Şapka kanunu AB`yi şok etti

ufak at biraz istersen. binlerce insan ha yuh artık.

şapka kanunu yüzünden kimse İDAM EDİLMEDİ.

idam edilenler devlete karşı ayaklanan kişilerdi. aç İstiklal Mahkemesi tutanaklarını oku bakalım şapka yüzünden kim idm edilmiş.

70 yıldır bu yalanı söylemekten, bu iftirayı atmaktan utanmadınız...

bende aşağıdaki yasakları görünce şokkkkk oluyorum. hepsi şapka yasağını duyunca şok geçiren avrupa ülkelerinde olan yasaklar.. avrupalılıar bunlara da şok oluyor mu? bi koşu bunuda öğreniver.


Otomobilinin karşısına at arabası çıkan sürücü, otosunu kenara çekmek zorundadır. (Danimarka)

Demiryolunda öpüşmek yasaktır. (Fransa)

Domuzlara “Napolyon” isminin verilmesi yasaktır. (Fransa)

Kadınların toplu taşım araçlarında çikolata yemesi yasaktır. (İngiltere)

Etek giyen erkekler tutuklanır. (İtalya)

Pazar günleri balık avlamak yasaktır. (İskoçya)

İnek sahiplerinin sarhoş olması yasaktır. (İskoçya)

Kapınızı çalıp sizden “klozetinizi isteyen birini” içeri almak zorundasınız. (İskoçya)

Pazar günü çamaşır asmak yasaktır. (İsviçre)


şapka kanununamı şok olmuş avrupa. açsınlar bide kendi yasaklarını incelesinler.
 
Tektipleştirme Projesinin ilk adımı olarak: Şapka Dayatması

Son ihtar! Şapka giyecek misiniz, giymeyecek misiniz?

Şimdi de olanları Üstad Necip Fazıl'ın kaleminden dinleyelim:
Maraş'ta ihtiyar bir Maraşlının bana çizdiği şu tablo her şeyi göstermeye yeter:

— Hepsi de «Hamdolsun, şapka giymeden ölüyoruz!» diye boyunlarını ilmiğe uzattılar. Şafak sökerken dikkat ettim; çıkan rüzgârdan, hepsinin de sakalı aynı istikamette uçuşuyordu.

Adana'da tutukluları öyle bir yere tıkıyorlar ki —bir Maraşlının tabiriyle— köpekler bile barınamaz. Pislik, kazurat ve teaffün yuvası bir yer… Maraşlılar, milli müdafaaları zamanında memleketlerine geldiği vakit kendisine yapmadıkları ikram bırakmadıkları Kılıç Ali'ye başvurup şöyle diyorlar:

— Biz memleketin belli başlı insanları olarak sizi Maraş'a geldiğiniz zaman başımıza taç ettik. Şimdi bizi bu pislik kuyusuna atmayı nasıl reva görüyorsunuz?
Cevap geliyor:
—Sizi yakında kurtaracağım! Sabırlı olunuz!

“Yakında ipte sallandırılıp kurtulacaksınız!” manasına, sinsilik ve çukurlukta son haddi tutan bir cevap…
. . .

Mâşaallah Ali Efendi (lâkabı Mâşallah - daima İnşallah ve Mâşallah diye konuşurmuş), Abdulkadir ve Pekmezci Hacı Hüseyin idamlık…

Bunlara hükümden önce soruyorlar:
— Son ihtar! Şapka giyecek misiniz, giymeyecek misiniz?
Cevap, üçlü bir koro halindedir:
— Giymeyeceğiz!

Üçü de sıcak bir yaz günü buzlu bir şerbet içercesine şehitlik şerbetini zevkle, saadetle içiyor.
Mâşaallah Ali Efendi'nin sehpada, boynunda ilmik, muazzam sözü:
“Benim adım Mâşallah, şapka giymem inşallah… Eşhedü…”
. . .
— Rize ayaklanmıştır! Süratle tedbir!

