- Katılım
- 23 May 2010
- Mesajlar
- 10,583
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İnadına Atatürk Sonuna Kadar Atatürk! - Emre KOŞAK
"Kaleler birer birer düşüyorken elden
Bir Bozkurt gibi kuduruyorum öfkeden!"
Çevremdeki kimi insanlar yazılarımda Atatürk'den çok bahsettiğimden dem vuruyorlar. "Bu duruma gülsem mi ağlasam mı?" diyorum. Şaşırıyorum. Çevremdeki bu insanların hiç birisi bir AB yetkilisi değil! Hepsi inançları yoğun-dindar müslümanlar...
AB Parlamento Komisyonu Eşbaşkan Yardımcısı İngiliz Parlamenter Andrew Duff aynen şöyle demiştir:
Türkiye'de artık Kemalizm milliyetçiliğinin reforme edilmesi gerekiyor. Günümüz Türkiye koşulları bunu gerektiriyor. Atatürk büyük bir kişiydi. Atatürk batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır. Bunun için suçlanamaz. Kendisine büyük saygımız var. Ancak tarih olmuş klasik düşüncelerin aşılması gerekiyor. Duvarlardaki resimlerin ve heykellerin kaldırılması Kemalizm'in modernleştirilmesi gerekiyor.
Bu yaratığın bu ifadelerinin hemen ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın armasından Atatürk'ün Kocatepe'ye çıkışını ifade eden resim kaldırılmıştır!
Bu yaratık ve bunun gibi yaratıkların dedeleri büyük atam Attila'nın atının mahmuzlarını öpmüştür zamanında... Onlar bunu hiçbir zaman unutmamışlardır ve bu aşağılık kompleksiyle yaşıyorlar yaşamaya devam edeceklerdir.
Türkler'de en eski devirlerden beri "Atalar kültü" vardır. Bu anlayış üzere Türkler'in atalarına saygıları çok büyüktür. Ve bu dünyadan göçmüş büyük işler başarmış ataları gönüllerinde çok üstün bir yere sahiptir. Yine çağlar boyu "Atalar kültü" doğrultusunda çeşitli imgelerle objelerle anıtlarla atalarını anmışlar ve her dem dosta-düşmana karşı hatıralarını canlı tutmaya çalışmışlardır. " Anıt" zaten adı üstünde "an-mak" sözcük kökünden gelir. Yoksa Arap kültür emperyalizminden aşırı bir şekilde etkilenen Cumhuriyet'in beyinsel evrimini tamamlattıramadığı kimi yobaz çevrelerin söylediklerinin aksine "tapınmak" için değildir. Zaten bu çevreler dün peşlerinden gittikleri sahte din alimlerinden şefaat dilerken bugün "türban" ve bir-çok konuda Brüksel'den şefaat dilemekteler 2 Cumhuriyetçilerle bir olup Türk Devleti'nin kuyusunu kazmaktalar. Tamamen "şaşkın" bir yapıya sahip bulunmaktadırlar. Kısacası sömürgeci güç odaklarının doğrudan-doğruya piyonluğunu yapmaktadırlar.
Biz büyük işler başarmış atamızı anmak ve her dem hatırasını canlı tutmak adına resimlerini duvarlara asarız heykellerini meydanlara dikeriz! Hangi küstah onları o durdukları yerden indirecekmiş şaşarım?!
Tanrıkut Mete Kara Kuvvetlerimizin kurucusu olarak kabul edilir. Ve bugün bütün dünya uluslarının ordularının taklit ettiği "10'luk" sistem O'nun insanlığa armağanıdır. Tanrıkut Mete'nin "10'luk" sisteme geçiş yani düzenli orduya geçiş tarihi olan M.Ö. 209 tarihi de Kara Kuvvetlerimizin kuruluş tarihi olarak benimsenmiştir. Bu tarihin oraya konması Türk devlet geleneğinin ve Türk Tarihi'nin bir bütünsellik ifade ettiğinin bir göstergesidir.
Atatürk; Tanrıkut Mete'nin öz be öz torunudur. Tanrıkut Mete gibi O'nun da gözleri gök mavisidir. Ve her ikisi de " Türk" adını göklere yükseltmişlerdir!
