamalı ve Arjantin'de kendisini her hafta izleme fırsatı bulanlar da dünyanın en şanslı taraftarlarından birisi olduklarını unutmamalılar.
2008-09 BAŞARILARI
Estudiantes
Libertadores Kupası 2009
Bireysel
Yılın Güney Amerikalı futbolcusu 2008
Landon Donovan [39]
Yıllardır potansiyelini sahaya yansıtamadığı için eleştirilen Los Angeles Galaxy’nin yıldızı, bu sezon beklenen patlamayı yaptı. Goal.com'un 2008/2009 sezonunun en iyi futbolcusu listesinin 39. sırasında Landon Donovan var.
Landon Donovan, son yıllarda ABD futbolunun yetiştirdiği en büyük yetenek olarak göze çarpıyor. Hızı, becerisi ve tecrübesiyle çok tehlikeli bir forvet oyuncusu olan Donovan, henüz 27 yaşında ve şimdiden ABD Milli Takımı tarihinin en çok gol atan ismi.
2008 yılı Donovan için çok iyi geçti. Ancak Kaliforniya ekibinin o kadar da güzel bir sezon geçirdiği söylenemez. David Beckham’ın gelişi, teknik direktörlüğe Ruud Gullit’in getirilmesi (ve kısa bir süre sonra istifa etmesi!) gibi gelişmelerle birlikte, Los Angeles Galaxy, 2008 yılında üçüncü kez arka arkaya play-offları kaçırdı. Buna rağmen, Donovan, attığı 20 golle hem kariyerinin zirvesine çıktı, hem de MLS’nin gol kralı olmayı başardı.
MLS tatile girdikten sonra, 27 yaşındaki futbolcunun üçüncü Avrupa macerası başladı. Yeni yıla Bayern Münih’te kiralık olarak giren Donovan, hazırlık maçlarında attığı gollerle dikkat çekti. Ancak resmi maçlarda beklenen başarıyı sağlayamayınca, Bayern, Luca Toni ve Miroslav Klose’nin yedeği olarak, O'nun yerine Ivica Olic’i almayı tercih eti. Münih ekibinin başkanı Karl-Heinz Rummenigge, bu tercihle ilgili olarak yaptığı açıklamada, Donovan'ın, ‘genç santrfor seçeneği’ olarak çok yaşlı olduğunu düşündüklerini ifade etmişti.
MLS’de 2009 sezonuna iyi giren LA Galaxy, arka arkaya 10 maç boyunca yenilgi yüzü görmedi. Donovan da bu maçlarda gayet iyiydi; ancak O'nun ismini esasen dünyaya yeniden duyuran, Konfederasyon Kupası’nda gösterdiği performans oldu.
2008 yılı Donovan için çok iyi geçti. Ancak Kaliforniya ekibinin o kadar da güzel bir sezon geçirdiği söylenemez. David Beckham’ın gelişi, teknik direktörlüğe Ruud Gullit’in getirilmesi (ve kısa bir süre sonra istifa etmesi!) gibi gelişmelerle birlikte, Los Angeles Galaxy, 2008 yılında üçüncü kez arka arkaya play-offları kaçırdı. Buna rağmen, Donovan, attığı 20 golle hem kariyerinin zirvesine çıktı, hem de MLS’nin gol kralı olmayı başardı.
MLS tatile girdikten sonra, 27 yaşındaki futbolcunun üçüncü Avrupa macerası başladı. Yeni yıla Bayern Münih’te kiralık olarak giren Donovan, hazırlık maçlarında attığı gollerle dikkat çekti. Ancak resmi maçlarda beklenen başarıyı sağlayamayınca, Bayern, Luca Toni ve Miroslav Klose’nin yedeği olarak, O'nun yerine Ivica Olic’i almayı tercih eti. Münih ekibinin başkanı Karl-Heinz Rummenigge, bu tercihle ilgili olarak yaptığı açıklamada, Donovan'ın, ‘genç santrfor seçeneği’ olarak çok yaşlı olduğunu düşündüklerini ifade etmişti.