Hâlbuki bütün suçu «şapka giymeyiz!» demekten ibaret ve her türlü fiilî isyan davranışından çekingen kalabalık, çoğu seyirci ve körü körüne katılmış 80-100 kişi… Ankara telâşta… Bir zamanların kahraman Hamidiye'si şimdi Rize önünde ve kahramanlık toplarını havaya ateş etmekle göstermekte… İstiklâl Mahkemesi de tezgâhını kurmuş, dirhem kafesi yere mıhlı adalet terazisini dengelemekle meşgul…8 idam kararı… Vaiz Sabit Tarakçıoğlu, Mehmed Peçe, Arslan Peçe, köy muhtarı Yakup Peçe, köy bekçisi Kadir Koliva, Hafız Şaban Koliva, Hasan Külünkoğlu, Mahmut Kamburoğlu…

Sabit Hoca o gece mahkûmları uyandırmış:

— Kalkınız, abdest alınız, namaza duralım! Birkaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız! diye haykırmıştır. Birkaç saat sonra Allah'a kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde kıldıkları namaz…

Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar… Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye de başlarında süngülü nöbetçi bekletiliyor. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyla ailelerine, cesetleri alma müsaadesi çıkıyor.

Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara:

Hiçbir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü Kıbleye doğru…

Cesetleri kilimlere sarıyor, sırıklara takıyor ve köylerine götürüp gömüyorlar…

Arka arkaya, kilimlere sarılı ve sırıklara takılı 8 cesedi, gece karanlığında, destanlık hayaletler gibi öz topraklarına taşıyan köylüler… Hakikati bilselerdi, nur mayasından yoğrulu bu cesetleri kilimlere sarıp taşıyacakları yerde, o kilimlerin içinde olmayı tercih ederlerdi. (N.Fazıl Kısakürek: Son Devrin Din Mazlumları)

Şapka kanunu çıktıktan sonra Doğu Karadeniz'de de bir ayaklanma çıkmış ve kısa sürede bastırılmıştır. Rizelilere göre Trabzon'da, Trabzonlulara göre Rize'de gerçekleşen bu ayaklanma şöyle hikâye edilir:

Halk şehirde toplanır ve bağırmaya başlar: "Şapka da giymeyeceğuz, vergi de vermeyeceğuz, askere de gitmeyeceğuz!" Bunun üzerine Hamidiye Zırhlısı ilgili şehre gönderilir ve dağa taşa bir kaç tane sıkar. Bu gümbürtüden ürken ahali bu sefer başlar bağırmaya:

-Atma Hamidiye atma! Şapka da giyeceğuz, vergi de vereceğuz, askere de gideceğuz!

Tepeden inmeci bütün uygulamaların doğal sonucu ortaya çıkmaktaydı. Halk kendisi için yapılan bu modernlik(!) hareketinin kendine rağmen yapılmasından dolayı hoşnutsuzluğunu çeşitli şekillerde ortaya koymaktaydı.

Şapka kanununa muhalefet eden birçok kişi İstiklal Mahkemelerinde yargılandı; bunların bazıları ölüm, bazıları da ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Ölüm cezasına çarptırılanlardan biri de İskilipli Atıf Hoca'dır. Aslında Atıf Hoca, protesto eylemlerine bizzat katılmamış, fakat adı geçen kanunun yayınlanmasından yaklaşık bir buçuk yıl önce (1340/1924) yazıp neşrettiği "Frenk Mukallitligi ve Şapka" adlı risalesinden dolayı Ankara İstiklal Mahkemesince suçlu bulunarak idama mahkûm edilmiş ve 4 Şubat 1926’da idam edilmiştir.

