19 Mayıs Allah'a isyanmış!

met22

New member
ne diyo bu manyaklar 19 mayıs ALLAH'a varıştır özgürlüktür neden özgür olmayana zaten dini yaşamak farz değildir yat kalk ATAya dua et nankör köpek kim ise bunu yapanın DİNLE ALLAH LA ALAKASI YOK TUR KİM BU SAPIK.
 

tucik

New member
Anlayana yazdım anlamak istemeyeninde Allah yardımcısı olsun

Safahat’taki İsyanı “Arbede” Başlığı Altında Okumak
(19 Mayısla ilgisi yoktur tamamen Mehmet Akifle ilgili yorumlara cevaben)

Bilindiği gibi Âkif Paşa’nın “Adem Kasidesi” ve Sadullah Paşa’nın “Ondokuzuncu Asır” başlıklı manzumeleriyle varlığını o sıralar Batı’nın ha-kim bir düşünme biçimi olan akılcılık ilkesi doğrultusunda kurgulamaya çalış-tığını hissettiğimiz yeni edebiyat arayışı, işe Allah, kader ve bunlara bağlıolarak Allah’ın adaleti, kudreti konusunda tartışma kapısını aralayarak baş-lar. Bu manada, Tanzimat edebiyatının ilk temsilcileri diyeceğimiz Şinasi’nin “Münacât”ı ile Ziya Paşa’nın “Tercî-i Bend”ini de bu aralıktan sızan ışıkta oynaşan şiirler olarak değerlendirmek gerekir. Bununla birlikte, hem Şinasi ve hem de Ziya Paşa’nın adı geçen şiirlerinde akılcılıklarına rağmen yine de Allah fikri karşısında kararsız, emniyetsiz bir duruş sergileyen şairlerin varlığıhemen dikkati çekiyor. Söz gelimi Şinasi, bu hâlini “Ya Rab neden bu dehrde her merd-i zû-fünûn-Olmuş belâ-yı akl ile ârâmdan mâsun / Nûr-ırahmet niye güldürmeye rûy-i siyehim-Tanrı’nın mağfiretinden de büyük mügünehim / Bî-nihâye keremi âleme şâmil mi değil-Yoksa âlemde kulu âleme dâhil mi değil / Kulunun za’fına nisbet çoğ ise noksanı-Ya anın kahrına gâlib mi değil ihsânı” diyerek, adeta onun iradesini sorgular gibi ifade ettikten hemen sonra, “Ne dedim, tövbeler olsun, bu da bir fi’l-i şerdir” dizesiyle ifşa ederken (Ekiz 1985:76), diğeri, tövbe anlamına gelen “Subhane men tahayyere fî sun’ihi’l-ukûl-Subhane men bikudretihi ya’cüzü’l fuhûl” (Göçgün 1987: 52) beytini, adeta Allah’tan özür dilercesine ikide bir diğer beyitlerinin arasına -bir tür emniyet subabı gibi- konduruverir. Öte yandan, bu örneklerde tasavvufî anlamda bir arbede özelliği de göremeyiz. Şinasi’nin bu tavrının altında yatan sebep konusunda Şerif Aktaş’ın ifade ettiği gerekçe oldukça isabetlidir ve bu gerekçe Ziya Paşa’ya da teşmil edilebilir: “Bu dü-şünce adamının hareket noktası iman ve ilham değil, akıldır.” (Aktaş 1996: 34). Ahmet Hamdi Tanpınar, Ziya Paşa’nın “Zâlimleri adlin ne zaman hâk edecektir / Mazlumların çıkmadadır göklere âhı” dizeleriyle “Sensin eden idlâl nice ehl-i tarîkı / Sensin eden ihdâ nice gümgeşte-i râhı” dizelerini aslın-da bir insan kıpırdanışı olarak okumak, bu fikrin arkasında “mes’uliyet” fikri-ne giden insanı yakalamak gerektiğini söyler (Tanpınar 1982: 323, 324). Aktaş’ın ifade ettiği hususu dikkate almazsak söz gelimi Ziya Paşa’daki mes’uliyet fikrine örnek olabilecek “Zalimleri adlin ne zaman hâk edecektir / Mazlumların çıkmadadır göklere âhı” (Ziya Paşa, “Terkib-i Bend”) dizeleri ile Âkif’in “Câni geziyor dipdiri… Can vermede ma’sûm! / Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?” dizeleri, iki idealist insanın ses tonlarının ve hitap biçimlerinin ne kadar da birbirine benzediğini ortaya koymaktadır. Âkif’in son iltica kapısında din ve vatan için Allah’tan yardım dilerken dillendirdiği unsurlar/semboller ve bunları ifade ederken kullandığı dil ile iki vatansever şairimiz olan Namık Kemâl ve Yahya Kemâl’in aşağıdaki parçaları da aynısoydan şairlere işaret etmektedir:
Vaveyla (…) Nevha 4
De ki: “ya Rab, bu Hüseyn’indir! “
Şu mübarek Habib-i zi-şanın. “
Şu kefensiz yatan şehidanın “
Kimi Bedr’in, kimi Huneyn’indir. “
Tazelensin mi kanlı yareleri? “
Mey dökülsün mü kabr-i Ashab’a? “
Yakışır mı sanem şu mihraba? “
Haç mı konsun bedel şu mîzâba? “
Dininin kalmasın mı bir eseri?
Adem evladı birtakım cani… “
Senden alsın mı sâr-i şeytanî?” (Ertem 1957: 187).26 Ağustos 1922
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbî
Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbî
Ta ki yükselsin ezanlarla mü’eyyed nâmın
Gâlib et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” (Beyatlı 1970: 4).
“Arbede”, yukarıda da işaret edildiği gibi “vecd, istiğrak” hâlindeyken muta-savvıfın ağzından Allah’a karşı dökülen isyana yakın, imânî mercekten bakıl-dığında ise akıl dışı diye nitelendirilebilecek sözleridir. Oysa gerek Şinasi ve gerekse Ziya Paşa’nın şiirlerinde Allah’ın varlığını, adaletini, kaza ve kader gibi konuları kuşkulu bir biçimde görme eğilimi daha çok Batı kaynaklı akılcı düşü-nüş biçimiyle, iman’a ilişkin olarak ruhlarına işlemiş olan eski bilgileri arasında-ki çatışmalardan; bir de siyasal/toplumsal ya da kişisel plânda maruz kaldıklarıbirtakım haksız muamelelerden doğmuştur, denebilir. Halbuki, Mehmet Âkif’in arbede kavramı altında ele alınan şiirlerine bakıldığında, bunların çok daha farklı kaygılarla yazıldığı, onun Allah’la cedelleşmelerinin çok farklı konu ve tonlarda ortaya çıktığı görülür. Âkif, bu tarz şiirlerinde Allah’la tartışma, hatta ona sitem etme hakkını yine ondan, yani ilâhî bir kaynaktan alır. Bir başka deyişle O, Allah’la onun dininin selâmeti noktasında tartışmaktadır. Safahat’ın pek çok yerinde müslümanları ye’s batağına düşmemeleri konu-sunda sıkı sıkı tembihleyen Âkif, şiirlerinde de görüldüğü gibi, zaman zaman bu batağa saplanmaktan kendini kurtaramamıştır. İşte bu anlarında adeta öfkeden kendini kaybeden biri gibi Allah’a sitem eden, hatta güç ve kudretini sorgulayan, dini korumanın asıl ona ait görev olduğunu hatırlatan bir tavır ve ses tonuyla onunla cedelleşebilmiştir. Allah’la tartıştığı, onu eleştirdiği bu tarz şiirleri dolayısıyla, zahire göre hüküm vermekte ısrar eden bazı çevreler, Mehmet Âkif’i eleştirmişlerdir. Oysa bu şiirlerin, tasavvuf şiirindeki arbede terimi altında düşünür ve bu terimin “cezbeli sâliklerin ve galebe hâlindeki bazı sûfilerin Hak ile tartışmaları, çekişmeleri ve kavga etmeleri” anlamına geldiğini, “bir nâz ve samimiyet hâli” (Uludağ 1999: 51, 52) olduğunu hatır-larsak, şairi bu biçimde eleştirmenin insafsızlık olacağını da hemen teslim etmek gerekir. Nurettin Topçu ise Âkif’in ‘şiirine adeta sonsuzluğa tırmana-cak kadar kuvvet kazandıran’ isyanına4tasavvuf terminolojisiyle değil, is-yan’ın ahlâkî cephesinden yaklaşır ve zaman zaman “nebilerle velîlerden başlayarak ruh dünyasının bütün kahramanları”nda görülen ve içinde ferdî hiçbir “menfaat, kin ve kibir olmayan” (Topçu 1998: 84, 85) isyan ile şairin isyanı arasında ahlâk açısından benzerlikler bulur. O sebeple de Âkif’i, nebî ve velî duyarlılığına sahip bir soyun mensubu olarak değerlendirir.
Alıntıdır...
 