MLS’de 2009 sezonuna iyi giren LA Galaxy, arka arkaya 10 maç boyunca yenilgi yüzü görmedi. Donovan da bu maçlarda gayet iyiydi; ancak O'nun ismini esasen dünyaya yeniden duyuran, Konfederasyon Kupası’nda gösterdiği performans oldu.
Yıllanmış şarap | Donovan, yeteneğine tecrübe eklendikçe parlıyor.
Donovan, bu turnuvadaki ilk maçında İtalyan defansına oldukça zor anlar yaşattı. Penaltıdan kaydettiği gol, Amerika’yı, bir kişi eksik olmasına rağmen İtalya karşısında öne geçirmişti. Takım arkadaşları Altidore ve Bradley günlerinde olsalardı, bu fark daha da artabilirdi. Bu gerçekleşmeyince, İtalya sahadan 3-1’lik galibiyetle ayrıldı. Ancak hem hücumda hem savunmada gösterdiği gayret ve bitmek bilmez enerjisiyle Donovan, Güney Afrika’ya kendisini kanıtlamaya geldiğini belli etmişti.
İkinci maçta, ABD’nin maça iyi başlayamamasına ve gittikçe kötüleşmesine rağmen, Donovan’ın performansı düşmedi. Bu maçta kanatta görev yapan oyuncu, orta sahada oynadığı dönemleri hatırlattı.
Mısır karşısındaki son maçta ise, Donovan, içinde bulunduğu her pozisyonu çok tehlikeli hâle getirdi. ABD, bu maçta gruptan çıkması için gerekli olan farkı yakalamayı başardı. Ölümcül paslar atan Donovan, duran toplarda da çok etkiliydi.
Yine de asıl patlama, 2-0 kazanılan İspanya maçında gerçekleşti. Donovan, gol atamasa da, takımını bir maestro gibi yöneterek İspanyollar’ın verimliliğini azalttı. Dempsey’nin golünde verdiği pas harikaydı.
Ünlü golcü, Brezilya ile oynanan final maçında ise bu kez bitiriciliğini konuşturdu. Koşularıyla Sambacılar’ın savunmasını mahveden Donovan, attığı iki golle yine yıldızlaşmayı başardı.
Donovan’a kariyeri boyunca en sık yöneltilen eleştiri, MLS’te çok uzun süre top oynamasıyla ilgiliydi. Ancak buna rağmen O, Amerikan liginin en iyi futbolcularından biri ve Konfederasyon Kupası’ndaki performansıyla da bunu ispatladı.
Avrupa’da oynamak istediğini daha önceden açıklayan Landon Donovan, geçtiğimiz günlerde Goal.com’a yaptığı açıklamada, Konfederasyon Kupası’ndan sonra bazı teklifler aldığını söylemişti. Ancak, Donovan’ın bonservisi, Milan’a transfer olan Oguchi Onyewu gibi elinde değil ve kulübü de onu ucuza kaptırmak istemeyecektir.
Önümüzdeki dönemde ne olacağı bilinmez; ancak Landon Donovan’ın, kariyerinde yeni bir döneme girdiği ve ilgiyi üstünde topladığı kesin. ABD Milli Takımı, 2010 Dünya Kupası’na onun önderliğinde gidecek.
2008-2009 BAŞARILARI
Bireysel
Honda ABD Milli Takımı’nda Yılın Oyuncusu 2008
MLS Altın Onbiri 2008
MLS Altın Ayakkabı 2008
İkinci maçta, ABD’nin maça iyi başlayamamasına ve gittikçe kötüleşmesine rağmen, Donovan’ın performansı düşmedi. Bu maçta kanatta görev yapan oyuncu, orta sahada oynadığı dönemleri hatırlattı.
Mısır karşısındaki son maçta ise, Donovan, içinde bulunduğu her pozisyonu çok tehlikeli hâle getirdi. ABD, bu maçta gruptan çıkması için gerekli olan farkı yakalamayı başardı. Ölümcül paslar atan Donovan, duran toplarda da çok etkiliydi.