Şapka inkılâbının olacağını kendisine bildiren gazeteciyi gavurlukla suçlayan, onu tekmeleyip hücreye attıran Kel Ali, İstiklal Mahkemesi'nde İskilipli Atıf Hoca'nın şapka Kanunu'ndan 2 sene önce şapka aleyhinde yazdığı bir yazı ile ilgili dava sırasında şunları söyleyebilmişti:
"Sen bilmiyor musun ki şapka da bezdir, fes de bezdir!"
İskilipli Atıf Hoca buna karşılık olarak şunları söyler:

"Evet bilirim, lakin heyet-i hakimenin arkasında asılmış olan Türk bayrağı da bezdir... O bayrağı kaldırıp aynı bezden yapılmış İngiliz bayrağı asabilir misiniz?"

Müslümanların kıyafetleriyle de gayr-i müslimlerden ayrılması gerektiği, hele şapka vb alâmetlerin -zaruret hali hariç- asla giyilmemesi gerektiğini savunan merhum İskilipli Atıf Hoca'nın konuya yaklaşımı şöyledir:

“Her devletin alâmet-i mahsusayı haiz bir çeşit bayrağı vardır ki o bayrak hangi vapurun, zırhlının, tayyarenin, mektebin, binanın üzerinde bulunursa, o devletin olduğuna hükmolunur. Meselâ bizim Yavuz zırhlısı bütün müştemilatı itibariyle İngiliz, Alman ve Fransız zırhlılarına benzediği halde, yalnız şanlı bayrağının alâmet-i farikası ile onlardan ayrılır. Bu alâmeti görenler bizim zırhlımız olduğuna hükmederler. Başka devletlerin bayrağının bizim zırhlıya çekilmesi siyaseten, örfen, âdeten ve kanunen yasaktır. Onun için bunun mürtekibi, hiyanet-i vataniye, cinayet ve ecnebî taraftarlığı suçuyla itham edilerek idama hükmolunur. Bunun için medenî memleketlerden hiç birisinin bayrağını bizim vapurlara, zırhlılara çekmek suretiyle onları taklid ve teşebbühe yeltenmeye hiç bir kimse cesaret gösteremez… Binaenaleyh bizim zırhlıda başka devletlerin bayrağını görenler, o zırhlının bizim olmadığına hükmedecekleri gibi şapka, haç ve sâir küfür alâmeti giyen ve takınanların İslâmî milliyetten çıkıp kâfirler sınıfına iltihak etmiş olduklarına hükmederler"


Bu devrimden sonra birçok insan eve kapanmış ve hayatının sonuna kadar dışarı çıkmamıştır. Bunlardan biri de Mithat Giyim'in sahiplerinin dedeleridir

KAYNAK
 
Atatürk'ün Sözleri...

'''Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız''


''Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir. ''


''Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. ''


''Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. ''


''Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir. ''


''Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar. ''


''Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. ''


''Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.''


''Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.
''

''Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.''


''Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.''


''Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.''




MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


Bütün cevaplar burada var. Katılmamak mümkünmü. Bu hedefler şimdide geçerli. Çünkü biz hala Onun bıraktığı yerdeyiz....

''Atatürkçüyüm'' demekle olunmuyor. Atatürk hedefleri yıllar önce koymuş. Nasıl varılacağını dahi anlatmış ve ilk adımlarınıda atmış. Ama vefatından bu zamana geçen sürede nekadar yol katedilmiş? Dahada ileri gidip benim koyduğum hedefleride aşın demiş, sonuç! Tartıştığımız şeylere bak. Bırak hedeflere ulaşıp aşmayı, dahada geriye gitmeyi büyük maharetle başarmışız..

Atatürk hemen her sözünde gençlere özellikle vurgu yapmış. Biz neyapmışız; dincilik yapmışız, ırkçılık yapmışız. Kısacası ülkeyi geri bırakmak için elimizden gelen bütün çabayı göstermişiz.