turboo

New member
Olamadı ama yalan olmaz. Adamı tefe korlar..
bakın mehmet akif gene nasıl yakarıyor allah’a,
.
.
.
.

nur istiyoruz sen bize yangın veriyorsun
yandık diyoruz, boğmaya kan gönderiyor
sun.

mehmet akif’in ağıtı bununla da bitmiyor. diyor ki, hep bugüne kadar müslümanlar yandı, şimdi de biraz hristiyanlar yansın.

madem ki, ey ilahi yakacaktın
yaksaydın a melunları, tuttun bizi yaktın.

İşte böyle yazıyor ünlü şair mehmet akif..

ne dersiniz, İslam ülkelerini allah mı yaktı, muhammed mi..? şimdi faturayı allah’a çıkarmak, muhammed’in, allah adını kullanarak koyduğu esasların peşinden giden akıldan başka hangi mantığın eseri olabilir ?
tarih sadece birşeyler söylemiyor, bir şeyler de ispatlıyor.. yazılanlar meydanda.. İnsanlar aya imanla gitmiyor.., en azından bir iman varsa bile bu İslam imanı değil.. bu gün sizin de kullandığınız bilgisayarı, internet’i ve her türlü beyinsel güce dayanan teknolojiyi geliştiren kafalar imandan değil, akıl ve mantıktan söz ediyor.. kitabı kuran olan İslam dünyası, bilime hiç bir katkı yapamazken, dünyadaki hertürlü gelişimi yahudiler, hristiyanlar ve budistler gerçekleştiriyor.. müslümanlar ise bu gelişmelerden sadece istifade ediyorlar, o da edebildikleri kadar..
biraz düşünelim..bu kadar tesadüf olabilir mi..?
çok sağol aydınlattığın için ben bu şerefsizi yıllardır adam sanıyordum meğer yobazın önde gideniymiş Baksana Allahı nasıl tasvir etmiş sanki alkol muhabbeti yapıyor sonrada beddualar ediyor ...

bizim böyle yıllardır adam sandığımız daha şerefsiz varsa paylaşmanı beklerim..
 

ThugNiggaz

Lollipop G
Ya siz zaten Mehmet Akif'i ne zannediyordunuz.Tamamen Alman hayranı olan değersiz fakat İstiklal Marşı yüzünden saygı duymak zorunda kaldığımız bi zattır.Kendisi tamamen Hilafetçidir.
 

kaptan61ts

New member
Aslımın nesli diyordum ya nesil miş işte ;
Çiğnetmedi vatanını çiğnetmeyecek.!

Yıl 2008 hala T.C Devletinde Din pazarlayan simsarlara itimat edip iş yapanlar varya ne diyeyim.!
Halk dinini kaynagından ögrenmeye başlayınca ( KURANI KERİMDEN ) bakalım din simsarları ne pazarlayacak..!
 

Elasis

New member
Ya siz zaten Mehmet Akif'i ne zannediyordunuz.Tamamen Alman hayranı olan değersiz fakat İstiklal Marşı yüzünden saygı duymak zorunda kaldığımız bi zattır.Kendisi tamamen Hilafetçidir.