Yine de asıl patlama, 2-0 kazanılan İspanya maçında gerçekleşti. Donovan, gol atamasa da, takımını bir maestro gibi yöneterek İspanyollar’ın verimliliğini azalttı. Dempsey’nin golünde verdiği pas harikaydı.
Ünlü golcü, Brezilya ile oynanan final maçında ise bu kez bitiriciliğini konuşturdu. Koşularıyla Sambacılar’ın savunmasını mahveden Donovan, attığı iki golle yine yıldızlaşmayı başardı.
Donovan’a kariyeri boyunca en sık yöneltilen eleştiri, MLS’te çok uzun süre top oynamasıyla ilgiliydi. Ancak buna rağmen O, Amerikan liginin en iyi futbolcularından biri ve Konfederasyon Kupası’ndaki performansıyla da bunu ispatladı.
Avrupa’da oynamak istediğini daha önceden açıklayan Landon Donovan, geçtiğimiz günlerde Goal.com’a yaptığı açıklamada, Konfederasyon Kupası’ndan sonra bazı teklifler aldığını söylemişti. Ancak, Donovan’ın bonservisi, Milan’a transfer olan Oguchi Onyewu gibi elinde değil ve kulübü de onu ucuza kaptırmak istemeyecektir.
Önümüzdeki dönemde ne olacağı bilinmez; ancak Landon Donovan’ın, kariyerinde yeni bir döneme girdiği ve ilgiyi üstünde topladığı kesin. ABD Milli Takımı, 2010 Dünya Kupası’na onun önderliğinde gidecek.
2008-2009 BAŞARILARI
Bireysel
Honda ABD Milli Takımı’nda Yılın Oyuncusu 2008
MLS Altın Onbiri 2008
MLS Altın Ayakkabı 2008
Giuseppe Rossi [38]
Goal.com, 2008-2009 sezonunun en iyi 50 futbolcusunu tanıtmaya devam ediyor. Tüm Goal.com versiyonlarnın editörlerinden oluşan jürinin oylamasıyla listeye 38. sıradan giren isim, Villareal'de oynayan İtalyan golcü Guiseppe Rossi oldu.
2008-09 sezonunun Rossi için birçok açıdan iyi geçtiğini söyleyebiliriz. Forlan'ı Atletico Madrid'e satan Villarreal'in, Rossi'yi Manchester United'dan 10 milyon avro karşılığında almasıyla beraber ABD kökenli İtalyan oyuncunun kariyerinde yeni bir sayfa açmış oldu. Geçtiğmiiz sezon 28 maçta 11 kez fileleri havalandıran Rossi, Villarreal kariyerine iyi bir başlangıç yaptı.
Artık Real'i çalıştıran Manuel Pellegrini'nin ekibi, geçtiğimiz sezon La Liga'nın ikinci yarısında 17 maçta sadece bir kez mağlup olurken, Çok iyi bir performans sergileyerek üst sıraları zorladı. 22 yaşındaki oyuncuysa, Villarreal'in sistemine ilk başlarda uyum sağlamakta zorlansa da, ilerleyen haftalarda Llorente'yle harika bir ikili olmayı başardı.
Aalborg karşısında hat-trick yapan Rossi, Şampiyonlar Ligi'ndeki grup müsabakalarında toplam altı gol atmayı başardı. Villareal, Rossi'nin eski takımı Manchester United'la oynadığı maça kadar mağlubiyet yüzü görmedi. Villarreal geride bıraktığımız sezon bekleneni veremese de, Rossi'nin yokluğunda sanırız bu ekip, La Liga'yı 5. sırada tamamlayamaz ve UEFA Avrupa Ligi biletini de elde edemezdi.
Panathinaikos'u Rossi'nin golüyle geçerek Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kalan Villarreal'in rakibi Arsenaldi. Arsenal, İspanyol temsilcisinin Avrupa seferine nokta koyarken, Rossi'nin gol atabileceği tek yer olarak İspanya kalmıştı. Ancak Rossi, bir anda susmuştu. İtalyan golcü, ligin son 15 maçında fileleri havalandıramamış ve taraftarının kafasında soru işaretleri yaratmaya başlamıştı.