Sözde Atatürk'e ençok sahip çıkan Askerin yaptığı ihtilaller ülkeyi 50 yıl geriye götürmüş, Yetmemiş siyasi olarak bölünüp birbirimize kurşun sıkmışız. Oda yetmemiş inançları ve milliyetleri yüzünden kendi insalarımızı öldürmüşüz.


Kendi eliyle kurduğu parti dahil, Kim, kimler bu hedeflere ulaşabilmek için bir adım atmış söyleyin bana! Bizim hala aynı konuları konuşup Hala Bu sebeplele birbirimize girmemiz. Makus talihimizmi, kadermi yoksa dış güçlerin işimi?..Kendinizi kandırmayın...

Atatürkün köylünün kalkınması,dolayısıyla milletin kalkınması için özel önem verdiği köy enstitüleri İsmet İnönü zamanında kapatılmış. Ona saygıda kusur etmeyenler, koyduğu İdealleri ağzına sakız yapıp, iktidara geçenler, nasıl bir ihanetin içine girmişler. Bir düşünün. Daha sayfalarca anlatılabilir. Nasılsa biz bu konuları daha yıllarca konuşuruz. Biz milletçe, onun gördüğü ufka, başımızı kaldırıp bakmak yerine Kafamızı eyip hep önümüze bakarız. Çünkü okumayız, tembeliz, ve sağlamcıyız. Ama Atatürkçülüğümüzden de asla taviz vermeyiz. Saygıda kusur etmeyiz.. Kesin

Atatürkün koyduğu hedefleri aşmak dışında, çok güvendiği Türk Gençliği herşeyi yapmış. Peki vefatından sonra, bunca yaşanan olaydan ders çıkartabilmişmi..HAYIR


Evet biz ''Atatürkçüyüz'' ve burası Türkiye....
 
Şapkanın Serencamı

Falih Rıfkı Atay'ın ifadeleri içinde: "Müslümanlar, Hristiyanların iyisine
'makul kefere', kötüsüne 'gavur', beterine şapkalı gavur' "denildiği bir
dönemde, 25 Kasım 1925 tarihinde şapka inkilabının yapıldığını ve bu inkılaba
karşı geldikleri için 57 kişinin idam edildiğini,..


.İngiliz araştırmacı yazar Paneth'in, "Turkey at the Gross roads "ın
(Türkiye Yol Ayrımında) , , isimli kitabında o günler ile alakalı olarak:


"Avrupa şapka imalatçıları altın günler yaşadılar. Gemiler dolusu fötr
panama, kasket,ne varsa İstanbul'a gönderildi. İtalyan Borsalino kardeşlerin şapka
yüklü gemisi İstanbul limanında idi zaten. Şapkanın gündeme gelmesi ile birlikte,
geminin yükü alelacele gümrükten geçirildi. Borsalino kardeşler bu işten büyük
kar elde ettiler... İstanbul'da erkeklerin kafalarında kağıt şapkalar hatta kadın ..
şapkaları bile vardı,.," diye yazdığını...


Şapka almakta zorluk çeken memurlara hükümetin taksitle borç para verdiğini ve bu
ilk devrim hareketini, yine devrimlerin savunucularından biri olan Halide Edip
Adıvar'ın:


"Şapka kanunu, devrimlerin en beyhude ve en sathisidir, Bu kanuna sokaktaki
adamın karşı çıkması, onu yapanlardan daha batılı bir davranıştır" diye
tepki gösterdiğini, , ,

Gerçekten düşünülmesi gereken bir konu
 
Neden Türkiyenin gerçekleri ile yüzleşmekten korkulur da gündem değiştirme ithamında bulunulur?
 
ne alaksız mesajlar yazılmış


şapka kanunu diyor ki: dini giysiler giymek dinsel başlık takmak yasaktır. takacaksan şapka takacaksın. ve devlet memurları ve milletvekillleri şapka takmak zorundadır diyor.