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın armasından çıkarılan Atatürk'ün Sakarya sırtlarındaki Kocatepe'deki o duruşu çok büyük anlamlar içerir. O büyük anlam istiklal-i tam'ı (BAĞIMSIZLIĞI) ifade eder. Bugün o duruşu armadan kaldıranların kafalarında ve gönüllerinde TAM BAĞIMSIZLIK ülküsü yerine "çağdaşlık" adı altında çok farklı şeyler bulunmaktadır.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden konuyla ilgili yapılan yanıt içerikli açıklamada:
"Gözlerden kaçan husus Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin esasen beyninde ve davranışlarında yer alan Atamızın simgesel resminin Türk bayrağı ile bütünleşik olarak her rütbedeki personelin kalbinin üstünde taşıdığı ayrı ve özel bir rozette yer aldığı ve üniformanın ayrılmaz bir parçası olarak bütün personelce taşındığıdır. Bu gerçekleri bilmeden yapılan haksız eleştirileri Ulu Atamıza milletçe duyduğumuz sevginin tezahürü olarak gördüğümüzü kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz"
deniyor.
Bu açıklamadan sonra aklıma bir Türk atasözü geldi:
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz..."
Adı Türkiye (yani =Türk'ün vatanı demek) olan öyle bir ülkede yaşıyoruz ki;
"Türküm benim soyum budur!" ve
"Yolum Atatürk'ün yoludur"
demek suç sayılıyor hemen her kesim tarafından aforoz ediliyorsunuz.
YILDIRIMLAR YARATAN BİR IRKIN AHFADI olan Harbiyeliler'in yakasından sökülen Atatürk'ün o duruşu bugün benim yakamda rozet olarak duruyor. Zerre kadar cesareti olan varsa şimdi gelsin benim yakamdan da söksün Atatürk'ü! Belki öldürebilirler ancak öldürdükten sonra yakamızdaki Atatürk'ü sökebilirler ama yüreğimizdeki Atatürk'ü sonsuza kadar sökemezler sökemeyecekler!
Emre Koşak
Kuvvaimilliye
"Kaleler birer birer düşüyorken elden
Bir Bozkurt gibi kuduruyorum öfkeden!"
Çevremdeki kimi insanlar yazılarımda Atatürk'den çok bahsettiğimden dem vuruyorlar. "Bu duruma gülsem mi ağlasam mı?" diyorum. Şaşırıyorum. Çevremdeki bu insanların hiç birisi bir AB yetkilisi değil! Hepsi inançları yoğun-dindar müslümanlar...
AB Parlamento Komisyonu Eşbaşkan Yardımcısı İngiliz Parlamenter Andrew Duff aynen şöyle demiştir:
Türkiye'de artık Kemalizm milliyetçiliğinin reforme edilmesi gerekiyor. Günümüz Türkiye koşulları bunu gerektiriyor. Atatürk büyük bir kişiydi. Atatürk batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır. Bunun için suçlanamaz. Kendisine büyük saygımız var. Ancak tarih olmuş klasik düşüncelerin aşılması gerekiyor. Duvarlardaki resimlerin ve heykellerin kaldırılması Kemalizm'in modernleştirilmesi gerekiyor.
Bu yaratığın bu ifadelerinin hemen ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın armasından Atatürk'ün Kocatepe'ye çıkışını ifade eden resim kaldırılmıştır!
Bu yaratık ve bunun gibi yaratıkların dedeleri büyük atam Attila'nın atının mahmuzlarını öpmüştür zamanında... Onlar bunu hiçbir zaman unutmamışlardır ve bu aşağılık kompleksiyle yaşıyorlar yaşamaya devam edeceklerdir.