Artık Real'i çalıştıran Manuel Pellegrini'nin ekibi, geçtiğimiz sezon La Liga'nın ikinci yarısında 17 maçta sadece bir kez mağlup olurken, Çok iyi bir performans sergileyerek üst sıraları zorladı. 22 yaşındaki oyuncuysa, Villarreal'in sistemine ilk başlarda uyum sağlamakta zorlansa da, ilerleyen haftalarda Llorente'yle harika bir ikili olmayı başardı.
Aalborg karşısında hat-trick yapan Rossi, Şampiyonlar Ligi'ndeki grup müsabakalarında toplam altı gol atmayı başardı. Villareal, Rossi'nin eski takımı Manchester United'la oynadığı maça kadar mağlubiyet yüzü görmedi. Villarreal geride bıraktığımız sezon bekleneni veremese de, Rossi'nin yokluğunda sanırız bu ekip, La Liga'yı 5. sırada tamamlayamaz ve UEFA Avrupa Ligi biletini de elde edemezdi.
Panathinaikos'u Rossi'nin golüyle geçerek Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kalan Villarreal'in rakibi Arsenaldi. Arsenal, İspanyol temsilcisinin Avrupa seferine nokta koyarken, Rossi'nin gol atabileceği tek yer olarak İspanya kalmıştı. Ancak Rossi, bir anda susmuştu. İtalyan golcü, ligin son 15 maçında fileleri havalandıramamış ve taraftarının kafasında soru işaretleri yaratmaya başlamıştı.
Balon değil | Rossi, İtalya Milli Takımı'ndaki oyunuyla balon olmadığını kanıtladı
Ligin sonlarında gösterdiği bu kötü performansa rağmen İtalya Milli Takımı'nın teknik direktörü Marcelo Lippi, kendisine olan güvenini kaybetmemiş ve Bulgaristan'la oynanan Dünya Kupası grup eleme maçına bu ismi de çağırmıştı. Rossi Bulgaristan maçında gol atamadı; ama İtalya'nın Kuzey İrlanda'yla oynadığı dostluk maçındaki harika golü ve Konfederasyon Kupası'nda ABD'ye karşı attığı iki gol, gerek Lippi gerekse de İtalyanlar futbolseverlerin yüzünü güldürdü.
Ulusal takımla gösterdiği bu başarı, Serie A'nın önde gelen ekipleri Juventus ve Milan'ın gözünden kaçmadı. Bu iki ekip Rossi için kesenin ağzını açtı ve Villarreal'e 20 milyon avroyu bulan tekliflerde bulundu. Ancak Rossi, henüz kendisini kanıtlamaya ihtiyaç duyduğunu düşündüğünden, İtalya'ya gitmek yerine bugünlerde Villarreal kadrosuyla yeni sezonun hazırlıklarını sürdürüyor.
Villarreal'in yeni teknik direktörü Ernesto Valverde, oyun sistemini şimdiden Rossi'nin etrafında kurarak takımını tekrar Avrupa'nın en iyilerinden birisi yapmaya çalışacağını gösterdi.
Ulusal takımla gösterdiği bu başarı, Serie A'nın önde gelen ekipleri Juventus ve Milan'ın gözünden kaçmadı. Bu iki ekip Rossi için kesenin ağzını açtı ve Villarreal'e 20 milyon avroyu bulan tekliflerde bulundu. Ancak Rossi, henüz kendisini kanıtlamaya ihtiyaç duyduğunu düşündüğünden, İtalya'ya gitmek yerine bugünlerde Villarreal kadrosuyla yeni sezonun hazırlıklarını sürdürüyor.
Villarreal'in yeni teknik direktörü Ernesto Valverde, oyun sistemini şimdiden Rossi'nin etrafında kurarak takımını tekrar Avrupa'nın en iyilerinden birisi yapmaya çalışacağını gösterdi.