yani sokakta yürüyen halk için şapka takmak gibi bir zorunluluk yok.
ama sokakta yürüyen adam dini giysiler giyemez diyor.
ve bizim sadık akp yandaşları neden şapka tamkayanlara ceza verilmiyor o zamn böyle bir yasa varsa gibisinden sözler söylüyorda sosklarda dini cübbeler sarıklarla dolaşanlara neden ceza verilmediğini söylemiyorlar.


size bir parantez daha açayım. türkiyede sokakta cübbe giyme ve sarık takma izni sadece ve sadece diyanet işleri başkanına verilmiştir.

peki o zaman neden kimse çıkıpta yahu şu cubbeli ahmet denen adam neden cübbe ve sarıkla dolaşıyor demiyo?


cahillik bulaşıcıdır.
 
ne alaksız mesajlar yazılmış


şapka kanunu diyor ki: dini giysiler giymek dinsel başlık takmak yasaktır. takacaksan şapka takacaksın. ve devlet memurları ve milletvekillleri şapka takmak zorundadır diyor.


yani sokakta yürüyen halk için şapka takmak gibi bir zorunluluk yok.
ama sokakta yürüyen adam dini giysiler giyemez diyor.



cahillik bulaşıcıdır.

haklısın; iyide ben şunu sorayım önce , bahsettiğin kanun uygulanabilrilik açısından en totaliter zeminde kaç devlet erkanına hatta devrimlerin yılmaz savuncusu kemalist, ve sol cephe , hatta askeri kökenli emekli paşaların diktaları ve ihtilal dönemlerinde dahi kaç kişiye bu şapkayı giydirebildi düzen? hiç.... darbeci generalalerin cum.başkanları bile gürsel,korütürk,madanoğlu,hangisi? o dönemde sakallı cüppeli adam görmek bile mümkün değildi uzun bir sürede giyebilen çıkmadı türkiyede.devrim cüppeliye işledi ama kanun devletin kendi adamına devlet memuruna işlemedi.. bir tek efendimiz dedikleri köylünün kaqfasına yapıştı kaldı, o da devlet dairesinde düz memurun önünde onuda çıkartıp 2 eliyle apışarasına indirip süklüm püklüm durmak için...
 
haklısın; iyide ben şunu sorayım önce , bahsettiğin kanun uygulanabilrilik açısından en totaliter zeminde kaç devlet erkanına hatta devrimlerin yılmaz savuncusu kemalist, ve sol cephe , hatta askeri kökenli emekli paşaların diktaları ve ihtilal dönemlerinde dahi kaç kişiye bu şapkayı giydirebildi düzen? hiç.... darbeci generalalerin cum.başkanları bile gürsel,korütürk,madanoğlu,hangisi? o dönemde sakallı cüppeli adam görmek bile mümkün değildi uzun bir sürede giyebilen çıkmadı türkiyede.devrim cüppeliye işledi ama kanun devletin kendi adamına devlet memuruna işlemedi.. bir tek efendimiz dedikleri köylünün kaqfasına yapıştı kaldı, o da devlet dairesinde düz memurun önünde onuda çıkartıp 2 eliyle apışarasına indirip süklüm püklüm durmak için...




bahsettiğim kanun zaten cübbeliler için çıkarıldı. yani çıkarılış amacı o cübbeliler.

çünkü türkiye tekkeler ve zaviyeler memleketi olmayacak diyen bir insanın böyle bir yasaya da ihtiyacı vardır. halkı boş, bilinçsiz,art niyetli kendini din adamı diye ortaya atanlardan korumak için böyle bir kanun çıkarılması gerekliydi.

efendimiz köylüye gelince de: köyde bulunmadınız galiba. yada bulunduğuuz köyler karadeniz civarındaki köylerdi. çünkü anadoluda köylerde tarlada çalışırken başınıza bir şey örtmek mecburiyetindesiniz. o tozdan, saptan samandan korunmanın en basit ve en düzgün yönetemi erkekler için şapka takmak kadınalr için yemeni bağlamaktır. doğu, güneydoğu ve bazı ege köylerinde ise köydeki erkekler başlarına poşu takarlar. ve bu poşular renk ve desen farkılığı gösterir hemen hemn her bölge ve ya şehirde. mesela urfalılar beyaz ipek poşular takarken hakkarililer siyah beyaz pamuk poşu takar aydınlılar turuncu beyaz poşu takar.