Sen kendini ne zannediyorsun. Rus Küba hayranı aşığı kendine bak ondan sonra eleştir. Yaz bakalım onun gibi on satır şiirde görelim seni. Onun gibi şiir kitabı yazda yayınla bilelim seni. M. Akif Ersoyun değerini ölçmek sana mı kaldı. Senin gibi Marksizt Leninst Kominist olmak tan iyidir hilafetçilik.
 

dreammaker

New member
19 mayısı kutlıyamıyor olsaydık insanların bu ülkede yabancının boyunduruğu altında serbestce inanabıp ibadet edebilecekleri bi inançları olabilecekmiydi acaba şu hale bak ya nekadar saçma şeylere yorum yapar olduk iyice çığırından çıkmaya başladılar...
 

HKuyucu

New member
bu kadar mı durust olunur:saskinkendi zihniyetlerini anlatmıslar, 19 Mayıs hazırlıklarında adamlarin ilk yoneldigi sey genc kızlar. yeni safaktaki ornegin potansiyel zihniyeti yani. [tabi durustluk kısmı sadece ironi, sitede yazıyı yazan zatı muhterem kendi zihniyetlerini ortaya koydugunun farkında bile degildir]
 

Nathanael

New member
Sen kendini ne zannediyorsun. Rus Küba hayranı aşığı kendine bak ondan sonra eleştir. Yaz bakalım onun gibi on satır şiirde görelim seni. Onun gibi şiir kitabı yazda yayınla bilelim seni. M. Akif Ersoyun değerini ölçmek sana mı kaldı. Senin gibi Marksizt Leninst Kominist olmak tan iyidir hilafetçilik.
marksizimi okumayan leninizmi bilmeyen kominizmin ne anlama geldigini bilmeyen birisi olarak tam sana gore bir cevap yazmıssın.
 

ThugNiggaz

Lollipop G
Ya kardeşlerim ben bu konuda son kez yazacağım.Lütfen cevap falan yazmayın.
1,Olarak M.Akif çok iyi bir şairdir ama onun Atatürk sevgisi hakkında bunu düşünemiyorum .İşte sizin en sevdiğiniz sözler :

****Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne...

Mehmet bey Kurtuluş savaşını kendisi kazandırdığı için ve Kılık kıyafet devrimini beğenmemiş olacakki Ataürk ve yandaşlarına rezil deme cüretini sonrada daha da aşağılaşarak acırım size attığım tükürüğe demiştir.

****(Bu sözü tam hatırlamıyorum,yıldızlı yer osmanlı veya devlet veya halk benzeri birşeydi)****** boğulan bir gelindi , siz onu kurtardınız ama tecavüz ettiniz.

Burada örneğini gördüğümüz gibi Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet ve düzenden rahatsız olmuşki Atatürk'ü şerefsiz tecavüzcülerle bir tutmuş.

****Sen kendini ne zannediyorsun. Rus Küba hayranı aşığı kendine bak ondan sonra eleştir. Yaz bakalım onun gibi on satır şiirde görelim seni. Onun gibi şiir kitabı yazda yayınla bilelim seni. M. Akif Ersoyun değerini ölçmek sana mı kaldı. Senin gibi Marksizt Leninst Kominist olmak tan iyidir hilafetçilik.

Kardeşim ben Marksist değilim ama hakkında ancak abilerin,ablaların ya da Fetoşçuların ağzında duyduğuna inanma.Komunizm öyle herkesin eşi para aldığı denile,dinsiz rejimi değildir.Bu dünyada büyük halklara yön vermiş bütün siyasi görüşler araştırılmalıki hataları yanlışları veya beğenmedin taraflarını bulasın.Ayrıca ben tabiki M.Akif gibi yazamam.Çünkü kendisi bu yönde çok yeteneklidir.Ama beğenmediğim taraflarınıda söyleyebilirm değilmi?
 

esfanu

New member
Bu OF nereye bağlıdır bilmiyorsunuz,bunlar DİREK ALLAH'A bağlıdır.Onun için söylediklerinden
sorumlu oldukları tek makamda orasıdır.Bunlar enson müslümanlığı tanıyan ama hocalarıyla ünlü
olanlardar.Konu kapanmıştır.
 

HTML

Üst