Pepe Reina [37]
2008-09 sezonunun en iyi 50 performansını seçtiğimiz listede, 37 numarada karşımıza çıkan isim Liverpool’un file bekçisi Pepe Reina.
2008-09 sezonunun en iyi 50 performansını seçtiğimiz listede, 37 numarada karşımıza çıkan isim Liverpool’un file bekçisi Pepe Reina.
Pepe Reine'yı bu listeye koymamak olmazdı. Gerçi Reina, üst üste 3 kez layık görüldüğü Premier League'in en iyi kalecisi ('Altın Eldiven') unvanını 2008-2009'da kaybetti ama, yine de Manchester United'la şampiyonluk yarışında muazzam bir takım görüntüsü veren Liverpool'un da değişmez köşetaşlarından biri olarak kalmaya devam etti.
Sezona Şampiyonlar Ligi’nde oynama hakkı elde ederek başlayan Liverpool, ardından ligde Sunderland’i 1-0, Middlesbrough’yu 2-1 yendi ve Aston Villa’yla 0-0 berabere kaldı. Bu serinin ardından, kendi evinde Manchester United’ı deviren ‘Kırmızılar’, doğru yolda olduklarının sinyallerini veriyorlardı
Yine de sezon başı itibariyle, Reina’nın kalesinde verdiği güven, geçmişe görece daha azdı. Örneğin, Wigan Athletic karşılaşmasında Daniel Agger’le yaşadığı anlaşmazlık, henüz hafızalardan silinmeyen sahnelerden bir tanesi.
Ekim ayında Chelsea deplasmanında mükemmel bir performans göstererek kalesini gole kapayan Reina, Londra ekibinin evindeki yenilmezlik rekorunun sona erdirilmesinde büyük rol oynadı. Bu aylarda, Villarreal'in eski file bekçisinin etkili performansı ve takımın yükselişi, Liverpool’u ligin en iddialı ekibi haline getirmişti.
Sezona Şampiyonlar Ligi’nde oynama hakkı elde ederek başlayan Liverpool, ardından ligde Sunderland’i 1-0, Middlesbrough’yu 2-1 yendi ve Aston Villa’yla 0-0 berabere kaldı. Bu serinin ardından, kendi evinde Manchester United’ı deviren ‘Kırmızılar’, doğru yolda olduklarının sinyallerini veriyorlardı
Yine de sezon başı itibariyle, Reina’nın kalesinde verdiği güven, geçmişe görece daha azdı. Örneğin, Wigan Athletic karşılaşmasında Daniel Agger’le yaşadığı anlaşmazlık, henüz hafızalardan silinmeyen sahnelerden bir tanesi.
Ekim ayında Chelsea deplasmanında mükemmel bir performans göstererek kalesini gole kapayan Reina, Londra ekibinin evindeki yenilmezlik rekorunun sona erdirilmesinde büyük rol oynadı. Bu aylarda, Villarreal'in eski file bekçisinin etkili performansı ve takımın yükselişi, Liverpool’u ligin en iddialı ekibi haline getirmişti.
İspanyola | Reina, Liverpool'a Benitez'in kazandırdığı İspanyol oyunculardan bir tanesi.
2009 yılına ligin zirvesinde giren Liverpool, Premier Lig’deki ikinci mağlubiyetini Şubat ayında aldı. O âna kadar başarılı bir sezon geçiren Liverpool, aylarda sinyallerini bir süre sendeleyerek, bazı puan kayıpları yaşadı. Fakat Liverpool ligdeki düşüşünü, Real Madrid karşısında aldığı 5-0’lık galibiyetle unutturmayı bildi. İlk karşılaşmada da deplasmanda 1-0 galip gelen İngiliz temsilcisi, Reina’nın etkili performansıyla, İspanyol devine, acı bir tecrübe yaşattı.