benim dedem 1993 yılında 75 yaşında öldü ve dedem babasının şapkasını hatıra niyetine saklardı. siz tarih hesabını yapın babasının ne zaman şapka takmaya başladığıyla ilgli. ve dedem ölene kadar şapkasını kafasından çıkarmadı.


yani demem o ki anadolu köylüsü şapka kanunundan sonra şapka takmaya başlamadı.





ve bize şapka kanunu saçma diyen avrupadan bir kaç yasa

bunlar ne kadar akılcı acaba

DÜNYANIN en 'akıl almaz' yasalarını araştıran İngiliz savcı David Crombie, elde ettiği verileri bir kitapta topladı. "Dünyanın En Absürd Yasaları" adıyla Türkiye'de de yayımlanan kitapta yer alan yasaklar 'pes' dedirtecek cinsten. İşte örnekler:

# İngiltere'de pub, bar gibi yerlerde sarhoş olmak yasak.
# Kadınların otobüste çikolata yemesi, 10 yaşından küçük çocukların çıplak vitrin mankenlere bakması yasak.
# Danimarka'da hapishaneden kaçmaya çalışmak suç değil.
# Fransa'da rayların üzerinde öpüşmek yasak.
# İtalya'da Mary adındaki kadınların fahişelik yapması suç.
# İskoçya'da bir ineğin yanında sarhoş olmak yasak.

http://www.milliyet.com.tr/2007/02/05/yasam/yas06.html





ve ben Şapka kanunu AB`yi şok etti başlıklı konunu linkine tıkladım ve tüm gazeteler çıktı karşıma ve orda altta gerçek linke tıkladım ama sayfa bulunamadı diyor. bu da ayrı bir muamma. birileri yazmış ama gerçek kaynak yok ortada. inamayan denesin.


haber de 2004 haberiymiş. bu zamanda ortaya atılması gündemin ne kdar yakından takip edildiğiniğn açık bir göstergesi.
 
zerkli ; zahmet etmiş o kadar yazmışsın, bunca avrupadan falan notlar anlatmaya gerek yoktu. sen az ve öz olarak yaşanagelen bu şapka kanunu hakkında ne düşünyürsun. kanunsa senin başında şapka varmı? bırak babanın şapkasını o tarlada çalışırken giymiş tamam, devletin hangi memurunda şapka var, hangi üst düzey devlet adamı hatta baykal hatta kaç cumbaşkanı şapka takmıştır.. takmayanlar için yasa işlermi işlemezmi;? kimsenin kanununu bile takmadığı tınlamadığı bir şapkanın kendisini köylüden başka takanda yok ..devrimleri yaşatackasan hadi buyur yaşat.. kanunlar işlemek içinmi üzerinden siyaset üretilmek içinmi çıkartılır bu ülkede.. uymayanları uyarmayı düşünüyormusun? dava açmayı düşünüyormusun yada açtınmı? bu kanun nasıl bir kanun ki ülkenin kurucusunun koyduğu bir kanuna kimsenin değil kafasına umruna bile taktığı yok.. ne buyurursun?
 
Ben şunu söylemek istiyorum

Şapka kanununun uygulanması için cebir uygulanmış mı uygulanmamış mı?

Uygulandığı pekçok kaynakta malum..

Dünyanın hangi ülkesinde bir ülkenin giyim kuşamı cebirle sağlanır?

Yani mazlum olan onca insan ne olacak?

