Şeriatın bekçisi AKP seçmeni mi ?

medalt47

New member
Eğer AKP'ye oy vermek Şeriat bekçiliği ise seve seve o bekçiliği yapmaktan Şeref duyarım...
 

hotkingg

New member
Herkes önce kendine baksın..

Bir grubu kötülemek kolaydır ama yenisini kurmak yada göreve talip olmak zordur .. CHP ve onun yandaşları sadece herşeye muhalefet oluyorlar ve son zamanlarda da bir trendir tutturmuşlar yok tren devrildi yok makinisti arızalı şeriatçı falan filan,, arkadaş sen bir gün kalkıp bu treni kullanmaya talip oldun mu? Zaten olamazsın da niye mi sen halkla barışık değilsin ki.. Halka çoban işe yaramaz dedin halkın peygamberine dil uzattın seni kim ne yapsın?? AKP nin şeriatçı olduğu falan yok AKP lide değilim hiç bir partiyi tutmuyorum savunmuyorum ,çünki her parti benim için mücadele eder seçim günü son dakka karar veririnm hangi partiye oy vereceğimi.. Futbol takımı tutar gibi parti tutanlardan Allaha Şükür değilim.. Ayrıca bu muhafazakar halk kurtuluş savaşında ATATÜRK ümüzün arkasında yanında sağında solunda önünde yer almasaydı savaşı kazanamazdık o başı örtülü annelerimizin savaşta nasıl mermi taşıdıkları malumunuzken şimdi onları üniversiteye bile almıyorsunuz.. Yazıklar olsun size.. Cephede dedelerimiz o daracık siperi paylaşmış bir lokma yı paylaşmış biz torunları bir üniversite koridorlarını paylaşamadık ...:vur
 

defender80

New member
Yasar Nuri Hocanin bugünkü yazisi:

Zihniyet devrimi gerçekleşmeden olmaz

Her şeyden önce, bir zihniyet devrimine muhtacız. Onun ardından eğitim seferberliği gelecektir. Zihniyet devrimi olmadan eğitimden sonuç alamayız.

Aynı Türk işçisi, Almanya'da aynı işte çalıştığında, üretimi Türkiye'dekinin altı-yedi katı olmaktadır. Sebep, zihniyet iklimi. Zihniyetin kişideki varlığı şöyle dursun, kişinin bulunduğu ortamdaki etkisi bile büyük farklar yaratıyor.

Cumhuriyet'in en büyük getirisi, yarattığı zihniyet devrimi idi. Onun içindir ki, günümüz Türkiye'sinde eğitim imkânları ve düzeyi Cumhuriyet'in ilk yıllarıyla kıyaslanmayacak ölçüde zengin olmasına rağmen, yitirdiğimiz aydınlığın yarattığı boşluk bizi geriye götürmektedir.



Heyecan, yaratıcılık ve yarışma arzusu, eğitimden çok, zihniyetin ürünüdür. Büyük idealler okuldan çok, toplum öncüsü büyük ruhların, ediplerin, şairlerin, düşünürlerin etki ve ilhamlarıyla vücut bulur. Zihniyet devrimlerini bu büyük öncüler yaratır. Okul onu kalıcı kılar, geliştirir.



İsrail, çölü yeşillendirirken, Müslüman dünya, o arada Türkiye yeşil alanları birer birer çölleştirmektedir. Finlandiya, orman arazilerini 1992’de devletleştirdi. AB’ye girmek için çırpındığımızı gören Avrupalı bize hiçbir zaman “Ormanlarınızı koruma altın alın. Çünkü orman artık ağaç değil, bir eko sistemdir” demiyor.



AB, bize bizim işimize yarayacak hiçbir öneride bulunmuyor. Önerdiklerinin büyük kısmı kendi işine yarayacak, bizi mahvedecek şeyler. AB’ye üyelikte kara sevdaya tutulan Türkiye ise ormanlarını 2B adlı hıyanet taslağıyla özelleştirme peşinde.



Devletleştirme bizde statükoculuk, gericilik, tutuculuk, çağdışılık, AB’de ilericilik, evrensellik.



Dışarıdan yönetilen ülkeleri, dışarıdan yönetenler işte böyle alaya alır, kazıklar.



Yeşilin önemi okullarda, din kitaplarında en etkili ifadelerle anlatılmaktadır; yani işin eğitim yanı halledilmektedir ama zihniyet yanı açıktır. Bunun içindir ki derslerden, vaazlardan hiçbir sonuç alınamıyor.



Gelişmiş ülkelerin bazılarında öğrencilerin, okuldan eve giderken yolda rastladıkları çöpleri, ellerine tutuşturulan torbalara doldurduklarına tanık olabiliyorsunuz. Bu da, eğitimden önce zihniyet meselesidir.



Ahlak, dürüstlük gibi temel insanlık değerleri de birer eğitim meselesi olmaktan önce birer zihniyet meselesidir.



Büyük kentlerimizin ana caddelerinde, arabalarında biriken çöpleri pencereden dışarı fırlatanlar içinde yabancı dil bilen yüksek diplomalılar da var.



Ülkesini dış ülkelerde kötüleyen, ikide birde şikâyet eden, tazminat istekleriyle mahkemelere başvuran, Türkiye düşmanlığı ile prim yapan nice sözde Türk gördüm ki, hepsi ileri derecede eğitimli idi. Bazıları yazar-çizer, siyasetçi, aydındı.



Bir büyük diplomatımız, Kâmran İnan, şunu söylemek zorunda kalmıştır:



"Milletlerarası toplantılarda yabancılardan ziyade, kendi memleketleri aleyhinde faaliyet gösteren Türk lobileriyle mücadele etmek zorunda kaldım."



Zihniyet devriminin önünde iki büyük engel var:



1. Allah ile aldatmayı saltanat ve çıkar aracı yapan dinci-hurafeci-Arapçı hıyanet,
2. Allah ile aldatma ihanetinden nemalanmak için ona destek veren menfaatçi-liberal hıyanet.



Bu iki hıyanet el ele vererek Türkiye’nin geleceğini, emperyalizmle işbirliği yapmış takıyyeci karanlığa teslim etmiştir.



Türkiye, bugün, işte bu çift başlı ihanetin kahrından kurtulmanın mücadelesini veriyor.
 

karizmatiX

New member
Şu soruyu sormadan duramıyorum kendime biz niye ileri medeniyetlerden geri kalalım
Dinimiz tembel olmayı mı öğütlüyor ?
Tam tersine, çalışmayı öğütlüyor.
Peki o zaman bu geçmişte yaşamaya özenmek niye

EVİNİ YÖNETİRKEN ZORLANAN İLERİCİ...!
ÜÇ KITAYA HÜKMEDEN ECDADIN MI GERİCİ..?
 

HTML

Üst