Chelsea karşılaşmasında Drogba’nın orta/şut karışımı vuruşunu ağlarında görünce, takımının Avrupa’nın en büyük kupasına veda etmesini engellemeyen Reina, aynı dönemde ligde 10 karşılaşmada yalnızca 7 gol yiyerek, Şampiyonlar Ligi’ndeki hatasını unutturuyordu. Üstelik bu 7 golün 4 tanesi Arsenal maçında Arshavin tarafından atılmıştı. Yine de, Manchester United’ın üst düzey performansı ve üst üste aldığı galibiyetler, ezeli rakibi üçüncü kez üst üste şampiyonluğa taşıyordu.
Reina bu sezon Liverpool’a geldiği 2005 yılından bu yana ilk kez 20 maçı gol yemeden tamamladı. Ancak, Edwin van der Sar rekorları altüst eden bir seri yakalayınca, 'Altın Eldiven' ödülü de Hollandalı'ya gitti. Pepe Reina, önümüzdeki sezon da Liverpool’un değişmez ismi olmaya devam edecek.
Chelsea karşılaşmasında Drogba’nın orta/şut karışımı vuruşunu ağlarında görünce, takımının Avrupa’nın en büyük kupasına veda etmesini engellemeyen Reina, aynı dönemde ligde 10 karşılaşmada yalnızca 7 gol yiyerek, Şampiyonlar Ligi’ndeki hatasını unutturuyordu. Üstelik bu 7 golün 4 tanesi Arsenal maçında Arshavin tarafından atılmıştı. Yine de, Manchester United’ın üst düzey performansı ve üst üste aldığı galibiyetler, ezeli rakibi üçüncü kez üst üste şampiyonluğa taşıyordu.
Reina bu sezon Liverpool’a geldiği 2005 yılından bu yana ilk kez 20 maçı gol yemeden tamamladı. Ancak, Edwin van der Sar rekorları altüst eden bir seri yakalayınca, 'Altın Eldiven' ödülü de Hollandalı'ya gitti. Pepe Reina, önümüzdeki sezon da Liverpool’un değişmez ismi olmaya devam edecek.
Alexandre Pato [36]
2008-2009'un en yüksek performans sergileyen 50 futbolcusunu aşağıdan yukarıya doğru saymaya devam ediyoruz. Okurlarımızın büyük ilgi gösterdiği listemizin 36. sırasında, Milan'ın genç yıldızı Alexandre Pato bulunuyor.
Milan’da oldukça iyi bir sezon geçiren Pato, kendisini hızla geliştiriyor. Genç yaşına rağmen, olgunluğu ve kendine güveni, sahada ona çok yardımcı oluyor.
2007’nin Şampiyonlar Ligi şampiyonu Milan, bir sonraki sezonu beşinci sırada bitirince, bu turnuvaya 2008-2009’da da katılma hakkını Fiorentina’ya devretmişti. Böylelikle, geride bıraktığımız sezonda kırmızı siyahlılar için tek ve açık bir hedef kalmıştı: Serie A’yı kazanmak! Ancak işler pek de beklendiği gibi gitmedi. Bir önceki sezona göre daha iyi gözüken Milan, yine de ligi ancak 3. sırada tamamlayabildi. 74 puan toplayarak aynı puanlı Juventus’un arkasında kalan Milan’da, Pato, bu kadroyla geçirdiği ilk tam sezonda takıma oldukça önemli katkı yaptı.
Milano ekibi, Serie A dışındaki turnuvalarda erken havlu attı. Ancelotti'nin öğrencileri İtalya Kupası’nda Lazio’ya, UEFA Kupası’nda ise Werder Bremen’e elenirken Pato, bu maçlarda da dikkat çekmeyi başardı. Özellikle de Alman ekibine karşı kişisel gayretiyle kaydettiği gol, görülmeye değerdi.
Hızı, dribling yeteneği ve bitiriciliğiyle beğeni toplayan Pato, geçtiğimiz sezon Serie A’da 15 gol atıp 5 de asist yaptı. Brezilyalı santrfor, UEFA Kupası’nda da 3 gole imza attı.