Bunu diğer inkılaplar için söylemek de mümkün....
 
nice şapka gördüm
altında kafa yok

nice kafa gördüm
içinde bişey yok

şapkayı kafanın üstüne giymeyi beceremeyenlere ceza var
şapkayı kafanın üstüne giyebilenlere şapkada gerekmiyor
 
zerkli ; zahmet etmiş o kadar yazmışsın, bunca avrupadan falan notlar anlatmaya gerek yoktu. sen az ve öz olarak yaşanagelen bu şapka kanunu hakkında ne düşünyürsun. kanunsa senin başında şapka varmı? bırak babanın şapkasını o tarlada çalışırken giymiş tamam, devletin hangi memurunda şapka var, hangi üst düzey devlet adamı hatta baykal hatta kaç cumbaşkanı şapka takmıştır.. takmayanlar için yasa işlermi işlemezmi;? kimsenin kanununu bile takmadığı tınlamadığı bir şapkanın kendisini köylüden başka takanda yok ..devrimleri yaşatackasan hadi buyur yaşat.. kanunlar işlemek içinmi üzerinden siyaset üretilmek içinmi çıkartılır bu ülkede.. uymayanları uyarmayı düşünüyormusun? dava açmayı düşünüyormusun yada açtınmı? bu kanun nasıl bir kanun ki ülkenin kurucusunun koyduğu bir kanuna kimsenin değil kafasına umruna bile taktığı yok.. ne buyurursun?




sana aslında olayın özünü anlatmıştım ama yine ve yine anlamamşısın.


o kanunun çıkış sebebini anlatmıştım. cübbelilerdir. din tacirleridir diye.


baykal giymemiştir , ama aynı suçu abdullah gül ve tayyip erdoğanda işliyor. onların adını telaffuz etmekten neden korkuyorsun.

ve dava işine gelirse dava açmadım açmayıda düşünmüyorum ama bir gün dava açmak istersem ilk davayı abdullah güle açarım. çünkü o cumhur başkanı olarak başkanı olduğu cumhura örnek olmalıdır ve bir kanun varsa ilk o uymalıdır.


abdullah gül cumhurbaşkanı olduğunda smokin giymek gelenek olduğu halde giymedi ancak ne hikmetse ingiltere kraliçesi gelince smokine büründü. bu da ayrı bir parantez


ve madem bu kanundan o kadar rahatsızsınız 7-8 yıldır iktidardasınız neden değiştirmediniz? yeterli sayıda milletvekiliniz de var.
zaten yürürlükte olmayan bir yasa bir çok milletvekilide destek verir.


garipsiniz gerçekten.

bir olay sizi rahatsız ediyor ve fakat onu deiştirmek imkanınız varken değiştirmiyorsunuz ve şikayet ediyorsunuz.


nedeni de belli. sizin beslendiğiniz kaynaklar onlar çünkü. mağdurluktan besleniyorsunuz. nasıl ki mhp yi terörden besleniyor diye itham ediyorsanız sizde mağdurluktan besleniyorsunuz.
 
Bunları biliyor muydunuz

Falih Rıfkı Atay'ın ifadeleri içinde: "Müslümanlar, Hristiyanların iyisine
'makul kefere', kötüsüne 'gavur', beterine şapkalı gavur' "denildiği bir
dönemde, 25 Kasım 1925 tarihinde şapka inkilabının yapıldığını ve bu inkılaba
karşı geldikleri için 57 kişinin idam edildiğini,.. (227 /a)


.İngiliz araştırmacı yazar Paneth'in, "Turkey at the Gross roads "ın
(Türkiye Yol Ayrımında) , , isimli kitabında o günler ile alakalı olarak:


"Avrupa şapka imalatçıları altın günler yaşadılar. Gemiler dolusu fötr
panama, kasket,ne varsa İstanbul'a gönderildi. İtalyan Borsalino kardeşlerin şapka
yüklü gemisi İstanbul limanında idi zaten. Şapkanın gündeme gelmesi ile birlikte,
geminin yükü alelacele gümrükten geçirildi. Borsalino kardeşler bu işten büyük
kar elde ettiler... İstanbul'da erkeklerin kafalarında kağıt şapkalar hatta kadın ..
şapkaları bile vardı,.," diye yazdığını...