Türkler'de en eski devirlerden beri "Atalar kültü" vardır. Bu anlayış üzere Türkler'in atalarına saygıları çok büyüktür. Ve bu dünyadan göçmüş büyük işler başarmış ataları gönüllerinde çok üstün bir yere sahiptir. Yine çağlar boyu "Atalar kültü" doğrultusunda çeşitli imgelerle objelerle anıtlarla atalarını anmışlar ve her dem dosta-düşmana karşı hatıralarını canlı tutmaya çalışmışlardır. " Anıt" zaten adı üstünde "an-mak" sözcük kökünden gelir. Yoksa Arap kültür emperyalizminden aşırı bir şekilde etkilenen Cumhuriyet'in beyinsel evrimini tamamlattıramadığı kimi yobaz çevrelerin söylediklerinin aksine "tapınmak" için değildir. Zaten bu çevreler dün peşlerinden gittikleri sahte din alimlerinden şefaat dilerken bugün "türban" ve bir-çok konuda Brüksel'den şefaat dilemekteler 2 Cumhuriyetçilerle bir olup Türk Devleti'nin kuyusunu kazmaktalar. Tamamen "şaşkın" bir yapıya sahip bulunmaktadırlar. Kısacası sömürgeci güç odaklarının doğrudan-doğruya piyonluğunu yapmaktadırlar.
Biz büyük işler başarmış atamızı anmak ve her dem hatırasını canlı tutmak adına resimlerini duvarlara asarız heykellerini meydanlara dikeriz! Hangi küstah onları o durdukları yerden indirecekmiş şaşarım?!
Tanrıkut Mete Kara Kuvvetlerimizin kurucusu olarak kabul edilir. Ve bugün bütün dünya uluslarının ordularının taklit ettiği "10'luk" sistem O'nun insanlığa armağanıdır. Tanrıkut Mete'nin "10'luk" sisteme geçiş yani düzenli orduya geçiş tarihi olan M.Ö. 209 tarihi de Kara Kuvvetlerimizin kuruluş tarihi olarak benimsenmiştir. Bu tarihin oraya konması Türk devlet geleneğinin ve Türk Tarihi'nin bir bütünsellik ifade ettiğinin bir göstergesidir.
Atatürk; Tanrıkut Mete'nin öz be öz torunudur. Tanrıkut Mete gibi O'nun da gözleri gök mavisidir. Ve her ikisi de " Türk" adını göklere yükseltmişlerdir!
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın armasından çıkarılan Atatürk'ün Sakarya sırtlarındaki Kocatepe'deki o duruşu çok büyük anlamlar içerir. O büyük anlam istiklal-i tam'ı (BAĞIMSIZLIĞI) ifade eder. Bugün o duruşu armadan kaldıranların kafalarında ve gönüllerinde TAM BAĞIMSIZLIK ülküsü yerine "çağdaşlık" adı altında çok farklı şeyler bulunmaktadır.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden konuyla ilgili yapılan yanıt içerikli açıklamada:
"Gözlerden kaçan husus Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin esasen beyninde ve davranışlarında yer alan Atamızın simgesel resminin Türk bayrağı ile bütünleşik olarak her rütbedeki personelin kalbinin üstünde taşıdığı ayrı ve özel bir rozette yer aldığı ve üniformanın ayrılmaz bir parçası olarak bütün personelce taşındığıdır. Bu gerçekleri bilmeden yapılan haksız eleştirileri Ulu Atamıza milletçe duyduğumuz sevginin tezahürü olarak gördüğümüzü kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz"
deniyor.
Bu açıklamadan sonra aklıma bir Türk atasözü geldi:
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz..."
Adı Türkiye (yani =Türk'ün vatanı demek) olan öyle bir ülkede yaşıyoruz ki;
"Türküm benim soyum budur!" ve
"Yolum Atatürk'ün yoludur"
demek suç sayılıyor hemen her kesim tarafından aforoz ediliyorsunuz.
YILDIRIMLAR YARATAN BİR IRKIN AHFADI olan Harbiyeliler'in yakasından sökülen Atatürk'ün o duruşu bugün benim yakamda rozet olarak duruyor. Zerre kadar cesareti olan varsa şimdi gelsin benim yakamdan da söksün Atatürk'ü! Belki öldürebilirler ancak öldürdükten sonra yakamızdaki Atatürk'ü sökebilirler ama yüreğimizdeki Atatürk'ü sonsuza kadar sökemezler sökemeyecekler!
Emre Koşak
Kuvvaimilliye