2007’nin Şampiyonlar Ligi şampiyonu Milan, bir sonraki sezonu beşinci sırada bitirince, bu turnuvaya 2008-2009’da da katılma hakkını Fiorentina’ya devretmişti. Böylelikle, geride bıraktığımız sezonda kırmızı siyahlılar için tek ve açık bir hedef kalmıştı: Serie A’yı kazanmak! Ancak işler pek de beklendiği gibi gitmedi. Bir önceki sezona göre daha iyi gözüken Milan, yine de ligi ancak 3. sırada tamamlayabildi. 74 puan toplayarak aynı puanlı Juventus’un arkasında kalan Milan’da, Pato, bu kadroyla geçirdiği ilk tam sezonda takıma oldukça önemli katkı yaptı.
Milano ekibi, Serie A dışındaki turnuvalarda erken havlu attı. Ancelotti'nin öğrencileri İtalya Kupası’nda Lazio’ya, UEFA Kupası’nda ise Werder Bremen’e elenirken Pato, bu maçlarda da dikkat çekmeyi başardı. Özellikle de Alman ekibine karşı kişisel gayretiyle kaydettiği gol, görülmeye değerdi.
Hızı, dribling yeteneği ve bitiriciliğiyle beğeni toplayan Pato, geçtiğimiz sezon Serie A’da 15 gol atıp 5 de asist yaptı. Brezilyalı santrfor, UEFA Kupası’nda da 3 gole imza attı.
Yakındır | Pato yakında Sambacıların da değişmez ilk 11 elemanı olacaktır.
Milan’ın 2008-2009 sezonundaki en istikrarlı ve başarılı oyuncularından biri olarak kabul edebileceğimiz Pato, sezonu Brezilya formasıyla Konfederasyon Kupası şampiyonu olarak tamamladı. Bu başarıda katkısının az olduğunu söyleyebiliriz: Zira sadece bir maçta sonradan oyuna dahil oldu. Ancak yine de, Brezilya Milli Takımı’nın yedek kulübesinde, rakip takımlar için bir ekstra tehdit olarak bekledi.
Pato, geçtiğimiz yıl Brezilya ile Dünya Kupası Güney Amerika Elemeleri’ndeki üç maçta yeralmıştı. Sambacılar, Güney Amerika grubunda liderliği ellerinde bulunduruyorlar. Bu arada Pato, Brezilya Olimpik Milli Takımı ile Pekin Olimpiyatları’nda da bronz madalya sahibi oldu.
Bu performansıyla birçok Avrupa kulübünün gündemine girmesine rağmen, Milan’ın, genç yeteneği kimseye kaptırmaya niyeti yok. 36 numaralı formayı giyen Pato'yu parlak bir geleceğin beklediği kesin gibi.
2008-2009 BAŞARILARI
Brezilya A Milli Takımı
Konfederasyon Kupası Şampiyonluğu
Brezilya Olimpik Milli Takımı
Bronz Madalya - Pekin Olimpiyatları
Bireysel
Ocak 2009 - Serie A’da Ayın En İyi Oyuncusu
Pato, geçtiğimiz yıl Brezilya ile Dünya Kupası Güney Amerika Elemeleri’ndeki üç maçta yeralmıştı. Sambacılar, Güney Amerika grubunda liderliği ellerinde bulunduruyorlar. Bu arada Pato, Brezilya Olimpik Milli Takımı ile Pekin Olimpiyatları’nda da bronz madalya sahibi oldu.
Bu performansıyla birçok Avrupa kulübünün gündemine girmesine rağmen, Milan’ın, genç yeteneği kimseye kaptırmaya niyeti yok. 36 numaralı formayı giyen Pato'yu parlak bir geleceğin beklediği kesin gibi.
2008-2009 BAŞARILARI
Brezilya A Milli Takımı
Konfederasyon Kupası Şampiyonluğu
Brezilya Olimpik Milli Takımı
Bronz Madalya - Pekin Olimpiyatları
Bireysel
Ocak 2009 - Serie A’da Ayın En İyi Oyuncusu