Şapka almakta zorluk çeken memurlara hükümetin taksitle borç para verdiğini ve bu
ilk devrim hareketini, yine devrimlerin savunucularından biri olan Halide Edip
Adıvar'ın:


"Şapka kanunu, devrimlerin en beyhude ve en sathisidir, Bu kanuna sokaktaki
adamın karşı çıkması, onu yapanlardan daha batılı bir davranıştır" diye
tepki gösterdiğini, , ,(227/b)

227/a- Atay, Falih Rıfkı; Çankaya, İst?1980, s.430

227/b- Güneş gazetesi pazar eki, 2 Eylül 1990
 
Aynı şeyleri yazıp duruyosun. Ban üstüne ban yedin üyeliğin açılınca aynı konuyu yeniden hortlatıyorsun. İyikibi konu açtın. :S
 
Aynı şeyleri yazıp duruyosun. Ban üstüne ban yedin üyeliğin açılınca aynı konuyu yeniden hortlatıyorsun. İyikibi konu açtın. :S

Zoruna mı gitti yazmam? Zoruna giden Silivriye gitsin:durdurun

Kıyamete kadar hakkın taraftarı da bitmez,batılın taraftarı da bitmez.

Dünya durdukça bu zulümler,bu fecaatler,bu şenaatler yazılacak ve bunları icra edenler telin edilecekler.
 
.öcalan zamanında asılsaydı ya da şu an asılsa bugün türkiye çok farklı olurdu.devlet acırsa devletin kendisi acıncak hale gelir.

sen öcalanın okadar dağlara çıkıp terörist olmasını kendisimi yaptı sanıyosun öcalan sadece bir piyon du o olmasaydı başkası olurdu o görevi yapacak... ayrıca öcalanın kayınpederi mit de görevl biriydi bilmem bu aklınızda ne gibi sorular uyandırır..._?
 
Zoruna mı gitti yazmam? Zoruna giden Silivriye gitsin:durdurun

Kıyamete kadar hakkın taraftarı da bitmez,batılın taraftarı da bitmez.

Dünya durdukça bu zulümler,bu fecaatler,bu şenaatler yazılacak ve bunları icra edenler telin edilecekler.


Bukadar basitleşme. Aynı şeyleri yazıp duruyosun.

Adamlara gavur diosun gavur kaynaklarından alıntı yapıosun. :S
 
Arkadaşlar ab bizim girmemiz demek türklük milliyetçilik vatan bayrak osmanli geçmişdeki tüm mazimizin bittiği anlamına gelir
birkere ab deki bütün üyelerden farklı bir kimliğimiz var ananevi duygularımız farklı
biz bu vatanımızı geçmişteki atalarımız kanlarıyla sahip olduk onlar topraklarını hediye olarak aldılar onlar asla bizi anlayamaz
herkesin annesi küçükken size oğlum yada kızım ekmeği yere dökme demiştir oysa onlar için hiçbişey ifade etmez zıt kültür anlayışımız var onalr bayraklarını iç çamaşırı olarak giyyor biz herzaman göklerde tutarız
biz onlardan herzaman farklı olduk asıl çağdaş türklerdir
onlar bize özensin bizim bacılarımızın çeyiz sandığı var onların diskoda eğlence direkleri var.
Türkün türkten başka dostu yoktur.
 
Bence cok saçma bi kanun..bununla ne amaçlanıyordu acaba,neyimize faideli olacakmış ..böyle bi kanun dünyanın neresinde varmış.hiç bi mantıklı izahatı yok.sapka giyince mi medeni oluyomuşuz..aman kalsın..
 
Geri
Üst